29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 MART 2014 CUMARTESİ 6 HABERLER AKP’nin savaş hevesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Muhalefet partileri, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da aralarında bulunduğu üst düzey devlet yöneticilerinin Suriye’ye savaş planları yaptıklarını gösteren internetteki ses kayıtlarına çok sert tepki gösterdi. Suriye konusuyla ilgili devletin üst düzey yöneticilerinin konuşma kaydının önceki gün YouTube üzerinden sızmasının ardından muhalefet partileri hükümeti savaş planları yapmakla suçladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Bakan Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler arasında geçen skandal ses kaydını TBMM gündemine taşıdı. Muhalefet partileri iktidarı, iç politikadaki çıkmazını uluslararası krizle aşmaya çalışmakla suçladı Boksör... Liseli yıllarımda boksa azıcık meraklı olduğumu itiraf ederim… O yıllarda izlediğimiz Amerikan filmlerinin etkisiyle midir, bilmiyorum… Humprey Bogard gibi burnumuzdan konuşmak, rıhtımlar üzerindeki Marlon Brando gibi yürümek, Burt Lanchester gibi romantik ve çevik olmak, (benim ve bazı kafa dengi arkadaşlarımın) sevdiğimiz şeylerdi… Boks merakımı göz açıp kapayasıya kadar kısa bir süre için eyleme de dönüştürdüm… Benim kuşağımdan herkes 1950’li 60’lı yılların Çankırı’sından Boksör Necmi’yi anımsar… Balkan kökenli, kumral, orta boylu, geniş omuzlu, yakışıklı bir adamdı. Arkadaşım olan kardeşi Atıf ise Deniz Harp Okulu öğrencisi, uzun boylu, ince, utangaç denecek kadar kibar bir çocuktu. Bir gün Atıf’la, her nasılsa, ağabeyinden boks dersi almaya karar verdik… Ben, sıska denecek kadar zayıf lise öğrencisi, ellerimde boks eldivenleri, Necmi ağabeyle ringe çıktım… Birkaç ayak hareketinden sonra nasıl olduysa sağ yumruğum “rakibimin” yüzüne geldi… Antrenman hareketlerimiz devam ederken aramızda geçen şu kısacık diyalog bunca yıl sonra aynen aklımdadır: “ Pardon abi.. Pardonu olur mu bunun lan!” Benim boksörlük serüvenim, elime boks eldivenleri giyerek ringe bu ilk ve son çıkışımla sınırlı kaldı… Televizyon kanallarını gezerken karşıma rastlantısal olarak çıkan bir boks maçını bir süre yine ilgiyle izlememe karşın, rakiplerden biri şiddetli bir darbe alarak sarsıldığında daha fazla izleyemem… Buna karşılık, bütün bedeni çalıştırışı; dikkat, zekâ, dans, matematik, çeviklik ve kararlılığı birleştirmesiyle boks sanatına yine de ilgi duyduğumu gizleyemem… HHH Birkaç gün önce internet üzerinden öğrendiğime göre 1980 Almanya doğumlu boksör Ünsal Arık, Tekirdağ’daki boks maçına, üzerinde “Bu ülke Atatürk’ün, Tayyip’in değil” yazılı bir tişörtle çıkmış… Daha sonra haberin ayrıntısını kendisiyle yapılmış söyleşiden, kendi sözlerinden okudum: “Ben Almanya’da doğup büyüdüm. Ancak Türk’üm. Türkiye’nin gidişatından da endişeliyim. Tayyip Erdoğan’ın politikalarını doğru bulmuyorum. Hiçbir zaman ağzından ‘Ben Türküm’ diye bir söz çıktığını duymadım. Bu ülkeyi Atatürk kurdu. Atatürkçüyüm. Benim babam hacı. Ancak o da Erdoğan’a kızıyor. Ben bu ülke bölünsün istemiyorum, toplum bölünmesin.” Ünsal Arık, sporculuğa futbolla başlamış. Fenerbahçe genç takımına kadar yükselmiş. Fakat hobi olarak başlaOYUMUZ ÖZGÜRLÜKTEN, dığı boksta hızla ilerleyerek “süBİRLEŞMEDEN YANA per orta sıklette” Avrupa şampiyonu olmuş. Sıkletinde dünya şampiyonluğu hedefleyen yurtsever sporcuya, biz de buradan başarılar dileyelim… HHH Ünsal Arık toplum bölünmesin diyor ama, toplumun nasıl bölünmüş olduğu maç sonrasında aldığı tepkilerden de belli… “Olumlu olduğu kadar olumsuz tepkiler de geldi” diyor… Bir an, farklılıklar demokrasinin gereğidir, çoğulculuktur diye düşünebiliriz… Öyle değil… Bir ülkenin kurtuluş ve yeniden kuruluşuna önderlik etmiş, evrensel aydınlanma bayrağını bu topraklarda yükseltmiş bir kişilikten nefret etmek, hainlik değilse eğer çok büyük bir cehalet ve aptallıktır. Bugün toplumun akla kara gibi iki karşıt kampa bölünmüş olduğu, seçim öncesi miting alanlarında apaçık görülmektedir. Aydınlıkla karanlığın karşıtlığı kadar kesin ve keskin, yakın ve uzak tarihimizde hiçbir zaman bugünkü boyutlara ulaşmamış bu ayrımlaşma, günümüzde Tayyip Erdoğan’ların önderliğini yaptığı, Atatürk ve Kurtuluş Savaşı düşmanlığında odaklanan, toplumu can düşmanı kamplara ayıran, çağını çoktan tamamlamış olması gereken kapkara bir gericiliğin eseridir. Yurtsever sporcunun tişörtünde vurgulanan budur… HHH Boksörlükle başladık, öyle de bitirelim… Tayyip Erdoğan son performanslarında, üst üste yediği yumruklarla gardı bozulmuş, abandone olmuş bir boksörü andırıyor… Beden dili şaşkın, savurduğu yumruklar rastgele, tutarsız... Nakavt olmasına az zaman kalmış… Nakavt olmakla da kalmayıp ringin dışına savrulacağını öngörmek, kehanet sayılmamalı… BAHÇELİ: ERDOĞAN, BİLAL’İ KURTARAYIM DERKEN MİLLETİN BEKASINI ATEŞE ATTI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Suriye’ye ilişkin savaş çıkarma planlarının yapıldığını ortaya koyan ses kayıtları ile ilgili olarak “Devletin perişan hali Başbakan Erdoğan’ın eseridir. Başbakan Türkiye’ye bizzat kendi işbirlikçi adamları vasıtasıyla füze atılmasına dahi sıcak bakacak kadar ahlaksız, vicdansız ve insafsızdır” değerlendirmesini yaptı. Dün akşam sürpriz bir basın toplantısı düzenleyen Bahçeli, “Devletin en mahrem ve özel bilgilerinin ortam dinlemesiyle ele geçirilip sanal medya kanalıyla servis edilmesi Türkiye Cumhuriyeti’nin içine düşürüldüğü içler acısı halin yalnızca bir özetidir” dedi. Başbakan’ın Türkiye’nin kodlarını, milli birliğini ve tarihi haklarını pazarlıklarla, menfaat karşılığında elden çıkardığını söyleyen Bahçeli, “Artık bu ülkede hiç kimsenin güvenliği teminat altında değildir ve devlet fiilen yoğun bakımdadır. Başbakan, kendisini ve Bilal’ini kurtarayım derken devletin prestijini, caydırıcılığını ve milletin bekasını ateşe atmıştır” diyerek tepkisini gösterdi. Erdoğan’ın devletin sırlarını bugüne kadar kimlerle paylaştığını açıklaması gerektiğini belirten Bahçeli, Erdoğan’un konuyu Gülen cemaatinin üzerine yıkarak kendini aklamaya çalıştığını söyledi. Bahçeli ortaya çıkan dinlemelerde küresel güç ve istihbarat örgütlerinin de olabileceğine dikkat çekti. Dışişleri Bakanlığı’ndaki toplantının dinlenmesinin yanı sıra içeriğinin de ayrı bir sorun olduğunu belirten Bahçeli “Camileri bombalayacaklar diyerek yıllarca TSK zan altında bırakılmış, değerli komutanlar haksız yere cezaevinde tutulmuştur. Ancak şimdi kendi ülkesine füze attırıp Türkiye’yi savaşa sokmayı amaçlamış birisi karşımızdadır. Güçlü bir ihtimaldir ki, bu fikrin patent hakkı Başbakan Erdoğan’ındır. Yani Başbakan rüşvet, yolsuzluk ve hırsızlıktan yakayı kurtarabilmek için Suriye’ye karşı düzmece bir savaş senaryosu dahi hazırlamıştır” ifadelerini kullandı. CHP’li Oran, Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, “Süleyman Şah Türbesi ne için imkân gibi değerlendirilecek? IŞİD güçleri arasında Dışişleri veya MİT personeli var mıdır? Mehmetçiğin üstüne MİT personeli tarafından 8 füze atılması cinayet ve vata ‘Kaydı Fidan mı aldı?’ na ihanet değil midir?” diye sordu. Oran, 13 Mart’taki görüşme kaydının kim tarafından alındığını öğrenmek isterken, “Dışişleri Bakanlığı mensupları arasında bir köstebek var mıdır?” dedi. Oran, ses kaydının toplantıdaki 4 isimden biri olan MİT Müsteşarı Hakan Fidan tarafından alınıp alınmadığını da sordu. BDP Genel Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamada da skandal ses kaydının derin bir kaygıyla karşılandığı belirtildi. Açıkla mada, iktidardaki bir siyasi partinin, devletin tüm yetkilerini kullanarak meşru olmayan yöntemlerle tüm ülkeyi savaşa sürükleyecek bir planı öne sürmesinin kabul edilemez bir durum olduğu vurgulandı. Açıklamada, “İç politikada bir çıkmazı yaşayan AKP, ülkeyi savaşa sürükleme pahasına kendi iktidarını korumaya çalışmaktadır” denildi. Açıklamada, savaşa hevesli, barışa ise mesafeli yaklaşan AKP hükümetinin toplumda meşruiyetini giderek kaybettiği ifade edilerek “İç politikada gün geçtikçe daha fazla otoriterleşen, kutuplaştıran; dış politikada ise saldırgan ve iç politika endeksli diplomasi yürüten bir siyasal söylemin ve pratiğinin ülkedeki halklara hiçbir şey kazandırmayacağı açıktır” denildi. MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan da söz konusu ses kaydıyla ilgili “O konuşmada ‘Dördünden biri casus’ bulunanlardan biri casus. Üzerinde kayıt cihazı bulunan kim ise, casus odur” açıklaması yaptı. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarından sonra AKP’den istifa eden Bağımsız Kütahya Milletvekili İdris Bal da, “Böyle bir dönemde bu açıklamalar aslında perde arkasında ne tür oyunların oynandığını ortaya koyuyorsa, eğer doğru ise sonuçları itibarıyla millet menfaati ve insanların aydınlanmasına hizmet eder” dedi. Davutoğlu devlete yaslandı ANKARA/KONYA Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in katıldığı güvenlik toplantısının ses kayıtlarının yayımlanmasının ardından dün hükümet temsilcilerinden sert tepkiler yükseldi. Davutoğlu, konuk olduğu NTV’de, dinlemeyi “Türk siyasetini dizayn etme çabası” olarak tanımlarken, “Jammer’ın (sinyal bozucu) da kullanıldığı bir odadır burası. Tedbirlerin de alındığı bir odadır. Bu dinlemede kullanılan sıradan piyonlar var. Bu piyonlar kimlerse bulunacak” dedi. Dinleme kaydının 13 Mart gününe ait olduğunu da doğrulayan Davutoğlu, toplantının IŞİD’in, Süleyman Şah ve çevresini Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) karşı ele geçirmesinin ardından gerçekleştiğini belirtti. Konya’da Erdoğan’ın katılamadığı mitingde konuşurken de dinlemeyi değerlendiren Davutoğlu, toplantının MGK kararları doğrultusunda yapıldığını, sonucun da Erdoğan’a sunulduğunu söyledi. Davutoğlu, TİB’in engellemelerine karşı toplantı kayıtlarını yayımlayan Cumhuriyet gazetesini de eleştirdi. Davutoğlu, Ülke TV’de soruları yanıtlarken de “Diyelim ki hatalarımız var, eleştirirsiniz, fikir özgürlüğü var. Ama yıkmaya kalkışırsanız bu birikimi, yıktırmayız. Cesedimizi çiğnemeden bu milletin istikbalini çiğnetmeyiz. Çünkü bu iş, varoluşsal bir mesele haline geldi” diye konuştu. Davutoğlu, “Böyle bir toplantıda her şey konuşulur, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekası, halkın huzuru söz konusuysa orada her şeyi ben konuştururum, kim ne derse desin. İnsan unsurunun da müdahil olduğu durumlarda ne kadar dikkat ederseniz edin sıkıntıyla karşı karşıya kalabiliyorsunuz” dedi. TBMM Başkanı Çiçek ise yaptığı açıklamada, “Bu doğrudan devlet güvenliğimizle, milli emniyetimizle alakalı bir konudur. Bunları yapanların vatana karşı suç işledikleri bilinmelidir” dedi. İçişleri Bakanı Efkan Ala da tapeleri “Açık bir vatan hainliği” olarak nitelendirdi. Bursa’da basın toplantısı düzenleyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Casusluk var. Kimdir, neresidir, hangi ülkedir, hangi istihbarat teşkilatıdır, adres verecek durumda değilim ama bunu yapıyor. Konuşma eğer gerçekse ki büyük ölçüde gerçek, erişime sokulmasından sadece Suriye, El Kaide, IŞİD istifade eder” dedi. TKP İstanbul adayı Güler, “Bu aynı zamanda seçim kampanyası. AKP, savaş çıkarmak için uğraşan bir suç örgütüdür” dedi. (Fotoğraf: CANAN COŞKUN) ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) İşçi Partisi Genel Sekreteri Serhan Bolluk önceki gün sosyal paylaşım sitelerinde ortaya çıkan Suriye’yle savaş planlarını içeren ses kaydıyla ilgili Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Türkiye Komünist Partisi (TKP) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Aydemir Güler ise söz konusu toplantıya katılan 4 kişi için savcılığa suç duyurusunda bulundu. İşçi Partisi Genel Sekreteri Bolluk Davutoğlu, Fidan, Güler ve Sinirlioğlu’nun yanı sıra bu konuşmalardan bilgisi olan ve görüşmelere telefonla katılarak yönlendirmelerde bulunan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Devlete karşı savaşa tahrikte bulunup devletin güvenliğine karşı suç işlediklerini” belirterek Yüce Divan’da yargılanmalarını istedi. TKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Güler’in İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunduğu dilekçede, şüphelilerin TBMM’nin görev ve yetkilerinin ihlali, savaş hali ve silahlı kuvvet kullanılmasına izin verme maddesinin ihlali, devlete karşı savaşa tahrik, yabancı devlet aleyhine asker toplama, silah sağlama ve görevi kötüye kullanma suçlarından ulusal ve uluslararası hukuk mevzuatı kapsamında ‘HEPİMİZ ORADAYDIK’ MESAJI Savaş tapesi savcı Küçük’ün ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Suriye toplantısının dinlenmesine ilişkin başlattığı casusluk soruşturması, Cumhuriyet Savcısı Tekin Küçük’e verildi. Küçük, “Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu”nda görevlendirilmişti. Soruşturma bürodan sorumlu Başsavcıvekili Veli Dalgalı’da bulunuyordu. Bu arada ses kaydının olduğu CD dün Dalgalı’ya iletildi. ‘Erdoğan, Davutoğlu, Sinirlioğlu, Güler ve Fidan savaşa tahrik suçu işledi’ İP ve TKP’den suç duyurusu yargılanmaları istendi. Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yapan Aydemir Güler, “Ortaya çıkan suç son derece alenidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanlığı’nda çeşitli görev sıfatları taşıyan insanlar bir çete olarak bir araya gelmişler ve bir komşu devlete karşı provokasyon planı yapıyorlar” dedi. Güler şöyle devam etti: “Bu aynı zamanda AKP’nin seçim kampanyası. Bölgemizde savaş çıkarmak için uğraşan bir suç örgütüdür. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet sırrı diye darbe planlamasından, kontgerilla katliamları örgütlemesinden bıktık. Bu gelenek bugün kontgerilla geleneği olarak AKP tarafından sürdürülüyor.” Vatan hainliği HKP’den Lahey’e Suriye şikâyeti ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), Suriye’ye savaş planı yapıldığını içeren ses kayıtlarının yayımlanması üzerine Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne “savaş suçu ve saldırı” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. HKP’nin avukatları Doğan Erkan ve Sait Kıran tarafından Ankara Başsavcılığı aracılığıyla Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne gönderilen dilekçede, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra ses kaydında konuşmaları yer alan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Müs teşarı Feridun Sinirlioğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in isimlerine şüpheli olarak yer verildi. İnternete düşen ses kayıtlarından örnekler verilen dilekçede, “Bu görüşmenin tamamı, Birleşmiş Milletler Şartı ve sözleşmelerine, Roma Statüsü’ne, Cenevre Sözleşmesi’ne, TC Anayasası’na ve Türk Ceza Yasası’na aykırı, uluslararası savaş suçu niteliğinde; yabancı ülkeyi (Suriye’yi), Türk halkını ve uluslararası kamuoyunu maniple edecek terör saldırıları düzenleyerek haksız savaş ortamı yaratılmasına dönük eylem planlarından oluşmakta” denildi. HEM ‘SAVAŞ PROVOKASYONLARINA KARŞI UYARDIK’ DEDİ HEM DE TOPLANTININ DEVLET GÜVENLİĞİ İLE İLGİLİ OLDUĞUNU SÖYLEDİ Gül: Bu bir casusluk faaliyeti İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye’ye yönelik savaş planlarının tartışıldığı gizli toplantıya ait ses kaydının sızdırılmasına tepki gösterdi. Gül, Orman Bölge Mü dürlüğü’ndeki Fatih Ormanı Camisi’nde kıldığı cuma namazının ardından, basın mensuplarının sızdırılan ses kaydı ile ilgili sorularını yanıtladı. Son dönemlerde Türkiye’nin yurtdışındaki tek vatan toprağı olan Süleyman Şah Türbesi’ne yönelik Türkiye’nin kabullenemeyeceği durumların söz konusu olduğunu belirten Gül, “Bir taraftan Türkiye’yi Suriye’deki savaşa katma provokasyonlarına karşı dikkatli olmak, diğer taraftan da yurtdışındaki toprağımızda Türk bayrağına karşı herhangi bir saldırının olmamasıyla ilgili, ilgili devlet birimlerine hep talimat verdik. Bunları oturun, konuşun ve gerekli tedbirleri, senaryoları hep tartışın diye. Dışişleri Bakanı’nın başkanlığındaki toplantının takip edilmesi, dinlenmesi, izlenmesi çok büyük bir cüretkârlıktır. Çünkü, tamamen devlet güvenliğiyle ilgili bir konudur. Toplantıda bulunanlar, devlet güvenliğiyle ilgili, devlet bürokrasisinin en üstündeki insanlardır” değerlendirmesinde bulundu. Bu toplantının dinlenmesini “devletin hiçbir zaman müsa maha edemeyeceği bir olay” şeklinde yorumlayan Gül şunları söyledi: “Ne gerekirse yapılacak ve bu faaliyeti kimler düşündü, kimler organize etti, kimler katıldı, kimler katkı verdi ve kimler yaptı muhakkak ortaya çıkarılacaktır. Kanunların emrettiği şekilde, en şiddetli şekilde de cezalandırılacaktır.” Cumhurbaşkanı, YouTube’a konulan erişim yasağına ilişkin soruyu ise yanıtlamadı. Haşim Kılıç: Vahim bir olay Dış Haberler Servisi Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Bosna Hersek Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşunun 50’nci yıldönümü etkinlikleri için bulunduğu Saraybosna’da Suriye’ye savaş planlarının görüşüldüğü zirveye ilişkin değerlendirme yaptı. Kılıç, “Duyduğumuz kadar ile çok vahim bir olay bu. Gerçekten çok üzücü bir olay. Ülkemizin onuru ve ülkemizin dışarıdaki olan imajı adına fevkalade önemsenecek ve vahim olarak nitelendirilebilecek bir olay” dedi. Kılıç, Twitter’ın ardından Youtube’un da kapatılması ile ilgili ise “Anayasamızda hem insanların hak ve özgürlükleri hem de anayasal düzenin korunması ile ilgili gerekli tedbirler alınmış durumda. Bu sorunlar biraz uygulamadan kaynaklanıyor” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle