04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 MART 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA Gazete, iddiasına dayanak olarak bir belgeseli gösterdi. ‘Silikon maske’ ile montaj iddiası Haber Merkezi 30 Mart seçimlerine kısa bir süre kala iktidar partisinden bazı isimlerin seks kasetlerinin internete sızdırılabileceği söylentileri üzerine, hükümete yakınlığıyla bilinen Star gazetesi, Gülen cemaatinin silikon maskelerle olmayan videolar üretip piyasaya süreceğini iddia etti. Star gazetesinin haberine göre; cemaat, Hollywood’da kullanılan silikon maske yöntemiyle görüntülü kayıtlar hazırlayacak. Haberde, Cüneyt Özdemir’in eşi Zeynep İnanoğlu’nun 2008’deki “Ses dalgalarından orijinal ses üretilmesi” tezine de yer verildi. Star gazetesi, “Silikon maske yöntemli video ile itibar suikastı” başlığıyla verdiği haberde, iddiasına dayanak olarak, belgesel kanalı Discovery Channel’da yayınmlanan ve Türkiye’de “Efsane Avcıları” adıyla gösterilen “MythBusters” adlı programı gösterdi. Program sunucuları Jamie Hyneman ve Adam Savage’in, “Görevimiz Tehlike” filmi için kullanılan maske sahnelerinden yola çıkarak, kendilerinin silikon maskelerini yaptırmalarını ve gerçekliğini sorgulamalarına dikkat çeken Star gazetesi, hazırlanan maskelerin benzer fiziksel özelliklerde biri tarafından takıldığında, aradaki farkı bir video ortamında anlamanın mümkün olmadığını yazdı. Habere göre, silikon maske için maskesi çıkarılacak kişinin değişik açılardan fotoğraflarının çekilmesi yeterli olabiliyor. bedava yurt ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Konya’da yapılan bir yurt binasının Erdoğan ailesinin yönetiminde olduğu Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’na (TÜRGEV) 29 yıllığına bedelsiz olarak kiralandığını, buna karşılık Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun yine Konya’da aylık yaklaşık 150 bin TL karşılığında yurt kiraladığını iddia etti. “Başbakan’ın oğlunun yönetiminde bulunduğu TÜRGEV’e, devletin tüm kaynakları, yine devlet tarafından peşkeş çekilerek haksız çıkar sağlanmıştır” diyen Kart, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a “Bu yolsuzluğu soruşturma cesareti gösterebilecek misiniz” diye sordu. CHP’li Kart, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Arınç’ın yanıtlaması istemiyle verdiği önergesinde, Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yönetici olduğu, rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ardından adı sık sık gündeme gelen TÜRGEV ile ilgili yeni bir iddia ortaya attı. TÜRGEV üzerinden kamu kaynaklarının talan edilmesi olaylarının bir örneğinin de Konya’da yaşandığını belirten Kart, önergesinde, yapım ödeneği Vilayetler Hizmet Birliği tarafından karşılanan ve ihale bedeli 1 milyon 877 bin TL olan binanın, bitiminden 1 yıl sonra İl Genel Meclisi kararı ile 29 yıllığına ve bedelsiz olarak TÜRGEV’e kiralandığını aktardı. Kart, 200 üniversite öğrencisi için yurt binası olarak kullanılan binanın bedelsiz olarak TÜRGEV’e verilmesine karşın, Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun Konya Selçuklu’da 378 öğrenci kapasiteli bir yurda 58 bin 108 TL 36 kuruş, 740 öğrenci kapasiteli bir diğer yurda ise 104 bin 41 TL 66 kuruş aylık kira ödediğini belirtti. Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun özel şahıslardan yüksek bedellerle bina kiralayarak yurt hizmeti vermesine karşın bir binanın TÜRGEV’e bedelsiz ve 29 yıllığına yurt olarak verilmesini, “TÜRGEV’e, devletin tüm kaynakları, yine devlet tarafından peşkeş çekilerek haksız çıkar sağlanmıştır” ifadeleri ile değerlendiren Kart, Arınç’a “binanın neden vakfa bedelsiz olarak kiralandığını” sordu. Bilal’e HABERLER CHP’li Kart’ın iddiası: TÜRGEV’e Konya’daki yurt 29 yıllığına bedelsiz kiralandı 7 Gizli Dinleme ve Kamu Yararı Mahkeme kararıyla ya da yasadışı dinlemeler sonucu ortaya çıkan ve ciddiye alınması gereken kayıtların medyada yayımlanıp yayımlanmaması epeyce tartışıldı. Sözüne değer verilir kimi gazeteciler, yasadışı dinleme kayıtlarının yayımlanmasının doğru olmadığını savundular. Benim de aralarında bulunduğum bir grup gazeteci ise kamu yararının esas alınması gerektiğini öne sürerek kayıtların yayımlanmasının bir gazetecilik görevi olduğunu öne sürdü. Konunun tartışılmaya değer olduğu ortadadır. Her şeyden önce yasal ya da yasadışı dinlemenin sorunlu olduğunu kabul etmek gerekiyor. Mahkeme kararıyla bile olsa dinlemelerin kişinin özel hayatına bir müdahale olduğu ve insanlarda “ya dinleniyorsam” korkusunun, kuşkusunun yaşam tarzını zedeleyeceği ortada. Düşünün, belki de siz şu anda herhangi bir iddia nedeniyle, iddiayı ciddiye alan bir savcının istemiyle dinleniyor olabilirsiniz. Bu dinlemenin sizin özel hayatınızda nasıl sonuçlar doğuracağını bilmeniz ise imkânsız. Yasadışı dinlemelerde durum daha da vahimdir. Kimin, ne için sizi dinlediğini bilemediğiniz gibi, kayıtların size karşı nasıl, ne zaman kullanılacağını da bilemeyeceksiniz. Önlemek devlete düşüyor ama işe yaramadığı ortada. Peki, bir suçun önlenmesi ya da ortaya çıkarılması amacıyla yapılan yasal dinlemeler ya da yasadışı bir dinleme sonucu ortaya çıkan akıl almaz işleri anlatan kayıtları ne yapacağız? Burada bir ölçümüz, ölçütümüz olması gerekmiyor mu? HHH İşte burada bize gereken ve de dikkatli kullanılması gereken ölçüt, kamu yararı ölçütüdür. Dikkatli kullanılması gerekiyor, çünkü yukarıda da söylediğimiz gibi kişinin özel yaşamı yasal ya da yasadışı dinlemelerle kolayca yaralanabiliyor. Öyleyse kamu yararı ölçütünü kullanırken gerçekten titiz davranmak kılı kırk yarmak zorunludur. Kamu yararı aynı zamanda basın özgürlüğünün ve en temel insan haklarından sayılması gereken haber alma hakkının da temel bir bileşenidir. Şimdilerde hemen her gün yayımlanan dinleme kayıtlarında ortaya çıkanları duyunca aklımıza ilk gelen de bu nedenle, “Duyduklarımızı neden halktan, yurttaşlardan gizlemeli ki” sorusu oluyor. Gerçekten de duyanların duymayanlardan ne gibi bir ayrıcalığı olabilir? Zaten pratikte de böyle bir ayrıcalığa sahip olmadığımız ortadadır, çağımızın teknik olanakları neyse ki bizi böyle tuhaf bir ayrıcalıktan koruyor. HHH Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin konuyla ilgili kararları da bu konuda halkın haber alma hakkı açısından basın özgürlüğünü destekleyen kararlardır. Bizim mahkemelerimizde de bu konuda örnek oluşturabilecek ve AİHM içtihadıyla uyumlu bir karara İstanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesi imza attı. Bir tekzip istemini reddeden mahkeme dinleme kaydına dayanarak yapılan haberi savundu. Kararın gerekçesinde şöyle deniliyor: “Bir şekilde internete düşen, bir şekilde kamuoyunun bilgisine ulaşan iddiaların okuyuculara duyurulmasından ibaret olup, bu aradaki ölçütler ışığında söz konusu haber bakımından somut olayın güncel olması, toplumsal ilginin varlığı ve basın kurumunun medyaya yansımış olayları aktarmaktan ibaret eylemi gözetildiğinde söz konusu olayla çatışan değerler bakımından basın özgürlüğüne üstünlük tanıması gerektiğine karar verilmiştir”. Karar görüldüğü gibi açıktır ve kamu yararı ölçütüne de birebir denk düşmektedir. HHH Şimdi dört bakan hakkında hazırlanan fezlekelerin TBMM’de resmileşmesinin önlenmeye çalışılmasının ne kadar boşuna, haksız, hukuksuz, bir eylem olduğu daha iyi anlaşılmıyor mu? Demek ki kamu yararı milletvekillerimiz açısından bir anlam ifade etmiyor. Neyse ki kamu yararını öne alan bir medya var ve bu koşullarda bile varlığını sürdürebiliyor. Sosyal medyadan yayımlanan kayıtlarını ardı arkası kesilmiyor ‘Öcalan İmralı’da ameliyat oldu’ iddiası Haber Merkezi AKPcemaat arasında yaşanan çatışmanın ardından ortaya çıkan ses kayıtlarına dün de devam edildi. Kayıtlarda İmralı’da ömür boyu hapis cezasıyla yatan PKK lideri Abdullah Öcalan’ın ‘prostat kanseri’ nedeniyle İmralı’da kurulan hastanede ameliyat edildiği iddia edildi. “Haramzadeler” isimli Twitter hesabından dün akşam yayımlanan ses kaydında, NTV’de program yapan televizyoncu Nilgün Balkaç ile “Alo Fatih” diye adlandırılan ve Habertürk Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinden ayrılan Fatih Saraç arasında olduğu iddia edilen kayıtlar yer aldı. Kayıtlarda, Saraç ile görüşen Balkaç’ın, İmralı Cezaevi’nde ömür boyu hapis cezasıyla yatan PKK lideri Öcalan’ın “prostat kanseri” olduğunı söylediği iddia ediliyor. Öcalan için İmralı’da hastane kurulduğunu ve gizlice ameliyat edildiğini söyleyen Balkaç’ın, “Aman aman bakın bu duyulursa, bir yerde söylerseniz benim kellem gider, kellemi götürürler” dediği ileri sürüldü. Saraç ise Balkaç’a “Tam papazı yedik, bir de ölürse içerde yaktık ayvayı” yanıtını verdiği iddia edildi. İkinci ses kaydında ise çözüm sürecine ilişkin bir program yapmak ve programa BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik’i çıkarmak istediğini belirten Balkaç’a Saraç’ın “Demirtaş’a GAP projesiyle ilgili görüşlerini sormasını istediği ve cahillikleri öne çıksın dediği” iddia edildi. Görüşmede, Balkaç’ın NTV programcısı Oğuz Haksever’i uyardığını belirterek haberin girmemesini söylediği iddia edildi. Görüşmede Balkaç olduğu öne sürülen kişinin Böyle bir şey var sakın girdirtmiyorum. İstanbul’u da şimdi uyarıyorum, Ankara’ya da sakın siz de böyle bir şey girmeyin. Aman başımız derde girer dedim” sözleri dikkat çekti. “Başçalan” isimli Twitter hesabından paylaşılan ses kaydında ise Başbakan Tayyip Erdoğan ile Fatih Saraç’ın ağabeyi YÖK Başkanvekili Yekta Saraç’a ait olduğu ilan edilen görüşme yayımlandı. Görüşmede Saraç’ın Bezmi Âlem Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi rektörleri için Erdoğan’la görüştüğü iddia edildi. Bezmi Âlem Üniversitesi’ne Saffet Tüzgen’in adını veren Erdoğan’ın Saraç’a “Yukarıya gidiyor mu” diye sorduğu, Saraç’ın ise “hayır bizde bitiyor” dediği ileri sürüldü. İÜ Rektörlüğü için de Yunus Söylet’in devam etmesi talimatı alan Saraç’a, Erdoğan’ın “Yunus takdiriniz neyse ben ona uyarım” dediği, ardından Saraç’ın “Gerekeni yapacağız” dediği iddia edildi. Öcalan’ın Nevruz mesajını dinlemek için binlerce kişi geldi MAHMUT ORAL Gözler Nevruz’da Demirtaş: Kendi kitaplarımızı basacağız Şırnak’taki Nevruz kutlamalarına katılan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Şırnak’ta 1992’de 84 kişinin katledilmesini hatırlatarak “Bedelleri çok ağır, sancıları çok fazla olan bir mücadelenin ardından Kürt halkı Kürdistan ve Ortadoğu’nun en büyük gücü, en büyük siyasi hareketlerinden biri haline gelmiştir” dedi. Demirtaş, Kürt gençlerinin eğitimi için kendi kitaplarını basacaklarını da söyledi. Şırnak’taki Nevruz kutlamaları, Demirtaş, Şırnak milletvekilleri Faysal Sarıyıldız, Selma Irmak, Hasip Kaplan, belediye eşbaşkan adayları Serhat Kadırhan ve Özlem Onuk ile binlerce partilinin katılımıyla gerçekleşti. Kürt halkının şimdiden 30 Mart zaferini Nevruz kutlamalarıyla bütünleştirdiğini aktaran Demirtaş, “Karakol, tank ve top yatırımlarından, askeri yatırımdan başka bölgede yatırım yok. Vergilerin yarısı askeri yatırımlara yarısı da ayakkabı kutularına iniyor” diye konuştu. HDP’ye yönelik saldırılara da değinen Demirtaş, “Kimse HDP’yi sahipsiz sanmasın. Böyle düşünenler Şırnak meydanına baksınlar. Batıda halkların demokratik mücadelesini veren bütün arkadaşlarımıza selamlarımızı yoluyoruz” dedi. Diyarbakır’da konuşan BDP Milletvekili Pervin Buldan da Öcalan’ın 2. Nevruz mektubunu bugün Diyarbakır’da kendisinin Kürtçe okuyacağını belirterek “İkinci mektupta sayın Öcalan hükümete ve devlete belli bir süre daha tanıyacak” diye konuştu. Buldan, “2015 yılı sayın Öcalan’ın özgürlüğüne kavuştuğu yıl olacak” dedi. DİYARBAKIR Diyarbakır, Abdullah Öcalan’ın geçen yıl açıkladığı deklarasyondan sonra ikinci bir deklarasyonun daha açıklanacağı Nevruz kutlamalarına hazır. Kutlamalar için dünyanın birçok ülkesinden binlerce konuk davet edildi. Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin eşi Heroxan Talabani de kutlamalar için kente geldi. PKK lideri Abdullah Öcalan’ın mektubunun okunması beklenen Diyarbakır’daki Nevruz kutlamaları için kente insan akını var. Türkiye ve dünyanın dört bir yanından binlerce insan Nevruz için kente geldi. Oteller tamamen doldu, birçok konuk, BDP’nin kampanyası ile kent halkının evinde kalıyor. Güvenlik önlemlerinin üst düzeye çıkarıldığı kentte, aşırı kalabalık nedeniyle sokaklar insanlarla dolmuş durumda. Nevruz Tertip Komitesi üyesi ve KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Veysel Özhekti, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Diyarbakır Nevruzu’na PKK lideri Abdullah Öcalan’ın okunacak mesajının damgasını vuracağını ifade etti. Mesajın Kürtler açısından “kurtuluş” ve “özgürlük” anlamına geldiğini belirten Özhekti, bu anlamı ile Nevruz’a geçmiş yıllara nazaran daha da yoğun katılımın olmasını beklediklerini söyledi. Davutoğlu: Telefona güvenmiyorum ‘Dış güçler’ kriptolu aramış ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, dinleme tartışmalarıyla ilgili olarak Türkiye’nin arasının iyi olmadığı bir ülkeden kriptolu telefonla arandığını, o günden bu yana bu telefonlara güvenmediğini, Başbakan Tayyip Erdoğan’la görüşmelerinde de çok dikkatli olduğunu söyledi. Davutoğlu, AKP’de cemaate karşı konuşmayan ya da tarafsız görüntüsü veren AKP’liler bulunduğunu, bu tavrın çok yanlış olduğunu belirtti. Davutoğlu, Kanal 24 televizyonunun canlı yayınında gündemdeki konuları değerlendirdi. Davutoğlu, telefon dinlemeleriyle ilgili, “Dinlemeler bizim devlet geleneğimize uymaz” dedi. Başbakan Erdoğan ile telefonda dikkatli konuşmak zorunda kaldıklarını belirten Davutoğlu, dinlendiğine dair tespit ya da şüphesinin sorulması üzerine şunları söyledi: “Bir seferinde kriptolu telefonumdan hiç ilişkilerimizin iyi de olmadığı bir ülkeden doğrudan telefonla arandım. O zaman fark ettik ki, o zaman da söyledim ‘Buna dikkat edelim’ diye arkadaşları uyarmıştım. Doğrusu ‘O telefon, numaralar bilinebilir ama dinlenemez’ dendi bize teknolojik olarak. Fakat o zamandan itibaren ben açıkçası kriptolu telefonlarımı da çok gerekli olmadıkça kullanmamaya özen gösterdim.” Davutoğlu, Gülen ve cemaatle ilgili olarak da “Samimiyet üzerinde yükselen bir hareketin neredeyse kamikaze yapar gibi kendi dayandığı bütün ilkeleri tahrip edercesine ve bütün o geçmişte bıraktığı olumlu izleri yok edercesine bir çaba içerisine girmesi, açıkçası aklımızın, vicdanımızın alabileceği bir şey değil” dedi. Erzurum Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) bir ilke imza atarak 2014 Nevruz’una ilişkin genelge yayımladı. Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Akman Şimşek ile Genel Sekreter İsmail Hakkı Tombul imzası ile yayımlanan genelgede kutlamalara katılım istendi. Pazar günü l KESK’ten bir ilk İstanbul Haber Servisi BDP İstanbul il eşbaşkanları Arife Çınar ve Emrullah Bingül, 23 Mart Pazar günü Kazlıçeşme’de düzenlenecek Nevruz kutlamasına katılım çağrısı yaptı. Bingül, pazar günü saat 12.00’de başlayacak mitinge İstanbul’un 500 noktasından araçlar kaldırılacağını söyledi. Bingül, Nevruz’a BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP İstanbul Belediyesi eşbaşkan adayları Pınar Aydınlar ve Sırrı Süreyya Önder ile HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel’in konuşmacı olarak katılacağını kaydetti. 21 Mart Nevruzu’na Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin eşi Heroxan Talabani, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Hükümeti’nden üst düzey 2 bakan ile PYD eşbaşkanlarının yanı sıra Rojava Özerk Kantonları’ndan üst düzey 7 bakanın da katılacağını söyleyen Özhekti, şöyle dedi: “Bu tarihi süreçte, emek ve demokrasi güçleri olarak Nevruz’un ruhuna uygun fiili meşru mücadele hattını esas alarak güçlü katılım gerçekleştireceğiz. Tüm bölge emekçilerine çağrımız şudur: Tarihi Amed Nevruzu’na katılarak halkımızın özgürlük ve barış talebine ortak olmalıyız. Emekçiler ve halkımızın talebi 21 Mart Nevruz Bayramı’nın resmi tatil ilan edilmesidir. Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için başlatılan ve biz emek, demokrasi güçlerinin de desteklediği imza kampanyası için stantlar açacağız.” Kazlıçeşme’de
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle