04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET [email protected] 21 MART 2014 CUMA 16 KÜLTÜR Selanik’te ‘Gezi’den Sesler’ ASLI SELÇUK Festival, düşündürücü ve vurucu yapımlarla devam ediyor SELANİK Selanik Belgesel Film Festivali’nin “Anlatılacak Öyküler”, “Bellek Kayıtları”, “Dünya’ya Bakışlar”, “Habitat”, “İnsan Hakları”, “Portreler: İnsan Yolculukları”, “Toplum” bölümlerinde düşündürücü, vurucu yapımlar izleyiciyle buluşmayı sürdürüyor. “Çapulcu: Voices from Gezi” (Çapulcu: Gezi’den Sesler/B. Argentieri, C. Casazza, C. Prevosti, D. Servi, S. Zoja/İtalya) Gezi Parkı Direnişi’ni enerjik, coşkulu bir anlatımla yansıtıyor. Öğrenciler, avukatlar, sosyologlar, gazeteciler, mimarlar, aktivistler bire bir yaşadıkları şiddeti, saldırıyı, insan hakları ihlalini anlatıyor. Toplumun her kesimini, çok sayıda etnik grubu birleştiren Gezi Direnişi’nde son on yılın patlamasını, kırılma noktasını izliyoruz. “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” diyen yurttaşlar Mustafa Kemal ve Türk bayrağının altında tek vücut oluyorlar. Selanik’e gelen yönetmen Carlo Prevosti, Gezi Direnişi’nin İtalya’daki olaylarla örtüştüğünü vurguladı: “Düşük bütçe ve küçük, kalitesiz kamerayla çektiğimiz belgeselde görüntülerden çok insanların tanıklıklarına odaklandık. Yurttaşların neden direndiklerini anlamak istedik. Gezi bir simgeye dönüştü. Gezi Direnişi, Arap Baharı, Afrika eylemlerinden çok farklı, çünkü Türkiye Avrupa’ya daha yakın bir ülke. Taksim’de kendimi Milano’daki Duomo Meydanı’nda gibi duyumsadım, İtalya’da da medya hükümet yanlısı. Türkiye’deki gibi gerçek haberlere yansız kanallardan, Facebook’tan, Twitter’dan ulaşıyorsunuz.” Gezi Parkı eylemi sosyal ve politik bir yeniden doğuşun habercisi. Kısmet (Nina Maria Paschalidou/Yu nanistanGüney Kıbrıs) Türk pembe dizilerinin Arap ülkeleri ve Balkanlar’daki benzersiz etkisini, kadınların yaşamlarını değiştirmedeki gücünü irdeleyen ilginç bir belgesel. “Gümüş”, “1001 Gece”, “Fatmagül’ün Suçu Ne?”, “Hayat Devam Ediyor”, “Muhteşem Süleyman” dizilerini izleyen Arap, Bulgar, Yunan kadınlar dizideki kadın karakterlerle özdeşleşip yaşamlarını radikal biçimde değiştiriyorlar. “Yabancı Damat”la başlayan dizi rüzgârının etkileri günümüze dek uzanıyor. “Muhteşem Süleyman” özellikle Yunanistan’da çok popüler. Baskı gören kadınlar Türk dizilerini izledikten sonra başkal u “Çapulcu: Gezi’den Sesler”, Gezi Parkı Direnişi’ni enerjik, coşkulu bir anlatımla yansıtıyor. Öğrenciler, avukatlar, sosyologlar, gazeteciler, mimarlar, aktivistler bire bir yaşadıkları şiddeti, saldırıyı, insan hakları ihlalini anlatıyor. Evsizler, metropolün kıyısında küreselleşme canavarına karşı savaşıyor. Onlara göre önemli olan ne para, ne de ekonomik refah; sevgi, saygı, dostluk onları yaşama sımsıkı bağlıyor. “Rembrandt, Goya yoksulları resmederken kimse onların çirkin tablolar yapmasını beklemedi. Ressamın amacı salt güzel tablo yapmak değil kişilerin iç dünyalarını doğru yansıtmaktır. Ben de belgeselimde bunu amaçladım, evsizlerin içsel güzelliklerini yansıttım” diyor Claus Drexel. “Operasyon Argo” (Ben Affleck) ve “Dog Day Afternoon” (Sidney Lumet) filmlerinin ardındaki gerçek öyküler “Our Man in Tehran” (D. Taylor, L.Weinstein/Kanada) ve “The Dog” (A. Berg, F. Keraudren/ABD) belgesellerinde yer alıyor. “Our Man in Tehran”, Kanada ve Amerikan hükümetlerinin ortak stratejilerine odaklanıyor. Transseksüel sevgilisinin cinsiyet değiştirmesi için banka soyan John Wojtowicz’i anlatan “The Dog”, Wojtowicz’in ailesi, dostları üzerinden ABD’deki gay kültürünün gelişimini irdeliyor. “Çapulcu: Gezi’den Sesler”. dırıp özgürlüklerine kavuşuyor. Belgeseline George Orwell’in (1984) “Toplumdan kopuş başka bir dünyaya atlayıştır. Bu atlayış başka bir doğuş gibidir” sözleriyle başlayan Claus Drexel, “On the Edge of the World”de (Yerküre’nin Kıyısında/Fransa) başkent Paris’teki evsizlerin öykülerine odaklanıyor. Binlerce evsiz, hayaletler gibi varlıklarını hissettirmeden sokaklarda, caddelerde, köprü altlarında, metro koridorlarında yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Hepsinin kendine göre bir yaşam felsefesi var. Hepsi dost canlısı, açık fikirli, yardımsever, paylaşımcı. Sanat soyguncularının peşinde George Clooney’nin yönetip oynadığı ‘Hazine Avcıları’ bugünden başlayarak gösterimde 2. Dünya Savaşı’nda Nazi işgalindeki Fransa’nın zengin müzelerinden, galerilerinden toplanmış, paha biçilmez sanat eserlerioluşan bu gruba, Paris’teki direnişçi kardeşi ni vagonlara tıka basa doldurup Almanya’ya Nazilerce yakalanıp öldürülmüş, güzel ve dişli göndermek isteyen Naziler ve yardakçılarıymüze sekreteri Claire’in de (Cate Blanchett) la onlara karşı mücadele eden Fransız direnişkatıldığı film, Paris’ten ünlü resim ve heykelçilerinin kapışmasını, ürkünç, irkiltici bir saleri toplayıp götürmek niyetindeki Göring’le vaş fonunda, siyahbeyaz görüntülerle ve gaAlbay Stahl’ın ziyaretiyle açılıyor. yet sürükleyici bir heyecanaksiyon tempoBerlin’e ilk giren ve Nazilerin topladığı sasuyla anlatan, Burt Lancaster, Jeanne Morenat eserlerine (aynen Batı âlemine geri kazanau, Paul Scofield gibi usta oyunculardan oludırmak isteyen Amerikalılar gibi) göz koyan şan, süper bir kadronun rol aldığı, yıllar önSovyet askerlerini de gayet kaba saba olarak ce soluk soluğa seyrettiğimiz “The Trainresmediyor film, genelde seyirciyi angutlaştıTren”(1964), hem Amerikalı usta yönetmen ran, beylik klişelere yaslanan o malum HollJohn Frankenheimer’in en esaslı işlerinden ywood yaklaşımıyla. biriydi, hem de yarım yüzyıl öncesinin en göz Günümüz Amerikan sinemasıalıcı savaş filmlerindendi. nın, 2 Oscar, 3 Altın Küre ödülBugün “Hazine Avcıları” u Matt Damon ve lü, zirvedeki oyuncularından, adıyla gösterime giren, Geor1961 doğumlu aktör, yapımcı, Cate Blanchett’ın ge Clooney’nin yönettiği “The yönetmen, senarist Clooney’nin Monuments Men”, işte bu koda oynadığı film, II. 1990’larda TV ekranında ER’le nuyu dramatik ve komik yanlaDünya Savaşı sırasında yükselişe geçen kariyeri, yörıyla ele alan, 2 saatlik, yepyenetmen Steven Soderbergh’le Nazilerce yağmalanan ni, eğlencelik bir savaş serüve1998’de “Out of Sight” filmiyle nini perdeye taşıyor. sanat yapıtlarının başlayıp büyük ticari başarıya eriRobert M. Edsel’in, ölüm, kurtarılması şen “Ocean’s Eleven” serisiyle acı ve kana gark olmuş, karanoperasyonunu konu süren verimli işbirliği sonucunda lık 1940’lı yıllarda Avrupa’da kameranın önünden arkasına geediniyor. Ama nerede gerçekten yaşanmış birtakım yönetmenliğe de meyletmeolaylara dayanan ve özetle birFrankenheimer’in aynı çerek siyle çeşitlendi. takım özel koleksiyonların, ünkonuyu işleyen ‘Tren’i, Yönettiği, biyografik bir heyecan lü müzelerin, galerilerin ve denemesi olan ilk filmi “Confessinerede Clooney’nin Rotschild gibi ünlü Yahudi koons of Dangerous MindTehlikeli leksiyonerlerin kişisel arşivle‘Hazine Avcıları’… Aklın İtirafları”nı (2002) “Good rinin Nazilerce yağmalanmasıNight and Good Luck” (2005), nı aktaran anı kitabından sine“The Ides of March” (2011) gibi maya uyarlanan “Hazine Avcıları”, Normanilginç denebilecek filmleri izledi. diya çıkartmasıyla (katil ve hırsız) Nazilerin Clooney’nin hem oynayıp hem de yönettiği kaçınılmaz yenilgisinin artık ufukta belli oldubu “Hazine Avcıları”, bildik güldürü öğeleriyğu savaşın son döneminde geçiyor. le soslandırılmış dramatik bir savaş serüveniİnsan hayatının mı, sanat eserinin mi daha ni yalap şalap hikâye eden, sinematografik badeğerli olduğunun sorgulandığı film, vaktiyşarısından çok, el attığı konusunun ilginçliğiyle resim eğitimi almak isterken yeteneksiz bulunup tüm insanlığın ve 20. yüzyılın başına be le öne çıkan bir seyirlik. la olarak Avusturyalı ressam bozuntusu çavuş Adolf’luktan korkunç Führer’liğe evrilen o malum diktatörün (Hitler’in) arzuları doğrulNÂZIM HİKMET VAKFI tusunda, Batı uygarlığı ve kültürünün neredeyKURUCULARINI ANIYOR se tüm anıtımsı sanat eserlerinin yerlerinden alınıp çalınarak Almanya’ya taşınmak istendiSAMİYE YALTIRIM ği bir süreci işliyor. Amerikalı Teğmen Frank Stokes (George AYDIN AYBAY Clooney) savaşta kısmen örselenip Nazilerce Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı çalınmış, Michelangelo’nun “Meryem’le Oğlu” yontusu ya da Rembrandt, Rubens giiki başkanını anmak üzere bi büyük ustaların yağlıboyalarıyla Rodin’in 22 Mart 2014 Cumartesi günü heykelleri gibi, izini sürdüğü ve sanat tarihine geçmiş klasik eserleri geri almak amacıyla Hasaat 15:00’de Vakıf merkezinde bir zine Avcıları denen, 7 kişilik gözü kara ve matoplantı düzenliyor.. ceraperest bir uzmanlar ekibi kuruyor. Modern sanattan pek de hazzetmeyen Nazi Konuşmacılar lerin Paul Klee, Joan Miro, Max Ernst ya da Picasso gibi öncü sanatçıların eserlerine tu kaErdem Aybay Arif Keskiner ka yaklaşımının da altını çizen filmde, StokesRutkay Aziz Ali Sirmen Clooney’nin patronluğunda, Matt Damon, Orhan Erinç Ayşe Yaltırım John Goodman, Bill Murray, Bob Balaban gibi namlı Amerikalı yıldızlar ve İngiliz Hugh Nâzım Hikmet Kültür ve Bonneville’le (birkaç yıl önce Oscar kazanmış, o sessiz “Artist” filmiyle üne kavuşmuş) Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Fransız Jean Dujardin’den oluşuyor Hazine Vakıf merkezi: Sıraselviler Cad. Avcıları’mız. No: 10 Daire: 4 Taksim Az buçuk sanattan anlayan, mürekkep yalaTel: 0212 252 63 14 15 mış İngiliz, Amerikalı ve Fransız askerlerden
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle