04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 MART 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Gözünü sevdiğim ileri demokrasisi ne diyorsun sen bu işe!.. Bu sözüm de Hüseyin Gülerce’ye... Anımsıyor musun, Bedrettin Dalan’ın İSTEK Vakfı’nın arandığı gün, Samanyolu’nda benim hakkımda konuşulanları, benim için “bunu da alın” anlamını içeren yazını... Açık açık ihbar ediyordun beni! Bak ben bunu bugün yapmıyorum sana! Eski dostlarına bak, yanına yaklaşmıyor bile. Bu yüzden demokrasi, evrensel hukuk, özgürlük, dedik. Daha doğrusu dönek değildik... Neyse geçelim! HHH Bizim Reza’lar serbest kalırken Tuncay Özkan, Merdan Yanardağ ve öteki tanıdıklar da özgürlüğüne kavuştu. Reza özgür, oh ne güzel!.. Fezlekelerin kapağı bile açılmadı, çok iyi... Milletin vekilleri nasılsınız, iyi misiniz? Sözüm elbet AK mı, AK Partililere... Bakın size Bakırköy Kadın Cezaevi’nden yazılan bir mektuptan alıntı yapacağım: “Ben Berna Yılmaz. Hani şu ‘Parasız eğitim istiyoruz’ pankartını Başbakan’ın karşısında açtığımız için tutuklanmıştık. 19 ay sürmüştü tutsaklığımız. Demokratların, öğrencilerin, öğretmenlerin desteğiyle tahliye olmuştum. 1.5 yıl sürdü özgürlüğüm. 18 Ocak 2013 yılında 13 kişiyle birlikte uydurma iddialarla yeniden tutuklandım.13 aydır tutsağım.” Berna’nın suçu örgüt suçu mu, bireysel suç mu? Hiçbiri değil mektuptan anladığım kadarıyla... Tümünün yayımlanması için editör arkadaşlara verdim... Bu çocuklar terörist değil, hırsız değil, soyguncu, kutucu değil... Yalnız yapayalnız! HHH Öğle saatlerinde bir kanlı terör haberiyle sarsıldık... 55 K 088 plakalı bir kamyonet NiğdeUlukışlaAdana yolu... Uzun namlulu silahlarla saldırıda bulunuldu uygulama yapan polis ve jandarmaya. 1 polis, 1 asker ve aracın sürücüsü şehit düştü; 2’i ağır 5 asker yaralandı. Çatışmada kamyonet sürücüsü öldürüldü. İki törörist yakalandı. Teröristlerin Suriye uyruklu oldukları öne sürülüyor... Yüreğime kor düştü!.. ‘Aklama’ önergesi EMİNE KAPLAN 4 eski bakanla ilgili verdiği soruşturma önergesinde ‘rüşvet’i yok sayan, yalnızca iki suç isnadına yer veren AKP, komisyonun kurulup kurulmayacağına seçim sonrası karar verecek vaya göre karar verecek. Parti yöneticileri, “Gizli oylama olacak. Bakanların savunmalarına göre milletvekillerimiz bir takdirde bulunacak, buna karışamayız” görüşünü dile getirdi. 4 eski bakanla ilgili fezlekeler konusunda sürpriz bir hamle yaparak soruşturma önergesi verme kararı alan AKP yönetimi, dün önergeyi TBMM Başkanlığı’na sundu. Eski bakanlar Muammer Güler, Egemen Bağış, Zafer Çağlayan ve Erdoğan Bayraktar’ın TBMM Başkanlığı’na sundukları dilekçeye yer verilen önergede, “Eski bakanlara atfedilen ve TCK’de yaptırıma bağlanan (TCK, m. 257, TCK, m. 255) ithamların soruşturulması, adı geçen kişilerin anayasa ve AİHS ile güvence altına alınan ‘özel hayatın gizliliği ve korunması’, ‘haberleşme özgürlüğü ve gizliliği’ ve ‘masumiyet karinesi (lekelenmeme hakkı)’ ilkeleri açısından önem arz ettiği gibi aziz milletimize, yüce Genel Kurul’a ve yargıya olan hesap verme sorumluluğunun da bir gereği olarak ortaya çıkmaktadır” denildi. Önergede, eski bakanlar hakkında cezai sorumluluğu gerektirdiği iddia edilen fiillerin soruşturularak gerçeklerin ortaya çıkarılması amacıyla Meclis soruşturması açılması istendi. Önergede yalnızca suçlamalara hiç değinilmeden TCY’nin 255 ve 257. maddesinin sayılması dikkat çekti. 255. madde “nüfuz ticareti”, 257. madde ise ise “görevi kötüye kullanma” suçlarına yönelik yaptırımları düzenliyor. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in fezlekelerle ilgili sunuş yazısında okuttuğu Bayraktar hakkında “nüfuz ticareti yaparak başkasına menfaat temin etmek”, Güler hakkında “sahte belge düzenlemek, soruşturmanın gizliliğinin ihlali, birden çok kez rüşvet almak”, Çağlayan hakkında “kaçakçılıkla mücadele yasasına muhalefet, resmi belgede sahtecilik, birden çok kez rüşvet almak”, Bağış hakkında “birden çok kez rüşvet almak” suçlamaları ise yok sayıldı. Soruşturma önergelerinin 1 ay içinde görüşülmesi gerekiyor. TBMM çalışmalarına 8 Nisan’a kadar ara verilmesi nedeniyle 1 aylık süre de bu tarihten itibaren başlayacak. AKP’nin soruşturma komisyonu kurması durumunda raporun görüşülmesi cumhurbaşkanı seçimi sonrasında ancak yapılabilecek. Teröre Lanet... Bu ülkenin acıları vardır bitip tükenmeyen... Ölümler vardır, çocuklar vardır mermilerle delik deşik edilen... Yargısız infazlar vardır! Afyon’da cephanelik patlar, Memetler ölür, dağlarda çocuklar. Herkesin devleti, hükümeti seyirci kalır... Necla’ya, Ceren’e, Berkin’e, Burak Can’a... Ülkemin tüm çocuklarına kendi çocukları dışında. Herkesin devleti, hükümeti kimi oğulları zengin ederken devletin koskoca eski İçişleri Bakanı, Sarraf’ın önüne yatmaya hazırdır: “Senin önüne yatarım Reza!” Oğullar malı götürmüştür götüreceği kadar! Dolarlar, Avro’lar, milyonlar... Villalar, kutular, kutucuklar... Başörtülüsü, başörtüsüzü, yoksullar, emekçiler... Yoksul haneler! Mayın tuzaklarında ölmüş, öldürülmüş çocuklar! Şiddet ve nefret! Bakan oğlu ise yürekli mi yürekli... Evinde para sayma makinesi, çelik kasalar... Güven içinde; dokunulmazlığı var. Tezkere mi! Geçin efendim geçin, kapağı bile açılmadı Meclis’te... Milletin vekilleri mi, dediniz... Yapmayın, yargının gizlilik kararı var! Oysa fezlekeler sosyal medyada dolaşıyor... Dolaşsın, köylünün, esnafın, emekçinin, yoksulun haberi mi var! HHH Haksızlık, hukuksuzluk... Hepimizin alın yazısı mı? Polis iddianame hazırlamış, savcı imzalamış, yargıçlar karar vermiş. Sahte kanıt, dinlemeizleme, koca kulak, minik kulak... İnsanlar zindanlarda çürümüş... Hüküm giydikleri gün “havuz medyası”yla birlikte manşet atmışlar, güle oynaya... “Darbeye yaşam boyu hapis cezası... Derin devlet derinde boğuldu...” O dönem sarmaş dolaş; kardeş kardeş Pensilvanya’ya gitmişler, Fethullah Gülen’i, cemaat okullarını öve öve bitirememişler. Şimdiler düşman kardeş! Bel altı atışları serbest! ANKARA Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında istifa etmek zorunda kalan 4 eski bakanla ilgili verdiği soruşturma önergesini TBMM Başkanlığı’na sunan AKP, “birden çok rüşvet alma, evrakta sahtecilik, kaçakçılık yasasına muhalefet” iddialarını yok saydı, yalnızca “görevi kötüye kullanma ve nüfuz ticareti”ni düzenleyen TCY maddelerine yer verdi. Önergede, bu ithamların soruşturulmasının “adı geçen kişilerin özel hayatın gizliliği ve korunması, haberleşme özgürlüğü ve gizliliği, masumiyet karinesi (lekelenmeme hakkı)” ilkeleri açısından önemli olduğu vurgulandı. AKP, komisyonun kurulup kurulmayacağına ise seçim sonrasındaki ha CHP’li Hamzaçebi, TBMM Başkanı Çiçek’i ‘kara paracılara kalkan’ olmakla suçladı ‘İktidarla suç ortağı’ CHP: O ŞİRKETLERİ AÇIKLAYACAĞIZ Anket baskısı iddiası AYŞE SAYIN ANKARA Seçim yasakları kapsamında 20 Mart’tan itibaren kamuoyu anketlerine yayın yasağı gelirken CHP yasak öncesinde AKP’nin oy oranlarını yüksek gösterdiklerini düşündükleri kamuoyu şirketlerini mercek altına aldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, seçim hilelerinden birinin de “anketlerle kamuoyunu yönlendirmek” olduğunu belirterek AKP’nin iktidar olanaklarıyla, anket şirketlerine baskı yaptığını söyledi. Toprak, “Biz buna sessiz kalmayacağız ve seçim sonrasında manipülatif anket yapan şirketleri teşhir edeceğiz” dedi. Toprak, yayın yasağı öncesindeki AKP’nin oyunun yüksek gösterildiği kamuoyu anketlerine dikkat çekerek, “Son dönemde seçimler aynı zamanda anket savaşlarına dönüştü” dedi. Toprak’ın değerlendirmeleri şöyle: Sandıktan uzaklaştırma hesabı: Hükümet, sıkça farklı şirketlerce yapıldığı belirtilen anket sonuçlarını açıklayıp seçmen psikolojisini etkilemeye, anket sonuçlarını manipüle etmeye çabalıyor. Bu yöntemle, kendi tabanını kenetlemeyi hedeflerken muhalif seçmende ise “AKP açık ara önde, benim oyumla ne değişecek ki?” algısını yaratarak sandıktan uzak tutmaya çalışıyor. Şirketlere baskı: AKP, iktidar olanaklarını, yandaş sermayeyi devreye sokarak anket şirtetlerine akıttıkları kaynaklarla, bir yandan bu şirketleri bağımlı hale getirmeye, bir yandan anket sonuçlarını manipüle etmeye, diğer yandan da istedikleri sonuçları çıkarmayan şirketleri ekonomik baskıyla dışlamaya ve yola getirmeye yöneliyor. Güvenilir olmayan anket şirketleri son dönemde genel seçim anketleri yayımlıyorlar. Halbuki önümüzde bir yerel seçim var, ama kendilerine bu yönde bir baskı gelmesinden dolayı genel seçim anketi yayımlıyorlar. Bu şirketlerin amacı AKP’nin oy oranının yüzde 4547 ve 50 bandında göstermeye çalışarak Türkiye’nin dinamiklerini, kanaat önderlerini ve işadamlarını etkilemek. AKP, araştırma şirketleri aracılığıyla milli iradeyi yönlendirmeye ve ipotek koymaya çalışmaktadır. Usulsüzlüğe kılıf: AKP, sandıkta büyük ve ağır bir yenilgi alacak. Bu yenilgiyi farklı bir biçimde halka sunmak için anket şirketlerini kullanıyor. Anketlerle seçim öncesinde kendisini başarılı gösterip seçimde aldığı yenilgiyi sanki seçimlerde usulsüzlük yapılmış gibi göstermek isteyecektir. Teşhir edeceğiz: Halkımızın kandırılmasına, yönlendirilmesine müsaade etmeyeceğiz. Seçim sonrasında bütün verileri tek tek sonuçlarla karşılaştırıcağız. Buradan çıkan sonuçları halkımıza anlatacağız ve gerçekleri çarpıtanları teşhir edeceğiz. Bu kadar yalana, çarpıtmaya sessiz kalmayacağız. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’i, yolsuzluk ve rüşvet fezlekelerini örtme konusunda, hükümetle “suç ortaklığı” yapmakla suçladı. AKP’nin eski bakanlarla ilgili verdiği soruşturma önergelerinde fezlekelerde yer alan “birden çok kez rüşvet ve sahtecilik” suçlamalarına yer vermediğine dikkat çeken Hamzaçebi, “4 bakanı şimdiden aklayan bir önerge. Şimdiden onlar 4 bakanı rüşvet alma ve sahte belge düzenleme iddiasından aklamış durumdalar. Dostlar alışverişte görsün, biz de güya Meclis soruşturması istedik diyecekler. Kimseyi kandıramazlar” dedi. CHP’li Hamzaçebi, Çiçek’in dün fezlekelerle ilgili açıklamalarına, hemen arkasından düzenlediği basın toplantısıyla yanıt verdi. “Siyasette saçlarını ağartmış” bir kişi olan Çiçek’in açıklamalarını üzüntüyle izlediğini belirten Hamzaçebi, bu konudaki saptamalarını şöyle sıraladı: “Geçmişte, 1980’li yıllarda doğrudan cumhuriyet savcılıkları tarafından hazırlanan ve Adalet Bakanlığı ve Başbakanlık yolunu takip ederek Meclis’e ulaşan fezlekeler vardır. Teamüller şöyledir; fezleke ekindeki dosyalar milletvekillerinin incelemesine açılmıştır. Sayın Çiçek’in doğruyu söylemediği birinci konu bu. İkinci olarak Sayın Çiçek’in yine gerçekleri çarpıttığı, anayasayı çarpıttığı konu şudur. Diyor ki, ‘Meclis soruşturması bir denetim faaliyeti değildir, sadece ve sadece adli bir faaliyettir.’ Meclis soruşturması aynı zamanda denetleme yoludur. O milletvekili hakkında cumhuriyet savcısı soruşturmayı yürütmektedir.” Hamzaçebi, “Cemil Çiçek ile hükümet, Başbakan bir suç ortaklığı içine girmişlerdir. Birbirlerinin suç ortağıdır” görüşünü dile getirdi. Hamzaçebi, eskiden hukuku uygulayan Meclis başkanları varken, bugün “Kara paracılara, Rıza Sarraf’lara kalkan olan” bir Meclis Başkanı bulunduğunu söyledi. CEMİL ÇİÇEK: GİZLİLİK ESASTIR ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, önceki gün TBMM Genel Kurulu’nda itirazlara karşın fezlekelerin milletvekillerinden gizlenmesine ilişkin tartışmaları değerlendirdi. Çiçek, milletvekillerinin bilgisine açılmayan eski bakanlar hakkındaki fezlekeler içinde hazırlık soruşturması süren üçüncü kişilerle ilgili bilgiler bulunduğunu belirterek “Herkes hukuk içinde kalarak karar vermek zorundadır. Kuralı koyan da kurala uymuyor, kuralı uygulayacak olan da kurala uymuyor. Hazırlık soruşturması devam ederken gizlilik esastır” dedi. Çiçek, muhalefetin normal düzende Genel Kurul’u Meral Akşener’in yönetmesi gerekirken Sadık Yakut’un yönetmesi konusundaki eleştirilerinin hatırlatılması üzerine, “Olağanüstü toplantılarda içtüzüğün 14. maddesine göre Meclis başkanı kimi istiyorsa onu görevlendiriyor” diye konuştu. BAYRAKTAR’IN GÖREVİ ‘RANT SAĞLAMAKMIŞ’ AKP’Lİ KADINLAR TOPLANTIYI BASTI ‘Erdoğan’a bana bunu yapma dedim’ Haber Merkezi Yolsuzluk ve rüşvet iddialarına adının karışmasının ardından istifa eden eski Çevre ve Şehircilik Bakanı, AKP Trabzon Milletvekili Erdoğan Bayraktar, müteahhitlere ‘rant sağlamanın’ görevi olduğunu savundu. 17 Aralık operasyonunun ardından Başbakan Tayyip Erdoğan’la görüştüğünü söyleyen Bayraktar “Rüşvet ve yolsuzluk kelimelerinin geçtiği bir operasyona dayalı olarak kabineden ayrılmayı benim bünyem kabul etmez dedim. Bunu bana yapma dedim fakat bugünlere geldik ama bizim için dava önemli. Bütün bunlara rağmen davamıza sahip çıkacağız. Dava bizim davamız, dava Allah’ın davası, dava İslamın davasıdır” diye konuştu. Bayraktar, partisince Akçaabat ilçesinde düzenlenen kahvaltıda yaptığı konuşmada, yolsuzluk soruşturması hakkında açıklamada bulundu. “Şimdi yapılmak istenen nedir; ismi, rüşvet ve yolsuzluk” diyen Bayraktar, “Benim dosyamda inanın nokta, virgül kadar hiçbir şey yok ama ne diyorlar; 4 tane bakan. Ne yapmışım ben? Rant sağlamışım müteahhitlere, imar yapmışım. Yani sen doktora diyorsun ki hasta bakma, imama diyorsun ki namaz kıldırma. Benim görevim imar yapmak. Yapacağım, rant sağlayacağım, rant sağlamışım. Bunu daha sonra konuşacağım” ifadelerini kullandı. AKP’ye karşı birlik çağrısı AKP’den istifa eden milletvekilleri Ertuğrul Günay, İlhan İşbilen ve Erdal Kalkan iktidara karşı en güçlü seçeneğin desteklenmesi gerektiğini belirtti İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) AKP’den istifa eden milletvekillerinden eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İlhan İşbilen ve Erdal Kalkan, yerel seçimlerde iktidara karşı en güçlü seçeneğin desteklenmesi için muhalefete birlik çağrısı yaptı. Üç milletvekilinin Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlediği basın toplantısı AKP’liler tarafından basıldı. AKP’liler, “Her yer Tayyip, her yer Erdoğan” sloganı attıktan sonra mekândan ayrıldı. Günay bunun üzerine, “Ne yazık ki, kişilerin gücünü tabulaştıranların ülkeyi nereye getirdiği açıktır. Söyleyecek bir sözleri olmadığını belgelediler ve gittiler” dedi. “Bu hukuksuz ortamda bize umut ışığı gibi gelen seçim var” diyen Günay şöyle konuştu: “Bu baskı, adaletsizlik, hukuksuzluk karşısında iktidarın hizaya getirilmesi gerekiyor. İzmir’de iktidara karşı güçlü alternatif ne ise o parti desteklenmeli. Ülkenin başka bir yerinde iktidara karşı en güçlü alternatif hangi partiyse yerel seçimde o desteklenmeli. Tüm arkadaşlarımıza, iktidara karşı hangi parti güçlüyse güçlerini orada birleştirmeleri çağrısı yapıyoruz.” (Fotoğraflar: OZAN YAYMAN) KARTAL’DA AFİŞ ASMA TARTIŞMASI ‘Yeni bir parti kaçınılmaz’ AKP’liden Halkevleri üyelerine silahlı tehdit İstanbul Haber Servisi Kartal’da afiş asan Halkevleri üyeleri ile tartışan bir AKP’linin, aracından silahını alıp tehditler savurduğu iddia edildi. Saldırganın AKP Kartal Seçim İşleri Başkanı avukat Şaban Tamer olduğu belirtildi. Kartal merkezde önceki gün akşam saatlerinde duvarlara “Artık yeter / Hükümet istifa” yazılı afişlerini asan Halkevleri üyelerine, yanlarından geçen bir kişi sözlü sataşmada bulundu. AKP üyesi olduğunu söyleyen ve “Bunların parasını biz veriyoruz. Sizi şikâyet edeceğim” diyerek aracına yönelen kişi, Halkevi üyesi bir kadının “Neyi şikâyet ediyorsun” diye yanıt vermesi üzerine silahla tehdit ettiği öne sürüldü. Saldırganın olay yerine gelen polisleri “güvenlik şubeden” tanıdığını söylediği, yurttaşların itirazlarına karşın saldırganın uzaklaştığı kaydedildi. Halkevi üyesi 4 kişi saldırgandan şikâyetçi oldu. Halkevi üyeleri polislerin saldırganı tanıdıklarını, kişinin avukat olduğu için karakola götürülemediğini söylediğini anlattı. Günay, çıkışlarının yeni bir siyasi partinin habercisi olup olmadığı yönündeki soruya da, “Türkiye’de yeni bir siyasete ihtiyaç var. Demokrasi bizim için yaşamsal önemde. Mevcut partiler bu boşluğu doldurmaz ise toplum yeni bir siyasi hareketi bağrından çıkaracaktır ve o vakit çocuğun doğması kaçınılmazdır” yanıtını verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle