25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 MART 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA YEREL SEÇİME DOĞRU 9 Antep ranta karşı IŞIL ÖZGENTÜRK Uçaktan indim, kente doğru yol alıyorum. Gazete seçim sürecindeki mevcut havayı yoklamam için beni Gaziantep’e yolladı. Daha doğrusu ben istedim, çünkü Antep benim çocukluğumun büyülü kenti. Bakalım bu büyü ne kadar yerinde duruyor ve seçimde Antep’te neler olacak? Sabahın erken saatleri, kentte doğalgaz olmasına rağmen, hava oldukça kirli. Bunu söylediğimde, şoförümüz Cuma Bey, “Yoksul kısmı” diyor, “AKP’nin verdiği kalitesiz kömürle ısınıyor. Çareleri yok. Üstelik her yer apartman oldu, ağaç, yeşillik kalmadı. Kirli hava günlerce asılı duruyor. Üstelik zehirlenmeler de cabası, biliyor musun, Antep’te soba zehirlenmesinden ölenlerin sayısı öyle fazla ki?..” “Peki Cuma Bey, seçimlerde kim kazanacak” diye hemen soruyorum, “iki seçimdir AKP kazanıyor, CHP’den bir sürpriz bekleniyor mu?” “Vallahi” diyor, “gönül bir sürpriz olsun istiyor ama görülen o ki, AKP kazanacak. Çünkü çok paraları var. Kenar semtlere acayip yardım yağdırıyorlar. Daha geçen gün, Şehitkâmil’de düdüklü tencere dağıtıyorlardı. Ama şimdilik tencerenin kendisini veriyorlar, seçimden sonra kapağını vereceklermiş.” Araba ilerliyor, kentin girişindeki ağaçsız birkaç park, gençyaşlı, hırpani kılıklı, sakallı erkeklerle dolu. “Bunlar kim? Ne bekliyorlar?” Cuma Bey cahilliğime veriyor, “Bunlar Suriyeliler” diyor. “Amele pazarı burası, az sonra kamyonlar onları alır, inşaatlara götürür.” “Çok Suriyeli var mı?” “Olmaz olur mu? Üç yüz bin, dört yüz bin Suriyeli var. Ellerini kollarını sallayarak giriyorlar. Ve bu kenti kendilerine benzettiler.” “Nasıl yani?” “Benden duyma başkasından duy.” Susuyor ve daha sonra kimle konuştuysam, hemen herkes Suriyelileri gündeme getirdi. Bu konuda devam edeceğiz. Kentin ana sorunlarından biri belli ki, Suriyeliler. Kentte hava kirli, rant almış başını gitmiş, yeşil alan çok az, Anteplilerin ortak şikâyet konusu ise sayıları giderek artan Suriyeliler ‘AKP Mahcup ve Sessiz’ Dört bakanla ilgili TBMM’ye gelen fezlekelerin akıbetinin tartışılacağı olağanüstü oturumun sonucu aslında başından belliydi. Muhalefetin stratejisi savcılıktan gelen fezlekelerin ya da fezlekelerde o bakanlara isnat edilen suçları içeren üst yazının okutulması yönündeki talebini gündemde tutarak iktidarın kaçışını halka gösterebilmek üzerineydi. İktidar ise oyununu, bir yandan kamuoyuna ‘yolsuzlukları örtmedikleri algısı’ verecek girişimler yaparken gerçekte ise fezlekeleri okutmadan Meclis’i kapama üzerine kurmuştu. duracak mı? Değerler yok oldu Ahmet Bıyık’ın dükkânı Antep’in ta kendisi... Fotoğraf: BEKİR ŞAHİN Ortaylı onu Topkapı Sarayı’na çağırmış, tamir işleri varmış. Ahmet usta, dertli mi dertli, üç oğlu var ama ortanca dışında bu işe meraklı olan yok. Çırak da bulamıyormuş. Ahmet usta şimdilerde mutluluğun sadece para olduğuna inanan bir nesil yetiştiğini söylüyor. Ne saygı, ne iş ahlakı, bunlar bitmiş. Evet, Antep gibi usta çırak ilişkisinin en parlak olduğu bir kent bile çözülmüş. Ahmet Bey’e göre bu durum, “Hem vatana hem işe hem de insana ihanet!” Ahmet usta CHP’ye oy verecek ama umutsuz. Hiç keyfi yok. İşte tam Antep’e yakışır bir güzel dükkân. İçerde sedef kakma ustası Ahmet Bıyık sabırla güzelim sehpalar, konsollar yapıyor. Hemen içeri davet ediliyorum. Ve çayım geliyor, Ahmet Bıyık bu işe on yaşında başlamış, şimdilerde ellisini sürüyor. Babası onu bu işi yapan bir ustaya şöyle teslim etmiş. “Eti senin kemiği benim.” Usta sormuş, “Bunu bana çırak olarak mı veriyorsun yoksa oğluna şöyle göz kulak olmamı mı istiyorsun?” Baba, “O artık senin çırağın” demiş. Ve küçük Ahmet işe başlamış. Gün gelmiş ustalıkta öyle ilerlemiş ki, İlber AKP’nin ‘önerge’ sürprizi İktidarın Meclis çoğunluğu yüzünden sonucu baştan belli olan oturumda dikkatler AKP grubunun ve vekillerin psikolojisi üzerindeydi. Önce ‘sürpriz’ bir hamle yaparak iddialara konu 4 bakanın Meclis Başkanlığı’na ortak dilekçesi ve ardından 55 AKP’li vekilin imzasıyla soruşturma komisyonu kurulması yönünde önerge verdiler. Tabii ki önergenin görüşmelerinin seçim sonuna kalacağını bilerek! AKP grubunun tamamen kamuoyu algısını yönlendirme amaçlı bu hamlesine karşın, Meclis büromuzdaki arkadaşlarımız “İktidar grubundan ‘panik’ havasının işaretlerini aldıklarına” dikkat çekiyordu. Kuliste karşılaştığımız CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın da bu gözlemi teyit ederek “AKP grubu hiç olmadığı kadar sessiz bugün. 4 ya da 5 kişi çok cılız bir biçimde müdahale ediyor sadece. İktidar grubunun gerisi ise ‘Biz burada kimleri koruyoruz, neyi savunuyoruz?’ der gibi sessiz sedasız oturuyorlar” dedi. AKP’nin ‘soruşturma önergesi’ hamlesi için “Çok ucuz bir yaklaşım. Samimi olsalar fezlekeleri okutur ve milletvekillerinin incelemesine açarlar. Sonra komisyonu hep birlikte kurarız ama niyet tamamen halkı aldatmak” değerlendirmesini yaptı. Ağır eleştiriler yanıtsız AKP’den 17 Aralık sürecinde istifa eden eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın da Genel Kurul salonu ve Meclis kulisinde dikkatini AKP’nin sessizliği çekmişti: “İktidar partisi açısından çok hazin bir oturum. Muhalefet sözcüleri kendilerine karşı en ağır ifadeleri kullanmalarına karşın, AK Parti grubu mahcup ve sessiz bir tutum içinde. Muhalefete sataşmamayı tercih ettiler. Düşük profil içinde kalarak fezlekeleri okutmadan Meclis’in kapanması hedefi doğrultusunda hareket ettiler.” Günay da AKP’nin son dakikada çıkardığı soruşturma komisyonu önergesini, “Seçimlere kadar fezlekelerin açıklanmasını önlerken kamuoyuna ‘Yolsuzlukların üzerine gittik’ mesajı verme çabası” olarak değerlendirdi. AKP’den ayrılan isimlerden bir diğeri, İdris Bal’ın gözlemi ise şöyle: “İçlerinde muhalefete tek tük laf atan çıksa da genel olarak AK Parti grubunda pek fazla coşku yok. Görebildiğimiz kadarıyla tek amaçları yasama çoğunluklarını kullanarak oturumu kapatmak.” Sıcacık bir somun alıp yola koyuldum. Uyuşturucu trafiği nasıl önlenecek? Eski kentteyim. Kale’ye yakın, Karagül dizisinin çekildiği kahvenin olduğu meydanda. Bu kahve çok ünlenmiş, ziyaretçisi pek çok. Ben kahveye şöyle bir bakıp, yol üstünde taze ekmek kokusunun geldiği bir fırına giriyorum. İçerde en az sekiz kişi çalışıyor ve dükkânın sahibi bir AKP’li. Çalışanlar ise kulağıma fısıldıyorlar, onlar CHP’li. Burada biraz Antep’in kent olarak bazı özelliklerinden söz etmek gerekir. Antep, bir zamanlar her fraksiyondan solun kalelerinden biriydi. Üç dönem seçilen CHP’li eski Belediye Başkanı Celal Doğan, hukuk fakültesinden Deniz’lerin arkadaşıydı, kentin altyapısını mükemmele yakın bir hale getirdi. Kent dışına organize sanayi bölgeleri kurdu ve parklara meraklıydı, bugün Antep’te insanların soluk alabildiği bir iki park varsa onları Celal Doğan yaptı. Ama yapamadıkları da oldu AKP’den iki dönemdir başkanlık yapan Asım Güzelbeyoğlu da tarihi dokuyu ortaya çıkaran çalışmalar yaptı. Bugün Antep bir turizm kenti olmaya doğru hızla ilerliyorsa bu iki başkana çok şey borçludur. Türkiye’deki her kent gibi Antep de bir “rant kenti” olmuş. Rantı idare etmek, bunu Antep ahalisinin faydalarına göre düzenlemek Antep gibi bir kentte çok zor. İster istemez kirli para gündemde olacak? Yanıt verilmesi en zor soru bu. Bitmedi, trafik ne olacak? Suriyelilerin kenti kuşatması nasıl engellenecek? Suriyeli mültecilerle birlikte artan fuhuş ve uyuşturucu trafiği nasıl önlenecek? Ve mesire yerleri AVM’lere verilen bu “maydanoz sapının gölgesinde bile piknik yapan insanların kentinde”, kentliler pazar günleri nerede mangal yakacaklar? AKP, Antep’te Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’i belediye başkan adayı yaptı. Ayrıca BDP’nin eşbaşkan adayı da bir kadın. Böyle olunca bana da kadınlar ne düşünüyor, diye sormak düştü. İlk önce altı bin tarihi objeyle, kentin en değişik müzesi olan Medusa Arkeolojik Cam Eserleri Müzesi’nin kapısını çalıyorum. Beni müzeyi yoktan var eden Füsun İşsever Hanım karşılıyor. Doğrusu, Fatma Şahin’in adaylığı Füsun Hanım’ı pek heyecanlandırmamış. Onun AKP’nin kadın politikalarına ve rant düzenine karşı nasıl duracağını merak ediyor. Ayrıca, Füsun Hanım da Suriyelilerden dertli. Onların yiyip içip dükkân sahibine para ödememeleri, evleri önce iyi paraya kiralayıp, üç ay sonunda ev sahiplerine “Kira mira yok!” demeleri ve bir fabrikatör arkadaşlarının para nedeniyle dayak yiyip hayati bir tehlike atlatması onu gerçekten endişelendirmiş. Kendi mekânı için de endişeli. Polise telefon ettiklerinde en az yirmi dakika beklemeleri gerekiyormuş. Füsun Hanım’a teşekkür edip, güzel bir fotoğraf çektirdikten sonra doğru KAMER’in Gaziantep şubesinde beni bekleyen Aynur Yıldıran Hanım’la buluşmak için yola çıkıyorum. Kadınların yalnızlığı Bu kadının adı Serpil Kaluserci. Serpil Hanım, kocasının işleri bozulunca, “Ben ne yapabilirim” demiş ve şimdilerde kendi yarattığı DREAMON markasıyla, dünyanın her yerine gelinlik ve abiye giysiler ihracatı yapıyor. İki yüz kadının, kendi evlerinde nakış yapmasını sağlamış, bunun daha da artması gerektiğini düşünüyor. Öte yandan göç alan ve Suriyelilerle dolan kentte eğitim çok aşağı çekilmiş, bunu herkes söylüyor. Antep üniversiteye giriş sınavlarında en arkalarda. Bir zamanların bölgenin ve Türkiye’nin en çok okuryazar insan yetiştiren kenti nasıl böyle olmuş? O da bir başka araştırma konusu. Serpil Hanım, CHP Büyükşehir Belediyesi başkan adayıyla birlikte çalışıyor ve meclis üyeliğini şimdiden edinmiş gibi. Bu arı gibi çalışkan kadına veda edip, BDP’nin başkan adayı Ayhan Hanım’la görüşmeye gidiyorum. Günah, ayıp ve suç...’ İktidarın sessizliği sırasında muhalefet neler demedi ki... MHP’li Faruk Bal, “Üzerini örtmeye çalıştığınız bu iddialar dinen günah, örfen ayıp, kanunen de suç” dedi BDP’li Hasip Kaplan, “Kâtipler okuyor, memurlar okuyor... Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu okuyor bu fezlekeleri ama ben okuyamıyorum. Kuzu okuyor, Kaplan okuyamıyor!” dedi. CHP’li Akif Hamzaçebi ise AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’nin tapelere düşen ifadesi ile seslendi iktidar grubuna: “Haliniz duman olur...” NOT: Dün bu köşede “CHP’nin kampanya ekibi, bu imgelerle bir bakana 700 milyon liralık saatin rüşvet olarak verildiği ileri sürülen 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasını kafalarda yeniden canlandırmak istiyor” cümlesindeki ‘700 milyon liralık saat’ ifadesi ‘700 bin liralık’ olacaktı. Düzeltir, özür dilerim. KAMER özellikle Güney Anadolu ve Doğu Anadolu’da örgütlenmiş en güçlü kadın örgütlerinden biri, Aynur Hanım Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Antep’te de kadına yönelik şiddetin hızla arttığını söylüyor. Ona göre, Antep özellikle yakın çevreden göç alan bir kent. Bu göçler nedeniyle, bir başka kente gelen kadın, çevresinden, Ayhan Ünlü akrabalarından kopuyor ve kendini çok yalnız hissediyor. Ürkekleşiyor, başkaldıramıyor ve sonunda ortaya “öğrenilmiş mağduriyet” çıkıyor. Ama bu kent bunları aşabilirmiş, pek çok kadın örgütü bu konuda el ele çalışıyor. Bu durumda AKP, CHP fark etmiyor ve Aynur Hanım, bir kadın belediye başkanı olmasının kadınlar için önemli olduğuna inanıyor. Aynur Hanım’a teşekkür edip, hemen yola koyuluyorum, bir efsane kadınla buluşacağım. Öğrenilmiş mağduriyet BDP’nin hedefi yüzde 15 Ayhan Hanım bir eşbaşkan adayı. Elli yaşlarında bir ev hanımı. Üç kızı var, hepsi yurtdışında, Londra’da yaşıyor. Ayhan Hanım’ın yüreğinin bir parçası orada, öteki parçası ise kendi gibi göçle Antep’e yerleşmiş Kürt kadınlarında. Onların kendi dillerini öğrenmelerini, kendi haklarının peşinden koşmalarını gerçekten yürekten istiyor. O, çok acı çekmiş bir anne ve daha başka analar acı çekmesin, diyor. Barış sürsün istiyor ve BDP’nin yüzde on beş hedefine ulaşacağını söylüyor, yüzde on beş demek, artık bağımsız adaylar için uğraşılmaması demek, parti yardımının alınması demek. BDP’nin binası çok yoksul ama içerde bu yoksulluğu ortadan kaldırmak isteyen pek çok kadın var. Canla başla yollardalar. Aynur Yıldıran Bozdağ fezlekesine takipsizlik l ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Bekir Bozdağ hakkındaki fezlekeyi Meclis’e göndermeyen Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, “İddialarla ilgili delil yok” diyerek takipsizlik kararı verdi. Bozdağ hakkında suç duyurusunda bulunan eski Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, MİT’e ait TIR’ların durdurulmasının ardından Bozdağ’ın kendisini arayarak, aramanın durdurulmasını ve savcıların görevden alınmasını istediğini öne sürmüştü. Karara üst mahkemede itiraz hakkı bulunuyor. Kentin dokusu ve kokusu bozulmuş Kırk beş yıllık bakır ustası oyunu sır gibi saklıyor. Görüşmek istediğimiz AKP’li adaylar geri dönmüyor. Çok meşguller çünkü Başbakan miting için gelecek. Belli ki, işleri başlarından aşkın. Tek şey aksamayacak yoksa fırça yerler. Hadi diyorum, CHP Büyükşehir başkan adayı Akif Ekici’yi bulalım. Akif Ekici’yi Ayakkabı ve Çantacılar Organize Sanayi Sitesi’nde yakalıyoruz. Esnafı tek tek geziyor ve esnaf da başkanı yoldan çağırıyor: “Gel de bizi bu hırsızlardan kurtar!” Esnafın en büyük şikâyeti merdiven altı çalışanlar, çünkü hiçbir vergi ödemiyorlar, KDV ödemiyorlar. Ayrıca AVM’leri düşman ilan etmişler. Çünkü işleri azalmış. Başkan, AVM’lerin pazar günü tatil yapacağını ilan ediyor! Bir ara başkanla konuşuyoruz, bir zamanlar gece hayatı çok renkli olan kent, şimdi içine kapanmış, bu nedenle kente gelen turist gece kalmak için Urfa’ya gidiyormuş. “Gece hayatını yeniden canlandırmak boynumun borcu” diyor. Geliri Antepliler yararına kullanmak için de artık delik deşik olmuş kent planını yeniden düzenleyecekmiş. Bu arada Akif Ekici’nin seçim broşürü elime geçiyor, arka sayfada kocaman bir slogan: Halka ve Hakk’a Hizmet İçin… CHP’liler bence bir an önce AKP’ye yakışan sloganlardan vazgeçseler iyi olur. Çünkü gerçeği varken kimse taklide oy vermez. Öyle bilinir. Az önce Başbakan’ın Berkin’in annesini yuhalattığı, o küçücük meleğe terörist dediği AKP mitinginden çıktım. Başbakan’ın bir ölünün üstünden yaptığı politikayı çılgınca alkışlayan kadınlar, erkekler gördüm. Şimdi İstanbul yolundayım ve kulağımda şu sözler: Araban AKP, İslahiye AKP, Kargamış AKP, Nizip AKP, Nurdağı AKP, Oğuzeli AKP, Şahinbey AKP, Şehitkâmil AKP, Yavuzeli AKP… Bunlar 2009 seçimi sonuçları. Galiba bu yerel seçimde de durum aynı olacak. Belki Şehitkâmil, bir de Araban. Oralarda sürprizler olabilir. Ve benim çocukluk kentim yok artık, dokusunu ve kokusunu yitirmiş. l ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, internette yayımlanan ses kaydında kendisine hakaret ettiği iddia edilen eski AB Bakanı Egemen Bağış hakkında suç duyurusunda bulundu. Umut Oran ayrıca, Bağış’a 15 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı. Oran’dan Bağış’a çifte dava ‘Bakanlık talimat vermedi’ l ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan, CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’ın, Başbakan Tayyip Erdoğan ve aile üyeleri arasında 17 Aralık 2013’te geçtiğini iddia ettiği telefon görüşme trafik ve sinyal kayıtlarının silinme talimatı verilip verilmediğine dair önergesine ilişkin konuştu. Elvan, bakanların böyle bir talimat vermesinin söz konusu olmadığını ancak kim yaptıysa yargı önünde hesabını vereceğini kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle