30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT 2014 ÇARŞAMBA 8 HABERLER n Baştarafı 1. Sayfada Duruşmada uyuyan hâkimlerden Bak’ın da çekilme isteğini üst mahkeme kabul etmedi GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Sarısülük yargıcına ret Yurt Haberleri Servisi Gezi Direnişi sırasında 2 Haziran’da Eskişehir’de polislerin de aralarında bulunduğu eli sopalı bir grup tarafından dövüldükten sonra beyin kanaması geçiren ve 10 Temmuz’da yaşamını yitiren 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz ile ilgili davada sanık İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu ve Muhammet Vatansever’in avukatı Selamet Şen, sanıkların vekilliğinden çekildi. Şen, sanıkların vekilliğinden neden çekildiğiyle ilgili bir açıklama yapmak istemediğini kaydetti. Korkmaz davasında sanık avukatları çekiliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’daki Gezi eylemlerinde polis kurşunuyla öldürülen Ethem Sarısülük’ün ölümüne ilişkin davaya bakan mahkeme heyetinde yer alan, duruşmada uyuduğuna ilişkin görüntüleriyle bilinen hâkim Cevdet Bak’ın davadan çekilme talebi üst mahkeme tarafından reddedildi. Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi kararında, hâkim Bak’ın davadan çekilmesine neden olacak somut sebeplerin oluşmadığını belirtti. Sarısülük, Gezi Parkı eylemlerine destek amacıyla Ankara’da yapılan gösterilerde polis kurşunu ile öldürülmüştü. Polis memuru Ahmet Şahbaz hakkında Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Mahkeme heyeti, tarafsızlığından şüphe edildiği gerekçesiyle davanın üçüncü duruşmasında çekilme kararı almıştı. Mahkeme heyetinin çekilme kararı aldığı duruşmada savcı Mustafa Şahin ve üye hâkim Cevdet Bak’ın uyuduklarına ilişkin görüntüler sosyal medyaya düşmüştü. Adalet Bakanlığı’nın mahkemenin çekilme talebine vize vermemesi üzerine, heyet 7 Nisan tarihini duruşma tarihi olarak belirlemişti. ‘Çekilemezsin!’ Ardından üye hâkim Cevdet Bak davadan çekilmek istediğine ilişkin dilekçe sunmuştu. Hâkim Bak verdiği çekilme dilekçesinde şunları belirtmişti: “Basın yayın organlarında ve internet üzerinde şahsıma yönelik başlatılan çirkin iftira kampanya sı nedeniyle, işbu davada artık tarafsızlığım tartışılır hale geldiğinden, davadan çekilmek istiyorum.” Bak’ın bu dilekçesi üzerine mahkeme başkanı, dava dosyasını üst mahkeme konumunda olan Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Mahkeme, hâkim Bak’ın davadan çekilme talebini karara bağladı. Mahkeme, kararında CMK’nin ilgili hükmünü hatırlatarak “Dosya kapsamı, ilgili hâkimin çekilme yazısında belirttiği hususlar gözetildiğinde yasanın aradığı hâkimin tarafsızlığını şüpheye düşürecek somut sebeplerin gerçekleşmediği anlaşıldığından CMK 30/2. maddesi gereğince çekinmenin uygun olmadığına karar verilmiştir” denildi. Öcalan için imza kampanyası DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır’da, aralarında Diyarbakır Barosu, İnsan Hakları Derneği ile Ticaret ve Sanayi Odası’nın da bulunduğu 116 sivil toplum kuruluşu yaptıkları ortak açıklama ile terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması için başlatılan “Öcalan’a özgürlük” kampanyasını desteklediklerini duyurdu. İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Raci Bilici, Öcalan’ın yürütülen diyalog sürecinde daha aktif rol alabilmesi için özgür kalması gerektiğini savundu. Her yerde var, orada yok Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Gezi Direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeğiyle başından ağır yaralanan 14 yaşındaki B.E’nin vurulduğu yerde MOBESE kamerasının olmadığını açıkladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Gezi Direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeği nedeniyle başından ağır yaralanan ve aylardır tedavi gören 14 yaşındaki B.E’nin başından vurulduğu yerde MOBESE kamerasının olmadığını bildirdi. BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın soru önergesini yanıtlayan Bozdağ soru önergesini Emniyet Müdürlüğü tarafından gönderilen yazıyla yanıtladı. Emniyet’in yazısına göre, olayın meydana geldiği yerde MOBESE kamerasının bulunmadığı belirtildi. Bunun üzerine 19 Temmuz 2013 tarihinde kapsamlı bir soruşturmayla tüm olaylara ilişkin MOBESE ve ilgili kamera görüntülerinin talep edildiği belirtildi. Bozdağ, Gezi Parkı protestolarının meydana geldiği tüm zaman dilimini kapsayacak şekilde, olayların meydana geldiği yerlerde bulunan MOBESE kamera görüntüleri ile çevrede bulunan ve olay yerlerini gören kamera görüntülerinin, ayrıca yazılı ve görsel yayın organlarının tespit ettiği görüntülerin tamamının istenildiğini, yaklaşık 1520 terabayt civarında video kaydı ve muhtelif fotoğrafların muhafaza altına alındığını, ancak görüntülerin fazlalığı, olaylar sırasında görev alan çok sayıda güvenmik görevlisinin aynı gün değişik yerlerde bulunabilme ihtimallerinin olması dikkate alındığında, görüntülerin incelenmesinin zaman alabildiğini ifade etti. ÇHD’DEN RAPOR Geçemeyince ateş açtılar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Suriye’den Türkiye’ye geçmek isteyen 10 kişi, engellenince geri çekilip Türk askeri üzerine Kalaşnikof’la ateş açtı. TSK’den yapılan açıklamaya göre önceki gece TürkiyeSuriye hududu Hatay Narlıca kesiminde, Şehit Çavuş M.Özeker Hudut Karakol Komutanlığı sorumluluk sahasında, Suriye’den Türkiye’ye doğru 10 yaya şahsın yasadışı geçiş teşebbüsünde bulunduğu belirlendi. Türkçe ve Arapça uyarı yapılan şahıslar “Dur” ikazına uymayınca havaya uyarı atışı yapıldı. Suriye tarafına kaçan grup bir süre sonra geri dönüp karakola kalaşnikof piyade tüfeği ile ateş açtı. Güvenlik personeli ateşe ateşle karşılık verdi. ‘Avukatla görüşme izlenemez’ ‘20 metreye kadar duyarız’ İstanbul Haber Sevisi Beşiktaş’ta 27 Temmuz 2013 günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konvoyu geçerken beddua ettikleri iddiasıyla 11 aydan 6 yıla kadar değişen oranlarda hapis istemleriyle yargılanan CHP Kadıköy ilçe yönetimi üyeleri hâkim karşısına çıktı. İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada savunma yapan üniversite öğrencisi Koray Çağlıyan, “Konvoyda birçok araç ve koruma polisi olması dikkatimi çekti. Ben de bunları görünce elimi yukarı kaldırıp sallayarak şaşkınlığımı ifade ettim” dedi. Üniversite öğrencisi sanık Deniz Tosyalı da takım elbiseli insanların gelip önce “Konvoya tükürdün” dediklerini sonra da beddua ettiklerini iddia ettiğini kaydederek “Arkadaşımızı gözaltına almaya çalıştıklarında biz de gittik. Araca bindirilirken bir polis kapıyı bacağımın üstüne kapattı. Araçtayken Murat Yeşilkaya beni tehdit etti” dedi. CHP Kadıköy ilçe başkan yardımcısı olan sanık Burcu Kara ise “Yeşilkaya bize ‘Bunlar anarşist, bunları da alın’ dedi.” Müşteki koruma polisi Murat Yeşilkaya, 120130 km. hızda bile camlarının dinleme amaçlı açık olduğunu belirterek “Biz 20 metreye kadar her şeyi duyarız. Görevimiz Başbakan’a yapılan her türlü fiili cebri engellemektir” dedi. Yeşilkaya prosedür gereği aracın camlarının açık olarak seyretmek zorunda olduklarını ve söylenen sözleri duyduğunu öne sürdü. Müşteki koruma polisi Adil Kılıç ise sanıkların söylediği sözler yönünden kesin bir kanaat ileri süremeyeceğine dile getirerek “Bu konuda Murat arkadaşımızın söyledikleri doğrudur” diye konuştu. Hâkim Mustafa Erdoğan, Başbakan’ın, avukatı aracılığıyla davaya katılma talebini kabul etti. Dava 17 Haziran’a erteledi. 19 polisin görev yeri değişti SAMSUN (Cumhuriyet) 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından Emniyet’te görevden almalar sürüyor. Samsun İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli biri komiser yardımcısı olmak üzere 11 polis memuru, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde 4 ve Güvenlik Şube Müdürlüğü’nde 4 polisin görev yerleri değişti. İP’den bir Öcalan CD’si daha İstanbul Haber Servisi İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever, Abdullah Öcalan’ın İmralı’daki sorgusunun görüntülerinin yer aldığı son CD’yi ve partisinin Kürt sorununa ilişkin çözüm önerilerini Beyoğlu’ndaki İstanbul İl Başkanlığı’nda düzenlediği toplantıyla açıkladı. İlsever, Öcalan’ın 1999 yılındaki sorgusunda “Misakı Milli’yi güncelleyelim” teklifinin Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından yeniden gündeme getirildiğini ancak Türkiye’nin dış politikadaki vahim yanlışlar nedeniyle PKK’ye hayal edemeyeceği olanaklar verdiğini söyledi. İlsever, Öcalan’ın Kuzey Irak’ı Irak’tan koparmayı, İran Kürtlerini ayaklandırmayı, Irak’ı zayıflatmayı önerdiğini belirterek İP olarak buna karşı durduklarını sözlerine ekledi. İstanbul Haber Servisi Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Sekreteri ve Cezaevi İzleme Komisyonu üyesi avukat Güçlü Sevimli, “Avukatmüvekkil görüşmeleri mesleki sırdır, gözetlenemez, dinlenemez” dedi. ÇHD İstanbul Şubesi Cezaevi İzleme Komisyonu, cezaevlerinde yeni inşa edilen “cam ve gözetlenebilir avukat görüş yerleri”ne ilişkin hazırladığı raporu açıkladı. F tipi cezaevlerinde havalandırmalara koyulan kameraların ve avukat görüş yerlerinin değiştirilip camlarla kaplı “fanus”lara dönüştürülmesinin bir devlet politikası olduğunu belirten Sevimli, “Bu durum Avukatlık Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırıdır” dedi. Sevimli uygulamayla ilgili hukuki girişimlerde bulunacaklarını söyledi. Toplantıla katılan avukatlar, müvekkillerinin uygulamayı protesto ettikleri için ceza aldığını söyledi. bir mola verdikten sonra Resmi Gazete’ye gidecek. Aynı saatlerde hükümetin daha önceden hazırlamış olduğu yeni HSYK kadrosu belirlenecek ve göreve başlayacak. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Budapeşte’de yaptığı açıklamaya göre önümüzdeki en çok 15 gün içinde bu süreç işleyecek. Zira Gül, HSYK yasasını veto etmeyeceğinin işaretlerini verdi. Eğer yasada hukuka aykırı bir durum varsa, bunu kendisinin değil Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) çözmesi gerektiğini söyledi. Gül de çok iyi biliyor ki, HSYK tipi yasalarda Çankaya onayı verdikten sonra AYM’nin iptal etmesinin hiçbir anlamı yok. Çünkü yasa Resmi Gazete’de yayımlandığı andan itibaren yürürlüğe girmiş olacak. AKP de zaten hazır olan yeni kadrolarıyla yeni HSYK’yi kuracak. AYM bir gün içinde yasanın iptali yönünde karar verse bile bu karar geriye doğru işlemeyeceği için halkın oylarıyla belirlenmiş HSYK gitmiş, AKP milletvekillerinin oylarıyla yeniden düzenlenmiş HSYK gelmiş olacak. HHH Yukarıda özetlediğimiz yöntem AYM’nin işlevini neredeyse sıfırlayan, yüksek mahkemeye ve topluma karşı açıkça hilenin önünü açan bir uygulama. Bunun adalet dağıtan bir mekanizma için uygulanması Türkiye’de hukuka saygının hangi seviyeye geldiğini de gösteriyor. Daha net ifade etmek gerekirse; sözümona adaletin dengeli dağıtılmasını sağlayacak, hukukun üstünlüğünü her zaman gözetecek, hâkim ve savcıların sicil amirliğini yapacak olan bir kurul “hile” ile oluşturulmuş olacak. Bu durumda sormak gerekir: Anayasa Mahkemesi, kararlarına uyulup uyulmaması hükümetin keyfine bağlı olan bir “anayasa kurumu” mu? Cumhurbaşkanı hükümetin böyle bir “hile” planladığını bilmiyor mu? Bu durumda halen yürürlükteki anayasanın 104. maddesindeki, “Cumhurbaşkanı devlet kurumları arasındaki koordinasyonu sağlar” ilkesi çiğnenmiş olmuyor mu? HHH Hafta başında şu soruyu da sormuştuk: Referandum milli irade değil mi? Bu sorunun üzerinde ayrıca durmak gerek. Türkiye’de toplumsal hafıza ortalama 3 ay olduğu için 4 yıl önceki referandumda ne tür sözler verildiği toplumun belleğinde değil. Hükümetin o dönem başlıca amacı HSYK’nin yapısını ortadan kaldırmak, kendi hedeflerine göre yeniden oluşturmaktı. Sadece bu maddeyi referanduma götürse, halka kabul ettirmesi zordu. O nedenle etrafını kimi tatlı vaatlerle süsledi. Örneğin, orman arazilerinin köylüye verileceğini, sendikalaşmanın önünün açılacağını vaat etti. Bunların hemen hiçbiri gerçekleşmediği gibi şimdi halkın “peki, böyle yapın” diye onay verdiği HSYK kökten değiştiriliyor. Bu değişiklik de bir süre sonra AKP’nin canını sıkacak. Çünkü yeni yapı kurulurken öngörülen değişiklikler hükümetin “kullanabileceği” kadrolara göre yapıldı. Yakın geçmişte olduğu gibi yakın gelecekte bu yeni kadrolar da “raydan çıkacak”. Çünkü hükümet raydan çıkmış durumda; pusulasız rasgele çizdiği yönlere göre yeni yollar yapmaya çalışıyor. Görünen o ki; bütün bunlar devletin en üst kurumu, Çankaya’nın gözetiminde gerçekleşecek! FETHULLAH GÜLEN’İN ÇOK SAYIDA SES KAYDI YAYIMLANDI İSTANBUL’DA İŞLENEN CİNAYETLERİN İDDİANAMESİ HAZIR TBMM’de tartışma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda, temel kanun olarak görüşülen AFAD ile ilgili “torba teklifin” ikinci bölümü üzerinde görüşmelere başlandı. Görüşmelerde, Atatürk’ün “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözü üzerine tartışma yaşandı. MHP Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” cümlesinin bazı yerlerden silindiğini, bunların tekrar yazılıp yazılamayacağını sordu. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, “Biz bundan bir rahatsızlık duymayız” dedi. Yasa teklifinin 2. bölümünün ilk 10 maddesi kabul edildi. ‘ABD ile aramızı bozmayalım’ Haber Merkezi AKPcemaat kavgasında internete Fethullah Gülen’le ilgili çok sayıda ses kaydı sızdırıldı. Gülen’i arayan ve Doğan Yayın Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan’la görüştüğünü söyleyen kişi, “Aydın Doğan’ın demokrat olarak sadece Gülen’i gösterdiğini” söylediğini iddia ediyor. Aydın Doğan’ın, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın karşısına geçme gibi bir düşüncesinin de olduğunu söyleyen kişi, Doğan’ın damadı Mehmet Ali Yalçındağ ile görüştüğünü de ileri sürüyor. Gülen’le telefon görüşmesi yapan isim, Aydın Doğan’ın cemaat aleyhinde yazılar yazılması için baskılar gördüğünü de kendisine anlattığını iddia ediyor. Ses kayıtlarının internete sızmasının ardından bir açıklama yapan Aydın Doğan kayıtlardaki ifadelerin “üslubunu” yansıtmadığını belirterek, “Yapılan gerçekdışı yayınlar hakkında hukuki yollara başvuracağımızı belirtmek isterim” dedi. Doğan açıklamasında, “Bugün yasadışı yollardan yapıldığı anlaşılan bir telefon dinlemesinin kayıtları internete düşmüştür. Bu kayıt Sayın Fethullah Gülen ile görsel medyadan bir yönetici arasında geçen bir telefon konuşmasına aittir. Bu görüşmede bana atfedilen bazı ifadeleri tam olarak hatırlamıyorum. Ancak bu ifadelerin benim üslubumu yansıtmadığını rahatlıkla söyleyebilirim” dedi. Gülen’e ait olduğu iddia edilen bir başka konuşmada ise Gülen’i arayan isim, ABD’nin Almanya Devlet Başkanı’nı dinlediğini ve Başbakan Erdoğan’ın ofisinden böcek çıktığı yönündeki haberlere dikkat çekerek, ABD’nin dünyadaki herkesi dinlediğine dair haber yapılması konusunda Gülen’e sorular soruyor. Gülen’in ise “ABD ile aralarının bozulmaması gerektiği” yönünde cevap verdiği sözkonusu haberin yazılmasının engellediği ileri sürülüyor. Bir başka konuşmada ise Gülen’i arayan kişinin, kendilerine CHP’den bir yöneticinin geldiğini ve İstanbul için Mustafa Sarıgül’ün kesin aday gösterileceğini ifade ettiği iddia ediliyor. Bir diğer ses kaydındaki iddia ise STV’nin ünlü dizisi Şefkat Tepe’nin senaryosunun Gülen’e sorulmasıyla ilgili. Kayıda göre Gülen senaryo ile ilgili düşüncelerini belirtiyor ve dizideki “Karanlık Kurul” bölümüne onay veriyor. ‘Çeçenlerin katili Rus istihbaratı’ İstanbul Haber Servisi İstanbul’da 2009 ve 2011’de düzenlenen Çeçen suikastlarıyla ilgili soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede Ali Osaev, Zaurbek Amriev, Rüstem Altemirov ve BergKhazh Musaev’in Rus İstihbarat Örgütü adına öldürüldüğü iddia edildi. Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ahmet Demirhüyük’ün hazırladığı ve 12 kişinin tanıklığına başvurduğu iddianamede, 26 Şubat 2009 tarihinde Rusya’ya ve ona bağlı Çeçen Cumhuriyeti’ne muhalif olan Çeçen direnişçiler tarafından kurulan ve Kafkas İslam Emirliği’nin İstanbul temsilcisi olan Ali Osaev’in Zeytinburnu’nda silahla vurularak öldürüldüğü belirtildi. İddianamede, Osaev’e yönelik suikastı “Zona” kod adlı Gürcistan uyruklu ve halen Maltepe 2 No’lu Kapalı L Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Temur Makhauri’nin işlediğinin kesin olarak belirlendiğini kaydeden savcı, Zona’nın yakalandığında üzerinde iki farklı isme düzenlenmiş pasaport bulunduğunu ve sadece bu pasaportlarla ülkemize 65 defa giriş çıkış yaptığını belirtti. Savcı zanlının, Osaev’in Fatih Camisi’ndeki cenaze töreninde çekilmiş fotoğraflarda da görgü tanıkları tarafından teşhis edildiğini belirtti. İddianamede, Makhaurı’nın Suriye’de muhaliflerin arasında çekilen fotoğraflarının bulunduğu, “Çeçenlerin efsanevi komutanı” Şamil Basayev’in suikastında kullanılan silah yüklü kamyonun infilak etmesi olayında da kamyonu hazırlayan kişi olduğu, Çeçenistan eski şeyhülislamı Şemseddin Batukayev’e yönelik suikast girişimi sanığı Bahram Batukaev’e de silah sağladığı belirtildi. Savcı, 16 Eylül 2011’de Zeytinburnu’nda BergKhazh Musaev, Rüstem Altemirov ve Zaurbek Amriev’in öldürülmelerinin, Rus istihbarat örgütü FSB adına çalışan ve Türkiye’ye “Alexander Zharkov” ve “Nadim Ayupov” ismi yazılı sahte pasaportla giren iki kişi tarafından işlendiği iddiasına yer verdi. İddianamede, Temur Makhaurı, Alexander Zharkov, Nadim Ayupov’un her maktul için ayrı ayrı “Tasarlayarak kasten adam öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisleri istendi. Davanın görülmesine 3 Mart günü Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanacak. JİTEM dosyası yine ortada kaldı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) İtirafçı Abdulkadir Aygan, Avrupa’ya yerleştikten sonra, Şemdinli’de 2005 yılında Umut Kitabevi’ne düzenlenen bombalı saldırıdan sonra JİTEM ile ilgili açıklamalarda bulundu. Aygan’ın bu açıklamaları, Şemdinli soruşturmasını yürüten Van Savcısı Ferhat Sarıkaya tarafından Diyarbakır’daki özel yetkili sivil savcılığa iletildi. Dosya hakkında görevsizlik kararı verilerek Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’na gönderildi. Musa Anter’in de aralarında bulunduğu 26 ayrı infazla ilgili askerlerin ve JİTEM elemanlarının da bulunduğu 16 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı. Mağdurlara bilgi vermeden 7 yıl dosyayı bekleten Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı, “sanıklar asker ama suçlar askeri değil” diyerek görevsizlik kararı verip topu Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’na attı. Dosyanın önemli sanığı Abdülkadir Aygan’ın iadesi ise “yanlış başvuru” nedeniyle bir türlü yapılamadı. Madımak protestosu için yakalama kararı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sivas Madımak katliamı davasının 13 Mart 2012’deki duruşması sırasında, Ankara Adliyesi önündeki gösterilere katıldıkları iddia edilen 52 sanık hakkında açılan davanın görülmesine Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Sanık Can Deliduman’ın avukatı Doğan Erkan, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’nın, anayasaya aykırı olduğunu belirterek Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması talebinde bulundu. Bu talebi reddeden mahkeme, sanıklar Erdal Kozan, Haydar Eren Öztürk, Sıla Uzunpınar ve Mahir Çağlar hakkında yakalama kararı çıkardı. Mahkeme, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. AYDIN (Cumhuriyet) Aydın’ın Didim ilçesinde MHP üyesi 15 kişi, 17 Aralık’ta başlatılan yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamındaki telefon tapelerinde küfrettiği iddia edilen işadamı Mehmet Cengiz hakkında suç duyurusunda bulundu. Cengiz’in Türk halkına hakaret ettiği iddia edilerek cezalandırılması istendi. İşadamı Cengiz’e suç duyurusu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle