30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 ŞUBAT 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 15 1 milyon dolarlık protesto Protestocu, Çinli sanatçı Ai Weiwei’nin bir vazosunu yere atıp parçaladı Kültür Servisi Floridalı sanatçı Maximo Caminero, Çinli muhalif sanatçı Ai Weiwei’nin Miami Perez Sanat Müzesi’nde sergilenmekte olan bir vazosunu, protesto amacıyla yere atarak kırdı. Müzedeki bir güvenlik görevlisi, polise verdiği ifadede, Caminero’nun renkli bir vazoyu eline aldığını, yerine bırakması için uyarıldığında da yere fırlatarak parçaladığını söyledi. Ai Weiwei’nin sergideki enstalasyonunu oluşturan 16 renkli vazodan biri olan vazonun 1 milyon dolar değerinde olduğu belirtildi. Caminero ise, “Bu eylemi, yapıtları buradaki müzelerde hiç gösterilmemiş olan Miamili tüm yerel sanatçılar adına yaptım. Şimdilerde yabancı sanatçılara milyonlarca dolar harcanıyor” dedi. Vazonun 1 milyon dolar değerinde olduğunu bilmediğini söyleyen Caminero’nun 5 yıla kadar hapis cezası alabileceği öğrenildi. Bu arada, Ai Weiwei’nin müzedeki enstalasyonunun arkasındaki duvarda, Çinli sanatçının elinde tuttuğu vazoyu yere bırakarak kırdığı üç siyah beyaz fotoğrafın yer aldığı belirtilirken, Caminero da eyleminde Ai Weiwei’nin bu fotoğraflarından “esinlendiğini” söyledi. Caminero, “Bunu, Ai Weiwei’nin bizi kendisine katılmaya çağırdığı bir kışkırtma olarak gördüm. Aslında Ai Weiwei’nin hayranlarından biriyim ve onun eylemlerini hep desteklemişimdir” dedi. Karşıyaka’da şenlik var... Geçen hafta İzmir’de Karşıyaka Belediyesi Filarmoni Orkestrası’nın konserini dinledim. Nice ilimiz bir orkestradan yoksunken, Türkiye’de ilk kez bir ilçe filarmoni orkestrasına sahip olmuş. 2011 Mayıs ayında Belediye Reisi Cevat Durak’ın öncülüğünde Karşıyaka’da belediye ve sanatçıların işbirliğiyle bir opera ve tiyatro sahnesi açılmış. Dramaturg Serdar Ongurlar, merkezin genel koordinatörü olmuş. Şef Gürer Aykal ise bu merkezde bir filarmoni orkestrası kurmuş. Haftanın birçok günü perde açan salon 517 kişilik, ama 700 kişiye kadar dolduğu gözleniyor. Temelde oda müziği, oda orkestrası konserlerinin yanı sıra, tiyatrolar, dans, çocuk oyunları ve caz etkinlikleri de var. Filarmoni’nin klasik konserleri ise tıka basa doluyor. Türkiye’nin çeşitli orkestralarındaki İzmirli sanatçıları ve İzmir’in içindeki orkestracıları bir araya getiren dinamik bir topluluk. Binanın yapılması, programların düzenlenmesi ve izleyicinin etkinliklere ilgi göstermesi, adım adım gelişmiş. Orkestra artık Ankara ve İzmir gibi festivallerde yer almaya aday. Ve şimdi yerleşik hale gelebilmesi için, kadroların çıkarılması gerekiyor. Önceki belediye reisi buraya kadar getirdiğine göre, mutlaka bundan sonra seçilecek yeni reis de kadroları oluşturup Karşıyaka’nın orkestrasını sağlam temellere oturtmalıdır. Geçen hafta izlediğim konserin programı aslında genel izleyici için bilinmezlerle doluydu: Şef Aykal yönetimindeki topluluğun solisti, Giovanni Sollima adlı bir İtalyan çellistti. Çalınacak yapıtlardan ilki de bu sanatçının “Halk Masalları” adlı bir bestesiydi. İkinci yarıda ise Adnan Saygun’un yine genel kitle tarafından pek fazla tanınmayan 1. Senfonisi yer alıyordu. İstanbul’da olsa bu konser nasıl dolar, tasasını yaşarsınız. Oysa öyle bilinçli ve sanatçıyı sarmalayan bir dinleyici kitlesi vardı ki! Her kuşaktan tertemiz giyimli, gösterişsiz ama neredeyse soluk almadan izleyen insanlar. Konser boyunca akıllı cep telefonlarından mesajlarına filan bakmadan, müziği son derece saygıyla dinlediler; sanatçıları da inanılmaz bir coşkuyla alkışladılar. Eminim ki, özel Türkiye’de artık bir ilçe orkestrası var; Karşıyaka Belediyesi Filarmoni Orkestrası 14 Şubat’ı Ne Yapsak? 14 Şubat, Katolik Kilisesi’nin azizlerinden St. Valentine’e adanmış bir gün. “Valentine”in sevgili anlamına gelmesinden olsa gerek “Sevgililer Günü”ne dönüşmüş. 1800’lü yıllarda Amerikalı Esther Howland’ın ilk Sevgililer Günü kartını yollamasıyla yeni bir biçim almış. İlk zamanlar sevgililerin birbirlerine kartlarla mesajlar yollamasını özendiren, günü sevgililerin birlikte geçirmesini sağlayan etkinlikler yapılmış. Hediye alıp verilmeye başlanınca da bir tüketim çılgınlığına dönüştürülmüş. Türkiye’de Sevgililer Günü’nün öncüsü olarak Hıncal Uluç biliniyor. Uluç, Sevgililer Günü’nden ilk kez 1977’de o zamanki Amerikalı eşi vesilesi ile söz etmiş. Ülkemizde 90’lı yıllardan itibaren yaygın olarak kutlanmaya başlamış. Anneler ya da Babalar Günü gibi tüketimi özendirmek amacıyla desteklenen bir gün. Sevgililer Günü’ne iki temel eleştiri var. Biri, Hıristiyan kökenli olduğu için Müslümanlarca kutlanmasının doğru olmadığı. Sevgililer Günü denince akla St. Valentine gelmiyor. Zaten 469 yılında Papa’nın ilan ettiği bu anma 1969’da kilise takviminden çıkarılmış. Yani 14 Şubat’ın dini niteliği kalmamış. İkinci eleştiri Sevgililer Günü’nün amacının sadece tüketimi özendirmek olduğu düşüncesi. Haklı bir eleştiri, bugünün kutlanmasının tüketimi özendirmek ve artırmaktan başka bir amacı yok. 14 Şubat’ta sadece Sevgililer Günü kutlanmıyor. Uluslararası Kitap Değişimi Günü, Kütüphane Severler Günü ve Dünya Öykü Günü de 14 Şubat’ta kutlanan günlerden. Dünya Öykü Günü’nü düşünüp öneren öykücü Özcan Karabulut’tur. Özcan Karabulut iyi bir öykücü olmasının yanında bir öykü sevdalısıdır, öykünün daha çok okunup benimsenmesi için elinden gelen her şeyi yapar. Öykü dergileri yayıncılığı ile başlayan çabası, Ankara Öykü Günleri ile gelişti, sonunda da “Dünya Öykü Günü” önerisine vardı. Özcan Karabulut Türkiye’de bugünün kutlanmasına önayak olmakla kalmadı, dünya çapında kutlanması için de çalışmalar yaptı. 2003 yılında Türkiye PEN’in önerisi ile Uluslararası PEN Genel Kurulu’nda 14 Şubat “Dünya Öykü Günü” olarak kabul edildi. İkinci ve önemli aşama günün UNESCO tarafından kabul edilmesiydi. Ama UNESCO Genel Kurulu’nda 14 Şubat’ın “Dünya Öykü Günü” olması önerisi reddedilmiş. Öykü ülkemizde okunan, sevilen bir tür olmasına karşın dünyada bizdeki kadar yaygın değil. Öykü edebiyat dergilerinde yayımlanan bir tür olarak kalıyor, öykü kitaplarının sayısı az. 14 Şubat “Dünya Öykü Günü” olarak UNESCO tarafından benimsenip dünyaya duyurulsaydı sanırım günün öyküye ilginin artmasında önemli bir katkısı olacaktı. Bu yıl Özcan Karabulut ve öykücü arkadaşları kurumsallaşmada önemli bir adım atarak Ankara Öykü Günleri Derneği’ni kurdu. “14 Şubat Dünyanın Öyküsü” dergisi yayımlanmaya başlandı. Dünya Öykü Günü kutlamalarında da dernek önemli rol yüklenmiş. “Yaşadığınız öyküler dilerim güzel bitsin!” diye noktalanan 2014 Dünya Öykü Günü Bildirgesi’ni usta öykücü Necati Tosuner yazmış. Başta Ankara olmak üzere Bursa, Erzurum, Kayseri, İzmir, Denizli, Eskişehir ve Konya gibi şehirlerde kutlamalar yapılmış. Önceki yıllarda Türkiye PEN’in organizasyonu ile İstanbul’da da kutlamalar yapılıyordu. Bu yıl ise İstanbul’da bir etkinlik yoktu. Sadece Kadıköy’de öyküseverler bir araya gelip balonların ucuna bağlanmış öyküleri sokaktan geçenlere dağıtmış. Bence Ankara Öykü Günleri Derneği’nin çabasına Türkiye PEN ve diğer yazar örgütleri de katkıda bulunmalı. Ancak her yerde birbirinden bağımsız kutlamalar yapıldığında “Dünya Öykü Günü” kalıcılaşacaktır. u Şef Gürer Aykal’ın kurduğu Karşıyaka Belediyesi Filarmoni Orkestrası, çeşitli orkestralardaki İzmirli sanatçıları ve İzmir’in içindeki orkestracıları bir araya getiren dinamik bir topluluk. likle Saygun’un 1. Senfonisi’ne de benim gibi onlar da hayran kaldılar. Sollima başlı başına ilginç bir sanatçı. Son derece kültürlü, müzik tarihinin derinliklerini araştırmış. Kendi çalgısı için besteler ve kayıtlar yapmış. Elinde harika bir viyolonsel var: 1679 Cremona, Francesco Ruggeri yapımı bir çalgı. Sollima o çalgıyla dans ediyor, konuşuyor, onu bir keman kadar kıvrak kullanıyor. Rapsodik bir akış içindeki yapıt 21. yüzyıldaki neobarok akımın yeni bir deyişi gibiydi. 28 Nisan’da İzmir’e yolunuz düşerse Gürer Aykal yönetimindeki Karşıyaka Belediyesi Filarmoni Orkestrası’nın konserini kaçırmayın. Bu kez piyanist Emre Şen Liszt’in 1. Konçertosu ve Macar Fantazisi’ne solist olacak. Sonra da Kodaly’ın Galanta Dansları var. O salonda orkestra kadar Karşıyaka dinleyicisini de izleyin. Korsana hapis yolu Kültür Servisi İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin korsan kitap sektörünün engellenmesine yönelik önemli bir karar verdiği bildirildi. Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği Genel Sekreteri avukat Melahat Boran konuyla ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada, milyon dolarlık cirolara ulaşan korsan kitap sektöründe bugüne kadar yakalanan korsanların serbest bırakıldığını, ancak piyasa değeri 4050 bin lirayı bulan 20 bin 900 kitapla yakalanan “büyük korsancı”larından Ali Y’nin ise 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldığını belirtti. Boran, mahkeme kararının kesinleşmesi durumunda korsan kitap sektörü için örnek bir karar olacağını vurguladı. Böylelikle korsancılara hapis cezası yolunun açılacağını ve verilen cezaların ertelenmeyeceğini belirtti. Boran, “Korsan suçu sabit olanların hapse mahkum edilebilmesi yayıncılık sektörümüz adına korsanla mücadelede önemli ve umut verici bir gelişme olarak karşılanmıştır” dedi. Türkiye genelindeki mahkemelerde üye yayınevlerinin korsan davalarını takip eden Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği Başkanı Muharrem Kaşıtoğlu ise yaptığı açıklamada, “Bugüne kadar görülen davalarda mahkemeler korsancıları serbest bıraktığı için kaldıkları yerden korsan işlerini sürdürüyorlardı. Mahkemelerin bu yöndeki verdikleri kararlar nedeniyle korsancılar cesaret buluyorlardı. Bu yüzden kolluk kuvvetleriyle yaptığımız başarılı operasyonlar korsanı bir türlü bitiremiyordu. Bu kararın emsal olmasını temenni ediyoruz” dedi. n Kültür Servisi Muhalif punk grubu Pussy Riot’un iki üyesi, Maria Alyohina ve Nadejda Tolokonnikova, Kış Olimpiyatları’nın yapıldığı Soçi’de yolda yürürken, bulundukları yerdeki bir “hırsızlık” olayı yüzünden gözaltına alındı. Yetkililer, Pussy Riot üyelerinin hırsızlıkla bir ilgisi olup olmadığı konusunda açıklama yapmaya yanaşmadılar. Grup üyeleri ise, Soçi’ye Rusya’daki baskılar hakkında yazdıkları yeni şarkılarını sahnelemek için geldiklerini, yolda yürürken aniden gözaltına alındıklarını ve polislerin bu süreçte güç kullandığını belirttiler. İki grup üyesi 2012’de Moskova’daki bir katedralde Putin aleyhine düzenledikleri konserde “holiganizmi yaydıkları ve dine karşı nefreti körükledikleri” suçlamasıyla ikişer yıl hapse mahkum edilmişti. DÜNYA BASIN FOTOĞRAFI ÖDÜLÜ, AMERİKALI FOTOĞRAFÇI JOHN STANMEYER’İN MAHKEMEDEN KORSAN KİTAPLA İLGİLİ ÖNEMLİ KARAR Yılın en şiirsel karesi Kültür Servisi Basın fotoğrafçılığı alanında dünyanın en prestijli ödülü olarak görülen Dünya Basın Fotoğrafları Ödülleri’nde, bu sene, büyük ödülü Amerikalı fotoğrafçı John Stanmeyer aldı. Stanmeyer’in National Geographic için çektiği yılın fotoğrafı, Cibuti’de bir sahilde, daha iyi sinyal çekmesi için cep telefonlarını göğe kaldıran Afrikalı göçmenleri ay ışığında gösteriyor. 57. kez verilen ödüllerde, merkezi Amsterdam’da bulunan Dünya Basın Fotoğrafı Vakfı’nın 19 kişiden oluşan seçici kurulu, dünyanın çeşitli yerlerinden gönderilen 100 bine yakın fotoğrafı değerlendirdi. Amerikalı fotoğrafçı, Amsterdam’da nisanda düzenlenecek törende, ödül olarak 10 bin Avro para ödülü ve bir fotoğraf makinesinin sahibi olacak. Dünya çapında 25 ülkeden 53 fotoğrafçının kareleri, yıl boyunca 45 ülkede, 100 kadar kentte sergilenecek. Pussy Riot’a yine gözaltı 33. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ n Haber Merkezi Mehmet Erdem, Gold Akustik konserleri kapsamında bugün konser verecek. Roxy Night Club’teki konserde, Mehmet Erdem kendine has vokali ile sevenlerinin karşısına çıkacak. Gold Akustik serisinin dördüncü konserinde Mehmet Erdem “Hâkim Bey”, “Herkes Aynı Hayatta”, “Olur Ya” ve “Haydi Gel Gidelim” gibi klasikleşen şarkılarının yanı sıra yeni albümünden de şarkılar söyleyecek. Mehmet Erdem Gold Akustik’te n Kültür Servisi Maestro Ennio Morricone’nun Zorlu Center PSM’de 22 Şubat Cumartesi günü saat 21.00’de gerçekleştirilecek konseri, sanatçının sağlık sorunları nedeniyle iptal edildi. Zorlu Center PSM bilet ofisi yetkilileri, konsere bilet alanlar için bilet iade işleminin mümkün olduğunu veya biletlerin programda yer alan başka bir etkinlikle değiştirilebileceğini belirtti. Ennio Morricone konseri iptal ‘Muhsin Bey’e onarım... Kültür Servisi İstanbul Film Festivali’nin “Türk Klasikleri Yeniden” projesi için bu yıl restore edilecek film belli oldu. Türk Sineması’nın 100. yılının kutlanacağı 2014 yılında, Groupama, Mimar Sinan Üniversitesi Sinema Televizyon Merkezi ve İstanbul Film Festivali işbirliğiyle Yavuz Turgul’un unutulmaz filmi “Muhsin Bey” sinemaya yeniden kazandırılacak. 33. İstanbul Film Festivali kapsamında gerçekleştirilecek özel gösterimde bu yıl Yavuz Turgul’un başrollerini Şener Şen, Uğur Yücel ve Sermin Hürmeriç’in paylaştığı 1987 tarihli melodramı Muhsin Bey, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Prof. Sami Şekeroğlu SinemaTV Merkezi tarafından restore edilerek izleyicilere sunulacak. Bu yıl 520 Nisan tarihlerinde arasında gerçekleştirilecek 33. İstanbul Film Festivali’nin programının tamamına 6 Mart Perşembe gününden itibaren film.iksv.org adresinden ulaşılabilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle