23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT 2014 ÇARŞAMBA Erdoğan BAE’yi de küstürmüş! Arap diplomatik kaynaklar, elçinin ‘Mursi’ye destek, Sisi’ye hayır’ kampanyası nedeniyle görevine dönmediğini söylüyor u Abu Dabi’nin Ankara’nın Mısır politikasına koyduğu tepki nedeniyle BAE büyükelçisinin 8 aydır Ankara’da olmadığı ortaya çıktı. Türkiye’nin Abu Dabi Büyükelçisi ise hâlâ görevinin başında. DUYGU GÜVENÇ 12 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr RUM LİDERDEN İLGİNÇ AÇIKLAMALAR ABD Dışişleri Bakanı, önceki gün Abu Dabi’de Veliaht Prens Şeyh Muhammed bin Zayid el Nahyan ve BAE Dışişleri Bakanı ile görüşmüştü. (REUTERS) ANKARA Hükümetin, Mısır’da izlediği politikaya Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) sert tepki verdiği ortaya çıktı. BAE’nin Ankara Büyükelçisi Halid Halifa A. Raşid el Mualla’nın 8 aydır Ankara’daki görevine dönmediği öğrenildi. Türkiye’nin Abu Dabi Büyükelçisi Şefik Vural Altay’ın ise görevine devam ettiği belirtildi. BAE’nin tepkisini, KahireAnkara arasında kriz başlar başlamaz temmuz ayında koyduğu, Mısır’la büyükelçilerin karşılıklı olarak “istenmeyen adam” ilan edilmesinden sonra da politikasını net bir şekilde sürdürdüğü öğrenildi. BAE’nin Ankara büyükelçiliğindeki kaynaklar, büyükelçinin yaz aylarından bu yana Ankara’da olmadığını doğrulayarak “Beyefendi uzun bir tatile çıktı. Ne zaman döneceği belli değil” demekle yetindi. Türk diplomatik kaynaklar ise iki ülke ilişkilerinde Mısır nedeniyle sıkıntı olduğunu doğrulayarak “Bize sağlık nedeniyle Ankara’da olmadığı, yakında döneceği söylendi. Ama bilmiyoruz” açıklaması yaptı. Arap diplomatik kaynaklar büyükelçinin, Türkiye’nin “Mursi’ye destek, Sisi’ye hayır” kampanyası nedeniyle görevine dönmediğini ve yakın zamanda dönmesinin beklenmediğini belirtti ve “Türkiye sadece Mısırlıları kaybetmedi, aynı zamanda Arap dünyasında da çok dost kaybetti. Erdoğan artık Arap dünyasında sevilen bir lider değil” dedi. BAE’nin Türkiye’ye ‘Artık sevilen bir lider değil’ yapacağı 12 milyon dolarlık yatırımdan da vazgeçtiği öğrenildi. BAE ve Türkiye arasında Suriye konusunda yapılan işbirliğinin de bu süreçten etkilendiği ve BAE’nin Türkiye’deki Suriyeliler için yapacağı yardımı Ürdün’e kaydırdığı belirtildi. Türkiye, temmuz ayındaki yönetim değişikliği sırasında Mursi’ye destek verirken, Suudi Arabistan ve BAE, Sisi’ye destek vermişti. BAE’nin, Mısır konusundaki tavrı öncesinde iki ülke arasındaki ilişkiler oldukça gelişmişti. BAE, 2010 yılında yaklaşık 4 milyar dolar hacimle, Türkiye’nin bölge BAE’ye ders verdi deki en büyük ticaret ortağı olmuş, 3.3 milyar dolarlık ihracat ile BAE, Türkiye’nin en büyük ihracat pazarları arasına girmişti. Türk müteahhitleri de BAE’de birçok proje almış ve bu projelerin değeri 7 Milyar dolara ulaşmıştı. Başbakan Tayyip Erdoğan geçen hafta El Cezire’ye verdiği röportajda BAE’nin Türkiye’ye karşı aldığı tavrı doğrulayarak şunları söylemişti: “Ne yazık ki Mısır olaylarında kendileriyle aynı şekilde düşünmedik diye bir tavır içerisine girdi. Biz sizinle her yerde aynı şekilde düşünmeye mecbur değiliz. Farklı düşünebiliriz ama aramızdaki ilişkileri muhafaza ederiz. Türkiye gibi bir dostu kaybetmek doğru bir şey değil. Biz dostun ötesinde kardeşiz. Sen kardeşini kaybediyorsun. Niye? Seninle aynı düşünmedi diye. Senin doğru düşündüğünü kim garanti edebilir? Belki Türkiye doğru düşünüyor. Bunu iyice bir ‘çek etmek’ gerekir. Zannettiler ki biz bu ilişkileri kesersek Türkiye batacak. Türkiye batmaz. Bir kapı kapanır, bir başka kapı açılır. BAE’nin attığı bu adımı iyi düşünmesi, gözden geçirmesi lazım.” ‘Birleşme Ankara’nın işine gelecek’ Dış Haberler Servisi Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nicos Anastasiades adada sağlanacak bir barışın Türkiyeİsrail ilişkilerine de olumlu katkı yapabileceğini belirtti. Rum lider bölünmüş adanın enerji işbirliği konusunda tüm bölge için bir “temel taşı” işlevi göreceğini de kaydederek “Kıbrıs konusunda olabildiğince çabuk gerçekleşecek bir anlaşma sadece İsrail’in gaz taşımacılığına yardımcı olmayacak aynı zamanda İsrail ile Türkiye arasındaki bozulan iklişkilerin düzeltilmesine de büyük katkı sağlayacak” dedi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun yakın bir tarihte Kıbrıs’ı ziyaret edeceğini de belirten Anastasiades Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin bir anlaşmada Türkiye’nin bölgede keşfedilen doğalgazın diğer ülkelere sürekli olarak aktarılmasında yardımcı olabileceğini kaydederek Türkiye’ye doğrudan bir boru hattı inşa etmenin çok daha ucuz bir alternatif olduğunu ileri sürdü. Kıbrıs’ta bulunan gaz potansiyellerinin Kıbrıs için “ekonomik bir nimet” olacağını da dile getiren Rum lider olası bir anlaşmanın Türkiye’nin önündeki siyasi engelleri de ortadan kaldıracağını vurguladı. ‘KUZEY KORE REJİMİ NAZİLER GİBİ’ ‘Annesine bebeğini boğdurdular’ Dış Haberler Servisi Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde oluşturulan bir komisyonun, bir yılı aşkın bir soruşturmanın ardından hazırladığı, Kuzey Kore’deki çalışma kamplarında cinayet, işkence, tecavüz, aç bırakma olaylarına yer verilen 400 sayfalık rapordaki ayrıntılar, Nazi döneminin uygulamalarına benzetildi. Raporda bazı öyküler dehşet verici: “Bir deri bir kemik haldeki ceset yığınını taşımakla görevlendirilen mahkum, yüzlerinin fareler tarafından kemirildiğini görüyor... Cesetler yakılacak, külleri de gübre olarak kullanılacak... Bebeğin ağlamasından rahatsızlık duyan bir gardiyan, dehşet içindeki mahkumların gözleri önünde anneye bebeğini baş aşağı kovaya sokma emri veriyor...” Benzeri korkunç olayların yer aldığı raporda, Kuzey Kore rejimi onlarca yıldır kendi vatandaşlarını aç bırakma, işkence, tecavüz, cinsel taciz vb. yöntemlerle cezalandırmakla suçlanıyor. Hamile olabilecekleri düşüncesiyle Çin’den zorla geri getirilen kadınların öykülerinin anlatıldığı raporda, yeni doğan bir bebeğin boğulmasının dışında, bazen kimyasallar, bazen dayakla, bazen de anestezi olmadan yapılan ameliyatlarla zorunlu kürtaj öyküleri de yer alıyor. Çinli babanın, Kuzey Kore’de ırkın saflığı politikasına aykırı olduğu belirtiliyor. Yönetimin, yiyeceği nüfus kontrolü için kullandığı da söyleniyor. Kamplardan kurtulan bir kişi BM’ye verdiği ifadede “O kadar çok insan ölüyor ki, artık buna alıştık, bir şey hissetmiyoruz” diyor. Geçen 50 yılda gözaltında yüz binlerce kişinin hayatını kaybettiği öne sürülüyor. Sağ kalanlar lider Kim Jongun’un, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılandığını görmek istiyor. Raporu Cenevre’de açıklayan Michael Kirby, cesetlerin yakılmaya götürülmesi gibi bazı uygulamaların Nazileri çağrıştırdığının altını çiziyor. Rapor, her ne kadar BM Komisyonu’nun da önerdiği gibi Kim ve başka yetkililerin Lahey’e götürülmesi için bir zemin hazırlasa da, çabaların Kuzey Kore’nin müttefiki Çin’in veto gücünün olduğu Güvenlik Konseyi’ne takılması kaçınılmaz. Kiev’de dünkü olaylarda 2’si güvenlik görevlisi 9 kişi yaşamını yitirdi, yüzlerce kişi de yaralandı. Fotoğraf: AP Bombalı araçla katliam Ukrayna kan gölü da Haber Merkezi r a l y başkent Kiev’de Ola öldü Ukrayna’nın dün yaşanan olaylarda 7’si gösterici, 2’si polis 9 kişi9 kişi nin yaşamını yitirdiği iddia edildi. Siyasi krizin devam ettiği Ukrayna’da İçişleri Bakanlığı, çatışmaların artması üzerine, protestoların sona ermemesi halinde “gerekenin yapılacağını” açıkladı. Başkent Kiev’de dün akşam saatlerinde göstericilere müdahale eden polis, protestocuların kontrolündeki Ekim Sarayı’nı boşalttı. Güvenlik güçleri ayrıca eylemcilerin işgali altındaki Avrupa Meydanı’nda da kontrolü sağladı. Muhalefetteki Batkivşçina (Vatan) Partisi’nden yapılan açıklamada ise dünkü olaylarda en az 7 gösterici, 2’si polis 9 kişinin öldüğü bildirildi. Resmi kaynaklar ise ölü sayısına ilişkin açıklama yapmadı. Gösterilerde çok sayıda polis ve göstericinin de yaralandığı kaydedildi. Bazı polislerin göstericiler tarafından rehin alındıkları iddia edilirken, polisin aldığı bir ihbar nedeniyle başkent Kiev metrosundaki ulaşımı durdurduğu ifade edildi. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen gelişmelerden “ciddi endişe” duyduğunu belirterek, tüm tarafları şiddetten kaçınmaya ve parlamenter süreç de dahil olmak üzere acilen diyaloğa yeniden başlamaya davet etti. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Lucas Magnuson da, “Kiev’in merkezindeki şiddet olayları karşısında dehşete düştük. Yanukoviç’e durumu acilen hafifletmesi ve Maidan’daki çatışmaları sonlandırması için çağrıda bulunuyoruz” dedi. AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ise Ukrayna’daki tırmanıştan ve ölüm haberlerinden derin endişe duyduğunu belirterek “tüm şiddet kullanımını” kınadı. Irak’ta başkent Bağdat’ta Şii mahallelerinde ve ülkenin güneyindeki Hille’de bombalı araçlarla düzenlenen saldırılarda en az 49 kişi yaşamını yitirdi, 100’den fazla kişi yaralandı. Hille ve çevresinde düzenlenen 7 ayrı saldırıda 35 kişinin öldüğü belirtiliyor. Bağdat’ta da birisi otobüs durağı yakınında park edilen bombalı araç dahil, 4 ayrı bölgede düzenlenen saldırılarda 15 kişi öldü. Müşerref geleneksel kıyafetle hâkim karşısında n Dış Haberler Servisi Vatana ihanet suçundan yargılanan eski Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref, dün başkent İslamabad’da hâkim karşısına çıktı. Geleneksel kıyafetleri ile salona gelen ve kendisine soru yöneltilmeyen Müşerref”in duruşma sonrası tedavi gördüğü Revalpindi Kardiyoloji Hastanesi’ne gittiği kaydedildi. Eski liderin askeri mahkemede yargılanıp yargılanmamasına cuma günü karar verilecek. n Dış Haberler Servisi Hindistan Yüksek Mahkemesi dün eski başbakanlardan Rajiv Gandi’nin öldürülmesinde rolleri olduğu için ölüme mahkum edilen üç zanlının cezalarını ömür boyu hapse çevirdi. Zanlılar yirmi yıldır Tamill Nadu eyaletindeki hapishanede idam edilmeyi bekliyordu. İnsan hakları savunucuları kararı memnuniyetle karşıladı. Gandi zanlılarına indirim Kamplarda yaşam savaşı MELTEM YILMAZ BERLİN Ülkelerindeki iç savaş, düzensizlik, yoksulluktan kaçan Afrikalılar, Avrupa’ya giden yollarda hayatlarını kaybetmeye devam ediyor. Avrupa’ya ulaşmaya başaranlarsa, insanlık dışı koşullardaki kamplarda hayatta kalmaya çalışıyor. Berlin’de Türk nüfusun en yoğun olduğu Kreuzberg Belediyesi’nin sınırları içerisinde bir mülteci kampındayız. 1.5 yıl önce kurulan ve 100 kadar Afrikalının yaşadığı bu kampın en önemli özelliği, Almanya’nın tek “protesto kampı” olması. Protestonun nedeni ise belli: Avrupa’daki mülteci kamplarının koşulları. Burada yaşayanların her biri, tıpkı diğer mülteciler gibi iltica taleplerinin sonuçlanmasını bekliyor. Bu bekleyiş sırasında ise daha önce deneyimlemedikleri bir hayata alışmaya çalışıyorlar. Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Türkiye ve Deutsche Welle Akademie’nin ortak düzenlediği, Ülkelerinden kaçarak Avrupa’ya sığınan mülteciler için hayat zorlaşıyor Robert Bosch Vakfı’nın ise finanse ettiği program çerçevesinde Oranienplatz Mülteci Kampı’na gittiğimizde, belediyenin kampta kalanlar için yaptırdığı tuvalet, biz oraya varmadan yaklaşık 2 saat önce bilinmeyen kişilerce yakılmıştı. Bu durum, mültecilere “orada istenmediklerini” en ağır dille anlatan gelişmeydi. Yanmış tuvaletin etrafını saran siyahi mülteciler, suskun, mutsuz yüz ifadeleriyle sorularımızı yanıtladı. İlk soru, bundan sonra tuvalet ihtiyaçlarını nasıl giderecekleriydi. Yanıt: “Bilmiyoruz.” Ülkesi Libya’da yaşanan iç savaş nedeniyle kaçarak önce İtalya’ya sığınan, ardından da Almanya’daki bu kampta yaşamaya başlayan Joe Ehsun (35) ile konuşuyoruz. Arkadaşlarının kendisini çağırması nedeniyle Avrupa’ya yola çıktığını söylüyor. Kim Jong Un, ilginç fotoğraflarıyla sık sık medyada yer alıyor. (Fotoğraf: AFP) Almanya’da çok zor bir hayatı olsa da ülkesine dönmek istemediğini söylüyor: “Çalışma, oturma ve seyahat iznimiz yok. Devlet, market alışverişi için çek verdi yalnızca. Onun dışında da çevre halkı yardım ederse ayakta kalıyoruz. Yine de buradan başka bir ülkeye de gitmek istemiyoruz, çünkü Yunanistan ve İtalya’da başta olmak üzere, Avrupa’da devletin kamplarının hepsi birbirinden kötü.” Ehsun, ailesini her ne kadar özlemiş olsa da, onların bu koşulları kaldıramayacaklarına inandığı için Avrupa’ya gelmelerini istemediğini söylüyor: “Sıcak bir evde, düzenli bir hayatım olmasını çok isterdim. Ailem için de aynı şeyleri isterim ama burada mümkün değil.” Avrupa’da mülteci talepleri, ortalama 4 yılda ve genellikle olumsuz yönde sonuçlanıyor. Suriyeliler, Avrupa’nın da yeni mültecileri olmuş durumda. Avrupa’da kayda geçmiş 5 bin Suriyeli var. Tayland kaldığı yerden Tayland’da dün göstericilerin işgalindeki devlet binalarını boşaltmak isteyen polisle protestocular arasında çıkan çatışmada biri polis 4 kişinin öldüğü, 60’tan fazla kişinin yaralandığı bildirildi. Polisin başına isabet eden bir kurşunla, göstericilerden birinin de göğsünden vurulduğu belirtildi. Başbakan Yardımcısı Çalerm Yobamrung, operasyonların tüm binalar geri alınıncaya ve göstericilere ait kamplar boşalıncaya kadar devam edeceğini belirterek Başbakan Yinglak Şinavatra’nın şiddet kullanılmaması uyarısına uyacaklarını açıkladı. Çatışmaların en şiddetlisinin başbakanlık binasının yakınlarında meydana geldiği, güvenlik güçlerinin bina önlerine kum torbaları ve beton bloklarla barikat kuran göstericileri dağıtmak için göz yaşartıcı bomba kullandığı kaydedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle