05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ŞUBAT 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 İşsizlik çift haneye dayandı. 2013 Kasım döneminde işsizlik 0.5 puanlık artışla yüzde 9.9 oldu 154 bin yeni işsiz Türkiye genelinde işsiz sayısı 2013 Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 154 bin kişi artarak 2 milyon 784 bin kişiye yükseldi. İşsizlik oranı bir önceki döneme göre 0.2 puan, işsiz sayısı 41 bin kişi artış gösterdi. Ekonomi Servisi Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Hanehalkı İşgücü İstatistikleri, Kasım 2013 verilerini yayımladı. Türkiye genelinde işsiz sayısı 2013 yılı kasım döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 154 bin kişi artarak 2 milyon 784 bin kişiye yükseldi. İşsiz sayısı 2013 Ekim dönemine göre 41 bin kişi arttı. * Kasım döneminde işsizlik oranı 0.5 puanlık artış ile yüzde 9.9 seviyesinde gerçekleşti. 2012 yılı kasım döneminde işsizlik oranı yüzde 9.4 düzeyinde gerçekleşmişti. İşsizlik oranı 2013 yılı ekim dönemine göre ise 0.2 puan artış gösterdi. * Ekim dönemine göre istihdam edilenlerin saanı içeren genç işsizlik or yısı 205 bin kişi azalış gösterdi. İstihdam 2012 yı* 1524 yaş grubunu dönı ay ın yıl ki minde bir önce lı kasım döneminde 25 milyon 291 bin kişi, 2013 u. old 2013 yılı Kasım döne .3 19 e zd yü ile lık artış yılı ekim döneminde 25 milyon 648 bin kişi dünemine göre 0.5 puan ücüne katılma oranı, 2013 işg zeyinde bulunuyordu. * Türkiye genelinde mine önceki yılın aynı döne bir e nd mi ne * 2013 Kasım döneminde tarım sektöründe çadö döKasım nı Ay u. old k yüzde 50.5 lışan sayısı 299 bin kişi azalırken, tarım dışı sekrde göre 0.2 puan azalara kle ke er , re gö ra aslamala törlerde çalışan sayısı 451 bin kişi arttı. nemler için yapılan kıy 0.7 puanlık azalışla yüzde ı * İstihdam edilenlerin yüzde 22.5’i tarım, yüz30.4 işgücüne katılma oran puanlık artışla yüzde 0.2 ise da lar dın ka de 19.4’ü sanayi, yüzde 7.4’ü inşaat, yüzde 50.7’si 71.1, olarak gerçekleşti. ise hizmetler sektöründe yer aldı. yısı sektöründe çalışan sa * İstihdam edilenlerin oranı, bir an * Bu dönemde, tarım lış ça e ı sektörlerd i azalırken, tarım dış kiş bin önceki yılın aynı dönemine gö9 29 . DİSKsayısı 451 bin kişi arttı re 0.4 puanlık azalış göstererek AR işsizlikle yüzde 45.9’dan yüzde 45.5’e mücadele için şu geriledi. İstihdam oranı 2013 yöntemleri önerdi: Ekim dönemine göre yüzde Haftalık çalışma süresi 0.4 puan azalış gösterdi. gelir kaybı yaşanmaksızın 37.5 saate, fazla mesailer için * Mevsim etkilerinden uygulanan yıllık 270 saat sınırı, arındırılmış istihdam edi90 saate düşürülmeli. Herkese en lenlerin sayısında 2013 Türkiye Devrimci İşçi deydi. Buna göre ekonominin istih yon 784 bin kişi olarak gerçekleşti. az 1 ay ücretli izin hakkı tanınmalı. yılı kasım döneminde, Sendikaları Konfederas dam yaratma kapasitesi söz konu* Son 1 yılda kısmi süreli çalıHerkes için iş güvencesi ayrımsız bir önceki döneme göre yonu Araştırma Enstitü su 4 yıllık dönem esas alındığında şanların sayısındaki artış 166 bin bir biçimde uygulanmalı. Sendikal 70 bin kişilik artış, işsü (DİSKAR), TÜİK ta yüzde 86 azaldı. ile toplam istihdam edilenlerin sahak ve özgürlükler güvence altına siz sayısında ise 5 bin rafından açıklanan Hane * İşgücüne yeni katılan her iki yısının üzerine çıktı. Bunun yanınalınmalı. Kamu girişimciliği ve kişilik azalış meydana halkı İşgücü Anketi Ka kişiden sadece biri iş bulabildi. da tam zamanlı istihdam edilenlehizmetleri istihdam yaratacak şekilde geldi. sım 2013 sonuçlarını de* Kasım 2013 döneminde umu rin sayısı 14 bin azaldı. Bu durum yeniden ele alınmalı. Kamuda * Mevsim etkilerinğerlendirdi. DİSKAR şu du olmadığı için ya da diğer neden ekonominin tam zamanlı yeni işpersonel açığı derhal kapatılmalı. den arındırılmış işgücütespitlere yer verdi: lerle son 3 aydır iş arama kanalla leri yaratmak bir yana, bu tip istihTaşeronlaşma ve kayıt dışı ne katılma oranı bir ön* İstihdam artışı 2008 rını kullanmayan ve işe başlamaya dam biçimlerinin azaldığını gösistihdam engellenmeli. Kadın ceki döneme göre 0.1 puistihdamının artırılması ve Kasım ayından bu yana bu hazır olduğu halde bu nedenle iş termektedir. anlık artış ile yüzde 50.7, işsizliğinin azaltılması için dönem için en düşük seviye siz sayılmayanlar da (umutsuzlar) * Çaresizler, umutsuzlar ve resişgücü piyasalarındaki istihdam oranı ise 0.1 pusinde gerçekleşti. Son dört yıl dahil edildiğinde işsizlik oranı yüz mi işsizlerin toplam sayısı 5 milyon cinsiyetçi anlık artış ile yüzde 45.7 selık dönemde istihdam artışı or de 9.9 değil, yüzde 15.8, işsiz sayı 760 bindir. Geniş istihdam içindeuygulamalara son viyesinde gerçekleşti. talama 1 milyon 73 bin seviyesin sı da 2 milyon 784 bin değil, 4 mil ki payı ise yüzde 19.1’dir. Penguenler ‘İcraatın İçinden’ Yayınından Daha Zararsızdı... Siyasete renk katmak umudu ile araya sokuşturulan sosyal içerikli magazin haberleri, çocuklar için savaşlardan canlı yayınlar kadar kötü örnekler oluşturuyor... Bilindiği üzere halkın büyük bir çoğunluğu çoluk çocuk aynı odaları, televizyon kanallarını paylaşıyorlar... Son örneklerde sokağın ortasında kalabalığın içinde karısını bıçaklayan koca, sonunda tepki veren vatandaşlar tarafından durdurulmak istenirken bu kez lince dönüşen öfkelerinin görüntüleri yansıyor... Bir başka haberde polisi vuran suçlunun içinde bulunduğu arabada linç girişimi; polis barikatını zıplayarak aşıp linç eylemini gerçekleştirmeye çabalayan vatandaş... Bu tür haberlerin sonunda bilimsellik adına birkaç cümleyle konuşturulan uzmanların toplumdaki bu çoklu nedenlere dayalı öfkeyi birkaç cümle ile anlatamama çabaları... Zaten ana akım medya dediğimiz haber kanallarında yayın akışının çoğunluğu “İcraatın İçinden”e, pardon bir yolu bulunup, açılış, toplantı.. gerekçeli çoğunlukla Başbakan Erdoğan’ın kendisinin, bakanlarının konuşmalarına tahsisli... Gazeteciliğin, haberciliğin tüm ilkeleri ayaklar altında... Pazar günü örneğin İstanbul’da çok uzun soluklu, on binlerin katıldığı bir eylem söz konusu iken... Fenerbahçelilerin çok etkin, çok renkli muhalefet sayılabilecek çoklu örgütlenmeyi içine almış saatler süren protesto eylemlerinde sansürde ustalık örnekleri verildi... Sözde canlı yayında bağlanan habercilerin bile etkinliğin havasını verebilecek, protesto içeriklerini slogan ve pankartlarla yansıtacak görüntüleri yoktu. Trajikomik, on binlerin eyleminde kalabalıkların algılanmasını yok etmeye yönelik, büyük olasılıkla yürüyüş başlamadan önce çekilmiş, trafiğin işlediği, yaya kaldırımlarında toplananların görüntüleri verilebiliyordu... İktidarın kirli çamaşırları, adaletin katledilmesinin çarpıcı, algılatıcı örnekleri etkin medya sansürü ile toptan silinmişti.. Zaten zamanlama çarpıcı, yürüyüşün başladığı aynı saatte Başbakan’ın günde birkaç posta verilen etkinlikleri arasında 1.5 saati kapsayan canlı yayını devreye girdi. Sonrası bilindiği üzere tüm ana haberlerde önde bu konuşmada verdiği mesajların yeniden yeniden tartışılması gündemde idi. Eh bilindiği üzere de tüm muhalefet örgütlülükleri aynı potada, on yıllık iktidar ortaklarının ve dış odakların güdümünde suçlamasını öngören bir algılama kampanyası, takılı plak işlevi için beyinlere kazındı... Başbakan Erdoğan bir kez daha kendini aşarak toplumda öfke, cepheleşme, iktidarlarına yandaşlık yapmayan her kesimi, çıkışı, düşman, hain ilan eden üslubu ile tehdit, şantaj yöntemlerini geliştirmiş olarak suçladı durdu.. HHH Derinleşen bir cepheleşmeye, öfkeye çeken stratejilerinde besbelli iktidarlarını koltukta tutmanın ötesinde ölçü, ilke kalmamış. Zaten ara haberlere sıkıştırılan, giderek sayıları artan küçük küçük haberlerde, Türkiye’nin her yerinde cepheleştirilen, düşmanlaştırılan tarafların her karşılaşmada nasıl şiddetli çatışma, öfke yumağına çekildiklerinin örnekleri var... Korkunun, umutsuzluğun katlandığı sürüklenişte, kafalarda “İslam dünyası, Ortadoğu’daki içi savaşlara mı çekiliyoruz” sorgulaması egemen... Hani “Alo Fatih” hattının deşifre olması sonrası medyadaki iktidarları şantajları, holding ilişkileri, kirli çıkarlar, ihaleler bağlantıları sorgulamaları ile medyanın hali pür melali masaya, tartışma gündemimize taşınmıştı ya... Ulusal ve uluslararası medya örgütlenmeleri ortak koro olarak Türkiye’deki rejimi, demokrasi olan ülkelerin ötesinde çoğu diktatörlüklerden de daha geriye bir tabloda basın özgürlüğünün katledildiği haller sayısız raporlarla gündemimize taşımışlardı ya... Sanki sorunların tartışılması, medyamızın hallerinin, kirli ilişkilerin, baskıların boyutlarının ortalığa saçılmaları ile bir şeylerin düzelebileceği umudu doğmuştu ya... Pazar gününün çarpıcı gündeminde iyice sergilendiği için gözlemlemek, kıyaslamak çok çarpıcı oldu... Gezi’nin sansür edilmesinde geçerli yöntemlerle Başbakan’ın saatler süren canlı yayınlarına, sayısız belgesel eklendi, “Caddeden yükselen çığlık” sadece adalet için haykıran on binlerin ortak sesi yok sayıldı. Önceki günü yine ana akım medya dün tartışırken de iktidarlarının, Başbakan’ın göstermek istediği pencereden her gerçek çarpıtılan boyutları ile tartışılıp durulurken on binlerin pankartlar, sloganlarla aynı gündemler için dile getirdikleri, ortak güçlü sesleri duyurulmadı... Ali İsmail ile simgeleşen dövülerek öldürülenin hesabının sorulmamasında işlemeyen adalet, iktidar sorumluluğu en azından bir cephe için aklanıp paklanmaya çalışılırken... Kanıtlanamamış çok tehlikeli provokasyon işlevi, tehdidi olan çocuklu, türbanı kadına taciz, camide içki içilmesi varmış gibi inandırılmak istenenler için kapılar açık tutuldu... İtiraf ediyorum Gezi’yi sansürleyen penguenler, Cadde’den yükselen çığlığı göstermemek için art arda eklemlenen önceki günün belgesel yayınları, tekmili birden, “icraatın içinden” canlı yayınlarından, ana haberlerden daha az zararlı, yıkıcıydılar... Gençlerde işsizlik yüzde 20’ye dayandı İstihdam yaratma kapasitesi yüzde 86 azaldı verilmeli. Türkiye’ye çifte uyarı Mehmet Büyükekşi kur da enflasyon da TİM’e göre Merkez Bankası’nın (TCMB) sert faiz artışı piyasaları şimdilik sakinleştirse de uluslararası kuruluşların Türkiye ekonomisiyle ilgili uyarıları artarak devam ediyor. AKP hükümeti, bu kuruluşların Türkiye’ye dışarıdan baktığını ifade ederek uyarıları dikkate almazken, raporlar ekonominin yeni tehditler altında olduğunu söylüyor. Son olarak Moody’s ve S&P, ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarda yüksek faiz nedeniyle büyümenin yavaşlayacağına, bankaların ve kredi kullananların olumsuz etkileneceğine dikkat çekti. uçacak KOBİ’ler alarm veriyor Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, TCMB’nin faiz artışının KOBİ kredilerini konut kredilerinden daha çok etkileyeceğini belirtti. Moody’s’in dün yayımladığı raporda, faiz artışının ekonomiyi yavaşlatacağı, konut ve KOBİ kredilerinde takibe düşüş oranını artıracağı ifade edildi. Raporda, “KOBİ kredileri konut kredilerine göre ekonomik daralmaya daha duyarlı ve bu krediler borçluların daha kısa vadelere sahip olması ve borçlarını daha sık yeniden finanse etmeleri nedeniyle daha yüksek faiz oranlarından daha hızlı etkilenir” görüşüne yer verildi. Türkiye’nin kredi notu Moody’s tarafından Mayıs 2013’te “Baa3” ile yatırım yapılabilir seviyesine çıkarılmıştı. Kurumun kredi notu görünümü de durağan seviyesinde bulunuyor. TCMB 28 Ocak’ta, küresel piyasalarda gelişmekte olan ülkelere dönük risk iştahının azalması ve içerideki siyasi gerginliğin tetiklediği kur ve enflasyon artışını kontrol altına alabilmek için temel fonlamanın yüzde 10’a yükseltilen haftalık repo faizinden yapılacağını açıklamıştı. Ali Bilaloğlu Banka aktifleri kırılgan Kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor’s (S&P) ise son yıllardaki hızlı kredi büyümesine dikkat çekerek Türk bankalarının aktif kalitesinin ekonomideki olası bir yavaşlama karşısında kırılgan olduğunu belirtti. S&P tarafından hazırlanan bankacılık raporunda, “Bankaların aktif kalitesi, kârlılık ve sermaye yapısının son yıllardaki hızlı kredi büyümesi sebebiyle baskı altında kalmaya başladığına inanıyoruz” denildi. S&P, bankaların faaliyet ortamını bozan nedenleri şöyle sıraladı: Artan iç siyasi riskler, ABD Merkez Bankası’nın tahvil alımlarını azaltması ve büyümenin yavaşlaması. Geçen dört yıldaki kredi büyümesi sonucu kredilerin gayri safi yurtiçi hasılaya oranının 20 puanın üzerinde artarak yüzde 60’a yaklaştığı belirtilen raporda, Türk bankalarının olası bir ekonomik yavaşlama karşısında her zamankinden daha hassas olduğuna dikkat çekildi. S&P, ticari gayrimenkul alanındaki büyüme nedeniyle balon oluşması olasılığının da bulunduğunu belirtti. S&P, 10 Şubat’ta Türkiye’nin durağan olan kredi notu görünümünü negatife düşürmüştü. Ekonomi Servisi Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) yıl sonunda dolar/TL’nin 2.32, enflasyonun ise yüzde 9.04 seviyesinde gerçekleşmesini bekliyor. TİM’in 500 üyesinin katıldığı ihracatçı eğilim anketi sonuçlarına göre, yıl sonunda Avro/TL kur tahmini 3.16, büyüme beklentisi ise yüzde 4.2 oldu. Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 6.6, şubat ayı beklenti anketindeki enflasyon beklentisi ise yüzde 7.92 seviyesindeydi. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, seçimlerin ekonomiye ilk çeyrekte olumsuz etki yapacağını belirterek, “Ankette ilk çeyrek için beklenen büyümenin (yüzde 2.9) yılsonu büyüme tahmininden (yüzde 4.2) daha düşük olmasının nedeni seçimler” dedi. İhracatçıların istedikleri ideal kur seviyesi ise dolar/TL için 2.06. Zafer Başar Felix Brautigam Bernhard Meier Anıl Gürsoy En büyük Porsche Merkezi Türkiye’de açıldı Doğuş Center’da hizmete giren Doğuş Oto Porsche Showroom’u, iç mekân ve kapasite olarak Orta ve Doğu Avrupa’nın en büyük Porsche Merkezleri’nden biri. 1400 metrekare satış ve 750 metrekare servis alanıyla 14 Porsche aracın aynı anda sergilenebildiği Showroom, 10 milyon TL yatırım ile açıldı. Açılış için düzenlenen basın toplantısında aynı zamanda Porsche’nin yeni kompakt SUV modeli Macan, Türkiye’de ilk kez görücüye çıktı. Bu yıl Doğuş Otomotiv ile Porsche işbirliğinin 18’nci yılı olduğunu Doğuş Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Ali Bilaloğlu, “Bugün iki büyük mutluluğu aynı anda yaşıyoruz. İlki, Avrupa’nın en büyük ve önemli Porsche Merkezleri’nden biri olacak Doğuş Oto Porsche Maslak Showroom’unun hizmete açılması. Diğeri ise, Porsche için çok önemli bir model olan Macan’ın Türkiye ön gösterimi” diye konuştu. Ekonomi Servisi Merkez Bankasının son kararından sonra “döviz piyasasında yabancıların hareketinin bayağı yoğunlaştığını” belirten Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “27 Ocak’tan, 13 Şubat akşamına kadarki dönemde Türkiye’ye 3 milyar 900 milyon dolarlık yabancıların döviz girişi oldu. Kurdaki sakinliği de bununla alakalı olarak görüyorum” dedi. Babacan, NTV ve CNBCe yayınındaki soruları özetle şöyle yanıtladı: * Merkez Bankası’nın koridor uygulaması kısa vadeli sermayenin Türkiye’ye çok yüksek miktarda gelmesini önledi. Bu sayede Gezi olay Babacan: 3.9 milyar dolarlık döviz girişi var ları, Fed’in kararları ve 17 Aralık sonrası gelişmeler Türkiye’den çok sermaye çıkışına yol açmadı. * 6 milyar dolarlık sapma yaşandı. * Türkiye için yüzde 45 civarında bir cari açık sürdürülebilir. Fakat ilelebet bununla gidemeyiz. Yapısal reformlarla daha makul seviyelere indirmeliyiz. Yüzde 67 açık hoş değil. * AB’nin normları, standartları, ölçütleri Türkiye’nin iç reformlarını belli bir yörüngeye oturtuyor. AB faktörü dışarı çekilirse Türkiye hedefini kaybetmiş bir ülke haline gelir. Bu da çok riskli. 28 ülkenin uyguladığı hukuk normları ve değerlerden korkmamak gerekir. AB normlarından sapmanın Türkiye’yi riskli ülke yapacağını belirten Babacan, cari açık oranının Türkiye için hoş olmadığını belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle