08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 ŞUBAT 2014 ÇARŞAMBA 10 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK GÜNCEL AP Türkiye raporunun taslağında son dönemde yaşanan gelişmelerden duyulan ‘endişe’ dile getirildi yardımcısının önemli bir konuda ayrı telden çalmalarına bakınız ve... ... Acaba RTE bir başka ülkenin başbakanı da yardımcısı Bülent Arınç ise ya bir muhalefet lideri ya da aynı partide yan yana yaşamalarına karşın başbakanına zıt görüşler ifade eden, üstelik hükümet sözcüsü bir siyaset adamı mı, diye ne kadar düşünseniz de bu ve benzeri sorulara yanıt bulamazsınız.. Batılı ülkelerde örnekleri görülmeyen demokrasimize özgü bu özelliği ancak RTE gibi, kısıtladığı söz ve düşünce özgürlüğünün geçerli olduğu demokrasiye demokrasi derim diyerek bu garip hükümet sentezini sineye çeken bir başbakan böyle yorumlayabilir. Uzak geçmişte değil, bir iki gün önce TV’lerden izlenen Başbakan ile yardımcısının açıklamaları, bu garabetin son örneklerini içeriyor. HHH Başbakan... ha bir dakika... Bugünlere dek il il gezerek yerel seçimlerle ilgili partisel propagandasını devlet olanaklarını kullanarak yapmamış gibi.. ... Önümüzdeki günlerde yurtiçinde seçimlerle ilgili gezilere çıkacağını açıklayan Başbakan, önceki gün de mağdur siyaset adamı rolünü oynadığı paralel devlet ile ilgili çıkışlarını sürdürdü ve... ... Yine ad vermeden, “Gülen cemaatini hukuk dışı yapılanma” diye tanımladı ve ekledi: “Yargı, hukuk dışı bu yapılanmaya gerekeni yapacaktır” dedi. Aylardır beklenen, çete dediği cemaati eh artık yakında yargıya teslim edeceği sanısını bir kez daha tetikledi. Lakin günlerden pazartesi. Bakanlar Kurulu’nun mutat haftalık toplantısından sonra medyayı aydınlatmak için kameraların karşısında soruları yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, paralel yapıyı .... ... “Paralel yapı Başbakan’ın suç işleyen kişilerle ilgili, devlet içinde ama devletin kurallarına uygun hareket etmeyen (cemaatle değil) ‘kişilerle’ ilgili tanımlamadır” diye tarif etti, tanımladı. Bu söylemine açıklık getirdi: Başbakan’ın cemaate bağladığı bu örgütle ilgili, üstelik altını çizerek yargının gerekeni yapacağını söylediği... ... “Paralel yapı, paralel devlet soruşturması mevcut değildir” dedi. Başbakan, paralel yapıyı kurgulayan cemaattir diye toplumun günlerce beynini yıkadı. Arınç’ın açıklamalarına göre Başbakan, cemaati şimdi bir yana alıyor. Paralel yapı namıyla devlet içinde artık Emniyet’ten mi olur, savcılardan, yargıdan, bürokrasiden mi, bekleyip göreceğiz: “Devletin kurallarına uygun hareket etmeyen kişilerle ilgili” cadı avı başlayacak demektir. HHH Bu olasılıkların söz konusu olduğu bir sırada Arınç, üstelik yine başbakanıyla ters düşen bir başka açıklama daha yaptı. RTE’nin ilgilileri toplayarak Çalık Grubu’nun Sabah ve atv’yi satın almasına yardım için parasal yardım yapılmasının organize edilmesini istediği ve bu görevi eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın üstlendiği, altı holding patronundan 600 milyon dolar sağlandığını savcılığın Binali Bey hakkında hazırladığı fezlekede yazılı. Hükümet sözcüsü Arınç, önceki gün bu konuyu içeren soruyu “Bir gazetenin satışında (Başbakan ve onun talimatıyla Binali Yıldırım demiyor ama) ‘birilerinin’ ‘aracılık’ etmesini doğru bulmam, şık bulmam” diye yanıtlıyor. Nasıl hükümet bu, demek için acele etmeyin lütfen. Zira... HHH ... Zira kuşkusuz şu olasılık da var: Örnekleri hâlâ belleklerde. B. Arınç’ın pek çok önemli konuda Başbakan’la ters düşen açıklamalarının bir iki gün sonra yanlış anlaşıldığını söylediği de unutulmamalı elbette! ‘Soruşturmalar engellenmemeli’ BRÜKSEL (AA) Hollandalı parlamenter Rita OomenRuijten tarafından hazırlanan Türkiye raporunun taslağında, Türkiye’deki gelişmelerden duyulan ‘endişe’ dile getirildi. OomenRuijten, Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu’na (AFET) sunduğu rapor taslağında, Türkiye’deki gelişmelerin daha düzgün ve derinlemesine ele alınmasına olanak sağlamak amacıyla rapora nihai halinin verilmesi için daha fazla zaman harcamaya karar verildiğini söyledi. Yolsuzlukla her seviyede mücadelenin işleyen bir hukuk devletinin önemli bir unsuru olduğunun altını çizen OomenRuijten, “17 Aralık’ta başlatılan soruşturmaların engelsiz şekilde sürdürülmesini umduklarını” ifade etti. Avrupa Parlamentosu’nun, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda (HSYK), Adalet Bakanı’nın eski rolünün endişe kaynağı olduğunu sürekli olarak dile getirdiğini belirten OomenRuijten, “Bu rolü artıracak her türlü adım endişemizi artırır” dedi. İnternet düzenlemesini de eleştiren OomenRuijten, “Değişiklikler endişeleri gidermiyor, yeni endişelere neden oluyor” diye konuştu. OomenRuijten, Kıbrıs’ta çözüm müzakerelerine yeniden başlanmasından memnuniyet duyduğunu ifade etti AFET oturumunda Avrupa Birliği Komisyonu adına konuşan Türkiye Masası Şefi Jean Christophe Filori de son gelişmeleri “kaygı verici” olarak niteleyerek, HSYK ve internet ile ilgili düzenlemeleri eleştirdi. GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY OomenRuijten Yürütmesi durdurulan havalimanı projesinin devam edeceği açıklandı Yargıyı dinlemiyorlar İSTANBUL / ANKA RA (Cumhuriyet) İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin İstanbul’a yapılması planlanan 3. havalimanı projesine verilen olumlu ÇED kararının yürütmesini durdurmasına karşın yetkililer, projenin devam edeceğini açıkladılar. 3. havalimanı projesinde son olarak kamulaştırmada belirlenen düşük ücretler nedeniyle vatandaşlar anlaşma masasına oturmadığı için proje alanına giren köyler “acil kamulaştırma” kapsamına alınmıştı. Havalimanını alan konsorsiyumun yolsuzluk operasyonuna adının karışması, uzayan kamulaştırma süreci nedeniyle inşaat henüz başlamamıştı. İstanbul 4. İdare Mahkemesi’ne, Özgür Aytaç, Alican Ocak, Cevat Ocak ve Yıldırım Yılmaz adlı yurttaşların yaptığı başvuru üzerine olumlu ÇED raporunun yürütmesi 21 Ocak’ta durduruldu. Başvuru dilekçesinde ÇED raporunun görüşe açılması gereken 10 günlük süre dolmadan havalimanı projesinin ihaleye çıktığına dikkat çekildi. Mahkemenin oybirliği ile verdiği yürütmeyi durdurma kararına ilişkin açıklama yapan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, “Bu sadece ÇED’in geçici durmasına yönelik bir karardır. Hiçbir şekilde havalimanı çalışmasını etkilemeyecektir” dedi. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü de kararın, yapılan iş ve işlemleri durdurmasının söz konusu olmadığını; proje ile ilgili süreçlerin planlandığı şekilde devam ettiğini bildirdi. ‘ÇİVİ BİLE ÇAKILAMAZ’ TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Yönetim Kurulu Başkanı Baran Bozoğlu ise düzenlediği basın toplantısında, 3. havaalanına ilişkin ÇED raporunda yer alan ifadeleri açıkladı. Raporda, “Hafriyat çalışmaları ile ekosistem, dereler, tarım alanları, mera alanları ortadan kaldırılacaktır” denildiğini belirten Bozoğlu, raporda havaalanı projesinin içinde kalan Kulakçayırı’nın da hem tarihi hem de ekolojik değeri bakımından bölge için önemli bir konumda yer aldığının belirtildiğine dikkat çekti. Bozoğlu, projeyle İstanbul ve Trakya’nın yok olacağına dikkat çekti. Durdurulan 2. operasyon İşadamı Cengiz ifade verdi İstanbul Haber Servisi 3. Havalimanı konsorsiyum ortaklarından Mehmet Cengiz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ile Yasin el Kadı’nın da aralarında yer aldığı 41 şüphelisi bulunan 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında ifade verdi. Cengiz’in, şüpheli sıfatıyla verdiği ifade yaklaşık 1 saat sürdü. Öte yandan, 17 Aralık operasyonunda tutuklanan eski Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evinde ayakkabı kutuları içinde bulunan ve imam hatip için toplanan bağış olduğu iddia edilen paralarla ilgili de tanıkların ifadesine başvuruldu. Sabah ve atv’nin satışı için oluşturulan para havuzunun koordinatörlüğünü yürüttüğü iddia edilen Cengiz İnşaat’ın sahibi Mehmet Cengiz’in sorgusuna 4 TMK savcısının yanı sıra, başsavcı vekili Oğuzhan Atamtürk Uyar ve TMK 10. madde ile yetkili savcı İdris Kurt katıldı. Savcıların, ihaleye fesat karıştırmak ve rüşvetle suçlanan Mehmet Cengiz’e soruşturma dosyasına giren tapeleri ve ele geçirilen delilleri sordukları iddia edildi. kemmel projesinin duracağı şeklinde bir kanaate varmasın. Bu havaalanı mutlaka yapılacaktır, ÇED raporu olumludur” diye konuştu. Güllüce, “Çalışmaların devam etmesi hukuka aykırı değil mi” sorusunu da “Daha dün yürütmeyi durdurma aldı, zaten çok kısa zamanda konu çözülecektir” diye yanıtladı. ‘K ısa zamanda çözülür’ ‘Sonuçta bir rapor!’ Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu da gazetecilerin soruları üzerine, “Bunlar da aşılır. Türkiye’nin böyle büyük projelerinin ertelenmesi bence doğru değil” diye konuştu. THY Genel Müdürü Temel Kotil ise “İnşallah etkilemez bu. Çünkü sonuçta bir rapordur, üzerinde çalışılır” yanıtını verdi. Kotil, “3. havalimanının olmaması diye bir şey olamaz” dedi. İzmir Emniyet Müdürü Uslu, görevden alındı İZMİR / İSTANBUL (Cumhuriyet) İzmir Emniyet Müdürü Sami Uslu görevden alındı. Uslu’nun yerine Celal Uzunkaya, İzmir Emniyet Müdürü olarak atandı. Uslu 1 ay önceki “Emniyet Müdürleri Kararnamesi”yle Ali Bilkay’ın yerine İzmir’e atanmıştı. Emniyet Genel Müdürlüğü’ne alınan Sami Uslu, Pasaport Daire Başkanı oldu. Sami Uslu’nun yerine atanan Uzunkaya, 2009 yılında İzmir’de kendisini muhbir ve MİT görevlisi olarak tanıtıp çok sayıda kişiyi dolandırdığı iddia edilen çete lideri İrfan Erbarıştıran ile bağlantısı olduğu iddiasıyla yargılanmıştı. Aldığı 3 ay 10 gün hapis cezası ertelenen Uzunkaya, “soruşturmanın gizliliğini ihlal” suçundan 5 gün hapis cezasına çarptırılmıştı. Emniyet içindeki paralel bir yapının kendilerine komplo kurduğunu, isimsiz ve imzasız bir ihbar mektubuyla birçok sahte delil üretilerek bu davanın içine sokulduğunu savunmuş, hakkındaki iddiaların Yeşil olarak bilinen Mahmut Yıldırım’la ilgili çalışma yürütürken ortaya atıldığını söylemişti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde ise dün 10 polis müdürünün daha yeri değiştirildi. Basın Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü’nden sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcı Ömür Ceylan, Yabancılar Şube Müdürü Erkan Aydoğan, Pasaport Şube Müdürü Cengiz Urgancı, Turizm Şube Müdürü Ufuk Balcı, Spor Güvenliği Şube Müdürü Murat Özgün, Foto Film Şube Müdürü İbrahim Kocaoğlu ve Bakırköy İlçe Emniyet Müdürü Hilmi Korhan Zilcioğlu görevden alındı. Ceylan, Yabancılar Şube Müdürlüğü’ne, Zilcioğlu ise Turizm Şube Müdürlüğü’ne getirildi. Bakırköy Emniyet Müdürlüğü’ne Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Murat Çetiner getirildi. Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, “Mahkemenin yürütmeyi durdurması, yargıya saygımız gereği mümkün ancak bir maddi hata olduğu kanaatindeyiz” dedi. “İnşaatın başlamasının bir yıl uzayabileceğine” yönelik iddiaların sorulması üzerine Güllüce, “Hayır, uzamaz. Hiç kimse Türkiye’nin, bu dünyaya nam salan bu kadar mü Yürütmesi durdurulan rapor, Nisan 2013’te AkTel Mühendislik tarafından hazırlanmıştı. Rapora göre yeni havalimanının batını sınırı Terkos Barajı güney sınırı Alibeyköy Barajı uzun mesafe koruma alanına giriyordu. Havalimanı inşaatı ile 70 göl ve gölet kurutulacaktı. Alanda bulunan toplam 2 milyor 513 bin 341 ağaçtan 657 bin 950’sinin kesilmesi, geriye kalan 1 milyon 855 bin 391 ağaçın da taşınması öngörülüyordu. Rapora göre projenin yapılacağı alanın 6 bin 172 hektarı orman, 1180 hektarını madencilik ve diğer kullanım, 660 hektarını göl alanı, 236 hektarını mera, 60 hektarını kuru tarım alanı, 2 hektarını fundalık alanlar oluşturuyor. Yapay göller inşaat aşamasında sulama suyu olarak kullanılacak, daha sonra da dolgu malzemesi ve hafriyat ile doldurulacak. 17 Aralık yolsuzluk operasyonunda tutuklanan eski Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evinde bulunan ayakkabı kutusunda 4.5 milyon dolar paranın, Çorum Osmancık’ta imam hatip lisesi ve Makedonya’daki Uluslararası Balkan Üniversitesi için toplanan bağışlar olduğu iddiasıyla ilgili tanıkların ifadesine de dün başvuruldu. T anıklara ‘bağış parası’ soruldu Asliye Ceza Mahkemesi tarafından savcılığa iade edilmesi, yargı içindeki yelpazenin ilginç bir rengini oluşturdu. Geçen yıl mayıs sonundan itibaren tüm yurdu hatta dünyayı saran Gezi Direnişi’nin en hareketli günlerinin ardından devreye giren “yargı süreci” birbiriyle taban tabana zıt kararlarla devam ediyor. Bu tablo Türkiye’de yargının durumunu, bulanıklığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Önce soralım; iki kere iki kaç eder? Bu da soru mu, elbette dört eder demeyin. Halen uygulamadaki yargı sistemimize göre Ankara’da sekiz, İstanbul’da üç, İzmir’de beş edebilir... Öteki kentlerimizde ne edeceğini tam olarak söyleyemeyiz! İşte yargının genel durumu bu örneğe benziyor. Özünde hukuk da matematikseldir; benzer soruşturmaların devamında açılan davaların benzer şekilde sonuçlanması gerekir ama öyle olmuyor. HHH Girişte vurguladığımız İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nin Taksim Dayanışması üyelerine yönelik iddianameyi iade etme kararındaki gerekçeler şunlar: Örgüt var demişsiniz, böyle bir iddiada bulunmak için gerekli olan delilleri belirtmemişsiniz. Örgüt suç işlemek üzere kurulmuştur, demişsiniz, hangi suçları işlediğini sıralamamışsınız. Suçladığınız kişilerin hangi kanun maddesine göre yargılanması gerektiğini yazmamışsınız. Örgüt kurma suçu Türk Ceza Yasası’nda birden fazla maddede yer almaktadır ve her örgüt türünün cezası farklıdır. Kamu görevlilerine cebir ve şiddet kullanıldığını iddia etmişsiniz, buna maruz kalan görevlilerin kimler olduğunu yazmamışsınız. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin İstanbul İl Başkanlığı’nın ve partiye ait araçların zarar gördüğünü yazmışsınız, bu suçu kimlerin işlediğini açık kimliğiyle birlikte belirtmemişsiniz. Mahkeme, ret yazısında bu temel unsurlar olmadığı sürece suçlanan kişilerin savunma da yapamayacağını, bu durumda adil yargılama ilkesinin ihlal edilmiş olacağını vurguladı. HHH Yukarıdaki gerekçeler, Ergenekon’dan Balyoz’a, Odatv’den KCK’ye, Gezi’den HES direnişlerine kadar açılan tüm davaların tarifidir. İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesi de 23 kişilik bir başka Gezi soruşturmasının iddianamesini benzer gerekçelerle geri çevirmiş; baret, deniz gözlüğü, sirke, sargı bezi gibi malzemelerin suç delili sayılamayacağını belirtmişti. Savcılık iddianamesinde ısrar edince de duruşma yapmadan beraat kararı vermişti. Her iki mahkeme, insanların düşüncelerini ifade etmesinin, demokratik tepkilerini ortaya koymasının suç olarak yorumlanamayacağını belirterek bir bakıma Gezi ruhunun görmeyi istediği Türkiye yönünde karar verdi. Ama tüm mahkemeler böyle değil. Örneğin, Gezi ruhunun bir parçası olarak ODTÜ’de kesilen ağaçların yerine fidan dikmek isteyen gençler hakkında savcılık iddianame hazırladı. Fidanları suç aleti sayıp 14 yıla kadar varan hapis cezaları istedi. Mahkeme de iddianameyi kabul etti. Hukuktaki şu ilkenin geçerliliğini bir kez daha yaşayarak görüyoruz: En iyi yasa kötü yargılayıcıların elinde olumsuz sonuçlar verebilir. En kötü yasa iyi uygulayıcıların elinde hukuki sonuçlar verebilir. Gezi ruhunun bir nebze etkilediğini düşündüğümüz yargıç sayısının artmasını diliyoruz! Askerlik Yasası değişti Genelkurmay Başkanı Özel’e 2017 yolu açıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda “Askerlik Yasası”nda değişiklik öngören tasarı kabul edildi. 185 milletvekilinin oy kullandığı tasarının açık oylamasında 181 kabul, 3 ret, 1 çekimser oy çıktı. Yasanın getirdiği bazı önemli düzenlemeler şöyle: l Askere alınma yaşı 21 olacak. l Kuvvet komutanlarının görev süreleri sadece bir yıl değil, mevcut usulle birer yıllık sürelerle yaş haddine kadar (65 yaş) uzatılabilecek. Orgeneral Necdet Özel, Genelkurmay Başkanlığı’nda yaş haddi 67 olduğu için istendiği takdirde 2017 yılına kadar görevde kalabilecek. l Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma Genel Komutanı, görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan’da yargılanacak. Bu suçlardan dolayı soruşturma açılmasına, Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanları hakkında Başbakan, Jandarma Genel Komutanı hakkında İçişleri Bakanı karar verecek. Soruşturma izni verilmiş bulunanlar izin vermeye yetkili merci tarafından soruşturmanın emniyeti ve sıhhatli olarak devam etmesi amacıyla geçici süre ile görevden uzaklaştırılabilecek. Anılan kararlara karşı ilgililer on gün içinde Cumhurbaşkanlığı’na itiraz edebilecek. l Uzman erbaşlar bulundukları derece ve kademelerine bir kademe ilave edilerek astsubay olabilecek. l İsimsiz, imzasız, adressiz yahut takma adla yapıldığı anlaşılan ya da belli bir olayı ve nedeni içermeyen, delilleri ve dayanakları gösterilmeyen ihbar ve şikâyetler işleme konulamayacak. SAĞLIK DURUMU VE YAŞI DİKKATE ALINDI İKİ KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET CEZASI Sendikacı Özbek ev hapsine alındı MUSTAFA ÇAKIR Muzaffer Tekin kansere yakalandı İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasında Danıştay baskınını azmettirmekten 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 117 yıl hapis cezasına çarptırılan emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin’in pankreas kanserine yakalandığı öğrenildi. Muzaffer Tekin dün Silivri Cezaevi’nden, Bakırköy Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Tekin’i Çapa’daki İstanbul Tıp Fakültesi’ne de götürüldü, ancak mahkum koğuşu olmadığı gerekçesiyle kabul edilmedi. Muzaffer Tekin, cezaevine götürüldü. Muzaffer Tekin’in pankreas kanserinin 4. evresinde olduğu belirtildi. Muzaffer Tekin, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 5 Ağustos 2013 tarihindeki kararında davada en ağır cezayı alan sanık oldu. ANKARA Ergenekon davası kapsamında müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek hakkındaki ev hapsi kararı uygulanmaya başlandı. Ergenekon soruşturması kapsamında 11. dalgada gözaltına alınan Özbek, 2009’da “terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne konulmuştu. Mahkeme Özbek’i 2010 tarihinde tahliye etti. Ergenekon davasında mahkeme kararını 2013’te açıkladı. Özbek hakkında müebbet hapis cezası verildi. Gerekçeli kararının ardından Yargıtay davanın temyiz incelemesini yapacak. Özbek hakkındaki karar geçen hafta itibarıyla uygulanmaya başlandı. Karara göre Özbek, 24 saat süreyle evden çıkamayacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle