03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 ARALIK 2014 PERŞEMBE 6 HABERLER Davutoğlu, ötekileştirmeden yakınan Alevilere başbakan olarak sorunlara sahip çıkma sözü verdi Oy hesabı yapmıyormuş MİYASE İLKNUR/İKLİM ÖNGEL ANKARA Alevi örgütü temsilcileri ile önceki akşam Başbakanlık Konutu’nda bir araya gelen Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun AİHM’nin kararı için “İçerde de taraf bulması önemli. Sorunu Türkiye içinde çözmemiz gerekiyor” değerlendirmesi yaptığı öğrenildi. Alevilerden oy beklentisi içinde olmadığını belirten Davutoğlu’nun, ülkenin Başbakanı olarak Alevi sorununu çözümü için çaba göstermek zorunda olduğunu söylediği belirtildi. Davutoğlu, 30’a yakın Alevi temsilcisi ile önceki gün Başbakanlık Konutu’nda akşam yemeği yedi. Görüşmenin AİHM’nin cemevlerine ilişkin kararının hemen arkasından gerçekleşmesine karşın daha önceden kararlaştırıldığı ancak basına bildirilmediği belirtildi. Yemek sırasında Alevi temsilcileri, “zorunlu din dersleri uygulaması, Madımak Oteli’nin Utanç Müzesi olması, kamuda işe alımlarda ve görevde yükselmede ayrımcılığa son verilmesi, cemevlerinin yasal statüye kavuşturulması” taleplerini bir kez daha gündeme getirdi. Göreve gelir gelmez Alevilerin sorunlarının çözümü konusunda çalışma başlattığını anımsatan Davutoğlu ise, “Ben sizden oy istemiyorum, istesem de sizden bana oy gelmeyeceğini gayet iyi biliyorum. Bu yönde bir beklentim yok. Ben bu ülkenin başbakanı olarak sorunlarınızı çözmeye talibim” diye konuştu. Her siyasi partinin sadece kendi mahallesinin sakinlerine konuştuğunu vurgulayan Davutoğlu, öteki mahallelerin sakinlerine de hitap etmek ve sorunlarını, beklentilerini öğrenmek zorunda olduklarını kaydetti. Toplantıya katılan Alevilerin, AKP döneminde özellikle kamusal alanda Alevilere yönelik tasfiye ve ötekileştirme politikalarından yakınması üzerine, “Eşit vatandaşlık hakkını ihlal eden ne varsa getirin bize takipçisi olalım” diyen Başbakan Davutoğlu, kendisinin de Yörük Türkmeni bir aileden geldiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde Alevilere yönelik verdiği davetli profilden hayli farklı isimlerin çağrıldığı toplantıda, Aleviler başta zorunlu din dersleri ve cemevlerinin hukuki sorunu olmak üzere pek çok konuda sorunlarını dile getirdiler. AİHM’nin cemevleri konusunda verdiği kararı anımsatan Mustafa Timisi ile Yolcu Bilgiç, “Keşke AİHM kararına gerek olmaksı Rüşvette Dibe Doğru Recep Tayyip Erdoğan ülkesi yani Büyüyen Türkiye ve Uluslararası Büyük Güç, bir rekora daha imza attı. Bir yıl içinde 175 ülke arasında rüşvet/yolsuzlukta en büyük artış rekorunu kırdı ve 5 puan birden düştü. Ülkeler arası yerimiz 49’unculuktan 64’üncülüğe geriledi. Önceki yıl 100 (en iyi puan) üzerinden 50 olan rüşvet puanımız ise 45 (kötü puana) düştü! Rüşvet Algısı Endeksi; uluslararası kurumlar, araştırma grupları ve ülkeleriyle iş yapan şirketlerin yöneticilerinin görüş ve pratik bilgilerinin değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkıyor ve devlet kurumlarının rüşvet ilişkilerini gösteriyor. Türkiye’nin de içinde olduğu bölge ve kurumların ortalama rüşvet puanları şöyle: Türkiye G20 ülkesi ve üstelik bu yıl da liderliğini yapıyor ama 20 ülke arasında en kötü puana sahip ülkelerden biri. G20 ülkesinin yüzde 58’inin rüşvet puanı 50100 arası. Ülke Rüşvet Puanı Türkiye >45 puan G20 (Lideri olduk) >54 puan Avrupa Birliği >66 puan Dünya ortalaması >43 puan Doğu Avrupa/MerkezAsya >33 puan Ortadoğu/Kuzey Afrika >38 puan Hangi ülkelerle benzer sırayı paylaşıyoruz, bakalım: 49. Suudi Arabistan, 48. Hırvatistan, 48. Gana, 46. Küba, 45. Umman, 45. Makedonya, 45. Türkiye, 44. Kuveyt, 44. Güney Afrika, 43. Brezilya, 43. Bulgaristan, 43. Yunanistan, 43. İtalya, 43. Romanya. (Aynı sırayı paylaşan çok ülke var.) Avrupa Birliği’nin en rüşvetçi ülkeleri olan Yunanistan, İtalya, Bulgaristan, Romanya ile aynı kümeye düşmüş olduk. 175 ülkenin yüzde 69’unun rüşvet puanı yani büyük çoğunluğu, 50100 arası. 100 puan en temiz olduğuna göre 50 puanı yarı kirliyarı temiz puan demek mümkün. Türkiye 45 rüşvet puanı ile kirli ülkeler arasında. Şüphesiz daha kirli ülkelere bakıp “yine iyi sayılırız” diyen olacaktır! Rüşvette en temiz iki ülke: Danimarka (92 puan) ve Yeni Zelanda (91 puan). 3. sırada Finlandiya. 1725 Aralık 2013 Rüşvet ve yolsuzluk operasyonları sonucu, devletin, iktidarın nasıl en üst basamaklarının bu bataklığın içinde yüzdüğü ortaya çıktı. Dört bakan düştü. Bugün Meclis’e gönderilen fezlekeleri üzerinde soruşturma yapılıyor. Patlayan bu yolsuzluk, şüphesiz ki endekse yansıdı. Aslında bana sorarsanız, endeksin oluşturulmasında görev alan kurum ve kişilerin, devletle ilişkilerinde rüşvet ve yolsuzluğu tam ölçmeleri zor. Yurttaşın, şirketlerin devletle ilişkilerinde ödemek zorunda oldukları rüşvetin miktarı, bence ölçülenin çok çok üzerinde... Mesela, siyasal iktidarın rüşvet olaylarını örtbas etmek için mahkemeler, Meclis ve diğer devlet kurumları üzerindeki büyük baskısı da, yolsuzluğun bir parçası, akma burada ölçüme girmiyor. Türkiye’nin ülkeler arası rüşvet sırası ve rüşvet puanı yıllar içinde şöyle seyretti: 2001: 56. / 34 2002: 65. / 36 2003: 77. / 36 2004: 81. / 32 2005: 65. / 35 2006: 60. / 38 2007: 64. / 41 2008: 58. / 46 2009: 61. / 44 2010: 56. / 44 2011: 61. / 42 2012: 54. / 49 2013: 49. / 50 2014: 64. / 45 Yukarıdaki tabloya göre, ikinci sıradaki rüşvet puanımızın en kötü olduğu yıl 2004: 32 puanla diplerde oynamaya girişmişiz. Sonra rüşvette en iyi puanı geçen yıl yakalamışız: 50... Yukarı tırmanışı sürdürmek yerine yeniden aşağı yönelmişiz, son rapora göre 43. Kırmızı ülkeler listesinde.. Biliyorsunuz TÜSİAD da 10 gün önceki raporunda, rüşvet ve yolsuzluğun arttığını gösteren ayrı bir rapor yayımlamıştı. Hükümetin ve yönettiği devletin rüşvetle ilişkisi, uluslararası şirketlere yatırımlarında yol gösterici oluyor. Bu tabloyu gören iyi yatırımcıların Türkiye’ye gelmekte ne kadar zorlanacaklarını kestirebilirsiniz. Kaldı ki uluslararası yatırımcılar için en önemli başka bir konu ise hukuk, adalet ve bu konularda saydamlık ve eşitlik. Hukukun yasalara göre işlerliği. Siyasi iktidarın, şirketlere, kimdir, necidir, ne yapar gibi başka kriterlere bakmadan, eşit hukuk kurallarını işletiyor mu, yasaları mahkemeler tarafsız uyguluyor mu yoksa siyasetin yönlendirmesi mi gündemde oluyor? Siyaset istediği zaman bir şirketi batırıyor ve diğerini çıkartıyor mu? Hukuk ve adalette de RTE iktidarlarının notu, uluslararası arenada düşüyor. DUYURU: Oktay Kaynak, bugün İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde saat 15.30’da, İnsanın Akıllı Canlı Oluşunun Süreç ve Mekanizmaları üzerine bir konferans verecek. Kaynak, bu konuda amatör merakla uluslararası konferanslar veren ve bildiriler sunan bir konuma yükselen bir bilimcimiz. Türkiye bilim dünyamızın bu alanda deneyimli bilimcilerimizin de önemli destekleriyle. İzleyelim. Aleviye iş yok kavgası Meclis Başkanvekili Sadık Yakut başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurulu’nda CHP’li Kamer Genç’in “Alevi yurttaşların devlet kurumlarında işe alınmadığına” ilişkin sözleri üzerine gerginlik yaşandı. CHP’li Ali Rıza Öztürk’ün de Genç’in sözlerine destek vermesi üzerine; AKP’li Ünal Kacır ile Osman Boyraz Öztürk’e tepki gösterdi. AKP’li ve CHP’li milletvekilleri birbirlerinin üzerine yürüdü. Meclis Başkanvekili Yakut oturuma ara verdi. Öztürk’ün eleştirilerini sürdürmesi üzerine bazı AKP’li vekiller “Yeter be” diye bağırdı. “Ünal Kacır gel buraya, erkeksen dışarıya gel” diye bağıran Öztürk, CHP’lilerce dışarıya çıkartıldı. CHP’li Engin Altay da “Kan çıkar, bize doğru yürümeyin, yetti ya” diyerek tepki gösterdi. AKP Kütahya Milletvekili Soner Aksoy da Altay’a bağırarak yanıt verdi. Bunun üzerine CHP ve AKP’li vekillerin birbirlerine “Lan, şerefsiz, yedi sülalen şerefsiz” ifadelerini kullandığı tartışma, diğer milletvekillerinin araya girmesi ile son buldu. (Fotoğraf: DHA) zın siz bu adımı atsaydınız” dileği üzerine ise Davutoğlu, “AİHM kararını böyle değerlendirmeyin. Bu toplantının da AİHM’in aldığı kararın sonucu olmadığını en iyi siz biliyorsunuz. Zira biz bu toplantının davetini size çok önceden bildirmiştik. Ayrıca AİHM kararı çıktı devlet bunu uygulamak zorunda gibi bir yaklaşım da pek doğru değil. Bir devlet o kararı uygulamak istemezse çeşitli oyalama taktiklerini devreye sokabilir. Alevi sorunu bir toplantıda oldu bittiye getirilecek bir konu değildir. Öncelikle yanlış algıları değiştirmek için çalışmalıyız” dedi. Yemeğe davetli olan Alevi Bektaşi Eğitim ve Kültür Vakfı Karaağaç Dergâhı Başkanı Hüsniye Takmaz, görüşmede Davutoğlu’nun AİHM kararına ilişkin, “AİHM kararının içeride de taraf bulması önemli. Sorunu Türkiye içinde çözmemiz gerekiyor” yorumu yaptığını, cemevlerinin ibadethane sayılmasına ilişkin olarak da “Bu yüzyılda böyle bir sorun olmaması gerekir” dediğini belirtti. Davutoğlu, “Sünni İslam zorunlu din dersi dayatması” sorununun dile getirilmesi üzerine ise, “Benim amacım şu; insanlar dinlerini öğrensin. Herkes dinini öğrensin, şu an buna yönelik bir çalışma yapılıyor” karşılığını verdiği öğrenildi. Takmaz, üzerinde en çok durulan konulardan birinin de Alevilerin üst makamlarda yer almaması olduğunu söyledi. “Valiyi, kaymakamı geçtik, okul müdür yardımcısı dahi yok” diyen Takmaz, Davutoğlu’nun “Öyle bir şey olabilir mi, mümkünatı yok. Bu kadar da olmamalı” yanıtını verdiğini kaydetti. Takmaz, Davutoğlu’nun sabırla herkesi dinlediğini belirterek, “Samimi görünüyordu. Alevi literatüre göre bir dil kullanmaya çalıştı. Alevi geleneğine yakın olmasa da uzak da olmadığını belli etti” dedi. Takmaz’ın verdiği bilgiye göre Davutoğlu, “Alevilere yönelik nerede hakaret, ayrımcılık varsa, ne yaşanmışsa tespitini yapın, bana getirin. Kitaplarda, ansiklopedilerde bir hakaret varsa, derhal tesipitini yapın, bunları çakaralım. Bunların ortadan kaldırılması için canı gönülden çalışacağım” dedi. Yemekte sanatçı da olan Tahtacı Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Yolcu Bilgiç üç nefes çalıp söyledi. Toplantıya CHP’li eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay, sanatçı Ganip Pekşen ve Karacaahmet Dernek Başkanı Muharrem Ercan davetli olduğu halde mazeret bildirip katılmadılar. Toplantıya katılanlar ise şöyle: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Alevi Çalıştaylarının moderatörü Dr. Necdut Subaşı, Başbakanlık Danışmanları Etem Ete, Etyen Mahçupyan, Prof.Dr. Ahmet Taşgın, Prof. Dr. Alemdar Yalçın, Yrd.Doç.Der. Ali Yaman, Prof. Dr. Hasan Onat, Prof.Dr. Rıza Yıldırım, AKP’li Mihrimah Belma Satır ve İbrahim Yiğit, Prof.Dr. Belkıs Menemencioğlu, Alevi Birlikleri Federasyonu eski Başkanı Selahattin Özel, Alevi Vakıfları Federasyonu Başkanı Doğan Bermek, Gazi Cemevi Başkanı Veli Gülsoy, Süleyman Cem, AleviBektaşi Enstitüsü Başkanı Gülizar Cengiz, Tahtacı Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı Yolcu Bilgiç, Karaağaç Dergâhı Başkanı Hüsniye Takmaz, SHP eski Genel Sekreteri Mustafa Timisi, eski CHP milletvekilleri Muharrem Kılıç, Etem Cankurtaran, Ali Rıza Gülçiçek, Bayram Meral, Kamil Ateşoğlulları, Suceattin Veli Derneği Başkanı Mehmet Demirtaş, Hüseyin Dedekargınoğlu. ‘Hakareti bana getirin’ DERNEK KAPATMA DAVASINA RET Freedom House’ın internet raporunda Türkiye, Uganda’nın da gerisinde Yargıtay’dan cemevine vize ALİCAN ULUDAĞ ANKARA – Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) cemevlerini “ibadethane” olarak kabul edip Türkiye’nin Alevilere ayrımcılık yaptığını tespit etmesinin ardından Yargıtay’dan dikkat çeken bir karar çıktı. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, tüzüğünde amacı “Alevi inanç ve ibadet merkezi olan cemevlerini yapmak ve yaptırmak” olarak tanımlandığı için Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği hakkında açılan kapatma davasını reddeden yerel mahkemenin kararını onadı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “din ve vicdan özgürlüğü” konusunu düzenleyen 9. maddesine göre cemevi yaptırmak üzere dernek kurulabileceğine hükmeden Yargıtay, cemevlerinin ibadethane olup olmadığına yargının karar veremeyeceğini kaydetti. Böylece artık Aleviler, imar planlarında ibadethane olarak ayrılan yerlerin, cemevi yaptırmak amacıyla kendilerine tahsis edilmesini isteyebilecek. Yeni Türkiye ‘küme düştü’ DUYGU GÜVENÇ ANKARA Türkiye, basın özgürlüğünden sonra internet özgürlüğünde de küme düştü. Freedom House’ın yayımladığı internet özgürlüğüyle ilgili raporda, Türkiye, 2013’e göre 6 puan daha kaybetti. Uganda, Angola, Tunus, Singapur, Endonezya, Zambiya, Fas, Ürdün, Libya, Bangladeş, Ruanda’nın bile gerisinde kaldı. İnternete yönelik 9 kısıtlamanın 7’si ise Türkiye’de uygulanıyor. Türkiye, YouTube ve Twitter yasakları, internete getirilen takip ve düzenlemelerle geçen yıl 49 puanda yer aldığı listede 6 puan kaybetti ve 55 puan ile geriye düştü. Freedom House’un 65 ülkedeki yasal düzenlemeleri ve kısıtlamaları temel alarak hazırladığı ve bugün açıklanacak raporda, Türkiye internette “kısmen özgür” ülkeler arasında yer aldı. Bunun temel nedenini ise ülkeler tarafından 9 başlıkta uygulanan kısıtlamalar oluşturdu. Bu alanda en kötü sicile sahip ülkeler arasında 8 ile Çin ve Venezüella yer alırken Türkiye de 7 alanda getirdiği kısıtlamalarla dikkat çekti. Türkiye, sosyal medyanın ve siyasi, sosyal, dini içerikli yazıların bloklanması, yeni yasa ve yönetmeliklerin uygulanması, internet gazetecileri ve bloggerların gözaltına alınması, fiziksel olarak hücum edilmesi, hükümete yönelik eleştirelere karşı saldırı düzenlenmesi alanlarında 7 eksi puan alırken Etiyopya, Vietnam, Suudi Arabistan, Rusya, Azerbaycan ile aynı seviyede oldu. Aynı incelemede Zambiya, Fas, Kamboçya, Lübnan, Ürdün, Libya ve hatta Sudan gibi ülkelerin Türkiye’den daha az kısıtlama ve düzenlemelere başvurduğu gözlenirken İzlanda, Estonya, Kanada, Almanya, ABD, Japonya, İngiltere, Arjantin ise 0 puan alarak internette en büyük özgürlüğü sağlayan ülkeler arasında yer aldı. Mayıs 2013 ile Mayıs 2014 arasının değerlendirildiği raporda, mahkeme kararı olmadan hükümet tarafından engellenen sitelerde de Türkiye’nin yeri dikkat çekti. Bu anlamda Türkiye’deki hukuksuzluğa da raporda yer verildi. Türkiye, Tayland, Rusya, Kazakistan ve İtalya’da mahkeme kararı olmadan ve şeffaflıktan uzak bir şekilde içeriğin bloklandığına işaret edilen raporda, yolsuzluk skandalıyla ilgili ses kayıtlarının YouTube ve SoundCloud’a düşmesinin ardından kısıtlamaya gidildiğine işaret edildi. Freedom House’a göre Türkiye, internet özgürlüğünde son 5 yıl içerisinde 13 puan geri düştü. Raporda en özgür ülkelerden, en yasaklayıcı ülkeye göre sıralanışları ise şöyle: İnternetin özgür olduğu ülkeler: İzlanda, Estonya, Kanada, Avusturalya, Almanya, ABD, Fransa, İtalya, Japonya, Macaristan, İngiltere, Gürcistan, Güney Afrika, Arjantin, Filipinler, Ermenistan, Kenya, Brezilya ve Kolombiya. İnternetin kısmen özgür olduğu ülkeler: Nijerya, Güney Kore, Ukrayna, Kırgızistan, Uganda, Ekvador, Angola, Meksika, Tunus, Singapur, Hindistan, Endonezya, Malavi, Malezya, Zambiya, Fas, Kamboçya, Lübnan, Ürdün, Libya, Bangladeş, Ruanda, Azerbaycan, Türkiye, Zimbabve, Venezüella, Sri Lanka, Mısır, Kazakistan, Myanmar, Rusya. İnternetin özgür olmadığı ülkeler: Belarus, Tayland, Sudan, Gambiya, BAE, Pakistan, Suudi Arabistan, Bahreyn, Vietnam, Özbekistan, Etiyopya, Küba, Çin, Suriye, İran. 2004’te Ankara’da kurulan söz konusu dernek tüzük değiştirmeyi reddedince Ankara Valiliği’nin şikâyeti üzerine savcılık, derneğin kapatılması istemiyle dava açtı. Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi, 2012’de baktığı davada derneğin kapatılması talebini reddetti. Yargıç Yaşar Eren, kararında AİHS’nin din ve vicdan özgürlüğünü düzenleyen 9. maddesine dikkat çekerek, “Cemevleri uzun yıllardan beri Alevilerin ibadet yeri olarak bilinmiştir” dedi. Ancak savcılık itiraz edince Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, derneğin kapatılması yönünde yerel mahkemenin kararını bozdu. Daire, Diyanet İşleri Başkanlığı Yasası uyarınca cami ve mescit dışında bir yerin ibadethane olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını kaydetmişti. Yerel mahkeme ise ilk kararında direnince dosya Hukuk Genel Kurulu’na gitti. Davayı dün esastan karara bağlayan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, yerel mahkemenin kararını onadı. Kararın görüşmelerinde AİHM’nin cemevi kararı da gündeme geldi. Müzakerede, “Bir yerin ibadethane olup olmadığına yargı karar veremez. Kişi kendisi belirler” görüşü öne çıktı. Yargıtay, cemevi yaptırmak için dernek kurulabileceğine hükmederek konuyu “din ve vicdan özgürlüğü” kapsamında değerlendirdi. Davanın avukatlarından Kazım Genç, Türk hukukunun yüzünü Avrupa’ya dönmesi açısından bu kararın önemli olduğunu belirterek “Umarız yürütme ve idare de bu kararı uygular. Karar, herkes için yol göstericidir” dedi. Mahkeme ‘ibadethane’ dedi Kardeşi bile isyan etti Bingöl özür diledi Kültür Servisi Yavuz Bingöl’ün dün Hürriyet gazetesinde yayımlanan Ahmet Hakan’la görüşmesinde söylediği, “Sokaklarda ölmüş annesine küfredildiği zaman ertesi gün o da (Recep Tayyip Erdoğan) Berkin Elvan’ın annesini yuhalattı. Bu çok insani bir şey” ifadelerine her kesimden tepki yağdı. Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan bir açıklama yaparken Yavuz Bingöl’ün kardeşi Oğuz Bingöl ise kişisel Facebook hesabında kardeşine tepki göstererek bir dönemin tanınmış kadın ozanlarından, annesi Şahsenem’i kastederek “Ah anacım, güzel anacım, yiğit anacım, bir gün gelip Alzheimer olduğuna, olan bitenin farkında olmayışına sevineceğim hiç aklıma gelmezdi” dedi. açıklamasında ayrıca “Ancak biz seni dünyaya getiren o güzel kadını tanırız, ellerinden öper, önünde saygıyla eğilir ve olur da bir haddini bilmez ona dil uzatırsa bedenimizi siper ederiz. Sen yine de o onurlu ve güzel kadına laf etme şerefsizliğini gösteren bir alçak olursa, çık ve ilk konserinde beni; Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm’ü yuhalat. Gocunmam, yaralanmam, üzülmem, Derim ki Şahsenem Bacı anamdır, ona gelen bana gelsin” ifadelerini kullandı. Yavuz Bingöl’ün sözleri sosyal medyada da öfke yarattı, binlerce kişi Bingöl’e yönelik tepkisini dile getirdi. Yavuz Bingöl tepkilerin ardından bir açıklama yaparak Ahmet Hakan’ın sözlerini çarpıttığını iddia etti. “Ahmet Hakan sözlerimi olduğu gibi yayımlayıp beni sizlere doğru taşısaydı, bir daha asla bu sütunlarda olmayacaktım” diyen Bingöl, iktidarla hiçbir yakınlığının bulunmadığını söyledi. “Herkesin/medyanın taammüden kirletme cüretkârlığına rağmen tertemiz kalacağım. Bir sanat insanı olarak, gözümü bağlayıp ortada ebe yapanları da, bunu izleyenleri de gördüm” diyen Bingöl, “Sakin olun arkadaşlar! Benden size ve bu güzelim insanlığa halel gelmez” diye seslendi. Ahmet Hakan Twitter’dan “Yavuz Bingöl’ün ‘Berkin Elvan’ın annesi ve yuhalanması’ meselesiyle ilgili söylediği sözlerin tamamı... Kasetten canlı... Yarın Hürriyet’te” notunu paylaştı. Art arda açıklama Gülsüm Elvan’dan sert yanıt: Ne hırsızlık yaptın da... Yavuz Bingöl’ün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “Benim gibi dik duran, herhangi bir menfaat beklentisi olmayan biri” olarak nitelediği söyleşide, Gülsüm Elvan’ın yuhalatılmasını “anlayışla” karşılamasına ilk tepki Gülsüm Elvan’dan geldi. Elvan, “Ne hırsızlık ne arsızlık yaptın da bizi bastırmaya çalışıyorsun? O meydanlarda olsan sen de yuhalayacak mıydın? Ne ben ne de ailem bizi yuhalatanın da yuhalayanın da annesini tanımıyoruz, ismini bile bilmeyiz, ağzımızdan asla kötü söz söylemez, aklımızdan ve kalbimizden asla kötü düşünce geçirmeyiz” dedi. Gülsüm Elvan, Şahsenem’i andığı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle