14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ARALIK 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türkiye’nin çevre katliamı ve büyük risklere kapı aralayan kararına Rusya doğalgazda indirimle jest yaptı 7 Esad’da anlaşamadılar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan arasında Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın geleceği polemiğe dönüştü. Putin, “Suriye’de seçimler yapıldı ve sonuçta Esad büyük bir desteğe sahip oldu” derken, Erdoğan, “Dünyada darbeciler hep yüksek oyla gelirler. Türkiye’de darbelerden sonra böyle oldu” değerlendirmesini yaptı. Akkuyu Santralı için Ankara ziyaretine başlamasına dakikalar kala 20 milyar dolarlık proje için ÇED onayını alan Putin, Türkiye’ye yıllardır talep ettiği yüzde 6’lık doğalgaz indirimi için söz verdi ardından da Avrupa’ya Türkiye’den meydan okudu ve Güney Akım projesi yerine Türkiye’den geçecek yeni bir alternatif hat öneridi. Putin, beraberindeki 10 bakanla birlikte günübirlik ziyaretinde önce Anıtkabir’i ziyaret etti, ardından da AkSaray’da Cumhurbaşkanı Tay Tasfiye Sırası Karma Eğitimde Cemaat’le Hükümet’in arasından su sızmadığı dönemde, eğitimde atılacak adımlar önce Abant Platformu’nda şekillendirilir, sonra Bakanlık’ta netleştirilirdi. Cemaat gözden düştüğünden beri bu işi Eğitimciler Birliği Sendikası üstlendi. Geçen dönem Eğitim Şurası’ndan önce 4+4+4 sistemini gündeme taşıdılar; hemen uygulamaya kondu. Okulda türban serbestisi de yine onların girişimiyle oldu. Ve görünen o ki şimdi sıra karma eğitime geldi. EğitimBirSen, geçen hafta “Eğitim ve Ahlak Şurası” düzenledi. “Ahlak elden gidiyor” diye feryat etti. Sonra karma eğitime saldıran yayınlara başladı. Bunun “yüzyılın pedagojik hatası olduğu”, Harlem’de ergen kızlarda hamileliğe karma okullarda daha fazla rastlandığı, cinsel taciz oranlarının tırmandığı vs. yazıldı. “Batı bile ayrı eğitim eğiliminde” dendi. Ardından da sendikanın başkanı, “Karma eğitim dayatmasının kaldırılmasını talep ediyoruz” açıklamasını yaptı. Bu talebin, bugün toplanacak 19. Milli Eğitim Şurası’na damga vurması bekleniyor. HHH “Karma eğitim dayatmasının kaldırılması” şu demek: Hani Erdoğan, “Kızlıerkekli evlere izin vermeyeceğiz” demişti ya; bir süre sonra kızlıerkekli okullara da izin verilmeyecek. Tabii hemen değil; alıştıra alıştıra… Önce karma eğitim, tercihli hale getirilecek. Burada da yine “Vatandaş böyle istiyor” bahanesi öne sürülecek. Veliler, okul müdürlerine gidip kızlarını oğlanlarla aynı okulda okutmak istemediklerini söyleyecek. Eh, madem talep var; “hizmetkâr devlet”, kızlara ayrı okul açacak. Bir süre sonra siz, “Benim kızım karma okusun” dediğinizde müdür bey badem bıyığının altından sırıtarak, “Emin misiniz” diye soracak. Kızınızı elinizle kötü yola itiyormuşsunuz gibi bir hava yaratacak. Mahalle baskısı yoğunlaşacak. Terfilerde bürokratın çocuğunu ne tür okula gönderdiğine bakılacak. “Karmacılar”ın istikbali yakılacak. Çocuğunu karmada okutanlar, ayrı okutan kahir çoğunluk karşısında azınlığa düştükçe, parmakla gösterilecek. Ve zamanla ülkenin çoğu kentinde ve kenti çevreleyen mahallelerde karma eğitim veren okul kalmayacak. Kadınla erkek, okul çağında birbirinden koparılacak. HHH Eğer karma eğitim, ahlak erozyonunu, cinsel tacizi, erken hamileliği tetikliyorsa, otobüste, metroda, uçakta kadınerkek birlikte seyahatin de aynı tehdidi içerdiği söylenemez mi? Hatta aynı işyerinde kızlıerkekli çalışmanın, aynı halkoyunu ekibinde el ele tutuşmanın, giderek aynı caddede birlikte dolaşmanın da tehlikelerinden söz edilemez mi? O halde “pozitif ayrımcılık” veya “kızları koruma” bahanesiyle kadını toplumdan soyutlamakta, sonra da hepten evine yollamakta yarar yok mudur? Hazırlanan tam da budur. HHH Mustafa Kemal, daha 1921’de Birinci Maarif Kongresi’ni açarken ayrı yerlere oturtulmuş kadın ve erkekleri görünce Öğretmenler Derneği Başkanı’nı “Ne yapmışsınız siz” diye haşlamıştı: “Toplantıya çağırdığınız kadın öğretmenleri niye erkeklerden ayrı oturttunuz? Kendinize mi güveniniz yok; bu hanımların iffetine mi?” Bu soruyu, neredeyse bir asır sonra, bugünkü Şura’ya gelecek 600 katılımcıya soracak bir babayiğit var mı? Öğretmenler, kadınlar, veliler, bizler, bu kez de çocukların, şimdi de cinsiyetleri yüzünden bölünmesine göz yumacak mıyız? Yoksa kadın ve erkeğin evde, okulda, işyerinde, hayatın içinde bir arada yaşam hakkını sonuna kadar savunacak mıyız? ÇED’e karşılık doğalgaz yip Erdoğan tarafından karşılandı. İki liderin 14.00’te başlayan ikili görüşmesi 3.5 saat sürdü, ardından da heyetler arası görüşmelerle bu süreç 5 saati aştı. İki ülke arasında ekonomik, ticari, turizmde 8 anlaşma imzalanırken, görüşmeler akşam yemeğinde de devam etti. Ancak enerji ve ekonomide varılan mutabakata karşın iki lider arasındaki Esad polemiği dikkat çekti. Erdoğan yaptığı ilk açıklamada Türkiye ve Rusya arasında Suriye konusunda ortak bir platform oluşturulacağını belirtirken, “Başkan’ın bu konuda farklı yaklaşımları da var ama geneli itibarıyla, Suriye’deki şu halin bir çözüme kavuşturulması konusunda mutabıkız. Nasılı üzerinde sıkıntılarımız var. DEAŞ terör örgütüne yönelik ortak kanaate sahibiz. ‘Esad giderse ne olur’ gibi bir yaklaşım çok yanlış bir yaklaşım. Esad rejimini yok farz etmek gerekir. 141 ülke muhalif heyeti destekliyor” dedi. Putin ise bu sözlere şöyle karşılık verdi: “Suriye’deki durumun normal olmadığı konusunda ortak durumumuz mevcut. Orada çeşitli terör gruplarının etkin olmasını istemiyoruz. Mesele şu, yönetim konusunda tüm Suriyeliler nasıl eşit haklar elde edebilir? Bu konuda birbirimizi tatmin edecek kararlara varmalıyız. Biz bu sürecin tüm aktörleriyle mutlaka temasta olacağız. Türkiye’deki dostlarımızla da aynı şekilde. Suriye’de Esad’ın iktidarda kalması konusunda iddialı mıyız? Ben bu soruyu Suriye halkına yönlendirmek istiyorum. Seçimler yapıldı, bu seçimlerin sonucunda Esad’ın gayet büyük bir desteğe sahip olduğunu da gördük. Fakat, biz oradaki durumun normal olduğunu düşünmüyoruz. Oradaki kanlı savaşın bitmesi uğruna çabalarımızı sarf edeceğiz. Bazı teknik sorunlarımız var, Suriye yönetimiyle belli nedenlerden dolayı kontaklarımız sınırlı. Biz doğrudan oradaki süreçleri etkileyemiyoruz. Ama biz bunlar için uğraşacağız.” Putin’in Suriye’deki seçimlerin sonucunu kanıt göstermesi üzerine Erdoğan tekrar söz aldı. ‘Darbeciler yüksek oyla gelir’ Erdoğan, seçim sonuçlarına “darbe” diyerek karşı çıkarak sözlerine şöyle devam etti: “Dünyada darbeciler hep yüksek oyla gelirler. Bizde de geçmişte yapılan darbelerin ardından yapılan seçimler, açık oy gizli tasnifle seçim neticelenir, ondan sonra arzu ettikleri netice açıklanırdı. Bunun Mısır’da da neticesini aynı şekilde gördük. Suriye’de seçimlere kimler katıldı, kimler katılmadı? Demokratik bir ortamda bu seçimlerin yapılmadığını görüyoruz. Nitekim, Mısır’da demokratik bir ortamda seçimler yapıldığında, yüzde 52 oyla Mursi işbaşına geldi. Antidemokratik yöntemlerle şu anda işbaşında duran kişinin meşrulaştırılması gayretleri var dünyada.” ZİYARET BATI BASININDA Değerli yalnızlar Dış Haberler Servisi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ankara ziyareti batı basınında geniş yer buldu. Rusya uzmanlarından Suat Taşpınar, BBC Türkçe’de “Değerli yalnızlıklar zirvesi”, Alman haber dergisi Focus “ÇarSultan buluşması”, Fransız haber ajansı AFP “karizmatik tek adamlar” saptamasını yaptı. Suat Taşpınar, “Türkiye ve Rusya: Uluslararası ilişkilerinde derin sorunlar yaşayan ve nispeten ‘yalnızlaşmaya’ başlayan iki ülke. Erdoğan ve Putin: Batı’dan gelen eleştirilere kulak asmayan, birbirlerine daha sık benzetilmeye başlanan iki lider...” portresi çizerek bir “değerli yalnızlıklar zirvesi”nin söz konusu olduğunu belirtti. Taşpınar, “Rus ve Türk kaynaklar, enerji başta olmak üzere ‘tek taraflı bağımlılık’ gibi görünen bazı unsurların aslında ‘karşılıklı bağımlılık’ yarattığı, ekonomik ilişkiler ve karşılıklı çıkarlar arttıkça, siyasi sorunların yönetilebilir hale geldiği konusunda hemfikir” dedi. Taşpınar, yaptırımlar ve petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle ekonomisi türbülansa giren Rusya’nın şu an Akkuyu’ya 20 milyar dolar yatırıp yatıramayacağını sorguladı. Focus dergisi ise “Her iki lider hakkında da şu anda Batı’da pek iyi konuşulmuyor. Putin, Batı’nın yaptırımlarına kızıyor, Erdoğan Batı’yı sömürgeci olarak görüyor ve nefret söylemine başvuruyor. Şimdi bu ikili buluşuyor. Rambo politikacılar, Batı’ya karşı bir işbirliği yapar mı?” diye yazdı. Dergiye konuşan Türkiye uzmanı Udo Steinbach, Erdoğan’ın Putin’in yolundan gittiğini, vücut dilinden otoriter siyasi tarzına ve Batı’ya şüpheci yaklaşımına dek Putin’le aynı olduğunu söyleyip “Erdoğan giderek Putinleşiyor” dedi. AFP de “Erdoğan ile Putin’in benzeştiğini, her ikisinin de dışarda otoriterlikle suçlanmakla birlikte içerde önemli desteği elinde tutan karizmatik tek adamlar olduğunu” duyurdu. Putin yoldayken, Akkuyu’nun ÇED raporuna onay verilmesinin zamanlamasına da dikkat çekti. Erdoğan, konuşmasının girişinde dile getirdiği “ortak platform” önerisinin ise henüz netleşmediğinin işaretini, bununla ilgili soru sorulduğunda açıkladı: “Çözüme varalım. Türkiye, Rusya, Arap Ligi, tüm bunları işin içine dahil etmek suretiyle çalışma yapılabilir. Ben diyorum ki Esad giderse, halkın iradesi, milli irade gelir. Bu zemini hazırlamak gelir. DEAŞ gibi bir terör örgütü işbaşına gelir diye korku duyuyorsak, buna karşı biz bir platform oluşturmalıyız. Bu tür terör örgütlerine karşı mücadelemizi ortak yapmamız lazım. Suriye’yi de tüm tarafların katılımıyla oluşmuş bir yönetime teslim ederek bu terör belalarından kurtulmamız lazım.” Batı’nın Ukrayna işgali nedeniyle baskı ve yaptırım uyguladığı Rusya Devlet Başkanı Putin, Güney Akım projesinden vazgeçtiğini Ankara’da açıkladı. Alternatif olarak, Türkiye ve Yunanistan üzerinden yeni bir hat önerdi, Türkiye’ye doğalgazı da yüzde 6 ucuzlattı. ÇED onayının alınmasının ardından 20 milyar dolarlık Akkuyu Nükleer Enerji Santrali Projesi’nde eğitim desteği verileceğini de belirten Putin, ne finansman ne de süre konusunda sorun olmadığının altını çizdi. Putin, “Projenin güvenliği konusunda da Fukuşima sonrası teknolojileri uygulanıyor. O yüzden güvenlik konusunda şüpheniz olmasın” diyerek güvence vermeye çalıştı. Mavi Akım’ın kapasitesi artacak Putin Avrupa’ya meydan okuyan sürpriz kararını şöyle açıkladı: “Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamak için Mavi Akım boru hattının kapasitesinin 2 milyar metreküp artırılmasında mutabakata varrdık. Karadeniz üzerinden geçecek Güney Akım ile ilgili Türkiye, Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde boru hattının inşasına izin sağladığı için minnettarız ama AB’nin pozisyonu bunun gerçekleşmesine engel. Hollanda’dan aldığımız izin var ama Bulgaristan’dan gerekli izinleri alamadık. Bu koşullarda Rusya olarak bu projenin gerçekleşmesine devam edemeyeceğiz. Kararımızı yeniden gözden geçirme kararı aldık. Türkiye’ye enerji sevkıyatımızı artırma kararı aldık. Türkiye topraklarından yeni bir enerji merkezi oluşturmak için mutabakata vardık. Karadeniz’de Güney Akım’ın inşasına başlamayacağız. Türkiye ile enerji işbirliğimiz ile ilgili 1 Ocak itibarıyla doğalgaz fiyatlarında yüzde 6 indirim sağlayacağız, ondan sonra da görüşmelerimiz devam edecek.” Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ 8 alanda işbirliğine imza 1Boru hatları ile petrol taşıma konusunda Botaş ile Gazprom arasında mutabakat zaptı 2Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına ilişkin mutabakat zaptı 3Nükleer enerji ile ilgili alanda personel yetiştirilmesine yönelik mutabakat zaptı 4TürkRus hükümetler arası KEK 13. dönem toplantısı protokolü 5Ekonomi bakanları arasında ortak bildiri 6KOSGEB ile Rusya Ekonomik Kalkınma Bakanlığı arasında kobiler alanında işbirliği mutabakat zaptı 7İki ülke çalışma bakanlıkları arasında çalışma, sosyal güvenlik ve istihdama dair mutabakat zaptı 8 İki ülke arasında cezai konularda adli yardımlaşma ve suçluların geri verilmesi anlaşması Rambo politikacılar Çevre Bakanlığı, Rusya Devlet Başkanı Türkiye’ye inmeden ÇED raporunu onayladı Akkuyu oldubitti rüşveti İKLİM ÖNGEL/ ABİDİN YAĞMUR Ziyaret protestosu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaret, Kırım Türkleri ve İnsani Müdafaa ve Kardeşlik (İMKANDER) tarafından ayrı ayrı protesto edildi. İMKANDER’in düzenlediği protesto eyleminde çocuklar Rusya Federasyonu İstanbul Başkonsolosluğu önüne yürüdü. Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği üyeleri de Galatasaray Meydanı’nda “Rusya Kırım’dan Elini Çek” ve “İşgalci Rusya Kırım’dan Defol” yazılı pankartlar açtı. ANKARA/ MERSİN Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye’ye inmesine dakikalar kala AKP hükümetinden Türkiye’yi enerjide Rusya’ya bağlayacak bir onay geldi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Akkuyu Nükleer Santaralı Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu’nu onayladı. Santralın mühendislik bölümünde Ruslar çalışırken, Türkler basit işler yapacak. Yanmayı sağlayacak çubukların Rusya’dan alınması nedeniyle, yerli enerji üretimi gerçekleşmeyecek. Bölgede Rusların yaşayacağı 10 bin kişilik bir yaşam merkezi kurulacak. ÇED raporuna onay verilen santralın yapımına her an başlanabilir. TMMOB onaya dava açmaya hazırlanıyor. Kamuoyunda büyük tartışmalara yol açan rapora ilişkin Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Başkanı Baran Bozoğlu şu bilgileri verdi: 4 Radyoaktif atıklar için somut bir çözüm yok. Bunların soğumadan önce Rusya’ya taşınması mümkün değil. Soğuma 510 yıl arasında değişiyor. Bu arada atıkların nasıl depolanacağı belirsiz. Bölge atık sahasına dönüşecek. Radyoaktif atık depolama teknolojisi olmayan Türkiye’den atıkların hiç gitmeme olasılığı yüksek. 4 Olası bir patlama, yanma veya kaza söz konusu olduğunda ne gibi önlemler alınacağı belirsiz. 4 Santralın iç kısmında yani yakıtları yakan ana ünitede Ruslar çalışacak. Bu nedenle nükleer teknolojinin Türkiye’ye aktarımı söz konusu olmayacak. Yani Türkiye nükleer teknolojiye dair bilgi sahibi olmayacak. 4 Uranyumu yakıta dönüştüren yakıt çubukları Rusya’dan gelecek. Rusya, “Satmıyorum” dediği zaman Türkiye enerji üretemeyecek. Bu çubukları yalnızca Uluslararası Atom Ajansı’nın izin verdiği Çin, Rusya, Mersin Nükleer Karşıtları Platformu, Akkuyu’ya yapılacak nükleer santralın bölgedeki doğal çevreyi ve sosyal yaşamı bozacağını belirtti. Greenpeace: İtirazlar dinlenmedi ABD gibi ülkeler yapabiliyor. Türkiye’ye “Nükleer silah olarak kullanılabilir” diye izin verilmeyen ülkeler arasında. Bu nedenle yerli enerji üretim kaynağı değil. 4 Santralın kurulacağı bölgeye 10 bin kişilik bir şehir kurulacak. Teknolojik konularda Ruslar çalışırken, Türkler civata üretimi, otopark yapımı gibi 5. seviye inşaat ve demir çelik gibi basit işlerde çalıştırılacak. 4 ÇED raporuna Çevre Bakanlığı bünyesindeki İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu onay verdi. Bu komisyonun uzman kişilerden oluşması gerekiyor. Ama bakanlıkta nükleer enerji teknolojisine hâkim hiç kimse yok. Çünkü nükleer mühendis yok. Rapora nasıl ve neye göre onay verdikleri soru işaretleri ile dolu. Mersinli nükleer karşıtları, bakanlığın halkın kaygılarını ve geçen ay gönderilen binlerce itiraz dilekçesini dikkate almama Biz ikna olmadık sına tepki gösterdi. Mersin Nükleer Karşıtı Platform Sözcüsü Seyfettin Atar, “Putin geleceği için onay kararının çıkacağını tahmin ediyorduk. Sonucunun ne olacağı en başından belli olan bir süreç yaşadık. Biz ikna olmadık. Deprem bölgesi midir, değil midir, atıklar ne olacak, atık depolama tesisi nasıl kullanılacak, bu soruların yanıtı yok raporda. Bizim mücadelemiz de devam edecek. Burası yapılsa bile çok güzel bir müze olarak kalabilir çünkü bu santralı çalıştıramazlar” ifadelerini kullandı. Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Ful Uğurhan da “Biz Mersin’in doktorları olarak burada nükleer santral istemiyoruz. Talesemideki, meme kanserindeki artışlara etkisini biliyoruz. Fukuşima’da sağlık alanında nasıl sonuçlar doğurduğunu biliyoruz. 60 yılda 3 büyük felaket yaşanmış. ÇED’e itirazımızı yapmıştık ama bakanlık bizi ciddiye almadı”dedi. İstanbul Haber Servisi Greenpeace Akdeniz Türkiye, Akkuyu konusunda ÇED raporu Rosatom Şirketi tarafından 3. kez Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunulduktan sonra başlatılan kampanyaya 215 binin üzerinde insanın bu raporun onaylanmaması için imza verdiğine dikkat çekti. Açıklamada “Greenpeace’in ve kampanyaya katılan kişilerin bu ÇED raporuna karşı çıkma nedenleri özellikle nükleer santrallerin en temel riskini oluşturan nükleer atıkların depolanması, taşınması ve devreden çıkartılması süreçlerindeki çevresel risklerinin yanı sıra güvenlik ve emniyet konusu ile bunlara karşı alınacak önlemler konusunda ciddi yetersizlikler olmasıydı” denildi. ÇED raporunda, herhangi bir nükleer kaza halinde zararların giderilmesinden kimlerin sorumlu olacağı bilgi bulunmadığı da belirtildi. Greenpeace’in yaptığı kamuoyu araştırmasının Türkiye halkının yüzde 64’ünün “nükleer istemediğini” ortaya koyduğu vurgulandı. Raporun 21 Ekim 2014’te halkın görüşüne açıldığı ve 3000’e yakın resmi imzalı dilekçe ilgili resmi kurumlara itirazlar yapıldığı anımsatıldı. Greenpeace itirazların değerlendirilmediğini vurguladı. Fotoğraf: AFP 2 kişiye, 141 biner lira ANKARA (AA) 1, 10, 16, 22, 26, 36, 38, 39, 41, 46, 48, 50, 56, 59, 61, 64, 67, 68, 70, 71, 76 ve 79 olarak belirlenen On Numara çekilişinde 9 bilenler 2 bin 172’şer lira, 8 bilenler 133’er lira, 7 bilenler 25.6’şar lira, 6 bilenler 4.40’ar lira ve hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler 2.70’er lira kazandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle