14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ARALIK 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 İhtisas gümrüklerinin 2012’de kaldırılması ayakkabı denetimindeki suiistimallerin önünü açtı Zehir saçanlar açıklansın u Çin’den gelen ve zehirli madde içerdiği halde piyasaya sürülülen 33 bin çift ayakkabı, tüketiciyi tedirgin ediyor. Türkiye 2013’te 57 milyon çift ayakkabı ithal etti. Bunların yarıdan fazlası Çin’den geldi. Üreticilere göre zehirli ayakkabı getirenlerin isimleri acilen açıklanmalı. ŞEHRİBAN KIRAÇ Rakamlarla ayakkabı sektörü SADIK MÜŞTERİ YARATTIK BETA’nın küs kün müşterileri için uyguladığı Sindrella Projesi’nden de bahseden Barbaros Akyıldız, “Eskiden müşterimiz olan ancak uzun süredir BETA mağazalarına uğramayan müşterilerimize, özel paketlenmiş, onların eski datalarına bakarak zevklerine göre ayakkabının sadece bir tekini gönderdik. 276 kişinin yüzde 100’ü mağazalara geri döndü. Yüzde 70’i tekrar aktif müşteri haline geldi, yüzde 16’sı sadık müşteri oldu. Proje için harcadığımız tutarın beş katı kadar ciro yaptık” dedi. Madenci Ölümleriyle Vurgun Kapısı Kapandı Açık açık yazmaya, en acılı günlerde yürekleri daha çok kanatmaya gönlüm hiç elvermediyse de, gerçekleri kulağımı tersten göstererek de olsa, hep anlatmaya çalıştım.. Türkiye’nin genel olarak iş, en çok madenci, inşaat işçisi cinayetlerinde, en suçlu ülkeler listesinde başı çekmesinin nedeni, güvenlikli üretimin, yatırımın zorunlu olduğu alanlarda, yandaş özel sektör ile İktidarlarının vurgun kazançlar, işçi emeği sömürüsü, haksızlık, hukuksuzluk üzerinden kurulu kirli paylaşım ortaklıklarıydı... Kuralsız düzene oturtulmuş paylaşım ortakıklarında ipin ucu öylesine kaçmıştı ki... Tüketerek, işçiye halka bedelini ödeterek, çevreyi yağmalayarak daha da vurgun vurmanın yolları tüketilmişti... İktidarlarının açtığı yolda maden inşaat vurgununda kirli kâr paylaşımı düzeninde sona gelinmişti... Sermayeyatırım kaçışında bir başka alanda vurgun kazanç arayışı kaçınılmaz kapıya dayanmıştı... Ülkemiz insanı acılı, büyüyen ekonomiye inandırılmışken, dünyada örneği kalmamış iş cinayetleri, işçi ölümleri rekorlarını sorgularken, ortalığa saçılan her olumsuzluk, kirli vurgun düzeninden dönüş zorunluluğunda yapılacakların, aynı zamanda kirli vurgun paylaşım düzeninin suç kanıtlarının kamuoyuna ulaştırmasının belgelerini oluşturuyorlardı. Sonunda kamu vicdanı kıpırdamıştı... Kamuya çok pahalıya mal olmuş yatırımları tamam maden işletmelerinin, taşeronluk, fason işletmecilik sistemleri içinde yandaşlara yüksek kârlar içinde teslim edilmesi, en ucuza üretim koşullarında en ağır, kuralsız düzende işçi sömürüsü üzerinden, maden yataklarının en az yatırımla en verimli damarlarının yağmalanması koşullarında.. yüksek kârlar edinilmesi, sonra da siyasete paylarının verilmesi düzeni kırılma sürecine girmişti... İlk günlerde yaşamı madene bağlı, en çaresiz bölge insanlarının patlama noktasına gelmiş öfkelerini, kamuoyunun isyanını bastırmaya yönelik atılan adımlara ne bakıyorsunuz? Çarkların işleyişini bilenler için, o günlerden bugünlere olacaklar bir bir sayabilecek kadar biliniyorlardı. Ölenlerin acılarının sıcağında ağıt yakanların, sevdiklerini madenlere göndermemek anlamında haykırışlarını anımsıyor musunuz? Ölüm acısında daha çok korkulanı, vurgun paylaşımı, kirli çıkar ağının bozulduğunu duyumsamanın kaygısında işsiz, açlıkla yüz yüze kalmak değil miydi? Sıcak öfke ile ağızdan çıkan yakınmalarda elbette; kömürün günler öncesinden için için yandığı, ölümüne üretimin sürdürülmesinden, ölen işçilerin en yakın geçmişte, yövmiyeler ödenerek seçim destekleme miting meydanına gönderilmelerine, ihale alan, en çok kazanan şirket gerçeğinden, seçmene dağıtılan kömür ilişkisine, alınmamış can güvenliği üretim koşullarına, madenci ağalığı düzeninde ödenmiş görülen ücretlerin bile altında çağ dışı koşullarda ucuza çalıştırılmaya.. pek çok gerçek kamu oyuna taşındı... HHH Siyaseten, ceza sorumluluğu olarak suçlardan sıyrılma arayışları öne çıktı... Ölenler üzerinden vicdan aklama en kolayı, kimi önlemlerin alınması zorunluluğu da doğdu. İş hesaplaşmaya gelince, en zorunlu can güvenliği, çalışma koşulları için bile kamu desteği gelmezse sermayenin özel vurgun düzeninden vazgeçmeyeceği gerçeği hemen ortaya çıktı. İktidarları zaten sorumluluğu siyaseten üzerlerine alamadığından, yandaş sermaye ortaklıkları ile hesaplaşacak konumda değillerdi.. Soma işvereninin önce devletten on milyar alacaklı olduğunu duyduk. Arkasından üretimin durdurulduğu süreç için işçilere hem işverenin hem de devletin ödeme yaptıkları ilan edildi. Devletin işverene borcu olmadığına ilişkin bir açıklama da geldi. İşçilere işverenin alacaklarına mahsuben haklarıyla ilgili ödeme yapıldığı bildirildi. Ve ölmemiş ama madenden başka yerde çalışma şansı olmıyan işçiler için en çok korkulan son, Soma işvereninin işçilerin telefonlarına gelen bir mesajla, işlerine son verildiği bildirimiyle geldi. Sosyal sorumsuzluğun yüz karası, işçinin yasal çalışma hakkının, hukukunun her anlamda çiğnenmesi boyutundaki işe son verme mesajıyla 2800 işçi ilk aşamada işten atılmış oluyor. Dünün haberleri içinde sorumlu İktidarları ya da Soma işverenliği adına yapılmış insani boyutu olan yeni bir açıklama, durum düzeltmesi söz konusu bile değil. Sendika işten atılanların geçmişten kazanılmış haklarının ödeneceğine inanmak istiyor, bu anlamda hak arayacağını ancak söyleyebiliyor. Bu en hukuksuz, vicdansız işten atmanın asgari yasal haklarına ilişkin bile güvence sorgulanmalı. Çünkü bir önceki ölümlü kazanın ardından “verimli damarları yağmalayacak koşullar kalmadı” gerekçeli Uyar işvereninin kapatması, işçilerini atması olayının hak edilmiş alacakları hâlâ ödenmemiş, mahkemelerde... Üstüne aynı işveren aynı İktidarlarından bir başka madende Ermenek’te taşeronluk kapmış. Sonra burada da bildiğiniz üzere su basması ile işçiler bir başka biçimde vahşi iş cinayetinde ölmüşler.. Hâlâ kamu bütçesinden toprak altında kalan cenazelerinin çıkarılması çalışmaları sürüyor. Vicdanların kanaması sönüp gitmiş... Vurgun kapısı kapanınca, yandaş sermaye elinde yağma paylaşımına başka kapılar aranıyor... Son günlerde kanserojen madde içeren ürünlerin piyasaya sürüldüğünün tespit edilmesiyle gündeme gelen ithal ayakkabıların yarısından fazlası Çin’den temin ediliyor. Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli’nin ‘zararlı olduğu’ gerekçesiyle imhasına karar verilen ama sonraki denetimlerde kullanılmış ayakkabılarla değiştirilerek piyasa sürüldüğü anlaşılan 33 bin civarında ayakkabı olduğuna ilişkin açıklamaları ithal ayakkabı konusunu yeniden gündeme getirdi. Türkiye, bu yılın 9 ayında 800.2 milyon dolar tutarında ayakkabı ithal etti. İthalatta ilk sırayı 418.3 milyon dolarla Çin alırken, Çin’den yapılan ithalatın toplam ayakkabı ithalatı içindeki payı yüzde 52 olarak hesaplandı. BETA Genel Müdürü Barbaros Akyıldız piyasaya sunulan yaklaşık 33 bin çift zehirli ve kanserojen madde taşıyan ayakkabılarla ilgili insan sağlığını bu kadar hiçe sayarak göz göre göre bu ürünlerin piya saya sunulmasının organize bir iş olduğunu söyledi. Gıda denetimlerinde kurallara uymayan sağlığı tehdit eden markaların isimlerinin kamuoyuyla paylaşıldığını vurgulayan Akyıldız, zehirli ayakkabı getiren firmaların da isminin açıklanması gerektiğini ifade etti. Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği Başkanı Hüseyin Çetin, Uzakdoğu’dan yapılan ithalatın yüzde 85’inin Çin, Vietnam ve Endonezya’dan gerçekleştirildiğini kaydederek ihtisas gümrüklerinin 2012’de kaldırılmasının suiistimallerin önünü açtığını, bu gümrüklerin yeniden kurulması gerektiğini belirtti. Çetin, “Özellikle Çin’den ithal edilen ayakkabılar Türk ayak yapısına uygun değil. Para kazanma hırsı vicdanının önüne geçen zehir tacirlerine izin verilmemeli. Başta ayakkabı olmak üzere Türkiye’ye giren her ürünün sağlıklı olup olmadığı incelenmeli. Azo boyar madde, ftalat gibi kanserojen etkiye sahip zararlı madde taraması mutlaka yapılmalı” dedi. * 20092013 döneminde ayakkabı ithalatı yüzde 84 arttı. * 2013’te 993 milyon dolarlık ayyakkabı ithalatı yapıldı. * 2014’ün ilk 9 ayında 800.2 milyon dolar tutarında ayakkabı ithal edildi. * İthalatın yüzde 52’si Çin’den yapılıyor. * Türkiye 500 milyon çift kapasitesiyle dünyanın 7’nci ayakkabı üreticisi. Ayakkabı değil, terlik ihracatçısıyız Türkiye’nin dünyanın 7. büyük ayakkabı üreticisi olduğunu, buna rağmen cari açık veren bir sektör olduğunu kaydeden BETA Genel Müdürü Barbaros Akyıldız, İzmir’de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin yıllık 990 milyon dolarlık ithalatı ve 760 milyon dolarlık da ihracatı bulunduğunu aktardı. İthal edilen ayakkabı fiyatlarının ortalama 14.5 dolar, ihraç edilenlerin fiyatlarının ise 4 dolarda kaldığına vurgu yapan Akyıldız, “Ülke olarak ayakkabı değil terlik ihracatçısıyız” dedi. BETA’nın yıllık satış adedinin 350 bin çift ayakkabı olduğunu anlatan Akyıldız, geçen ağustosta çıkan İlave Gümrük Vergisi’yle yabancı markaların Türkiye pazarındaki tüketimi kaybetmemek adına yurtdışından ithal ettikleri ve ek vergiye tabi olan ürünleri Türkiye’de üretme arayışına girdiğini söyledi. Akyıldız, “Bu durum BETA’nın dünya markaları için global koleksiyon üreticisi konumuna gelmesini sağladı. Şu anda üretim için 4 yabancı marka ile görüşmelerimiz devam ediyor” dedi. Akyıldız BETA ile ilgili şu bilgileri verdi: Şu anda 35 mağazamız var. Üç yıl içindeki hedefimiz ise 60 mağazaya ulaşmak. 2014 sonunda ciro öngörümüz 50 milyon TL. Koleksiyonumuzun yüzde 40’a yakınını İkitelli’deki fabrikamızda üretiyoruz. Yıllık üretim kapasitemiz yaklaşık 200 bin çift. 320 çalışanımız var. Şu an Fransız bir markaya, onların markasıyla üretim yapıyoruz. Bu markaya 2014 sonunda 30 bin çiftin üzerinde üretim yapmış olacağız. Bu rakam, yıllık üretim kapasitemizin yüzde 15’ine denk geliyor. Ekonomi Servisi Almanya’nın en büyük havayolu şirketi Lufthansa’da çalışan pilotların greve gitmesi sebebiyle bin 450 uçuşun yapılamayacağı açıklandı. Lufthansa’dan yapılan yazılı açıklamada, Alman Pilot Sendikası Cockpit’e bağlı pilotların bugün ve yarın grev yapması Lufthansa pilotlarını greve çağırması sebebiyle planlanan uçuşların bir kısmının iptal edildiği belirtildi. Söz konusu grev nedeniyle 2 bin 800 uçuştan bin 450’sinin gerçekleştiremeyeceği belirtilen açıklamada, yaklaşık 150 bin yolcunun da grevlerden etkileneceği kaydedildi. Lufthansa şirketi, pilotlarda en erken emeklilik yaşını 55’ten 60’a, görevden ayrılmadaki ortalama yaşı da 58’den 61’e çıkarmak istiyor. Buna karşı çıkan sendika, nisan ayından bu yana birçok kez greve gitmiş, Lufthansa’da ve bağlı şirketlerde yaklaşık 6 bin uçuş iptal edilmişti. Lufthansa’da grev bin 450 uçuş iptal AKP işçiye sefalet öneriyor u Milyonlarca işçinin geçinmeye çalıştığı asgari ücreti belirlemek üzere taraflar yarın masaya oturacak. Hükümetin zam öneresi günlük 1 lira. MUSTAFA ÇAKIR Bu kez patronlar sokağa döküldü Dış Haberler Servisi İşçilerin protesto eylemlerine yabancı olmayan Fransa’da bu kez patronlar sokaklara döküldü. Vergileri ağır bulan ve devletin ekonomiye müdahalelerine karşı çıkan binlerce işveren, dün ülkenin çeşitli kentlerinde yaptıkları eylemlerle alışılmadık görüntüler oluşturdular. Başkent Paris’te 6 bin, Toulouse kentinde 2 bin ve Marsilya’da yüzlerce kişi gösterilere katıldı. Paris’te göstericiler Maliye Bakanlığı’na yürürken polis bina çevresini barikatlarla çevirip sıkı güvenlik önlemleri aldı. Toulouse’da protestocular “Vergiler, harçlar: Yeter artık”, “Saat başı 6 firma batıyor” yazılı pankartlar taşıdılar. Gösterileri düzenleyen küçük ve orta ölçekli işletmeleri temsil eden CGPME konfederasyonunun Toulouse Başkanı Gerard Ramond, bu yıl 70 bin işyerinin iflas ettiğini, 110 bin kişinin işsiz kaldığını söyleyerek “Para istemiyoruz. Devletin daha az müdahale etmesini, daha az vergi ve istihdamda esneklik istiyoruz” dedi. Avrupa’nın ikinci büyük ekonomisi olan Fransa’da son yıllarda durgunluk ve düşük büyüme görülürken işsizlik artıyor. Fransa, Avrupa Birliği’nin bütçe açığını kapatma baskısıyla da karşı karşıya. Emekçiden bütçeye karşı miting çağrısı İstanbul Haber Servisi Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Bütçe Kanunu Tasarısı’nı protesto etmek için 13 Aralık’ta Ankara’da miting düzenleme kararı aldı. DİSK ve KESK tarafından yapılan ortak açıklamada “Kendilerine hanları, hamamları, sarayları layık görenler açlık sınırının altında yaşayan asgari ücretliye günlük 1 liralık zammı yeterli görmektedir. Bizim talebimiz sarayların değil ekmeğimizin, aşımızın büyümesidir” denildi. Miting kararına ilişkin dün DİSK Genel Başkanı Kani Be ANKARA Milyonlarca işçinin geçinmeye çalıştığı asgari ücrete yapılacak zammı belirlemek üzere taraflar yarın bir araya gelecek. Ancak adı “pazarlık masası” olsa da her seferinde işçi kesiminin tekliflerine daha ilk günden kapıyı kapatan hükümetin yapacağı zam teklifi şimdiden belli. Cumhurbaşkanlığı Sarayı için 1 milyar 370 milyon liranın harcandığı Türkiye’de hükümet yaklaşık 8 milyon işçinin bir ay geçinmeye çalıştığı 891 liralık asgari ücrete günlük 1, aylık 31 lira zam önerisiyle masaya oturaGünlük bir simit parasına denk geEmekliden yüzde 15 cak. len zammı reddeden Türkİş, aile bireyleri dikkate alınmadan sadece tek bir çavergi mi kesilecek? lışanın yaşama maliyetinin 1447,67 lira olduğuna vurgu yaptı. DİSK asgari ücreEkotin net 1800 lira olmasını istedi. nomi SerAileleri ile birlikte düşünüldüğünde ise asvisi Vergigari ücret yaklaşık 20 milyon insanı doğlerden elde edirudan etkiliyor. Brüt 1134 lira olan asgari len kaynaklako ve KESK Genel Başücretten sosyal güvenlik primi, gelir verrın iyi yönetilmedikanı Lami Özgen’in kaği ve bunun sonucungisi, damga vergisi, işsizlik sigortası için tılımıyla Şişli’deki DİSK da AKP’nin ek kaynak yüzde 21.4 oranında kesinti yapılıyor. Bu Genel Merkezi’nde basın oluşturmak için emekli da asgari ücretin 242.97 lirasının kesintiaçıklaması yaptı. aylıkları üzerinden vergi lere gitmesi anlamına geliyor. Bekar bir kesintisi yapacağı iddiaBütçe kanun tasarıişçinin eline 891.3 lira geçiyor. ları Meclis gündeminde. sına ilişkin sendikala2015’te geçerli olacak asgari ücreti CHP İstanbul Milletvekili rın ortak metnini okuSezgin Tanrıkulu, milyonbelirlemek üzere ilk toplantı yarın yayan Lami Özgen, bütçe larca vatandaşı ilgilendipılacak. Hükümet yüzde 3+3 zam teklitasarısının antidemokren, emekli maaşlarına fiyle masaya oturacak. Bu da net asgaratik hazırlanış biçimin2015 yılı içerisinde yüzri ücrete aylık 31.60 lira zam anlamına den, içeriğine kadar yade 15’ten fazla gelir verpılan tüm itirazlara dugeliyor. Bu durumda asgari ücret günlük gisi uygulanacağı idyarsız kalındığını ve hüdiasını ve buna ilişkin bir simit parası yani 1 lira artmış olacak. bir kanun taslığı üzekümetin diğer bütçelerde Türkİş’in Kasım 2014 açlık ve yoksulrinde çalışılıp çalıolduğu gibi bu bütçede de luk sınırı araştırmasına göre, aile bireyleri şılmadığını Başkaynakların nasıl kullanıdikkate alınmadan sadece tek bir çalışanın bakan Ahmet lacağına ve nasıl bölüştüyaşama maliyeti 1447.67 lira. Türkİş asgaDavutoğlu’na rüleceğine kendisinin karar ri ücretin de en az bu kadar olmasını istiyor. sordu. verdiğini söyledi. İhracat 13 ay sonra düştü u Bir yıldır sürekli artan ihracat kesintiye uğrayarak yaklaşık yüzde 6.5’lik düşüş gösterdi. 12 milyar 875 milyan dolarlık ihracat yapılırken, en fazla düşüşün yaşandığı ülke Rusya oldu. Ekonomi Servisi Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) verilerine göre, ihracat kasımda, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6.4 azalışla 12 milyar 875 milyon dolara geriledi. Böylece, ihracatta geçen yılın ekiminden bu yana ilk düşüş yaşanmış oldu. TİM’den yapılan açıklamaya göre, ihracat ocakkasım döneminde de geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4.4 artışla 144 milyar 267 milyon dolara, Kasım sonu itibarıyla son bir yılda da yüzde 4.4 artışla 157 milyar 441 milyon dolara yükseldi. Kasımda en fazla ihracatı, 1 milyar 845 milyon dolarla otomotiv sektörü yaptı. Bu sektörü kimyevi maddeler ile hazır giyim ve konfeksiyon sektörleri izledi. Kasım ayında en fazla ihracat artışını ise yüzde 117 ile mücevher, yüzde 46 ile tütün ve yüzde 45 ile fındık sektörleri yakaladı. Almanya en çok ihracat yapılan ülkeler listesinin ilk sırasında yer alırken, en fazla ithalat yapılan ülkelerin başında Çin geldi. Geçen yılın ekiminden bu yana ihracatın en çok arttığı ülke yüzde 76.7’lik artışla Mısır olurken, en fazla düşüşün yaşandığı ülke Rusya oldu. İstanbul’da enflasyon yüzde 1.02 arttı Ekonomi Servisi İstanbul’da kasımda yaşanan enflasyonun tüketici fiyatlarında artış olacağına işaret ediyor. İstanbul Sanayi Odası( İTO) İstanbul’da kasım ayı enflasyon verilerini açıkladı. Rakamlar gıda ve manşet enflasyonu açısından olumlu bulunmadı. İTO İstanbul için hazırladığı 1995 bazlı ücretliler geçinme endeksine göre kasımda perakende fiyatlar yüzde 1.02, toptan fiyatlar yüzde 0.67 arttı. İTO verilerine göre, perakende fiyatlar kasımda aylık bazda gıda harcamalarında yüzde 1.28 artarken, giyim harcamalarında yüzde 1.58 azaldı. Toptan fiyatlara göre gıda maddeleri grubu da kasımda yüzde 1.04 arttı. Perakende fiyatlar kasımda bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10.72, toptan fiyatlar ise yüzde 13.06 arttı. Burgan Yatırım Başekonomisti Haluk Bürümcekçi, İTO verilerine göre “TÜFE tahminimizde yukarı yönlü riske işaret ediyor” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle