04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 ARALIK 2014 CUMA 4 HABERLER Soruşturma Komisyonu, 4 eski bakanla ilgili Yüce Divan oylamasını pazartesi günü yapacak Yağma Rüşveti Meşru Kılar Ana muhalefet partisi CHP, 1725 Aralık olaylarının 1. yıldönümünü “Yolsuzluk ve Rüşvetle Mücadele Haftası” ilan etti. Bir sürü rezilliğin tevil götürmez biçimde ortaya serildiği 1725 Aralık olayları, sistemin nasıl gırtlağına kadar pisliğe battığını ortaya koyarken daha da acı bir gerçeği de kafamıza kaktı: Toplum, hırsızlık, rüşvet ve yolsuzluk konusunda yeterince duyarlı değildi. Nitekim AKP, dört bakanının neredeyse suçüstü yakalandığı 1725 Aralık’ın ardından oyları azalmakla birlikte iki seçim kazanmayı başarmıştır. Bu durumun, toplumda rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık konularında yeterli duyarlılık olmadığının açık bir göstergesi olduğunu yadsıyamayız. Aslına bakarsanız, kimilerini üzüntüye ve hayrete boğan durumda pek de şaşılacak bir yön yok. Eğer bir ekonomi talan yağma avanta üzerine bina edilmişse, orada, yolsuzluğa rüşvete karşı yeterli duyarlılığın oluşmasını beklemek abestir. Rüşvet, hırsızlık, yolsuzluk karşısındaki duyarlılık ancak üretime dayalı ekonomik düzenlerin egemen olduğu ülkelerde gelişir. HHH Türkiye’de yürürlükte olan Tayyibizmin ekonomik modeli yağma, talan ve avantaya dayalıdır. Doğal çevrelerin, tarihi değerlerin amansızca talan edilerek rant alanları yaratılması, buralarda büyük yatırımlarla yandaşlara kâr getirecek inşaat işleri sağlanması, rant alanlarının etrafını da etkileyerek dalga dalga büyüyen rant halkaları oluşturması sonucunda yandaş sermaye yaratılmakta ve böylelikle ekonominin çarkı döndürülmektedir. Yağma talan avanta üçgenine dayalı ekonominin siyasal üstyapısı ise kaçınılmaz olarak, baskı rejimi şeklinde kendisini gösterir. Bu tür ekonomik yapıların siyasal yansımasında, demokrasiyi, insan haklarını, özgür basını, bağımsız yargıyı, kuvvetler ayrılığını, katılımcı çoğulcu yapıyı aramak beyhudedir. Çünkü bütün bu kuramlar da üretimin temel olduğu ekonomik sistemlere bağlı olarak gelişirler. Talan yağma avanta ekonomisinde gemisini kurtaran kaptan olduğuna göre, bu üretimci düzenlerde oluşmuş kurumların herhangi birine ihtiyaç yoktur. Var olan kimi kurumlar ise yağma talan avanta sisteminin gereklerine uygun biçimde şekil değiştirmiştir. HHH Bunların başında “talan sosyal adaleti” gelir. Talan sosyal adaleti, talan yağma avanta gelirinin üleştirilmesinde topluluklara da bir pay verilmesidir. Talan yağma avanta sisteminin pay dağıtımı, kömür, makarna, bakliyat, yağ gibi, doğrudan yardımları içerebileceği gibi, rant dağıtımından değerlenme payı aktarılması şeklinde de tezahür edebilir. Talan sosyal adaletinde önemli olan talanın herkesin katılımına açık olduğu algısının yaratılmasıdır, yağmaya herkesin gerçekten katılması zorunluluğu yoktur. Olay biraz Milli Piyango sistemini andırır. Milli Piyango’da büyük ikramiye isabet etmesi olasılığı birkaç milyonda birdir. Bilet alan kişinin kansere yakalanma ihtimali büyük ikramiye kazanma olasılığının kat kat üstündedir. Ama bu düşünülmez. Tabii talan sosyal adaletinde tabana düşen zirveye düşenle kıyaslanamaz. Talan sosyal adaletinde algı olgu kadar, hatta ondan da önemlidir. Yağma talan avanta toplumlarında, herkesin bir kaçağı vardır. Kiminin evi kaçaktır, kiminin kullandığı elektriği, kiminin suyu, kiminin işyeri, kiminin vergisi... Küçük küçük kaçaklar, muazzam mutabakatı oluşturur ve bu mutabakat hırsızlığı, yolsuzluğu, rüşveti mubah kılar. Bu gibi toplumlarda çıkıp da şöyle haykırmanın anlamı yoktur: Ey ahali dikkat edin, bunlar hırsızlar, rüşvetçiler çetesi! Çünkü toplumdan anında şu arsız yanıtı alırsınız: Boşver be abicim. Hepimiz çeteyiz! Her suç için ayrı oylama EMİNE KAPLAN ANKARA 4 eski bakanla ilgili rüşvet aldıkları iddiasıyla kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu, bakanların Yüce Divan’a gönderilip gönderilmemesiyle ilgili oylamayı pazartesi günü yapacak. Komisyonda, bakanlara ilişkin suçlamaların ayrı ayrı mı yoksa tek oylama biçiminde yapılacağı konusunda görüş ayrılığı çıktı. AKP’liler, bakanlarla ilgili her suçlama için ayrı oylama yapılması gerektiğini savunurken muhalefet tüm suçlar için tek oylama yapılmasını önerdi. Komisyon, pazartesi günü yapılacak oylamadan önce yöntemi de kararlaştıracak. TBMM Soruşturma Komisyonu, dün toplandı. Üyelere komisyonun uzmanı tarafından bakanların mal varlıklarıyla ilgili hazırladığı raporun sunulduğu toplantıda, bakanlarla ilgili Yüce Divan oylamasının 22 Aralık Pazartesi günü yapılması kararlaştırıldı. Toplantıda, muhalefet milletvekillerinin önceki gün 17 Aralık operasyonunun yıldönümü nedeniyle TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı eylem gündeme geldi. AKP’li üyeler, muhalefete tepki göstererek, “Olay siyasi şova dönüştürüldü. Biz de mi o zaman siyasi davranalım” dedi. Toplantıda, bakanlarla ilgili oylamalanın nasıl yapılacağı da tartışıldı. AKP’li üyeler, bakanlarla ilgili suçlamalarda her fiil de etmeye çalışacağız. Tanıklar konusunda biz isteklerimizi yineledik ama bunlar karşılık bulmadı. O tanıkların bir kısmını biz dinledik. Bundan sonra da dinlemeye devam edeceğiz” dedi. Aksünger, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun “Çürük diş varsa çekilir” sözlerinin anımsatılması üzerine, “Çürük diş kavramını Sağlık Bakanı’na sormak lazım. Kavramlar birbirine karıştı. Çürük derseniz, bence 32 dişin 12 tanesi hariç çürük olabilir” diye konuştu. Toplantının oldukça renksiz geçtiğini kaydeden Aksünger, “Komisyonun ilk başladığı günler çok refleksler olduğu için hiç gönderileceklermiş gibi imaj yoktu. Bugün renksiz diyorum, yani gönderilir gönderilmez konusunda bir renk yok şu anda. O rengin olmamasını da doğal buluyorum. İki günden sonra bu netleşecek” dedi. AKP’li üyelerin komisyonda soru sormak için CHP’den fırsat bulamadıkları eleştirisinin anımsatılması üzerine Aksünger, bunun bahane olduğunu, soru sormalarının önünde bir engel bulunmadığını söyledi. Komisyon çalışmalarından tatmin olmadıklarını kaydeden Aksünger, dinlenmesi gereken yüzlerce kişi varken sadece 35 kişinin dinlendiğini belirtti. Çürük diş tartışması Yolsuzluk operasyonun ardından Bağış, Güler, Bayraktar ve Çağlayan dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın Atatürk Havalimanı’ndaki mitingine katılarak, partilileri selamlamıştı. le ilgili ayrı oylama yapılmasını önerirken, muhalefet milletvekilleri her bakan için tüm suçlamalarla ilgili tek oylama yapılmasını istedi. Bu konuda bir karar verilemezken, Yüce Divan oylamasının yapılacağı pazartesi günü oylamanın biçiminin de netleştirilmesi kararlaştırıldı. yapılacak 4 ya da 11 oylama Komisyonun tek oylama kararı vermesi durumunda eski bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar ile ilgi li Yüce Divan’a gidip gitmeyeceği konusunda 4 oylama yapılacak. Bakanlarla ilgili fiillerin ayrı ayrı oylanması kararı durumunda ise Güler için 4, Çağlayan için 3, Bağış için 2, Bayraktar için de 2 oylama yapılacak. Çağlayan, Kaçakçılıkla Mücadele Yasası’na muhalefet, resmi belgede sahtecilik ve rüşvet almak; Güler, resmi belgede sahtecilik, nüfuz ticareti, rüşvet ve gizliliğin ihlali; Bağış, nüfuz ticareti ve rüşvet; Bayraktar ise nüfuz ticareti ve görevi kötüye kullanmakla ile suçlanıyor. Ayrı ayrı oylama yapılması durumunda bir bakan hakkında nüfuz ticareti suçlamasıyla Yüce Divan kararı alınabileceği gibi rüşvet almak suçlamasından komisyonda aklanabilecek. CHP’li komisyon üyesi Erdal Aksünger, komisyonun 10. toplantısını yaptığını anımsatarak, “5 aydan fazla zaman geçti, komisyon bugün itibarıyla 113 gün resmi olarak çalışmış görünüyor. Bakanların mal varlıkları konusundaki rapor yeni elimize geldi. İçinde ne olduğunu bilmiyoruz. Pazartesi gününe kadar inceleyeceğiz ve bir kanaat el Mermerciler Sitesi yönetiminin ruhsata aykırı yapılaşmaya izin vermemesi üzerine özel kalemi aradı Sarraf’tan Çağlayan’a ‘asma kat’ ricası CANAN COŞKUN Üzeri örtülen 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması dinleme kayıtlarına göre soruşturmanın bir numaralı şüphelisi Rıza Sarraf, Tuzla’daki mobilya fabrikasının iskân sorunu için eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın kapısını çalmış. Kayıtlarda Sarraf, Çağlayan’ın özel kalemi Onur Kaya aracılığıyla Çağlayan’ın kendisine bu konuda yardımcı olmasını istiyor. Sarraf, Kaya’dan Çağlayan’ın talimatıyla ek inşaata izin vermeyen site yönetimini arayabileceğini anlatıyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcıların dan Ekrem Aydıner’in takipsizlik verdiği 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması ek klasörleri Sarraf ile Çağlayan’ın ilişkisini ortaya koydu. Ek klasörde yer alan dinleme kayıtlarında Çağlayan’ın özel kaleminden Onur Kaya’yı arayan Sarraf, Tuzla Mermerciler Organize Sanayi Sitesi’nde kurduğu Royal Mobilya isimli fabrikasının mevcut asma katını çelik konstrüksiyonla uzatmak istediğini, ancak site yönetiminin bu duruma ruhsata aykırı olduğu gerekçesiyle izin vermediğini aktarıyor. Kaya’ya 20 milyon TL’lik yatırımla büyük bir fabrika kurduğunu, 45 milyon Avro’ya da yurtdışından otomatik boyama sistemi getirdiğini aktaran Sarraf, boyama sisteminin fabrikaya kurulumu için mevcut asma katın uzatılmasının gerekliliğini anlatıyor. Kaya ile konuşmasında Çağlayan’dan bu konuda kendisine yardımcı olmasını isteyen Sarraf, “Anlamıyorlar yani ben 20 milyon dolarlık yatırım yapıyorum. Yani onu 30 metre uzatsam n’olur, uzatmasam n’olur” diyor. Ek klasörde yer alan ve Sarraf ile Çağlayan’ın özel kalemi Onur Kaya arasında 12 Aralık 2012’de geçtiği ileri sürülen tapedeki konuşmalar şöyle: Onur Kaya (O.K): Alo Rıza Sarraf (R.S): Onur Bey nasılsınız iyi misiniz? O.K: Teşekkür ederim Reza sağolun siz nasılsınız, iyi misiniz?.. R.S: Sağolun teşekkür ederim... R.S: Yaklaşık 300 metrekare biz otomatik boyama sistemi getirdik yurtdışından... R.S: O sistemin oraya olması için orayı bir otuz metre asma katı çelik konstrüksiyonda sadece uzatmamız gerekiyor O.K.: Hıı anladım R.S.: Mermerciler Organize Sanayi Sitesi’ndeki yönetim işte diyorlar ki bu çalışma ruhsatına aykırıdır odur budur şudur... Ama öyle bir şey yok normalde yani asma kat iskâna bağlı bir şey değil yani evlerde de öyle asma kat iskân içinde... O.K: Evet R.S: Biz kapalı tamamen bütün bir kat yapmıyoruz mevcut asma katı biraz uzatmamız lazım ki o makine... kuralım ben bunu Bakan Bey’e konuşacaktım ki rica edecektim bu konuda bize nasıl yardımcı olabilir diye... O.K.: Tamam ben notumu aldım işte kendisine yarın felan iletirim... R.S: Yani belki Bakan Bey size söyler bir organize sanayiye bir telefon açarsanız organize sanayi sitesine O.K: Tabii...bey R.S: Bişey değil sadece ordaki... anlamıyorlar yani ben 20 milyon dolarlık yatırım yapıyorum yani onu 30 metre uzatsam ne olur uzatmasam ne olur ama bütün parkuru bozuyor... O.K.: Tabii doğru anlıyorum tamam ben bir konuşayım sayın Bakan Bey’e arz edeyim ona göre hareket edelim... Diyarbakır’da yasak bölge ilan edildi, pankartlar indirildi AKP’ye yaklaşmak yasak Haber Merkezi Polis, Türkiye’yi sarsan 1725 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonun birinci yıldönümü dolayısıyla yapılan gösterileri polis engeller asılan pankartlar da indirildi. Diyarbakır Valiliği, AKP il binası çevresinde yolsuzluk protestolarını yasakladı. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu farklı bir şekilde protesto etmek isteyen LDP Beyoğlu İlçe Örgütü, önceki akşam binalarına “1725 Aralık İndiragandi’yi Anma Haftası” yazılı pankart astı. Pankartın üzerinde ayrıca, “Özgürlüğümü Seviyorum” yazısı ve Hindistan’ın eski başbakanı İndira Gandhi’nin fotoğrafı da yer aldı. Pankartın asılmasının ardından kısa bir süre sonra polis binayı basarak, pankartı indirdi. LDP’den yapılan açıklamada, polisin binaya izinsiz girerek suç işlediği belirtildi. Levent’te bulunan CHP İstanbul il binasında dün gerçekleştirilen il başkanlığı devir teslim töreni sırasında ise CHP Gençlik Kolları, üzerinde dört eski bakanın fotoğrafının bulunduğu ve “1725 Aralık Haftası Yolsuzluk ve Rüşvetle Mücadele Haftası olsun” yazan dev pankartı binaya astılar. Akşam Güler’e disiplin yolu FIRAT KOZOK Davullu eylem CHP Gençlik Kolları, 1725 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Haftası kapsamında Ankara Kızılay’da davullu eylem yapmak istedi. Ancak polis basın açıklamasının anayasal hak olmakla birlikte, “tüm kamuya açık bir meydanda davul çalmanın Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na aykırı olduğunu” savunarak göstericilerin dağılmasını istedi. CHP’li gençler ise “Buraya rüşvet ya da pardon, hediye alanları duyurmaya geldik” dedi ve davul çalarak birkaç “mani” okuduktan sonra dağıldı. ANKARA “Yerel seçimlerde cemaat ile çok açık ittifak yaptık” sözleriyle partide tepkilere neden olan CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in önümüzdeki hafta yapılacak parti meclisi toplantısı sonrasında disiplin kuruluna sevk edilebileceği belirtiliyor. CHP’deki tepkilerin ardından gözler 23 Aralık’ta yapılacak Parti meclisi toplantısına çevrildi. Toplantı öncesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Güler ile ilgili bir çalışma yapılması talimatını verdiği gelen bilgiler arasında. CHP kulislerinde konuşulan senaryolara göre parti meclisi toplantısında meclis üyelerinden biri Güler’in disipline sevk edilmesi konusunu gündeme getirecek. Yapılacak oylama sonrasında Güler’in disipline sevk edileceği belirtiliyor. Bazı parti yöneticileri “Güler zaten artık kendisini partiden attırmak için uğraşıyor” diyor. saatlerinde CHP İstanbul İl binası önüne gelen polisler pankartı indirdiler. İzmir’de CHP il binasına önceki gece asılan “1725 Aralık Haftası Yolsuzluk ve Rüşvetle Mücadele Haftası Olsun” yazılı pankart, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine ve İzmir 3. Sulh Ceza Hâkimliği kararıyla, polis tarafından indirildi. Diyarbakır Valiliği’nin AKP İl Başkanlığı binası çevresinde yolsuzluk ve rüşvet eylemi yapılmasını yasakladığı ortaya çıktı. KESK üyesi sendikaların önceki gün kentte yap yolsuzluk ve rüşveti protesto yapmak istemiş ancak polis müdahale ederek 22 sendikacıyı gözaltına almıştı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle