25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 ARALIK 2014 CUMA 10 EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr TOBB’de iki haftadır süren müfettiş incelemesi ‘Hisarcıklıoğlu’na gözdağı’ olarak yorumlanıyor TOBB’a istifa denetimi ŞEHRİBAN KIRAÇ Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, eylül ayı sonunda AKP’nin Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’na (DEİK) el koymasından sonra DEİK’nin yönetim kurulundan istifa etmişti. Hisarcıklıoğlu, kasım ayı sonunda Diyarbakır’da şirketlerin müfettiş baskısından bunaldığını dile getiren bir konuşma yapınca Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı 5 müfettiş TOBB’nin Ankara binasında arama başlattı. Yaşananlar kulislerde TOBB’ye gözdağı ve DEİK istifasının bedeli alınıyor olarak yorumlanıyor. Hisarcıklıoğlu, DEİK istifası ile ilgili 27 Eylül’de Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’ye gönderdiği mektupta “Yurtdışı özel sek u AKP’nin DEİK’ye el koymasından sonra yönetimden istifa eden ve kasım ayı sonunda Diyarbakır’da şirketlerin müfettiş baskısından bunaldığını vurgulayan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun açıklamalarından 5 gün sonra Ankara’daki TOBB binası gümrük müffetişleri tarafından basıldı. Müffetişler iki haftadır TOBB’de didik didik arama yapıyor. tör kuruluşları arası ilişkilerde özel sektörden özel sektöre ilişki kurulması esastır” demişti. Zeybekci de “Rifat Bey bana söz verdi. Bize söylemeden önce basına açıklama yapmış ve istifa etmiş” diyerek TOBB başkanını eleştirmişti. TOBB Yönetim Kurulu 2930 Kasım 2014’te Batman, Diyarbakır’ı kapsayan bir dizi toplantı gerçekleştirmişti. Diyarbakır’da toplantının basına açık olan bölümünde TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun şirketler üzerindeki Maliye ve sigorta müfettişi baskısını eleştirmesinden kısa bir süre sonra Ankara’daki TOBB binasında 5 müfettişin inceleme başlatmasını da beraberinde getirdi. İncelemelerde iki hafta geride kalırken tüm defterlerde yapılan didik didik incelemenin ne zaman sonlanacağı da bilinmiyor. Diyarbakır’da TOBB yönetiminin basına kapalı bölümüne katılan ve adının açıklanmasını istemeyen bir oda başkanı Diyarbakır’daki gelişmeleri şöyle anlattı: “Batman ve Diyarbakır toplantılarına ben de katıldım. Doğu ve Güneydoğu’daki odalar olarak bölgede yaşadığımız sorunları Rifat Bey’e ilettik. Gerek SGK müfettişleri gerekse de Maliye müffetişleriyle ilgili sorunlarımızı ilettik. Bölgenin özel sorunlarının olduğunu, bunları dile getirmesini ve ilgili mercilere iletmesini istedik. Sonra Rifat Bey basına açık toplantıda kürsüye çıktı ve ‘Hiç para pul istemiyoruz. Rakiplerimizle aynı şartlar verilsin, o zaman açık söyleyeyim, bize azı cık fırsat verildiği zaman ne yapabildiğimizi gösterdik. Ne istiyoruz? Arkamız sıvazlansın. Yok, Maliye korkusu, yok sigorta müfettişi korkusu, bırakın biz zenginleştirelim. İstediğimiz bu’ demişti. Salondaki 200 iş insanı kalkıp ayakta alkışlamıştık. Bu konuşmadan 5 gün sonra TOBB’ye müffetiş baskını olduğunu duydum. Gerçekten TOBB’ye yapılan haksızlık. Geçenlerde Rifat Bey bize Necip Fazıl’ın Çöl’e İnen Nur adlı bir eserini hediye etmişti. Orada şöyle bir şey var. ‘Anlamak yok çocuğum, anlar gibi olmak var... Akıl için son tavır, saçlarını yolmak var...’ Yaşananlar gerçekten bunu özetliyor. Hükümetin içinden birileri TOBB’ye kötülük yapmak istiyor” açıklamasını yaptı. Öngörüler Gerçekleşirken İnandırıcı olmasa da, kabul görmese de yıllar öncesinden ekonomimizin, ekonomi yazınında stagflasyon olarak tanımlanan düşük büyüme hızı, yüksek işsizlik ve enflasyon sürecine girdiğini savunmaya, anlatmaya çalıştım. TÜİK katkısı ile yüzde 3,0’lık bir büyüme hızı; çift haneli gelişmiş ekonomilerin en az beş kat daha hızlı enflasyon, yüzde 10’unu aşkın işsizlik düzeyi, stagflasyon, ekonomik durgunluk içinde enflasyon tanımı için yeterli olmayabilir. Bazı yorumcular, ekonomistler, kişi başına geliri 4050 bin USD’ye ulaşmış ekonomilerin büyüme hızları ile ite kaka yüzde 3,0’lık bir büyüme hızını karşılaştırarak ekonomik performansımızı yeterli hatta başarılı buluyorlar. Nitekim akademik unvanları da olan bazı ekonomistler çağrıldıkları TV kanalının eğilimine, tutumuna ve/veya beklentilerine göre yorum yaparak, günümüz koşullarında yüzde 3,0 düzeyinde büyümenin başarı olduğunu savunuyor. Analizde oran kullanmak, değerlendirme yapmak uygundur; ancak yorum yapılırken aritmetiğin bazı özelliklerini de göz önünde tutmak gerekir. Bir oranın paydası büyüdükçe, oranın değeri küçülür; buna karşı payda küçüldükçe oranın düzeyi yükselir. Bu özellik analizde baz etkisi olarak ifade edilmektedir. Baz etkisi nedeniyle analiz, yorum yapılırken oranlar, yanı sıra mutlak rakamlarda değişmeler de dikkate alınır. Örneğin kişi başına geliri 50 bin USD’yi bulmuş bir ülkede yüzde 1,0 oranında büyüme, salt tutar olarak kişi başına geliri 500 USD artırırken; kişi başına geliri 10 bin USD olan bir ülkede, nüfus artışı bir yana yüzde 3,0 düzeyinde büyüme, salt tutar olarak geliri 300 USD artırır. Kişi başına gelir arasındaki salt tutar olarak fark azalmaz, giderek de artar. Gelişmiş ülkelerle Türkiye arasında gelirin satın alma gücü açısından fark olduğu, satın alma gücüne göre düzeltme yapılmadan karşılaştırmanın eksik kalacağı söylenebilir. Doğrudur. Satın alma gücü paritesi (SPG) değerine göre düzeltilmiş kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) endeksi, Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından 2013 yılına ilişkin olarak açıklandı. Avrupa Birliği İstatistik Ofisi’nin açıkladığı SPG’ye göre kişi başına GSYH endeksi, Avrupa Birliği ülkeleri için 100, Birliğin Euro Bölgesi için 107 düzeyinde iken Türkiye’nin endeks değeri 53, 37 Avrupa ülkesi arasında sıralamadaki yeri de 31’inciliktir. Satın alma gücü paritesine göre de Türkiye’nin sıralamadaki yeri Romanya’nın gerisindedir. Bu ölçüye göre sıralamada Türkiye’nin ardında kalan ülkeler, Karadağ, Sırbistan, Makedonya, BosnaHersek ve Arnavutluk’tur. Türkiye’nin kişi başına geliri Özal döneminde başlayan, AKP döneminde de süren revizyon ve baz yıl değişimi ile, özür dilerim ite kaka 10 bin USD’ye yükseltildi. Ancak 10 bin USD’ye takılı da kaldı. Şimdi yeni bir revizyona, vizyona gereksinim var. Bunun kapısı da aralanmaya başlandı. “İstatistiklerimiz gerçek geliri, refah düzeyini yansıtmıyor, düzeltilmesi gerekir.” Yakında milli gelir hesaplarında bir revizyon, düzeltme beklenir. Bakarsanız kişi başına GSYH 12 bin USD’ye yükseltilerek, istatistikler gerçek geliri, refah düzeyini yansıtır hale getirilmiş. Böylece bir çırpıda orta gelir tuzağından da kurtulmuş, eşiği aşmış, bir iki revizyonla daha 2023 yılı kişi başına 20 bin USD gelir hedefine ulaşmanın yolu da açılmış olur. Ancak bu tür düzeltmeler, bizi Avrupa Birliği sonunculuğundan kurtarır mı? Hatta 2023’te dünyada ilk yirmi ekonomi içinde kalmamızı sağlar mı? Kendimizi aldatmayalım. Ekonomi Servisi Merkez Bankası, Ekim 2014 Uluslararası Yatırım Pozisyonu verilerine göre Türkiye’nin yurtdışı varlıkları, 2013 sonuna göre yüzde 3.2 oranında artarak 233.1 milyar dolar, yükümlülükleri ise yüzde 4.5 oranında artışla 647.7 milyar dolar olarak yaşandı. Uluslararası yatırım pozisyonu açığı azalarak 414 milyar 569 milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’nin yurtdışı varlıkları ile yurtdışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net Uluslararası Yatırım Pozisyonu, 2013 sonunda 394 milyar dolar iken 2014 Ekim sonunda 414.6 milyar dolar oldu. Ekim 2014 itibarıyla, portföy yatırımları 2013 yıl sonuna göre 21.5 milyar dolar artış gösterdi. Yurtdışı yerleşiklerin hisse senedi stoku 2013 yıl sonuna göre yüzde 16.5 oranında artışla 61 milyar dolar oldu. Yatırımda büyük açık İsviçreli bankalar şefflaşacak u KPMG Türkiye Vergi Bölümü Başkanı Kahraman İsviçre ve Lüksemburg gibi Avrupa’nın parasının toplandığı ve şimdiye kadar bilgi alınamayan ülkelerdeki bankaların artık bilgi paylaşımı esnasında başının ağrımaması için şimdiden vergisiz para kabul etmemeye başladığını açıkladı. AYŞEGÜL ALTIN Gelecek yıl açık artar, seçim var Kahraman, damga vergisine de değinerek, kaldırılması yönündeki beklentilerle ilgili, “Kaldırılması düşünülürken, 2015 yılında 10.57’lik bir artış getirilmesi, kurumsallaşmayı kötü etkiliyor. Damga vergisi başka ül kelerde de var ancak Türkiye’deki oranlar çok daha yüksek. Bordrodan bile damga vergisi alıyoruz.” yorumunu yaptı. Gelecek yılı seçim ekonomisi ışığında değerlendiren Kahraman, yüzde 4 büyüyen ekonomide vergilerin yüzde 10 artırılmasının gerçekçi olmayacağını kaydetti. G20 bünyesinde alınan kararla 2017’de başlayacak olan devletler arası otomatik bilgi değişimi anlaşması İsviçreli bankaları şimdiden harekete geçirdi. Türk zenginlerinin 60 milyar dolarının bulunduğu İsviçreli bankalar “İsviçre’de kazandığınız paranın vergisini Türkiye’de ödüyor musunuz?” diye şimdiden sormaya başladı. KPMG Türkiye Vergi Bölümü Başkanı Abdulkadir Kahraman, “Şimdiden bazı bankaların kurumlara resmi ve yazılı olmamak kaydıyla böyle sorular sorduğuna dair duyumlar aldık” dedi. Buna göre Türkler artık İsviçre ve Lüksemburg’da kazandıkları parayı burada beyan edip vergisini ödemek zorunda kalacak. Aksi halde bu ülkelerde para tutamayacak. Otomatik bilgi değişiminin de içinde olduğu eylem planları, yaklaşık 15 maddeden oluşuyor. Tüm maddelerin aynı anda yürürlüğe geçmesini zor bir ihtimal olarak değerlendiren Kahraman, “Dijital ekonominin vergilendirilmesinde karşılaşılan zorluklar, vergi anlaşmalarının kötüye kullanılmasının engellenmesi, gayri maddi haklar, transfer fiyatlaması belgelendirme yönteminin gözden geçirilmesi ilk etapta geçebilecek konular” dedi. 2009 ekonomik krizi ile birlikte global düzeyde ve özellikle G20 düzeyinde verginin bütün hükümetlerin ajandasında olduğunu kaydeden Kahraman, “Çünkü en sağlam bütçe kaynağı vergi olarak karşımıza çıkıyor. İlgi artışının sebebi, artan bütçe açıkları, iş modellerinin gerisinde kalmış vergi sistemleri ile yatırım çekmek ve istihdam yaratmak amacıyla ülkelerin doğrudan yatırımcılara sunduğu avantajları olarak karşımız acıkıyor” dedi. Rusya, Çin ya da Afrika İsviçre kadar güvenli olmaz Kahraman, tablonun global olarak şeffaf bir dünyaya geçileceği; yolsuzlukların ortadan kalkacağı şeklinde yorumlanmasının yanlış olmayacağını belirtti. Ancak yüzde 100 şeffaflık fikrinin başka kapılar açabileceğini de ifade ederek, “Talep belki söz konusu 50 ülkenin dışında, Rusya, Çin ya da Afrika kıtasındaki ülkelere kayabilir. Ancak hiçbir yerde İsviçre bankalarının sunduğu güven olmayacaktır ve kimse risk almak istemeyebilir” değerlendirmesini yaptı. Eylem planları, yaklaşık 15 maddeden oluşuyor. Tüm maddelerin aynı anda yürürlüğe geçmesini zor bir ihtimal olarak değerlendiren Kahraman, “Dijital ekonominin vergilendirilmesinde karşılaşılan zorluklar, vergi anlaşmalarının kötüye kullanılmasının engellenmesi, gayrimaddi haklar, transfer fiyatlaması belgelendirme yönteminin gözden geçirilmesi ilk etapta geçebilecek konular”.. dedi. Kahraman, süreçle ilgili olarak, beyan edilmeyen her kazancın bundan sonraki süreçte itibar kaybına yol açacağını belirtti ve şunları söyledi: “Para kazanıp beyan etmemek, çalıştığınız kurumun itibarını ve kendi itibarınızı etkiliyor. Artık bunu izlemesi de çok kolay olacak. Yeni düzende vergiye uyumlu hale gelmek gerekiyor. Terörün finansmanı da bu offshore ülkelerden yapılıyor. Güvenlik ve vergi gereği yasalara uyum nedeniyle kıskaç daralıyor. Vergiye uyumlu hale gelmemiz gerekiyor.” KISA... KISA... 4 Pegasus Hava Taşımacılığı Kazakistan merkezli düşük maliyetli tarifeli hava taşımacılığı faaliyetlerinde bulunmak amacıyla 30 Haziran 2015’e kadar bir ortak girişim yatırımı gerçekleştirilmesi için JSC Stock Investment Fund of Venture Investments Green Invest ile çalışmalarda bulunmak üzere anlaşma imzaladı. 4 Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası ile Ziraat Bankası arasında 100 milyon Avro tutarında finansman sağlanmasına ilişkin garanti anlaşması imzalandı. 4 Global Yatırım Holding’in bağlı ortaklığı Global Liman İşletmeleri, Hırvatistan’ın Dubrovnik Gruz Limanı’nda yer alan kruvaziyer terminalinin 40 yıl süreyle işletilmesi için açılan ihalenin ön elemesine katılmak için başvurdu. Putin: Rusya’da büyüme iki yıl sonra olur u Fitch’in 2015 yılı için riskleri artırdığını açıklarken Putin yaptığı yıllık değerlendirmede kötü gidişin iki yıl süreceğini ancak faizin bu kriz döneminde hep yüksek kalmayacağını söyledi. Ekonomi Servisi Rusya Devlet Başkanı Putin, Rusya’da şu anki olumsuz durumun gelecek iki yıl boyunca devam edebileceğini söyledi. Rusya’da kri zin hep devam edeceğini kimsenin söyleyemeyeceğini vurgulayan Rus lider, “Her şeyi hesaplamak mümkün değil. Bir anda düzelmeye de başlayabilir. Merkez Bankası ve hükümet doğru adımlar atıyor. Fakat bazı konularda daha hızlı hareket edilebilir. Bu durumdan tamamen olumlu çıkacağız. İki yıl bu kriz devam edecek, ancak dünya ekonomisi büyüyor. Büyümekten başka şansımız yok” dedi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’da yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Putin, ekonominin en kötü senaryoda 2017’ye büyümeye geçeceğini söyledi. Rusya’nın 419 milyar dolar rezervi olduğunu, bunları kullanarak sosyal sorumluluklarını yerine getireceğini belirten Putin, “Merkez Bankası bu rezervleri boşuna tutmuyor?” değerlendirmesinde bulundu. Ukrayna krizi, dış yaptırımlar, petrol fiyatlarının gerilemesi nedeni ile mali piyasalarda yaşanan sorunları değerlendiren Putin, gelişmelerin büyük çoğunluğunun dış etkilerden kaynaklandığını ifade etti. İsviçre negatif faize geçti Ekonomi Servisi İsviçre, Rusya’daki varlıklardan kaçan portföy yatırımlarının ülkeye hücum etmesini önlemek için ‘negatif faiz’e geçti. İngiliz The Guardian gazetesinin haberine göre, İsviçre Merkez Bankası vadesiz mevduat hesaplarına faiz vermek yerine, faiz alacağı anlamına gelen negatif faiz uygulamaya başlayacağını açıkladı. Banka, 22 Ocak tarihinden itibaren 10 milyon frankın üzerindeki vadesiz hesaplara ‘eksi’ yüzde 0.25 faiz uygulama kararı alındığını duyurdu. Fitch: Rusya’daki riskler artıyor Türkiye’yi reddedemezdik Vladimir Putin, Rusya için önemli bir ortak olarak gördüğü ve Cumhurbaşkanına övgüler yağıdırdığı Türkiye için de, “Türk ekonomisi büyüyor. Enerji ihtiyacı buna bağlı olarak artıyor. Türk ortaklarımız Mavi Akım’dan gaz akışının artırılmasını talep etti. Biz onları reddedemezdik” değerlendirmesinde bulundu. Putin ayrıca, ABTürkiye sınırında doğalgaz merkezi kurulmasının da Avrupa Birliği’ne bağlı olduğunu söyledi. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, rublede son zamanlarda yaşanan oynaklığın 2015 için Rusya ekonomisine ilişkin riskleri artırdığını açıkladı. Petrol fiyatlarının aşağı yönlü risk oluşturmaya devam ederken Rusya’daki resesyonunun ciddiyetini derinleştireceğini kaydeden Fitch, “Faiz oranları artırılmadan önce petrol varil fiyatının gelecek sene ortalama 66 dolar seviyesinde olacağını hesaplamıştık.Rusya reel GSYH’sinde yüzde 2.8 daralma yaşayabilir” değerlendirmesi yapıldı. Öte yandan, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Ukrayna sorunu nedeniyle Rusya’ya uygulanan yaptırımların kaçınılmaz olduğunu söyledi. Merkel, Rusya Ukrayna’nın egemenliğine saygı göstermez ve “Avrupa güvenliğinin Rusya’ya rağmen değil, Rusya ile birlikte” sağlanmasına destek olmazsa yaptırımların süreceğini belirtti. MERKEZ BANKASI CİNSİ 1 ABD DOLARI 1 AVUSTRALYA DOLARI 1 DANİMARKA KRONU 1 EURO 1 İNGİLİZ STERLİNİ 1 İSVİÇRE FRANGI 1 İSVEÇ KRONU 1 KANADA DOLARI 1 KUVEYT DİNARI 1 NORVEÇ KRONU 1 S. ARABİSTAN RİYALİ 100 JAPON YENİ 2.3230 1.8972 0.38387 2.8602 3.6257 2.3695 0.30217 1.9998 7.9038 0.31384 0.61881 1.9534 19 ARALIK 2014 DÖVİZ ALIŞ SATIŞ 2.3272 1.9096 0.38575 2.8653 3.6446 2.3847 0.30529 2.0088 8.0073 0.31595 0.61993 1.9663 ALIŞ 2.3214 1.8885 0.38360 2.8582 3.6232 2.3659 0.30196 1.9924 7.7852 0.31362 0.61417 1.9462 EFEKTİF SATIŞ 2.3307 1.9211 0.38664 2.8696 3.6501 2.3883 0.30599 2.0164 8.1274 0.31668 0.62458 1.9738 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle