03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 EKİM 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 13 Büyüme ve enflasyonda sert geri adımların atıldığı yeni OVP, ekonomideki kötü gidişin tescili niteliğinde B Sonun başlangıcı abacan’ın yüzde 4 olarak belirlenen büyümeyi yüzde 3.3’e çekmesi büyümede sert rötuş olarak görülürken yüzde 5’lik büyümenin bile istihdam yaratmadığı ülkede, işsizliğin daha yakıcı boyutlara ulaşması bekleniyor. Enflasyondaki yüzde 100 ‘lük sapma, bu OVP’de enflasyonu ilk sıraya taşıdı. Kobani’den Türkiye’ye... Gecenin son metro seferleri günün balık istifini aratmayacak sıkışıklıkta... Bayramın son günü İstanbul’a dönüşlerin yarattığı karayolu trafik felcinin uzantısı değil... Sultanhamet’teki bir düğünden dağılmaya çalışanlar saatleri bulan sürelerle Eminönü’nde boşuna otobüs bekledikten sonra aynı yoldan metroya sığınanlar, düğünden son dağılan akrabalarıyla yine Sultanahmet istasyonununda buluştular... Metronun son durağında inip orada bekleyecek akraba gençlerin araçları ile evlerine dağıtılacaklar... Saatlerce bekleşme, ayaklarına kara sular inmiş olması, evlerine sabaha doğru varacakları, sabah nasıl işe gidebilecekleri çok da öncelikli yakınmaları değil... Televizyon ekranlarından tanıdık gelen bir gazeteci yakalamış olmanın dürtüsü ile soluksuz sorular yöneltiyorlar... Doğaldır ki sosyal medyanın hız gücü, panik yaratma, olayların boyutlarına ilişkin kaygı yaratma aracı da oluyor... Bölgelerden çok sadece İstanbul’a ilişkin olaylar, yakıp yıkma, çatışma bilgileri öylesine boyutlu ki.. İstanbullu ne kadar alışkın olursa olsun derin kaygı, paniğe kapılmış... Kendi bakış açısına göre alışkın olduğu tepkilerini dahi dillendirmekten korkar olmuş. Tıkış tıkış metronun yolcuları kuru bilgileri aktarıp yorum yapmama, tarafları suçlamama konusunda her zamankinden duyarlı gibi... Örgüt, siyasi taraf adı vermeden “Bağcılar’da otobüsleri yakmışlar, bankaları, dükkânları taşlamışlar, polisle çatışmada çok yaralı var... Türkiye’nin her yerinde toplam ölü sayısı onlarca”... Düz cümlelerle olanlar duymayanlara aktarılıyor... Bana yöneltilen soru bombardımanında ise ağırlık elbette hükümetin, PKK’nin, IŞİD’in, ABD’nin bundan sonra ne yapacakları kehanetine ilişkin... Hızlı gelişmeler, kimin elinin kimin cebinde olduğunun bilinmemesi, bilgi kirliliği kaosunda galiba kafaları o kadar çok karıştırmış ya da kaygılar öylesine baskın bir gelecek korkusunu üretmiş ki... Bildik cepheleşmelerle tartışmalardan eser yok... Hükümetin politikalarındaki riskli gelen boyutlar da, Esad hedef alınırsa Türkiye’nin askeri ile savaşa katılacağı hükümet önerisi de Kürt cephesinin Kobani düşer, Türkiye beklenen desteği vermezse barış süreci tarih olur resti de aynı ölçülerde savaş, çatışma kışkırtıcılığı olarak değerlendiriliyor... Mustafa Kemal’in büstlerine, okullara, kamu binalarına, bayrağa saldırılar ortak koro gibi kınanıyor. Çok inceden, çok genel bir ittifak da ABDAB’nin olup bitenlerden asıl failler olarak sorumlu tutulmaları konusunda. Yakın tarihin gelişmeleri ülkemiz insanını bilinçli ya da bilinçsiz antiemperyalist mi yapıyor ne? HHH Biliyorum günün yakıcı olaylarının sıcağında, gece yarısını geçmiş bir saatte bir metro vagonunun yolcularından Türkiye genellemesi çıkarmak saçmalık... Bağışlayın ama 49 yılının çoğunda sokak eylemleri olarak adlandırılan, sokağın örgütlü örgütsüz dinamikleriyle ortaya çıkan toplumsal tepkilerini, dinamiklerini ölçmeye çalışmış bir gazetecilik alışkanlığı ile öngörülmüş ya da öngörülememiş eylemlerin sonuç yaratma güçlerine inancım güçlü... Askeri darbelerin çok etkin toplumsal dinamikleri değiştirdiklerine en çok inanılan süreçlerde hiç beklenmedik tersine sonuçlara tanıklık... Sermayenin acımasız liberal politikalarının uzun soluklu, planlı uygulamalarının ardından en güçlendiği sanılan süreçlerde, örneğin liberal politikaların zirveye vardıkları bir Özalizm projesinde, sendikalizm dibe vurmuşken bir büyük madenci direnişi ile paylaşım adaletsizliğinin sayısal verilerle nasıl tepetaklak olduğunu yaşamak... öğretici... Üst üste içten, kendi dinamikleri, kendi siyasal proje uygulamalarındaki zikzaklar, çelişkilerin içinde çuvallamalar, kırılmalarla; Cumhuriyet rejimini, devrimlerin kazanımlarını; laik, demokratik, hukuk devleti düzenini siyasal İslamcı yapıya çevirme projesinde, iktidarlarının büyük yürüyüşünde çok büyük bir kırılmanın kendi icraatları, yapısının gereği olarak gündeme girdiğini söylemek çok mu erken olacak? İğneyle kuyu kazılarak denilebilecek zorlu koşullar, harcanmış emeklerle, ülkemiz içinde olsun iç savaş, ülke parçalanması paranoyasından çıkışta yaşanan sağduyulu buluşma, Kürt sorununun insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeni sınırları içinde siyasal iradeyle çözülme eğilimindeki yükseliş, genel destek, Kobani travması, duyarlılığı, öfkesi üzerinden bile olsa, bayram günlerinin içinden, eski PKK şiddet eylemlerini aratmayan dozdaki patlamayla bir kalemde dağılacak mı? Üstüne Kürtlerin içinden damdan düşer gibi fışkıran PKKHizbullah eksenli kan davasını nereye oturtacağız? Hepsi kanser hücreleri gibi çarpık yapılaşmadan doğmuş hızla çoğalan, insani akıl ve değerlerin uçup gittiği bir yeni türev, terör örgütü IŞİD’in etkisi ile açıklanabilir mi? Emperyal çıkarlar yoksul Güney dünyasının halklarını ırkçılık ve dincilik temelinde çatıştırarak, ülkeleri parçalayarak, iç savaşlar bataklığında ezerek ayakta kalmayı sürdürebilecek mi? Ders alınmış yeni gerçeklik “Sürdürülebilir..” kavramı üzerinden mi olacak? O * rta Vadeli Plan tanıtım toplantısında Ekonomi Bakanı Zeybekci yoktu. Şimşek’in vergi gelirlerinde yüzde 10.7 artış öngörmesi de yurttaşın yüksek vergilere hazırlanması anlamına gelecek. Kişi başı gelirin 11.277 dolardan 10.537 dolara gerilemesi de yurttaşın orta gelir tuzağına takıldığının teyidi. * 20132015 OVP hedefi OLCAY BÜYÜKTAŞ Başbakan Yardımcısı Ali Babacan yeni Orta Vadeli Ekonomik Program’ı (OVP) açıkladı. Babacan, yüzde 4 olarak belirlenen büyüme hedefini bu yıl yüzde 3.3’e 2015 için yüzde 5 olarak belirlenen hedefi de yüzde 4’e revize ettiklerini söyledi. Enflasyon hedefi de yüzde 5.3’ten yüzde 9.4’e yükseltildi. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Orta Vadeli Program’da bu kez önceliğin enflasyona verildiğini, cari açığın ikinci sırada yer aldığını açıkladı. Babacan’ın, Orta Vadeli Program (20152017) ile ilgili bir hayli tartışma yaratan Başbakanlık Yeni Bina’da düzenlediği basın toplantısına, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ile Maliye Bakanı Mehmet Şimşek katıldı. İlgili bakanların arasında Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci yer almadı. Toplantının tamamında ve ardından gündeme getirilen sorulara verilen yanıtlarda, ekonomideki yıllardır çizilen pembe tablonun artık kararmaya başladığı, hatta kırılganlıkların ve tutmayan hedeflerin birer birer kabullenildiği görüldü. Babacan’ın konuşmasının satırı başlarını; “Son dönemde gelişmekte olan ekonomilerin büyüme hızında yavaşlama var. 2011’de başlayan bu trend sürüyor ve ek bir toparlanma olmayacak. Gelecek 10 yılda bu ülkelerin büyüme hızları geçmiş 10 dönemden daha düşük olacak. Bu ülkele Babacan’ın açıkladığı 2014 hedeflerinde ciddi gerileme görüldü. rin arasında Türkiye de var. IMF’nin son açıkladığı rakamlara göre, dünya ticareti 2014’te yüzde 3.8 büyüyebilecek, 2015’te yüzde 3.5’te kalacak ve ticaretteki büyümeler aşağı revize edildi” şeklinde özetlemek mümkün. Verilerin ayrıntılarına bakıldığında, ülkeyi orta gelir tuzağına mahkum eden hükümet, bu planla orta gelir tuzağını, düşük büyümeyi ve işsizliği ülke ekonomisinin kaderi olarak kabul ettiğini gösterdi. 2014’te büyümeyi yüzde 3.3 olarak bekleyen hükümet, geçen yıl 4.1 olarak tahmin etmişti. Gelecek yıl için büyüme hedefi yüzde 4. 2016 ve 2017 için de 5 kabul edildi. Büyüme bu yıl için yüzde 4, önümüzdeki yıl için de yüzde 5 olarak bekleniyordu. Cari açığın milli gelire oranı bu yıl yüzde 5.7 olarak belirtildi. Bu da beklentilerin 0.7 puan altında. İşsizlikte geri adım 2014 sonunda enflasyonun yüzde 9.4 olarak beklendiğini açıkladı. Babacan. Yüzde 100’e yakın sapmanın yaşandığı enflasyon, hükümetin en aciz kaldığı konulardan biri. Bu yıl için daha önce yüzde 5.3 olarak gördüğü enflasyonu yüzde 9.4 olarak revize etmek, kısa sürede bu sorunun çözülemeyeceği anlamına geliyor. Zaten bir geri adım olarak gelecek yıl için enf lasyon yüzde 5’ten yüzde 6.3’e çıkarıldı. Orta Vadeli Program’da kişi başına düşen milli gelirin yıl sonunda 10 bin 537 dolar, 2017 sonunda 12 bin 229 dolar olması öngörüldü. Oysa geçen yıl, bu yıl için yapılan tahmin kişi başı gelir 11.277 dolardı. Yani yurttaşın geliri artmadığı gibi hedefler üzerinden azalmışa benziyor ki bu da gerçek hayatla daha uyumlu. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yapısal reformlara hız verilirse ülke potansiyelinin çok daha fazla gelişeceğini belirtti. Yurttaş için kötü haber sonradan geldi. Vergi gelirlerinde yüzde 10.7 artış beklendiğini dile getiren Şimşek, maliye politikasındaki sıkı duruşun süreceğini de vurguladı. Kemer sıkmaya devam edilecek Orta Vadeli Planı’ı gazetemiz için yorumlayan Prof. Dr. Mehmet Şişman, ‘Bu yılın büyüme tahminin de enflasyonun hemen düşürülemeyeceğini kabul etmiş olmakta” sözleriyle başladığı değerlendirmesinde özetle şu başlıklara vurgu yaptı: 2014 büyüme hedefini yüzde 3.3 olarak belirlemek, 2.1’lik ilk çeyreğin üstüne koymak demek olduğundan, mevcut kemer sıkma önlemlerinin 2015’de (İkinci yarısından itibaren, seçimden sonra) daha da sıkılaştırılacağı izlenimi veriyor. Bu algı 2015 için Türkiye’nin potansiyel büyüme oranı olan yüzde 5’in altında belirlenmesiyle (yüzde 4) ortaya çıktı. Üretimde daralma ve istihdamdaki azalma eğilimi OVP’nin satır aralarından okunabiliyor. Hiç değinilmeyen hane halkı ve şirket borç mevcut düzeyi buna en büyük gerekçe. İç talepteki daralmanın bütçe açığını daha da artırmama gayretiyle süreceği, bunun yerine dış talepten özellikle Avrupa Birliği’nden gelmesi beklenen talepten umutlu gözüken OVP, Almanya’daki sanayi üretim rakamlarına baksaydı (Ağustos’ta yüzde 2.8 daralma var) bu kadar da umutlu olmazdı. Özetle açıklanan OVP; yapısal vurgulu (işgücü piyasaları tarafı bir yönüyle konuşuldu), iyimser (kötümser senaryoya yer vermiyor, politik ve jeopolitik belirsizlikleri hesaba katmıyor) ve deflasyonist (ilk hedefi enflasyon görüyor, işsizlik önleme kaygısı düşük) havasıyla yeterince neoliberal. İşsizlik ülkenin kaderi u CHP Genel Başkan Yardımcısı Böke, ‘Kopyalayapıştır OVP’nin bir kez daha hedefleri ıskalamaya aday ve yüksek enflasyon ile işsizliği ülkenin kaderi olarak tanımlarken Aydın Ayaydın da hedeflerin bir kez daha tutmayacağını belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke yeni Orta Vadeli Planı “Yüzde 29’u geçen yıl sunulan planla aynı. Bugüne kadar hedefleri tutturamayan OVP bu sefer de hedefleri ıskalamaya adaydır. Hükümet bu OVP ile 2023 hedeflerinin de hayal olduğunu resmen kabul ve teyit etmiştir” sözleri ile değerlendirirken CHP Milletvekili Aydın Ayaydın ise programın “hayat pahalılığının artacağı bir Türkiye vaat ettiğini” dile getirdi. 20152017 dönemini kapsayan yeni Orta Vadeli Program ile ilgili olarak yazılı bir açıklama yapan, CHP Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, “Bir kez daha Türkiye’yi orta gelir tuzağına mahkum eden bir OVP ile karşı karşıyayız. Türkiye’yi çaresiz bir konumda gösteren bu plan, orta gelir tuzağını, düşük büyümeyi ve işsizliği ülke ekonomisinin kaderi olarak kabullenmiştir. 12 yıldır yapısal reformları uygulama iradesi gösteremeyenlerin artık güvenilirliği kalmamıştır. Türkiye ekonomisinin yapısal reformları hayata geçirecek bir iradeye ihtiyacı vardır. İktidar yorgunu AKP’nin bu iradeye sahip olmadığı açıktır” değerlendirmesini yaptı. CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın ise, “AKP Hükümeti ekonomide bizzat kendi koyduğu hedefleri bir kez daha tutturamayacağını ilan etmiş, öngörüsüzlükteki istikrarını sürdürmüştür. Orta vadeli programın yayımlandığı günden beri koyduğu hedefleri sürekli ıskalayan Hükümet, bu durumu kendi dışında her şeye bağlamakta, böylelikle sorunun asıl kaynağının ekonomi yönetimi olduğu gerçeğini de ıskalamaktadır. Türkonfed: Yapısal reformlar devam etmeli TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça, açıklanan Orta Vadeli Program’da yapısal reformlar konusunda yapılan vurguyu olumlu karşıladıklarını söyledi. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın, “Yapısal reformları gerçekleştirebildiğimiz ölçüde başarılı olacağız” sözlerini, Türkiye’nin kronik sorunlarının çözülmesi doğrultusunda bir irade beyanı olarak gördüğünü belirten Onatça, program kapsamında 25 maddelik dönüşüm alt başlıklarının iş dünyasının beklentileriyle örtüştüğüne dikkati çekti. Onatça, “Tasarrufların artırılmasından kayıt dışılığın önlenmesine, yatırım ortamının iyileştirilmesinden nitelikli işgücü konusuna her fırsatta dillendirdiğimiz konular Orta Vadeli Program’da yer alıyor” dedi. Reformların hayata geçirilememesi durumunda ortagelir tuzağı riskine dikkat çeken Onatça, başta KOBİ’ler olmak üzere üretimin önünü açacak somut adımların kısa süre içinde atılmasına ihtiyaç bulunduğunu vurguladı. FAİZ DOLAR İÇİN YÜZDE 10’DAN 7.5’E İNDİ HÜKÜMETİN KOBANi POLİTİKASI DOLAR VE BORSAYI KÖTÜ ETKİLEDİ Merkez’den bankalara Ekonomi Servisi Merkez Bankası (TCMB), bankaların haftalık borçlanma imkânı faizlerini hem dolar hem de Avro için değiştirdi. TCMB, bankaların bir hafta vadeli olarak TCMB’den son borçlanma imkânı faizlerinin bugünden itibaren dolar için yüzde 10’dan yüzde 7.5’e, Avro için yüzde 10’dan yüzde 6.5’e indirdi. Merkez Bankası kararın “önümüzdeki aylarda gerçekleşmesi beklenen küresel para politikalarının normalleşme sürecinde Türkiye’de dengeli büyümenin ve sermaye akımlarının sürekliliğini desteklemek amacıyla” alındığını duyurdu. borçlanma kolaylığı Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı İstanbul Finans Zirvesi’nde yaptığı açıklamada indirim sinyalini vermişti. Başçı “Fed’in faiz artırımı durumunda bankalar borçlarını çevirebilir mi? Bizce evet. Bankaların Rezerv Opsiyon Mekanizması çerçevesinde bizde 40 milyar dolar rezervi var. Bu kalıcı olarak yüzde 9’lara indirilebilir. Kötü zamanlarda Merkez Bankası bu faizi indiririr” demişti. Gaz fişeği piyasaları da vurdu Ekonomi Servisi Kobani saldırılarını protesto gösterilerinde polisin sert müdahalesi ve çıkan olaylarda 18 kişinin yaşamını yitirmesi piyasaları da sarstı. Siyasi istikrara dair endişelerle Borsa İstanbul’da düşüşler yüzde 2.3’ü bulurken dolar kuru yeniden 2.29’u aştı. BIST 100 Endeksi dolar bazında 28 Mart 2014’ten sonraki en düşük seviyesine geriledi. Küresel piyasalarda IMF’nin küresel ekonomik büyüme tahminlerini düşürmesi sonrası durgunluk endişeleri hâkimken, iç piyasada hükümetin Kobani politikası ve buna karşı büyüyen u Kobani politikası ve buna karşı büyüyen protesto gösterilerinin yarattığı tedirginlikle borsa yüzde 2 düştü, dolar 2.29’u aştı. protesto gösterileri tedirginlik yarattı. Türkiye’de tansiyon, IŞİD militanlarının sınır yakınındaki Kobani’yi tehdit etmesi ile birlikte yükseldi. İkinci seansta ise Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın açıkladığı 20152017 dönemini kapsayan Orta Vadeli Plan da hedeflere sert rötüş yapılması piyasalardaki düşüşü hızlandırdı. Borsa İstanbul yüzde 1.94 düşüşle, 72 bin 943 puandan kapandı. TL ise yüzde 0.75 değer yitirdi. Gün içinde 2.2942’ye ka dar yükselen dolar/TL serbest piyasada 2.29 seviyesinden günü tamamladı. TL gün içinde diğer gelişmekte olan ülke para birimlerinden negatif ayrıştı. Cuma günü yüzde 9.64 seviyesinde olan 24 Temmuz 2024 itfalı 10 yıllık gösterge tahvilin faizi yüzde 9.67’ye yükseldi. Küresel piyasalar ise ABD Merkez Bankası’nın (Fed) dün gece saat 21.00’de açıklanacak toplantı tutanaklarına odaklandı. Dolar Fed tutanakları öncesi önde gelen para birimleri karşısında değer kazandı. Küresel ekonomik görünümün kötüleşmekte olduğu endişeleri sonucu, Avrupa ve Asya borsaları düştü. Altın yüzde 0.9 değer kazandı ve Brent petrolü yüzde 1 geriledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle