14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 EKİM 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Davutoğlu: Demirtaş’a yardım istiyorlarsa tezkerelere hayır dememeleri gerektiğini söyledim Kobani için tezkere şartı ÇÖZÜMÜN YOL HARİTASI Kandil’le görüşme sinyali MAHMUT LICALI ANKARA Kobani saldırısıyla çözüm sürecinde kırılganlık yaşanırken çerçeve yasa kapsamında Bakanlar Kurulu kararıyla oluşturulan ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Çözüm Süreci Kurulu” ile “İzleme ve Koordinasyon Komisyonu” yalnızca hükümet temsilcilerinden oluşuyor. Kurul ve komisyonun çalışmalarına hükümetin gerek görmesi durumunda sivil toplum ve diğer kişiler katkı sunabilecek. HDP yeni yapılanmada hükümet ağırlığına tepki gösterirken bazı milletvekilleri “Bu yapıdan bırakın barışı, müzakere bile çıkmaz” eleştirisini dile getirdi. Bakanlar Kurulu kararıyla süreçte görev yapacak “Çözüm Süreci Kurulu” ile “İzleme ve Koordinasyon Komisyonu” adlı yeni yapılar oluşturuldu. Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı (KDGM) sürece resmen dahil olurken çözüm sürecinin çalışma alanları “Siyasi alana, siyasi kurum ve aktörlere yönelik çalışmalar, hukuki düzenlemeler ve insan hakları, sosyal ve kültürel programlar, ekonomik tedbirler, toplumsal destek ve sivil toplum çalışmaları, güvenlik ve silahsızlandırma, sorunun parçası olan aktörlerle temas, diyalog ve benzeri çalışmalar, eve dönüşler ile sosyal yaşama katılım ve uyum, psikolojik destek ve rehabilitasyon, kamuoyu bilgilendirme ve kamu diplomasisi çalışmaları” diye sıralandı. Çalışma alanları hükümetin üzerinde çalıştığı yol haritasındaki temel adımların yansıması olarak yorumlanırken bu durum “Kandil’le doğrudan görüşme”, “heyetlerin genişletilmesi” gibi adımların yanı sıra Terörle Mücadele Yasası başta olmak üzere bazı yasal değişikliklerin sinyalini de verdi. Kurulan Çözüm Süreci Kurulu’nda başbakan ve Başbakanın görevlendireceği başbakan yardımcısı başkanlık edecek. Kurulda Başbakan Yardımcıları, Adalet, Dışişleri, İçişleri, Milli Savunma bakanları, Başbakanlık Müsteşarı, MİT ile Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı yer alacak. İzleme ve Koordinasyon Komisyonu adıyla kurulan yapıda da Çözüm Süreci Kurulu’nda yer alan bakanlık ve kurumlardan en az müsteşar yardımcısı düzeyinde bir temsilci yer alacak. Birden fazla komisyon kurulabilecek. Komisyonlar, sivil toplum kuruluşları ve uzmanların katılımıyla çalışma grupları oluşturabilecek. Komisyonların taslak rapor ve eylem planları KDGM’ye, KDGM de Çözüm Süreci Kurulu’na iletecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Ahmet Davutoğlu, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a, Suriye ve Irak tezkerelerine “hayır” dememeleri gerektiğini söylediğini belirterek, “Kendisine söyledim, Kobani’ye yardım etmemizi bekliyorsanız bu tezkereye hayır demememeniz lazım. Bu tezkere Suriye’de IŞİD’e karşı ve benzeri terör örgütlerine karşı, bütün terör örgütlerine karşı çıkartılan bir tezkere” dedi. Başbakan Davutoğlu, resepsiyonda soruları yanıtlarken Selahattin Demirtaş’la yaptığı görüşmeye ilişkin bir soru üzerine Demirtaş’ın kendisine nezaket ziyaretinde bulunduğunu belirtirken, görüşmede çözüm sürecinin yanı sıra Kobani’den Türkiye’ye gelenlerin de ele alındığını söyledi. Demirtaş: Olumlu ve önemli görüşme MAHMUT LICALI ANKARA HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Davutoğlu’nun “Kobani’nin düşmesini istemiyoruz. Kobani IŞİD’in eline geçmemeli” dediğini aktarırken, hükümetin PYD ile temas kurulabileceği yönünde olumlu izlenim aldığına işaret etti. Demirtaş, Davutoğlu’nun Kobani’ye yardım konusunda doğrudan PYD ile görüşmeyi değerlendireceklerini ifade ettiğini aktardı. Oluşturulan Çözüm Süreci Kurulu ile İzleme ve Koordinasyon Komisyonu’nun kurulmasına ilişkin kararın yol haritası niteliğinde olduğunu ancak Rojava ve Kobani konusunda fikir ayrılıkları olduğuna işaret etti. Demirtaş, Davutoğlu’nun Kobani’ye insani yardım için engel olmayacağını söylediğini belirterek, görüşmenin ayrıntılarını şöyle ifade etti: “Başbakan Kobani’nin düşmesini istemiyoruz. Kobani IŞİD’in eline geçmemeli diye ifade etti. IŞİD’in oradan temizlenmesi gerektiğini söyledi. Ben de PYD ile temas kurulması gerektiğini ilettim. Görüşmeden aldığım izlenim PYD ile görüşmeye kapalı değiller. Oradaki grupların desteklenmesi gerekiyor. Başbakan bu konuyu değerlendireceklerini ifade etti.” Bakanlar Kurulu kararını değerlendiren Demirtaş, “Bu perspektife uygun pratik adımların yakın zamanda hayata geçmesi, çözüm süreci açısından, kalıcı barışın bir an önce gerçekleşmesi açısından çok önemlidir. Sorunlara diyalogla çözüm bulabilme açısından önemliydi, verimli bir görüşmeydi” dedi. Takıyyede Son Nokta... AKP’nin takıyye konusundaki uzmanlığı, 9 yaşına basan kız çocuklarına sıkmabaş (türban) özgürlüğünü(!) getiren yönetmelik değişikliği ile bir kez daha kanıtlandı. İktidar partisinin kendisini yeterince güçlü görmediği dönemlerde söyledikleri ile anayasayı bile yok sayacak gücü kendisinde gördüğünde yaptıkları arasında dağlar kadar fark bulunuyor. HHH AKP hakkında, sıkmabaşı kamu ve ortaöğretimde yaygınlaştırma iddiasının da yer aldığı Anayasa Mahkemesi’ndeki kapatma davasının “AKP’nin laik ve demokratik Cumhuriyete aykırılığın odağı olduğu” saptamasıyla sonuçlandığı anılardadır. Mahkeme kurulunun oylarındaki sayılar aranan çoğunluğa ulaşmadığı için kapatma kararı alınamamış, para cezası ile yetinilmiştir. O davada partiyi, günümüzdeki Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile o dönemde Başbakan Yardımcısı olan TBMM Başkanı Cemil Çiçek savunmuştur. Grup Başkanvekili olan Bozdağ’ın savunma sonrasında gazetecilere söylediklerini anımsamakta yarar var: “Kamu kurumları ve ortaöğretime yönelik bir çalışmamız, niyetimiz yok. Anayasaya açık açık yazdık. ........ Bizim kamuya, ortaöğretime veya ilköğretime dönük bir çalışmamız yok... Ama bizim olmayan niyetimizi, olmayan çalışmamızı varmış gibi gösterenler, kendi ahlak anlayışları içinde bunu yansıtabilirler.” HHH Anayasa Mahkemesi’nin üniversitelerde sıkmabaşı (türban) serbest bırakmayı amaçlayan yasa değişikliğini iptal ederken dile getirdiği gerekçe ve karar henüz değişmedi. Anayasa Mahkemesi’nin herkesi bağladığına ilişkin kuralı yürürlükte ve mahkemenin söz konusu kararını değiştiren bir kararı yokken gerçekleştirilen değişiklik ancak Türkiye’deki hukuk devletinde(!) yapılabilir. HHH Yönetmelik, bilindiği gibi ilgili yasaya uygun olmak ve yasa kurallarını uygulamada ayrıntılandırmak amacıyla düzenlenen hukuksal bir metindir. Milli Eğitim Temel Yasası’nın 12’nci maddesinde “Türk milli eğitiminde laiklik esastır” hükmü varken, din dışı konuların ele alındığı derslerde bile sıkmabaşı (türban) yaygınlaştırmak, anayasa maddelerinin yanı sıra söz konusu yasaya da aykırı bir durumu gündeme getirmektedir. HHH “Başı açık olma” söz dizisini kaldırmak, sadece kız öğrencilerle ilgili gibi algılansa da uygulamada erkek öğrencilere de derslere takke ile girme olanağını getirmektedir. Kimi illerde ve İstanbul’un kimi ilçelerinde bağlı oldukları tarikatın kuralları gereği özgün giyim sahibi olan babalar, oğullarını kendileri gibi okula göndermek isterlerse ne yapılabilecektir? Kızlar başı kapalı giderken erkeklerin kapatamamaları(!) cinsiyet eşitliğine aykırı düşmeyecek midir? HHH Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, zorunlu din dersleri uygulamasının kaldırılması gerektiği kararını ikinci kez verince AKP’nin dersin içeriğini gizleme çabaları önemli bir yara aldı. Parti yetkilileri “o derste din değil, din kültürü ve ahlak öğretiliyor” dediler. Ama ardından Cumhurbaşkanı şöyle dedi: “Zorunlu din dersini kaldırırsanız, yerine uyuşturucu, bağımlılık, şiddet gelir boşluğu doldurur.” Demek ki öğretilen din kültürü değil, İslam dininin kuralları ve uygulama ilkeleri. Dinin politikaya alet edilmesini yasaklama nedenlerinden biri de dinin saygınlığının korunması ve sorgulanmaya başlanmasının engellenmesidir. Cumhurbaşkanı’nın dediklerini ciddiye alırsanız, din dersi 1982’den bu yana zorunlu iken uyuşturucu bağımlısı ya da teröre bulaşmış gençlerin sayılarındaki artışı nasıl yorumlarsınız? YD ile görüştük, fırsatı kaçırdılar’ Davutoğlu, “Arap ve Türkmenler Suriye’den kaçtıklarında nasıl yanlarında olduysak, şimdi de aynı tavrı sürdüreceğiz. Bizim arzumuz ve beklentimiz, herkesin bu mülteciler konusunda ilkeli ve eşit bir tavır takınması. Yani bir grup mülteci geldiğinde benim akrabam deyip sahip çıkmak, başka bir grup geldiğinde ona sahip çıkıldığında eleştirmek doğru bir şey değil. Bunları Sayın Demirtaş’la paylaştık, olumlu bir görüşme oldu” ‘P İpuçları çalışma alanlarında dedi. Demirtaş’ın PYD ile ilgili bir diyalog kurulmasının olumlu etkileri olabileceği yönünde açıklamalar yaptığı, kendisinin de buna “değerlendirebiliriz” şeklinde yanıt verdiği yönündeki haberlerin anımsatılması üzerine de Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Değerlendirebilirizin ötesine geçeyim, PYD ile biz geçen sene hatırlayacaksınız diyalog da kurduk. Benim Dışişleri Bakanlığım döneminde müsteşar yardımcım Salih Müslim ile konuştu ve o aslında o zamanki yapılan hataların maalesef bedelini şimdi Kobani’de Kürt kardeşlerimiz ödüyor. Çünkü o zaman PYD’ye söylenen çok açık bir mesaj vardı; ‘Özgür Suriye Ordusu ile birlikte davranın, kuzey kuşağında teröre ve rejime izin vermeyin, birlikte çalışın. Suriye rejimi ile aranıza mesafe koyun ve Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirin. Eğer bunlar yapılmış olsaydı bugün IŞİD, alanda böylesine bir güç bulamazdı. Ama maalesef daha sonra bize verilen sözlere rağmen PYD rejimle işbirliğine devam etti ve ÖSO ile Suriye muhalefetine tavır aldılar. Daha sonra bu iç çatışmalardan IŞİD kendisine geniş bir alan buldu, bugünkü duruma böyle gelindi. Burada önemli olan, Suriye’de halk iradesine inanan herkesin aynı safta buluşması. PYD eğer bu tutumunu sergilerse, biz Suriyeli hiçbir grubun sürecin dışında tutulmasını istemeyiz. Ama tutumlarının net olması lazım. Geçen sene fırsatı kaçırdılar.” GÜNEYDOĞULU VEKİLLERLE GÖRÜŞTÜ Davutoğlu ikna turunda AYŞE SAYIN ürkçü: Tek uçtan düğüm çözülmez HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Bakanlar Kurulu kararının temelde çerçeve yasanın tekrarından ibaret olduğunu kaydetti. Şekil anlamında bu adımın olumlu olduğunu ancak içerik anlamında süreci bütünüyle hükümetin tekeline aldığını söyleyen Kürkçü, lüzum görülmesi halinde davet edilmesi kaydıyla sivil toplum ve uzman kuruluşların katkı sunacağını kaydetti. Kürkçü, kurul ve komisyonların bu haliyle çözüm sürecindeki beklentileri karşılamaktan çok uzak olduğunu belirterek “Bir düğüm ve düğümün iki ucu var. Bu yapılarla bu düğümün tek ucundan tutarak düğümü çözme eğilimi öne çıkıyor” dedi. Hükümetin; KCK ve PKK sözcülerinin sürecin bittiği yönündeki tespitlerini geçersiz kılmak amacıyla böyle bir adım attığını belirten Kürkçü, kararla muhalefete, Meclis’e ve topluma herhangi bir rol tanınmadığını ifade etti. HDP Muş Milletvekili Demir Çelik; kurul ve komisyonla ilgili yapının beklentileri karşılamadığını belirterek “AKP her şeyde olduğu bu kurullara da hakem rolünü oynayacak sivil toplum ve demokratik kurumlar yerine kendi bildiğini okuyan bir bağlamda yaklaştı” dedi. Yeni yapıların tarafsız olmayacağını belirten Çelik, bakanlardan oluşan kurulun hükümetin talep ve kaygılarını temel alarak çözüme yaklaşacağını ifade etti. Çelik, bu yapılarla barış görüşmelerinin amacında yürümeyeceğini belirterek “AKP keyfi davranmıştır” dedi. Çelik, hükümetin merkezde olduğu bir yapı yerine dünyadaki diğer örneklerde olduğu gibi üçüncü bağımsız bir yapıya ihtiyaç olduğunu kaydetti. Çelik, bunun PKK ve devlet dışı sivil toplumdan, akademisyenlerden ya da tarafsız üçüncü bir ülkeden bağımsız heyetler aracılığıyla oluşması gerektiğini belirtti. Öcalan’ın da bu yönde önerilerde bulunduğunu kaydeden Çelik, şu eleştirileri yöneltti: “AKP kamuoyunu aldatan, kandıran bir yaklaşımla ‘İstenen buydu ben de yaptım’ diyerek soruna yaklaşmıştır. Ancak bu çözüme değil AKP’nin ikbaline hizmet eder. Buradan bırakın barışı, müzakere bile çıkmaz. AKP aklını başına devşirmeli. 30 Eylül’de nitelikli adımlar atılacağı beklentisi vardı. AKP toplumu kandırdı, umudu pazarlamaya devam ediyor.” K Özel resepsiyona protesto Erdoğan, Davutoğlu ve Çiçek, eşleriyle odaya geçti, Bahçeli ‘rezalet’ diye tepki gösterdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in Meclis’in yeni yasama yılı resepsiyonuna, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in TBMM Genel Kurul Salonu’nun arkasındaki “dinlenme odasında” eşleriyle ve AKP yöneticileriyle “özel resepsiyona” MHP lideri Devlet Bahçeli’nin protestosu damgasını vurdu. Erdoğan’ı gördüğünde arkasını dönen Bahçeli, “Böyle rezalet görmedim” diyerek Erdoğan’ı protesto etti. Askerler katılmadı: Resepsiyona Genelkurmay Başkanı Necdet Özel başta olmak üzere askerlerin katılmaması dikkat çekti. Resepsiyona ilk olarak MHP lideri Bahçeli, sonra da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu geldi. Bir süre sonra salona eşi Emine Erdoğan ile gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kısa bir süre çevresindekilerle sohbet ettikten ve gazetecilerin sorularını yanıtladıktan sonra Cemil Çiçek ile birlikte dinlenme odasına geçti. Davutoğlu da salona girer girmez eşi Sare ile birlikte doğrudan Erdoğan ve Çiçek’e katıldı. Yaklaşık 15 dakikalık özel görüşmenin ardından Erdoğan, salondan ayrılırken; Davutoğlu gazetecilerle sohbet etti. Erdoğan, Davutoğlu ve Çiçek’in özel görüşmesine en sert tepki Bahçeli’den geldi. ‘Sezar gibi’: Erdoğan’ın Roma İmparatoru Sezar gibi davranmakla suçlayan Bahçeli, “Milletin asli unsuru olmasam terk ederdim. Sezar gibi ayrı bir odaya çekilmek yakışık almadı. Bu devleti her şeyiyle tahrip ettiler. Bu da başka bir örneği. Kapıya da iki tane koruma dikmişler kimse girmesin diye. Böyle rezalet görmedim” diye sert tepki gösterdi. Erdoğan odadan çıktıktan sonra Bahçeli, Cumhurbaşkanı’na arkasına dönerek bu durumu protesto etti. Bahçeli ile Erdoğan arasında hiçbir temas yaşanmazken, Başbakan Davutoğlu Bahçeli’ye tezkereye verdikleri destekten ötürü teşekkür etti. Bahçeli, TBMM Başkanı Çiçek ile de bir süre sohbet etti. Erdoğan, soru üzerine tezkerenin oluşturulmasında IŞİD’e karşı kurulan koalisyon temsilcileriyle hem kendisinin hem de Başbakan ve Dışişleri Bakanı’nın görüşmeler yaptığını belirterek “Ama bu görüşmelerin içeriği şu anda konuşulamaz” dedi. Erdoğan, Süleyman Şah Türbesi’nin IŞİD tarafından çevrelendiği iddialar için “Bunların hepsi şu anda uydurma şeyler. Herhangi bir şeyin olması durumunda tavır bellidir. Hassasiyetimiz zaten korunmaktadır” dedi. Davutoğlu ise CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun AKP’nin IŞİD’e destek verdiği yönündeki açıklamalarının anımsatılması üzerine “IŞİD’e ve benzer terör örgütleriyle mücadele için tezkere gönderiyoruz. CHP için ve HDP için sınav günüdür. Kim IŞİD’in yanında, kim karşısında göreceğiz. Kılıçdaroğlu’na özellikle söylüyorum tezkereye hayır derse, tarihe IŞİD’in yanında yer almış biri olarak geçecektir” diye konuştu. Çelik: AKP keyfi davrandı Heykel tartışması Meclis resepsiyonunda hazırlanan balkabağı ve karpuzdan yapılan heykeller, davetlilerin ilgi odağı oldu. Yemek bölümünde konuklara servis edilmek üzere sunulan heykellerden bazılarının kime benzediği konusunda sosyal medyada tartışmalar oldu. Konuklar arasında da gülüşmelere yol açtı. ANKARA Başbakan Ahmet Davutoğlu, bölgelere göre milletvekilleriyle yapacağı toplantının ilkini dün Güneydoğu milletvekilleriyle yaptı. Davutoğlu, bugün de Doğu Anadolu Bölgesi milletvekilleriyle bir araya gelecek. Toplantıda, Suriye sınırındaki illerin milletvekilleri, Türkiye’ye gelen sığınmacıların ekonomik, sosyal ve güvenlik açısından sorunlara yol açmaması için gerekli önlemlerin alınmasını istedi. Gelenler arasında doktor, öğretim üyesi ve kalifiye işçilerin de olduğuna dikkat çeken vekiller, “Bu insanlar çalışma hayatına kazandırılmalı” dedi. Davutoğlu, bununla ilgili bir çalışma yapıldığını söylerken, Çalışma Bakanı Faruk Çelik de sığınmacılara Türkiye’de statülerini tanımlayacak bir yönetmelik üzerinde çalışıldığını söyledi. Çözüme yeni yönetmelik Süleyman Şah konusu: Kılıçdaroğlu: IŞİD işin perdesi Tezkereye “hayır” diyeceklerini açıklayan Kılıçdaroğlu, “Tezkereye şöyle bir baktığımızda, sanki IŞİD terör örgütü işin perdesi ama ‘Suriye ile nasıl mücadele edeceğiz?’ anlayışı görüyoruz. Doğru bir tezkere olarak görmüyoruz” dedi. CHP Lideri, “çözüm süreci”yle ilgili yeni kurullar konusunda da “Güven yok. Karşılıklı aldatmalar var” diye konuştu. Toplantıda Davutoğlu, iki yerine tek tezkere getirilmesini “Her iki ülkedeki tehlikeler ortak. O yüzden tek tezkere getirdik” diye açıkladı. Çözüm sürecinin yasal zemine oturduğunu ancak süreci istismar edenlere hiçbir şekilde göz yumulmayacağını kaydeden Davutoğlu, “Millet bu projeyi satın aldı. Daha da iyi olacağı kanaatindeyiz” dedi. Bazı vekillerin, çözüm sürecinin halka daha iyi anlatılması gerektiğini söylemesi üzerine Davutoğlu, “Alanda aktif olacağız. Halk, PKK’ye gidip devleti şikayet ederdi. Şimdi tam tersi PKK ya da HDP’den şikayet edip bize geliyor” diye konuştu. Davutoğlu, çözüm süreci için yönetmelik hazırlandığını söyledi. HDP heyeti İmralı’da Öcalan ile görüştü n DİYARBAKIR (Cumhuriyet)Çözüm süreci kapsamında HDP grup başkanvekilleri İdris Baluken ve Pervin Buldan ile İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’den oluşan heyet dün PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek üzere İmralı’ya gitti. Daha önce 2 kez ertelenen görüşme dün gerçekleşti. Heyet, gece geç saatlere kadar adadan dönmedi. Heyetin Öcalan ile IŞİD’in Suriye’nin kuzeyinde PYD’nin kontrolündeki Rojava bölgesindeki Kobani kantonuna 15 Eylül’de başlattığı saldırı, Ortadoğu’daki durum ve çözüm süreciyle ilgili görüşme yaptığı belirtildi. HDP’den yapılan yazılı açıklamada, görüşmenin detaylarına ilişkin bugün ayrıntılı açıklama yapılacağı bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle