03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 EKİM 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 IŞİD’in siyahına karşı beyaz bayraklı miting ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’nin her yerinden Aleviler, zorunlu din dersine, eğitimin imam hatipleştirilmesine, Ortadoğu’daki katliamlara karşı çıkmak, Kobani ve Şengal’e destek vermek için Ankara’daydı. CHP ve HDP’nin de desteklediği ve “Kerbela neyse Kobani odur” mesajı verilen “Alevi mitingi” provokasyon tehditleri altında başladı, olaysız bir şekilde gerçekleştirildi. Miting öncesinde basın açıklaması yapan federasyon yetkilileri, alanda katliam yapılacağına dair tehdit mesajları aldıklarını belirtmiş, yine de miting kararından vazgeçmemişti. Sabah saatlerinde Ankara Tren Garı’nın önünde buluşan binlerce Alevi, buradan Sıhhiye Meydanı’na doğru yürüyüş düzenledi. “Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarıyla başlayan yürüyüş, barışı simgeleyen beyaz bayraklarla gerçekleştirildi. Beyaz bayrak taşınmasının nedeni, IŞİD’in katliam görüntülerinde militanların simsiyah giymesini protesto etmek gerekçesine dayandırıldı. Mitinge Dersim katliamında idam edilen Seyit Rıza’nın torunu Mehmet Tezel de katıldı. Aleviler, ‘Eşit ve laik bir Türkiye istiyoruz’ sloganıyla alanlara çıktı BURADAKİ SÜNNİLER OLMASA YAŞAYAMAYIZ Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir “Korkarak burada bugün katliamın olacağını söyleyenlere yuh olsun. Lanet olsun size. Temel hak ve özgürlük, eğitimdeki hak ihlalleri mitingi, Kobani’deki Kürtlerin, Şengal’de katledilen Ezidilerin mitingi, 2014’te bile evleri işaretlenenlerin, Alevilerin mitingi. Onlarca miting yaptık, bizim mitinglerimizde ayrışma, kavga olmaz. Burada bulunanların yarısı Sünni’dir, onlar olmasa biz bu ülkede yaşayamayız” dedi. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) Apartmanların duvarına yazılan “Alevilere, Kürtlere ölüm. Tekbir IŞİD ” yazısının özellikle çocukları çok korkuttuğunu belirten apartman sakinleri AKP’nin açıklamalarının bu tür çete özentilerini cesaretlendirdiğini söyledi. (ALİ AÇAR) l Duvardaki tehdit içerikli yazı tedirgin etti Sarıgazi’de 3 günde 9 Alevi evine işaret larına aynı el yazısıyla yine tehdit içerikli yazılar yazıldı. BuSancaktepe’ye bağlı nun üzerine olay yerine polis çaSarıgazi’de ağırlıklı olarak Aleğıran site sakinleri şikâyetçi olvi yurttaşların yaşadığı Sarıbeldu. Sitenin güvenlik kamera göde Sitesi’ndeki 9 apartmanın durüntülerini ve yazıların bulunduvarına yazılan “Alevilere, Kürtğu yerin görüntülerini toplayan lere ölüm. Tekbir IŞİD ” yazıpolis, güvenlik görevlilerinin ifası tedirginliğe neden oldu. Yazıdesini alarak ayrıldı. Polisin parların özellikle çocuklarda paniğe mak izi çalışması yapmamasına neden olduğunu belirten aparttepki gösteren site sakinleri, olay man sakinleri, “Bu olayın hüyerine gelen bir polisin de “ Belkümetin IŞİD’i maki yazılamayı sizin sum göstermeye çaveya çev‘Saldırıdan AKP içinizden lışan açıklamalarenizden bazı gruprının ardından olsorumlu olacak’ lar yapmıştır ” sözması düşündürücü. lerine şaşırdıklarını CHP MilletvekiOrtada cinayet işlesöyledi. li Hüseyin Aygün meye meyilli insanTwitter’dan yaptıktidar ğı açıklama ile olaların bulunduğu bir yı kınadı. Henüz kim politikalarının bir ortamda yetkililer açıklamalarına dik senin gözaltına alın yansıması’ madığını belirten Aykat etmeli. ÇocukOlayın ardından gün, “İnsanlarımılar korkudan titregörüştüğümüz siza yönelik herhangi meye başladı” dedi. bir saldırıdan IŞİD’i te sakinleri ve avukat besleyen, büyüten Polisin sadece duvaCemal Gülmez olara yazılan yazının fo ve bugünlere getiren yın tedirginlik amaiktidarı sorumlu toğrafını çektiğini ve AKP cıyla yapılmış olabiolacaktır” dedi. sitedeki kamera göleceğini düşünüyor. rüntülerinin bir kısHükümetin dindar ve mını aldığını söyleyen yurttaşlar kindar nesil projesinin meyveleEmniyet’in parmak izi çalışması rini vermeye başladığını söyleyapmamasına tepki gösterdi. yen Gülmez, “Burada daha önSancaktepe Sarıgazi’de cuma ce Alevi ve Sünni yurttaşlarıakşamı kimliği belirsiz kişi ya da mız arasında bir sorun yaşankişilerce Alevi yurttaşların yamadı. Hükümetin mezhep ekşadıkları Sarıbelde Sitesi’ndeki senli politikalarının sonucu ortaya çıkan durumdan sadece bir blokun giriş duvarına üzerinde IŞİD ve 3 hilal amblemi bulu biri. İnsanlar tedirgin oldu ve özellikle çocuklar korkuyor” nan “Alevilere, Kürtlere ölüm. diye konuştu. Apartmanı işaretleTekbir IŞİD ” yazısı yazıldı. nen Haydar Çınar ise AKP’nin Olayın panik yaratmaya yöneaçıklamalarının bu tür çete özenlik olduğunu düşünen ve üzerintilerini cesaretlendirdiğini savude fazla durmayan site sakinleri, olayın kimler tarafından yapılmış narak “Bunlar cesareti iktidardan almaktadır. İnsanları paolabileceğini araştırırken cumarniğe sürüklemek ve tedirgin ettesi günü ise L18, L23, N4, N5, meyi amaçlıyorlar” dedi. N9, A28, C28, F27 ve U7 blokALİ AÇAR ‘Yok saymalara inat yürüyoruz’ Alanda toplanan binlerce Aleviye Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Ercan Geçmez seslendi. Geçmez, konuşmasında şunları söyledi: “Bütün yok saymalara rağmen yürüyoruz. Yüzyıllardır söylediğimiz şiar vardır ‘bir olalım asimilasyona hayır diyelim’ diye. Bizler olduğumuz gibi olmak istiyoruz biz bunu söyledikçe inatla tersini yapıyorlar. ‘Sünni olma özgürlüğü’ diyorlar, çocuklarımıza faşizm uyguluyorlar. Gözünü Kobani’ye kapatanlar bu IŞİD karanlığını besleyen Başbakan, Cumhurbaşkanı bugün senin komşun IŞİD’dir. Senin hayranlık beslediğin IŞİD komşundur. Bize ‘alanlara çıkmayın’ diyorlar. Biz onlara karşı bugün alanlardayız. Sözümona sol diyenler bu birlikteliğin kurulmaması için her şeyi yaptılar. Beyaz bayraklarla çağırmamızın nedeni siyah giyip insanları katledenler içindir. Din üzerine bir kardeşlikten bahsediyorlar, biz asıl kardeşliği varlığın birliğinden buluyoruz. Bizi korkutanlara karşı daha çok haykıracağız. Milli eğitimde hak ihlallerine karşıyız bu eğitim sistemi IŞİD’çileri yarattı. Herkesi Türk ve İslam sayıyorlar. Kimse neden zorunlu fizik, kimya dersini konuşmuyor. Bu nasıl bir akıl tutulması. Bilimi bu kadar yok edebiliyor. Bunlara inat buradayız.” ‘İ ‘İmam da hatip de olmayacağız’ İstanbul Haber Servisi Pir Sultan Abdal Kültür Derneği üyeleri, okulların imam hatip liselerine çevrilmesi ve zorunlu din derslerinin kaldırılmamasını oturma eylemiyle protesto etti. Kadıköy’de, Boğa Heykeli önünde 3’üncü kez düzenlenen eylemde “İmam da hatip de imam hatipli de olmayacağız”, “Zorunlu din dersi kaldırılsın”, “Eşit, çağdaş, laik eğitim” şeklinde slogan atan grup, basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasında “Laik devletler hem her dine eşit mesafede durması gereken hem de yasama, yürütme ve yargıyı dinden, inançlardan bağımsız olarak sürdürmesi gereken organizasyonlardır. Din ile devlet, din ile siyaset, din ile sosyal hayat işleri birbirine karıştırılmaz. Kavgamız dindar ve kindar nesil yetiştirmek isteyenler ve çocuklarımızı çerikçürük nesiller diye aşağılayanlardır. Kavgamız imam hatipleri toplumun en güzide okulları yapacağız deyip çocuklarımızın eğitim hakkını gasp edenlerledir” denildi. (Fotoğraf: DHA) Din dersi öğretmeni için dava açıldı ama... Bu yazı yazılırken HSYK’nin 22 üyesinden 10’unun belirleneceği seçimler başlamıştı. Seçim sonuçları bu akşam (pazar) belli olur mu? Bilmiyorum. Sonuçlar belli olduktan sonra medyada “Hükümet tayfasından şu kadar, Cemaat kanadından bu kadar, YARSAV ve Yargıçlar Sendikası cenahından şu bu kadar, bağımsız bu kadar” gibi haberler çıkacak. O bilgilere ne kadar itibar edilir bilemem. Bildiğim, pazartesi günü yeni HSYK üyelerinden 10’u daha belli olacak. Türkiye’nin yargı erkinde savcıları, yargıçları kimlerin denetleyeceği, kimin nerede, ne görev yapacağına, meslek disiplinine uymayanlara hangi yaptırımların uygulanacağına, kimlerin terfi edip yargıda daha üst basamaklarda yer alacağına karar verecek HSYK’nin siyasal ve ideolojik kompozisyonu 10 üye ile belirginlik kazanacak. Bilen biliyor, ama bilgi tazelemek için HSYK Genel Kurulu’nun, yani en son sözü söyleyecek kurulun nasıl oluşacağını HSYK’nin resmi internet sitesinden bir kere daha aktaracağım: “HSYK Genel Kurulu 22 üyeden oluşmaktadır. Kurulun Başkanı Adalet Bakanı olup, Müsteşar Kurulun tabii üyesidir. Kurulun diğer üyeleri ise, ilk derece adli yargı hâkim ve savcılarının kendi aralarından seçtikleri yedi, ilk derece idari yargı hâkim ve savcılarının kendi aralarından seçtikleri üç, Yargıtay Genel Kurulu’nun kendi üyeleri arasından seçtiği üç, Danıştay Genel Kurulu’nun Bağımsız Yargı, Hukuk Devleti ve Adalet kendi üyeleri arasından seçtiği iki, Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulu’nun kendi üyeleri arasından seçtiği bir ve Cumhurbaşkanının hukukçu öğretim üyeleri ve avukatlar arasından seçtiği dört üyeden oluşmaktadır.” Bu bilgiler ışığında kurulun kompozisyonuna bir bakalım: Adalet Bakanı ile bakanlık müsteşarı tabii üye imiş. Bunların siyasal ve ideolojik tercihleri belli. Hangi siyasal parti iktidarda ise bu iki kişi onun borusunu öttürecek, onun düdüğünü çalacaklar demektir. Bu dönem için söylersek, HSYK genel kurulunda AKP’nin 2 sağlam oyu var. Yargıtay üyeleri kendi aralarından 3, Danıştay üyeleri de 2 hukukçuyu HSYK’ye yolluyorlar. Bu seçimler yapıldı ve seçilenlerin hangi siyasal ve ideolojik çizgileri savunduğunu bilemem ama AKP’nin bu seçim sonuçlarından sonra homurdandığını, “Gerekirse seçimi gayri meşru ilan ederiz” diye sefil çıkışlar yaptığına bakılırsa. Yargıtay ve Danıştay’dan gelen 5 üye AKP düdüğü çalmayacak, borusu öttürmeyecek. Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulu 1 üye seçiyor. Akademinin AKP iktidarına pek yakın olduğu söyleniyor. Doğru mu, bilemem. Ben medyanın yalancısıyım. 4 üyeyi de Cumhurbaşkanı seçiyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın hukukçu akademisyenler ve avukatlar arasından kimleri, hangi siyasal çizgiye sımsıkı bağlıları tercih edeceği üstüne herhangi bir kuşkusu olan? Yok. İyi, devam edelim. Şu ana kadarki bilanço şöyle: AKP 7, AKP karşıtı, en azından yandaşı olmayanlar 5. Bu durumda, dün 10 HSYK üyesi için oy kullanan 13 bin 994 hâkim ve savcının tercihleri bu kurumun kompozisyonunu belirleyecek demektir. Yaygın değerlendirmelerin diliyle söylersek ya AKP iktidarı HSYK’ye egemen olacak, yargı erkini kendine bağımlı kılmakta çok önemli bir manivelanın sapını eline geçirecek ya da 2015 genel seçimlerinde “Anayasayı değiştirecek bir çoğunluğu nasıl elde ederim”in kirli hesaplarına dalacak. Yargıç ve savcıların tercihlerinin henüz belli olmadığı şu saatte tablo böyle. Eğer Türkiye’nin 13 bin 994 hâkim ve savcısı Türkiye seçmeninin bire bir aynası olacaksa, AKP’nin yargı erki üstüne yaşadığı karabasan sona erecek demektir. Yok, sıradan seçmenden farklı olarak hukuk eğitimi görmüş, adalet kavramını sokaktaki yurttaştan daha derinlemesine öğrenmiş, yargı bağımsızlığı ilkesinin yargıç ve savcının bağımsızlığı yani aslında kendisinin bağımsızlığı demek olduğunu bilince çıkarmış olması gereken 13 bin 994 yargıç ve savcı, oyunu AKP, Cemaat için değil hukuk ve adalet için kullanırsa Türkiye’de yargı erki için, hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesi için umutlanabileceğiz. HHH Mesleğim, gönlünden geçenleri değil gerçeği okurla paylaşmayı emrediyor. Kof bir iyimserliğe ya da temelsiz bir karamsarlığa kapılmadan “gerçek ne ise onu” okura aktarmayı öngörüyor. Oylar kullanılmış, olsa olsa şu anda sayılmakta olduğuna göre sonucu etkilemeyi amaçlayan bir Tırmık yazmıyorum. O yüzden olanca açıklığı ile tahminimi, öngörümü aktarabilirim: 13 bin 994 yargıç ve savcının oylarıyla ortaya çıkacak sonuç elbet demokrasiye uygundur; elbette meşrudur. Ancak bu demokrasiye uygunluk ve meşruiyet ille de hukuk devleti, bağımsız yargı, adalet gibi çok temel ve yakıcı kavramların ete kemiğe bürüneceği bir sonuç anlamına gelmiyor. Daha kestirme söyleyeyim: Sanırım ve korkarım ki HSYK seçiminde kazanan adalet, bağımsız yargı ve hukuk devleti olmayacak. Uzun süredir, çok uzun süredir yanılmayı bu kadar istememiştim. Yanıldıysam çok sevineceğim… Savcılık Alevilere hakareti görmedi MEHMET MENEKŞE AMASYA – Amasya’nın Gümüşhacıköy ilçesindeki Mehmet Paşa Ortaokulu’nun Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Abdussamet Arslan, derste öğrencilere “Sünni Alevi ile evlenirse yüz kırk kırbaç cezası ile cezalandırılır, çocuk yaparsa öldürülür”, “Eteğinizi yukarı çekiyorsunuz, ben sizin bacağınıza bakmak zorunda değilim. Burada eteğinizi yukarı çekerseniz yarın liseye gidince en değerli şeyinizi kaybedersiniz”, “Kurtuluş savaşına yardım eden bayanların başı kapalı olduğu için biz bu savaşı kazandık, bugün olsa kazanamayız” sözleri büyük tartışma yaratmıştı. Velilerin ve Alevi derneklerinin gündeme getirdiği olayın gazetemizin tarafından haberleştirilmesinin ardından Arslan hakkında adli ve idari soruşturma başlatılmıştı. İl Milli Eğitim Müdürlüğü Arslan’ı adeta ödüllendirerek bin nüfuslu Gümüşhacıköy’den 50 bin nüfuslu Merzifon ilçesindeki bir okula atamıştı. Velilerin ve Alevi derneklerin şikâyetleri üzerine ise öğretmen Arslan hakkında dava açıldı. Davanın ilk duruşması cuma günü Gümüşhacıköy Asliye Mahkemesi’nde görüldü. Din Dersi Öğretmeni Abdussamet Arslan duruşmaya katılmazken, Okul müdürü Yakup Doluer ile Eğitim Sen Gümüşhacıköy Şube Temsilcisi Emrah Parlak ve şikâyetçi 10 öğrenci aileleriyle birlikte hazır bulundu. Mahkeme başkanı tanıkların dinlenmesi için mahkemeyi 11 Aralık’a erteledi. ava nefret suçundan açılmalıydı’ Eğitim Sen Gümüşhacıköy Temsilcisi Emrah Parlak, savcılığın hazırladığı iddianamede öğretmenin etek boyuna yönelik sözlerinin yer aldığını, öğretmenin Alevilere yönelik nefret suçu ve hakaret içeren sözleri hakkında takipsizlik kararı verildiğini söyledi. Parlak, “Alevilere yönelik nefret ve ayrımcılık ifadelerinin neden iddianamede yer almadığını sorduğumuzda bununla ilgili takipsizlik kararı verildiği söylendi. Dava asıl buradan açılmalıydı. Yetkililer olayı kapatmak için çok büyük çaba harcadılar. 11 Aralık’ta yapılacak duruşmaya herkesi bekliyoruz” dedi. ‘D
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle