24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 EKİM 2014 ÇARŞAMBA 8 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK GÜNCEL Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘Zorunlu din dersi yerine, ... bürokrasisine inen emirlerle, eski dedikleri Türkiye’ye kurban olsun bu iktidar... …yeni adı altında Türkiye’nin ama her alanda çağdaş yüzünü, gericiliğin kaynağı İslama ve dinin yüzyıllar boyunca giderek yozlaşan kurallarına dayanarak yüzyılın gerçeklerine yüz çevirdiğini… …demagoji ustası RTE ile başbakanı AD yadsıyabilir mi? HHH Özgürlüğü bile yozlaştırdılar. Laik olduğunu iddia eden bu devletin Milli Eğitim Bakanı, hâlâ ana baba vasiyeti altındaki 7 yaşındaki çocuğun başına türban geçirmeyi, özgürlüğün gereği diye yorumlayabildi. Analar babalar bu saçma yoruma toplumsal tepki ile karşı duramadılar. Bu ülke bugünkü Cumhurbaşbakanı kadar her gün konuşan geveze bir devlet yöneticisi görmedi. TV ekranlarına her gün biri yetmiyormuş gibi, bir de ikinci eklendi. Cumhurbaşkanı bırakıyor, Başbakan konuşuyor. Bunlar devleti makam odalarından değil, adeta her gün boy gösterdikleri TV’lerden yönetiyorlar. Bıktırdılar be! HHH Bir yerde yine dinleyici kalabalığı bulmuş; çıktı kürsüye, ne ilime ne bilime sığan, dünya, hatta Türkiye gerçeklerinden bihaber bir konuşma yaptı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin oybirliğiyle Türkiye’de okullarda zorunlu din dersinin kaldırılmasına karar vermesine takmış kafayı… …yahu fizik, kimya, matematiğin zorunlu dersler olmasını kabul ediyorlar da benim dindar gençlik yetiştirmeyi amaç edinen okullarda din derslerine neden karşı çıkıyorlar, diyor. Adama gel de fizik, kimya gibi derslerin ilimsel olduğunu anlatabilirsen anlat! Ona göre asıl İslam kuralları, bu kafaya bir maşallah diyerek söze girelim; fizik gibi kimya gibi çocuklara bilimsel gerçekleri öğreten, hatta yol gösteren tek olanak, tek yol! HHH Bir de diyor ki; okullarda din derslerini zorunlu olmaktan çıkarırsak.. maazallah onların yerine uyuşturucu, şiddet, ırkçılık gelir. Bu sözünü kanıtlayacak veriler var mı elinde? Yoo! Sanıyor ki, o söylüyor ya, tamam. Her cümlesi bilimsel, evrensel gerçeklerin ötesinde. Üstelik palavra! Zira ve oysa okullarda din dersi zorunlu olduktan, ortaöğretimdeki gençlerin, 7 yaşındaki hâlâ ana kuzusu çocukların başına da türban geçirdikten sonra açsın gazete koleksiyonlarına baksın. Uyuşturucunun ilkokullara kadar indiğini… …eroin ve benzeri uyuşturucular belki de pahalı olduğundan ya da zor bulunduğu için, yeni icat belki de daha ucuz bonzainin geniş alıcı alanı bulduğunu görecektir ama nafile. RTE, yeni uyuşturucu salgını bonzai kullanarak ölen gençleri görmezlikten geliyor. Kaldırmazsak din derslerini sanki ülkemizde hiç uyuşturucu kullanılmayacakmış gibi bir tavır sergiliyor. Oysa günden güne bağımlısı artan bonzai benzerleri dahil, uyuşturucu bağımlısı yokmuş gibi konuşuyor. HHH Yeni Türkiye’yi sütten çıkmış ak kaşık gibi gösterme sevdasına kaptırmış kendini, evrensel kimi belalar ülkemizde asla yokmuş gibi göstermeye meraklı. Uyuşturucudaki tutumu böyle de başka alanlarda daha mı başka?.. Örneğin IŞİD’e İngiltere, Almanya gibi ülkelerden katılanların sayısını verir de Türkiye’den terör örgütü ile kaç kişinin savaşmaya gittiğini bir türlü açıklayamaz. Söylediklerine kuşkusuz kendi inanıyor ama; ne çare çoğu gerçeklere dayanmayan açıklamalarına toplumun saftirik çoğunluğu da inanıyor ki, 12 yıldır peşinde! Oy gerçeklerine bakınca insan, nereye kadar diye soramıyor. zorunlu fizik dersi tartışılsın’ dedi, MEB hazırlığı başlattı bile Avcı’dan vize SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) zorunlu din dersine ilişkin kararına karşı, “Dünyanın hiçbir yenrinde zorunlu fizik, kimya dersinin tartışıldığını göremezsiniz. Ama din dersinin tartışıldığını görürsünüz” açıklaması havada kalmadı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) okullardaki zorunlu derslerin sayısını “olabildiğince” azaltmaya çalıştığı öğrenildi. Zorunlu derslerin haftalık ders programı içindeki ağırlığı azaltılabilecek. Plana göre, zorunlu fizik dersinin haftada üç saat olan ağırlığı azaltılarak seçmeli “ileri fizik” dersinin ağırlığı artırılabilecek. n Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM MUSTAFA BALBAY AVCI: OLABİLDİĞİNCE AZALTMAK İSTİYORUZ Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı da Erdoğan’la aynı günlerde türban yönetmeliğini değerlendirdiği açıklamalarında zorunlu derslerin azaltılmasına yeşil ışık yakarak şunları söylemişti: “Biz zorunlu derslerin sayısını olabildiğince azaltmak istiyoruz. Çünkü 4+4+4 uygulamasının en temel ilkelerinden bir tanesi, biliyorsunuz öğrencilerimizin yeteneklerine, becerilerine, eğilimlerine göre farlı kulvarlar açmaktı. Seçmeli derslerin sayısını ve niteliğini ne kadar artırırsak öğrencilerimizin önündeki seçenekleri o kadar artırmış oluruz. Haftada 40 saat ders yapabiliyoruz. Daha az ders daha çok spor, sanat... Ama şu anda 40 saatlik program var. Zorunlu derslerle seçmelileri dengede tutmalıyız.” düşüyor. Haftalık 40 ders saatinin kalan bölümünü ise seçmeli dersler dolduruyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeme getirdiği, fizik ve kimya dersleri yalnızca 9. ve 10. sınıflar için toplam iki saat zorunlu olarak okutuluyor. Lise öğreniminin son iki senesinde ise fizik ve kimya zorunlu değil. Aynı şekilde matematik dersi yine lisenin ilk iki senesi için altı saat, biyoloji ise üçer saat olarak okutuluyor. Zorunlu derslerin sayısını azaltmayı değerlendiren Milli Eğitim Bakanlığı, bunların yerine, çizelgede seçmeli dersler arasında yer alan, “İleri Matematik”, “ileri fizik”, “ileri kimya” derslerinin ağırlığını ALEVİLERDEN ERDOĞAN’A: ŞİKÂYETÇİ OLACAĞIZ İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin zorunlu din dersi eğitimiyle ilgili kararının “yanlış” olduğunu belirterek söylediği “Din dersi olmazsa uyuşturucu olur, terörizm olur” ifadelerine Aleviler tepki gösterdi. Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu, AİHM kararının uygulanmaması halinde Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği, AİHM ve uluslararası arenada konunun şikâyetçisi ve takipçisi olacaklarını söyledi. Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun zorunlu din dersine karşı demokrat kamuoyunun kazanımlarını yok saydığını belirten Kenanoğlu, “Zorunlu olarak ‘din kültürü ve ahlak bilgisi’ adı altında okutulan Sünni asimilasyoncu derse karşı mücadele veriliyor. Hükümetin yaklaşımı kabul edilemez” dedi. artırmayı planlıyor. Mevcut durumda söz konusu seçmeli dersler haftada iki ders saati seçilebiliyor. Öte yandan Eğitim Sen’in ardından Eğitimİş de ortaokul ve liselerde türbana serbestlik getiren yönetmeliği için Danıştay’da dava açtı. İptal istemli dava dilekçesinde, yönetmeliğin, “Okullarda, başını kapatmayan kız öğrencilere baskının artmasına, milli eğitim ve toplumun kaosa sürüklenmesine, toplumun tamamen dinselleşmesine” yol açacağı belirtildi. nsar Vakfı ile paralellik taşıması dikkat çekti Erdoğan’ın zorunlu derslerle ilgili sözleri tartışılırken MEB’in bu doğrultuda çoktan harekete geçtiği öğrenildi. Erdoğan’ın zorunlu din dersi ile fizik ve kimya derslerini karşılaştırdığı sözlerinin, AİHM kararının ardından, “Dört işlemi okul dışında öğrenmenin mümkün olduğu göz önüne alındığında bu oran yüzde 100’ü de bulabilir. Durum bu iken AİHM de dahil olmak üzere hiçbir makam, matematik dersinin seçmeli olması görüşünü ileri sürmemektedir” açıklaması yapan Ensar Vakfı ile paralellik taşıması dikkat çekti. Edinilen bilgilere göre bakanlıkta bir süredir sürdürülen ve zorunlu derslerin azaltılmasını amaçlayan çalışma, bu konuda yetkili olan Talim ve Terbiye Kurulu üzerinden yürütülüyor. Halen liselerin 40 saatlik haftalık ders saati çizelgesinde zorunlu ders saati sayısı 9. sınıflarda 35, 10. sınıflarda 32 saat. Zorunlu ders ağırlığı 11. sınıfta 19 saate, 12. sınıfta da 16 saate E Eğitimİş de dava açtı UYUŞTURUCU ÇETESİ TARAFINDAN VURULAN SİNAN ERDEM, KASTEN ADAM YARALAMAKTAN YARGILANIYOR Kurşunlandı dava açıldı CANAN COŞKUN Maltepe Gülsuyu Mahallesi’nde uyuşturucu çetelerine karşı protestolara katıldığı için çete üyesi tarafından vurulan Sinan Erdem’e kasten yaralama suçundan dava açıldı. Hasan Ferit Gedik davasında kasten adam öldürme suçundan 3 kez müebbet hapis cezası ile yargılanan ve başka suçlardan tutuklu Şahin Eren’in 7 yerinden vurduğu Sinan Erdem, Şahin Eren’i kasten yaraladığı gerekçesiyle 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Eren’in silahla vurmasından dolayı sağ bacağındaki atardamar ve toplardamarın koptuğu için bacağında kalıcı sakatlık oluşan Erdem, bugün İstanbul Anadolu 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıkıyor. Erdem’in avukatı Halkın Hukuk Bürosu avukatları ise davanın Gedik dosyasıyla birleşmesi talebinde bulunacaklarını kaydetti. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Eren’in beyanına göre Erdem’in sopa ya da tahta ile suratına vurması sonucu burnunun üzerinden yaralandığı öne sürüldü. Eren “Taşıdığım 7.65 mm ruhsatsız tabanca ile canım çok yandığı için Erdem’in bulunduğu yere doğru ateş ettim. Ancak Erdem’i öldürmek gibi bir niyetim yoktu. İsteseydim rahatlıkla öldürürdüm” dedi. Gazetemize konuşan Sinan Erdem, “Çeteler polislerin gözü önünde çelik yeleklerle, silahlarla geziyor. Halk bunu gördüğü zaman, bunlara kanun, adalet yok mu, diye düşünüyor. Mahallede esnaftan haraç alıyorlar. İnsanlar korktukları için şikâyetçi olamıyorlar” dedi. Polisin raporunda bacağına 3 kurşun geldiğini, 12 damla kan aktığını belirttiğini aktaran Erdem, “Oysa ben kan kaybından ölüyordum ve orası kan gölüne dönmüştü” dedi. Ufukta kimsenin mutlu olmayacağı bir karma görünüyor. 12 Eylül 2010 tarihli anayasa değişiklikleri referandumunun başlıca nedeni Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısını tümden değiştirmek ve yargıda iktidar koalisyonunun egemen olacağı bir yapı kurmaktı. Büyük ölçüde başarılan bu operasyona hükümet “sessiz devrim” adını takmıştı. Haksız da sayılmazdı. Zira, orman köylülerine arazi vermekten sendikacılığı geliştirmeye kadar anayasa paketi içindeki pek çok madde HSYK değişikliğinin süsü olarak yerleştirilmişti. Amaç yargıyı ele geçirme operasyonunun hissettirilmemesiydi. O dönem oluşan HSYK’yi öve öve bitiremeyen hükümetin mutluluğu 1725 Aralık 2013 sürecine kadar devam etti. O gün anladı ki, yargıda oluşan yeni yapı iktidar koalisyonunun cemaat ayağının etkisi altında. Hükümetin 3 yıl boyunca devrim dediği adım bir anda “darbe girişimlerinin” en büyüğü ilan edildi. HHH Hükümetin referandumla halka yaptırdığı devrime göre yeni HSYK şu şekilde oluşuyordu: 7 üye adli yargıdan, 3 üye de idari yargıdan olmak üzere 10 üyeyi yaklaşık 14 bin hâkim ve savcı seçecek. Yargıtay 3, Danıştay 2 üye seçip verecek. Cumhurbaşkanı 4 üye atayacak. Adalet Akademisi’nden 1 üye gelecek. Adalet Bakanı ve müsteşarı da kurulun doğal üyesi olacak. Böylece 22 kişilik HSYK yargı sisteminin yürümesinde lokomotif gücü oluşturacak. Hükümet içinden geçtiğimiz süreçte belirleyici olması için Yargıda Birlik Platformu adıyla bir girişimci yapı oluşturdu. Seçimlere bu çatı altında aday gösteriyor. Yargıtay ve Danıştay kendi içinde yaptığı oylamalarla toplam 5 HSYK üyesini belirledi. Bu 5 kişi arasında platform adına yarışa giren kişi yok. Seçim kulislerinin diliyle söylemek gerekirse hükümet Yargıtay ve Danıştay’dan sıfır çekti. Cumhurbaşkanı, Adalet Bakanı, müsteşarı ve Adalet Akademisi temsilcisinin hükümet destekli olacağı düşünülürse hükümet 75 önde. 12 Ekim’de 14 bin kişinin belirleyeceği 10 üyenin dağılımı büyük önem taşıyor. 22 üyeli kurulda 12’yi bulan çoğunluğu elde etmiş olacak. İdari yargıda cemaatin daha ağırlıklı olduğu biliniyor. Adli yargı biraz daha yelpazeli. HHH Hükümet yeri geldikçe kullandığı, “milli irade esastır, sandıktan ne çıkarsa onu kabul edeceksiniz” söylemini HSYK gündeme gelince unutmuş görünüyor. Önce Grup Başkanvekili Mahir Ünal baklayı ağzından çıkardı. “12 Ekim’deki seçimde paralel yapıya yakın isimler hâkim olursa seçimi gayri meşru sayarız” dedi. Ardından Cumhurbaşkanı, “HSYK’de B hatta C planımız var” dedi. Her şeyden sorumlu Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan da seçimlerde istedikleri gibi bir yapı oluşmaması halinde ne yapacakları sorulduğunda şu yanıtı verdi: “Yargının kaderini 14 bin kişiye bırakmayız. 55 milyon seçmen belirler...” Son olarak AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, “Gerekirse referanduma gideriz” diyerek 12 Ekim sonuçlarına ilişkin tamamlayıcı değerlendirmeyi yaptı. Özet şu: HSYK hükümetin istediği gibi şekillenmezse akla gelen gelmeyen her şey yapılacak. B ve C planlarının da ne olduğu belli; ya HSYK’nin yetkileri tırpanlanıp Adalet Bakanlığı’na verilecek ya da yepyeni bir HSYK için referanduma gidilecek. Acı acı soruyoruz: Yargıya böyle bakılırsa, oluşacak yapılardan adalet mi çıkar, yoksa adaletin suyu mu çıkar? Bu Tehdidi Aydınlatın!.. n Baştarafı 1. Sayfada Yoksa adı geçenler üzerinden toplumu korkutma, sindirme amacıyla yapılan bir operasyonla karşı karşıya mıyız? Bu son olayı siyasal iktidar mutlaka aydınlatmalıdır. Bilinmelidir ki, Aydın Engin ve Murat Belge’nin saçının teline gelebilecek bir zarardan, henüz vakit varken bu olayı çözmeyen, sorumlularını bulamayan yetkililer hesap vermek durumunda kalacaklardır. En son gazeteci Hrant Dink, istihbarat alınmasına ve bilinmesine karşın güvenlik güçlerinin yalnızca seyretmekle yetindiği bir sürecin sonunda göz göre göre katledilmişti. Bunu unutmadık. Yetkililere sesleniyoruz. Derhal önlemlerinizi alın, devletin bütün olanaklarını seferber edin ve bu son olayı vahim bir sonuçla karşılaşmadan bir an önce çözün. Yazarımız Aydın Engin ve Murat Belge’ye yönelik her türlü tehdit ve şiddet amaçlı girişime karşı bu gazetenin olabilecek en sert tepkiyi vereceğinden, sorumluluğu olanların yakasına yapışacağından ve hesap soracağından kimsenin kuşkusu olmasın. Hasan Ferit Gedik anıldı KAYHAN AYHAN Maltepe Gülsuyu’nda uyuşturucu çeteleri tarafından öldürülen Hasan Ferit Gedik, ölümünün birinci yılında yapılan yürüyüşle birlikte mezarı başındı anıldı. Gazi Mahallesi girişinde dün akşam saatlerinde bir araya gelen binlerce kişi, “Hepimiz Ferit’iz öldürmekle bitmeyiz” pankartı açıp taşıdıkları meşalelerle birlikte Gedik’in mezarının bulunduğu Gazi Mezarlığı’na yürüdü. Grup Gazi Polis Merkezi önünden geçerken “İbrahim Çuhadar Ölümsüzdür” sloganı attı. Yurttaşlar Gedik’in mezarının başında bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. Burada yapılan açıklamada, “Sana söz veriyoruz. Mahallelerimizde çeteleri temizleyeceğiz. Bütün yoksul mahalleler bizim olacak” denildi. Ardından Gedik’in annesi Nuray Gedik, Hasan Ferit Gedik için hazırlanan yemin metnini okudu. Nuray Gedik burada oğlunun mezar taşını okşayarak, “Bu kadar halk arkanda, hesabını soracağız” ifadelerini kullandı. Gazi Özgürlükler Derneği önüne gelen yurttaşlar burada ateş yakarak halay çekti. n AYDIN (AA) Kuşadası’nda mahalle statüsüne dönüştürülen Davutlar beldesi eski Belediye Başkanı Adem Tuna, Cumhuriyet Meydanı’nda otomobiline doğru ilerlerken kimliği henüz tespit edilemeyen zanlı ya da zanlıların açtığı ateşle yarayandı. Hastaneye kaldırılan ve hayati tehlikesi olduğu öğrenilen Tuna’nın ameliyata alındığı belirtildi. Tuna’nın ambulansta, “Beni Barış vurdu, Barış vurdu” diye sayıkladığı ileri sürüldü. n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Güney sınırındaki karışıklıklarla boğuşan Türkiye’nin gemi ve uçakları da Ege Denizi üzerinde Yunanistan tarafından taciz edildi. Genelkurmay Başkanlığı’ndan dün yapılan bilgilendirmeye göre, TCG Turgutreis, İtalya’da gerçekleştirilen “Deniz Elektronik Harp Denemeleri”nin ardından Gölcük’e dönüşünde Ege Denizi’nin uluslararası sularında, Yunanistan’a ait F16 tarafından farklı zamanlarda toplam altı dakika süreyle radar kilidi atılarak taciz edildi. Öte yandan Bandırma’dan eğitim uçuşu için kalkan 162’nci Filo Komutanlığı’na ait iki F16’ya, yine Yunanistan’ın Limni meydanından kalkan iki F16 tarafından, Ege’nin uluslararası hava sahasında üç defada toplam 29 dakika süreyle, radar kilidi atılarak tacizde bulunuldu. Eski başkana silahlı saldırı Gemi ve uçaklarımıza taciz ‘Haraç alıyorlar’ C EĞİTİM SEN’DEN BUGÜN EYLEM NECATİ SAVAŞ DEMİR HAKKINDA İŞLEM YAPILDI Elvan kokartı takıp ‘suç işleyecekler’ EMRE DÖKER İZMİR Tire’de 3 öğretmen hakkında, Berkin Elvan’ı yakalarına kokart takarak andıkları gerekçesiyle soruşturma açılması üzerine Eğitim Sen harekete geçti. Tire Eğitim Sen üyeleri, bugün yakalarına Berkin Elvan rozeti takarak Tire Milli Eğitim Müdürü’nü ziyarete gidecek ve “Aynı suçu biz de işledik” diyecekler. Gezi Direnişi sırasında ekmek almaya giderken biber gazı kapsülüyle başından vurulan Elvan için aynı gün Tire’de düzenlenen anma yürüyüşüne ve kokart takma eylemine katılan öğretmenler hakkında soruşturma açılmıştı. Üniversiteye kurşun futbolcu silahından TRABZON (DHA) Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde kayıt işlemlerinin sürdüğü Fen Fakültesi Kimya Bölümü binasına isabet eden merminin Trabzonsporlu Aykut Demir’in Glock marka silahından çıktığı belirlendi. 2 Eylül’de yaşanan olayda, kimya bölümü binasının havalimanına bakan cephedeki camını delen mermi çekirdeği, duvara çarparak yere düştü. Ölen ve yaralanan olmadı. Soruşturmada merminin futbolcu Demir’in Glock marka ruhsatlı tabancasından çıktığı kesinleşti. Aykut Demir hakkında ‘meskun mahalde ateş etme’ suçundan işlem yapıldı. Takım arkadaşlarının “komando” dediği Demir, bir röportajında silah merakı ve milliyetçi duygularının biraz kabarık olması nedeniyle kendisine böyle hitap edildiğini söylemişti. 5 PKK’li teslim oldu Fotoğraf: DHA Kadıköy’de, HDKHDP Kadıköy Gençlik Meclisi tarafından IŞİD’i protesto etmek için yapılan yürüyüşte AKP ilçe binasına yürümek isteyen gruba polis müdahale etti. Altıyol Meydanı’nda toplanan yaklaşık 500 kişilik grup, akşam saatlerinde Altıyol’daki Boğa Heykeli önünde toplandı. Grup içerisindeki bazı kişiler, caddede ateş yaktı. Gruptakilerden bazıları da AKP Kadıköy ilçe binasına doğru yürüyüşe geçti. Göstericiler, AKP ilçe binasına giden yolda önlem alan polis ekiplerine havai fişek ve taş atınca, polis gaz bombası ve tazyikli suyla müdahale etti. IŞİD protestosuna müdahale Sağlık Bakanlığı’nın, Gezi Parkı eylemleri sırasında, “Hukuka aykırı olarak yetkisiz ve kontrolsüz revir adı altında sağlık hizmet birimi oluşturarak amaçları dışında faaliyet gösterdiği” gerekçesiyle Ankara Tabip Odası’nın (ATO) yönetiminin görevine son verilmesi istemiyle açtığı davanın görülmesine başlandı. Doktorlar örgütü hakkında açılan dava öncesi Ankara Adliyesi’nin önünde protesto gösterisi yaparak tepki gösterdi. Eylemde “Hekimliğe dokunma” pankartı açılırken mahkeme, eksiklerin giderilmesi ve odanın 4 tanığının dinlenmesine karar vererek duruşmayı 23 Aralık’a erteledi. Gezi doktorları hâkim karşısında n Yurt Haberleri Servisi PKK’nin Kuzey Irak’taki kamplarından kaçak 5 PKK’li, Şırnak’ın Silopi ilçesinden Irak’a açılan Habur Sınır Kapısı’na gelerek güvenlik güçlerine teslim oldu. Hakkâri Valiliği’nden yapılan açıklamada, çözüm sürevinin başladığı 21 Mart 2013’ten bu yara Habur’da teslim olan PKK’lilerin sayısının 329’a ulaştığı bildirildi. İkizlerini sokağa bıraktı n KIRKLARELİ (AA) Demirtaş Mahallesi Büyük Mezarlık Sokak’ta 1 yaşındaki ikiz kızlarını bebek arabası içinde, sokağa bırakan baba Nuri P’yi güvenlik kameraları teşhis etti. Lüleburgaz ilçesine bağlı Sakızköy beldesinde yakalanan Nuri P, Sudenaz ve Busenaz ismindeki ikiz çocuklarını, ekonomik sıkıntıları nedeniyle bir süre nikâhsız olarak yaşadığı eşi Nevin T’den habersiz olarak sokağa bıraktığını söyledi. “Bakmakla yükümlü olduğu kişilere yükümlülüğünü yerine getirmediği” gerekçesiyle hakkında adli işlem yapılan Nuri P, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. İkizler ise Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nce koruma altına alındı. Nevin T’nin nüfusa kayıtlı olmayan 9 çocuğunun bulunduğu iddia edildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle