Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                SAYFA	  CUMHURİYET	  1	EKİM	2014	ÇARŞAMBA  6  HABERLER  Çok kapsamlı yetkiler istediği tezkereyi Meclis’e gönderen hükümet asker yollayabilecek  Yabancı asker gelecek FIRAT KOZOK ANKARA		 Hükümet IŞİD’le mücadele çerçevesinde Türkiye’nin üstleneceği rolü ortaya koyan ve henüz hükümetin ABD ile “güvenli	bölge”	 başta olmak üzere mutalakat müzakerelerin sürdüğü konularda pazarlık etmesine olanak sağlayacak kapsamlı yetkileri istediği tezkereyi TBMM’ye gönderdi. Irak ve Suriye’deki tehdit algısının birbirinden bağımsız olmadığı gerekçesiyle tek tezkere olarak hazırlanan metin, TSK’nin gerektiği durumda sınır ötesi harekât ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi ve aynı amaçlara yönelik olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması, bu kuvvetlerin, hükümetin belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilmesi için her türlü tedbirin alınmasını da kapsıyor. IŞİD’in yanı sıra PKK’nin de işaret edildiği tezkere 1 yıllık süreyi kapsıyor. Tezkerede Süleyman Şah Saygı Karakolu’na yönelik güvenlik riskinin arttığının ifade edilirken, mevcut risk ve tehditlerden en çok etkilenin ülkenin Türkiye olduğu, Suriye’nin kimyasal silah kullandığına yönelik atıflar yer alıyor. Tezkere gündemiyle toplanan Bakanlar Kurulu’nun ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Arınç, toplantının ana gündem maddesi olan tezkerenin tamamlandığını ifade etti. Arınç, daha önce çıkarılan Irak ve Suriye tezkerelerinin birleştirildiğini ifade ederken, “Bir	yıl	önce	süreleri	verilen	ve	 ekim	ayı	içinde	süresi	bitecek	olan	 iki	tezkerenin	yenilenmesi	söz	konusuydu.	Biz	bu	tezkereleri	rutin	bir	şekilde	yenilenmesi	veya	iki	tezkereyi	 birleştirmek	suretiyle,	bütün	tedbirleri	bir	arada	karşılamaya	çalışan	bir	 metin	üzerinde	çalıştık”	dedi. “Daha	önce	şunu	söylemiştim; ‘kapsamlı bir tezkere olacak, öyle bir tezkere çıkaralım ki yarın yine ihtiyaç olmasın.’	Güzel	bir	metin	ortaya	çıktı” diyen Arınç, “Tezkerede	TSK’nin	sınır	 ötesine	geçişi	ve	yabancı	ülke	askerlerinin	Türk	topraklarını	kullanmasına	ilişkin	düzenleme	var	mı,	güvenli	bölgede	görev	yapacak	güvenlik	 güçlerinin	kendilerini	daha	güvende	 hissetmelerine	dönük	bir	ayrıca	bir	 çalışma	yapılacak	mı?” sorusu üzerine “Şıklarınız	buysa,	hepsi” yanıtını verirken ekledi: “Bunların	hepsini	karşılayacak	bir	 metin	hazırlandı.	Biz	kararlı	bir	hükümetiz.	Biz	her	gün	yeni	karar	alma	 ihtiyacı	hissetmeyeceğiz.	Yaşanması	 muhtemel	olayların	ne	olacağını	çok	 iyi	biliyoruz.	Bunların	hepsinin	hem	 askeri	hem	de	diplomatik	karşılığı	 vardır.	Talep	kısmında	uzun	bir	gerekçeden	sonra	yaşanan	olaylar	da	 geniş	bir	şekilde	açıklandıktan	sonra	hükümetimizin	Meclis’ten	istediği	yetkiler	içinde	bu	saydıklarınızın	 hepsi	bulunmaktadır.”  TEZKERENİN GEREKÇELERİ..  Toplantı içinde toplantı IŞİD’le mücadele, sınır güvenliği ve tezkere gündemine odaklanan Ankara, günboyu süren toplantılarla tavrını netleştirdi. Ankara’daki sıcak gündem aslında önceki gece yarısı başladı. Cumhurbaşkanı Tayyip	Erdoğan ile Başbakan Ahmet	Davutoğlu, önceki gece yarısı sürpriz bir görüşme yaptı. Dün de Davutoğlu başkanlığındaki Bakanlar Kurulu saat 11.40’ta Başbakanlık Yeni Bina’da toplandı. Toplantıya, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet	 Özel, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın	Öztürk, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi	Akar, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar	Güler ve Genelkurmay Harekât Daire Başkanı Korgeneral Erdal	Öztürk de katıldı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel, toplantıda askeri hazırlıklarla ilgili bir sunum yaptı. Toplantıya yaklaşık 2 saati aşkın değerlendirmelerin ardından bir ara verildi. Verilen arada, bürokratlar ve danışmanların da katılımıyla özel bir güvenlik zirvesi yapıldı. Yaklaşık 1 saat süren zirvenin ardından Davutoğlu ve bakanlar, yeniden toplantıya döndü ve Kurul kaldığı yerden çalışmalarını sürdürdü. Toplantı yaklaşık 6.5 saat sürdü.  Süleyman Şah kaygısı EMİNE KAPLAN ANKARA		Tezkereyle ilgili Bakanlar Kurulu prensip kararında, Türkiye’nin güney kara sınırları boyunca ulusal güvenliğe dönük risk ve tehditlerin son dönemde yaşanan gelişmeler sonucunda ciddi biçimde artığına dikkat çekilerek, Irak’ın kuzey bölgesinde silahlı PKK terör unsurlarının varlığını sürdürdüğü, Suriye ve Irak’ta diğer terör unsurlarının sayısı ve ortaya koydukları tehditte önemli artış gözlendiğine işaret edildi. Kararda, Türk toprağı kabul edilen Süleyman Şah Saygı Karakolu’na dönük güvenlik riskinin de arttığına dikkat çekilerek, “Tüm	gelişmeler,	Türkiye’nin	 rejimin	ve	terör	gruplarının	gerçekleştirebileceği	her	türlü	saldırıdan,	 ayrıca	Suriye’deki	belirsizlik	ve	kaos	ortamından	en	fazla	etkilenebilecek	ülke	konumunda	olduğunu	teyit	 etmektedir.	Bu	çerçevede,	ulusal	güvenliğimizi	tehlikeye	atabilecek	her	 türlü	tehdide	ve	eyleme	karşı,	uluslararası	hukuktan	kaynaklanan	haklarımız	doğrultusunda	gerekli	önlemlerin	tespiti	ve	uygulanması	önem	taşımaktadır”	denildi. BM Güvenlik Konseyi’nin 2170 ve 2178 sayılı kararlarıyla, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını teyit edildiği, bu ülkelerdeki terör faaliyetlerini kınandığı, IŞİD ve benzeri terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı Birleşmiş Milletler üyesi tüm ülkelere gerekli tedbirleri alma çağrısında bulunulduğuna dikkat çekilen kararda, şu gerekçeler dile getirildi: “Bütün	bu	faktörler	gözönüne	alındığında,	daha	önce	ilk	olarak	2007	yı  Davutoğlu: Lokal operasyonlar sorunu çözmez ANKARA	(Cumhuriyet	Bürosu)		Başbakan	Ahmet	Davutoğlu,	“Yeni	Türkiye	Yolunda”	başlıklı	televizyon	konuşmasında	 “Arayışların	 Türkiye’nin	 hassasiyetlerini	 gözetmesi	ve	meseleye	nihai	çözüm	getirecek	kapsamda	olması	gerekiyor.	Aksi	 halde,	yapılacak	lokal	operasyonlarla,	alınacak	palyatif	tedbirlerle	elde	edilecek	her	 netice,	kısa	zamanda	akamete	uğrayacak,	 önü	alınan	bir	terör	örgütünün	yerine	bir	 yenisi	gelecektir”	dedi. “Çözüm	süreci’	için	Davutoğlu,	“Bu	konuda	kararlıyız	ama	en	önemlisi	samimiyiz.	Bugün	çözüm	sürecine	her	zamankinden	daha	fazla	inanıyoruz.	Hiç	kimsenin	 bu	süreci	bahane	ederek	kamu	düzenini	 bozacak	girişimlerde	bulunmasına	da	asla	izin	vermeyiz”	diye	konuştu.  lında	çıkan	ve	altı	defa	uzatılan	Irak	 tezkeresi	ve	2012	yılında	çıkan	ve	bir	 defa	uzatılan	Suriye	tezkeresini	zaruri	hale	getiren	risklerin	devam	etmesi	ve	yeni	unsurların	da	devreye	 girmiş	olması	dolayısıyla	Irak	ve	Suriye’deki	güvenlik	boşluğundan	kaynaklanan	tehdit	ve	tehlikelere	karşı	 ilave	tedbirler	almamız,	ulusal	güvenliğimizin	gereği	olduğu	kadar	uluslararası	hukuktan	 kaynaklanan	 bir	 yükümlülüğümüz	haline	de	gelmiştir.	Komşumuz	Irak’ın	toprak	bütünlüğünün,	millî	birliğinin	ve	istikrarının	korunmasına	büyük	önem	atfeden	Türkiye,	terör	gruplarının	Irak’taki	mevcudiyetine	ve	bunun	doğurduğu	tehditlere	karşı	askeri,	siyasi	ve	 diplomatik	tedbir	ve	girişimlerini	artırarak	sürdürmek	durumundadır.” Kararda, Suriye’de rejiminin 4. yılına giren şiddet politikalarının insani, bölgesel güvenlik ve istikrar bakımından yol açtığı risk ve tehditler arttığı kaydedilerek, rejimin sivillere yönelik saldırılarını ayrım gözetmeksizin ve her türlü ağır silaha başvurmakta beis görmeksizin sürdürdüğü belirtildi. Esad rejiminin meşruiyetten yoksun iktidarını idame ettirebilmek amacıyla terör gruplarına destek verdiği, etnik ve mezhepsel aidiyetleri istismar etmek suretiyle toplumsal farklılıkları fiili çatışmaya dönüştürmeyi hedefleyen bir siyaset izlediği vurgusu yapılan kararda, şöyle dendi: “Suriye	rejiminin	özellikle	ülkemize	 yakın	bölgelerde	faaliyette	bulunmalarını	teşvik	ettiği	terör	gruplarının,	nüfuz	arayışları	çerçevesinde	gerçekleştirdikleri	eylemlerin	neden	olduğu	güvenlik	bunalımı	derinleşmiştir.	Esad	 rejiminin	desteği	ve	işbirliği	sayesinde	Suriye’deki	faaliyetleri	için	uygun	 zemin	bulan	söz	konusu	terörist	gruplar,	eylemlerini	Irak’a	da	taşıyarak	bu	 ülkeyi	kaos	ortamına	ve	istikrarsızlığa	sürüklemiştir.	Dolayısıyla	Suriye	 rejimi	kaynaklı	tehditlerin	kapsamı,	 terör	tehlikesiyle	birlikte	genişlemiş;	 bölgesel	ve	uluslararası	barış,	güvenlik	ve	istikrara	yönelik	ciddi	bir	tehdit	 haline	gelmiştir.	Türkiye,	anılan	risk	 ve	tehditleri	artan	oranda	ve	en	fazla	 hisseden	bölge	ülkesidir.	Bu	çerçevede	Türkiye’nin	bu	risk	ve	tehditlere	 karşı	kayıtsız	kalması	beklenemez.” Suriye’deki çatışma ortamının seyrine bağlı olarak göç hareketinin kapsamının genişleyerek kitlesel boyuta ulaşması olasılığna dikkat çekilen kararda, “Suriye	 rejiminin,	balistik	füzeler	dâhil	olmak	 üzere	ağır	silahlarla	yapmakta	olduğu	 saldırıların	yol	açtığı	tahribat	ağırlaşmakta,	ülkemizi	hedef	alan	saldırgan	 politikaları	sürmektedir.	Rejim,	elinde	 bulundurduğu	kimyasal	silah	stoklan	 ve	üretim	tesislerinin	imha	sürecini	 2118	(2013)	sayılı	Birleşmiş	Milletler	 Güvenlik	 Konseyi	 Kararı’na	 uygun	 şekilde	sonuçlandırmamıştır” denildi. Kararda, BM Uluslararası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonu’nun raporunda da rejimin saldırılarda klor gazına başvurduğunu kayda geçirmesi, rejimin 200 binden fazla insanı konvansiyonel silahlarla öldürmüş olmasının Türkiye’nin ulusal çıkarlarına yönelik tehdit düzeyini gösterdiği kaydedildi.  Esed,	Esad	oldu  Şıklarınız	buysa	hepsi  Tam yetki istiyor PERDE ARKASI  ‘Tehdit ayrımı  yapmak zorlaştı’ ükümet, süresi peşi peşine sona eren Suriye ve Irak tezkerelerini birleştirerek tek bir tezkere hazırlama formülü geliştirdi. Kaynaklar, bu durumu “Bu	ülkelerdeki	tehditler	birbirlerinden	bağımsız	tehditlerdi.	Geldiğimiz	aşamada,	bu	ülkeler	arasında	tehdit	ayrımı	yapmanın	zorlaştığı	bir	 dönemdeyiz”	diye açıkladı. “Ne	yazık	ki	Irak	 ve	Suriye	sınırını	aşan	bir	tehdit	algısı	var” derken, “Irak	ve	Suriye’de	yaşananlar	doğrudan	ulusal	güvenliği	tehdit	eder	durumda.	 Türkiye’nin	kendi	ulusal	güvenliğini	koruma	hakkı	vardır.	Bu	konuda	her	türlü	önlemi	alır”	görüşlerini dile getiren kaynaklar, Süleyman Şah Saygı karakolu’na dönük güvenlik riskinin arttığının da tezkerenin gerekçelerinde kayda geçirildiğini söyledi. Tezkerenin gerekçesinde mevcut risk ve tehditlerden en çok etkilenen ülkenin Türkiye olduğu, Suriye’nin kimyasal silah kullandığına yönelik atıflar yapıldı.  H  Gergef	gibi	hazırladık Arınç,	“Yabancı	askerler,	Türkiye’yi	 geçiş	üssü	olarak	mı	kullanacak	mı” sorusunu, “Bunlar	teknik	tabirlerdir.	 Bizim	olası	tüm	ihtimallare	karşı,	askeri	tedbirleri	dikkate	almak	suretiyle	gergef	gibi	hazırladık” diye yanıtlayan Arınç tezkerede terör örgütlerinin isimlerinin bulunup bulunmadığı yönündeki bir başka soru üzerine “Daha	önceki	tezkerelerimizde	IŞİD	ve	 benzeri	örgütlerin	ismi	geçmiyordu,	 genel	ifadeler	kullanmayı	tercih	ettik.	Bazı	örgütlerin	isimleri	korunmuş	olabilir.	Ama	bunların	isimlerini	tek	tek	saymak	gibi	bir	çabanın	 içinde	değiliz” dedi. Toplantının sona ermesinden kısa süre sonra Başbakan Ahmet	 Davutoğlu’nun imzasını taşıyan tezkere TBMM’ye gönderildi.  Protesto yok AYŞE SAYIN ANKARA		TBMM,	24.	dönemin	 son	yasama	yılı	çalışmalarına	bugün	başlayacak.	Tayyip	Erdoğan’ın,	 cumhurbaşkanı	sıfatıyla	ilk	kez	yaşama	yılı	açış	konuşmasını	yapacağı	Genel	Kurul,	yarın	yapılması	planlanan	Irak	ve	Suriye	tezkerelerinin	görüşmelerinin	ardından	 14	Ekim’e	kadar	çalışmalarına	ara	 verecek.	Erdoğan’a	karşı	tavrı	merak	edilen	CHP	özel	olarak	herhangi	bir	protesto	içine	girmeme	kararı	alırken	Genel	Başkan	Kemal	 Kılıçdaroğlu’nun	da	Genel	Kurul’da	 hazır	bulunacağı	bildirildi.	Vekillere	 genel	kurulun	saat	15.00’te	toplanacağına	ilişkin	duyuru	da	yapıldı.	 CHP	MYK’de	CHP’nin	TBMM’de	 	 ilk	kez	konuşacak	olan	Cumhurbaşkanı	Recep	Tayyip	Erdoğan’a	yönelik	herhangi	bir	tavır	içine	girmemesi	gerektiği	değerlendirmesi	yapıldı.	CHP’nin	Erdoğan’ın	salona	girişi	 ve	çıkışı	sırasında	ayağa	kalkmama	 gibi	organize	bir	hareket	içine	girilmemesi	de	benimsendi.	Bazı	milletvekillerinin	bireysel	olarak	ayağa	 kalkmama	gibi	bir	yöntemi	seçebileceği	ancak	bunun	partinin	bir	tavrı	olmayacağı	belirtildi.	  ANKARA	(Cumhuriyet	Bürosu)		AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, “Tezkere’nin kabulüyle ilgili 1 Mart’taki gibi bir durum yaşanabilir mi” sorusuna, bugün yaşanan durumun 1 Mart’tan farklı olduğunu dile getirerek “Bugün ülkemize karşı açık tehdit var. Top mermileri düşüyor. Türkiye’nin kendisi için alması gereken tedbirler söz konusu...” karşılığını verdi. “Muhtemelen kapalı oturumda görüşülecek” diyen Elitaş, AKP’li bazı milletvekillerinin hacca gittiğini belirtti. Elitaş, 4050 milletvekilinin tezkere görüşmelerinde bulunmayacağını söyledi.  Kapalı oturum planı  şte hükümetin Irak ve Suriye konusunda neredeyse “tam	yetki” istediği tezkerenin tam metni: “Türkiye’nin	güney	 kara	sınırları	boyunca	ulusal	güvenliğimize	 dönük	risk	ve	tehditler,	 son	dönemde	yaşanan	 gelişmeler	neticesinde	 ciddi	biçimde	artmıştır.	 Irak’ın	Kuzey	bölgesinde	silahlı	PKK	terör	unsurları	varlığını	sürdürmektedir.	Öte	yandan,	 Suriye	ve	Irak’ta	diğer	 terör	unsurlarının	sayısı	ve	ortaya	koydukları	tehditte	de	önemli	artış	gözlenmektedir.	Nitekim	bu	nedenle,	BM	Güvenlik	Konseyi’nin	2170	 ve	2178	sayılı	kararlarıyla	Irak	ve	Suriye’nin	toprak	bütünlüğünü	ve	bağımsızlığını	teyit	etmiş,	 bu	ülkelerdeki	terör	faaliyetlerini	kınamış,	IŞİD	 ve	benzeri	terör	örgütlerinin	faaliyetlerine	karşı	BM	üyesi	tüm	ülkelere	 1373	sayılı	BM	Güvenlik	 Konseyi	kararı	ve	uluslararası	hukuk	çerçevesindeki	sorumluluklarına	uygun	şekilde	gerekli	 tedbirleri	alma	çağrısında	bulunmuştur.	 Türkiye’nin	ulusal	güvenliğine	yönelik	terör	 tehdidi	ve	her	türlü	güvenlik	riskine	karşı	uluslararası	hukuk	çerçevesinde	gerekli	her	türlü	tedbiri	almak,	Irak	ve	 Suriye’deki	tüm	terörist	  İ  örgütlerden	ülkemize	 yönelebilecek	saldırıları	 bertaraf	etmek	ve	kitlesel	göç	gibi	diğer	muhtemel	risklere	karşı	güvenliğinin	idame	ettirilmesini	sağlamak,	kriz	 süresince	ve	sonrasında	hasıl	olabilecek	gelişmeler	istikametinde	 Türkiye’nin	yüksek	menfaatlarını	etkili	bir	şekilde	korumak	ve	kollamak,	gelişmelerin	seyrine	göre	ileride	telafisi	güç	bir	durumla	karşılaşmamak	için	süratli	ve	dinamik	bir	politika	izlenmesine	yardımcı	olmak	üzere	hudut	şümul,	miktar	ve	zamanı	hükümetce	takdir	ve	tayin	olunacak	şekilde	TSK’nin,	gerektiği	taktirde	sınır	ötesi	harekât	ve	müdahalede	bulunmak	üzere	yabancı	ülkelere	gönderilmesi	ve	aynı	amaçlara	 yönelik	olmak	üzere	yabancı	silahlı	kuvvetlerin	 Türkiye’de	bulunması,	 bu	kuvvetlerin	hükümetin	belirleyeceği	esaslara	göre	kullanılması	ile	 riski	ve	tehditlerin	giderilmesi	için	her	türlü	tedbirin	alınması	ve	bunlara	imkân	sağlayacak	düzenlemelerin	hükümet	 tarafından	belirlenecek	 esaslara	göre	yapılması	için	4102014	tarihinden	itibaren	1	yıl	süreyle	 izin	verilmesini	anayasanın	92.	maddesi	uyarınca	arz	ederim.”  ‘Kimyasal’	vurgusu  ‘IŞİD çok yaklaştı’ Dünkü	basın	toplantısında	Bülent	 Arınç’a	Süleyman	Şah	Türbesi’nin	 etrafının	IŞİD	militanlarınca	kuşatıldığı	yönündeki	iddialar	da	anımsatıldı.	Türkiye’nin	bölgede	bir	karakolunun	bulunduğunu	ve	burada	 askerlerin	görev	yaptığını	belirten	 Arınç,	“IŞİD	militanlarının	çok	yaklaştığı	söz	konusudur.	Ama	askerlerimiz	görevlerine	şu	an	itibarıyla	 devam	etmektedirler”	dedi.  CHP KIRMIZI ÇİZGİLERİNİ BELİRLEDİ  Güvenli bölge de hayal BARKIN ŞIK ANKARA  Tezkere ile birlikte Türkiye, bu ülke topraklarında oluşturulması planlanan “No Fly Zone  uçuşa yasak bölge” ve “güvenli cep bölge” tartışmasıyla baş başa kalacak. Türkiye’ye yönelecek göç dalgasını sınırları dışında durdurmak isteyen Ankara, ilk başlarda ortaya attığı “tampon bölge” tezinden tamamen vazgeçti. Çünkü tampon bölge, savaşan iki ülke arasında BM kararı doğrultusunda oluşturuluyor. BM tarafından belirlenen ve savaş sebebiyle tehlike altındaki sivillerin yine kendi toprakları içinde ihtiyaçlarının karşılanması ve güvenli biçimde barınmalarını sağlayan alanlara ise güvenli bölge adı veriliyor. Güvenli bölge için gerekli karar, New York’taki son BM toplantısından çıktı. Güvenli bölgenin olmazsa olmaz koşulu ise No Fly Zone ilan edilmesi. Türkiye’nin, koalisyon güçlerinin Suriye ve Irak içlerinde güvenli bölge oluşturulması yönündeki talebi ABD’den ise tam anlamıyla karşılık görmüyor. IŞİD ile mücadelenin kara ayağında peşmergeleri kullanan ABD, Kürtleri kendine küstürmek istemiyor. Kürtlerin çekincesi ise “Türkiye’nin kendi bölgelerine girip buradan bir daha çıkmaması” şeklinde özetleniyor. Kürtler bu yüzden Türkiye’nin kendilerine yalnızca silah yardımında bulunmasını istiyor. Türkiye’nin yalnız başına değil de koalisyon güçleri ile birlikte özellikle Suriye’de güvenli bölge oluşturmak istemesinin ardında ise Esad faktörü yatıyor. Türkiye’nin Suriye topraklarında tek başına güvenli bölgeler oluşturması durumunda Şam yönetiminin “topraklarımı işgal ettin” demesi ve iki ülke ordularının karşı karşıya gelmesi riski bulunuyor. Türkiye, yalnızca No Fly Zone ilanını da istemiyor. Böyle bir durumun PKK ve PYD’ye yarayacağı değerlendiriliyor. Türkiye’nin isteği doğrultusunda güvenli bölgeler oluşturulsa bile Bosna örneğinde olduğu gibi gerekli asker talebi koalisyon güçleri tarafından karşılanamayabilir. BM, daha önce yaşanan çeşitli savaşlarda da sivillerin korunması için güvenli bölge tesis etmişti. Bunlardan en bilineni, Birinci Körfez Harekâtı sonrasında Kuzey Irak’tan kaçan Kürtler için 1991’de oluşturuldu.  Kara harekâtına ‘hayır’ diği IŞİD konusunda birdenbire tavır değişikliğine girmesinin de kuşkuları artırdığına işaret edildi. ANKARA	 CHP yönetimi, hüToplantıda IŞİD’in Türkiye’de birkümetin bugün TBMM’ye sevçok “uyuyan	hücresi” olduğu ketmesi beklenen Suriye tezkeve operasyon başladıktan sonra resine destek konusunda “kırTürkiye’de de terör eylemlerine mızı	 çizgilerini”	 belirledi. Bu kapsamda CHP tezkereye an Gürsel	Tekin başlayabileceği değerlendirmesi yapıldı. MYK sürerken açıkcak, operasyonun IŞİD’e karşı lama yapan CHP Genel Sekreteri Güryapılacağının net olarak tariflenmesi ve sel	Tekin, CHP’nin bu konuda “ülke	 Türkiye’nin çokuluslu koalisyonla bile olçıkarları”	 doğrultusunda hareket edesa “kara	harekâtı	içinde	yer	almamaceğini söyledi. sı”	koşuluyla destek verecek. Öte yandan CHP grubu bugün saat Dış politika başdanışmanı 	 Murat	 10.30’da toplanarak, Muharrem	İnce’den Özçelik’in de katılarak bilgilendirme yapboşalan Grup Başkanvekilliği ve Grup tığı Kılıçdaroğlu başkanlığında toplanan yönetimindeki 2 boş üyelik için seçim Merkez Yönetim Kurulu’nda Türkiye’nin yapacak. Ankara Milletvekili ve PM Lekoalisyon güçleriyle de olsa bir kara opevent	Gök’ün seçilmesi bekleniyor. Başrasyonu içinde yer almaması gerektiği dedanışman Murat	Özçelik’i MYK’ye alağerlendirmesi yapıldı. Erdoğan ve AKP bilmek için de formül aranıyor. hükümetinin asıl hedefinin Suriye rejimi Bu arada MHP ise PKK’ye hiçbir şeolduğu ve bu amaçla rejim muhaliflerini kilde silah yardımı yapılmaması ve yadesteklemek için tampon bölge kurulbancı askerlerin Türkiye’ye gelmesine masını istediği değerlendirmesi yapılan izin verilmemesi halinde tezkereye desMYK’de, halen yaralıların tedavisi dahil, tek verme eğiliminde. hükümetin her türlü lojistik desteği verAYŞE SAYIN   
            
    
