24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 EKİM 2014 ÇARŞAMBA 12 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr Peşmerge Irak’ta cihatçılara karşı büyük operasyon başlatırken hedef Sincar’ın kurtarılması IŞİD’e üç cephede saldırı Dış Haberler Servisi Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), Suriye’nin Türkiye sınırı yakınındaki Kürt bölgesi Kobani’yi kuşatırken, Kuzey Irak’ta peşmerge kuvvetleri IŞİD’e karşı üç cephede birden saldırı başlattı. Fransız haber ajansı AFP’ye konuşan askeri yetkililer dün şafaktan önce Suriye sınırındaki Rabia bölgesinde, cihatçıların kontrolündeki Musul’un kuzeyinde ve Kerkük’ün güneyinde saldırıya geçildiğini duyurdu. Peşmerge kaynakları, Kürt kuvvetlerinin As Saudiye ve Mahmudiye köylerini ele geçirdikten sonra girdikleri Rabia’nın merkezinde cihatçılarla çatıştığını söylediler. Peşmerge sözcüsü Halgord Hikmet, Rabia’daki ilerlemenin Sincar’ın IŞİD’in elinden kurtarılması çabalarını destekleyeceğini, Rabia ele geçirilmeden Sincar’a ulaşmanın mümkün olmadığını belirtti. Sincar geçen ağustos ayında İŞID’in eline geçmiş çoğu Ezidi on binlerce kişi bölgeden kaçmıştı. Yakındaki dağlarda mahsur kalan Ezidiler katliam korkusuyla, aç susuz yaşamak zorunda kalmıştı. Peşmerge güçleri, savaş uçakları ve topçu ateşi desteğiyle Musul’un 60 kilometre kuzeybatısındaki Zumar bölgesine de saldırdı. Kimliğini saklı tutan bir yetkili, Zumar’da sağlanan hava desteğinin kimden geldiği konusunda bilgi vermedi. Irak’ta ABD ve Fransa IŞİD hedeflerine düzenledikleri hava saldırılarıyla Irak kuvvetlerine destek verirken İngiltere de bölgeye Peşmerge, IŞİD’in kontrolündeki Dakuk’a bağlı Saad ve Halid köylerini ele geçirdi. (Fotoğraflar: DHA/AA) Kobani ve Gülmek... “Türkiye IŞİD’e destek vermesin, yeter. Yoksa biz yardım filan istemiyoruz.” “Türkiye’nin amacı Kobani’nin düşmesi. Burası düştü mü sınır tamamen açılmış olacak, diledikleri yardımları daha rahat yapacaklar.” “Adıyaman’da bu IŞİD’cilerin kampları, silah depoları var.” “Bu IŞİD’ciler beş yıldızlı otellerde kalıyorlar. Başlarına bir şey gelse her türlü tedavileri yapılıyor.” “Tayyip’in yapmak istediği şeriatı getirmek. Oysa Türkiye Kobani’den beter olacak.” “Türkler, Kürtler fark etmiyor. İnsanlık için bunlarla savaşmalıyız.” “Filistin’de en ufak bir şey oldu mu, ayağa kalkıyorlar. Sınırın ötesinde bir insanlık dramı yaşanıyor, bir tane din adamı çıkıp insan kesmenin dinimizde yeri yoktur demiyor.” “Tayyip yüzde 52 oy aldığı sürece bu halk kuzudur. Bakın bu Suruç’tan bunlara en son 20 bin oy çıktı. Biz Kürtlerde de hata çok.” Beğenin beğenmeyin, bunlar, Suruç’ta ve pazartesi günü Mürşitpınar ile Kobani arasında kurulmak istenilen insan zinciri eylemi öncesinde konuştuğum onlarca insana ait algılar… Kobani önemli. Bu topraklarda yaşayan insanların kardeşliği için önemli en başta. Sonra Kobani, Körfez’den giderek Anadolu’ya nüfuz eden radikal İslamcıların durdurulması için önemli. Bu siyasi heyet ve etrafında topladığı zevat memlekete Mısır’daki Müslüman Kardeşler zihniyetleriyle Körfez’in Selefilik trendinin karışımı bir aşı tutturmak için büyük çaba sarf ediyorlar. Gözü dönmüş yobaz teröristlerin çoluk çocuk bir halkı katletmesi, kadınların tecavüze uğraması filan zaten umurlarında değil... Onlar, aklını peynir ekmekle yemişlerin ortaya attığı bir “emperyal oyun” oynadıklarını sanıyorlar! HHH Bu yolda takıyyenin her türünü kullanmaktan çekinmiyorlar. Dünyanın gözü önünde kestikleri insan kafalarını gülerek sallayanlar, “korku imparatorluğu” kurarak tüm insanlık için bin yıllardır görülmemiş bir şiddeti estirirken; düne kadar “terörist” diyemediklerine uluslararası toplumun zoruyla bu adlandırmayı yapanların pişkinliğini artık herkes görüyor. HHH Bu topraklarda asıl mücadele şimdi başlıyor. Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı yok bu işin… Bir arada yaşamayı mümkün kılacak sekülerliğin geri dönmesi yahut yobaz karanlığına teslim olunması mücadelesi bu. Sadece Mısır’da, Irak’ta, Suriye’de, Kobani’de değil maalesef, Türkiye’de de… Bu mücadelenin ön cephesi ise bugün Suriye’nin Kürt halkıdır, Rojava’dır. Rojava’nın Kobani kantonudur. Türkmenlerin, Arapların, Süryanilerin birlikte yaşam deneyimi inşa etmeye çalıştığı bir diyar, bugün radikal İslamcı terörün ağır saldırısı altında. Buna karşı durmak insanlık borcu. HHH Ben de bunun için gittim Suruç’a, Kobani’ye. Gördüklerimi, işittiklerimi yazdım, insanla konuştum, dediklerini aktardım. Dikkatleri dünyanın en vahşi terör örgütünün saldırısına direnen insanlara çektiğim yazı ve söyleşilerim, belli ki birilerini rahatsız etmiş. Havuz medyasının para karşılığı biatçılık ve papağanlık dışında bir meziyetleri bulunmayan elemanları, hemen linç girişimini devreye sokuvermişler. HHH Pazartesi günü Suruç’ta Mürşitpınar ile Kobani arasında kurulmak istenilen insan zinciri eylemi öncesinde sabah saatlerinde çekilmiş bir fotoğraf üzerinden, Kobani’yi benim üzerimden akılları sıra “magazinleştirmeye” kalkışıyorlar. Foto muhabiri Burhan Bilici’nin eylem başlamadan önce sabah toplanma alanına ilk gittiğimizde hayranlığını reveranslar eşliğinde dile getirmesi karşısında dayanamayıp attığım kahkahayı “sağ olsun” fotoğraflamış. Sonra da akşam kendi algısınca bir şeyler yazıp Twitter’dan paylaşmış. Türkiye’nin sorunlarını dürüstçe dile getiren gazetecilere uyguladıkları linç kültürünü benimsemişler için “paha biçilmez meze”. Elbette olayı “selfie’sini çekti” diye duyurmalarına şaşmayız, yalancılıklarını biliyoruz. Kim bilir, belki kendi “elemanlarının” Soma’daki “selfie”sinden esinlenmişlerdir. HHH Sorun şu ki, memleketin güzel insanlarının kendilerine “ağız dolusu” güldüğünün ayırdında değiller hâlâ. Cehaletlerine, kurnazlıklarına, sahtekârlıklarına, yalanlarına, dolanlarına, talanlarına “kız kız, ancak bir yere kadar”... Bir yerden sonra önce ağız dolusu sonra acı acı gülebilirsin. Ben samimi bir insanım, hesap kitap yapmam. Size sözüm şudur: Benim mübalağalı bir jest karşısındaki sıradan kahkahama bakacağınıza, kendi halinize bakın. Bütün dünya ahalisi size ağız dolusu gülmekten katılır olmuş… Diş rengine takanlara da bir not: Sigarayı tellendirmeyi çok seviyorum, birileri talimat verdi diye de bırakmaya hiç niyetim yok. Hayatım bana ait. Hem üzülmeyin, beyazlatması kolay. Siz kara ruhunuzu nasıl beyazlatacaksınız, onu düşünün. Zira kimisi insan gibi güler, kimileri sırtlan gibi sırıtır… savaş uçağı gönderdi. Geçen haziran ayından beri IŞİD’in elinde olan Dakuk bölgesi çevresindeki köylere de saldırı düzenleyen peşmerge, şiddetli çatışmaların ardından Saad ve Halid köylerinde denetimi ele geçirdi. Peşmerge güçlerinin yakındaki El Vahda köyüne doğru ilerledikleri, ancak kuvvetli direnişle karşılaştıkları da gelen haberler arasında. DHA’nın haberine göre de, peşmerge Kerkük yakınlarında en az 3, Musul yakınlarında ise 16 köyü IŞİD’in elinden aldı. Aynı haberde, Kerkük’ün Tavuk nahiyesine bağlı olan Vahda, Adşaha ve Üzey ‘PKK de savaşıyor’ riye köylerine peşmerge ve PKK’liler birlikte operasyon düzenledi ve bölgede şiddetli çatışmalar yaşandı. Adşaha ve Üzeyriye köylerinden kaçan IŞİD’lilerin gittiği Vahda köyüne saldıran peşmerge ve PKK’lilere takviye olarak, uzun menzilli toplar ve Katyuşa füzeleri gönderildi. Yerel kaynaklar çatışmanın sürdüğü bölgede savaş uçaklarının da keşif uçuşu yaptığını ancak uçakların hangi ülkeye ait olduğunun henüz belirlenemediğini söylediler. ABD liderliğindeki koalisyonun Suriye’de IŞİD’in kalesi durumundaki Rakka’ya yönelik bombardımanları üzerine cihatçı örgütün lideri Ebu Bekir el Bağdadi’nin Irak’ın Musul kentine kaçtığı öne sürüldü. IrakNews internet sitesinin Kürdistan Demokrat Partisi’ne dayandırdığı haberine göre, Bağdadi birkaç hafta önce de Anbar’a doğru ilerlerken içinde bulunduğu konvoy hedef alındı. uardian: Türkiye asker gönderebilir İngiliz Guardian gazetesi, Türkiye’nin IŞİD’e karşı mücadelede daha büyük bir rol üstlenmeye hazırlandığını, “terörle mücadelenin yanı sıra Iraklı ve Suriyeli Kürtlerin bölgede güçlenmesini önlemeyi amaçladığını” yazdı. Simon Tisdall imzalı yazıda, aylardır IŞİD’le işbirliği yaptığına ilişkin suçlamalarla karşı karşıya olan ve geride duran Türkiye’nin artık daha büyük katkı sağlayacağı, Suriye ve Irak’a asker göndermenin de ihtimal dahilinde olduğu belirtildi. Yazıda daha sonra “Ankara, Suriye’de uçuşa yasak bölge ile korunacak bir tampon bölge kurulmasını istiyor. Ancak Türkiye, bölgede Kürtlerin güçlenmesi sonucu PKK ile ateşkesin baltalanmasından da korkuyor” denildi. G Dış Haberler Servisi Suriye’de IŞİD’in elindeki İngiliz rehine gazeteci John Cantlie’nin üçüncü kez video görüntüleri yayımlandı. IŞİD’in iki yıl önce kaçırdığı Cantlie görüntülerde ABD Başkanı Barack Obama’nın Suriye’de hava saldırıları düzenlenmesi kararını eleştiren bir konuşma yaparken, videoda infaz, şiddete ilişkin bir görüntü yer almıyor. Beş buçuk dakika süren “Bana kulak verin” ve “İngiliz rehine John Cantlie’den mesajlar” başlıkla videoda, Cantlie daha önce yayımlanan görüntülerde olduğu gibi bir masa başında oturuyor ve Guantanamo tutsaklarına giydirilene benzer turuncu tulumla görülüyor. Hazırlanmış bir metni okuduğu belli olan Cantlie, IŞİD’e karşı hava saldırılarının yeterli olmayacağını, karada etkili ve disiplinli kuvvetler gerektiğini, ancak Suriye’de böyle bir kuvvet bulunmadığını söyleyerek, Özgür Suriye Ordusu’nu “disiplinsiz, yolsuzluğa batmış” diye niteliyor. Cantlie görüntülerin sonunda “gelecek programda buluşalım” diyor. IŞİD, daha önce Amerikalı gazeteciler James Foley ve Steven Sotloff ile İngiliz rehine Alan Henning’i kafalarını keserek öldürmüştü. John Cantlie İngiliz rehinenin üçüncü videosu Katalonya, bağımsızlık referandumu için yürütülen kampanyayı Anayasa Mahkemesi’nin kararı üzerine durdurdu, ancak bağımsızlık hedefinde kararlı olduklarını bildirdi. Bağımsızlık yanlısı Katalonlar kararı Madrid’de protesto etti. (Fotoğraf: REUTERS) Katalonya’da referanduma askı kararı WASHINGTON ŞART KOŞMUŞTU Gani’nin ilk icraatı ABD ile güvenlik anlaşması Dış Haberler Servisi Kâbil yönetimi, uzun süredir Washington’la pazarlıkların sürdüğü ikili güvenlik anlaşmasına dün imza attı. Bu adım önceki gün Eşref Gani’nin törenle resmen devlet başkanlığı koltuğuna oturmasının ardından geldi. Anlaşma Gani’nin katıldığı toplantıda Afganistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Hanif Atmar ile ABD Büyükelçisi James Cunningham tarafından imzalandı. Eski Devlet Başkanı Hamid Karzai son dönemde ABD’yle ikili güvenlik anlaşmasını imzalamayı reddetmiş ve iki ülke arasında gerginlik başgöstermişti. ABD, yeni devlet başkanının güvenlik anlaşmasını imzalamasını şart koşmuş, aksi takdirde yardımlaAnlaşma Hanif rın tehlikeye giAtmar ile James receği uyarısınCunningham da bulunmuştu. tarafından imzalandı. Anlaşmaya göre, ABD güçlerinin çekilme planı bir grup askerinin Afganistan’da kalmasına olanak tanıyor. Ayrıca Kâbil yönetimi benzer bir anlaşmayı diğer NATO güçleri için de kabul etti. BBC’nin haberine göre, ülkedeki NATO güçlerinin çoğunun bu yıl çekilmesi, geride 9 bin 800 ABD askerinin kalması öngörülüyor. Gelecek yılın başında ülkedeki yabancı asker sayısının 12 bin 500 olması, askerlerin kalan kısmının da Almanya ve İtalya gibi müttefik ülkelerden karşılanması planlanıyor. Tahran Beyrut’tan liste bekliyor CİHATÇILARLA MÜCADELE Dış Haberler Servisi Suriye İÇİN ASKERİ ve Irak’ta Sünni cihatçı IŞİD’e YARDIM karşı sahada askeri destek verdiği YAPACAK haberleriyle gündeme gelen İran, Lübnan ordusuyla da işbirliğine gidiyor. “Ortak düşman” IŞİD, Şii İran ile başta ABD olmak üzere Batı ve Körfez’deki birçok Sünni ülkeyi adeta müttefik haline getirdi. Lübnan ordusunun Suriye sınırında cihatçı gruplarla çatışmaları sürerken başkent Beyrut’ta temaslarda bulunan İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani, Lübnan’a yakın gelecekte askeri teçhizat ve silah yardımı yapacaklarını açıkladı. Şemhani, Lübnan Başbakanı Temmam Selam’la görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Lübnan hakkındaki kırmızı çizgilerimiz bu ülkenin huzur ve güvenliğinin devamı çerçevesindedir. İran, terörizmle mücadelede işbirliği çerçevesinde Lübnan’a askeri teçhizat ve silah yardımında bulunacaktır. Yardımlar, Lübnan ile Suriye sınırındaki sorunların ciddiyeti oranında olacaktır” dedi. Şemhani, askeri yardımın içeriği konusunda detay vermedi. İran’ın Beyrut’a “ihtiyaç listesi çıkarın” mesajı ilettiği gelen bilgiler arasında. Şemhani konuyla ilgili detayların Lübnan Savunma Bakanı’nın yakında Tahran’a yapacağı ziyarette duyurulacağını söyledi. İranlı yetkilinin Beyrut’tan sonra dünkü durağı ise Şam oldu. Halihazırda Lübnan güçlerine ABD ve Suudi Arabistan’ın katkı sağladığına dikkat çekiliyor. Dış Haberler Servisi Katalanların 9 Kasım’da bağımsızlık için referanduma gitme adımına İspanya’da Anayasa Mahkemesi’nden kırmızı ışık çıktı. Mahkeme, Madrid hükümetinin Katalonya’da yapılması planlanan bağımsızlık referandumuna yasadışı olduğu yönündeki itirazını ele almayı kabul etti ve referandumu oybirliğiyle askıya aldı. Bu çerçevede gerek Madrid gerekse Katalonya özerk yönetiminin 20 gün içinde gerekli itirazlarını yapması gerekiyor. 12 üyeli Anayasa Mahkemesi’nin itirazlarla ilgili nihai kararını beş ay içinde açıklamasının gerektiğine işaret edilirken bazı kaynaklar tartışmalı konuda sonucun açıklanmasının aylar hatta yıllar alabileceğini savunuyor. Katalonya başkanı Artur Mas mahkemenin kararına tepki göstererek “Referandumun sonucu onları korkutuyor. İspanyol hükümeti ne soru sormamıza (REUTERS) olanak sağlıyor ne de sormak istiyor. Bir hukuk devletinde ve demokraside korku vermesi gereken şey, cevap alamamaktır” dedi. Katalonya’da bağımsızlık yanlısı bazı gruplar kararı protesto etti. Katalan cephesi tarafından daha önce 9 Kasım olarak dile getirilen referandum adımı geçen cuma günü Mas tarafından bir kararnameyle de duyurulmuştu. Madrid yönetimi baştan bu yana bu adımın İspanya anayasasına aykırı, yasadışı olduğunu savunuyor. Kimi Katalan siyasetçi önceki gün karara tepki gösterirken referandum tarihinden vazgeçilmeyeceği açıklamaları yaptı. Geçen ay İskoçya’da yapılan bağımsızlık referandumu Katalanlarca da heyecanla takip edilmiş, “hayır” sonucuna karşın bunun mücadelenin sürdürülmesi yönünde ilham verici olduğu görüşleri dile getirilmişti. On binler ısrarlı Çin’e bağlı özel bölge Hong Kong’da, Pekin yönetiminden daha fazla hak talep eden on binlerce kişi dün de sokaklardaydı. Göstericiler, Hong Kong Baş Yöneticisi Leung Çunying’in gösterilere “derhal son verin” ültimatomuna rağmen meydanlardan çekilmedi. Leung’u istifaya davet eden göstericiler, talepleri kabul edilene kadar eylemlerini sürdürmeye kararlı. Pekin ise Hong Kong yönetiminden “yasadışı” gösterileri kontrol altına almasını istedi. İngiltere Başbakan Yardımcısı Nick Clegg, Çin’in Londra Büyükelçisi Liu Şiaoming’i acil toplantıya çağırdı. Clegg, 1984’te imzalanan deklarasyona göre İngiltere’nin Hong Kong halkının haklarını korumakla yükümlü olduğunu anımsattı. Göstericiler, Pekin’in 2017’de yapılacak başkanlık seçiminde aday tercihlerine müdahale etmemesini ve seçimlere kısıtlama getirmemesini isterken, Çin bu talepleri reddediyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle