16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 EKİM 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Elektrik ve doğalgaza bugünden geçerli olmak üzere yüzde 9 zam yapıldı Bu zam yurttaşı yakacak Ekonomi Servisi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, enerji maliyetlerinin çok fazla arttığını, doların 2.28 2.29’ları gördüğünü kaydederek “Bu yıl içerisinde su rejimindeki düzensizlikler ve yağış azlığı bizi bunları dengeleyemeyecek bir noktaya getirmiş bulunuyor. Hem elektrik hem doğalgaz fiyatlarında önümüzdeki aydan başlamak kaydıyla, ekim, kasım ve aralık aylarını içermek kaydıyla, yüzde 9’luk fiyat artışına gidiyoruz” dedi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tüketicilere yönelik elektrik satış fiyatlarını bugünden geçerli olmak üzere vergi ve fonlar hariç ortalama yüzde 8.87 artırıldığını açıkladı. Söz konusu fiyatlar 31 Aralık’a kadar geçerli olacak. EPDK’den yapılan açıklamada, tek zamanlı iletim gerilim seviyesinden bağlı sanayi tarifesinin de yüzde 6.1 artırıldığı kaydedildi. Sanayide bu değişimle vergi ve fonlar hariç elektrik fiyatı kWh başına 19.2823 kuruşa çıkarıldı. EPDK’nin yeni tarifesine göre tek zamanlı mesken tarifesi de yüzde 9 artırılarak kWh başına 31.0484 kuruşa çıkarıldı. Tek Zamanlı 4 No’lu ticaretha u Doğalgaz ve elektrik zammı yeni zam dalgasını körükleyecek. Yeni zamlar yıl sonu enflasyonunu 1 puan yukarı çekecek. AKP’nin elektrik ve doğalgaza yüzde 9 zam yapmama kararı aldığı iki yıllık sürede küresel piyasalarda doğalgaz fiyatları yüzde 22.1 düştü. ne tarifesine de yüzde 9.27 zam yapılarak kWh başına fiyatı vergi ve fonlar hariç 31.3156 kuruşa yükseltildi. Elektrik ve doğalgazda yüzde 9 oranındaki fiyat artışının tüketici enflasyonuna doğrudan etkisinin yaklaşık 0.4 puan artırıcı, dolaylı yönde ise yıl sonu enflasyonunu 0.5 1 arasında artırması bekleniyor. Revizyonların ardından ekonomistlerin büyük bölümü enflasyonun yıl sonunda yüzde 9’un üzerine çıkacağını öngörüyorlar. TÜİK verilerine göre, elektrik fiyatlarının tüketici enflasyonu üzerindeki ağırlığı yüzde 3.12, doğalgaz fiyatlarının ağırlığı ise yüzde 1.4. Doğalgaz ve elektriğe en son 1 Ekim 2012’de zam yapılmıştı. AKP’nin elektrik ve doğalgaza zam yapmama kararı aldığı iki yıllık sürede küresel piyasalarda doğalgaz fiyatları yüzde 22.1 düştü. Ayrıca kişi başı gelir düşünüldüğünde Türkiye Avrupa ülkeleri içindeki en yüksek elektrik ve doğalgaz faturasını ödeyen ülkelerin başında geliyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, “En temel girdi olan enerjiye yapılan bu zamlarla önümüzdeki dönemde iğneden ipliğe ciddi bir zam dalgası gelmesi olasıdır” değerlendirmesinde bulundu. HSBC Portföy Stratejisti Ali Çakıroğlu, “2014’e ilişkin TÜFE enflasyon tahminimiz yüzde 8.4 seviyesinde bulunurken, biz elektrik ve doğalgaz fiyatlarına bir değişiklik yapılmayacağını öngörmüştük. Bugün açıklanan zamlar sonrasında 2014 sonu enflasyon tahminimizi yüzde 9.1’e revize ediyoruz” diye konuştu. Yurttaşın cebinden 418 lira çıkacak MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Zamlar ücretleri yılın ikinci 6 ayında yüzde 6 artan asgari ücretli ile 123 lira zam alan memuru vuracak. 2015’te sadece yüzde 3+3 zam alacak olan memuru gelecek yıl da zor bir dönem bekliyor. 4 kişilik bir aile kış aylarında elektrik ve doğalgaza yaklaşık 418 lira ödeyecek. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Enerji Birimi Koordinatörü Olgun Sakarya, zammın 4 kişilik orta sınıf bir ailenin 83 lira olan aylık elektrik faturasını 7.5 lira artıracağını, yaklaşık 91 liraya çıkaracağını söyledi. MemurSen ile hükümet arasında imzalanan toplu sözleşmeye göre memurlara bu yıl net 123 lira zam yapılmıştı. Ayrıca memur bu yıl enflasyon farkı da alamadı. 2015’te ise memur maaşları yüzde 3+3 oranında artacak. Türkiye KamuSen ArGe Merkezi’nin hesaplamasına göre, elektrik ve doğalgaza gelen zammın ardından bir memur ailesinin harcamaları aylık 33 lira 23 kuruş artacak. Bu da ortalama bir memur maaşında yüzde 1.5’lik erime anlamına geliyor. Yani yüzde 3’lük zammın yapılacağı ocak ayı gelmeden memur maaşları yüzde 1.5 oranında eridi bile. Ayrıca elektrik ve doğalgaza gelecek zam oran olarak, memura gelecek yıl yapılacak 3+3 zammı da katladı. Asgari ücretli için de durum farklı değil. Asgari ücrete 2014 yılının ilk 6 ayında yüzde 5, ikinci altı ayında da yüzde 6 zam yapıldı. İlk altı ay 846 lira olan asgari ücret şu anda 891 lira. EMO’nun hesabına göre asgari ücretlinin aylık 91 lirası sadece elektrik zammına gidecek. 4 kişilik bir ailenin kış aylarında ortalama doğalgaz tüketimi de aylık 300 lira. Zamla birlikte faturası 27 lira daha artacak. Aylık faturası 327 liraya çıkacak. 4 kişilik bir aile kış aylarında elektrik ve doğalgaz için 418 lira ödeyecek. Avrupa’da Kemer Sıkma Politikasının İflası “Kemer sıkma politikaları Avrupa’yı yıkıma sürüklüyor.” Bu sözler Nobel ödüllü iktisatçı Joseph Stiglitz’e ait. Stiglitz, Social Europe Journal sitesinde yayımlanan “Kemer Sıkma Politikalarının Yıkımı” başlıklı yazısında, enflasyon tehdidinin bir fobiye dönüştürüldüğü daraltıcı maliye politikaları sayesinde bütün Avrupa’nın durgunluğa mahkum kılındığını vurguluyor. Stiglitz’in verilerine göre, Avrupa ekonomileri 1980 sonrasındaki potansiyel büyüme yolağının yüzde 15 gerisine düşmüş durumda. Potansiyel büyüme kayıpları sadece içinde bulunduğumuz yıl boyunca 1.6 trilyon dolara, 2008’den bu yana ise birikimli olarak 6.5 trilyon dolara ulaşmakta. Açık işsizlik oranı İspanya ve Yunanistan’da yüzde 20’yi, genç işsizlik oranı ise yüzde 50’yi aşmasına karşın, istikrar arayışları sadece ve sadece “piyasa oyuncularının güvenine” ve “beklentilerin idaresine” yönelik ezoterik söz oyunlarına indirgenmiş halde. Ortodoks kemer sıkma dogmatizmi, Avrupa’nın canlandırılması için vergi yükünün daha da düşürülmesini savunuyor. Oysa, ne beklenti oyunları, ne de vergi reformlarının canlandırıcı etkisi bir türlü gerçekleşmiyor. Zira Avrupa ekonomilerini canlandıracak tek bir unsur var: Talep! Daraltıcı maliye ve ücret maliyetlerini düşürmeyi amaç edinen esnekleştirme/taşeronlaştırma politikaları yanı sıra para arzını genişletmeyi amaçlayan “miktar kolaylaştırma” politikaları, sabit sermaye yatırımlarına değil, sadece spekülatif nitelikli finansal varlık değerlerinin şişkinleşmesine yol açıyor. Bütün bunlar 2008’de küresel krizi ortaya çıkaran ana yapısal koşulların yeniden yaratılmasına ve krizin dalgalar halinde tekrarlanmasına neden oluyor. Ekonomi cephesinde bunlar yaşanırken, Ziya Öniş Hoca “demokrasinin geleceğini” irdelediği İktisat ve Toplum dergisinin Eylül sayısındaki yazısında şu sözlere yer veriyor: “Neoliberal küreselleşmenin son otuz yılda yarattığı gelir adaletsizliği, daimi kemer sıkma odaklı hâkim ekonomik paradigma, gelişmiş Batı demokrasilerinde demokratik norm ve değerlerin aşınması riskini ortaya çıkardı. (...) Ziya Öniş, daha da ileri giderek “demokrasinin son on yılda küresel düzeyde bir durgunluk dönemi içinde” olduğunu vurguluyor. Bu koşullar altında Kapitalizmin İlkel Birikim rejimine geri dönüşler yaşıyoruz. Özay Göztepe’nin editörlüğünü yaptığı İlkel Birikim: Sermayenin Kaldıracı (Nota Bene yay.) çalışması da bu konuyu ayrıntılarıyla işliyor: “İlkel birikim tartışmaları, genellikle iktisadi boyutta ele alınmakta; daha doğrusu oraya hapsedilmektedir. Oysa ekonominin sessiz yasalarınca artığa el koyma süreci ile politik şiddetin birlikteliğini izah eden ilkel birikim kavramı; baskıcı yönetimlerin oluşması ile de doğrudan bağlantılıdır.” Daha da ötesi, “ilkel birikim kavrayışı, siyasi bağlamda emperyalizm tartışmalarıyla da doğrudan bağlantılıdır”. Gerçekten de, yurttaşlık bilincinin giderek yıprandığı ve etnik, dini ve sosyal kamplaşmalara dayalı şiddetin giderek yükseldiği coğrafyamızdan edindiğimiz dersler, bize kapitalizmin artık dünyamızı savaş konjonktürü olmadan idare edemediği gerçeğini yalın bir biçimde gözler önüne sergiliyor. Bu haftaki yazımızı Stiglitz ile açtık, kendisiyle bitirelim. Stiglitz söz konusu yazısını (*) “gerçekler kuram ile uyuşmuyorsa, kuramın değiştirilmesi gerekir” uyarısı ile tamamlamış. Oysa günümüzde ortodoks ana akım iktisadı, bir simyacı tutkusuyla hâlâ gerçekleri eğip bükmekle meşgul. *Stiglitz, Joseph “Europe’s Austerity Disaster” Social Europe Journal, http://www.socialeurope.eu/2014/09/europesausteritydisaster/ Türkiye’nin notu negatife dönecek Ekonomi Servisi Bank of America Merrill Lynch bugün Küresel Gelişen Piyasalar Sabit Gelir Stratejisi ve Ekonomisi raporunu yayınladı. Banka başta Türkiye, Güney Afrika, Meksika ve Brezilya olmak üzere gelişen piyasalarla ilgili beklentilerini açıkladı. Fitch’in Türkiye ile ilgili bu cuma vermesi beklenen kredi notu kararı öncesinde Bank of America Merrill Lynch, Fitch’in Türkiye’nin kredi görünümünü negatife düşürmesini beklediğini ifade etti. Hisarcıklıoğlu 26 ülkenin yönetiminde Ekonomi Servisi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, AsyaPasifik Ticaret ve Sanayi Odaları Konfederasyonu (CACCI) Başkan Yardımcılığına seçildi. CACCI, aralarında Japonya, Hindistan, Rusya, Avustralya, Yeni Zelanda, Malezya, Güney Kore, TayvanÇin, Singapur, Gürcistan ve Türkiye’nin de yer aldığı 26 Asya ve Batı Pasifik ülkesinin odalar birliklerinden oluşuyor. Hisarcıklıoğlu, görevlerinin Türkiye’nin bayrağını dünyanın her yerinde dalgalandırmak olduğunu kaydederek, “AsyaPasifik Bölgesinin dünya ekonomisindeki artan önemi, gelişmiş ekonomilerin dikkatinin bu bölgeye çevrilmesine neden oldu. Biz de iş dünyamızı temsilen bayrağımızı bu bölgede daha güçlü şekilde dalgalandırmak için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi. CocaCola Kervanı Taksim’den geçerken (18 Eylül 1964) Bank Asya hisseleri yüzde 11.45 düştü Ekonomi Servisi Gözaltı Pazarı’nda işlem görmeye başlayan Bank Asya payları yüzde 11.45 düşüşle taban fiyat olan 0.85 TL’ye geriledi. Borsa İstanbul, Bank Asya paylarını 26 Eylül Cuma geçici olarak işleme kapatarak, 30 Eylül’den itibaren Gözaltı Pazarı’nda yeniden işleme açacağını duyurmuştu. Bugün saat 14.15’te Gözaltı Pazarı’nda işlem görmeye başlayan hisseler, yüzde 11.45 geriledi. Cuma günü ilk seansı 0.96 TL tavan fiyattan tamamlayan Bank Asya payları bugün taban fiyat olan 0.85 TL’den açıldı. Gözaltı Pazarı’nda sürekli müzayede söz konusu olmadığı için Bank Asya paylarında sisteme gönderilen emirler saat 17.00’de belirlenecek kapanış fiyatından eşleştirilecek. CocaCola, 84 ülkeyi İstanbul’dan yönetiyor Ekonomi Servisi Türkiye’yi bölgesel ve stratejik bir yönetim üssü şeklinde konumlayan CocaCola’nın dünyadaki beş büyük yönetim merkezinden biri olan Avrasya ve Afrika Grubu, İstanbul’daki genel merkezinden yaklaşık 2 milyarlık bir nüfusu kapsayan 84 ülkeyi yönetiyor. CocaCola’dan yapılan açıklamaya göre, bu yıl Türkiye’deki 50. yaşını kutlayan CocaCola, Türkiye’de meydana getirdiği ekonomik ve sosyal etkiyi ölçebilmek için danışmanlık şirketi McKinsey’e bir araştırma yaptırdı. Araştırmaya göre, perakende sektöründen reklama, tarımdan lojistiğe birçok alanda Türkiye’nin gelişimine katkı yapan CocaCola Sistemi’nin yarattığı her 1 lira, ülke ekonomisine 6.8 lira olarak yansıyor. CocaCola Türkiye ve şişeleyici ortağı CocaCola İçecek’ten oluşan CocaCola Türkiye Sistemi, ülkedeki ana operasyonları, tedarikçileri ve müşterileri aracılığıyla doğrudan ve dolaylı 118 bin kişilik istihdam etkisi sağlıyor. CocaCola Türkiye Sistemi’nin bu istihdam etkisi, ülkedeki her bin kişiden 5’inin istihdamına karşılık geliyor. CocaCola Türkiye Sistemi tarım sektöründe 145 bin çiftçi için gelir oluşturarak 685 milyon lira, perakende sektöründe ise 2.5 milyar lira katma değer yaratıyor. CocaCola Sistemi, Türkiye’de Çorlu, Ankara, İzmir, Bursa, Mersin, Elazığ, Sapanca, Köyceğiz ve Hazar olmak üzere 9 fabrikada üretim gerçekleştiriyor, portföyünde 8 farklı kategoride 16 marka yer alıyor. dünyaya satılacak Ekonomi Servisi Türkiye’de üretilen Rusya’nın en büyük ticari araç markası Gazelle Next’in Türkiye prömiyeri gerçekleştirildi. Rusya’nın en büyük ticari araç markası olan ve Mersa Otomotiv Distribütörlüğü’nde Türkiye’de de üretim yapan GAZ, en yeni modeli Gazelle Next’i Türkiye pazarına sundu. İstanbul Park’ta Türkiye prömiyeri gerçekleştirilen Gazelle Next, çok avantajlı fiyatı, düşük işletme maliyeti, 3 yıl veya 150 bin kilometre garantisi, 20 bin kilometre bakım aralığı ve yakıt ekonomisi ile dikkat çekiyor. GAZ Group Üst Yöneticisi (CEO) Vadim Sorokin, Gazelle Next’in, Türkiye’deki yatırımlarının ihracat açısından büyük önem taşıdığına belirterek “Parçalarımızın yüzde 30’unu Türkiye’den alıyoruz. Next, taşıyanlara daha fazla performans ve maliyet avantajı sağlayacak. Next, sadece Türkiye’de değil, Türkiye’den tüm dünyaya satılacak. Türkiye’de var olmamızın sebebi bu ülkenin potansiyeline inanmamız” dedi. Gazelle Next Türkiye’den BOSTON Meriç Erikçi Ertunç... Gencecik bir bilim kadını. Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Mezunu... 4 yıldan beri Harvard Üniversitesi Toplum Sağlığı Fakültesi’nde Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil’in başında bulunduğu Genetik ve Kompleks Hastalıklar Laboratuvarı’nda çalışıyor. Yağ dokusundan salgılanan yeni bir hormon üzerinde çalıştığını anlatıyor. Diyabetli ve fazla kilolu hastalarda daha fazla salgılanan bu hormon karaciğerin şeker üretimini artırıyor. Ertunç ve arkadaşları işte bu hormonun nasıl salgılandığını öğrenmeye ve bunu baskılayacak formüller geliştirmeye çalışıyorlar... Yıldız Holding’in yaptığı 24 milyon dolarlık bağışla Sabri Ülker Merkezi adını alan laboratuvarı geziyoruz Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker ve Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil ile birlikte... Boston tam bir öğrenci kenti. Dünyanın dört bir yanından gelen gençlerle dolu. Her yerden bir üniversite, bir araştırma merkezi fışkırıyor. Öyle bir ekosistem oluşmuş ki bilimsel düşünce ve Din Dersi Uyuşturucu Bilim araştırmanın burada nasıl güçlü bir şekilde filizlenebildiğini hissetmemek mümkün değil... 24 milyon dolar bir laboratuvar için ciddi bir rakam. Ve tabii son derece rahatlatıcı. Nereden ne para bulsam derdine kapılmadan araştırmalarına gömülebiliyorlar. Laboratuvardaki deney hayvanlarından sorumlu Japon asıllı Kanada vatandaşı Karen İnouye’ye böyle bir laboratuvarın aylık maliyetinin kabaca ne olduğunu soruyorum. Sohbete diğerleri de katılıyor. Sonuçta 200 bin dolar gibi bir rakam çıkıyor ortaya. Deneylerde kullanılan fareler bütçede önemli bir rakam örneğin. Ve tabii araştırmacıların maaşları, ekipman, makine vs... Toplam 27 kişinin çalıştığı merkezde altı Türk araştırmacı da var. “Türkiye’ye dönmeyi düşünmüyor musun” diye soruyorum Meriç’e... “Sanmam” diyor. Burada kesintisiz çalışabildiğini, ne ararsa elinin altında olduğunu söyleyerek ekliyor. “Türkiye’de örneğin bir malzemeye bir ürün kitine ihtiyacın olduğunda günlerce beklemek zorundasın eline ulaşıncaya kadar. Burada ertesi gün her şey elinde...” Akşamki resepsiyonda sohbet ettiğimiz Boston Başkonsolosu Ömür Budak’tan sadece Boston’da 1500’den fazla Türk öğrencinin olduğunu öğreniyorum. Ciddi bir sayı bu. İş öğrencilikten çıkıp doktora sonrası çalışmalara, araştırmalara gelince Türkiye’ye geri dönmeyi seçenlerin sayısı hızla azalıyor. 24 milyon dolar Yıldız Holding için çok da önemli bir rakam değil ama bir araştırma merkezi için çok değerli. Peki, neden Türkiye’de de benzer bir bağış yapmıyor acaba? Üstelik bu tarz desteklere ihtiyacı olan bir ülke Türkiye... Aklımdan geçenleri Ali Ülker’e yöneltince “İleride düşünebiliriz, neden olmasın” yanıtını alıyorum. Şüphesiz Harvard’da böyle bir merkeze bağış ve Sabri Ülker adının verilmesi hem şirketin küresel prestiji açısından hem de dünyaca ünlü ve başarılı bir Türk bilim insanının başında bulunduğu laboratuvar açısından son derece önemli. Ama... Amalar kafamda dolaşıp duruyor. Bilimin serpilip gelişeceği ortamı yaratıp besleneceğine, bunu kurutmanın yollarının arandığı bir ülke ne yazık ki... 9 yaşında bir kız öğrencinin başına türban takan, üstelik bunu özgürlük olarak tanımlayan zihniyet ile bilimsel düşüncenin temel taşları örtüşmüyor. Örtüşemez. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Zorunlu din dersi tartışılıyorsa uyuşturucudan terörden neden şikâyet ediliyor. Din dersi olmazsa bir nesil kaybolur. Dünyanın hiçbir yerinde zorunlu fizik dersi tartışılmıyor” diyerek din dersini ve temel bilimleri kıyaslaması bile başlı başına ürkütücü. Gençlerin hatta çocuk yaştakilerin ürkütücü boyutlara ulaşan uyuşturucu kullanmalarının asıl nedeni din eğitimi eksikliği değil, önlerine bir hedef konulmamış olmaları, geleceğe umutla bakamıyor olmaları, cehaletin pençesine düşmüş olmaları... Amaların yanıtları işte buralarda yatıyor. Açılan üniversite sayısı ile övünmek bir anlam ifade etmiyor. Keza dindar nesil vizyonu da... Eğitimin kalitesi, nitelikli insan gücü, bilimsel araştırmaların yaygınlaşabilmesi için gerekli ekosistemin yaratılması... Bunlar masaya yatırılmadıkça, tartışılıp bütüncül bir politika haline getirilmedikçe ne Meriç ve onun gibi başarılı bilim insanları geri döner, ne iş dünyası böyle büyük bağışlar yapar... Bu böyle biline... VERA Delta’dan kampanya Ekonomi Servisi Yeni Nesil Yazar Kasa POS markası Vera Delta’nın, esnafa özel sunduğu yeni kampanyası 1 Kasım’a kadar pisayada yer alacak. VERA Delta’nın anlaşmalı olduğu bankaların POS uygulamalarını yükleten her işletme, bunun yanı sıra bir indirim kazanacak ve KDV hariç 990 TL ödeyerek sahip olacak. VERA Delta’yı, hem masaüstü, hem de mobil olarak kullanmak da mümkün. Çekmecesi bedava olan yazar kasa 40 milyon satır imkânı sunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle