01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 OCAK 2014 PERŞEMBE 6 HABERLER Karartma taktiği CANAN COŞKUN 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu savcılarından Celal Kara ile Mehmet Yüzgeç’e görevden el çektirildi. Operasyon sonrası jet hızıyla değişiklik yapılarak aynı Deniz Feneri soruşturmasında olduğu gibi Kara ve Yüzgeç’in yanına Mustafa Erol ve Ekrem Aydıner eklenmişti. Erol’un dün kendi isteği ile soruşturmadan çekilmesinin ardından dosyaya bakan tek savcı Ekrem Aydıner kaldı. Savcıların görevden alınmasında iki ünlü işadamına ifade verme çağrısı gönderilmesinin de etkili olduğu öne sürülüyor. Dosyaya yeni savcı atanıp atanmayacağı bilinmiyor ancak yolsuzluk soruşturmasının Deniz Feneri dosyasıyla aynı kaderi paylaşacağı yorumu, yapılan son değişiklikle gerçeğe dönüşmüş gibi görünüyor. 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ardından HSYK 1. Dairesi’nin 16 Ocak adli yargı kararnamesi ile İstanbul Cumhu Yolsuzluk soruşturması savcıları görevden el çektirildi, akıllara Deniz Feneri’nin akıbeti geldi Hiç Bu Kadar... Ev ev ev... Kasa kasa kasa... Hesap hesap hesap... Yığ babam yığ... Telefonlar ortalıkta dolaşıyor. Urlalar, kaymakamlar, el değmemiş sit alanı koylar, villalar villalar villalar. İşi hallet, git konuş, haber veririz. Kendilerine milyarlarca TL ihale, iş, ucuza özelleştirme, arsa, toprak, fabrika peşkeş çekilmiş “işadamı” kılığındaki iktidardevletHazine sülükleri bile gelen emirler karşısında dudakları uçuklamış, kalp krizleri geçiriyor... Neee 100 milyon mu?! Para mı kardeşim 100’er milyon! Ne itiraz ediyorsun! Hep alacaksın, yığacaksın, dört köşe olacaksın ama atın çanağa 100’er milyon emri gelince kalp krizi geçirip telefonda milletin anasını avradını sinkaf edeceksin... Dil dil değil, konuşma konuşma değil... Dinci ne der? Vermeden almak Allah’a mahsustur. Bu iktidar, bu ülke al ver yeridir... Bazen önce vereceksin bol bol, sonra alacaksın veya alıp alıp vereceksin. Gerekirse, sana veren kardeşinin, hepsine ihtiyacı varsa hepsini vereceksin. İktidar birilerine veriyorsa sana, ona, buna, üç beş de kendine... Bir ona, bir bana, bir sana, üç ona, beş şuna, on buna... Eeee birkaç da şuraya. Bu bir nöbettir. Önce haykıracaksın milletin içinde taparım ben ona diye. Benim idolüüüümsün sen... Liderim, müstesna adamım... Kırk yılda bir Tanrı’nın vasıflarına benzer bir adam ülkeye doğacak... Ona taparımmm. Ethemler methemler kathemler... Sonra görüleceksin, besleneceksin... Ama nöbete de kalkacaksın... Yok öyle yağma! Al şu gazete ve TV’yi... Bir yıl iki yıl askersin. Sana bahşedilenlerin bedeli olarak bir yıl, iki yıl, bu bataklığı besleme görevi senin. Oradaki zurnalar ötecekler, eee yemlenmeseler nasıl öterler? İri deliği var, küçük deliği var, köşesinde, TV’sinde şakıyacak, bütün bu kara düzeni savunacak... Öyle kolay mı insanın kendini bu kadar paçavra etmesi... Karşılığı da büyük olacak tabii ki. Beş on yerden birden... Seni yedirdik, milyarlar kazandırdık. Şimdi bastır milyonları... İki yıl sonra görev değişikliği... Sonra iktidardan yemlenen bir başkasına devredeceksin işi... Yap şu villayı denecek... Sonra tamam görevin bitti, şu kadarına şuna sat emri gelecek... Bak ağzını bozma, sinkaf yok, tansiyon krizi yok... Yüz milyonları alıp götürürken krizi geçirmezsin de verirken mi kötüleşirsin?.. HHH Sisteme karşı olan herkes vatan haini. Adam diyor ki hukuk gukuk... Siyasetin uygun gördüğüne hukuk, görmediğine guguk. Böyle hukuk uygulanırsa yabancı sermaye gelmez, dersen vatan hainisin... İtiraz ha! Vergi kamçılarını sal üzerine, yüz milyonlarca ceza... Bir bankasına, bir o şirketine, bir bu şirketine... Kendine ait olmayan sermaye, patron, hele hele sana itirazlarda bulunuyorsa, düşman malı mülkü gasp edilecek... HHH Hepsi bu vatanın çocukları, sermayesi, patron emeği, işçi alın teri, mühendis göz nuru, bilgisi yaratıcısı, tasarımcısı... Hepsi bu vatanın sermayesi.. Malı mülkü en sonunda... Bu yaptığın neye sığar... Giderek büyüyen, Türkiye’yi saran sesi duyuyorum, sanki duyulmuyor gibi ama gök gürütüsü gibi sarsıyor bedenimi, vatan haini ha... HHH Tıpkı TV’de utanmazca o davaları bilerek savunan yüzü gözü şişmişlerin duymadıkları sesler gibi. Mıy mıy mıy.. o mahkeme demiş, bu mahkeme onamış, şu mahkeme imza çakmış... Harddisk sahte çıkmışsa eğer, CD’ler varmış da... O hâkimlerin onca mahkemenin hepsi mi şeyin şeyiymiş de.. Al o CD’lerin hepsini bi yerlerde sakla, hepsini... Sen konuştukça cezaevlerinden, ülkenin dört bir yanından yükselen ana avrat seslerini de mi duymuyor kulakların... Sen konuşurken cezaevlerinden yükselen gök gürültüleri beni sağır ediyor da senin kalkanın ne... Vicdanın mı çökmüş, utanmazlığın mı tepe yapmış? Konuştukça bankadaki hesapların mı şişiyor? HHH Türkiye hiç bu kadar yiye yiye bitirilememişti, vura vura öldürülememişti... En alttan en tepeye, bu kadar büyük bir örgütlü hırsızlık, dolandırıcılık, örgütlü adaletsizlik, haksızlık, hukuksuzluk, diktatörlük, demokrasisizlik, eşitsizlik, namussuzluk, bütün ülkeyi örümceğin ağı gibi sarmamıştı. Biz hep bunları 70 yıldır yaşadık. Hep öldük öldük dirildik... Bu kadarını değil... Ama bu büyük “ara dönem”in sonuna geliniyor. Sessizlik yırtılıyor... Duvarlar çatırdıyor... Alacakaranlıktan gün ışıkları süzülmeye başladı... Büyüdük, dünyanın en zengin ülkeleri arasına girdik masalları... Yükselen ekonomi ninnileri... Bir bir... ÖNEMLİ DAVALARIN SAVCILARINA EK GÖREVLER Salihoğlu’nun talimatıyla, arasında önemli davalarda görevli savcıların da bulunduğu yüze yakın savcının bir kısmının görev yerleri değiştirildi ve mevcut görevlerine ek görevlendirmeler yapıldı. l Şike ve Odatv davasının mütalaasını hazırlayan savcı Ufuk Ermertcan’ın, 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki görevine, İstanbul 16. ve 17. noterleri ile 8. İcra Müdürlüğü’nün denetimi, l Pınar Selek davasında mahkemenin Yargıtay’ın bozma kararına karşı direnmesi üzerine, mahkemenin kararına itiraz eden savcı Nuri Ahmet Saraç’ın, 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki görevine, İstanbul 22. ve 23. noterleri ile 11. İcra Müdürlüğü’nün denetimi, l Ergenekon davasının mütalaasını hazırlayan savcılardan Mehmet Ali Pekgüzel’in, 13. Ağır Ceza Mahkemesi 2. heyetindeki görevine, İstanbul 26. 27. Noterleri ile 13. İcra Müdürlüğü’nün denetimi, riyet Başsavcılığı’na getirilen Hadi Salihoğlu, gazeteciler ile yaptığı toplantıda “Esaslı görev değişiklikleri yapacağım. Buraya geldiğimiz belli olsun” demişti. Bu açıklamaların ardından l Ergenekon davası mütalaasını hazırlayan savcılardan Nihat Taşkın’ın, 13. Ağır Ceza Ceza Mahkemesi 2. heyetindeki görevine, İstanbul 28. ve 29. Noterleri ile 14. İcra Müdürlüğü’nün denetimi, l MİT soruşturması savcılarından İsmail Işık, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki görevine, İstanbul 34. ve 35. noterleri ile İstanbul 20. İcra Müdürlüğü’nün denetimi, l Gezi soruşturmasını yürüten savcılardan Nazmi Okumuş’un görevlerine, 8. Asliye Ceza Mahkemesi’ne duruşma savcısı ve İstanbul 17. ve 18. noterleri ile 31. İcra Müdürlüğü’nün denetimi, l Hayata Dönüş Operasyonu savcısı olan ve hakkında soruşturma açılan Ali İhsan Demirel’in görevine, 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nde duruşma savcısı ve Beyoğlu 10,11 ve 12. noterlerinin denetimi görevleri eklendi. ve İlamat İnfaz Bürosu’na, Mehmet Yüzgeç de İstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’ne duruşma savcısı olarak atandı. İlk atamaların ardından gündeme gelen Deniz Feneri dosyası son Türkiye’nin gündemini sarsan 17 Aralık operasyonu savcılarına İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu tarafından dosyadan el çektirildi. Celal Kara, İstanbul 45. Asliye Ceza Mahkemesi görev değişikliği ile yine hatırlandı. Eski RTÜK Başkanı Zahid Akman ile Kanal 7’nin sahibi Zekeriya Karaman’ın da yer aldığı Deniz Feneri soruşturmasına Ankara Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan başlamıştı. Vurgunun yurtdışı ayağını yürüten Alman mahkemesi, “Asıl failler Türkiye’de” deyince soruşturmaya Abdulvahap Yaren ile Mehmet Tamöz dahil edilmişti. Soruşturma kapsamında tutuklanan Zahid Akman ile Zekeriya Karaman’ın şikâyeti üzerine HSYK tarafından görevlendirilen müfettişler incelemelerini yaparken dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Ethem Kuriş, savcılar Türkaslan, Tamöz ve Yaren’in elinden dosyayı almıştı. Yerlerine Memur Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Veli Dalgalı ile Kaçakçılık Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Hakan Pektaş görevlendirilmişti. Yeni savcılar, Deniz Feneri dosyasındaki “örgüt” ve “dolandırıcılık” suçlarına ilişkin takipsizlik kararı vermesiyle dosya bu yönüyle kapanmıştı. Savcılıkta yeni yapı CHP lideri Kılıçdaroğlu, savcıların görevden alınmasını değerlendirdi: Dinleme için ‘Teknik Büro’dan izin alınacak CANAN COŞKUN HSYK 1. Dairesi’nin 16 Ocak adli yargı kararnamesi ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak görevlendirilen Hadi Salihoğlu, “Çalışma Talimatı ve Yeni İş Bölümü Değişikliği” talimatıyla, adliye bünyesinde “Teknik Büro” adı altında yeni bir büro kurulduğunu belirtti. Talimata göre teknik ve fiziki takip yaptırmak isteyen bir savcının, suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması ve başka suretli delil elde edilmesi imkânının olmaması halinde soruşturma savcısı teknik ve fiziki takip istemini Teknik Büro’ya ileterek gerekçelerini açıklayacak. Talebin uygun olup olmadığına Teknik Büro’da görevli savcı karar verecek. Teknik Büro savcısı kararı yerinde bulursa dinleme ve izleme talebi mahkemeye iletilecek. Teknik büro savcısı olarak da Selamettin Celep görevlendirildi. Salihoğlu, değişiklik yaptığı 1 Ekim 2012 tarihinde yürürlüğe konan çalışma talimatıyla, Sahtecilik ve Dolandırıcılık Suçları Soruşturma Bürosu ile Malvarlığına Karşı Suçlar Soruşturma Bürosu’nu da Genel Soruşturma Bürosu adı altında birleştirdi. Talimata göre Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosu, KaçakçılıkNakrotik Suçlar Soruşturma Bürosu ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu, ‘Kaçakçılık, Toplumsal Olaylar ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’ adı altında birleştirildi. Büronun başına ise Başsavcı Vekili Orhan Kapıcı getirildi. Tutukluları çıkaracaklar UTKU ÇAKIRÖZER ANKARA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’da yolsuzluk operasyonunu yürüten savcıların görev yerlerinin değiştirilmesine ilişkin, “Bu sıradan bir operasyon değil. Amaç belli; önce Rıza Sarraf’ı sonra da bakan çocuklarını dışarı çıkarmak” dedi. CHP lideri, ÖYM’lerin kaldırılmasına yönelik de “Bu teklifleri vereli aylar oldu ama iktidar herhalde yeni uyanıyor. Belki de bundan sonra ucunun kendilerine dokunacağını, neyin ne olduğunu iyi anladıkları için değiştirmek istiyorlar” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulundu. İstanbul’da yolsuzluk operasyonunu yürüten savcıların görev yerlerinin değiştirilmesine ve savcılara yönelik önceki müdahalelere değinen Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “Bu sıradan bir operasyon değil. Amaç belli; önce Rıza Sarraf’ı sonra da bakan çocuklarını dışarı çıkarmak. Bu savcılar hangi gerekçeyle görevlerinden alındı bu konuda HSYK’nin açıklama yapması gerekiyor. İktidar, HSYK’yi kullanarak yolsuzlukları örtmek istiyor. Yargıya bir kez daha gölge düşmüştür. HSYK’nin bu konuda mutlaka bir tavır koyması gerekir. HSYK’nin bilgisi dışında bu yer değiştirmelerin yapılması mümkün değildir.” Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın ÖYM’lerin kaldırılacağı yönündeki açıklamalarını da değerlendirdi. CHP lideri “Neyin ne olduğunu iyi anladıkları için değiştirmek istiyorlar” ifadelerini kullanırken bu konuda şunları söyledi: “Amaçları demokrasi değil gündem değiştirmek CHP her türlü haksızlıkları ortadan kaldıracak her adıma destek vermeye hazırdır. Biz bu konularda gerekli kanun değişikliği tekliflerini Meclis’e verdik, isterlerse 15 dakikada yasayı değiştirir, insanları haksız yere cezaevinde yatmaktan kurtarabiliriz. Biz bu teklifleri vereli aylar oldu ama iktidar herhalde yeni uyanıyor. Belki de bundan sonra ucunun kendilerine dokunacağını, neyin ne olduğunu iyi anladıkları için değiştirmek istiyorlar.” AKP’nin Türkiye gündemini değiştirerek yolsuzluklarının üzerini örtme stratejisi izlediğini savunan Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin temizlenip arınması lazım. CHP bu yüzden tüm gayretini yolsuzlukların üzerinin örtülememesi için harcayacaktır” dedi. Silivri Cezaevi’nde Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ile görüşen Kılıçdaroğlu, cezaevlerindeki hasta tutukluların bir an önce serbest bırakılmasını istedi. Kılıçdaroğlu, “İnsanlar boşu boşuna hapislerde çürütülüyor. Ömürleri orada geçiyor. Bu yaşanan haksızlıklar, hukuksuzluklar o insanlara yaşatılan dramlardır. Burada en büyük görev Adli Tıp Kurumu’na düşüyor. Ancak iktidarın yarattığı korku nedeniyle doktorlar doğruyu görmelerine rağmen inandıkları yönde rapor veremiyorlar. Lütfen bu insanları hapislerde ölmeye mahkum etmeyin” dedi. Dış Basın BaşBaKan ErDoğan’ın hologramlı Konuşmasını tiyE alDı : Hayalet değil, Başbakan Dış Haberler Servisi Amerikan Washington Post ve İngiliz Guardian gazeteleri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, geçen pazar günü İzmir’deki aday tanıtım toplantısında hologramlı konuşmasını mizahi bir dille yorumladı. İngiliz Guardian, “Erdoğan: Aslında bütünüyle orada değil” başlıklı yazı ile hologramlı toplantıyı şöyle değerlendirdi: O bir hayalet mi? Hayır aslında o Türkiye Başbakanı. Peki saklanıyor mu? Sadece meşgul. Partisinin toplantısına katılamadı, bu yüzden alternatif bir yol denedi. Destekçilerine, “hain şebekelerin hazırladığı saldırıların gölgesinde bir seçime gidiyoruz” şeklinde sesleniyordu. Komik... Erdoğan hükümeti şu anda bir yolsuzluk skandalına saplanmış vaziyette. Ancak Erdoğan soruşturmada “iç ve dış karanlık gruplarla” devletin içindeki “paralel yapılanmayı” suçluyor. Washington Post’taki yazıda da Rap müziğin efsane ismi Amerikalı Tupac Amaru Shakur’un, ölümünden sonra kullanılan hologramıyla, Erdoğan’ın hologramı arasındaki benzerliğe alaycı ifadelerle dikkat çekildi. Tupac, 1996’da Las Vegas’ta karıştığı bir kavga sonrası öldürülmüştü. Yazıda “kötü izler bırakmış Tupac hologramından sonra şimdi de Erdoğan’ı hologram aracılığıyla konuşurken gördük” denildi. Mahkeme ‘hukuksuz’ dedi Sarraf’ın mal varlığındaki tedbir kalktı İstanbul Haber Servisi 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda tutuklanan işadamı Rıza Sarraf’ın mal varlıkları üzerindeki tedbir kararı kaldırıldı. İstanbul 29. Sulh Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararda, tedbir kararının hukuksuz olduğu savunuldu. Mahkeme, soruşturma dosyasında yer alan delillerle tedbir kararının uygulanamayacağını belirterek, MASAK’tan araştırma raporu alınmadığını kaydetti. tekin: 7 bakanla ilgili fezleke hazırlandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Merkez Yönetim Kurulu’nun dünkü toplantısında son gelişmeler değerlendirildi. Toplantı sürerken basın toplantısı düzenleyen Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, “Benim bildiğim ya da duyumlarımız, 7 tane bakanla ilgili fezlekelerin olduğu. Bu fezlekeleri inşallah kısa süre içerisinde kamuoyuyla paylaşırlar. Paylaşmazlarsa CHP olarak biz kamuoyuyla bazı şeyleri paylaşmak zorunda kalırız” dedi. Gazetecilerin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile eski bakanlar Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar dışındaki iki ismin kim olduğunu sorması üzerine Tekin, “Ayrıntıyı göreceksiniz yakında. İzmir soruşturmasının arka planına bakmamız lazım. İki, İstanbul İmar AŞ soruşturmasının arka planına bakalım, bunların hepsini göreceksiniz” dedi. Adalet Bakanı hakkındaki dosya usulsüzlük iddiasıyla savcılığa geri gönderildi Emniyet’te görevden alma Bozdağ’ın fezlekesi iade edildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanlığı, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırlayıp gönderdiği fezlekeyi, Adalet Bakanlığı üzerinden Başbakanlık vasıtasıyla gönderilmemesini gerekçe göstererek “usul eksikliği” görüşüyle iade etti. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından TCDD İzmir Liman İşletme Müdürlüğü’ndeki yolsuzluk iddialarıyla ilgili yürütülen soruşturmada, “yargı görevini etkilemeye teşebbüs” iddiasıyla Adalet Bakanı Bekir Bozdağ hakkında hazırlanan fezlekenin 27 Ocak 2014 tarihinde TBMM Başkanlığı’na gönderildiği ortaya çıktı. TBMM Başkanlığı, Bakan Bozdağ hakkındaki fezlekeye ilişkin yaptığı incelemenin ardından fezlekeyi dün İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na geri gönderdi. TBMM Başkanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, yasama dokunulmazlığı ya da Meclis soruşturması kapsamında değerlendirilme ihtimali bulunan fiillere ilişkin Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından TBMM Başkanlığı’na gönderilen yazıların Adalet Bakanlığı’nın ilgili genelgelerine ve bugünkü uygulamalara uygun olması gerektiği ifade edildi. Açıklamada, Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından gönderilen yazıların Adalet Bakanlığı üzerinden Başbakanlık vasıtasıyla TBMM Başkanlığı’na gönderilmesi gerektiği belirtildi. Adalet Bakanı Bozdağ, daha önce yaptığı açıklamada, dokunulmazlık fezlekelerinin Adalet Bakanlığı üzerinden TBMM’ye gönderilmesi; Meclis soruşturmasına ilişkin fezlekelerinin ise doğrudan Meclis’e gönderilmesine ilişkin bir genelge bulunduğunu açıklamıştı. Ancak TBMM Başkanlığı, Bozdağ’ın bu açıklamasının aksine Meclis soruşturmasına ilişkin fezlekeyi doğrudan kendisine gönderildiği gerekçesiyle iade etmiş oldu. Bayraktar, tweet’leri sayesinde partide kaldı EMİNE KAPLAN ANKARA AKP yönetimi, Twitter’dan Başbakan Tayyip Erdoğan’a yönelik övgü dolu sözlerini yeterli bularak, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın istifa dilekçesini işleme koymama kararı aldı. Bayraktar, “Önce Allah’ın sonra da RTE’nin sayesinde bakan olduğum gerçeği ortadadır” demişti. Bu açıklamanın ardından Bayraktar’ın istifa dilekçesinin TBMM Başkanlığı’na gönderilmemesi ve işlemden kaldırılması kararlaştırıldı. Parti yöneticileri, “Erdoğan Bayraktar’ın yaptığı açıklama bizim açımızdan yeterli. İstifa dilekçesiyle ilgili bir işlem yapılmayacak” görüşünü dile getirdi. Kastamonu’da müdürler gitti KASTAMONU(Cumhuriyet) Son emniyet müdürleri kararnamesi ile Kastamonu Emniyet Müdürü olarak atanan Mustafa Yoldan’ın göreve başlaması ardından bazı personelin görev yeri değiştirildi. Yoldan’ın göreve gelmesiyle Kastamonu Emniyet Müdürlüğü’nde 5 şube müdürü, 1 komiser ve 18 polis memurunun görev yeri değiştirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle