01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 OCAK 2014 PERŞEMBE 4 HABERLER Bozdağ, ÖYM’lere son verileceğini ancak kesinleşen davaların etkilenmeyeceğini söyledi Türkiye’yi AB’ye Kim Taşıyabilir? Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, 27 Ocak akşamı, Fransız Cumhurbaşkanı François Hollande onuruna verdiği Çankaya’daki akşam yemeğinin kültürel programı, Candan Erçetin’in söylediği, Edith Piaf ile özdeşleşmiş “Non Je ne Regrette Rien” ile başladı ve Sultaniyegâh Sirto ile sona erdi. Sıra Sultaniyegâh Sirto’ya geldiğinde, birden koptum, geçmişe yol aldım. Sanki karşımda Sadi Bey, Theophile Gauthier gemisiyle çıktığı ünlü Fransa gezisini anlatıyordu ve Edith Piaf ile Deniz Kızı Eftelya, Charles Dumont ile Sadi Işılay birbirlerine karışıyordu. Silkindim ve günümüze döndüm. Biraz önce konuşmalarında iki Cumhurbaşkanı Türkiye’nin AB üyeliğinden söz ederlerken bir noktada buluşmuşlardı. Abdullah Gül de François Hollande da müzakere sürecinin hızlandırılması görüşünde birleştiler gerçekten konuşmalarında. Bu konudaki Türk görüşü zaten eskiden beri bu yönde. Asıl tavrını değiştiren taraf Fransa. Bilindiği gibi, Hollande’ın selefi Sarkozy, fasılların açılmasını engelliyor, üyeliğimize karşı olduğunu açıkça ilan ediyor, Türkiye karşıtlığını dış poltikasının temellerinden biri haline getiriyordu. Hollande’ın Elysee Sarayı’na yerleşmesiyle birlikte Fransa bu konuda tutumunu değiştirdi. Sosyalist lider fasılların açılması önündeki Fransız vetosunu kaldırdı. HHH Hollande’ın, Sarkozy’nın bu saçma hasmane tavrını bırakması kuşkusuz olumludur. Fakat buna bakarak, şimdiki Fransız Cumhurbaşkanı’nın, Türkiye’nin AB üyeliğine taraftar olduğunu söylemek mümkün değil. Zaten bugünkü koşullar değişmeden herhangi bir Fransız cumhurbaşkanı Türkiye’nin AB üyeliğini savunamaz. Nitekim Türkiye’nin AB üyeliğine sıcak baktığı herkesçe bilinen Jacques Chirac bile, Sarkozy’nin baskı manevraları sonucunda, 2005 yılı başında Türkiye’nin AB üyeliğinin kabulü için Fransız halkının oyuna başvurulmasını öngören düzenlemenin öncüsü olmak durumunda kalmıştı. Bunda şaşacak bir yön yoktu. Chirac üzerinde baskı oluşturan Sarkozy, Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olan Fransız kamuoyunu arkasına almış bulunmaktaydı. 2005’ten bugüne genel havada bir değişiklik yoktur. Le Monde’da yayımlanan bir kamuoyu yoklamasına göre şu anda Fransızların yüzde 83’ü Türkiye’nin AB üyeliğine karşı. Burada biraz duralım. Güçlü bir Ermeni lobisinin var olduğu ve etkisini siyasal platformda hissettirdiği Fransa’da, halk arasında yaygın bir Türkiye karşıtlığı olmadığını görmek şaşırtıcıdır. Hollande ziyareti dolayısıyla sohbet ettiğimiz, Fransa’da çok yüksek temsil görevinde bulunmuş bir seçkin diplomatımız da bu hususun altını çiziyor, kamuoyunun olumsuz tavrının aşılamaz olmadığını söylüyordu; söyledikleri doğrusu ya bana inandırıcı geldi. HHH Bu durumda yapılması gereken, sorunları aşama aşama ele alıp, adım adım çözmek. Bu da yapılacak ilk işin fasılları açmak olduğu anlamını taşıyor. F. Hollande da öyle düşünüyordu, “Fasıllar açılırsa Türkiye değişir” görüşünü Ankara’da da dile getirdi. Hatta fasılların açılmasının Türkiye’de kuvvetler ayrılığı ve bağımsız yargının sağlanmasına katkıda bulunabileceği düşüncesini, Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmede de dile getirdiği söyleniyor. Tabii bu görüşünün ne kadar gerçekçi olduğu konusunda kuşkuluyum. Tayyip Bey, “hipotetik” bir AB üyeliği için yargıyı tam olarak iktidarın sultası altına alma girişiminden ne kadar vazgeçer dersiniz? Hep AB’nin Türkiye’yi içtenlikle üyeliğe istemediği söylenir de kimse ciddi olarak şu soruyu neden sormaz: Acaba Tayyip Bey, AB’yi ister görünmekten öteye ciddi olarak istiyor mu? Bunun için gerekenleri yapabilir mi? Bu soruya kim olumlu yanıt verebilir? O zaman rahatlıkla şunu söyleyebiliriz: Tayyip Bey Türkiye’yi AB’ye taşıyamaz, zaten öyle bir niyeti de yok. “Kim taşıyabilir?” derseniz yanıtı “demokrasinin gereklerini yerine getiren” olacaktır. Önce onu yapalım! Sonrasına, sonra bakarız. ‘Seçime kadar kalkar’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Terörle Mücadele Yasası’nın 10. maddesiyle görevli özel yetkili mahkemelerin (ÖYM) kaldırılmasına yönelik düzenlemenin seçim nedeniyle Meclis tatile girmeden yasalaşacağını açıklarken, bunun “kesinleşen davaları etkilemeyeceğini” söyledi. Avukatlık mesleğinden geçiş yapan hâkim ve savcı adaylarının kura çekme töreni MEB Şura Salonu’nda yapıldı. Bakan Bozdağ, konuşmasında TMK ile özel yetkili mahkemeleri kaldıracaklarını, ağır ceza mahkemelerindeki üçlü ayrıma son vereceklerini belirterek şunları söyledi: “Savcılar ve hâkimler arasındaki farklı soruşturma ve kovuşturma usullerine son veriyor, hukuk devletinin gereği olarak bugüne kadar yapmamız gerekirken bazı nedenlerle yapamadığımız tarihi bir adımı önümüzdeki günlerde atacağız. Kanunu Meclis’e gönderiyoruz, seçim nedeniyle Meclis tatile girmeden önce de bu yasal düzenlemeyi yapacak ve TMK 10. maddeyle görevli ve CMK 250. maddesiyle görevli mahkeme uygulamasına son veriyoruz” Törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bozdağ, yapılacak düzenlemenin şu anda Anayasa Komisyonu’nda görüşülen demokratikleşme paketiyle birlikte geçirilebileceğini, bu konunun tamamıyla Meclis’e ait olduğunu söyledi. Yapılacak düzenlemeden kesinleşen davaların etkilenmeyeceğini belirten Bozdağ, şunları söyledi: “Bu, görülmekte olan davalarla ilgili belki görevli mahkemelerin değişmesi sonucunu doğuracaktır. Yani TMK 10’a göre görevli ağır ceza mahkemeleri değil de diğer ağır ceza mahkemelerine dosyalar devredilmiş olacaktır. Ancak hükme bağlanmış olan, hükme bağlanıp kesinleşmiş olan davalar bundan etkilenmeyecektir. Yalnız kesinleşmemiş davalar Yargıtayca bozmaya tabi olursa onlar da yeni usule tabi olur.” “Geçici 2. maddenin kaldırılması kesinleşen davalar açısından görev uyuşmazlığı çıkarmayacak mı? Adalet Bakanlığı bu konuda kanun yararına bozma yoluna gidemez mi” sorusuna da Bozdağ, şu yanıtı verdi: “Hayır çıkarmaya ‘Bakanlığın yetkisi yok’ cak. Bir uyuşmazlık çıkması söz konusu değildir. Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma yoluna gitmesi de kanunen mümkün değil.” Terörle Mücadele Yasası’nda değişiklik yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine Bozdağ, bu konuların hepsinin düzenleme içinde yer alacağını belirterek “Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki usul ne ise bundan sonra bütün soruşturmalar için aynı olacaktır” dedi. TMY’nin 10. maddesinde yer alan soruşturma ve kovuşturma usulüne ilişkin düzenlemelerin neredeyse tamamının kaldırılacağını anlatan Bozdağ, yeniden yargılamayla ilgili yapılacak düzenlemelerin sorulması üzerine de konuyla ilgili çalışmaların sürdüğünü, geniş kapsamlı bir çalışma yaptıklarını anlattı. Çok sayıda dosyaya normal savcı Yargılamalarda usul değişecek ALİCAN ULUDAĞ Meclis’te ÖYM zirvesi AKP, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasıyla ilgili düzenleme konusunda TBMM’de bakanların da katılımıyla bir toplantı yaptı. Toplantıda, ÖYM ile ilgili düzenlemelerin TBMM Anayasa Komisyonu gündeminde bulunan Demokratikleşme Paketi’ne eklenmesi kararlaştırıldı. İçişleri Bakanı Efkan Ala, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay dün AKP grup başkanvekilleriyle toplantı yaptı. Toplantıda ÖYM ile ilgili düzenlemelerin hangi yöntemle Meclis gündemine getirileceği masaya yatırıldı. Toplantıda, ÖYM ile ilgili düzenlemelerin de yer aldığı çalışmanın 15 maddeye indirilerek TBMM Anayasa Komisyonu gündeminde bekleyen Demokratikleşme Paketi’ne eklenmesi için teknik çalışma yapılması benimsendi. Demokratikleşme Paketi’nin önümüzdeki hafta Anayasa Komisyonu’nda görüşülmesi bekleniyor. ÖYM ile ilgili düzenlemelerin önerge ya da AKP’li milletvekillerinin vereceği yasa önerisinin komisyonda paketle birleştirilmesi biçiminde olabileceği dile getiriliyor. ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın özel yetkili mahkemeler (ÖYM) ile TMK’nin 10. maddesiyle görevli mahkemelerin kaldırılacağını açıklamasının ardından gözler bu mahkemeler ile savcılıklardaki dava ve soruşturmalara çevrildi. Düzenleme yasalaşırsa, buralardaki davalara normal ağır ceza mahkemeleri bakacak. Böylece Ergenekon, KCK, 12 Eylül, 28 Şubat gibi çok sayıda davanın mahkemesi ve hâkimleri değişecek. Yine İstanbul’da süren Bilal Erdoğan’ı kapsayan 25 Aralık soruşturması gibi çok sayıda dosyaya da normal savcılar bakacak. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, kesinleşen davaların bundan etkilenmeyeceğini söyledi. Bu durumda Balyoz, Şike gibi davaların mahkemesi değişmeyecek ve yeniden görülmeyecek. ÖYM ile birlikte Terörle Mücadele Yasası’nın kaldırılması planı hayata geçirilirse birçok yargılama usulü tarihe gömülecek. Özel yetkili savcılık ve mahkemelerin kaldırılması ile buranın yetki alanına giren suçlarda, yine normal mahkemelerde uygulanan usul hükümleri uygulanacak. Örneğin TMY kapsamında şüphelilerin 24 saat avukatla görüşme yasağı uygulamasına son verilecek. Aynı şekilde TMY kapsamında bazı suçlarda verilen kısa süreli hapis cezaları artık paraya çevrilecek ve ertelenecek. ÖYM’ler tutukluluk süresini 10 yıl olarak uyguluyordu. Ancak düzenleme yasalaşırsa tutukluluk süresi normal ağır cezalarda olduğu gibi 5 yılı geçemeyecek. Ceza artırımı bundan sonra uygulanmayacak. Diğer yandan bu özel mahkemelerin yetki alanı birçok ili kapsıyordu. Ancak şimdiki durumda suç hangi ilde işlenmişse, yargılama oradaki ağır cezada görülecek. Bazı hâkim ve savcı adayları kura çekim törenine çocuklarıyla birlikte geldi. (Fotoğraf: AA) 17 Aralık mesajları Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, avukatlık mesleğinden geçiş yapan hâkim ve savcı adaylarının kura çekme töreninde yaptığı konuşmada sıkça 17 Aralık mesajları verdi. Bozdağ, hukuk devletinin en önemli güvencesinin mahkemelerin bağımsızlığı ve yargı görevini yapan hâkim ve savcıların bağımsızlığı olduğunu kaydetti. Hâkim ve savcıların görevlerini yaparken anayasa, hukuk, kanun ve vicdani kanaatlerine göre karar vermesi halinde herkesin yargının tarafsızlığına olan inancının artacağını savunan Bozdağ, yargının zirvesinin dinlediği konuşmasında hâkim ve savcı adaylarına şu mesajları verdi: “Her daim adil olun ve adaletle karar verin, adaleti ayakta tutun. İşlerinize ve kararlarınıza; dünya görüşünüzü, siyasi fikirlerinizi, inançlarınızı, kabullerinizi ve retlerinizi asla katmayın. Davanın taraflarının ya da soruşturmanın taraflarının dünya görüşü, siyasi fikri, inancı sizi esir almasın. Hukukun ve yargının siyasallaşmasına, siyasallaştırılmasına izin vermeyin. Bilinmeli ki hukuk ve yargı hiçbir kirli hesabın mazereti, perdesi ve kılıfı yapılmamalı, yargının ve hukukun bir takım hesap ve saiklerle araştırılmasına, hukukçular, yargıç ve savcılar asla izin vermemelidir. Soruşturmanın gizliliğine önem verin. Eğer soruşturma sırasında vicdani kanaatiniz, anayasa, hukuk ve kanunlara göre edindiğiniz kanaat takipsizlik vermeyi gerektiriyorsa hiç çekinmeden verin...” Çiçek’ten destek Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması ile ilgili olarak Meclis’e gelen bir çalışma olmadığını belirten TBMM Başkanı Cemil Çiçek, konuya ilişkin 3. yargı paketinde düzenleme yapıldığını anımsattı. Çiçek, “Sadece elde olan davalar açısından ömrü vardı. Şimdi anlaşılıyor ki artık bu geçici maddeyi, geçici olacak şekilde değerlendirip bunu kaldırmak yönünde görüş var. Ortak irade olursa çabucak çıkar. Bu konuda genel yaklaşım var gibi gözüküyor” dedi. ‘Askeri casusluk’ davasına bakan mahkemeye tepki ‘Adalet geç de olsa Bursa’dan geldi’ OZAN YAYMAN Özgürlükçü Hukukçular’dan KCK duruşması için çağrı İstanbul Haber Servisi Özgürlükçü Hukukçular Derneği, Kürt siyasetçilerin yargılandığı KCK İstanbul Ana Davası’nın yeniden başladığını belirterek, Kürt halkının istemlerini dile getirmek ve gayri meşru mahkemeleri teşhir etmek amacıyla hukukçuları, basın emekçilerini, insan hakları aktivistlerini, hukuktan ve insandan yana olan herkesi bugün Silivri’de görülecek duruşmaya davet etti. Özgürlükçü Hukukçular Derneği’nce yapılan açıklamada “Bugün gelinen noktada iktidar artık paralel yapıların savaşına sahne olmuştur. Bugünkü iktidarın gözetiminde kurulan ve yetiştirilen paralel yargı artık iktidarı ele geçirme boyutuna ulaşmıştır. Kürt halkı ve onun temsilcileri iktidarın kirli paralel savaşında yargı eliyle siyasi soykırım operasyonlarına maruz kalmıştır” denildi. İZMİR Kamuoyuna “askeri casusluk” olarak yansıtılan 397 sanıklı davada, itirazlar üzerine toplu tahliyeler olması, hukukun temel ilkelerini bir kez daha anımsattı. Sanık avukatları, İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararlarını değerlendiren Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ardı ardına tahliye kararları verdiğini anımsatarak, “Doğru uygulama geç de olsa Bursa’dan geldi” dediler. 357 sanığın yargılandığı dava kapsamında İzmir’deki son celse iki hafta önce gerçekleştirildi. O tarihte 59 tutuklu sanık bulunan dosya kapsamında tutukluluklara itirazları değerlendiren 12. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, olumsuz yanıt verdi. Sanık avukatları bunun üzerine bu mahkemenin kararlarını incelemekle yetkili Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz haklarını kullandılar. Bursa’daki mahkeme geçen cuma günü 16, pazartesi günü 6 salı günü 15, dün de 3 tutuklunun serbest bırakılmasına karar verdi. Gelinen noktada İzmir’de, “devlete ait gizli bilgileri temin etme” suçlamasıyla yargılananlardan 9’u asker toplam 19 sanık tutuklu bulunuyor. Sanık avukatlarından Atilla Ertekin, 40 tutuklu sanığın tahliye edilmesiyle ilgili olarak “Bursa’daki mahkemenin tahliye yönünde karar vermesinin, dosyaya fazlasıyla hâkim olmakla ilgisi yok. Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi, İzmir’de davaya bakan mahkeme heyetine, ‘Sanıkların delilleri karartma, kaçma ihtimalleri yok. Bu insanları hapiste fazla tutmuşsun. Tutukluluk hali bir tedbirdir ancak siz cezaya dönüştürmüşsünüz’ dedi. Doğru uygulama geç de olsa Bursa’dan geldi” yorumunu yaptı. ‘DÜĞMEYE BASILDI’ İzmir’deki “askeri casusluk” davasının sanık avukatlarından Seda Ayaz Aksoy “Nasıl ki, iddianame için bir yerlerden düğmeye basıldı ve o iddianame hazırlandıysa, tahliyeler için de bir yerlerden düğmeye basıldı ve salıvermeler gerçekleşti. Sadece bu olgu bile İzmir’de görülmekte olan davanın siyasi olduğunun kanıtıdır” diye konuştu. 3 TAHLİYE DAHA Öte yandan İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan sanıklardan 3’ü daha, Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki itiraz incelemesi ardından serbest bırakıldı. Bursa’daki mahkemenin dün verdiği kararın ardından cezaevinde söz konusu davadan 9’u asker olmak üzere 19 kişi kaldı. Dün salınan 3 kişiden Mehmet Aksu isimli sanığın söz konusu yargılamada, bir numaralı sanık olarak gözüken işadamı Bilgin Özkaynak’ın muhasebecisi olması dikkat çekti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle