01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 OCAK 2014 PERŞEMBE 12 DIŞ HABERLER [email protected] ‘Erdoğan Suriye rüyasından uyandı’ B (AP) Obama, Kongre’ye meydan okudu A BD Başkanı, ‘Birliğin Durumu’ konuşmasında ülkesinde gelir eşitsizliğine karşı mücadele için gerekirse yetkilerini kullanarak tek başına hareket edeceği uyarısında bulundu. Obama, Kongre’nin İran’a yeni yaptırım getirmeye çalışması durumunda bunu veto edeceğini de söyledi. Dış Haberler Servisi ABD Başkanı Barack Obama, bu yılki “Birliğin Durumu” konuşmasında, ülkesindeki zengin fakir ayrımına vurgu yaparak eşitsizliğin giderilmesi için gerekirse Kongre’yi bypass ederek kendi başına hareket edeceğini söyledi. Obama, “eylem yılı” diye adlandırdığı önümüzdeki dönemde, orta sınıfı canlandırmak, eğitimi ve sağlık hizmetlerini geliştirmek ve temiz çevre için başkanlık yetkilerini kullanacağını belirtti. Kongre’de Cumhuriyetçilerin çıkardığı engellere değinen Obama, “Amerika durmuyor, ben de durmayacağım” diye konuştu. ABD Başkanı, Temsilciler Meclisi’nde yaptığı ve televizyonlardan yayımlanan, milyonlarca kişinin izlediği konuşmasında, “Eşitsizlik arttı. Çok sayıda işsiz var. Bizim işimiz bu gidişi değiştirmek” diyerek asgari ücreti artırma ve emekliliği kolaylaştırıcı adımlar atma sözü verdi. Obama, doğalgaz, hidrojen ve biyoyakıtla çalışan çevre dostu araçların geliştirilmesini teşvik edeceklerini de söyledi. Konuşmasında dış politikaya da geniş yer ayıran Obama, Kongre’nin İran’a yeni yaptırımlar getirmeye çalışması halinde bunu veto edeceği uyarısında bulundu. ABD Başkanı, İran ile sürdürülen nükleer müzakerelerin zor geçtiğini ve belki de başarısız olacağını ancak görüşmeler sürerken yeni yaptırım girişimlerine izin vermeyeceğini belirtti. Bir kez daha Guantanamo esir kampının kapatılacağı sözünü veren Obama, Kongre’ye Guantanamo’daki esirlerin transferi konusundaki sınırlamaları kaldırma çağrısında bulundu. ABD Başkanı, El Kaide’ye karşı dış müttefiklerle birlikte nokta atışı operasyoların ve insansız hava araçlarıyla sınırlı saldırıların süreceğini de söyledi. Obama, Amerikan askerlerinin önümüzdeki yıl da Afganistan’da kalabileceğini ancak söz verdiği gibi bu yılın sonunda 12 yıldır bu ülkede sürdürdükleri savaşın bittiğini ilan edeceğini, bundan böyle güvenliği Afgan kuvvetlerinin sağlayacağını belirtti. Konuşmasında Suriye’ye ağırlık vermeyen Obama, Suriye’de muhalefeti destekleyeceklerini söylemekle yetindi. Dış Haberler Servisi İran’ı ziyaret eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile görüştü. Erdoğan’ın İran ziyareti ekonomik ağırlıklı olmakla birlikte, siyasi gözlemciler, ziyaretin Suriye yüzünden gerilen ilişkilerin yola koyulması amacını taşıdığını da dile getiriyor. Başkent Tahran’da Sadabad Sarayı’nda Ruhani ile öğle yemeğinde bir araya gelen Erdoğan, görüşmenin uzun sürmesinden ötürü Dışişleri Bakanlığı Araştırmalar Merkezi’ndeki konuşmasını iptal etti. (Fotoğraf: AA) Erdoğan Ruhani ile buluşmasından önce Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri ile elinde bir kuklaya dönüştü, ancak görüştü. Görüşmenin ardından düzenle yakın zamanda rüyadan uyandı” dinen ortak basın toplantısında Cihangi ye konuştu. Erdoğan’ın Suriye’de üstri, gaz ihracatıyla ilgili olarak anlaşma lendiği rol konusundaki “üzüntüsünü” ya varıldığını, iki ülke arasında tercihli dile getiren Sadeki, “Erdoğan, Suriye ticaret anlaşması da imzalandığını du krizinde daha çok, Siyonist rejimin yurdu. Erdoğan da İran’dan başta ham komplolarının hizmetinde bir kukpetrol olmak üzere doğalgaz alınabile la gibi hareket etti” dedi. ceğini, yüksek düzeyli bir işbirliği anİslami Şura Meclisi Milli Güvenlaşmasının da Ruhani’nin Türkiye zi lik ve Dış Politika Komisyonu Sekreyaretinde imzalanabileceğini söyledi. teri Muhammed Hasan Aseferi de, “Türkiye bugün Suriye krizinin sauklaya dönüştü’ vaş ve terör örgütleri yoluyla çözümBaşbakan’ın ziyareti sırasında İran’ın lenemeyeceği kanaatine varmış dudini lideri Ayetullah Hamaney’in Dev rumda. Erdoğan’ın İran ziyaretinin rim Muhafızları Kurulu nezdindeki tem bu krizin görüşme yoluyla çözülmesilci vekili Abdullah Hacı Sadeki’den sine yardımcı olabileceğini temendikkat çeken bir açıklama geldi. ni ediyoruz” dedi. Şura Meclisi MilSadeki, “Erdoğan, Siyonist rejimin li Güvenlik Komisyonu Başkanvekili aşbakan Erdoğan’ın İran ziyareti ekonomik bir gündemle başlasa da, İranlı bir dizi yetkiliden gelen açıklama ve siyasi gözlemcilerin yorumları ziyaretin, Suriye kriziyle bozulan ilişkileri onarma amacını taşıdığı noktasında birleşiyor. Hollande Niye Geldi? Ya da enişte bizi neden öptü? Değil mi ama… İlk yanıt: Gül muhatabına hemen yanağını uzattığı için! 6 Mayıs 2012’de başkanlık koltuğu değişir değişmez, Cumhurbaşkanı Gül yemeyip içmeyip Fransa Cumhurbaşkanı’nı derhal Türkiye’ye davet etmiş. İki devlet başkanı, Hollande’ın katıldığı ilk NATO zirvesinde (20 Mayıs 2012) karşılaşmışlar ve Gül Türkiye’nin AB üyeliğine engel üzerine engel çıkaranFransa’nın çiçeği burnunda devlet başkanını vakit geçirmeden Türkiye’ye buyur etmiş. Üst düzey Fransız yönetiminin Türkiye ile atılan köprüleri inşa etmek için büyük telaşa girmesini anlayabiliyorum. Sarkozy döneminde çünkü Fransa sanayisinin Türk piyasasındaki payı yarı yarıya daralmış… 2009’da yüzde 6 olan pay… 2012’de yüzde 3’e inmiş… Ekmeğin aslanın ağzında olduğu kriz döneminde ağır bir darbe… Fransız sanayicileri ve diplomasisi… besbelli kapının ardında hemen “yav şu Sarkozy bir gitse de Türkiye’deki eski faaliyet/etki alanımıza geri dönsek” diye gün saymışlar ve Hollande’a Türkiye davetinin ilk fırsatta yapılması için büyük ihtimalle önayak olmuşlar... Bunları tahmin etmek zor değil. Ama Türkiye’nin bu acelede çıkarı ne bunu saptayabilmiş değilim. François Hollande Türkiye’de 22 yıl önce boy gösteren adaşı Mitterrand’dan sonra, ilk kez gelen Fransa cumhurbaşkanı oluyor. Mitterrand’dan önce Pompidou ve Giscard… Ankara’ya hiç uğramamışlar. ’68’de yalnızca De Gaulle gelmiş. De Gaulle’den önce “devlet katında” yapılan biricik ziyaret de III. Napolyon zamanında gerçekleşmiş. Ama III. Napolyon’un kendisi teşrif etmemiş de yerine İmparatoriçe Eugenie’yi göndermiş… Fransa öteden beri kısaca bizi bariz biçimde “küçümseyen/snobe eden” bir ülke olageldi. Sarkozy’nin Ankara’ya açık “hasmane” tutum içine girmesi ardından ipler gerildi, ilişkiler derin dondurucuya kaldırıldı. İlişkilerin şimdi o derin dondurucudan çıkarılıp yeniden ısıtılması için ortada makul ve somut bir sebebin olması lazım. Kırıp döken hep Fransa tarafı olduğundan, normal olanı Paris’in engel koyduğu konularda geri adım atması ya da gözle görülür bir tavır değişikliğine gitmesi... Fransa çıkar örneğin, Türkiye’nin AB üyeliği için koşmuş olduğu prosedür dışı referendum şartını kaldırdığını söyler… Ya da takvim belirler. Veya Ermeni soykırımı iddialarındaki buyurgan pozisyonundan vazgeçer… Bu dostluk işaretlerine karşılık siz de kültürel, siyasi, ekonomik işbirliği için tekrar kapılarınızı açarsınız. Ama değişen bir şey yok. Zarf farklı, mazruf aynı. AB konusu başta olmak üzere somut bir değişiklik olmuyor... Öylesine olmuyor ki Hollande, beraberinde getirdiği 7 kişilik kalabalık bakanlar heyetine bir yanlış anlama olmasın diye “AB bakanını” özel olarak dahil etmiyor! Gül’le ortak basın toplantısında “AB üyeliğine destek verip vermediği” konusunda yöneltilen soruları, Türk tarafının kanıksadığı biçimde “Önemli olan, sürecin devam etmesidir!” şablonuyla geçiştiriyor. Gül’ün aynı soruya verdiği yanıt, AB kapısında yarım asırdır bekleyen bir ülke için apaçık zavallıca; “Acelemiz yok!” diyor TC devlet başkanı; “Bir tek konuda acelemiz var. O da önümüze siyasi blokaj konmaması!” Eh! Taleplerin düzeyi bu kadar düşük olunca; Hollande haliyle… hedefi on ikiden vuran bir ziyaret gerçekleştiriyor. Gül ve Erdoğan’la yaptığı siyasi temaslar ardından İstanbul Galatasaray Üniversitesi’nde kültür dünyasıyla, TürkFransa iş forumunda iş dünyasıyla “gönülleri ve akılları fetheten” bir piar yapıyor. Amerikalıların deyişiyle buna “charm offensive” diyebiliriz. Bizdeki karşılığı “ağza bir parmak bal çalmak” olarak da nitelendirilebilir. Elysee’den “Valerie”yi defetmenin verdiği hafiflemeyle Candan Erçetin’e öpücükler ve gülücükler arasında “kültürsanat nişanı” takıyor. Düşüp bayılan Ortaylı’ya “Bu talihsiz olay ve aramızdaki Fransız basını sayesinde İlber Ortaylı’nın eserleri daha çok bilinecek!” diyerek esprilerle takılıyor. Boğaz’a karşı velhasıl Hollande’ın keyfinden geçilmiyor. Nasıl geçilsin ki… Lokum gibi bir nükleer santral anlaşması yapmış, “Orient Express’i de biz yapmıştık. Hızlı trene de talibiz!” diyerek Türkiye’nin 10 bin kilometrelik hızlı tren ağına yazılmış; elektrik santralı için anlaşma imzalamış, diğer enerji yatırımları için sıraya girmiş; 15 milyar Avro’luk ticaret hacmini Gül’le 20 milyar Avro’ya çıkarmak üzere anlaşmaya varmış… Liste böyle uzayıp gidiyor. Ya Türk tarafı ne almış? Bir otomatik vize muafiyeti dahi sağlayamamış… Hollande, Türkiye’den ayrılırken burada geçirdiği 48 saati haklı olarak “tarihi” olarak nitelendirdi. “Yere bakan yürek yakan” Fransa cumhurbaşkanı, kendi açısından çok başarılı bir gezi gerçekleştirdi. Bizimkiler ise “22 yıllık arayla gelen bir Fransa cumhurbaşkanı”nın ayağına kırmızı halı sermekle övündü. ‘K Mansur Hakikatpur Erdoğan’ın “Suriye krizinde bir nevi inziva ve dışlanmışlık duygusu ile karşılaştığını, bu yüzden yeni bir onarıma ihtiyaç duyulduğunu, İran ziyaretinin bazı yanlış hareketlerden el çekme konusunda yardımcı olacağını” belirtti. Şura Meclisi Melayir Milletvekili Ahmed Aryainejad Hamedan “Bu ziyaret, Türkiye’nin İran’a yakın olma yönündeki çabası ve Suriye’ye karşı uyguladığı politikayı değiştirdiğinin bir işareti olabilir” dedi. İslami Şura Meclisi Milli Güvenlik Komisyonu üyesi Muhamed Salih Cokar ise ABD’nin Ankara yönetimini devirmeye çalıştığını ancak bunun bölgede istikrarsızlık getireceğini savundu. Türkiye’yi küçümseyen Fransa anlaşmadan vazgeçmesi protestoların fitilini ateşlemişti. (Fotoğraf: AFP) Yanukoviç’in AB ile ticari Çöpten yiyecek toplamak hırsızlık mı Dış Haberler Servisi İngiltere’nin başkenti Londra’da bir süpermarketin çöpe attığı yiyecekleri alan üç kişi hırsızlık yaptıkları suçlamasıyla tutuklandı. Süpermarketin çöplerini koyduğu alana duvardan atlayarak giren Paul May, Jason Chan ve William James, o sırada olayı gören bir vatandaş tarafından polise ihbar edildi. Toplamda 33 sterlin (yaklaşık 124 TL) tutarında yiyecek alan 3 kişi, 19 saat boyunca gözaltında kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Paul May’in (35) aynı zamanda bir grafiker olması, davanın kamuoyundan da ilgi görmesine neden oldu. Maddi durumu yeterli olduğu halde, tüketimden kaçınan kişilere İngilizce free (özgür) ve vegan’ın birleşiminden oluşan “freegan” adı veriliyor. Paul May, 3 Şubat’ta görülmeye başlanacak olan davada, çöpteki mantar, domates, peynir ve kekleri almanın yasadışı olmadığını çünkü söz konusu yiyeceğin zaten atılacağını, kendisinin ise yiyeceğe ihtiyacı olduğunu savunacak. May’in duruşmasında yargıçların, süpermarketlerden atılan çöplerin toplanma nedenlerini de ele alması bekleniyor. ‘Ukrayna iç savaşın eşiğinde’ Dış Haberler Servisi Ukrayna’nın bağımsızlık sonrası ilk Devlet Başkanı Leonid Kravçuk, ülkenin iç savaşın eşiğinde olduğunu söyledi. 1991 94 yılları arasında liderlik koltuğunda oturan Kravçuk, dün protestocular için affı tartışmak üzere toplanan parlamentoya hitaben yaptığı konuşmada, bütün dünyanın ve Ukrayna’nın, ülkenin iç savaşın eşiğinde olduğunu gördüğünü söyledi. Yaşananları “devrim” olarak niteleyen Kravçuk, herkesin büyük bir sorumlulukla hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç, göstericilere yönelik affın, işgal ettikleri binalardan çıkmaları koşulunu içermesi gerektiğini savunuyor. Bunu reddeden muhalefet ise erken seçim istiyor. Aylarca süren eylemlerin ardından önceki gün, ekonomiyi kötü Heyette yalnız AB bakanı yok Kravçuk yönettiği ve yolsuzlukların üzerine gitmediği için pek popüler olmayan Başbakan Mykola Azaro ve kabinesi istifa etmişti. Ancak yeni hükümet kurulana kadar eski kabine 60 gün görevde kalabilir. Parlamento da, gösteri yasağı getiren yasaları geri alarak muhalefete büyük bir ödün vermiş oldu. Almanya Başbakanı Angela Merkel ise Avrupa yanlısı protestoculara desteğini ifade ederek taleplerinin dinlenmesi gerektiğini vurguladı. Berlin’deki parlamento konuşmasında Merkel, Ukrayna hükümetine karşı “cesur gösterileri” selamlayarak “AB’nin temel aldığı değerler için mücadele ediyorlar, bu yüzden de dinlenmeleri gerekiyor” dedi. ABD yönetiminden de göstericilere destek mesajı gelirken Rusya, iç işlerine karışılmaması uyarısı yaptı. Bir parmak bal çaldı Avustralya Başbakanı: Yayın kuruluşumuz yurtsever değil Suriye’de ‘Nehir katliamı’ S uriye’de Beşşar Esad rejimine bağlı güçler tarafından öldürülüp nehre atıldığı öne sürülen, aralarında yaşlı ve çocukların bulunduğu 220 kişinin fotoğrafları ortaya çıktı. Fotoğrafların, Esad rejimi tarafından işlenen “savaş suçu ve insanlığa karşı işlenmiş suç” kapsamında değerlendirileceği belirtiliyor. Fotoğrafları AA’ya ulaştıran Suriye Adalet Enstitüsü, geçen yıl 29 Ocak’ta Halep’in içinden geçen ve rejim güçlerinin kontrolündeki bölge ile muhaliflerin kontrolündeki bölgeyi ayıran Küveys Nehri’nde çok sayıda ceset olduğu bilgisini aldıklarını, yaptıkları araştırmalar sonucunda işkenceyle öldürüldükleri anlaşılan kişilerin cesetlerine ulaştıklarını duyurdu. Dış Haberler Servisi Avustralya Başbakanı Tony Abbott, mülteciler ve Edward Snowden’la ilgili yaptığı haberlerden ötürü ulusal yayın kuruluşu ABC’yi “Avustralya dışında herkesin tarafını tutmakla” suçladı. ABC’nin Endonezya’da Avusturalya’nın casusluk faaliyetiyle igili haberi hükümetin eleştirilerine hedef olmuştu. Abbot, “ABC bir hainin, bay Snowden’ın iddialarına yer vermekten de zevk alıyor gibi” demişti. Daha yakın dönemde muhafazakâr lider, ABC’nin mültecilere Avustralya donanması mensupları tarafından işkence yapıldığı haberlerinden de pek memnun olmamıştı. (Fotoğraf: AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle