05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 OCAK 2014 CUMA 4 HABERLER ‘Tanrım Bizi Baştan Yarat!’ Soru cevap yöntemiyle gidelim: AKP’nin HSYK konusundaki tavrı doğru mu? Hayır! Kendileri dışında herkes, bu arada kimi AKP’liler de bu fikirde. Peki, o zaman HSYK’nin durumuna hiç dokunulmayıp bırakılması doğru muydu? Hayır o da değildi? Nereden belli? 12 Eylül 2010 referandumundan sonra ortaya çıkan durumun başlangıcından bu yana işlenen hukuk cinayetleri karşısında HSYK’nin etkisizliğinden belli. Peki, o zaman 12 Eylül 2010 referandumundan önceki HSYK doğru muydu? Hayır o da değildi, bakan ve müsteşarın kurumdaki konumları sakıncalıydı. Eeee, yani bütün yapılanlar da mı yanlıştı? Evet, bütün yapılanlar yanlıştı. HSYK’nin bir tek kurum olması, RTÜK modelinin örnek alınması da bunlara dahil. Peki, devletin diğer erklerinin yargı üzerindeki denetimini bütünüyle kaldırırsak, “kuvvetler ayrılığı” ilkesini tümüyle yaşama geçirebilir miyiz? Ona da hayır!.. Türkiye’de kuvvetler ayrılığı ilkesi hiçbir zaman yaşama geçmemiştir, bundan tek başına Tayyip Erdoğan’ı sorumlu tutmak da haksızlıktır. HHH Evet ,Türkiye’de, kuvvetler ayrılığı ilkesi hiçbir zaman işlememiştir. İlk anayasalarımızda zaten bu ilke öngörülmüyordu. Tek adamın peşinden gitmeyi şiar edinmiş bir demokrasi kültürü de zaten böyle bir çözüme elverişli değildi. Çok partili rejime geçildikten sonra da toplumda şu soru çok sorulurdu: İsmet Paşa’cı mısın? Menderes’çi mi? Gülmeyelim! Soru haklıydı, çünkü insanlar Menderes ya da İnönü’ye oy verirlerdi. Gerisi vesileydi. Şu anda da durum öyledir. Eğer öyle olmasaydı, her şey daha rahat olur, krizler daha kolay çözülürdü. İnanın ki, şu anda parlamentodaki AKP çoğunluğunu oluşturanların bir bölümü, oynanan oyunun gerçek yüzünü görüyor, yaratabileceği sonuçlardan endişeleniyor, geleceğe korkuyla bakıyorlardır. Unutmayalım, bundan daha 3.5 yıl önce, seçmenin yüzde 58 i, yanılarak da olsa, siyasi iktidar karşısında daha bağımsız bir HSYK niyetiyle oy vermişti. Eğer seçmen kişiye değil, bir çözüme oy vermiş olsaydı gerçekten, şimdi oyunun doğrultusunda, vekilleri üzerinde baskı oluşturması, sağduyulu temsilcilerin de parlamentoda aklın çağrısı doğrultusunda oy kullanmalarıyla da sorun çözülürdü. HHH Ama öyle olmadı, olmasına da imkân yok. Çünkü referandumda, gerçekte anayasa maddeleri oylanmadı, Tayyip Bey’e evet mi hayır mı, deneceği kararlaştırıldı. Yani seçmen anayasaya değil, Erdoğan’a oy verdi. Genel seçimde ise AKP’ye iltifat eden seçmen aslında AKP’nin adaylarına değil, Tayyip Bey’e oy veriyordu. Adaylar Tayyip Bey yolunda vesileydiler. Oysa demokrasi, gücünü, desteğini seçmeninden alan milletvekillerinden oluşan hür bir parlamento varsayımı üzerine oturur. Bu varsayım bizde geçersizdir, çünkü “milletvekilleri”, aslında “lider vekilleri”dirler. Onlara vekâleti veren de alan da öncelikle millet değil, liderdir. Böyle olunca da orada tecelli eden ulusal irade değil, lidersel iradedir. Bu durumda da, aynı zamanda oraya gelenler, kendilerini seçenin iradesine uygun oy kullanırlar. Bağımsız yargı, demokrasinin koşuludur, ama kendisini adaylığa atayan lidere bağımlı olmayan, üyeleri doğrudan kendisini oraya seçen halka dayanan özgür yasama da vazgeçilmez koşuldur. Bugün ortada öyle bir yasama var mı? Eğer olsaydı inanın ki, yargı bağımsızlığı da dahil her şey daha kolay olurdu. Görüyorsunuz salt yargı bağımsızlığına değil, kuvvetler ayrılığına da çoğulcu demokrasiye de daha ne kadar uzaktayız. Ona ulaşmak için seçeni, seçileni, vekili, lideri, güdüleni, güdeni hep bir ağızdan niyaz edelim: Tanrım bizi baştan yarat! Pazarlığı ‘Gezi’ bozdu MAHMUT LICALI ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yayınlanan telefon görüşmelerinde 2. yolsuzluk dalgasında ismi geçen bir işadamıyla “yüzde 6 pazarlığı” yaptığı yasanın, Gezi Direnişi sayesinde yasalaşmadığı ortaya çıktı. “Yüzde 6” pazarlığına konu olan düzenlemesinin geçen yıl TBMM Bayındırlık Komisyonu’nda tali olarak ele alınan Orman Yasası’nda değişiklik öngören tasarıdaki özel orman alanlarının yüzde 6’sının imara açılmasına izin veren düzenleme olduğu belirlendi. Söz konusu düzenleme Gezi Direnişinin de etkisiyle rafa kaldırılmıştı. Başbakan Erdoğan ile işadamı Latif Topbaş’ın pazarlık konusu yaptığı “yüzde 6 meselesi”nin ayrıntıları belli oldu. Başbakan Erdoğan’ın yayımlanan telefon görüşmelerinde işadamına “Tabii, Erdoğan’ın ‘yüzde 6’ pazarlığı yaptığı yasa, direnişin etkisiyle rafa kaldırılmıştı ÖZEL ORMANLARDA YAPILAŞMADA ARTIŞ Bayındırlık Komisyonu’nda tasarıya muhalefet eden CHP İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan, tasarıyla ilgili bilgi verirken, söz konusu hüküm ile özel orman sayılan yerlerde yapılmasına izin verilecek inşaatlarda belirleyici karar organının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmasının düzenlendiğini ifade etti. Eyidoğan, pazarlık konusu olan düzenlemeyle ilgili şunları dile getirdi: “İnşaat yapılacak alanla ilgili ‘genel kamu hizmettabii” diyerek sözünü verdiği düzenlemeyi içeren tasarı 27 Mayıs 2013 tarihinde TBMM’ye sunuldu. Erdoğan’ın sözünü verdiği düzenleme Orman Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 7. maddesinde yer aldı. Düzenlemeye göre özel orman alanlarında, imar planlarına uygun projelere göre inşaat yapılmasındalerine yönelik izinler’, izne konu hususi orman alanının yüzde 6’sının dışında olacak; böylece hususi ormanlarda yapılaşma oranı artırılacak, muğlak bir ifade olan genel kamu hizmetlerinin üretimi yüzde 6’lık oranın dışında tutulacaktır. Bu bağlamda, orman alanlarındaki yol, su deposu gibi hizmetler önceki yasada yüzde 6’lık imar alanının içinde sayılırken, yeni tasarıda bu hizmetler yüzde 6’lık oranın dışında tutulmaktadır.” şiklikle ormanlık alan içinde yüzde 6’lık alanın “ayrı ayrı imara açılması” düzenleniyordu. Aynı düzenlemeyle özel orman alanlarıyla ilgili yerel yönetimler devre dışı bırakılarak yetki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verilmesi sağlanıyordu. Bakanlar Kurulu üyelerinin imzasıyla gönderilen tasarı geçen yasama yılında 1/781 sıra sayısıyla esas komisyon ola ki koşullar değiştiriliyordu. Yapılan değişiklikle özel orman alanlarında yapılacak binaların taban alanı toplamının, özel orman alanının yüzde 6’sını, bina yüksekliği en düşük zemin kotundan itibaren 9.5 metreyi geçmemesi hüküm altına alınıyordu. Mevcut mevzuata göre ormanlık alanın yüzde 6’sı “bir bütün olarak” imara açılabilirken, Erdoğan’ın Topbaş’a sözünü verdiği deği rak TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’na havale edildi. Ancak söz konusu tasarı tali olarak önce TBMM Bayındırlık Komisyonu’nda ele alındı. Bayındırlık Komisyonu’ndaki görüşmelerde tartışmalara neden olan madde yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda parti politikalarını eleştiren milletvekilleriyle birlikte Disiplin Kurulu’na sevk edilince AKP’den istifa eden Burdur Milletvekili Hami Yıldırım’ın verdiği önergeyle tasarıdan çıkarılmıştı. Ancak aynı dönemde Gezi Direnişi patlak verince tasarı durdurulmuş, genel kurul öncesi görüşüleceği asıl komisyona gönderilmemişti. AKP, Gezi’de ortaya çıkan tepkiler üzerine Meclis’teki çevre ve özgürlükler konusunda hakları geri götüren tüm düzenlemeleri durdurmuştu. “Yüzde 6’lık” yasa tasarısı da aynı şekilde durdurulan düzenlemeler arasında yer almıştı. Koruma kurulu üyesi şirket avukatı ‘İnci’ için EROĞLU ANKARA’DA Ankara’da temaslarda bulunan KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek’le görüştü. Erdoğan ile Başbakanlık Resmi Konutu’nda basına kapalı gerçekleşen görüşme, yaklaşık 1.5 saat sürdü. Görüşmede basına açıklama yapılmazken Eroğlu, TBMM Başkanı Çiçek’i ziyaret etti. Baş başa görüşmenin ardından, heyetler arası görüşmeye geçildi. Eroğlu, KKTC halkının, hep uzlaşma ve anlaşmadan yana tavır sergilediğini, davaya her zaman sahip çıktığını, çözüm arayışı içinde milli dava anlayışını sürdürdüğünü söyledi. Bakan Bozdağ’dan yeniden yargılama için uzlaşma sinyali bakana baskı iddiası CANAN COŞKUN Beyoğlu’nda Emek Sineması’nın da içinde bulunduğu binanın yenilenme projesi kapsamında tarihi İnci Pastanesi’nin 7 Kasım 2013’te boşaltılmasına ilişkin rapor veren İstanbul 1 No.lu Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun üyesinin aynı zamanda pastaneyi boşalttıran Kamer İnşaat’ın avukatı Sebahaddin Özkan olduğu iddia edildi. Özkan’ın kurul üyeliğinden çıkarılması ile ilgili Kamer İnşaat’ın sahibi Osman Ağca’nın, Ahmet isimli şahsı arayarak dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile görüştüğü öne sürüldü. Ağca’nın Özkan’ın kurul üyeliğinden çıkarılmaması yönündeki talebinin bakana iletilmesini istediği kaydedildi. Günay’ın bu konuda devreye girmesi yönündeki isteği reddettiği belirtildi. Kamer İnşaat’a 25 yıllığına kiralanan binada yıkım başlamıştı. ‘Yargıya uçan tekme’ yasası geçti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün veto olasılığına karşı bazı değişiklikler yaptığı ancak önemli konularda adalet bakanının yetkilerini koruduğu HSYK yasa önerisi Adalet Komisyonu’nda kabul edildi. Adalet Bakanlığı’nın yüksek müşavirlik kadrosunun 15’ten 25’e çıkarılması, muhalefet tarafından “Görevden alınacak bürokratlar için kadro tahsis ediliyor” biçiminde yorumlandı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yeniden yargılama konusunda herkesin üzerinde uzlaşma sağlayabileceği bir formül üzerinde çalıştıklarını söyledi. Adalet Komisyonu’nda HSYK yasa önerisi 7 günlük bir çalışmanın ardından dün kabul edildi. Öneride, kurul üyeleriyle ilgili disiplin soruşturması, hangi üyenin hangi dairede görevlendireceği, Teftiş Kurulu Başkanı’nın atanması gibi kritik maddelerde Adalet Bakanı’nın yetkileri korunurken Cumhurbaşkanı Gül’ün itirazları üzerine kurul gündeminin belirlenmesi, kurul üyeleriyle ilgili kovuşturma işlemleri, yönetmelik çıkarma yetkisini düzenleyen maddelerde ise yetki mevcut yasada olduğu gibi kurula bırakıldı ancak bu kararlar için salt çoğunluk kriteri getirildi. Adalet Bakanı Bozdağ, yeniden yargılama konusunda Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun yazılı bir metin gönderdiğini belirterek “Anayasa ve hukuk düzenimiz açısından ne kadar mümkün olduğunu, dosyalara ne tür yansımaları olacağını, kesinleşmiş ve devam eden pek çok davaya yönelik artı ve eksilerini gördükten sonra herkesin üzerinde mutabık kalabileceği bir formülasyona nasıl ulaşabiliriz, kapsamlı bir çalışma yürüyor. Bir olgunluk ve siyasal irade de oluşunca kamuoyu ile paylaşacağız” dedi. Uzun tutuklulukla ilgili eleştirilere katıldığını kaydeden Bozdağ, 5 yıldan fazla tutuklu olanların sayısının 161 olduğunu belirtti. Türk Ceza Yasası ve Terörle Mücadele Yasası üzerinde kapsamlı bir çalışma yürüttüklerini belirten Bozdağ, “Dinlemelerle ilgili, soruşturma sırasında dosya içinden bir sürü evrak çıkıyor. Orada şüpheli veya sanık olmayan kişilerle ilgili. Kişinin güvenliğini yargıya karşı en üst düzeyde koruyan ve bunu ihlal edenler karşısında caydırıcı müeyyideler getiren düzenlemeler bunun içinde yer alacaktır” diye konuştu. Bozdağ, hâkim ve savcılara karşı açılan tazminat davalarıyla ilgili de bir çalışma yaptıklarını belirterek, “Bir hâkim ve savcı, kişisel kusuru, haksız fiil ve kastı olsa da buna ilişkin açılacak tazminat davalarının devlete karşı açılmasının doğru olmadığına inanıyorum” dedi. CHP’li milletvekillerinin “Bunlar lafta kalacak” diye tepki göstermesi üzerine Bozdağ, “Lafta kalmayacak. Somut adımları atacağız, herkes de bunu görecektir” dedi. Görüşmeler sırasında söz alan CHP’li Dilek Akagün Yılmaz, Cumhuriyet’in duyurduğu 3 bakanın rüşvet aldığına ilişkin suçlamaların yer aldığı fezlekelerle ilgili haberini gündeme getirerek, bu fezlekelerin öncelikli olarak TBMM’ye gelmesi gerektiğini söyledi. CHP’li Ali Haydar Öner, yasa önerisinin oylaması öncesinde “Bir cinayetin sonunu görmemek için izninizi istiyorum” diyerek salonu terk etti. Bozdağ, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Bilal Erdoğan hakkındaki kararın kaldırılmasıyla ilgili eleştiriler üzerine, Bilal Erdoğan için yakalama ve gözaltı kararı olmadığını söyledi. HSYK ile ilgili anayasa değişikliği ihtiyacının ortadan kalkmadığını, son girişimden sonuç alınamadığını söyleyen Bozdağ, anayasa değişikliği için işbirliği temennisinde bulundu. ‘Köklü çözüm anayasa’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) konusunda köklü çözümün anayasa değişikliği olduğunu belirterek “4 parti uzlaşma komisyonunda ortaya bir model koydu. Bu modelin eksiği fazlası varsa biraz daha çalışırız ve köklü bir çözümü getiririz” dedi. HSYK teklifiyle ilgili Anayasa Komisyonu’nun muhalefet milletvekilleri tarafından toplantıya çağrılmasıyla ilgili bir soru üzerine Çiçek, bu konuda kendisine bir başvuru yapıldığını, konuyu incelediklerini ve toplanmasına karar verdiklerini belirtti. HSYK ile ilgili bir anayasa değişikliği gerekip gerekmediği sorusu üzerine Çiçek, şunları kaydetti: “Kalıcı çözüm anayasa değişikliğidir, bunda hiç tereddüt yok, ama halen bu konuda bile teorik tartışmaların yapılmış olmasından da üzüntü duyuyorum... Şimdi eğer köklü bir değişiklik isteniyorsa ki çözümü ben şahsen orada görürüm, diğerleri geçici çözümdür, dolayısıyla bu işleri demeç, mesaj konusu yapmak yerine bu somut teklif üzerinden siyasi irade ortaya çıkıyorsa, bu teklif üzerinden bir değerlendirme yapılabilir ve bu konu da kökten çözülmüş olur.” Yeniden yargılama ‘Güzel şeyler olacak’ Gül’ün sözleri heyecan yarattı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Müteahhitler Birliği’nin yeni binasının açılışına katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, buradan ayrılırken bir gazetecinin “Anayasa değişikliğiyle ilgili çalışmalarımızdan bir sonuç almayı ümit ediyor musunuz” sorusuna, “Çalışmalar devam ediyor. Yarın da (bugün) güzel şeyler olacak” yanıtını verdi. Gül’ün bu açıklaması bugün yeni bazı gelişmelerin olacağı şeklinde yorumlandı. Ancak Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Ahmet Sever konuya açıklık getirdi. Gül’ün HSYK ile ilgili sorunun çözümü için yoğun çaba harcadığını belirten Sever, Gül’ün, Başbakan Tayyip Erdoğan ile dün yaptığı görüşmeyle de bu yöndeki çalışmalarına devam ettiğini belirtti. Sever, Gül’ün “sorunun çözümüyle ilgili yürütülen çalışmaların başarıyla sonuçlandırılmasına dair ümidini ve beklentisini dile getirdiğini ve sözlerine farklı bir anlam yüklenmemesi gerektiğini” söyledi. Dinlemelere yaptırım Tazminatlar hâkim ve savcılara Keçiören’de seçim kavgası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Keçiören Belediyesi başkan adayı Mustafa Ak, Keçiören Ufuktepe Pazaryeri’ni ziyaret ettiği sırada, aynı yerde bildiri dağıtan BBP Kadın Kolları ile karşılaştı. Henüz belirlenmeyen nedenle iki grup arasında kavga çıktı. Kavgada 4 kişinin darp edilerek yaralandığı, 11 kişinin de gözaltına alındığı öğrenildi. Ufuktepe polis noktası önünden geçen üzerinde BBP Keçiören Belediyesi başkan adayı Turgut Altınok’un resimlerinin bulunduğu seçim otobüsünü gören bir grup, otobüse saldırmak istedi. Bu sırada grup ile polisler arasında arbede yaşandı. Bakanların fezlekeleri BDP, Taksim yasağını deldi İstanbul Haber Servisi BDP İstanbul İl Örgütü, yarın Kadıköy Meydanı’nda gerçekleştirilecek “Rojava Kürdistan’ı Cenevre 2’ye kendi özerk statüsü ile kabul edilsin” mitingine çağrı amacıyla Taksim Meydanı’ndan Galatasaray Lisesi önüne kadar yürüyerek bildiri dağıttı. Bildirilerle Tünel’e kadar yürüyen BDP’lilere polisin müdahalede bulunmaması dikkat çekti. Yakalama kararı yok’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle