05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 OCAK 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR ARJANTİNLİ ŞAİR JUAN GELMAN 87 YAŞINDA ÖLDÜ 15 ‘Düşmana inat Nâzım heykeli’ u Yaşar Kemal’in Nâzım’la dostluğunu anlattığı törende, Rutkay Aziz ‘Düşmana inat Nâzım heykelini açıyoruz’ derken Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal da şairin bize dünyanın daha güzel olabileceğini anlattığını söyledi. Fotoğraflar: UĞUR DEMİR NÂZIM HİKMET ANITI ŞAİRİN 112. DOĞUM YILDÖNÜMÜNDE TÖRENLE AÇILDI Acı dolu devrimci bir yaşam Kültür Servisi Ünlü Arjantinli şair Juan Gelman Meksika’nın başkenti Mexico’da öldü. İspanyol dilinin en büyük şairlerinden biri olarak kabul edilen ve 2007 yılında saygın Cervantes Ödülü’ne değer görülen Gelman 87 yaşındaydı. 1960’lı ve 1970’li yıllarda Arjantin’de devrimci eylemci ve gerilla olarak etkinlik gösteren Gelman, 20 yıldır Meksika’da yaşamak zorunda kalmıştı. 20’den fazla kitabı yayımlanan ve uzun yıllar gazetelerde köşe yazarlığı yapan Gelman, yaşamı coşkuyla kucaklayan ama aynı zamanda ülkesinin siyasal yaşamındaki acılı deneyimleri yansıtan toplumsal ve siyasal içerikli şiirleriyle tanınıyordu. 1970’lerde, Gelman’ın oğlu ve o sırada hamile olan gelini askeri hükümet tarafından kaçırılarak öldürülmüştü. 19761983 yılları arasında resmi rakamlara göre 20 bin kişi “faili meçhul” cinayetlere kurban gitmiş ama insan hakları kuruluşları bu rakamın en az 30 bin olduğunu ileri sürmüştü. 1990 yılında, Gelman’ın oğlunun öldürüldükten sonra kum ve çimento dolu bir varile konduğu belirlenmişti. Gelman, gelini Maria Claudia’nın cesedine ulaşamamakla birlikte, Maria Claudia’nın tuttukluyken dünyaya getirdiği sanılan torununun izini 2000 yılında bulmuş; çocuğun Uruguay’daki hükümet yanlısı bir ailenin yanına verildiği ortaya çıkmıştı. Gelman ile torununun buluşması, Arjantin’in yakın tarihindeki en dokunaklı olaylardan biri olmuştu. Kültür Servisi Heykeltıraş Mehmet Aksoy’un yaptığı Nâzım Hikmet anıtı dün şairin 112. doğum yıldönümünde Akatlar’daki Sanatçılar Parkı’nda yapılan bir törenle açıldı. “İki Kıtaya Nâzım Hikmet Köprüsü” adlı heykelin açılış töreni konuşmalarını usta yazar Yaşar Kemal, Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı Rutkay Aziz, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ile Mehmet Aksoy yaptı. Nâzım Hikmet Kültür Sanat Vakfı ve Beşiktaş Belediyesi’nin girişimleriye düzenlenen anıtın açılışına Tarık Akan, Bedri Baykam, Nâzım Hikmet’in yeğeni Ayşe Yaltırım ve Mehmet Aksoy’un dostlarının yanı sıra pek çok sanatsever katıldı. Enver Aysever’in sunduğu törende, Nâzım Hikmet’e duyduğu sevgi ve saygıya değinen Aksoy, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin izin vermemesi nedeniyle heykeli geçen yıl Ortaköy’de kamuya açık bir alana yerleştiremediklerini belirtti. “İnsanlık Anıtı”nı Kars’a yeniden dikmek istediğini de vurgulayan Aksoy, şu sıralar Sivas kıyımını anlatan bir heykel üzerinde çalıştığını ve o heykeli Madımak Oteli’nin önüne yerleştirmek istediğini söyledi. “Yeryüzünde Nâzım kadar büyük bir insan olmamıştır” diyen Yaşar Kemal ise sözlerini şöyle sürdürdü: “Nâzım Hikmet arkadaşımdı. Paris’te yaşadığım dönemde görüşür dük. Nâzım Hikmet’i okuduktan sonra kendi şiirlerimi yırtmıştım. Nâzım, ‘Hapishanede şiir yazmasaydım, şair olmasaydım ölürdüm. Yaz, yoksa ölürsün.’ deyince yeniden yazmaya başladım.” Rutkay Aziz de “Güven duygusunun yitip gittiği, kirli, güvensiz, ahlaksız, hukuksuz bir süreçten geçiyoruz. Düşmana inat Nâzım heykelini açıyoruz” dedi. Aziz’in konuşmasının ardından katılımcılar “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganı attı. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ise “Nâzım Hikmet umutlarımızı diri tutmaya yardımcı oldu. Bize dünyanın daha güzel olabileceğini anlattı. Bu heykel buraya çok yakışacak” dedi. Ünal’ın konuşmasının ardından da “Her yer rüşvet her yer yolsuzluk” sloganı atıldı. Nâzım’ı İstanbul’la, memleketiyle, Boğaz’la, denizle, martılarla buluşturan Mehmet Aksoy: CEREN ÇIPLAK ‘Sanata evet, başbakana hayır’ ğunu vurgulamadan da edemiyor Aksoy: “Nâzım, Anadolu’nun sesini, bu topraklardan insan manzaralarını dünyaya duyurmuş bir şairdir. Her şeye rağmen umut ve yaşama sevinci taşıyan bir insan... Yaşadığı topluma karşı büyük bir sorumluluk taşıyordu. Yalnız Türkiye’de değil yurtdışında da yaprak kıpırdasa Nâzım’ın haberi oluyor ve tepki koyuyordu.” Geçenlerde Saraçhane Parkı’nda yeşil alan çalışması gerekçesiyle kepçelerle sökülürken parçalanan heykellerle ilgili olarak sorumluları kınayan Aksoy, ülkemizde heykele karşı hâlâ bir antipati olduğu kanısında: “Heykelin form dilinde bir anlatım olduğunu kabul etmiyorlar. Nasıl şiir yazılıp şarkı besteleniyorsa heykel de form dili üzerinden şarkı söylemektir; bir duygunun, düşüncenin görüşün dışavurumudur. Türkiye’de en az 200 heykel kaldırıldı. Biz heykele anlam veriyoruz, sanırım o anlamı farklı anlıyorlar.” Aksoy, “Heykele hâlâ tapınıldığını mı sanıyorlar acaba” diye sormaktan alamıyor kendini: “Heykel kültürünün ne olduğunu bilmiyorlar. ‘İnsanlık Anıtı’ Talibanvari bir vahşetle, kızgın, tuhaf bir hırsla yıkıldı.” Aksoy’un “İnsanlık Anıtı”nın yıkımıyla ilgili olarak Başbakan Tayyip Erdoğan’a açtığı dava ise sürüyor. Mahkemenin, “ucube”nin anlamını Türk Dil Kurumu’na sorduğunu ve yanıt beklediğini öğreniyoruz: “Başbakan TOKİ binalarına baksa, ucubeyi görecek, Türk Dil Kurumu’nu da TOKİ binalarına davet edeceğim!” Cannes Film Festivali Başkanlığı’na Pierre Lescure getirildi Sanat sinemasından ödün Kültür Servisi Sinema dünyasının en önemli festivallerinden Cannes Film Festivali’nin başkanlığına oybirliğiyle Pierre Lescure’ün getirildiği açıklandı. Bu yıl mayıs ayında gerçekleştirilecek 67. Cannes Film Festivali’ne de başkanlık yapacak Gilles Jacob, bu görevi 1 Temmuz 2014’te Pierre Lescure’e devredecek. Fransa’daki sinema çevreleri, Lescure’ün başkanlığa getirilmesini, Cannes Film Festivali’nde sanat sinemasından ödün verilerek nitelikli eğlendirici sinemaya daha fazla ağırlık tanınacak bir dönüşüm olarak niteledi. Bu arada, festival yönetim kurulunun, Gilles Jacob’u onur başkanlığına getirdiği belirtildi. Heykeltıraş Mehmet Aksoy’un Kars’taki heykeli Haziran 2011’de vinçle linç edilmişti… Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, yapımı henüz tamamlanmamış “İnsanlık Anıtı” heykeline “ucube” diyerek yıkılmasını buyurmasından kısa bir süre sonra… Dün 112. yaşı kutlanan büyük ozan Nâzım Hikmet yaşasaydı, acaba memleketindeki bu manzaraya ne derdi? Bu soruyu heykeltıraş Mehmet Aksoy’a sorduk. Çünkü dün açılışı gerçekleşen “İki Yakaya u Türkiye’de Nâzım Hikmet Kültür Köpsanatın saldırı rüsü” adlı heykel onun elinaltında olduğunu den çıkmıştı. Aksoy, bu heyvurgulayan kelle Nâzım’ı andığını ve onu İstanbul’la, memleketiyle, heykeltıraş Aksoy, Boğaz’la, denizle, martılarla Nâzım Hikmet buluşturduğunu söylüyor. Aksoy, Türkiye’de sanatın saldırı altında olduğunu vurgulayarak 70 tonluk Afyon grisi mermerden bir buçuk yılda yontarak ortaya çıkardığı heykelin açılışıyla sanata, özgürlüklere “evet” demek istediklerini belirtiyor: “Sanata, onurlu davranışlara, dik duruşa ‘evet’ diyoruz. Biat etmeyeceğimizi söylüyoruz. İyiden, güzelden, doğrudan, insandan, haklıdan yana olanlardan korksunlar. Özgür düşünceye ‘evet’ diyoruz. Farklılıkların güzelliğini ve zenginliğini savunuyoruz. ‘Bu Memleket Bizim’ diyoruz… Memleketimizi, insanımızı seviyor, empati ve anlayışla kucaklıyoruz. Bizi birbirimize kırdırmaya, ayırmaya, ötekileştirmeye kimsenin gücü yetmeyecek diyoruz.” Heykel düşmanlığı 70 ton mermerden heykeliyle sanat, özgürlüklere ‘evet’ demek istediklerini söylüyor. Ünlü heykeltıraş, umutlu ve kararlı: “Biz umutlu olmaya; türkülerimizi söylemeye, heykel yapmaya, resim yapmaya, bizi var edecek şeyleri yapmaya devam edeceğiz…Yalnız da değiliz. ” Yazarımız yıllık izninin bir bölümü kullandığından yazılarını bu hafta yayımlayamıyoruz. Aksoy, heykeli bir Nâzım Hikmet senfonisi gibi düşündüğünü belirtiyor: “Nâzım’ın şiirinde müthiş bir ses, müzik, uyum, içerik ve biçim bütünlemesi vardır. Nâzım’ın bu yanını da anlatmaya çalıştım. Heykeli bir Nâzım senfonisi gibi düşündüm. Formların üzerine yansıyan ışık kompozisyonunun çıkardığı sesi duyalım istedim.” Nâzım Hikmet’in evrensel bir şair oldu ‘Nâzım Senfonisi’ ‘Ucube’ TDK’ye soruldu KÜLTÜR SANAT n Kültür Servisi Dünya Koro Şampiyonası’nda iki “dünya şampiyonluğu” kazanan Boğaziçi Caz Korosu, şef Masis Aram Gözbek yönetiminde 23 Ocak Perşembe akşamı 20.30’da Caddebostan Kültür Merkezi sahnesinde olacak. Yaklaşık 40 kişilik kadrosuyla, çağdaş müzikten caza, çoksesli türkü düzenlemelerine kadar uzanan geniş bir repertuvara sahip olan koro, Türkiye başta olmak üzere ABD, Almanya, Avusturya, Çin, Fransa, İtalya ve Macaristan gibi ülkelerde sayısız performans sergiledi. Boğaziçi Caz Korosu CKM sahnesinde
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle