Katalog

SAYFA CUMHURİYET 16 OCAK 2014 PERŞEMBE 12 DIŞ HABERLER [email protected] Cihatçılardan korkan Batı, Esad’a döndü u İstihbarat örgütleri, Şam’la görüşüyor Dış Haberler Servisi Suriye Dışişleri Bakanı Yardımcısı Faysal Mikdat, Batılı istihbarat örgütleri yetkililerinin, radikal İslamcı gruplara karşı işbirliği amacıyla Şam’ı ziyaret ettiklerini söyledi. İngiliz yayın kurumu BBC’ye konuşan Mikdat, “Birçok Batılı hükümetin, Beşşar Esad’ın liderliğinden başka alternatif olmadığını sonunda anladığını” savundu. Mikdat, İngiliz gizli servisi ve diğer Batılı istihbaratçıların Suriye’yi ziyaret edip etmediği yolundaki soruya, birçoklarının Şam’ı ziyaret ettiğini söyleyerek cevap verdi, ancak ülke ismi vermedi. Batılı ülkelerin çektikleri elçileri geri göndermek için başvuruda bulunup bulunmadığı sorulan Mikdat, “Evet, bizimle yakınlaşan birçok ülke var” diye cevap verdi. Bazı ülkelerin gelecek hafta yapılması planlanan Cenevre 2 Konferansı’nı beklediğini, bazılarının “olasılıkları değerlendirdiğini”, bazılarının da güvenlik konusunda işbirliği yapmak istediğini belirten Mikdat, “Çünkü Batı Avrupa’dan Türkiye’ye, Suriye’ye gönderdikleri teröristler onlar için gerçek bir tehdit haline geldi” dedi. Mikdat, Batılı ülkelerin Suriye’de muhalefete destek verirken bir yandan da Suriye istihbaratı ile görüşmesini, “Bana, Batılı ülkelerdeki güvenlik yetkilileriyle politikacılar arasında bölünme varmış gibi görünüyor” diye değerlendirdi. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Mikdat’ın açıklamasıyla ilgili sorular karşısında, konuyleriyle eylemleri arasında açık bir çelişkinin göstergesi olacağını belirtti. Esad karşıtı gruplar arasında cihatçıların artması Batılı ülkeleri endişelendiriyor. Almanya İçişleri Bakanı Tomas Dimezer, Suriye’ye giden radikal İslamcıların sayısının istisnai bir şekilde büyük olduğunu ve kaygı yarattığını belirtti. Dimezer, geçen yıl Suriye’ye giden Almanya vatandaşlarının sayısının yaklaşık 240 olduğunu, Almanya’ya terör eğitimi almış olarak dönmelerinden endişe ettiklerini bildirdi. Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande da geçen salı günü, Suriye’deki yabancı savaşçılar arasında 700 Fransa vatandaşı olduğunu söylemişti. Bu arada Suriye’yi ziyaret eden İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Beşşar Esad’la görüştü. Suriye haber ajansı SANA’nın haberine göre Zarif, Suriye’de güvenlik ve istikrarın sağlanması için işbirliğini amaçladıklarını belirtti. Öte yandan, Batı ve körfez ülkeleri, milyonlarca kişinin aç ve evsiz kaldığı Suriye’ye toplam 1.4 milyar dolarlık insanı yardımda bulunma kararı aldılar. Yardımın 500 milyon doları Kuveyt’ten, 380 milyon doları da ABD’den gelirken Katar ve Suudi Arabistan da toplam 120 milyon dolar için vaatte bulundular. Kader 12’sinde evlendirilen,13’ünde doğuran ve kısacık yaşamını tetiğine kimin bastığı belirsiz bir av tüfeğiyle noktalayan “kadersiz Kader”in öyküsü aklıma Reis Çelik’in “Lal Gece”sini getirdi. “Lal Gece”yi her yıl düzenli yapılan “Türk filmleri şenliği” ile tanınan Strasbourg’un Odyssee sinemasında izlemiştim. Strasbourg’da “Lal Gece”yi görmek hem bir “zaman tünelinde”, hem de mekân anlamında yolculuğa çıkmak gibiydi. O zaman da yazmıştım… Avrupa’nın en müreffeh ve yerleşik burjuvazisinin kalbi olan Strasbourg kenti ile “Lal Gece”yi buluşturan Odyssee sineması, tarihi Gütenberg heykelinin durduğu Gütenberg Meydanı’na çok yakındı. Matbaanın mucidinin anısına bu meydanın ortasında dikilen Gütenberg heykelinin en dikkat çeken yanı üzerindeki “Ve ışık doğdu/Et la lumiere fut” yazısıydı. Heykeli dikenler böylece, “Aydınlanma”nın ilk filizlerinin matbaayı burada ilk kez 1453 yılında kullanan Gütenberg’le yeşerdiğini vurguluyordu. Gelip geçenlere de bu şekilde neredeyse altı yüzyıldır “Aydınlanma ile haşır neşir olan” bir kentte bulundukları hatırlatılıyordu. Gütenberg Meydanı’ndan, en fazla 510 dakika mesafede bulunan Odyssee sinemasına girip “Lal Gece” ile yüz yüze geldiğinizde birden Taliban Afganistanı’na ışınlanmış gibi oluyordunuz. Ardahan’ın kırsalında çekilen filmin ilk sahneleri, karlar altında derme çatma evlerden bir kurbanlık koyun gibi ittirilerek çıkarılan kırmızı duvaklı ufak bir kız çocuğu ile 60’ını aşan bir ihtiyarın düğünü ile başlıyordu. Bu sahnenin daha şoku geçmeden, çocuk gelinle yaşlı damat, seyircilerle birlikte bir daha dışarı hiç çıkamayacakları bir “zifaf odasına” kapatılıyordu. Zifaf odasında öykü, “töreden” daha önce hapse düşen geçkin damadın ağzından anlatılıyordu. Filmin sonunda damadın; “Buna kader mi desek, kısmet mi, âdet mi, gelenek mi, görenek mi” sorgulamasıyla başlayan uzun tiradının ardından; “Nerdeyse sabah ezanı okunacak!” sözlerini duyuyorduk. Tek kişilik oyunuyla göz dolduran (damat) İlyas Salman; “Pencereden ‘gelin zifaf çarşafını alın!’ diye damat daha ateş etmedi!” diyor; sonra gerdek odasında ışıklar kararıyor kamera dış mekâna dönüyordu. Gün ağarırken de “baam” içerden yükselen tek el bir ateş sesi duyuluyordu. Yaşlı damat; “Gelin zifaf çarşafını alın!” mı demiş oluyordu… Yoksa intihar ediyor ya da küçük kızı mı vuruyordu belli değildi. Bu sorunun yanıtını Reis Çelik; bazı tiyatro oyunlarındaki gibi açık bırakıyordu. Yanıt almamıza gerek kalmadan perde kararıyor; jenerik akmaya başlıyordu. “Trajedi” her halükârda tamamlanmış oluyordu. İster acımasız “zifaf gecesi” ritüeli yerine getirilsin, ister perdedeki kahramanların yaşamları noktalansın, asla yaşanmamış ve hiç yaşanmayacak hayatlar bir kurşunla nihayete ulaşıyordu… Sinemadan çıkıp az ilerdeki “ Gütenberg Meydanı”nın soğuğunu yiyince insan cin çarpmış gibi oluyordu. “Aydınlanma” rahlesinden geçen ülkelerle aramızdaki mesafenin kapanmazlığını sonuna kadar duyumsuyordunuz. Batı ve Körfez’den 1.4 milyar dolar İran Dışişleri Bakanı Zarif, dün Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile görüştü. (Fotoğraf: SANA) la ilgili bilgisi olmadığını söyledi. Kerry, “Konu hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Bilgim dahilinde değil” diye konuştu. BBC’nin uluslararası başmuhabiri Lyse Doucet ise güvenilir kaynakların, Batılı ve Suriyeli istihbaratçılar arasında görüşmeler yapıldığını doğruladıklarını söyledi. Muhalif Suriye Ulusal Koalisyonu Sözcüsü Halid Saleh haberlerin doğru olması halinde Batılı ülkelerin söz Zifaf odasına hapsolmak n Dış Haberler Servisi Eşcinsel karşıtı yasanın kabul edildiği Nijerya’nın kuzeyindeki Bauçi eyaletinde önceki gün çok sayıda kişi “eşcinsel oldukları” gerekçesiyle gözaltına alındı. Bauçi Şeriat Konseyi Başkanı Mustafa Baba İlela, AP’ye yaptığı açıklamada, son iki hafta içinde 11 kişinin eşcinsel kurumlara mensup oldukları gerekçesiyle tutuklandığını açıkladı. Nijerya polisi gay’leri gözaltına alıyor NATO: Ankara füze sistemine artık itiraz etmiyor NATO GENEL SEKRETERİ AÇIKLADI Dış Haberler Servisi NATO Genel Sekreter Yardımcısı Alexander Vershbow, Türkiye’nin, NATO füze savunma sisteminin İsrail’i korumayı amaçlamadığına ilişkin güvenceleri kabul ettiğini açıkladı. Vershbow, Ankara’nın itirazlarının kısmen Türkiye topraklarına yerleştirilecek NATO radarıyla ilgili kafa karışıklığından kaynaklandığını söyledi. Tel Aviv Üniversitesi Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü’nde bir konuşma yapan Vershbow, Türkiye topraklarına yerleştirilecek radar sistemiyle, ABD’nin İran’dan gelecek füzelere karşı İsrail’de inşa ettiği radar arasında çok fazla benzerlik olduğunu, bunun kafa karışıklığı yarattığını belirtti. Vershbow, “Bence NATO sisteminin İsrail’in korunmasına odaklanacağına ve İsrail’de bulunan varlıkların NATO sisteminin bir parçası olacağına ilişkin yanlış bir algı vardı. Ancak aslında bunlar iki ayrı konu. Dolayısıyla bence bu sorun Vershbow. ortadan kalktı. Türk kamuoyunun bazı kesimleri için halen bu bir sorun olabilir ama bence Türkiye’de hükümet artık füze savunmasını destekliyor” dedi. Vershbow, Suriye rejiminin olası saldırılarına karşı Türkiye’ye yerleştirilen Patriot füzelerinin de bu destekte rol oynadığını vurguladı. Füze savunma sistemi konusunda NATO ile işbirliği yapmayan Rusya’yı da sert bir dille eleştiren Vershbow, Rus uzmanların da füze savunma sisteminin Moskova’ya yönelik bir tehdit olmadığı yönünde çok sayıda çalışması olduğunu söyledi. Geçmişte ABD’nin Moskova büyükelçiliğini de yapan Vershbow, “Bu durum Rus generallerin ve roket bilimcilerin Rusya’da yayımlanan akademik dergilerdeki birçok yazısında yer aldı. Ancak kötü haber şu ki Rus liderler ve üst düzey yetkililer kendi uzmanlarına kulak asıyor gibi görünmüyor” diye konuştu. Mesud Barzani ABD’ye gidiyor nDış Haberler Servisi Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin resmi davet üzerine birkaç gün içerisinde ABD’ye gideceği açıklandı.Kuzey Irak’ta yayımlanan Denge Azad sitesinin haberine göre, son ziyaretini Nisan 2012’de ABD’ye yapan, Başkan Barack Obama ve Başkan Yardımcısı Joe Biden’la görüşen Barzani, bir kez daha davet edildi. Barzani’nin ABD’de üst düzey yetkililerle, Irak ve bölgedeki gelişmeleri, özellikle de Anbar eyaleti ve Felluce’de son zamanlarda meydana gelen olayları görüşeceği bildiriliyor. Temaslarda, Sünni yerleşim bölgelerinde Irak ordusu ile aşiretler ve militanlar arasındaki çatışmalara son verilmesi için Barzani’nin desteğinin ele alınacağı da belirtiliyor. Irak’ta El Irakiye Listesi lideri İyad Allavi’nin de aynı nedenlerle ABD’yi ziyaret edeceği öğrenildi. Bağdat ve Bakuba’da cehennem Irak’ta dünkü saldırılarda en az 59 kişi öldü. Diyala vilayetinin merkezi Bakuba’nın Buhriz nahiyesinde “El Mecmeiyye” aşiretinin taziye çadırına yapılan saldırıda 16 kişi öldü, 18 kişi de yaralandı. Başkent Bağdat’ın Şii nüfusun çoğunlukta olduğu semtlerinde meydana gelen bombalı araç saldırıları sonucu da ilk belirlemelere göre 58 kişi hayatını kaybetti. (REUTERS/AA) Çılgın proje ve çocuk gelin rekortmeni 14 yaşındaki “kadersiz Kader”in ölümü ardından gazetelerde çıkan rakamlar, bunu istatistiksel olarak kanıtlıyor. Türkiye çocuk gelin oranı en yüksek ülkeler arasında. Güneydoğu’da neredeyse yarı yarıya yüzde 41 olan çocuk gelin oranları, ülke çapında yaklaşık 1/3 olarak belirleniyor. Türkiye’yi Avrupa’da “rakipsiz” kılan bu feci oran; otomatikman bizi “en kadın düşmanı ülkeler”arasına savuruyor. Dünya çapındaki “toplumsal cinsiyet eşitsizliği” raporlarında da hep zaten kadın haklarının en fütursuzca çiğnendiği ülkeler arasında boy gösteren AKP Türkiyesi; ileriye doğru mesafe almak şöyle dursun, bu konuda 2000’ler başına göre bariz gerileme gösteriyor. Kimin umurunda? Çılgın projeler ve “Türkiye’yi sözde dünyanın 17. ekonomisi” yapmakla övünen başbakan; “çocuk gelinler konusunda” ülkemizi Nepal; Dominik Cumhuriyeti, Etiyopya, Zambia, Sierra Leone gibi azgelişmişlik klasmanına sürüklemekten rahatsızlık duymuyor. Kadın hakları, kadına şiddet, töre ve çocuk gelinler gibi konuları merceğe alan kadın sorunları bakanlığından “kadın”ın adını yok eden siyasi irade; “Kader’lerin kadersizliğine” son kertede bir sorun değil, “su testisi su yolunda kırılır” misali bir yol kazası olarak bakıyor. Konuyu ele alan yayın organlarında da bu genel geçer yaklaşımı görüyoruz. Bu yazıya otururken “Kader”e ilişkin tüm haberleri okudum… İlk günlerdeki haberler berdelle evlendirilen kızın dayatma “berdel” öyküsünü açıkça vurgulamak yerine örneğin “gelinle damadın ailelerin onayı ile evlendirildiğini” söyleyerek durumu adeta meşrulaştırmaya çalışıyor... “Erken doğum”la kaybettiği bebek yüzünden bunalıma girerek kendisini Kader’in vurmuş olabileceği(!) izlenimi yaratılmak istenirken küçük kızın aslında ikinci bebeğini aylar önce, eylül ayında yitirdiği gözlerden saklanıyor. Şeffaflıktan tamamıyla yoksun olan bu ortam; basını ve siyasetiyle aslında, Kader’in cinayetine ortak. Tıpkı “Lal Gece”nin sonu gibi. Bir silah sesi duyuyoruz ama karanlığın içinde tam ne olduğunu bilmiyor, anlamıyoruz. Soçi öncesi Dağıstan’da çatışma nDış Haberler Servisi Rusya’nın Soçi kentinde yapılacak kış olimpiyatı öncesinde bölgede meydana gelen olaylara bir yenisi daha eklendi. Rusya Ulusal Antiterör Komitesi (NAC), Dağıstan’ın Karlanyurt köyünde askerlerin bir grup militanı bir evde kuşattığını ve çıkan çatışmada 3 asker ile 4 militanın öldüğünü, 5 askerin de yaralandığını duyurdu. Dağıstan’ın başkenti Mohaçkale, 7 Şubat’ta başlayacak olimpiyata ev sahipliği yapacak Soçi’nin 620 kilometre doğusunda bulunuyor ve radikal İslamcılar bölgede sık sık saldırılar düzenliyor. NAC, öldürülen militanlar arasında, geçen yılın sonlarında Pyatigorsk kentinde bombalı araçla saldırı düzenlemekle suçlanan bir kişinin bulunduğunu da duyurdu. Saldırıda 3 kişi hayatını kaybetmişti. Geçen ay Volgograd kentindeki bir intihar saldırısında ise 34 kişi ölmüştü. Çin, ABD’yi hipersonik füzeyle vuracak Dış Haberler Servisi Çin, sesten 10 kat hızlı, ABD füze savunma sistemlerini delebilen nükleer başlıklı bir füze taşıma aracını başarıyla denedi. ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) bir sözcüsü, “WU14” adı verilen “hipersonik süzülme aracı”nın (HGV) 9 Ocak’ta Çin semalarında rekor hıza ulaşarak denendiğini doğruladı. Amerikan Washington Free Beacon sitesine konuşan Yarbay Jeffrey Pool, yabancı ülkelerin savunmayla ilgili faaliyetlerini düzenli olarak izlediklerini ve Çin ’in denemesinden haberdar olduklarını söyledi, ancak ayrıntılı bilgi vermedi. Çin’in, kıtalararası balistik füzelerinin son aşaması olarak HGV’yi tasarladığı, program başarılı olursa Çin’den atılan füzenin mevcut hava savunma sistemlerini delerek bir saatten kısa süre içinde ABD’yi vurması mümkün olacak. Ses hızının 5 katı ile 10 katı arasındaki hızlara “hipersonik” deniliyor. ABD, Hindistan ve Rusya’nın da benzeri araçlar tasarladığı belirtiliyor. Türkiye sınırındaki ilçede patlama: 6 ölü GAZİANTEP (Cumhuriyet) Karkamış ilçesinin karşısındaki Suriye’nin Halep kentine bağlı, İslami Cephe kontrolündeki Carablus ilçesinde bomba yüklü bir araçla saldırı düzenlendi. Türkiye’ye giriş yapmak isteyen Suriyelilerin pasaport işlemleri için arama noktasında bekledikleri sırada meydana gelen saldırıda çok sayıda yaralı olduğu belirtilirken Türkiye’ye getirilen 30 yaralıdan 6’sı yaşamını yitirdi. Görgü tanıkları; patlamanın, Carablus’un kontrolünü ele geçirmek isteyen Irak İslam Şam Devleti (IŞİD) grubu tarafından yapılmış olabileceği ihtimali üzerinde duruyor. NSA, casus yazılımla 100 bin bilgisayarı izlemiş Dış Haberler Servisi Amerikan Ulusal Güvenik Ajansı’nın (NSA) dünya genelinde yaklaşık 100 bin bilgisayara casus yazılım yüklediği, ABD’nin söz konusu bilgisayarlar üzerinden her türlü izlemeyi yapabildiği ileri sürüldü. İddiayı ortaya atan New York Times’ın haberine göre, söz konusu yazılımların çoğu, bilgisayar ağları kanalıyla erişim sağlanarak bireysel bilgisayarlara yerleştirildi. Yine iddiaya göre NSA internete bağlı olmayan bilgisayarlara da girmesine, girdiğinde de veri değişikliği yapmasına yol açacak bir teknoloji kullandı. İddiasını bilgisayar uzmanlarına, Amerikalı yetkililere ve eski NSA çalışanı Edward Snowden tarafından açıklanan gizli bilgilere dayandıran gazete, söz konusu teknolojinin 2008 yılından bu yana kullanıldığını belirterek bunun için radyo dalgalarından ve bilgisayarlara gizlice yerleştirilen USB kartlarından yararlanıldığını kaydetti. Kod adı “Quantum” olan yazılım programının Çin ordusuna ait birimleri yaygın olarak hedeflediğine de dikkat çekilen haberde NSA’nın söz konusu casus yazılımları Rus ordusunun internet ağlarının yanı sıra Meksika polisiyle uyuşturucu şebekelerinin sistemlerine de yerleştirdiği, ayrıca AB’ye ait ticari kurumları, Suudi Arabistan, Hindistan ve Pakistan gibi ABD müttefiki ülkeleri hedef aldığı belirtildi. New York Times, casus yazılım teknolojisinin ABD’de kullanıldığına ilişkin herhangi bir kanıt olmadığını da belirterek NSA sözcüsünün “Bu, saldırı amaçlı değil, dış siber saldırılara karşı yapılan aktif savunmanın bir parçasıdır” sözlerine de yer verdi. Delhi’de turist kadına tecavüz Dış Haberler Servisi Adı sık sık kadınlara yönelik tecavüzlerle gündeme gelen Hindistan’da bu kez de Danimarkalı bir kadın turistin bir grup erkeğin tecavüzüne uğradığı bildirildi. Adı açıklanmayan 51 yaşındaki kadının, başkent Yeni Delhi’deki Ulusal Müze’yi ziyaret ettikten sonra kaldığı otele dönerken yolunu kaybettiği, bir tren istasyonunun yanındaki parkta tecavüze uğradığı kaydedildi. Polisin 6 kişiyi gözaltına aldığı, kadının Yeni Delhi’de tedavi görmeyi kabul etmeyerek dün ülkesine döndü.