05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 OCAK 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Yolsuzluk operasyonları yabancı yatırımcıyı Türkiye’ye gelme konusunda temkinli olmaya yönlendiriyor Yatırımcı karamsar E&Y Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2013 Raporu’na göre 2014’te de Türkiye’deki yolsuzluk operasyonu ve uluslararası piyasalardaki gelişmeler nedeniyle yatırımların düşük kalması bekleniyor. 2012’de birleşme ve satın alma işlem hacminin yüzde 51’ni yapan yabancıların oranı 2013’te yüzde 24’e geriledi. Ekonomi Servisi Ernst&Young (EY) Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2013 Raporu’na göre hem global yavaşlama hem de içerideki siyasi belirsizliğin etkisiyle Türkiye’de değeri açıklanan birleşme ve satın almaların işlem hacmi 2013’te yaklaşık yüzde 40 düşüşle 13.7 milyar dolara geriledi. 2014’te de Türkiye’deki yolsuzluk operasyonu ve uluslararası piyasalardaki gelişmeler nedeniyle yatırımların düşük kalması bekleniyor. Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2013 Raporu E&Y Kurumsal Finansman Bölümü Başkanı Müşfik Cantekinler tarafından düzenlenen toplantıyla açıklandı. Raporda şu tesbitlere yer verildi: * 2013’te tüm dünyada birleşme ve satın alma aktivitelerinde ciddi yavaşlama oldu. Türkiye’de 336 işlem gerçekleşirken işlem hacminde ise 2012’ye göre ciddi düşüş yaşandı. * İşlem değeri açıklanan 135 işlemle toplam 13.7 milyar dolar tutarında işlem hacmi yaratıldı. Değeri açıklanmamış işlemlerle birlikte toplam hacmi yaklaşık 20 milyar dolar oldu. * Son dönemde TL’nin değer kaybetmesi işlem değerlerinde çarpanlarda düşüşe neden olacak. Eskiden olduğu gibi 12’leri, 13’leri görmekte zorlanırız. 2013’te çarpanlar 812 aralığındaydı. Şirketlerin yarattıkları nakit değer Avro ya da dolar olarak düşük olacak. * Yabancı yatırımcılar tarafından gerçekleştirilen birleşme ve satın almalarda azalma yaşanırken 2012’de toplam işlem hacminin yaklaşık olarak yüzde 51’ini yapan yabancı yatırımcılar, 2013’te toplam işlem hacminin yüzde 24’ünü gerçekleştirerek yerli yatırımcıların önemli ölçüde gerisinde kaldı. * Türkiye’deki ekonomik ve siyasi belirsizlik yatırımcıda da belirsizlik yaratıyor. Eğer bu belirsizlik biraz daha sürerse bu 2014’te gerşekleşecek satın almalar ve birleşmeler için risk oluşturacak. Yatırımcı bekle gör havasına geçer ki bunu da risk olarak görüyoruz. 2014’e ilişkin beklentilerin düzelmesi halinde 20 milyar dolarlık rakam yine yakalanabilir. * İş insanları ve yöneticilerin sadece yüzde 20’si (2013’te yüzde 58) 2014 yatırım ortamını olumlu olmasını bekliyor. Siyaset İslamı Kirletiyor... Söylemek benim haddim değil... İktidarları sürecinde giderek daha etkin, şeyhülislamlık gibi yaşamın her alanına, olup bitene ilişkin fetva vermeyi alışkanlık haline getirmenin ötesinde yasal görevleri arasında sayan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıklaması... Geçen hafta iktidar ortaklığını on yıl başarılı paylaşmış Erdoğancemaat cephelerinin birbirini tasfiye savaşlarında ve birbirlerine karşı ağır suçlamalarla bir aydır sürdürdükleri sınır tanımaz operasyonlar karşısında yapmak gereğini duyduğu, satır arası haberler içinde kaynayan inanmış Müslümanlara yönelik bir uyarısından alınma... Diyeceksiniz ki son birkaç gündür Erdoğan yani fiili iktidarları cephesinin yargı, Emniyet içindeki soluksuz operasyonları ile zaten denge bozuldu. Cemaat cephesi en azından kısa dönemli yenik gözüküyor... İktidarlarının fetva makamı gibi çalışan, iktidar gücünün tüm kamu alanlarını ele geçirme, kadrolaşmasında geçiş yolu olarak kullanılan, kamu kaynakları, bütçesinden, dolayısıyla bizim vergilerimizden en büyük payların toplandığı Diyanet İşleri’nin zaten doğrudan iki taraf arasındaki bu kıyasıya, ölümüne savaşlara bulaşmak haddi değil... Diyanet’in, içerik anlamını bozmamaya çalıştığım, üç sözcükle başlığa taşıdığım, inanmış Müslümanlara yönelik uyarısı elbette çok dikkatli bir dille kaleme alınmış. Temiz, inanmış Müslümanların besbelli camilerde çok fazla tartışıyor, sorguluyor, belki de doğrudan Diyanet’e danışıyor olmaları bağlantılı dini değerlerinin sarsılmamasına yönelik bir uyarı... Dini bütün, inanmış Müslümanların iktidarları ile cemaat arasında yaşanan çatışmalar, suçlamalar, operasyonlar bağlantılı, inançlarından soğumamaları, sarsılmamaları, dinlerine olan bağlılıklarından kopmamaları isteniyor sadece... Ülkemizin dinine bağlı inançlı Müslümanlarının bu çatışmadan nasıl bir ders çıkaracakları bilinmez ama ülkemizde ve dünyada dinin siyasette kullanılması, insan hakları, hukuk devleti düzenleri, demokrasi, laiklik ilkeleri çiğnenerek, değişik yorumlarla dinin siyasete alet edilmesi, din üzerinden siyaset yapılması üzerinden yaşananlar fazlası ile sarsıcı, ürkütücü... Başka dinler üzerinden yaşanan kanlı sonuçlar, din üzerinden siyasetin akıl almaz boyutlardaki kirliliğinin, yaşamı karabasana çeviren kirliliğinden alınan derslerle “laiklik” insan haklarının olmazsa olmazını oluşturmuştu. Gelin görün ki, bilimsel teknolojik devrim çağında öngörülemeyen bir geriye, uçuruma çekilişe, bataklığa sürükleniş sonucunu getiren siyasal İslam karabasanı yaşanıyor. Milyarlarla Müslüman dini değerlerinin kirlenmesinin çok ötesinde, ırklarmezhepler üzerinden bataklıkta battıkça batılan kirli savaşları, siyasetin, dini inançlarının kirletilmesi sürecini kanıyla ödeyerek yaşıyorlar... HHH Umalım ders vericilikte gelecek için yararlı sonuçlarını görür, olmazsa olmaz laiklik din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması zorunluluğu üzerinden uyarılarımızı, derslerimizi almış oluruz... Müslümanların azınlıkta kaldıkları zengin Kuzey dünyasında insan hakları, demokrasi, hukuk, devleti düzeni, laiklik ilkeleri arasındaki bağlara göreceli özen gösteriliyor, sınırların aşılmaması bir biçimde sağlanıyor. Oralarda bile en yoksul, yoksun, bedel ödeyenler, ağırlıkla Müslümanlardan çıkıyor... Nedenlerini sorgulamayacak mıyız? Ama asıl sorgulamamız gereken milyarlarca Müslümanın çoğunlukta, yönetimlerde belirleyici oldukları yoksul Güney dünyalı damgasından kurtulamayan, üstüne üstlük enerji yatakları üzerinde yaşayan ülkeler olmalı değil mi? Emperyal düzenin çarklarının işleyişinin sahipleri onlardan önce radikal İslami örgütlenmeler, sonra da ılımlı İslam projeleri ile çok yararlandılar. Onlarsa giderek yoksullaşıp yoksunlaşmakla kalmayıp aynı dine ve peygambere bağlı olarak birbirlerine düşman, aralarında çıkar savaşları yaparak siyasi bataklığa battıkça battılar... Geçen hafta, Irak ve Suriye’de mezhepler ve iç savaşlar bataklığında dünyada en çok insanın, Müslümanın birbirlerini öldürmesinin haberleri vardı... Dün bir gün içinde Irak’ta bir önceki günlerin taziye çadırına yapılan baskında onun üzerinde olmak üzere 50’nin üzerinde, Suriye’de 100’e yaklaşan karşılıklı çatışmada ölü sayısı haberleri verildi... Hem de sözde Esad’a karşı savaşanların içinden dışardan gelmiş radikal İslami cephe örgütleri ile Suriyeli muhalefet de bir diğerini hedef almış olarak. Çivisinin çivisi çıktı halleri başka nasıl olur? Bizde ulusal kurtuluş savaşı, Cumhuriyet devrimleri, laiklik, en kötüsüyle de olsa demokrasi, laik hukuk devleti düzeni varlığı sayesinde durumlar bataklıktakiler kadar kanlı, iç karartıcı değilse de... Aynı mezhepten, dışardan desteklenmiş ılımlı siyasal İslamcı gelenek üzerinden on yıl boyunca iktidarları ortaklığını paylaşmış olanların, kavgaları üzerine çıkan tabloya bir bakın hele... Başbakan Erdoğan iki gün önce halka, dün dünya ülkelerinin elçilerine seslenişinde, iktidarlarının içine sızmış terör örgütü niteliğini kazanmış çetenin nasıl olabilirse, temizlenmesiyle sözü açıyor.. Genç işsizliği alarm veriyor Ekonomi Servisi Türkiye genelinde işsiz sayısı 2013 Ekimi’nde bir önceki yılın aynı dönemine göre 202 bin kişi artışla 2 milyon 743 bin kişiye yükselirken işsizlik oranı yüzde 0.6 puan artış ile yüzde 9.7 seviyesinde gerçekleşti. İşsiz sayısı eylül dönemine göre 88 bin kişi azalırken işsizlik oranı 0.2 puan geriledi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2013 yılı ekim dönemi hanehalkı işgücü istatistiklerini yayımladı. Tarım dışı işsizlik oranı ekimde bir önceki yılın aynı dönemine oranla 0.5 puanlık artış ile yüzde 11.9 oldu. Türkiye genelinde 1524 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı ekimde bir önceki yılın aynı dönemine göre 1.2 puanlık artış ile yüzde 19.3 oldu. Eylül 2013 döneminde ise genç işsizlik oranı yüzde 19.4 düzeyinde gerçekleşmişti. Bir aylık dönemde 1524 yaş grubu işsizliğinde 0.1 puanlık gerileme yaşandı. Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısında 2013 yılı ekim döneminde, bir önceki döneme göre 7 bin kişilik artış, iş göre gençlerde işsizlik yüzde 20 sınırına dayandı. İşsiz sayısı ekimde 202 bin artarak 2.7 milyona yükseldi. DİSKAR’a göre ise işsizlik oranı yüzde 9.7 değil, yüzde 15.5 olarak gerçekleşti. TÜİK verilerine siz sayısında ise 83 bin kişilik azalış meydana geldi. Mevsim etkilerinden arındırılmış işgücüne katılma oranı bir önceki döneme göre 0.2 puanlık azalış ile yüzde 50.6, istihdam oranı ise değişim göstermeyerek yüzde 45.6 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü’ne (DİSKAR) göre ise gerçek işsizlik oranı yüzde 9.7 değil, yüzde 15.5; işsiz sayısı da 2 milyon 743 bin değil, 4 milyon 698 bin kişi olarak gerçekleşti. Fonlar geliyor ama giderlerse kötü olur işen Ekonomi Servisi Standard Bank Gel 2 201 , Ash Tim ürü Müd a ştırm Ülkeler Ara n geçe ar ve 2013’ün üçüncü çeyreğine kad usüreçte Türkiye’ye diğer tüm gelişen Avr port a fazl a dah n nda pa ülkelerinin toplamı süföy akışının yaşandığını belirtti. Ash, bu ının akış föy port net n gele ’ye reçte Türkiye 59 milyar dolar olduğunu söyledi. cnbce.com’un haberine göre Ash, “So na ları akış tföy por nuç olarak, Türkiye umaçok bağlı ve aslında oldukça da kor ’yle kiye Tür lar fon bu ar kad sız. Şu ana lar fon bağlarını koparmadı. Yeni da geliyor. Ancak çıkış başlarsa, du kez Mer , Ash i. ded rum çirkinleşebilir” sı Bankası’nın lirayı desteklemeyi bırakma hare ük büy a dah rda sala piya durumunda, ketlerin görülebileceği uyarısı yaptı. ‘Memurdan çaldılar kutuya koydular’ Ekonomi Servisi Türkiye KamuSen üyeleri, kamu görevlileri ve emeklilerin 2014 için maaşlarına yapılan zammı az buldukları için Türkiye’nin birçok ilinde eylem yaparak maaş bordrolarını yaktı. Toplu iş sözleşmesinden memur maaşına yansıyan 123 lira artışı protesto eden Türkiye KamuSen üyeleri, ‘Memurdan çaldılar kutuya koydular’, ‘Hırsıza değil memura bütçe’, ‘Her yer rüşvet, her yer yolsuzluk’, ‘Ak değil karasın, başımıza belasın’, ‘Hırsız var’ ve ‘Çal çal çal AKP zammını başına çal’ sloganları attı. Renkli görüntülere sahne olan KamuSen’in protesto gösterileri sırasında ‘Egemene bağış’ yazılı ayakkabı kutusunu eline alıp arkadaşlarından ‘Egemen Bağış’a, bağış’ diyerek para toplamaya çalıştı ancak kutuya para atan olmadı. Memurlar boş ayakkabı kutularını da yaktı. KamuSen Genel Başkanı İsmail Koncuk, “Memurun bordrosunun ateşi hem bu dünyada, hem öteki dünyada hırsızı, arsızı, yalancıyı, rüşvetçiyi ve memur pazarlamacılarını saracaktır” dedi. Sadece internet için değil ülke için kaygılıyım Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı’na göre internet yasasında yapılması planlanan değişiklik en başta temel hak ve özgürlüklerin engellenmesi anlamına geliyor ÖZLEM YÜZAK “İnternette temel hak ve özgürlüklere saygı istiyoruz. Türkiye’nin, dünyada rekabet edebilmesinin başlıca şartı, ekonomisini bilgi temeline oturtmasına bağlı. Bunu sağlamanın yolu ise interneti kısıtlayarak bilgiye erişimi güçleştirmek, hatta imkânsız hale getirmek değil, Avrupa Birliği’nde internetin denetimine dair uygulamaları tıpkı iç hukukta olduğu gibi, hakkaniyete sadık kalarak ölFaruk çülü ve dengeli bir şekilde uyguEczacıbaşı lamak...” Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı, bu sözleri söylerken hayli öfkeli. 6 Ocak’ta bir torba yasanın içine sokularak TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun gündemine gelen internet suçlarına ilişkin yeni düzenlemeye ilişkin görüşlerini bir grup gazeteci ile paylaşıyor. 2007 yılında yürürlüğe girmişti 5651 sayılı “İnternet Or tamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun”. Eczacıbaşı, “2007’de yürürlüğe girdiğinden beri, bu yasanın, ülkemizin bilgi toplumu niteliği kazanmasına engel olacağını ifade ettik. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de 2012 yılında, yasanın ‘ifade özgürlüğüne aykırı’ olduğu kararına vardı. Yasanın bu hatalarının giderilmesi için çağrılarımızı sürdürürken ve internetin denetiminde insan haklarına saygı beklerken bugün tam tersini üzüntüyle görüyoruz” diyor. Hiç beklenmedik şekilde ve konu ile ilgili hiçbir birime, hiçbir STK’ye danışılmadan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın torba kanun teklifi içine sokulan düzenleme internet yayınlarına çok ciddi yaptırımlar getiriyor. Teklife göre, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB) “özel hayatın gizliliğinin ihlali” gerekçesiyle hâkim yetkisi tanınıyor. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı da, “gecikmesinde sakınca var” gerekçesiyle doğrudan internet içeriğine erişim engellemesi yapabilecek. Örneğin bireylere mahkemeye başvurup isteme diği ya da kişisel haklarına saldırdığını düşündüğü internet sitesini kapatma hakkı veriyor, oysa şikâyeti doğrudan iletebiliyorsun; istersen uyarkaldır mekanizması ile kendin engelleyebiliyorsun. Avrupa Birliği ve gelişmiş ülkelerde uygulama bu şekilde. Önceliği 10 yıldır bekleyen kişisel verilerin korunması yasasına vermeleri gerekirken tam tersi bir uygulama ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyen Eczacıbaşı, “Kişisel veriler 2 yıl boyunca saklanacak. Dolayısıyla internette kim, neye tıklarsa bu bilgi kayıt altında olacak. Kötüye kullanma olabilir. Üstelik böyle olması halinde hak iddia edebileceğimiz bir mevzuat bile yok” diyerek şunları ekliyor: “Zaten AB Veri Koruması Hukukuna göre Türkiye veri transferi ve veri işleme konusunda güvensiz ülkeler düzeyinde. Şimdi yeni yasaklarla bu daha da kötüleşecek. Devlet istediği kadar teşvik versin, örneğin bir Google gelip Türkiye’de yatırım yapmaz. Sadece sektör için değil, ülke için kaygılıyım.” Kim nereye tıkladı saklanacak Ayakkabı Dünyası’na Esas’lı ortak Ekonomi Servisi Ayakkabı Dünyası’nın yüzde 60’ını Ali Sabancı ve Emine Kamışlı’nın şirketi Esas Holding alıyor. Pegasus’un sahibi olan holding bu yatırımla ilk kez giyim perakende sektörüne girmiş olacak. Esas holdingin son yatırımı Mars Entertainment’a yaptığı yatırım olmuştu. 1923 yılından bu yana faaliyet gösteren Ayakkabı Dünyası’nı almak için Rekabet Kurumu’na başvuran Esas Holding onay alabilirse 40’a yakın mağaza zincirinin çoğunluk ortağı haline gelecek. Wall Street Journal’in haberine göre Ayakkabı Dünyası Esas Holding’in 10’uncu yatırımı olacak. Holding, sağlık, havacılık, gıda, perakende ve gayrimenkul sektörülerinde faaliyet gösteriyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle