Katalog

SAYFA CUMHURİYET 8 EYLÜL 2013 PAZAR 4 HABERLER TBB Başkanı Feyzioğlu, mezhepsel ve etnik kökene dayalı ayrımcılığın tehlikeli boyutlara ulaştığını söyledi: Emil Galip Sandalcı Sevgili, 1993’te yitirdiğimiz Emil Galip Sandalcı benden 17 yaş büyüktü. Yine de ona arada şöyle takılırdım: Emil Abi sen benim elime doğdun, sendeki cevheri ilk ben keşfettim. Aslında, ondaki cevheri ilk keşfedenlerden olduğum pek o kadar da yanlış değildi. 1955 yılında Tercüman gazetesi bir köşe yazısı yarışması açmıştı. Amaç yeni köşe yazarları bulmaktı. O zamanlar Galatasaray Lisesi’nde öğrenciydim. Nereden elime geçtiyse, Emil Galip’in yarışmaya gönderdiği yazısını okudum. Hemen hükmümü verdim: Yarışmayı bu çocuk kazanacak. Öyle de oldu. Emil Galip Sandalcı, Özcan Ergüder ile birlikte yarışmanın iki galibinden biri olarak ilan edildi ve ondan sonra da köşe yazarlığına başladı. Koşulları bugünü andıran, DP’nin son döneminde Vatan’ın önde gelen mücadeleci muhalif yazarlarından biriydi. Çok şükür mesleğim, bana kişiliğinin ve kaleminin hayranı olduğum insanlarla tanışmak, kimi zaman dost, yakın dost olmak imkânını verdi. Emil Galip onlardan biriydi. Hoşgörülü, aynı zamanda da ilkeli, sevecen ama aynı zamanda da kaya gibi sert ve ödün vermez olan Emil Galip, dostlarına karşı övgüde cömert, yergide cimri biriydi. HHH Çok iyi donanımı ve birikimi olan Emil Galip her zaman taraf olmuştu. İnsan haklarının ve özgürlüklerin tarafı. Hakkı elinden alınmak istenen, özgürlüğü çiğnenen biri oldu mu, Emil Galip onun yanında yer alırdı. Kim olduğu hangi görüşü savunduğu hiç önemli değildi. 27 Mayıs 1960’a dek aslanlar gibi mücadele ettiği DP’lilerin de, haklarını özgürlüklerini, hukuklarını korumaktan zerrece geri durmamıştı. 12 Mart döneminde, TRT yönetim kurulunda Musa Öğün’e karşı tutumundan dolayı hapse atılmış ve çile çektirilmiş olan Emil Galip’in o dönemde içerideki direnişi de dillere destandı. Belki de Emil Galip’i anlatmaya çalışmak beyhudedir. Çünkü o anlatılmaz, yaşanır bir kişiydi. Bütün baskı dönemlerinde insan hakları inisiyatiflerinin hepsinde yer almış olan ve de yazma fırsatı bulduğu zaman köşesinde bu konuları bıkmadan usanmadan, hiç ödün vermeden işleyen Emil Galip Sandalcı’nın yazı yazdığı dönemler yazmadıklarına oranla daha azdır. Ödünsüzlüğünden hiçbir zaman, hiçbir yerde, hiç kimseye karşı vazgeçmeyen Emil Abi’nin sık sık işten ayrılmak durumunda kalmasını Oktay Akbal onun yukarıdaki hasletlerine, ödünsüzlüğüne bağlıyor. Ama Emil Abi, buna karşın hiç ekşimez, yazan dostlarını yüreklendirmeyi sürdürürdü. Uğur Mumcu’nun bir gün şöyle söylediğini çok iyi anımsıyorum: Emil Abi’nin yazamadığı bir Babıâli’de yazmak içime sinmiyor. HHH Ama Emil Galip bütün bunları dert edinmezdi, o ilkelerin adamıydı. O yüzdendir ki, Cemal Süreya onun için şöyle demişti: Emil Galip insanlığa gönderilmiş bir mektuptur. Bugün Emil Galip Sandalcı’yı anmamın nedeni, bu hafta sonunda bir başka değerli yazarın daha Emil Abi aramızdan ayrıldıktan 20 yıl sonra yine sütunundan ayrılmak zorunda bırakılması. Değerli yazar Mustafa Mutlu’yu kastediyorum. Ama Can Ataklı, Can Dündar gibi yine işinden ayrılmak zorunda olanlar ile Merdan Yanardağ gibi, mesleği yüzünden komploya kurban gidenleri ayırmıyorum. Her birini teker teker anmaktan kaçınmamın nedeni, sayıları yüze yaklaşan bu meslektaşlarıma, adlarını ıskalayarak, mahçup olmaktan korkmamdır. Emil Abi aramızdan ayrılalı 20 yıl oldu, yazmaya başlayalı, 55 yılı geçiyor. Ama Türkiye değişmiyor, hâlâ insan haklarına saygılı demokrasiyi savunmanın bedeli var. Hâlâ Emil Galip Sandalcı’nın yazgısını yaşayanlar arasındayız. Sevgili, Emil Abi’ye bu saygı yazısı, onun yazgısını paylaşan meslektaşlarıma saygı ifadesi olarak kaleme alınmıştır. Fay hattı derinleşti MEHMET MENEKŞE AMASYA Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye’nin zor bir süreçten geçtiğini belirterek mezhepsel ve etnik kökene dayalı fay hattının giderek derinleştiğini söyledi. Amasya Barosu ve Cumhuriyet Başsacılığı yargı ve avukatları bir araya getirerek Apple Palace Otel’de yemekli toplantı düzenledi. Toplantıya Amasya Baro Başkanı Melih Derindere, HSYK üyeleri Engin Duranel, Ahmet Berberoğlu, Teoman Gökçe, Ömer Köroğlu, Amasya Valisi İbrahim Halil Çomaktekin, Başsavcı Ergün Tokgöz, Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Orbay, Tugay Komutanı Tuğgeneral Haluk Yıldızdan, Belediye Başkanı Cafer Özdemir, Ankara, Amasya, Tokat, Çorum, Samsun, Sivas, Yozgat Baro başkanları ile hâkim, savcı ve avukatlar katıldı. Toplantıya katılmak üzere Amasya’ya gelen TBB Başkanı Feyzioğlu, u AKP hükümetinin “benden ve benden olmayan” şeklinde ayrımcılık yaptığını belirten Feyzioğlu, “Reyhanlı’daki katliamdan sonra ‘53 Sünni vatandaşımızın katlinden üzüntü duyuyorum’ diye, sanki Sünni olmasalardı üzülmeyecekti algısını yaratacak şekilde insanlarımızı kırdı. Ve Ortadoğu’nun Türkiye’ye uzanan mezhepçilik fay hattı bugün hiç olmadığı kadar derinleşti’’ dedi. dışı siyasetin inandırıcılığının kalmadığını, vatandaşın buna inanmadığını belirten Feyzioğlu, “Laiklikten vazgeçmiş bir toplumda egemenlik milletin olmaz. Egemenlik milletindir diyenlerin laikliğe dört ele sarılması gerekir. Ama laiklik hiçbir şekilde dini inançlara, ibadet hürriyetine karşı değildir” diye konuştu. Başta Suriye olmak üzere Ortadoğu’da tehlikeli gelişmelerin olduğuna dikkat çeken Feyzioğlu, bu gelişmelerin Türkiye’nin geleceğini etkileyeceğini anlattı. AKP hükümetinin “benden ve benden olmayan” şeklinde ay Eğitimİş’i ziyaretinde işbirliği, diyalog çağrısı yaptı. Ülkenin zor bir süreçten geçtiğini belirterek mezhepsel ve etnik kökene dayalı fay hattının giderek derinleştiğine dikkat çeken Feyzioğlu, adli yıl açılış konuşması sonrasında hükümetin rahatsız olduğunu belirterek “Bizler doğru bildiğimizi söyleriz, söylemeye de devam ederiz. Bu demokrasinin, hukuk devletinin vazgeçilmezidir. Biz katılımcı, çoğulcu demokrasiden, şeffaflıktan yanayız. Koşulsuz din ve vicdan özgürlüğünden yanayız” dedi. Ülkenin gerçek gündeminin özgürlükler olduğunu, gündem rımcılık yaptığını anlatan Feyzioğlu şunları kaydetti: “Reyhanlı’daki katliamdan sonra ‘53 Sünni vatandaşımızın katlinden üzüntü duyuyorum’ diye, sanki Sünni olmasalardı üzülmeyecekti algısını yaratacak şekilde insanlarımızı kırdı. Ve Ortadoğu’nun Türkiye’ye uzanan mezhepçilik fay hattı bugün hiç olmadığı kadar derinleşti. Buna karşı çözüm laiklik, başka çözüm yok. Herhangi bir modanın peşinden koşacak değiliz. Atatürk’ün laiklik anlayışı bizi sağlam temellere ulaştıracak yegâne çıkış yoludur. Nedir o? Hiçbir din, hiçbir mezhep hiçbir dini inanış bir diğerine tahakküm edemez. Etnik ayrımcılık olan ikinci fay hattı da derinleşmiş durumda. Orda da çözüm Atatürk milliyetçiliğidir. Hangi dinden, dilden, etnik kökenden, inanıştan, siyasi düşünceden olup olmadığına bakmaksızın herkesi eşit yurttaş olarak kabul etmek ve eşit yurttaşlığı içimize sindirmek çözümdür.” TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ: Başörtülü avukatlara kısıtlama yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Barolar Birliği (TBB), Danıştay’ın ilgili meslek kuralı hakkında yürütmeyi durdurma kararı vermesinden sonra, başörtülü avukatların, hiçbir kısıtlama olmaksızın, mesleki faaliyet icra edebildiğini ve kendilerine kimlikle ruhsatname verildiğini açıkladı. Açıklamada, “başörtüsünün siyaset malzemesi yapılmasından vazgeçilmesi gerektiği” belirtildi. TBB, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın başörtülü avukatlara Danıştay kararına karşın ruhsat ve kimlik verilmediğine ilişkin değerlendirmeleri üzerine yazılı bir açıklama yaptı. TBB, Erdoğan’ın sözlerinin yanlış bilgilendirmeden kaynaklandığını belirterek “Danıştay’ın meslek kuralı hakkında yürütmeyi durdurma kararı vermesinden itibaren, başörtülü avukatlar, hiçbir kısıtlama olmaksızın, mesleki faaliyet icra edebilmekte, kendilerine kimlikle ruhsatname verilmektedir” dedi. TBB’nin yurttaşın hakkını koruduğu vurgulanan açıklamada, Birliğin görevinin hukukun üstünlüğünü, insan hak ve özgürlüklerini korumak olduğu belirtildi. TBB’nin din ve vicdan özgürlüğüne yönelik her türlü saldırının da karşısında olduğu ifade edilen açıklamada, “Toplumsal barış adına, ilgili herkese tavsiyemiz; toplumu kutuplaştırmamaları, farklılıkları zenginliğimiz olarak kabul edip herkesi kucaklamaları ve başörtüsünü siyaset malzemesi yapmaktan artık vazgeçmeleridir” dedi. KILIÇDAROĞLU: İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN İZMİR (Ege Bürosu) ODTÜ arazisinde ağaçların kesilmemesi için öğrencilerin direnişini değerlendiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Oradaki öğrencilerin duyarlılığını hepimizin dikkate alması gerekiyor” dedi. Kılıçdaroğlu, CHP İzmir milletvekili Mehmet Ali Susam’ın kızının nikah töreni ne katılmak üzere eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile aynı uçakla İzmir’e geldi. Adnan Menderes Havalimanı’nda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğ lu, “Uçakta Mustafa Sarıgül’ün yeniden CHP’ye katılımı konusunda Baykal ile bir zirve yapıp yapmadıklarına” ilişkin soruya “O, sizin zirvenizdir. Biz öyle bir bir şey konuşmadık. Sizler yazıyorsunuz ben de okuyorum” yanıtını verdi. ODTÜ arazisindeki yol güzergâhına ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğ lu, “Bakın arkadaşlar eğer kurallar yasalsa söylenecek birşey yok. Ancak yasalar zorlanarak işlem yapılıyorsa bu doğru değil. Öğrencilerin duyarlılığını hepimizin dikkate alması gerekiyor. Öncelikle de hükümetin” dedi. CHP lideri, ODTÜ’de cemaat yurtlarına öğrenci kazandırmak isteyen grupla yaşanan gerginliğin kamuoyuna türban gerginliği olarak yansıtılmasına ilişkin soru üzerine “Eğitim bir haktır. Kimse onu engelleyemez, engellememelidir” dedi. Kılıçdaroğlu ve Baykal daha sonra Susam’ın kızı Gözde Susam ile Onur İnanç’ın nikâh törenine katılarak şahitlik yaptı. Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’ın kıydığı nikâhın ardından çifte aile cüzdanını teslim eden Kılıçdaroğlu, “Çocuk sayınıza karışmıyoruz, mutlu beraberlik diliyoruz. Çocuklarınızın Atatürkçü, demokrat, laik olmasını diliyorum” dedi. 9 Eylül sulandırılamaz! İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)AKP Milletvekili Rıfat Sait’in, İzmir’in kurtuluş ve ülkenin yeniden kuruluşunun başladığı 9 Eylül’ü, “Dünya İzmirliler Günü” adıyla kutlama önerisine tepki geldi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Bu gün şova dönüştürülemeyecek kadar önemlidir. 9 Eylül destandır, diriliştir, kurtuluştur” dedi. Basmane Karakolu önünden yarın başlatacakları Zafer Yürüyüşü’ne tüm İzmirlileri katılmaya çağıran Kocaoğlu, “Sadece Türk bayraklarıyla bezenmiş Zafer Yürüyüşü’ne güçlü bir katılım, 9 Eylül’ü istismar çabalarına en güzel yanıt olacaktır” diye konuştu. Bu ara AKP Milletvekili Rıfat Sait’in ‘Dünya İzmirliler Günü’ önerisine Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’ndan sert tepki geldi da 9 Eylül İzmir’in Kurtuluş Günü etkinlikleri, bu yıl öncekilerden farklı olarak tek merkez yerine aynı anda farklı noktalarda gerçekleştirilecek. İzmirliler, sabah “Zafer Yürüyüşü”, akşam fener alayı ve konserlerde buluşacak. Taraftar grupları da da yarın akşam aynı anda meşalelerini yakacak. Olağanüstü genel kurula gidilmeden genel başkan seçimi yapılmasına tepkiler sürüyor Onanç iddialı geliyor İstanbul Haber Servisi CHP Parti Meclis Üyesi Gülseren Onanç Beyoğlu Belediye Başkanlığı için aday adayı oldu. Gezi Direnişi’nin “verdiği umutla” karar verdiğini anlatan Onanç, “Direniş, AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın zaafiyeti, korku ve endişeleri, güvensizlikleri ortaya döktü ve en yıkılmaz iktidarların bile nasıl bir anda yıkılabileceğini gösterdi” dedi. Beyoğlu’nun “öteki”nin merkezi olduğunu belirten Onanç, “kadını, genci, yaşlıyı, Roman’ı, Kürt’ü, Aleviyi, LGBT bireylerini, Ermeni’yi, azınlıkları tüm ‘ötekileri’ kollamak ve yaşamlarını iyileştirmek için” aday olduğunu vurguladı. Türkİş’te sular durulmuyor MUSTAFA ÇAKIR CHP Kadıköy’de 90. yıl şenliği İstanbul Haber Servisi CHP 90. kuruluş yıldönümünü bir dizi etkinlikle kutluyor. CHP Kadıköy İlçe Başkanlığı bu kapsamda bugün Moğollar konseri düzenliyor. Moğollar konseri saat 19.00’da Caddebostan Sahili’nde başlayacak. CHP İstanbul İl Başkanlığı da 9 Eylül Pazartesi günü Akatlar’daki Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde “Dev çınar yeni filiz 90 yıldır beraberiz” sloganı ile kutlama yapacak. Etkinlik, 19.30’da başlayacak. ANKARA Türkİş’te sular durulmuyor. Olağanüstü genel kurul talepleri devam ederken, yeni yönetim pazartesi günü Zonguldak’ta sabah maden işçileriyle bir araya gelecek. Yönetimin kaderini belirleyecek olan son genel kurulun iptali istemiyle Tek Gıdaİş ve TOLEYİS sendikaları tarafından açılan davada ise geri adım yok. Tek Gıdaİş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel, “Kesinlikle o davadan vazgeçmemiz söz konusu olamaz” dedi. Türkel, mutlaka olağanüstü genel kurul yapılması gerektiğini söyledi. Türkel, “Türkİş Genel Başkanı’nın kongrede doğ u Tek Gıdaİş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel, “Türkİş Genel Başkanı’nın kongrede doğrudan seçilmesi gerektiğine inanıyoruz. Genel başkanlar kongreden aldığı yetkiyi kongrede devreder. Türkİş acilen, ivedilikle genel kurula gitmeli” dedi. rudan seçilmesi gerektiğine inanıyoruz. Genel başkanlar kongreden aldığı yetkiyi kongrede devreder. Bu yolun açılması gerektiğini düşünüyoruz. Türkİş acilen, ivedilikle genel kurula gitmeli” dedi. Eski Türkİş Başkanı Mustafa Kumlu’nun birkaç saat içerisinde istifa et tiğini, ardından yedek üyenin yönetim kuruluna alındığını, hemen ardından da yönetim kurulunun görev dağılımını gerçekleştirdiğini dile getiren Türkel, bütün bunların 4 saat içerisinde olduğunu söyledi. Türkel, bu süreçte SGBP dışındaki sendikaların toplantıya çağrıldıklarını ancak kendilerinin davet edilmediklerine de dikkat çekti. Türkİş’te daha önce de SGBP’nin haberi olmadan birisi Kıbrıs’ta diğeri de Ankara’da olmak üzere iki kez başkanlar kurulu toplantısı yapıldığını da öğrendiklerini ifade eden Türkel, yaşananlardan sadece Mustafa Kumlu’nun değil, Türkİş’in mevcut yönetiminin de sorumlu olduğunu söyledi. (Fotoğraf: DHA) MHP lideri Bahçeli Söğüt’te MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Bilecik’in Söğüt ilçesinde bu yıl 732.’si düzenlenen ve “Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Yörük Şenlikleri” kapsamında kortej yürüyüşüne katıldı. Şenlikler kapsamında Bahçeli’nin de içinde bulunduğu kortej Ertuğrul Gazi Türbesi’ne kadar yürüdü. [email protected] Öğrencilerin duyarlılığını dikkate alın