15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 EYLÜL 2013 CUMA 6 HABERLER ANTALYA (Cumhuriyet) Antalya’da ilkokul 2’nci sınıfta yapılan sınıf başkanlığı seçimi sırasında bir öğrencinin, “Başbakan da seçimle geldi ama ağaçları kesiyor, su sıkıyor, gaz sıkıyor” sözleri üzerine sınıf öğretmeni ile öğrencinin annesi arasında başlayan tartışma adliyeye taşındı. DHA’nın haberine göre, Muratpaşa İlçesi’ndeki Mustafa Asım Cula İlkokulu 2A sınıfında geçen hafta sınıf başkanlığı seçimi sırasında öğretmen F.T., sınıfın geçen yılki başkanının görevine devam etmesini istedi. Öğrencilerden 9 yaşındaki Ö.İ.K., “Gerçi seçim olsa ne olacak? Seçimin güzel bir şey olduğuna inanmıyorum. Başbakan da seçimle geldi ama ağaçları kesiyor, su sıkıyor, gaz sıkıyor” dedi. Sınıf öğretmeni F.T, bu sözleri üzerine öğrenciyi uyardı. Öğretmenin kendisine ait Facebook hesabına, “Bugün ikinci sınıfa giden bir öğrenci sınıf başkanlığı seçiminden sonra kazanamayınca ‘Bahçede görüşürüz’ diyebiliyorsa, üstüne bunu Gezi’de eylemler yapan ablasından öğrendiğini, seçimle olmayacağını söylüyorsa ve bana ‘Seçim iyi bir şey olsaydı ben başkan olurdum’ diyerek tüm çapulcuların hissiyatının kendisine nasıl öğretildiğini anlatıyorsa. Vatan hainliği meşrulaştı demektir” yazdığını gören anne Filiz K., “Merhabalar, ben İ.’nin annesiyim. Oğlum hakkında yazdıklarınız beni çok kırdı. Bu konuyu konuşalım lütfen” diye yazdı. Öğretmenin bu sözlerle Ö.İ.K’yi kastetmediğini belirten sözlerine karşın anne, öğretmene sınıfta ablası olan başka çocuk olmadığını söyledi.Bu olaylar üzerine anne Filiz K., Antalya Cumhuriyet Savcılığı’na öğretmen F.T. hakkında hakaret suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu. Şikâyetinde olanları anlatan anne Filiz K., çocuğuna ‘Vatan haini’ diyerek hakaret edildiğini öne sürdü. 9 yaşındaki çocuğa vatan hainliği suçlaması AKP ve PKK Aynı Kalabilir mi? Dünya Sovyetler’in çöküşünden sonra yepyeni bir döneme girdi... Buna ister küreselleşme deyin... İster teknolojik açıdan yaklaşın ve bilişim devrimi deyin... Dünyanın artık eski dünya olmadığı açık: ABD’nin öncülüğünde, daha çok kimlik (din, mezhep, ırk, milliyet) siyaseti, daha çok özgürlük ve insan hakları ama sermayenin de daha yaygın egemenliği! Türkiye’nin de böyle büyük bir değişimden uzak kalmasının olanaksız olduğunu bilelim. HHH Türkiye, tarihinin en büyük değişim ve dönüşümünü yaşarken, AKP ve PKK aynı kalabilir mi? AKP’nin değişmeye ayak uydurmasını engelleyen faktörler kaba başlıklar altında şöyle sıralanabilir: 1) Dışa fazla bağımlılık... 2) Parti içinde ve dışında tartışmaya izin vermeyen otoriter bir liderlik... 3) Altyapı hazırlıksızlığı... 4) Zaman içinde ortaya çıkan söylem ve eylem tutarsızlıkları ve bunun yarattığı güven bunalımı... 5) Dogmatik ideoloji... 6) Erdoğan’ın başkanlık hevesi... 7) Muhalefeti küçümseme ve dışlama... 8) Şeffaflık eksikliği! HHH Öyle anlaşılıyor ki, “süreç”, sadece PKK’nin değişmesiyle değil, AKP iktidarının da kendine çekidüzen vermesiyle verimli bir sonuca ulaşabilir. PKK, siyasallaşma eğiliminde değişme sinyalleri verirken, AKP aynı kalabilir mi? HHH AKP’nin artık eski sloganlarını, yirminci yüzyılın küflü antikomünist söylemlerini, komplo teorilerini bir yana bırakması gerekir: Daha kucaklayıcı, daha demokrat, temel insan hak ve özgürlüklerine daha saygılı bir politika izlemesi gerekir. Cezaevlerini barışçı göstericilerle doldurarak, gazetecileri yerlerinden ederek, gençleri, üniversiteleri ve hatta artık stadyumları bile baskı altına alarak, bir “Barış süreci” nasıl oluşturulur doğrusu bilemiyorum! Açıklanacak paket (bu kaçıncı?) bakalım neleri kapsayacak... Sadece Kürtlerin değil, genel kamuoyunun demokratikleşme beklentilerini karşılayacak mı? l Aynı zamanda 2A şubesinin ‘sınıf annesi’ olan Ö.İ.K.’nin annesi Filiz K’yi okula çağıran öğretmen F.T, “Çocuğunuzla konuşun, uyarın. Okulda siyasi konulara girmesin” diyerek uyarıda bulundu. Okuldan çıkan anne Filiz K., eve gelince oğlunu uyardı. Bazı öğrenci velileri tarafından akşam telefonla aranan anne Filiz K., öğretmenin Facebook hesabındaki paylaşımdan haberdar oldu. aşka bir olayı paylaştım’ İddialara yanıt veren sınıf öğretmeni F.T, Facebook hesabında yazdıklarının kendi sınıfındaki seçimle alakalı olmadığını söyledi. Kendi sınıfındaki seçim sonrası herhangi bir kavga ya da ne başkanlığın el değiştirmesi gibi bir olay olmadığını belirten öğretmen, “Başka bir arkadaşımın yaşadığı olayı paylaştım” dedi. ‘B ÇHD üyesi iki avukata protesto nedeniyle soruşturma açıldı Hak aramak yasak Diren Berkin İstanbul Haber Servisi Biber gazı kapsülünün başına isabet etmesi sonucu ağır yaralanan ve 104 gündür Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşam mücadelesi veren 14 yaşındaki Berkin E.’nin yeniden solunum cihazına bağlandığı ve enfeksiyona karşı antibiyotik tedavisi gördüğü belirtildi. Gezi Direnişi sırasında bakkala ekmek almaya giderken Okmeydanı Mahmut Şevketpaşa Mahallesi’nde polis tarafından başından biber gazı kapsülüyle vurulan Berkin E.’nin tedavisi yoğun bakım servisinde devam ediyor. Berkin’in babası Sami E. oğlunun durumunda bir değişiklik olmadığını belirterek, “Doktorlar, duruma göre bu hafta ya da önümüzdeki hafta solunum cihazından çıkarmayı planlıyor. Ne yazık ki bir değişiklik yok, iyileşeceği günleri bekliyoruz” dedi. HİLAL KÖSE Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi 50’den fazla avukat hakkında üst aramasına direndikleri, avukatların tutuklanmasını ve Gezi’deki polis şiddetini protesto ettikleri için açılan onlarca soruşturmaya biri daha eklendi. ÇHD İstanbul Şube Sekreteri avukat Güray Dağ ve Yönetim Kurulu üyesi avukat Gülvin Aydın hakkında, Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yasağını protesto ettikleri açıklama nedeniyle soruşturma başlatıldı. Avukatlar hakkında, ifade vermeleri için zorla getirme kararı çıkarıldı. ÇHD, Adalet İçin Hukukçular, Demokrasi İçin Hukukçular, Kartal Hukukçular Derneği üyesi bir grup avukat ve İHD İstanbul Şubesi üyeleri, 30 Mayıs’ta, adliyenin C kapısındaki açıklama yasağını protesto etmek için, yasaklanan noktada “Toplantı ve gösteri yürüyüşü haktır, engellenemez” pankartıyla bir araya geldiler. Madencileri istemiyorlar Gaza boğdular Çevreleri çevik kuvvet ekipleriyle sarılan yaklaşık 30 kişilik grup adına açıklama yapan avukat Mehmet Ümit Erdem, başsavcılığın kararını eleştirerek yasağın kaldırılmasını istedi. 1 Mayıs’taki polis şiddetinin ardından, İstanbul’da gerçekleştirilen neredeyse tüm basın açıklamalarının gaza boğulduğunu söyledi. Erdem, “Adliyede fındık, kitap, çiğköfte satılması serbestken, kendimizi ifade edebilmek için stant açmamıza izin verilmemektedir. Engellenen, bizim ifade özgürlüğümüz, toplantı gösteri yürüyüşüne katılma ve örgütlenme hakkımızdır” dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise açıklamaya katılan 2 avukat hakkında izinsiz gösteri iddiasıyla soruşturma başlattı. Avukat Dağ, “Gösteri hakkını savunduğumuz eylem nedeniyle soruşturuluyoruz. Gidip ifade vereceğiz. ÇHD ve onlarca üyemiz hakkında, adliyede Gezi sürecindeki polis şiddetini protesto ettiğimiz için açılmış birçok soruşturma var” dedi. l Fuat Erdoğan anısına sempozyum Tuğrul Türkeş ‘Bu nasıl bir vicdan’ diye sordu ‘Esma’ya ağla Ethem’e ağlama!..’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş; Başbakan Tayyip Erdoğan’a, Ankara’daki eylemlerde polis tarafından öldürülen Ethem Sarısülük’ü anımsatarak “Mısır’daki Esma’ya ağlayacaksın ama senin talimat verdiğini söylediğin polisler tarafından öldürülen Ethem Sarısülük’e ağlamayacaksın? Bu, nasıl bir vicdan, nasıl bir mantık allahaşkına? Yani, dışarıda mı olması lazım, sizin duygulanmanız için?” diye seslendi. AKP’nin mezhepçi ve çoğunlukçu bir yaklaşıma sahip olduğunu vurgulayan Türkeş, şunları söyledi: “Türk vatandaşının can kaybına, silahsız, sadece protesto eden, demokratik hakkını gösteren insanlara karşı şiddet uygulanmasına, hele ki kendi talimatınızla olduğunu kendiniz ikrar ettiğiniz halde, bunlara ağlamayacaksın, bunlara üzülmeyeceksin ama Mısır’daki olayda gözyaşlarını tutamayacaksın. Bu, biraz çifte standart gibi geliyor. Yani, demek ki vicdani bir mesele değil, ideolojik bir yaklaşımdır. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, bu Gezi olayları gösterdi ki, tıpkı diğer kardeşleri gibi, yazara, sanatçıya, azınlıklara, kadına düşmanlığı var ve tahammülsüzlüğü var.” Cehennem çukuruna çevirecekler EMRE DÖKER Gezi Parkı’na döner bıçağı ile girdi İstanbul Haber Servisi Taksim Meydanı’nda bir büfeden döner bıçağı çalan 29 yaşındaki Serkan F. adlı bir kişi Gezi Parkı’na kavga etmeye gidince polisler alarma geçti. Hareketli saatlerin yaşandığı olayda polislerle şahıs arasında kovalamaca yaşandı. Şahsı etkisiz hale getiren güven timleri, döner bıçağını da sahibine teslim etti. Kendisini bıçakla yaralayan Serkan F, ilk tedavisi olay yerinde yapıldıktan sonra ambulansla hastaneye kaldırıldı. gözaltına alındı İSTANBUL (AA) Okmeydanı’nda, hafta sonunda yapılan gösteri sırasında patlayıcı isabet eden kolu kesilen Mehmet Sait A., hastaneden taburcu olduktan sonra polis tarafından gözaltına alındı. “İzinsiz gösteriye katıldığı” iddiasıyla adliyeye sevk edilen Mehmet Sait A., savcılıkça serbest bırakıldı. Taburcu oldu ‘Kocaman bir çadır kuruyoruz’ İstanbul Haber Servisi Halkın Hukuk Bürosu (HHB) avukatlarından, 1994’te Beşiktaş’ta öldürülen Fuat Erdoğan anısına düzenlenen uluslarası sempozyumun 3.’sü Küçükarmutlu’da HHB’nin kurduğu çadırda yarın başlayacak. Sempozyuma, ABD, Almanya, Arjantin, Şili, Brezilya, Filipinler, İngiltere, İspanya, Kanada, Mısır, Suriye, Venezüella ve Yunanistan’dan da hukukçular da katılacak. Bu yılki konusu “Ekmek Adalet Özgürlük Mücadelesi’nde Devrimci Avukatlık” olan sempozyumda, çeşitli başlıklar altında, Gezi Parkı ile başlayıp tüm ülkeye yayılan direniş ve “ayaklanma” konuşulacak. Sempozyumda Türkiye’den de Yurt Gazetesi yazarı Hüsnü Mahalli, CHP milletvekili avukat Hüseyin Aygün, Doç. Sibel Özbudun, İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Taner Gören, İzmir Barosu Başkanı avukat Sema Pektaş da konuşma yapacak. l Gezi cezaları ‘İdeolojik bir yaklaşım’ GÖP’ten RTÜK ve TBMM’ye çağrı İstanbul Haber Servisi Gazetecilere Özgürlük Plaftormu (GÖP) tarafından yapılan açıklamada RTÜK’ün Gezi Parkı eylemlerinin yer aldığı yayınlardan dolayı verdiği cezalarla ilgili “RTÜK’ü denetim işlevini tarafsız yapmaya, iktidarı eleştiren radyo ve televizyonlara yönelik ağır özgürlük ihlallerine son vermeye, TBMM’yi ve hükümeti, RTÜK’ün keyfi uygulamalarını önleyecek adımları da acilen atmaya çağırıyoruz” denildi. Açıklamada Ulusal Kanal’a 20 Mayıs’tan beri toplam bedeli 673 bin TL’yi aşan 58 adet ceza verildiği ve Ulusal Kanal’ın vahim hukuk ihlallerine sistematik olarak maruz bırakıldığı vurgulandı. İZMİR Meraları maden firmalarının tehdidi altında olan Bergama Kozak köylüleri, Türkiye’nin dört bir yanından gelen doğa sevdalılarının desteğiyle, “Madencilere geçit vermeme” kararı aldı. Çevre örgütleri de, Kozak yöresinin “doğal yaşam parkı” olması için girişimlere başlandığını açıkladı. Nurol firması, AKP’nin çıkardığı Mera Yasası’nın ardından Kozak’a bağlı Çamavlu köyüne ait meranın 8 farklı bölgesinde sondaj yapmak için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan ruhsat almıştı. Buna karşı direniş başlatan köylülere destek her geçen gün artıyor. Köyün girişinde nöbet tutan yurttaşlar, ayrıca yerleşimlerini de “madenciye geçit yok” afişleriyle donattı. Siyasi partiler, meslek ve çevre örgütleri de köyü ziyaret ederek destek mesajları veriyor. Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, “Ovacık’ta altın cevheri bitince rotayı yakın alanlara çevirdiler. Kozak Yaylası doğal yaşam parkı ilan edilmesi gereken bir yerken karşılaştığımız durum üzücüdür” dedi. Kaz Dağları ve Madra Dağları Belediyeler Birliği Danışmanı Salih Sönmezışık da “Kozak Yaylası’ndaki fıstık çamı ormanı, bırakın Türkiye’yi dünyanın hiçbir yerinde yok. Buraları cehennem çukuruna çevirecekler ve bir daha geri gelmeyecekler” diye konuştu. Sönmezışık, bölgede jeolojik park yapılması konusunda BM düzeyinde girişimlerde bulunduklarını da dile getirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle