14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 EYLÜL 2013 CUMA 14 GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK padişahlarının kaç sadrazamın kellesini vurduğunu, oğullarını, kardeşlerini boğdurduğunu hiç ama hiç anımsamaz. Anımsayanlara da fena halde bozulur. Yakın tarihten kendine Adnan Menderes’i örnek gösterir. Ama Menderes asılmasaydı acaba bugün on yıllık iktidarında demokrasiyi bir adım ileriye taşımadığını, aksine demokrasinin canına okuduğunu veya tek bir unutulmaz eser bırakmadan gitmiş olduğunu hiç ama hiç aklına getirmez... Menderes, bıraktığı ya da tamamlayamadan gittiği büyük eserler ya da demokrasi savaşımı verdiği için değil; kimi aksine uygulamaları nedeniyle suçlandı. Her konuyu her sorunu işine geldiği yönde yorumlayan RTE; son günlerde 27 Mayıs’ı diline doladı. HHH 27 Mayıs’a soruşturma açılırsa, o zamanın olayları kuşkusuz 28 Şubat gibi tek yanlı, bugünkü iktidarın görüşleri yönünde yorumlanıp değerlendirilecek. Adnan Menderes’in 1950’ye kadar halka demokrasi masalları söyleyerek, dini siyasal amaçları uğruna kullanarak iktidara gelişi ve 1950’den sonraki uygulamaları asla soruşturmalara konu olmayacak. Söz, yazı, konuşma özgürlüklerini tek parti dönemini aratacak ölçüde ağırlaştırdığı, 1950’de iktidara gelinceye kadar basına inanılmaz ölçüde özgürlük vaat ettikten sonra hepimizi hapishanelere tıktığı da asla tartışılmayacak. HHH İstediği kadar aksini savunsun, 27 Mayıs’ı karalasın RTE şu gerçek değişmeyecek: Menderes’in 27 Mayıs öncesi Meclis’te kurduğu komisyona yargı yetkisi tanıyarak ana muhalefet partisi CHP’yi kapatmaya hazırlandığı da, bugün kendisi gibi Menderesin de tek adam güdümünde bir demokrasi özlemi içinde olduğu da gündeme girmeyecek! Bugün Yassıada mahkemelerinin adaletsiz, insafsız, siyasal olayları tek yanlı irdeleyerek verdiği kararları eleştirirken; devri iktidarında karşıtı gazetecileri, ilim bilim adamlarını Silivri’ye tıkmasını eleştirenlere, Silivri özel mahkeme kararlarını Yassıada özel mahkeme kararlarına benzetenlere sıra geldi mi, yoo bak bu konu tartışma eleştiri dışı diye yan çiziyor HHH Menderes’in orduyu yedek subaylarla yönetebileceğini içeren söylemini, tabii şimdi halkın sevgili başbakanını karalamak için muhaliflerin uydurduğunu savunacak pek çok yalaka yandaş var bu ülkede... Bu güruhun onca çabalarına karşın; bu Başbakan’ın TSK’ye balyoz vurduğu yadsınabilir mi? Fikir ve düşünce özgürlüğünün bir numaralı koruyucu ve savunucusu olduğunu iddia eden RTE; bu görüşünü ancak saptadığı ilkeler doğrultusunda uygulayanlarla paylaşıyor. 28 Şubat’ı örnek alalım. RTE’ye göre 28 Şubat darbe. Yaşayan bir numaralı yöneticilere, 28 Şubat’a baştan sona tanık olan gazetecilere göre, hayır! 28 Şubat anayasal ve demokratik kurallar işleyen, kuşkusuz önemli sonuçları olan siyasal bir olay. Ama RTE için 28 Şubat’ın anlamı başka. Elbette 28 Şubat’ın üstünü örtecek; ona göre, aslında 28 Şubat’ta 1970’lerden bu yana, laik Cumhuriyeti dinci kimi kural ve geleneklerle yönetime dönüştürme çabası içindeki siyasal İslama vurulan bir darbe! Tanklar yürümüş, gazeteler iktidardaki partinin asıl amaçlarını yazmışlar; pekâlâ suç işlemişler. Ama acaba tanklar neden yürüdü, o zaman ülkenin içine düşürüldüğü rejimsel bunalımın nedenleri neydi, nedir? Bugün 28 Şubat’ı bu yönüyle tartışan, zamanın devlet istihbarat raporlarını sahneye süren yok ortalıkta. Kim ki o zaman medyada dinci partinin amaçlarına karşı durdu, askerse sanık, kalk ayağa... Hayır yetmez. Daha daha... Kimler olduğunu savcılara yol gösteren konuşmasında açıkladı RTE; “28 Şubat’ta sermayenin katkısı yok muydu? Yazılı ve görsel medyanın katkısı yok muydu? Ben onlar niye yargılanmıyor diye hâlâ şaşıyorum. 28 Şubat’la ilgili niye onlar hesaba çekilmiyor diye merak ediyorum” dedi. Bunu, ortaya attığı her konuyu tek taraflı, madalyonun diğer yüzüne bakmadan eleştirenleri sürekli kınayan, ayıpsayan sözde demokrat Başbakan söylüyor. HHH Başbakan kimlerin sorguya ve hesaba çekilmesini istiyor? 28 Şubat’ta yazıp söylediklerini bugün de aynen yazıp söylemeye devam eden… Sen, ben, o, biz, siz, onlar... Hepimizi! ‘Utanç’ indirimleri İsveçli öğrenciye tecavüzden yargılanan sanığın avukatı müvekkilinin ‘Türk kültürü’yle hareket ettiğini belirterek ‘Evine kadar gelmiş bir bayan...’ dedi. Sanığa iyi hal uygulandı HİLAL KÖSE İsveçli öğrenci Sanna Maria Boström’e (24) tecavüz ettiği gerekçesiyle yargılanan İstanbul Hâkimevi’nde resepsiyon memuru olan Muhammet Sonbay Balcı (32), iyi hal indirimi uygulanarak 7 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum edildi. “İsveç kültürüyle yargılama yapıldığını” savunan sanık avukatının savunması bile hayrete düşürdü. DİLMER’de Türkçe öğrenmek için Ağustos 2012’de Türkiye’ye gelen Boström, Taksim’de tanıştığı Balcı’nın “bir şeyler içme” teklifini kabul etti. Bardan çıkışta Balcı, evine gitmek isteyen Boström’ü zorla taksiye binderek kendi evine götürdü. Balcı’nın tecavüzüne uğrayan Boström, sabaha karşı Balcı’nın elinden kurtulabildi. Boström, suç duyurusunda bulundu. Balcı hakkında “nitelikli cinsel saldırı”, “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlarından dava açıldı. 6 yaşındaki çocuğa anlatın! Yurt Haberleri Servisi Siirt’in Pervari ilçesinde 2010’da 6 yaşındaki A.K’ye tecavüz eden Nurullah Şipal, yargılandığı davada 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak sanığın sabıkasız oluşu nedeniyle mahkeme cezayı 15 yıla indirildi. Cumhuriyet savcısı, Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu’nun raporuna göre 6 yaşındaki A.K’nin ruh ve beden sağlığının bozulduğunu belirterek suçun “nitelikli cinsel istismar” kapsamında değerlendirilmesini ve sanığın 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını istedi. Mahkeme, Şipal’e 15 yıl hapis cezası verdi, ancak mağdurun ruh ve beden sağlığının bozulduğu yönündeki raporu da dikkate alarak cezayı 18 yıla çıkardı. Mahkeme Şipal’in sabıkasız oluşu nedeniyle cezayı yeniden 15 yıla indirdi. 2 yıl tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Şipal hakkında cezanın kesinleşmesi üzerine yakalama kararı çıkarıldı. 100 olaydan 1’ne mahkumiyet Savunma şaşırttı Davanın dünkü karar oturumuna bir süre tutuklu yargılandıktan sonra serbest bırakılan sanık katılmadı. Şikâyetçi Boström’ün katıldığı oturumda savunma yapan sanık avukatı Hüseyin Kaya, “Bir erkeğin, barda içki içtiği, evine gitti bir bayanla yaşayacağı her şey hayatın olağan akışına uygundur” dedi. Mahkeme Başkanı “Normal bir şey diyorsun yani” diye araya girince avukat, “Müvekkilim mağdurun korktuğunu anlayacak kadar İngilizce bilmiyor. Burada İsveç kültürüyle müvekkilim yargılanmaya çalışılıyor. Türk kültüründe erkek psikolojisini düşünün. Sizinle eve kadar gelmiş bir bayan söz konusu. Üstekil mağ durede darp izi yok. Olay sırasında kolay çıkarılabilecek bir etek değil, uzun uğraş sonucu çıkarılabilecek tayt gibi bir şey giyiyor...” Mahkeme heyeti, sanığı tecavüz suçundan 7 yıl hapis cezasına mahkum etti. İyi hal indirimiyle ceza 5 yıl 10 aya indirildi. Sanık “hürriyeti tahdit etmek” suçundan da 1 yıl 8 ay hapse çarptırıldı. Üye yargıç sanığın beraat etmesi gerektiğini savunarak muhalefet etti. Mağdur avukatı “Bugün, o acı olayın birinci yıldönümü ve sanık cezalandırıldı. Buruk da olsa sevinçliyiz” dedi. Sağlık’ta ‘şiddet’ itirafı MAHMUT LICALI Van’da açlık grevinin 25. günü VAN (Cumhuriyet) Van’da 2 yıl önce meydana gelen iki büyük depremin ardından yerleştirildikleri konteynır kentten çıkarılmak istenen depremzedelerin açlık grevi 25. gününde devam ediyor. BDP Van Milletvekili Özdal Üçer ve BDP İl Örgütü temsilcilerinden oluşan heyet, açlık grevindeki depremzedeleri ziyaret edip sorunlarını dinledi. Üçer, “Bu ilde ne vali ve ne de hükümet hiçbir çalışma yapmamaktadır. İnsanlar açlık grevinwde ve ölüm orucundayken hangi vicdan ve ahlakla kendi yaşamlarını devam ettirmekteler. Devlet burada yaşayan 100 aileye bakamayacak kadar aciz mi?” diye sordu. Açlık grevindeki 3 kişi rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Depremzedeler, ilk tedavilerinin ardından taburcu edildi. KAMYONCULARDAN HARFİYAT SAHALARININ KAPATILMASINA PROTESTO Köprü sallandı! İstanbul Haber Servisi Ömerli’deki hafriyat döküm sahasının İBB tarafından kapatılması onlarca hafriyat kamyonu tarafından protesto edildi. TEM bağlantı yolunda iki şeridi kapatarak Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne ilerleyen kamyonlar trafiği kilitledi. Eylem yapan kamyoncular köprüHaliç Köprüsü’nü de etkiledi. ANKARA Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarında Mayıs 2012’den bu yana 2 bin 194 fiziksel, 4 bin 339 sözlü şiddet olayı meydana gelirken; İstanbul şiddet olaylarında yüzde 23’lük oranıyla ilk sırada yer alıyor. Şiddet olaylarının 2 bin 513’ü adli mercilere yansırken, mahkumiyet kararı çıkan olay sayısı ise yalnızca 71 oldu. Başka bir deyişle sağlık çalışanlarına yönelik ortalama her 100 şiddet olayından 1’inde şiddet gösterenler cezalandırıldı. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarının öldürmeye varan boyutlara ulaşmasının ardından Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan Beyaz Kod Birimi, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarını takip etmeye başlamıştı. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, milletvekillerinin konu hakkındaki soru önergeleri üzerine, Gaziantep’te bir hastanede doktor olarak görev yapan Ersin Arslan’ın Nisan 2012’de hasta yakını tarafından öldürülmesinin ardından 14 Mayıs 2012’de kurulan söz konusu birimin elde ettiği verileri açıkladı. Müezzinoğlu, Mayıs 2012’den önce kayıt tutulmadığı gerekçesiyle şiddet olaylarının artıp artmadığına ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılamayacağını savundu. Birimin verilerine göre Mayıs 2012 Mart 2013 tarihleri arasında Türkiye genelinde toplam 2 bin 194 sağlık çalışanı fiziksel şiddete uğradı. Şiddet olaylarının dağılımı incelediğinde Türkiye’nin batısında yer alan illerin başta yer alması dikkat çekiyor. Sağlık çalışanlarına şiddet olaylarında İstanbul yüzde 23 oranıyla birinci olurken, İzmir yüzde 7 oranıyla ikinci sırada bulunuyor. Ankara yüzde 6 oranıyla üçüncü sırada gelirken Ankara’yı yüzde 4 oranıyla Bursa, yüzde 3 oranıyla da Kocaeli, Antalya ve Mersin takip ediyor. Birimin verilerine göre Türkiye genelinde 28 ilde söz konusu dönemde 20’den fazla fiziksel şiddet olayı yaşanırken 53 ilde ise 20’den az fiziksel şiddet olayı gündeme geldi. Mayıs 2012Mayıs 2013 tarihleri arasında da Türkiye genelinde toplam sözel şiddete maruz kalan sağlık çalışanı sayısı 4 bin 339 oldu. Söz konusu şiddet olaylarının 2 bin 513’ü adli mercilere yansıdı. Davaların 71’i mahkumiyet 13’ü ise beraat ile sonuçlandı. Yaklaşık 1 yıllık dönemde meydana gelen sağlık çalışanlarına yönelik ortalama her 100 olaydan yalnızca 1’inde mahkumiyet kararı verildi. Bakanlıktan şiddet itirafı 2 bin 194 olay yaşandı ye aynı anda girince ilginç görüntüler ortaya çıktı. Birçoğu hafriyat yüklü yüzlerce kamyonun girmesiyle köprü beşik gibi sallandı. Kamyonlar Seyrantepe’den sonra hızlanarak Kemerburgaz’daki döküm sahasına yöneldi. Kamyoncuların eylemi nedeniyle, FSM Köprüsü’nden Avrupa yakasındaki Kozyatağı Kavşağı’na kadar yoğun trafik oluştu. Yoğunluk Boğaziçi Köprüsü ve Konuyla ilgili açıklama yapan İBB Başkanı Kadir Topbaş hafriyat döküm alanı ile ilgili sıkıntının giderildiğini belirterek “Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile görüştük. Gereken adımlar atıldı. Anadolu yakasında hafriyat döküm sahası sıkıntısı yaşanmayacak. Hafriyat taşımacılığı yapanlardan anlayış rica ediyorum” dedi. Topbaş: Sıkıntı giderildi 2010 yılında düzenlenen 32. Kıtalararası İstanbul Avrasya Maratonu halk koşusunda vatandaşlar köprü ortasına gediği sırada köprü sallanmış olay uzun süre tartışma konusu olmuştu. Depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle Taksim İlkyardım taşınıyor, çalışanlar mağdur Hastalar ortada kaldı Hastanenin taşınma işlemlerinin temizlik işleriyle ilgilenen taşeron çalışanlarına yaptırılması tartışmalara yol açtı. SİBEL BAHÇETEPE l Felsefe ilahiyata geri döndü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İlahiyat fakülteleri müfredatından felsefe dersini kaldırmasıyla çok eleştirilen YÖK, hem müfredat değişikliği kararından hem de fakültelerin isminin değiştirilmesi kararından vazgeçti. Dünkü genel kurul toplantısının sonucuna ilişkin YÖK’ten yapılan açıklamada, “... Genel kurulumuz, ilahiyat fakültelerinin isimlerine ve müfredatına ilişkin genel kurul kararlarının yürürlükten kaldırılmasına karar vermiştir” ifadeleri kullanıldı. l Kışlada yolsuzluk İstanbul Haber Servisi İstanbul Anadolu yakasındaki askeri birliklerin gıda ihalelerinde yolsuzluk yapıldığına dair cumhuriyet savcılığına yapılan bir şikâyet üzerine, teknik ve fiziki takipler yapan mali polis, konuyla ilgili Kadıköy, Kartal ve Maltepe’de bulunan adreslere dün sabah saatlerinde baskın düzenledi. Merkez Komutanlığı’na bağlı ekiplerin de katıldığı baskınlarda 17’si asker 48 kişi gözaltına alındı. ‘Ev değil hastane taşıyorsunuz’ astanenin yalnızca hizmet satın aldığı MR gibi bazı görüntüleme cihazları yetkili firmalar tarafından zarar görmemesi için kendileri tarafından taşındığını belirten hastane çalışanları, şunları kaydetti: “Taşıma işlemleri aksaklıklarla dolu. Hastalar aylardır sıra bekleyerek çektirdiği MR’larını, tahlil ve tetkik sonuçlarını almaya geliyorlar ancak muhatap bulamıyorlar. Bu sonuçlarını ne zaman alırlar o da belli değil. Tam bir kaos hâkim. Taşınma işlemi bir nakliye şirketiyle anlaşılıp parça parça yapılmalıydı. Bir ev taşımıyorsunuz, bir hastane taşınıyor.” H Depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkılarak yerine yenisinin yapılacağı açıklanan Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin taşınma işlemlerinin hastanenin temizlik işleriyle ilgilenen taşeron çalışanlarına yaptırılması tartışmalara yol açtı. Taşeron temizlik işçilerinin bu işi yapmasının riskli olduğunu belirten hastane çalışanları, olası bir yaralanma durumunda hastanede müdahale yapabilecek bir ilkyardım çantasının bile bulunmadığını belirterek “Bu işlemleri nakliye firmaları yapmalı. Taşeron çalışanlarına taşıma ücreti verilmiyor. Hastane yöneticileri ile çalışanlar arasında sık sık tartışmalar yaşanıyor” dediler. taşıma işini yapmamaları durumunda işsiz kalmaktan endişe ettikleri için bu işi yaptıklarını kaydetti. onuçlara ulaşamıyorlar Öte yandan, taşınma işlemleri nedeniyle çok sayıda hastanın tahlil ve tetkik sonuçlarına ulaşamadığı, doktorlarıyla görüşemediği ve en az 1520 gün daha bunlar için beklemeleri gerektiği de belirtildi. S şyalar dağıtılıyor Beyoğlu’na 43 yıldır hizmet veren ve 13 Eylül’de kapısına kilit vuran hastane, o günden bu yana acil sağlık hizmeti dahil olmak üzere hiçbir hizmet sunmuyor. Hastanede kullanılan tıbbi cihazlar, ilaçlar, görüntüleme cihazları gibi tüm ekipmanlar, hastanenin temizlik işleriyle ilgilenen taşeron firma çalışanlarına taşıtılıyor.. E Gaziler Günü kutlandı Mustafa Kemal Atatürk’e “Gazilik” unvanı ve “mareşallik” rütbesinin verilişinin 92. yıldönümü ile Gaziler Günü İstanbul’da çeşitli törenlerle kutlandı. İlk tören Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde yapıldı. Şişli Kaymakamlığı tarafından Atatürk Müzesi’nde düzenlenen törende konuşan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül “Artık ülkemizde gaziler olmasın istiyoruz. Savaşmayalım, barışalım” dedi. Taşaronlar endişeli Taşeron çalışanları ise
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle