Katalog

19 EYLÜL 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA İş ve ekonomi dünyasında, edilmesinden önce Hazine’den Bireysel Katılım Yatırımcısı bireysel katılım yatırımcısı için en bilinen sıfatlardan biri lisansı alınması, “Melek Yatırımcı”dır. Kabaca Tam mükellef bir anonim bu sıfat, fikri ve projesi şirkete ait iştirak hisselerinin iki olan ama parası olmayıp tam yıl (730 gün) süreyle elde bankadan kredi alamayan tutulması, küçük girişimcileri, öz Müsteşarlıkça belirlenen kaynakla finanse edenler için alanlarda yatırım yapılması kullanılır. ve yatırımın müsteşarlıkça Yasal olarak ise bu kişiler; mevzuata uygun bulunması “4059 sayılı kanunun ek gerekmektedir.” 5’inci maddesi kapsamında Bu noktada bir şeye dikkat Hazine Müsteşarlığı’nca edilmeli. Bireysel katılım devlet desteklerinden yatırımcıları, Hazine’den yararlanmaları için kendilerine aldıkları lisans kapsamında lisans verilecek olan, kişisel iktisap ettikleri iştirak ile KOSGEB tarafından belirlenen varlıklarını ve/veya tecrübe ve hisselerinin alış bedelinin yüzde 75’ini, araştırma, geliştirme ve yenilikçilik birikimlerini başlangıç veya büyüme bu alışı yaptıkları yıla ait gelir vergisi programları kapsamında projesi son aşamasındaki girişimlere aktaran beyannamesinde indirim konusu beş yıl içinde desteklenmiş anonim gerçek kişi” yatırımcılar olarak yapabilecek. şirketlere ait iştirak hisselerinin alış tanımlanır. Örneğin, 2013 yılında 100 bin bedellerinin yüzde 100’ünü” elde Anımsanırsa, bu yatırımcılarla ilgili lira bedel ile satın alınan bir iştirak tutanlar indirimden yararlanabilecek. düzenleme, geçen yıl haziran ayında hissesinin 75 bin liralık kısmı bu alışın Yatırım yapılacak iştirak hisselerinin Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 82. yapıldığı 2013 yılı beyannamesinde kapsamını, Bireysel Katılım Sermayesi maddesi ile yapılmıştı. Uygulamanın indirim konusu olacak ve matrah bu Hakkında Yönetmelik belirliyor. ayrıntıları için Maliye Bakanlığı ile miktarda azalacak. Buradaki ifade ise şöyle: Hazine Müsteşarlığı tarafından Bu yönüyle bakıldığında “Bireysel katılım yatırımcısı tebliğ çıkarılması bekleniyordu. İşte, uygulamanın büyük bir vergi avantajı indiriminden yararlanılabilmesi için; 21 Ağustos’ta ilgili tebliğ Resmi sağlayacağı açık. Yatırım yapılan Tam mükellef gerçek kişi Gazete’de yayımlandı ve uygulamanın iştirak hissesi iki tam yılı doldurmuş olunması, ayrıntıları da şekillendi. olmak şartı ile ne zaman satılırsa İştirak hisselerinin iktisap Artık bireysel satılsın vergi avantajından peşinen katılım yatırımcıları, yararlanılacak. iştirak hisselerini en Yatırımın yapıldığı az iki tam yıl elde yılda, diğer gelir tutmak şartıyla, unsurları örneğin kira NE ZAMAN EMEKLİ OLURUM? yıllık beyanname gelirleri için de bu 18 Kasım 1979’dan beri sigortalıyım. ile bildirilen kazanç indirim yapılabilecek. 4800 gün prim ödedim. Ne zaman emekli ve iratlardan Hatta SORU CEVAP olabilirim? Kadir Gün indirebilecek. yararlanılamayan   Buna göre “tam indirim tutarı Sorularınız için malicozu25 yıl sigortalılık süresini, 45 yaşını ve mükellef anonim izleyen m6ismmmo.org.tr adresine 5000 prim gününü doldurarak SGK’den şirketlere ait yıllara da mail atabilirsiniz. Tüm soemekli olabilirsiniz. Eksik günlerinizi rular eposta ile tek tek iştirak hisselerinin devredebilecek. cevaplanacaktır. tamamlamak için askerlik borçlanması da alış bedellerinin Ne diyelim! yapabilirsiniz. %75’ini” ve “Bilim, Hayırlısıyla Sanayi ve Teknoloji bekleyelim Bakanlığı, TÜBİTAK görelim… 15 Çalışan anneye süt izni Mevcut yasaya göre, kadın işçi doğum yapmışsa, doğum öncesi ve sonrası 8’er haftadan 16 haftalık süre için çalıştırılamaz. Eğer ikiz, üçüz gibi çoğul gebelik olmuşsa doğumdan önce çalıştırılmayacak 8 haftalık süreye 2 hafta daha eklenir. Şimdi ise TBMM’de görüşülmesi beklenen Torba Kanun’la çalışan annelere ek haklar gündemde. Doğum öncesi ve sonrası sürelerin birer hafta artması planlanıyor. Buna göre, raporlu olduğu sürede kadın işçiler çalıştırılmayacak ve SGK’den geçici iş göremezlik ödeneği de alacak. Bu arada bilindiği üzere, çalışan annelere İş Kanunu ile verilen haklardan birisi de süt izni. İsteği halinde kadın işçiye, doğum öncesi ve sonrası raporlu olduğu sürenin bitiminden itibaren altı aya kadar ücretsiz izin veriliyor ve ayrıca bir yaşından küçük çocuklarını emzirebilmeleri için de günde toplam bir buçuk saat süt izni kullandırılıyor. Süt izni süresinin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını ise kadın işçi kendisi belirleyebiliyor. Bu süre ise günlük çalışma süresinden sayılıyor. Süt izni olan bir yıllık sürenin toplu olarak kullanılması ise doğru değil. İzni günlük kullanım gerekiyor. Öte yandan, yasanın amacına çok uygun olmasa da özellikle evi ile işyeri uzak olan kişiler için süt izninin birkaç gününü tek seferde kullanmak da mümkün. GÖRÜŞ Prof. Dr. Türkkaya ATAÖV ABD Yeni Bahane Peşinde! “ABD savaştan vazgeçti” yaygın yorumuna kanmayalım. Esad’ın direnişiyle Putin siyaseti ABD’yi köşeye sıkıştırdı, ama Vaşington’un elini tetikten çektiği yorumu yanlış. Ne emperyalizm tüm olanaklarını kullanmadan asıl amaçlarından yan çizer, ne de biz görüntüyle aldanacak bebekleriz. Obama’nın dedikleri bir yalana dayalıdır. ABD ekonomik ve siyasal düzeniyle onun kulu medya askeri müdahale istiyor. Bu aşamada emperyalizmin dünya üssü Vaşington yeni ama uydurma bahaneler kotaracaktır. Kuşkusuz, tutarsa! Komşu Suriye’deki çatışmayı, dıştan gelen para, silah, örgütleme, eğitim ve baskılara karşın, Şam yönetimi kazanıyor. ABD’nin hedefi Şam’ın elinden kimyasal silahları almak değil, tüm Ortadoğu’yu kendine bağımlı kılmak için başı dik duran Esad yönetimini devirmek, öteki komşumuz İran’la Lübnan’da Hizbullah’a da benzer müdahalelerin kapılarını biraz daha açmaktır. Emperyalizmin ne olduğunu bilen gerçekçilerin yorumu ancak bu olmalıdır. ABD ve yandaşlarına karşı çıkan RusyaSuriyeİran ortak diplomasisi parlak bir ara dönem yaşadı. Yasaklı silahları teslim seçeneği İran Meclisi’nin ulusal güvenlik kurulu başkanı Alaeddin Borucerdi’nin geçen hafta Şam’a gitmesinden sonra ortaya atıldı. Gerçekte, bu üç başlı eksen Vaşington’a içine düştüğü açmazdan çıkma olanağı armağan etmiş oldu. Bu üç başlı kümeden başka, ortak toplantılarını Kırgızistan’da yapmakta olan Şanghay İşbirliği Örgütü de var. Obama yönetiminin zikzakları, ona oy vermiş olanların onun maskesinin ardındaki çirkin “neokon” yüzünü görmesini belki sağlamıştır. Ama ABDBritanyaFransaArap Birliği ekseni de müdahale nedenini gizleyecek yeni bir propaganda masalı türetme peşindedir. “Sosyalist” balonu çoktan sönmüş olan Fransız Hollande’ın Suriye’ye müdahaleyi Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 7’nci bölümüne uydurmaya çalışarak ABD’ye destek vermesini ve Obama’nın da en son konuşmasında sözde sınırlı askeri harekâtın kendi çıkarları gereği olduğunu söylemesini gereği gibi değerlendirelim. Kuşku yok ki Vaşington, Suriye’yi bombalayabilmek için yeni bir masal uydurma arayışı içindedir. “Arap Birliği” denen örgüt bir Suudi Arabistan sömürgesidir. İslamın gerçek sahibi görünmek isteyen Suudilerle İsrail’in ortak isteği Suriye’deki düzenin şimdi değişmesidir. Emperyalizmin kulu bu Arap kümesi de iyi bilmeli ki, Ortadoğu’da kimyasal silahların yasaklanması İsrail’i de içine almalıdır. Ama bunu ağzına bile alan yok. Anlaşılan, bu ırkçı devlet, nükleer olanlar dahil, her türlü silaha sahip olabilir. Üç güçlü Siyonist baskı kuruluşu (AIPAC, ADL, RJC) Vaşington’da sürekli işbaşındadır. Üçü de konuyu sanki bir Amerikan güvenliği söz konusuymuş gibi sunuyorlar. Büyük mali sermaye ABD silahlı kuvvetlerine, o da kul Obama’ya buyruk veriyor. ABD ve yandaşları Ortadoğu’yu geçmişte emperyalizm yararına bölmüş olan antlaşmaların yenilenmesi düşleri içindedirler. Ortak amaçları tüm bölgeyi ABD tekellerine iyice bağlamaktır. Ne demeli? “Allahu ekber” mi? Bunun yeni adımı nasıl olabilir? Örneğin, Suriye’de bir muhalif küme, müdahalecilerden alacağı malzeme ve buyrukla genelde Şam denetimli bir toprağın köşesinden İsrail’e bir kimyasal saldırıda bulunabilir. Böyle bir senaryo ABD müdahalesini sanki haklı çıkarır. Filistinlilerin haklarına gözlerini kapayan, kendileri Irak’ta uranyum ve Gazze’de beyaz fosfor kullanmış olanlar gizlice örgütledikleri bu suçu Şam’a yüklemekten çekinmezler. Suriye’ye saldırı bu gerekçeyle yer alırsa, Suriye ile Rusya’nın bir savunma antlaşması yapması mantıklı değil midir? O durumda ne olacağını Türkiye’deki kararvericiler enine boyuna düşündüler mi? ‘Melek Yatırımcı’ya Avantaj Savaşa Hayır... Perihan ERGUN KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Savaş karşıtlığını ve komşularımızla dostluk bağlamında özgürlük ve bağımsızlığımızı sürdürme gerçeğini çok küçük yaşlarımda, önce büyükannemin sık sık tekrarladığı “Ev alma komşu al” atasözüyle, devamında da laik, sosyal ve demokratik Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önderimiz M. K. Atatürk’ün “Yurtta sulh cihanda sulh” özdeyişiyle içime sindirerek öğrendim. Bunun dostluk içeren yararlı ürünlerini de mutluluk ve huzurla yaşadım. İlköğretim yıllarımda Ulu Önderimizin Hakk’a yürüyüşünden hemen bir yıl sonra 2. Dünya Savaşı’nın etkin ekonomik ve toplumsal sıkıntılarını yaşamış olsak da Cumhurbaşkanı Sayın İsmet İnönü’nün büyük siyasi dehasıyla o ateş ortamından ülkemizi soyutlamasını hâlâ borçlulukla yad ederim. O günlerde de bugünkü savaş çığırtkanlığıyla kendisini suçlayanlara hiç kulak asmadan (1. Dünya Savaşı’nda orduları yönetirken top atışlarının etkisiyle kulakları duyma yetisini yitirmişti) mizahi bir tavırla eleştirileri duymazdan gelmişti. Büyükannem de o savaşın tüm yıkıcılığını yaşamış ve sadece küçük kızıyla annemdir yapayalnız ortada kalmış. İnönü’yle ilgili eleştirileri hep kınamış, şehit iki oğluyla o günlerin koşullarında yitirdiği büyük kızıyla damadına dualar okurken Atatürk’le İnönü’ye de rahmetler gönderirdi. İnönü’yü eleştirenleri de “Bunlar savaşın acılarını yaşamamış olan şaşkınlardır” derdi. Önderimiz de “Savaş zorunlu olunmadığı takdirde cinayettir” demişti. HHH Tüm bu tarihi gerçeklere karşın Sayın Başbakan R.T. Erdoğan 900 km’ye yakın sınırla en yakın komşumuz Suriye’nin Başkanı Beşşar Esad’ı iki yıl önce kızının düğününe davet etmişti. Ailece geldiklerinde “kankamdır” diyerek onlarla sarmaş dolaş olmuştu. Geçen yıldan beri BOP temsilciliği sıfatıyla ÖSO katilleriyle birleşerek, ona karşı savaş kışkırtıcılığı yaparak iktidardan silmek istiyor. Oysa Suriye’deki huzur ve sükun bizim de yaşam senedimizdir. Şu günlerde Hataylı vatandaşlarımız, kendilerine ÖSO deseler de gerçekte Esad düşmanı çetelere gösterdiği misafirseverlikle, bir de onlara maaş bağlayarak baş tacı edilmelerine karşın, Hatay’daki yerli vatandaşlarımızın sefalet içinde yaşatılmaları nedeniyle eski yaşam koşullarını kaybetmiş olmalarının önemsenmemesine isyan etmektedirler. Yurdumuzun en sakin ve müreffeh yöresi olan, değişik inanç ve mezheplerde olmalarına karşın bir arada huzur içinde yaşayan Antakyalıların düşürüldükleri rahatsızlıklarına devletin el koyarak, vatandaşlarımızı sığınmacıların yarattığı zulmünden kurtararak, eski mutluluklarına döndürmesi ön görevi olmalıdır. Çünkü giderek hakkımızdaki doğru yanlış söylentiler, örneğin; 21 Ağustos’ta Suriye karşıtları tarafından kullanılan kimyasal silah saldırısında sarin gazını da kullandıkları ve bunun Türkiye’den gönderildiği söylentileri ABD halkına kadar ulaşmış. Gerçek veya uydurma da olsa bunlar ülkemizi uluslar arasında küçük duruma düşürmektedir. Bir de çok marifetli Dışişleri Bakanımız Davutoğlu kendisine savaşa girişme sorularına cevabında “gerekirse olabilir” demez mi? Bu durumun hepimiz için bir kötü yanı da PKK’nin muhaliflerden elde ettiği silahlarla Stinger füzelerini ŞırnakHakkâri hattına yığınak yaptıkları söylentisidir. Eğer bu doğruysa burnu epeyce kalkan kanlı PKK’yle 30 yıllık uğraş yok edilecek ve bebelerimizle halkımızın kanları eskisi gibi tekrar dökülecektir. HHH Neyse ki Petesburg’daki G20 zirvesinde ABD Başkanı Obama ile Rusya Devlet Başkanı Putin, Suriye ile diplomatik çözüm konusunda anlaşarak halklarının istemleri doğrultusunda savaşa yanaşmadılar. Daha sonra da 3 gün süren Cenevre’deki görüşmelerin sonunda ABD ve Rus Dışişleri Bakanları, Suriye’nin kimyasal silahlarının kendileri tarafından denetlenmesi konusunda uzlaşıya vararak silahlı savaşımdan vazgeçildiğini açıkladılar. Böylece bizimkilerin savaş çığırtkanlıkları yaya kalmış, bizlere de ferahlık getirmiş oldu... HHH 16 Eylül Pazartesi günü okullarımızın 201314 ders yılı döneminin başlaması nedeniyle Milli Eğitimimiz hakkındaki düşüncelerimi gelecek yazımda açıklayacağım. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN HARBİ SEMİH POROY B sınıfı ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. Evrim Bal 1/ İri yarı, 1 anlayışsız ve 2 kaba kimse. 2/ Gökcisim 3 lerini gözet4 leme... Birine dokunsun 5 diye söylenen 6 söz. 3/ Ateş... Halk dilinde 7 “baca” anla 8 mında kulla 9 nılan bir sözcük. 4/ Taşıt 1 2 3 4 5 6 7 8 9 larda yükün yük1 K A R A T E P E seklik ölçüsü... İlave. 5/ Bursa yöre 2 A D A K A R A S I sine özgü bir pey 3 R İ C A L L İ R nir cinsi. 6/ Dü4 K AME L N A zen... AleviBek 5 A Y E P İ K K taşi törenlerine veD AM rilen ad. 7/ Yunan 6 M A R T 7 I S I mitolojisinde kır D A V E T tanrısı... Bir nota. 8 Ş A K Ş U K A A 8/ Özel bir nokta 9 N A U T İ L U S üzerinde belirtilen görüş... Silisyum elementinin simgesi. 9/ Işık kaynağının 1 saniyede çevresine yaydığı ışık enerjisi... “ belalı şey fakat uzlet sıkıntılı” (Y.K.Beyatlı). YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Büyüklük taslayan, şişinen, kendini bir şey sanan, küstah kimse... Rusçada “evet”. 2/ Eski Türklerde yağmur yağdırıp yel estirdiğine inanılan büyü taşı... “Harami var diye korku verirler / Benim yüklü kervanım mı var” (Karacaoğlan). 3/ Sahip... Sütten kesilmemiş sığır yavrusu. 4/ Gösterişi ve özentisi olmayan, görmüş geçirmiş kimse. 5/ Herhangi bir kurulun gündemindeki konuları görüşmek için yaptığı toplantı... Çıplak vücut resmi. 6/ Ekolojide, bir canlının varlığını sürdürebildiği yaşama ortamının en küçük birimi... Satrançta bir taş. 7/ Soyundan gelinen kimse... Kuyruksokumu kemiği. 8/ Karagöz oyununda kullanılan kamış düdük... Tavlada “üç” sayısı. 9/ Seçenek... Okullarda çocukları çalıştırmakla görevli kimse. 1 2 3 4 5 6 7 8 9