15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 EYLÜL 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Bir eylül akşamıydı. Bir fotoğrafa bakıyordum gökyüzünde saklanan yıldızları ararken... Ey hayat sen neredeydin! HHH Yine bir eylül ikindisinde doğa gezisi yapan iki Japon genç kız saldırıya uğramıştı. Kızlardan birisi bıçakla öldürülmüş, öteki yaralanmıştı... Eski Ürgüp Belediye Başkanı Bekir Ödemiş aradı telefonla. Ürgüp’ü Ürgüp yapan Ödemiş, çok üzgündü... Ürgüp yöresi özellikle Japon turistlerin Türkiye’de gittikleri tek yerdi. Ürgüp’ün dünyaya tanıtılmasında en büyük pay sahibi de Bekir Ödemiş’ti... Türkiye’de öldürülen yabancı turistler, Gezi eylemleri, gözaltılar, tutuklamalar siyasal iktidarı hiç ilgilendirmiyordu. Her doğa eylemcisi teröristti! Kadıköy’de, İzmir’de, Ankara ve Hatay’daki eylemler... Polisin acımasızlığı! İnsanların çantalarında yasak kitap aramaları... 1970’li ve 80’li yıllar geri gelmiş gibiydi. HHH O yıllar cop vardı, bugün TOMA’lar, gaz bombaları, basınçlı su... Yani kimyasal silah bunlar... Kalp krizini tetikliyor... 2011 seçimlerinde önce Hopa’da doğa eylemcilerine biber gazı sıkılmıştı, Başbakan’ın gelişi sırasında. Biber gazının etkisiyle fenalaşan devrimci emekli öğretmen Metin Lokumcu ölmüştü. Kadıköy’de de Serdar Kadakal, yoğun biber gazından etkilenerek genç yaşta ölmüştü. Bir devlet kendi çocuklarını, insanlarını öldürüyor... ODTÜ’de ağaç katliamına karşı çıkan mahalle sakinlerini, üniversiteli gençleri terörist ya da düşman olarak görüyor. Yazık, çok yazık! HHH Bir eylül akşamıydı... Zeytin ağaçları, denize inen patika... Karaburun’da “Barış Koyu” ve gökyüzünde saklanan yıldızların bir anda görünmesi. Evet insanoğlu kendi seçer yaşamını ve kararlarını... Delik deşik edilen ormanlarımız, kirlenen akarsularımız, göllerimiz, denizlerimiz... HES’lere, denizlerimizi kirleten balık çiftliklerine, soygun ve vurgun düzenine... Reyhanlı’daki cihatçı okullara, derneklere, kamplara... Gözlerimizi açıp bir bakalım, haykıralım birlikte: “Ey hayat sen neredeydin!” Yasa değişti zihniyet değişmedi 14 kişi cezaevinde tahliye raporunu beklerken yaşamını yitirdi GÜLEN’DEN MESAJ MURAT İNCEOĞLU Ey Hayat Sen Neredeydin!.. Yanılgılardan uzak seçmek ister insan yaşamını... Doğruyu, iyiyi, güzeli bulmak için. Kararlılığını göstermek, bilgeliği, dünyaya karışıp batan düşünceleri, anıları hiçbir şeyin bozmaması için. Hölderlin’in deyişiyle, en yüce olanı en görkemli diye amaç edinebilir. O zaman aklına şu geliyor insanın: “O zaman bu savaşlar, iktidar oyunları, kışkırtmalar, sömürü düzeni, din, dil, ırk, mezhep, inanç ayrımcılığı neden yapılıyor?” Bir eylül akşamında gecenin içine saklı yıldızları ararken bunları düşünüyordum. Karaburun’un o sessiz ve dingin serinliğinden gökle denizin çırpındığı dağınık yelkenlilerde Yorgo Seferis’in, Robert Desnos’un dizelerinde insanoğlunun hayatını ve kararlarını kendisinin vereceğini düşünüyordum. İnsan köle değil, özgür insandı... Ne yazık ki demokrasisi gelişmemiş ülkelerde, din eksenli siyaset yapanlar, insanı köle olarak görüyorlardı. Emperyalizmin taşeronluğunu üstlenenler barıştan değil savaştan yanaydı. HHH Ülkeyi yönetenler, anayasal haklarını kullanan çocukların, insanların üzerine TOMA’larla, gaz bombalarıyla, basınçlı suyla yürüyor, onları öldürüyor, gözlerini kör ediyordu. ODTÜ’lü gençleri düşman olarak görenler, bu acılara karşın bir de demokrasiden, özgürlükten, yaşam hakkından söz ediyordu. Başbakan Erdoğan, Gezi eylemlerine katılanları “mayası bozuk” diye suçlayarak toplumu bölüyordu... Tatildeydim ama olup bitenleri yakından izliyordum. Hatay’da öldürülen Ahmet’in fotoğrafına bakıyordum... Ali İsmail’i, Ethem Sarısülük’ü, Abdullah Cömert’i görüyordum... İçimde bir hüzün yumağı... Düğüm düğüm olmuş sözcükler, hükümet sözcülerinin şu söylemleri: “Gezi’de ne oldu? Siz Suriye’ye bakın, binlerce çocuk öldürüldü... Polis huzurun güvencesidir...” Kadıköy’den on binler yürüyordu Ahmet Atakan ve öteki genç ölülerimiz için... ‘Yolsuzluk yapan batsın’ yerin dibine ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Fethullah Gülen, ABD’deki evinde son sohbet toplantısında “yolsuzluklar” üzerinden mesajlar verdi. Gülen, “Eğer dilimde tel’in etmeye, ‘Yerin dibine batsın!’ demeye azıcık açıklık bulunsaydı, bedduaya yer olsaydı, ‘millete hizmet ediyoruz’ dedikleri halde kendi çıkarlarını düşünenler, ihalelerde kendilerine pay ayıranlar ve verenleri mabeyni hümayun insanı haline getirenler hakkında ‘Allah sizi çoluk çocuğunuzla, beklentilerinizle, ümitlerinizle yerin dibine batırsın, mahvetsin!’ derdim” ifadelerini kullandı. Gülen’in beddua içeren sözleri, “Mesajın adresi kim” sorusuna yol açtı. Son sohbeti Herkul.org adlı sitede yayımlanan Gülen, özetle şunları kaydetti: Karunlaşanlar: Harun olarak yola çıkıp sonra Kârunlaşan kimseler, bir gün hazineleriyle beraber yerin dibine batarlar da lanet ile yâd edilirler. “Hatırımı kullanarak şöyle bir mukavelede/ihalede bana da şu kadar şey düşünün” diyebilirim mülahazalarından uzak olmalıdırlar. Saray, vurgusu: Dolmabahçeler, Yıldız’lar, yıldızımızı söndüren, cenneti Allah’ı unutturan yerler olmuştur. Topkapı, bizim ruh dünyamızın dışarıya aksedişidir. Orada Fatih’in ikinci, İkinci Beyazıt’ın, koca Yavuz’un, cihan hükümdarı Kanuni’nin mefkuresi vardır. Münasebetsizce “sanki kadınlara tutkundu böyle, sanki o Topkapı kadınlarla doluydu” gözünüze, dizinize dursun. Cezaevlerinde hasta tutuklu ve hükümlüler bir an önce sağlıklarına kavuşabilmek için tahliye edilmeyi bekliyor. Ancak Adalet Bakanlığı verilerine göre 14 kişi, haklarında gerekli raporun hazırlanmasını beklerken yaşamını yitirdi. Hasta hükümlülerin, cezaevi koşullarında tedavi edilemeyen hastalıklarının tedavisi için yapılan yasal düzenleme sonuçsuz kaldı. Yasanın yürürlüğe girdiği 31 Ocak 2013 tarihinden bu yana 14 kişi, mahkemenin tahliye kararı vermesi için gerekli formaliteleri beklerken öldü. Bugüne kadar yasadan yararlanmak için başvuran 460 kişiden sadece 43 kişinin infazı ertelendi. CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel’in soru önergesini yanıtlayan Adalet Bakanı Sadul lah Ergin’in verdiği bilgiye göre hasta hükümlü ve tutuklulara infazın ertelenmesi hakkı tanıyan yasadan yararlanmak isteyen 460 kişi başvuruda bulundu. şi hakkında düzenlenecek Adli Tıp raporunu, 216 kişi ise tam teşekküllü hastanenin vereceği raporu bekliyor. dli Tıp Kurumu raporu da yetmiyor Bakan Ergin, 3 kişinin koşullu, 13 kişinin ise denetimli serbestlik hükümleri çerçevesinde serbest kaldığını ifade ederken 7 tutuklunun da düzenlemeden yararlanarak serbest kaldığını dile getirdi. CHP Milletvekili Özel’in “Yapılan düzenleme gereği Adli Tıp Kurumu’ndan ‘Yaşamını tek başına sürdüremez’ raporu alsa bile savcı tarafından ‘Toplum için tehlikeli değildir’ kararı ol A üzlerce kişi bekliyor Adli Tıp Kurumu raporları üzerinden yapılan incelemelerden sonra 43 kişi serbest bırakıldı. 43 kişinin yaptığı başvuru ise kabul edilmedi. Açıklamaya göre 113 ki Y madığı için tahliye edilmeyen kaç mahkum vardır” sorusuna ise Bakan Ergin bilgisi olmadığı yanıtını verdi. Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da yapılan değişiklik ise “Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya sakatlık nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen mahkumun cezasının infazı üçüncü fıkrada belirlenen usule göre iyileşinceye kadar geri bırakılabilir” hükmüne yer verilmişti. bu kez altındağ’da haberleri dışında partiye üye yapıldılar AKP’nin CHP’li üye sevdası SERTAÇ EŞ gileri dışında AKP’ye üye yazıldıkları ortaya çıktı. Altındağ’da CHP delegesi olan Haluk Yalvaç, kendisinin bilgisi dışında AKP’ye üye yazıldığını, bu nedenle mağdur olduğunu dile getirdi. Kendi isteğiyle AKP’ye katılmasının söz konusu olmadığını belirten Yalvaç, “Şimdi yeniden CHP’ye üye olmam gerekiyor. Sorumlular hakkında dava açacağım” diye konuştu. CHP’lilerin AKP’ye üye yazıldığını doğrulayan CHP Altındağ İl ANKARA CHP üyelerinin AKP’ye bilgileri dışında üye yapılması skandalı, bu kez Ankara’nın Altındağ ilçesinde ortaya çıktı. Daha önce aynı ilçede 386 CHP üyesinin aynı zamanda AKP’ye de üye olduğu ortaya çıkmış, bu kişilerin her iki partiden de üyelikleri düşürülmüştü. Son olarak ortaya çıkan gelişmeye göre ağustos ayından önce partinin ilçe yönetim kurulunda görev yapan 3 kişi ve ilçe kongre delegelerinin bazılarının da aralarında bulunduğu 126 kişinin bil ‘Birçok kez uyardık’ çe Başkanı Barış Ozan Vural, birçok kez AKP ilçe başkanlığını uyardıklarını, ancak “sehven yapılmış” diye yanıt aldıklarını dile getirdi. Önce tespit, sonra suç duyurusu Vural “Partimize üye olanların her türlü evrakı elimizde var, isteyene gösterebiliriz. Şimdi eleme yapıyoruz. Artık onlardan da evrak göstermelerini isteyeceğiz. Sulh hukuk mahkemesi yoluyla tespit yapacağız. Daha sonra suç duyurusunda bulunacağız” değerlendirmesini yaptı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle