15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 EYLÜL 2013 SALI 4 HABERLER CHP’li Loğoğlu, Öcalan’ın son mesajındaki yeni formatın ‘siyasi muhataplık’ olduğuna işaret etti Yok Devenin Başı Galatasaray Lisesi son sınıfında Fransızca ve kompozisyon hocamız bize okurken de, yazarken de düşünmeyi öğretmeye çalışırdı. Bunlardan nasibi olmayan, hocadan da bir türlü geçerli not alamayan bir arkadaşımız bir gün hocaya dedi ki: Bunca yıl öğrenemediğimiz Fransızcayı bir yılda mı öğreneceğiz? Yanıtı Tompso’nun şaşkınlığını bütünüyle yansıtıyordu: Benim size öğrettiğimi öğrenemezseniz, hangi dili konuşacaksınız ki? Gerçekten, hoca bize düşünmeyi ve anlamaya çalışmayı öğretiyordu. Fransızca araçtı. Laik eğitimin amacı da zaten bir sürü gerekli gereksiz bilgiyle donanmak değil, düşünmeyi öğrenmek ve sorgulamaktır. Burada çağdaş, eğitimden söz ediyoruz. Yoksa bir zamanlar eğitim, dogmaların tartışılmadan ezberlenmesi ve mutlak itaat esasına dayanıyordu. Ya fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür kuşakları ya da dogmaları ezberleyen, biatı şiar edinen kuşakları amaçlayacaksınız. Birinci eğitim düzeninde felsefe önemli yer tutarken ikincisinde felsefeye yer yoktur. Felsefe tartışmalarında mesele bu kadar basit! HHH Düşünce yaşamına dogmaların hâkim olduğu toplumların siyasal yaşamlarına da boş kalıplardan oluşan sloganlar, hezeyanlar egemendir. Hep, düşünmeden kabul ettiğimiz kimi sloganlar ve deyimleri çağdaş bir ülkenin diline çevirerek ifade etmeye kalksak ne kadar komik olacağını düşünmüşümdür. Örneğin “aşırı uçlar”ı bir İngilizceye çevirin bakalım, sonuç ne olacak? Ya da “zararlı cereyanlar” veya “kökü dışarıda cereyanlar”ı çevirmeye, İngilizce ifade etmeye çalışın ve bakın bakalım, acaba kimse bir şey anlayacak mı? Toplumumuzdaki “cadı avı” çılgınlığında da durum aynı... Son günlerde 28 Şubat’ın, iş âlemindeki, basındaki sivil uzantısı olduğu iddiasıyla bazı kişilerin de “yargı önüne çıkarılması!”na hazırlanılıyor. Sorgulayıcı, bilimsel düşünce sahibi Emre Kongar’ın aklı bu olayı bir türlü almıyor. Emre Kongar dün, 28 Şubat’ta neler olduğunu anlattıktan sonra, şu yargıya varıyordu: “Ve 28 Şubat bunalımı Meclis içinde parlamenter demokrasi kuralları çerçevesinde aşılır.” Sonra da devam ediyordu: “Meclis’te çözülmüş, bir siyasi olayı, adli mahkemelere taşımak ve ceza davası açmak, sadece adalet ve demokrasi açısından değil, gelecekte Meclis’in siyasi tasarruflarının adli mahkemelerde ceza davalarına konu edilmesine örnek olması bakımından da çok sakıncalıdır.” HHH Ama ülkemizdeki tüm abes rekorlarını kırmakta kararlı olan AKP döneminde, bütün bunları aşıp da “yok artık devenin başı!” dedirtecek bir olay var ki şimdiye kadar olanların hepsini gölgede bırakıyor. AB Bakanı Egemen Bağış Habertürk ekranında yayınlanan Balçiçek İlter’in “Söz Sende” programına katılıyor ve bir yerde Balçiçek Hanım’la aralarında şöyle bir konuşma geçiyor: E.B. Suriye’de 2 yılda 100 bin kişi öldü. Gıkı çıkmayan uluslararası medya Taksim’deki basit bir gösteri için 8 saat aralıksız yayın yaptı. B.İ. Basit demeyelim isterseniz, insanlar hayatlarını kaybetti. E.B. Suriye’de 100 bin kişinin hayatını kaybettiği olayla kıyaslarsanız devede kulak. TC’nin bakanı Egemen Bağış’ın bu sözleri üzerine ne diyelim? Kendisine Suriye yurttaşlarının esenlik ve can güvenliğinden sorumlu olmadığını, ama TC yurttaşlarının esenlik ve can güvenliğinin kendi sorumluluğunda olduğunu, ayıp ettiğini mi hatırlatalım? Taksim’deki gösterilerin barışçı gösteriler olduğunu ve polislerin akıl almaz, vahşetle bu göstericiler üzerine saldırarak öldürmelerinden kendisinin de sorumlu olduğunu, “ama Esad daha büyük katil onun öldürdüklerinin yanında bizimkiler devede kulak kalır” demenin mantık, edep, hayâ dışı olduğunu mu anımsatsak? Kafa bu olursa ne söylesek anlamsız kaçıyor, geriye bir tek yanıt kalıyor: Yok devenin başı! Masada yer istiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Abdullah Öcalan’ın hafta sonu kendisini ziyaret eden BDP heyeti aracılığıyla gönderdiği mesajdaki “yeni format” istemine, CHP’den tepki geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Öcalan’ın “siyasi muhataplık” anlamında AKP ile doğrudan görüşmek istediğine dikkat çekti. Loğoğlu, Meclis’te yaptığı basın toplantısında soru üzerine BDP heyetinin görüşmesi sonrası açıklanan Abdullah Öcalan’ın me u Öcalan’ın ‘yeni format’ isteminin “siyasi muhataplık” arayışı anlamına geldiğini belirten Faruk Loğoğlu, ‘’Bir masa etrafında bir yanında PKK, öbür tarafında AKP’nin oturacağı, PKK kanadında da herhalde Öcalan’ın kendisinin oturacağı bir formattan bahsediyor olması lazım’’ dedi. sajlarını şöyle değerlendirdi: “İmralı demek ki kendisiyle AKP yani Başbakan tarafından yapılan pazarlıklarda öyle bir cesaret, öyle bir girdi almış ki artık yapılan bu fasılalarla yapılan bu görüşmelerin düzlüğe, açığa çıkartılması bir masa etrafında bir yanında PKK, öbür tarafında AKP’nin oturacağı, PKK kanadında da herhalde Öcalan’ın kendisinin oturacağı bir formattan bahsediyor olması lazım. Bu olur mu, bunun cevabını ancak AKP bilir. Fakat getirilen nokta budur. Demokratikleşme paketi işte önümüzdeki günlerde açıklanacak deniyor. Öyle bir demokratikleşme paketi ki bundan halkın haberi yok, içinde ne var, niçin var, bunlar hiçbir şekilde ne danışılmış, ne görüşülmüş, getirecekler bizim paketimiz bu, buyurun kabul edin veya etmeyin, böyle demokratikleşme pa keti olur mu?” Mısır gezisiyle ilgili “darbecilerle görüştüler” denilerek yanlış algı yaratılmaya, “utanç gezisi” diye nitelendirilmeye çalışılmasına tepki gösteren Loğoğlu, “Böyle bir gezide utanç unsuru varsa, utancın nerede olduğunu söyleyeyim: Utanç, Bağdat’a, Mısır’a gidemeyen AKP iktidarına aittir. Utanç, bölgede bir sürü yere gidemeyen, Gazze’ye bile gidemeyen iktidarın izlediği dış politikaya aittir” dedi. İHD’DEN ÇÖZÜM RAPORU: PKK çekilsin, hükümet adım atsın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İnsan Hakları Derneği (İHD) çözüm süreci kapsamında PKK’lilerin sınır dışına çekilmesine ilişkin hazırladığı raporda, KCK’ye “Çekilmeyi sürdür”, hükümete de “Adım at” çağrısı yaptı. İHD tarafından oluşturulan Barış Sürecinde Çekilmeyi İzleme Komisyonu, mayıs ayından bu yana çekilme sürecine yönelik yaptığı gözlemleri raporlaştırdı. Çözüm süresinde özellikle bölgeye yapılan yeni karakol ve baraj inşaatları ile korucu alımları eleştirildi. Hakkâri’de 189, Tunceli’de 52, Şırnak’ta ise 10 yeni karakol ihalesine çıkıldığı ve inşaat çalışmalarına başlandığı belirtilen raporda, ayrıca Tunceli’de 4, Şırnak’ta 11 adet güvenlik barajı yapımının sürdüğü ifade edildi. Raporda, özetle şu tespitler yapıldı: Tıkanma var: Merkez ve şubelerden oluşan 25 kişilik komisyonla takip edilen geri çekilme süreci önemli bir tıkanma durumu ile karşı karşıyadır. Özellikle çekilme yapan grupların takibi için sürekli olarak Heronların uçurulması, bazı alanlarda pusulama faaliyetlerinin olması, savaş uçaklarının sürekli olarak kritik alanlarda uçması ve zaman zaman bazı grupların helikopterlerle taciz edilmesi, yaşanan bu sorunların başında gelmiştir. C M Y öcalan: İğneli Fırça Z AFER TEMOÇİN elazığ Dışarıyla bağlantım yetersiz DİYARBAKIR BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, pazar günü İmralı’da terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan ile yaptıkları görüşmenin ayrıntılarını anlattı. Demirtaş, Öcalan’ın “Ben burada tek başıma, dış dünya ile bu kadar bağlantım zayıfken müzakere yürütemem” diyerek avukatları ve siyasi heyetlerle görüşmek istediğini belirtti. Demirtaş ve BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, pazar günü İmralı Adası’na giderek, Öcalan ile görüştü. Avrupa’dan yayın yapan PKK yanlısı Sterk TV’ye konuşan Demirtaş, Öcalan’ın, avukatları ve bazı heyetlerle de görüşmek istediğini vurguladı. Demirtaş, “Kendisi, ‘Ben burada tek başıma, dış dünya ile bu kadar bağlantım zayıfken müzakere yürütemem. Benimle müzakere yürütülmek isteniyorsa avukatlarımla, başka genişletilmiş siyasi heyetlerle, basınla ve sivil toplum örgütleriyle görüşebilmem gerekiyor. Bunların imkânları yaratıldığı takdirde müzakereye dönüştürmek mümkün olur’ diyor. Önerilerini devlete yaptığını belirtiyor. Bu önerilerin ne kadar dikkate alınıp ciddiye alınacağını hep beraber göreceğiz” dedi. Demirtaş, ateşkesin sürmesini anlamlı bulduğunu ifade eden Öcalan’ın AKP’nin demokratikleşme paketini de görmediğini söylediğini aktardı. PKK’liler şantiye bastı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Elazığ’ın Palu ilçesine bağlı Arındık köyü Hora Deresi mevkisinde ElazığBingöl demiryolunu yenileme çalışmaları yapan özel bir firmaya ait şantiye önceki gece bir grup PKK militanı tarafından basıldı. Silah tehdidi ile işçileri etkisiz hale getiren PKK’li teröristler, şantiyede bulunan 3 beton mikseri ile 1 kamyonu ateşe verip yaktıktan sonra kaçtı. Araçlar kullanılamaz hale gelirken, kaçan PKK’lilerin yakalanması için bölgede operasyon başlatıldı. Anadilinde eğitim için yapılan çağrı beklenilen karşılığı bulmadı Boykot etkili olmadı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) PKK, BDP ve DTK’nin anadilinde eğitim için okulların bir hafta boyunca boykot edilmesi çağrısı Doğu ve Güneydoğu’da etkili olmadı. Van ve Hakkâri dışında bölgede okullar ders başı yaptı. Diyarbakır, Şanlıurfa ve Cizre’de Andımız’ın kaldırılması ve anadilinde eğitim talebiyle yürüyüş yapıldı. KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, Azadiya Welat gazetesinde yayımlanan yazısında boykot çağrısı yaparak “Toplumsal bir tutum gösterme ve okulların içini boşaltma zamanı gelmiştir. Siyasi görüşü ne olursa olsun Kürtler okulları felç ederek anadilinde eğitimi kaçınılmaz kılmalıdır” ifadelerini kullandı. Diyarbakır’da BDP öncülüğünde STK’ler anadilinde eğitim talebiyle Koşuyolu Parkı’dan Ofis semtine kadar yürüdü. Yürüyüşe BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak da katıldı. Bazı okulların kapı ve duvarlarına “Anadili olmadan yaşam olmaz” ve “Dil vücuttur” yazıldı. Bakanlar Kurulu toplantısından sonra açıklamalar yapan Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’a BDP’nin boykot çağrısı da soruldu. “Sadece iki ilimizde biraz yoğun boykot yaşadı. Diğer illerimizde yüzde 35’ler arasında ilk güne ait boykot rakamları var” diyen Arınç, “Bomba ellerinde patlamıştır. 16 milyon çocuğumuzun içindeki birkaç bin kişinin boykota katılmış olması onların amaçlarına ulaşamadığıILERIYENICERI10.6X15 9/6/13 1:42 PM Page 1 nı gösteriyor” görüşünü dile getirdi. Arınç: Bomba ellerinde patladı [email protected] MAHMUT ORAL PKK’ye yoğun katılım: Militanların geri çekilmesi konusunda hükümet yetkililerinin “henüz yüzde 1520’si çekildi” şeklindeki beyanatlarının sağlıklı bir değerlendirme olmadığını söylemekte yarar var. PKK militanları geri çekilirken en uzak bölgeden başlayarak geri çekilmeye başlamış, bu grupların güvenliği sağlandıktan sonra diğer grupların geri çekilmesi ile ilgili çalışma yapıldığını bizlere ifade ettiklerini belirtmek isteriz. Dikkat çekilmesi gereken başka bir nokta da özellikle HakkâriŞırnak bölgesinde gençlerin yoğun bir şekilde PKK’ye katıldıkları gözlemlenmiştir. Güven orta mı: İHD olarak bu ülkede barış ve huzur içinde yaşanabilmesi için yapılması gereken tek şeyin onurlu bir barış olduğunu tekrarlamak istiyoruz. Barış sürecinin en önemli aktörü PKK lideri Abdullah Öcalan ve Başbakan Tayyip Erdoğan’dır. Hükümetin bu bilinçle Öcalan’ın koşullarını düzeltmesi ve süreci karşılıklı müzakerelerle yürütmesi gerekir. KCK tarafından durdurulan geri çekilme sürecinin tekrardan devam etmesi gerekmektedir. Bu konuda öncelikle hükümetin bu süreci tekrar ciddi bir şekilde ele alarak, gerekli demokratikleşme adımlarını atması gerekmektedir. CM MY CY CMY K anadilİ tartışması nedeniyle MHP’li vekil SALONU TERK ETTİ Bölücülük kavgası AYŞE SAYIN ‘MAKSADIMI AŞMADIM’ Kılıç’tan Topbaş’a ‘kına stoku’ yanıtı SAMSUN (Cumhuriyet) Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın, İstanbul’un 2020 Olimpiyatları’nı kaybetmesinin ardından Twitter’da “Kına stokları tükenmiş” yazması büyük tepki çekmişti. Bunun ardından İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş, bakanın maksadı nı aştığını ifade etmişti. Bakan Kılıç, Topbaş’a seçim bölgesi Samsun’da yanıt verdi. Sözlerinin arkasında olduğunu belirten Kılıç, “Final oylamasında Tokyo ev sahibi oldu, İstanbul kaybetti. O dakikadan itibaren sosyal medyada, Twitter’da kıyamet koptu. Şöyle bir baktığımız zaman gördük ki, gördük ve kahrolduk ki, Türkiye’nin kaybetmesinden büyük sevinç duyanlar var. O nedenle o zaman tepkimizi koyduk, maksadımızı falan da aşmadık. Koyduğumuz tepkinin de sapasağlam arkasındayız” dedi. ANKARATBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda “anadilde eğitim” tartışmasını da içeren “eğitimöğretim hakkı”na ilişkin maddenin görüşmelerinde CHP’li Rıza Türmen ile MHP’li Oktay Öztürk arasında “bölücülük” tartışması yaşandı. Komisyonda geçen haftadan bu yana sürdürülen “Eğitimöğretim hakkı”na ilişkin maddedeki uzlaşmazlık giderilemedi. CHP’li Süheyl Batum, “özgürlük” ifadesinin, ailelere çocuklarını okula göndermeme ya da “cemaat okullarına gönderme” yolunu da açtığına işaret etti. Batum’un “özgürlük” ifadesinin, çocukların eğitim hakkını engelleme anlamına gelmeyeceği yönünde, maddeye gerekçe yazılması önerisine AKP karşı çıkınca, madde başlığı üzerinde uzlaşma sağlanamadı. Görüşmelerde BDP; “anadilde eğitim hakkı” sağlanmadıkça, sözkonusu maddenin diğer fıkralarının görüşülmesinin de anlamı u CHP’li Türmen Diyarbakır’ın bir köy ilkokulunda çekilmiş yoksul öğrenci fotoğrafını gösterip, ‘Bir de anadili travması yaşıyorlar’ deyince MHP’li Öztürk, ‘Bölücülük yapıyorsunuz’ diye ayağa fırlayıp, salonu terk etti. olmayacağını söylerken, önerisinde “Eğitim ve öğretim kurumlarında Türkçe’den başka bir dille eğitim yapılamaz. Ancak devlet anadili Türkçe olmayanların ana dillerini öğrenmeleri için gerekli önlemleri alır” ifadesine yer veren CHP’den ilginç bir çıkış geldi. CHP’li Türmen, Diyarbakır’ın bir köyündeki ilkokulda çekilmiş yoksul çocukların yer aldığı fotoğrafı göstererek, “Bu çocukları görüyorsunuz, bölgede yoksulluk var. Bir de bunun üzerine anadillerinden yoksun büyüyorlar, anadil travması yaşıyorlar” dedi. MHP’li Öztürk, “Bölücücülük yapıyorsunuz. Yoksul çocuklar Mersin’de de, Toroslar’da’da var” diye çıkıştı. Türmen, bu sözlere, “Asıl bölücülüğü siz, böyle düşünerek yapıyorsunuz” karşılığını verdi. Sinirlenen Öztürk, toplantı salonunu terketti. Tartışma üzerine AKP’li Ahmet İyimaya, “Parti olarak önerinizi mi değiştirdiniz? Anadil eğitimi mi öneriyorsunuz?” diye sorunca, CHP’li Atilla Kart, “Hayır önerimizi değiştirmedik. Kişisel görüşüm olarak söylüyorum, umarım ileride, Türkiye’de de Avusturya’daki gibi zorunlu resmi dilin yanısıra, belli bölgelerde de ikinci dilde eğitim yapılabilir” dedi. CHP, komisyona daha önce verdiği eğitim dilinin Türkçe olmasıyla ilgili fıkrayı yeniden düzenleyecek. Metinde yer alan “Eğitim ve öğretim kurumlarında Türkçe’den başka bir dille eğitim yapılamaz” ifadesinin daha pozitif yazılacağı “Eğitim dili Türkçe’dir” benzeri bir ifade konulabileceği belirtildi. Composite ‘İki dil özlemim’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle