14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 EYLÜL 2013 PERŞEMBE 12 DIŞ HABERLER [email protected] Erdoğan’ın da katıldığı G20 zirvesinde ObamaPutin Şam’a yönelik öneriyi konuşmuş Ankara devre dışı kaldı Dış Haberler Servisi Suriye’ye saldırı planlarını şimdilik rafa kaldıran Şam yönetiminin kimyasal silahları uluslararası denetime bırakması önerisinin bir süredir WashingtonMoskova hattında görüşüldüğü, geçen hafta St. Petersburg’da gerçekleşen G20 zirvesinde de iki ülkenin liderleri tarafından ele alındığı ortaya çıktı. G20 zirvesi öncesinde ev sahibi Rusya’nın Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Barack Obama arasında özel görüşme yapılmayacağı duyurulmuş, ancak toplantının son gününde ikili yaklaşık yarım saat sürpriz biçimde bir araya gelmişti. Ankara’nın askeri müdahale olmalı yönündeki tavrı sürerken G20 zirvesine katılan Başbakan Erdoğan cephesinin ABDRusya hattındaki kimyasal pazarlıktan haberdar olup olmadığı sorusuna dikkat çekiliyor. Obama, önceki gün gerek basına gerekse halka sesleniş konuşmasında öneriyi G20 zirvesinde Putin ile görüştüklerini açığa vurdu. Öneriyi geçen pazartesi günü dünya kamuoyuna ilk duyuran isim ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de bir süredir kimyasal silahların kontrolünün sağlanması konusunu BM’de de Rusya ile ikili görüşmelerde konuştuklarını dile getirdi. Kerry şu ifadeleri kullandı: “Geçen hafta Lavrov ile konuyu görüştük. Putin de Obama ile G20’de konuştu. Başkan, bunu dışişleri bakanlığı Obama diplomatik çözümle askeri tehdidi harmanladı. (Fotoğraf:AFP) Suriye Krizi: Gözler Ahmet Üzümcü’de “Savaşbarış” ruletinde gözler, BM’ye bağlı Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (KSYÖ) yöneticisi Ahmet Üzümcü’ye çevrildi… “Türk liderliğindeki örgüt (Suriye’de) rejimi silahsızlandıracak” başlığıyla Çizme basınında yer alan bir habere göre, KSYÖ’nün başındaki Ahmet Üzümcü, Suriye’nin kimyasal silahlardan arındırılması sürecine, BM Denetçiler Heyeti’nin Başkanı İsveçli Ake Sellstrom ile birlikte liderlik edecek. “Suriye krizinin olası diplomatik virajı, yeni kahramanların ön plana çıkmasına yol açtı” diyen “La Stampa” gazetesi haberine göre, krizin çözümüne katkıda bulunacak “yeni kahramanlar” Üzümcü ve Sellstrom, “uzun zamandır sahne ardında (diplomasi için) mesai harcıyor.” (La Stampa, 11 Eylül) Üzümcü yönetimindeki KSYÖ’den “Suriye silahlarının uluslararası denetim altına alınmasını öngören Rus planı merkezindeki örgüt” şeklinde bahseden “La Stampa”, doğrudan BM organı olmamakla birlikte BM bağlantılı anlaşmalar çerçevesinde görev yapan kurumun, askerler ve uzmanlardan oluşan bir yapı olduğunu belirtiyor. Kimyasal silahlar sözleşmesini imzalayan ülkelere, sözleşme kurallarına uymayı ve zamanla bu silahları yok etmeyi teşvikle yükümlü olan örgütün başındaki Üzümcü’nün geçmişte İsrail, NATO büyükelçilikleri yanı sıra “Esad karşıtı isyanın merkezindeki Halep”te de konsolosluk yaptığına dikkat çeken yazı; Ahmet Üzümcü’nün bu “kilit” merkezlerde geçen önemli diplomatik kariyerine dikkat çekiyor. Ancak diplomatik operasyonun başarıyla sonuçlanabilmesi için her şeyden önce Suriye’nin, KSYÖ kapsamındaki “kimyasal silahlar sözleşmesine” imza koyması lazım. Suriye, söz edilen anlaşmayı; İsrail, Kuzey Kore, Angola, Myanmar, Mısır ve Güney Sudan’la birlikte henüz imzalamadığı gibi; “Rus planını” kabul ettiği geçen pazartesiye kadar, “kimyasal silahlara sahip olduğunu” da resmi düzeyde kabullenmemiş… Şam’ın Moskova tarafından sunulan bu öneriyi benimsemesi ile beraber ilk adım olarak şimdi bu sözleşmeyi imzalaması ve yasama organınca onaylaması bekleniyor… Ancak olay bununla bitmiyor. Asıl çıbanbaşını, Suriye gibi bir iç savaş ülkesinde “kimyasal silahların”, güvenli biçimde nasıl yok edileceği oluşturuyor… İyi haber alan istihbarat kaynaklarına yakınlığı ile bilinen İtalya’nın “Il Foglio” gazetesi, Suriye’nin elinde yaklaşık 1500 ton civarı kimyasal silah kaynağı bulunduğunu belirtiyor. Bu potansiyelin yok edilebilmesi için üç yöntem sıralanıyor: 1. Bunların yakılması; 2. Termik işleme tabi tutulması; 3. Nötralize edilmesi… İlk yöntem için Suriye’de gereken tesisleri kurmak ve sürecin emniyetli biçimde hayata geçirilmesi amacıyla buraya uluslararası personelin yollanması gerekiyor ki bu, uzunca bir zaman istiyor… İkinci, üçüncü şıklar; maddelerin patlayıcı gibi yöntemlerle imhasını istiyor, bu da baş edilmesi güç güvenlik ve çevre sorunları arz ediyor. Suriye’ye asker göndermeksizin, her halükârda uzaktan kumanda yöntemlerle planın gerçekleştirilmesi imkânsız sayılıyor. Ne var ki şu aşamada sorunların pratikteki çözümleri ile diplomasiyi, birbirinden ayırmak lazım… Pratikte meselenin halli ne kadar zor olursa olsun; Ortadoğu’da yeni bir savaş eşiğine gelen dünya, diplomasiye şans verilmesiyle rahat bir nefes alıyor. ABD kamuoyuna meydan okumak pahasına yeni bir “savaş kararı” almak istemeyen Obama, pratik sorunları bir yana bırakarak şimdilik anlaşılan sadece zaman kazanmak istiyor. Papatya falı” açarcasına, “savaş ve barış” opsiyonları arasında gidip gelen ABD Başkanı için dönüm noktasını 29 Ağustos’taki İngiltere parlamentosunun sürpriz “savaş karşıtı” kararı oluşturuyor. Bir hükümetin savaş tasarısını ilk kez dramatik biçimde geri çeviren İngiliz parlamentosunun tarihi kararından sonra yalnız kalan Obama da üzerindeki baskıyı, Kongre’ye başvurarak hafifletmeye yelteniyor. Ancak kamuoyundaki güçlü savaş karşıtı eğilimler paralelinde Kongre tepkisinden emin olamadığı için, Putin’in planını kabul etmek zorunda kalıyor. “Rusya’nın İmparatorluk Sahnesine Geri Dönüşü” başlıklı son yazımda, Putin’in bu kriz vesilesiyle nasıl iddialı bir geri dönüş yaşadığını anlatmıştım. St. Petersburg’daki G20 platformunda yaptığı özel görüşmeler sırasında nitekim Putin, Obama’ya “planını” iletmiş. Kameralar önünde birbirlerine soğuk davranan liderler, kapalı kapılar ardında meğer antant kalmışlar! Irak, Afganistan bataklarının ABD kamuoyunda yarattığı bıkkınlık ile Obama’nın kararsızlıkları; Putin’in ön plana geçmesini sağladı. “New York Times”ın eski genel yayın yönetmenlerinden Bill Keller bu yeni tabloyu, “Rusya böylece barışçı bir küresel güç rolüyle lanse ediliyor” diyerek özetledi. Rus jeostrateji uzmanı Georgy Minsky de aynı şekilde Putin’in yeni rolünü, “Financial Times” sayfalarında; “Suriye krizindeki ilk kurnaz ve parlak jesti” olarak değerlendirdi. Ama bu pilav daha çok su kaldırır! Buradan devam ederiz. O düzeyinde ele almamız ve herhangi bir uygulanabilirliği veya gerçekliği olup olmadığını görme talimatını verdi. Bundan kamuoyu önünde pazartesi Londra’da bahsettim ve şimdi bu noktadayız.” Teklifi somut halde dünyaya duyuran Rusya’nın Devlet Başkanı Vladimir Putin’in sözcüsü de kimyasal silahlara ilişkin önerinin G20 zirvesinde iki lider tarafından ele alındığını belirtti. Kerry’nin, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile Cenevre’de yarın bir araya geleceği duyuruldu. Moskova’nın Suriye’deki kimyasal silahlara ilişkin planı da dün ABD’ye ilettiği bildirildi. Diplomatik çözüm çabalarında, olası ABD saldırısının “gönüllüler koalisyonu” KerryLavrov görüşecek bama önceki gece Beyaz Saray’dan halka sesleniş konuşmasında Suriye’de diplomasiye şans verilmesi gerektiğini söylerken bunun başarıya ulaşmaması halinde sınırlı bir saldırı planının hâlâ masada olduğu, güçlü demokrasi için önemine vurgu yaptığı Kongre’nin onayının peşinin bırakılmayacağı mesajı verdi. Ancak Obama Kongre’den askeri güç kullanma yetkisine yönelik oylamayı ertelemesini istediğini de bildirdi. Amerikan kamuoyunu ikna çabasındaki Obama, ülkenin Irak ve Afganistan gibi savaşlardan yorgun olduğunu bildiği görüşünü yineledi. Ancak diğer yandan da Suriye’de Esad rejiminin kimyasal silah saldırısından sorumlu olduğunu savunarak bunların kullanımına göz yumamayacaklarını vurguladı, Esad cephesinin sözlerini tuttuğunu teyit etmesi gerektiğini kaydetti. Son gelişmelere atıfta bulunarak konuyu İngiltere ve Fransa ile konuştuğunu da belirten Obama, “BM Güvenlik Konseyi’ne, Esad’ın kimyasal silahlardan vazgeçmesini ve uluslararası kontrol altında bunları tamamen yok etmesini gerektiren bir tasarı önermek için Rusya ve Çin ile istişare ederek birlikte çalışacağız” dedi. Suriye’de çatışmaların sınırı aşması durumunda bu silahların Türkiye, Ürdün ve İsrail’i tehdit edebileceğini de söyleyen Obama, “Bu silahlara karşı durmakta başarısızlık, diğer kitle imha silahlarına dair yasakları zayıflatabilir ve nükleer silah konusunda uluslararası kanunlara uymayı görmezden gelen İran’a cesaret verebilir. Bu bizim kabul edebileceğimiz bir dünya değil” dedi. arasında yer alan Ankara’nın dışarda bırakıldığı yorumları dikkat çekiyor. Erdoğan’ın geçen hafta Arjantin’den dönüşünde Suriye’ye olası askeri müdahale planlarına ilişkin “...Süre ne olur, ne kadar zamanda olur, muharip bir güç olarak mı yoksa burada özellikle lojistik destek sağlamak üzere bir güç temini için mi olur bütün bunları tabii şartlar belirler. Şu anda bunun verilmiş bir kararı yoktur” şeklindeki açıklaması için kimi çevrelerce Ankara’nın, MoskovaWashington hattında sürdürülen görüşmelerden haberdar olmadığını gösterdiğine atıfta bulunuluyor. G20 zirvesinde Obama ile Erdoğan kısa bir görüşme yapmıştı. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Ben Rhodes, görüşmede Erdoğan’ın ABD saldırısına desteğini dile getirdiğini belirtmişti. Rhodes “Konuya yaklaşımımızda Türkiye ile oldukça benzer bir çizgide olduğumuzu düşünüyoruz” ifadesini kullanmıştı. D ‘21 Ağustos’tan önce de kullanıldı’ ışişleri Bakanlığı Sözcüsü Levent Gümrükçü dün yaptığı basın toplantısında, sürecin sonuca ulaşmasının Türkiye tarafından memnuniyetle karşılanacağını belirtirken şu görüşü de dile getirdi: “...Sadece 21 Ağustos’ta değil daha öncesinde de olmak kaydıyla Suriye’de Esad rejimi kimyasal silah kullanmıştır ve sorumluların bulunarak cezalandırılması lazımdır. O yüzden bu başlatılacak olan veya başlayan yeni süreç hiçbir şekilde bu hesap verme zorunluluğunu ortadan kaldırmamalıdır.” Sivilleri canlı kalkan yaptılar ilipinler’de Müslüman gerillalar, onlarca sivili birbirine bağlayarak kendilerine canlı kalkan yaptı. Ülkenin güneyindeki Mindanao Adası’nda iple bağlanan siviller, beyaz bayrak sallayarak askerlere “Lütfen ateş etmeyin” diye bağırırken, 500 metre ötede çatılara yerleşen keskin nişancı gerillalar, askerlere ateş açtı. Zamboanga kentindeki çatışmalar sırasında yaralanan üç gerilla da tutuklandı. Bağımsız devlet için mücadele eden gerillalarla askerler arasında bölgede üç gündür çatışmalar yaşanıyor. (REUTERS) F Silahlar nasıl yok edilecek? BM SURİYE RAPORU: Esad’la Putin’in konvansiyonel anlaşması Dış Haberler Servisi Suriye’nin Rusya ile yeni konvansiyonel silahlar için pazarlıkta olduğu iddia edildi. İsrail’in ‘Channel 2’ kanalının haberine göre, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ve Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin, kimyasal silahların uluslararası denetime açılmasına karşılık olarak Rusya’nın Suriye’ye daha fazla silah ve mühimmat göndermesinde anlaştılar. İsrail televizyonu, Esad’ın bir yandan kimyasal silahları uluslararası denetime bırakarak bir ABD müdahalesinden kaçınmış olduğunu, hem de yeni mühimmatlarla birlikte muhalifleri yenmeyi hedeflediğini bildirdi. Esad yönetiminin savaş uçağı sıkıntısı çektiği, tanklarının büyük bir kısmının kullanılamaz hale geldiği de belirtildi. Rus silahlarının Karadeniz’de yola çıktığı da öne sürüldü. Dış Haberler Servisi İngiliz Independent gazetesinin görüştüğü, Suriye’de kimyasal saldırının yaşandığı Guta bölgesindeki muhaliflerin lideri Türkiye’den silah akışını anlattı. Zengin bir işadamı olan ve Mustafa Ömer adını kullanan lider, Ürdün’den Türkiye’ye girdiğini ve ihtiyaçları olan silahları sağladığını söyledi. Silahları uluslararası destekçilerden aldığını, İngiliz yetkililerle de temas halinde olduğunu belirten Ömer, “Biz başkente en yakın olanlarız, Esad ve adamlarına ulaşmak için daha iyi bir yer yok. Esad ve adamları elbette bunu biliyor. Kimyasal silah kullanmalarının sebebi bu” dedi. Birleşmiş Milletler (BM) denetçilerine yardımcı olan Ömer, Guta’da muhaliflerin yanında savaşan çok az yabancı bulunduğunu savundu. Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın, kimyasal saldırının, muhaliflerin elindeki bir köyden ev yapımı bir roketle fırlatıldığı yolundaki iddiasına da değinilen haberde, bu konuda henüz bir delil bulunamadığı kaydedildi. İnternette yaygın bir şekilde dolaşan bir başka iddia da El Nusra örgütünün kimyasal silahları Suudi Arabistan istihbarat şefi Prens Bender bin Sultan’dan sağladığı ve bir tünelde sakladığı yolunda. Halep’te Tünellerin varlığını doğrulayan bölge şiddetli çatışmalar sakinleri ise bu tünellerde bir kaza yaşanmış olsa bile kimyasallardan etkilenen bölgelere sürüyor. (RETUERS) kadar ulaşamayacağını savundular. Gazetenin Guta’da görüştüğü, kimyasal saldırıyla ilgili araştırmalar yapan ve hepsi muhalif olmayan kişiler de Kafr Batna, Zayina, Ayn Tarma, Zamalka ve Mudamiyeh el Şam bölgelerine defalarca kimyasal silahla saldırıldığını, tek bir ev yapımı roketle defalarca atış yapmanın mümkün olmadığını söylediler. İran’a S300 teklifi Dış Haberler Servisi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in İran’a S300 füzeleri ile Buşehr’de ikinci bir nükleer santral inşası için teklifte bulunacağı bildirildi. Kommersant’ın haberine göre Putin, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile yarın Kırgızistan’da yapacağı görüşmede, 5 adet S300 teklifini yineleyecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Suriye Tabipler Birliği, Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) mektup göndererek ülkelerine yönelik askeri müdahale hazırlığına karşı yardım isteğinde bulundu. “Dünyanın özgür insanları, sözümüz sizedir” diye başlayan mektupta, Suriye yönetiminin kimyasal silah kullandığı iddiasıyla Suriyeli doktorlardan TTB’ye mektup Suriye’ye askeri müdahale planlanmasına tepki dile getirildi. Olası emperyalist müdahalelere karşı kararlılıkla direnileceği vurgusu yapıldı. Mektupta, “Diğer Arap ülkelerini, tüm dünyadaki özgür ülkeleri nasıl, hangi bahanelerle istila etmek istiyorlarsa, bugün Suriye için de aynı bahaneleri kullanmaktadırlar” ifadeleri kullanıldı. TTB de Suriye Tabipler Birliği’ne bir mektupla yanıt vererek Türkiye’deki doktorların savaşın her türlüsüne karşı olduğunu kaydetti. El Muallim: Biz hazırız Dış Haberler Servisi Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonu’nun raporunda, hem Şam yönetiminin hem de muhaliflerin bir dizi savaş suçu işlediği belirtildi. Raporda, Suriye rejimine bağlı kuvvetlerin, bu yıl muhaliflerin elindeki bölgelere düzenledikleri saldırılar sırasında sivilleri katlettiği, hastaneleri bombaladığı ve bir dizi savaş suçu işlediği kaydedildi. Rapora göre, aralarında İslamcı yabancı savaşçıların da bulunduğu muhalifler de idam, rehine alma, sivil yerleşim birimlerini bombalama gibi savaş suçları işledi.Brezilyalı Paulo Pinheiro başkanlığındaki komisyonun 15 Mayıs15 Temmuz arasındaki dönemi kapsayan raporunda, söz konusu suçları işleyen tüm tarafların uluslararası yasaları çiğnediği vurgulandı. Beşşar Esad rejimi ya da destekçileri tarafından son bir buçuk yılda en az 8, muhalif güçler tarafındansa bir katliam yapıldığını belirten denetçiler, çocuk askerlerin de kullanıldığını kaydettiler. Her iki taraf da suçlu Muhalif lider silah akışını anlattı Dış Haberler Servisi Suriye Dışişleri Bakanı Velid el Muallim, ülkesindeki kimyasal silahların yerlerini göstermeye hazır olduklarını söyledi.El Muallim, Lübnan’ın El Meyadin televizyonuna yaptığı açıklamada, “Kimyasal Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması”na katılmak istediklerini de duyurdu. Suriye Dışişleri Bakanı, “Biz, Rusya’nın, Suriye’nin kimyasal silahlarıyla ilgili girişimini, uluslararası ajansın (Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü) yönetmeliğine göre yükümlülüğümüze saygı göstermeye ve onunla işbirliği yaparak tamamını uygulamaya hazırız” diyerek kimyasal silahların bulunduğu yerleri, Birleşmiş Milletler ve Rusya temsilcilerine açacaklarını bildirdi. El Muallim, Rusya’nın önerisi uyarınca, kimyasal silahları uluslararası denetime bırakmayı kabul ettiklerini de tekrarladı. Hedef ‘zaman kazanmak’ Bingazi’de, yıldönümünde saldırı Libya’nın Bingazi kentinde dün dışişleri bakanlığına ait binanın önünde bomba yüklü bir araç patladı. Can kaybının yaşanmadığı olayın 11 Eylül saldırılarının yıldönümünde meydana gelmesi dikkat çekti. Bingazi’de geçen yıl 11 Eylül’de ABD konsolosluğuna düzenlenen saldırıda Büyükelçi Chris Stevens ile 3 diplomat hayatını kaybetmişti. Bu arada 11 Eylül 2001 saldırılarının kurbanları ABD’de düzenlenen törenlerle anıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle