14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 EYLÜL 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Bugünkü finansal ve ekonomik sistem milyonlarca insana adil, dengeli bir hayat sunmuyor Adaletin bu mu dünya! Dünya nüfusunun yüzde 70’i küresel zenginlikten sadece yüzde 3.5 pay alabiliyor. Dünyadaki milyarder sayısı da iki bin sınırını geçerken bu kişilerin servetleri Almanya ve Fransa ekonomilerinin toplamından daha fazla. Ekonomi Servisi Son dönemlerdeki ekonomik krizler özellikle yoksulların üzerine devasa ekonomik yükler getirdi. Ancak hükümetler devlet başkanları bireysel finansal sistemi reforme etmek için bugüne kadar somut bir adım atmadı. Bugünkü finansal ve ekonomik sistem milyonlarca kişiye adil, dengeli sonuç getirmedi. Halihazırda bu dünyada yaşayan insanların sadece yüzde 0.5’i mevcut birikmiş zenginliğin yüzde 40’ına sahip. Daha da fenası bu dünyadaki insanların yüzde 70’i küresel zenginlikten sadece yüzde 3.5 pay alabiliyor. Soluksuz Kalmak... Kimse Taksim metrosunun Gezi Parkı çıkışının kapalı olmasına, meydana çıkan asansörün çalıştırılmaması nedeniyle kapısı önünde tekerlekli sandalyeleri ile bekleyenlere, meydana çıkarken giderek içine katılan farklı kimyasallar bağlantılı keskinleşen, insanı soluksuz bırakan gaz kokusuna tepki vermiyor. Bölgeden bir an önce kaçıp kurtulma telaşı içinde olanların da, protestolara destek vermek için gidenlerin de yüzleri asık ama olup bitene alışık... Polisin de orantısız güç kullandığını saklama kaygısı kalmamış, ayrımsız protestoya yeltenenleri en etkin yöntemle dağıtma emri ile otomatiğe bağlanmış halde, yaşlıçocukturist... Akşamüstü çoğunluk kalabalığını kollama bile ikinci plana düşmüş... İktidarın yeni stratejisinde, protesto haklarını kullanmak isteyenleri her tür şiddetle, bedel ödeterek sindirme, terörist, marjinal cezalandırmaları ile kitleden ayrıştırma, mağdur olan sıradan vatandaş ile karşı karşıya getirme, çatıştırma var... Can havliyle bir yerlere sığınanların hangi cepheye savrulacaklarında, ele geçirilmiş büyük iktidar gücünün sarhoşluğunda, ondan da daha etkin bu sarhoş eden gücü kaybetme riskinin katlanması gerçeği karşısında, panikle yapılmış hesapların, sosyal bilim kuralları gereği tersine tepeceği olasılığının katlanması bir yana... Ustalık döneminde iktidarları adına yaratılan tablonun gerçek demokratik düzeni unutun, medya güdümünde, çıkarlar ağında, afyonladıklarına inandıkları yandaşlarını yanlarında tutabilmeleri olasılığını giderek ortadan kaldırıyor... Herkesin gözyaşları arasında aksırıp öksürerek binebildiği Tarlabaşı yolu üzerindeki otobüse, yaşadıklarına “Allah belalarını versin” küfrüyle tepki vererek sığınan, şık ve güzel bir genç kadının anlattıklarına “İşte bıktırarak hak arayanların karşı cephesine sürüklenmiş...” yargısıyla kulak misafiri olmuştum ki... Yeni tanıştığı, koyu sohbette uzlaştığı yol arkadaşı ile uzun uzun polisin şiddetinden birbirinden çarpıcı sahneleri paylaştılar... Alışveriş merkezinde soluklarının kesilmesinden, yaşlı, çocuk insanların çaresizliğinden örnekler eşliğinde üst yolda giderken, çatışma yerlerinden göreceli çok uzakta, hele de püskürtülen gazların ulaşım alanının çok altında çukurda kalan Başbakan’ın adı verilmiş stattaki maçın durduruluşuna tanıklık ettik... Otobüsün içindeki yolcuların bir süreliğine soluksuz kalmalarının bir türlü geçmeyen aksırıkları eşliğinde, hükümetin, en çok da Başbakan’ın gerilimi tırmandıran çıkışlarına sıra gelmiş, insanların yaşamlarına el koyma içerikli iktidar icraatları bir bir sayılmaya başlanmıştı... Eylemcilerin yanında olmayanlar, yakınanlar bu noktalara gelmişlerse?.. HHH İktidarlarının nerelerden nerelere doğru yürümekte olduklarına, bu kaosa sürükleniş, soluksuz kalma hallerine gelişimize kafayı takınca, kaosun simgesi Taksim’in birkaç ayın içindeki sürüklenişini düşünmemek olanaksız. Günlük etkinliklere ilişkin, olabildiğince geniş katılma umudu ile günlük defterlerime kaydettiğim çağrılara, şöyle geriye doğru bir göz gezdirdim... Şöyle birkaç aylık geriye gidişte biz gazeteciler, “Gazetecilere Özgürlük Platformu” çatısı altında ne kadar da çok etkinlik, protesto eylemi düzenlemek zorunda kalmışız. Cezaevlerindeki tutuklu arkadaşlarımızla dayanışma için izlediğimiz duruşmalar, imza kampanyaları cabası. Geriye doğru biraz daha geniş katılımlı, yandaş, teslim alınmış medyadaki işten atmalar, operasyonlar bağlantılı baskılar, çaresizlik içinde, marka olmuş isimlerin silindikleri, katılamaz oldukları bir tabloda giderek cılızlaşmışız. Katılımda küçülürken, düzenlemek zorunda olduğumuz meslek örgütlerimizin protesto eylemlerinde patlama yaşanmış... Ayda birkaç, bazen günde birden fazlası var... Sadece biz mi? Tüm demokratik örgütlenmeler, sendikalar, ortak amaçlarla platformlar oluşturanlar için aynı tablo geçerli... Akşam iş çıkış saatleri, hafta sonları hep kalabalık Taksim, İstiklal Caddesi bir biçimde başka ülkelerin demokrasi meydanlarıyla benzeşmiş, Londra’nın Hyde Parkı gibi olmuş örneğin. Cılız, dağınık katılımları, güdümlü medyanın yok sayması ile kamuoyunda çok etkili olamamış protesto eylemleri bir bütünlük içinde yine de demokrasinin, soluk alabilmenin örnekleri. Hem sorguladığım, hem de hoşuma giden tabloda ise, çok farklı renkler, kimliklerden birlikte protesto yapamayanların, aynı günler yakın saat araları ile aynı noktalarda, aralarında hiç kavga etmeden, birbirlerinin sırasını bekleyerek afişleri, pankartları, mikrofonları, müzikleri ile peş peşe protesto eylemlerini yapabilmeleriydi... En son Taksim Meydanı’nda alacakaranlıkta, Ermeni diyasporasından çok ünlü bir konuk katılımı ile Hrant Dink için yapılan bir protestonun üzerine, en marjinalinden bir grubun protestosuz eylem yapabilmelerini; “İktidar demokrat olamadı ama hiç değilse Taksim’i kabullendi...” diye düşünmeme yol açmıştı ki... Altı ay geçmeden insanların soluksuz bırakıldığı Ortadoğu ülkelerini aratmayan orantısız polis gücünün kullanıldığı Taksim gerçeğine nasıl geldik? Hello Kitty, bira markası oldu Ekonomi Servisi Asya ülkelerinde büyük popülariteye sahip olan Hello Kitty markası, içki sektörüne girdi. Oyuncaktan kıyafete, kırtasiye ürünlerinden gıdaya kadar pek çok alanda faaliyet gösteren Hello Kitty, son olarak içki sektörüne el attı. İlk olarak Tayvan’da piyasaya sürülen Hello Kitty biraları yüzde 2.3 ile 2.8 arasında düşük alkol oranına sahip. Biralar hafif ve içimi kolay olan şeftali, limon ve muz gibi farklı aromalarla tüketicilerin beğenisine sunuldu. Tayvan’dan sonra aromalı biraların moda olduğu Çin piyasasına da giriş yapan Hello Kitty biraları için, ‘içimi yumuşak’ ve ‘meyveli gazoza benziyor’ yorumları yapıldı. Hello Kitty’nin çoğunlukla çocuklara hitap eden bir marka olması ve bira kutularının üzerinde sevimli çizgi karakterlerinin yer alması ürünün özellikle ABD pazarında sıkıntı yaşayabileceği de belirtiliyor. Dünya genelindeki milyarderlerin sayısı da iki bin sınırını geçti. WealthX ve İsviçreli UBS bankasının birlikte hazırladığı araştırma bu milyarderlerin toplamda 6.5 trilyon dolara sahip olduğuna işaret etti. Bu, Avrupa’nın en büyük iki ekonomisi Almanya ve Fransa’nın milli gelirlerinin toplamından daha fazla. The World Ultra Wealth Re port adlı bir araştırma şirketinin verilerine göre, dünyada 200 binden fazla kişinin 30 milyon dolar ya da daha fazla parası var. Yapılan son araştırma ise ultra zengin olarak gösterilen bu grubun 2013’te yüzde 6 büyüdüğünü ve toplam mal varlıklarının 28 trilyon dolara yükseldiğini gösterdi. Mal varlıkları artan kişilerin büyük kısmı nın gelişmekte olan ülkelerden çok ABD ve Avrupa’da olduğu da açıklandı. İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) Genel Direktörü Prof. Savaş Alpay, finansal sistemlerin ilk rolünden uzaklaşması ve finansal kaynakların bütün dünyada yanlış kullanılmasının krizlere yol açtığına işaret etti. Türk Telekom girişimcileri destekleyecek Ekonomi Servisi Türk Telekom girişimcileri desteklemek için ‘PİLOTT TT Girişimleri Hızlandırma Programı’nı başlatıyor. Girişimcilere senede üç kez çağrıda bulunacak olan PİLOTT, ilk başvuruları 9 Eylül20 Ekim 2013 arasında www.pilott.com.tr adresinden kabul edecek. Jüri tarafından seçilecek başarılı girişimler, Türk Telekom ile işbirliği şansını yakalarken, en başarılı girişimci 100 bin TL’lik girişim sermayesinin sahibi olacak. En başarılı ilk üç girişimci ise Silikon Vadisi seyahatine hak kazanacak. Seçilen girişimcilere 10 bin TL’lik çekirdek sermayesinin yanında, ofis alanı, eğiTahsin timler, yönetim desteği ve Yılmaz mentorluk hizmetleri verilecek. 12 haftalık program boyunca girişimciler fikirlerini bir iş modeline oturtacak ve sonunda ana fonksiyonları çalışan bir ürün ya da servis geliştirecekler. Türk Telekom Üst Yöneticisi (CEO) Tahsin Yılmaz, PİLOTT’un ilk çağrısında Türk Telekom’un stratejik öncelikleri arasında yer alan servislerdeki başvuruları kabul edeceklerini söyledi. Baba bana ev yap! Kılıçoğlu Group’un patronu, Koç Üniversitesi’nde okuyan kızının yaşadığı ev sorununu çözmek için kızının talebi üzerine üniversitenin yanı başında konut projesine başladı. Ekonomi Servisi Kılıçoğlu Group yeni şirketi Senatör Gayrimenkul ile Sarıyer’e adım attı. Yedi bin öğrencinin bulunduğu bölgede yükselecek olan Panorama Koç Life projesinde daireler tamamen mobilyalı ve beyaz eşyalı olarak teslim edilecek. Eylül başında temelleri atılan projenin 18 ayda bitirilmesi hedefleniyor. Kılıçoğlu Grup, Group İstanbul’un Anadolu yakasındaki Hukukçular Towers, Kuriş Kule ve Mermerler Plaza projelerinin ardından şimdi de Sarıyer’de 50 milyon TL yatırımla konut pojesi gerçekleştiriyor. Koç Üniversitesi’ne komşu durumda. Toplamda 6 blokta yaklaşık 304 konut, 24 mağazayı içine alan Panaroma KoçLife projesinde ön talepler yüzde 30’u buldu. Projede 168 adet 1+0, 120 adet 1+1, 16 adet 2+1 dubleks daire yer alacak. Kılıçoğlu Group Yönetim Kurulu Başkanı Talat Kılıç kızının isteği üzerine böyle bir projeye giriştiklerini kaydederek genç yöneticiler ve üniversite öğrencilerine yönelik bir tasarım planladıklarını söyledi. Kılıç, Yeditepe Üniversitesi, Özyeğin ve Aydın Üniversitesi yakınlarında da arazi baktıklarını ifade etti. Projede eczane, restoran, cafe, fast food alanları, banka, fırın, market, kuaför gibi alanların da bulunacağını anlatan Kılıç, konutların metrekare satış fiyatının da 6 ile 7 bin TL arasında olacağını söyledi. Talat Kılıç, “Panorama Koç Life’ta dairelerimizi çarşafına kadar biz döşüyoruz. Bu nedenle sloganımızı ‘Bavulunu al gel’ olarak belirledik” dedi. VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Cemiyetimiz Üyesi, 2006 Burhan Felek Basın Hizmet Ödülleri ve Basın Şeref Kartı Sahibi, Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı Denetim Kurulu Üyesi, Değerli Büyüğümüz METİN ERGİN 10 Eylül 2013 Salı günü vefat etmiştir. Kaybı topluluğumuzda üzüntü yaratan Ergin’in cenazesi 11 Eylül 2013 Çarşamba günü ikindi namazının ardından Teşvikiye Camii’nden alınarak Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir. Metin Ergin’i sevgi ve saygıyla anarken, ailesine, basın topluluğuna başsağlığı dileriz. TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ BAŞSAĞLIĞI Değerli ağabeyim Mimar Suat Selvi’nin kıymetli babası Pulur Köy Enstitüsü mezunlarından ZARİF SELVİ’yi 11 Eylül 2013 tarihinde kaybettik. Kederli ailesine, dost ve arkadaşlarına başsağlığı dileriz. Eşin ve Feride Gürbüz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle