27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 AĞUSTOS 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 alanların fotoğraflarını koymuş birinci sayfadan... Fotoğraflara bakarsanız darbenin bir numaralı sanığı İlker Başbuğ. Başbuğ’dan sonra Alparslan Arslan var... Bir yanda TSK’nin komutanı, öte yanda eli kanlı katil... Bilmiyorum o sayfayı yapan gazetenin genel yayın müdürü “19 darbeciye müebbet” manşetini atarken nasıl bir duygu yoğunluğu içindeydi. Acaba vicdanı hiç sızlamadı mı? Başbakan biraz önce yazdığım şu sözlerini anımsamadı mı: “Başbuğ’u terör örgütü mensubu diyeni tarih affetmez!” Bu ne yaman çelişkidir, bu ne yaman vicdansızlıktır! Muhtıra verenler, darbe yapanlar, darbeye heveslenenler ama yapamayanlar... Ellerinde kalemden başka silahları bulunmayan gazeteciler, bilim insanları... HHH Bu ülkede sınır boylarında, Afyon’da, mayınlı tuzaklarda, Reyhanlı’da, Gezi direnişlerinde Mehmet’lerini, çocuklarını yitiren, gözleri kör olan analar, babalar var... Güneydoğu’da Ceylan’lar var, Ahmet’ler, Uğur Kaymaz’lar var; say say bitmez! Uludere katliamı var, Reyhanlı kıyımı... Musa Anter’i, Uğur Mumcu’yu, Kışlalı’yı, Hrant Dink’i öldürenler... Ethem Sarısülük var, polis Mustafa var, Ali İsmail var... Yoğun bakımda yatan, henüz 14 yaşındaki B. var... Uğur’u, Ethem’i, Anter’i, Dink’i öldüren o güçler ve acımasız bir devlet yapısı... İster Türk Gladyosu deyin ister derin devlet! İster yasa düzeni! Kendisini şimdilerde klasik müziğe adamış, darbe hazırlığının içinde yer almış eski bir paşamız, acaba ne düşünüyor şimdi evinde haberleri izleyip kahvesini yudumlarken?.. HHH Baskı, şiddet, intikam! Hukuksuzluk! Uzun tutukluluk! Senden olmayanı yaftalama: “Terörist, darbeci!” Poşu takan üniversiteli öğrenciyi durakta yakalayıp zindana atmak... Bu ülkede asıl darbeciler dışarıda, demokrasiyi ve özgürlükleri savunanlar, hem askeri hem de sivil vesayete karşı çıkanlar hedefte! Çelişkili kararlar dikkat çekiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ergenekon davasında açıklanan kararlar ve ardından gelen tahliyeler kendi içinde çelişki yarattı. Aynı yaşlarda olan ve sağlık sorunları bulunan sanıklardan bazıları için adli kontrol kararı alınırken bazıları için yakalama kararı çıkarıldı. Eski Türk Metalİş Sendikası Başkanı Mustafa Özbek (73), müebbet hapis cezasına çarptırıldı, ancak yaşı ve sağlık durumu gerekçe gösterilerek tutuklanmadı. Oysa Özbek’le aynı durumda olan birçok tutuksuz sanık hakkında yakalama kararı çıktı. Örneğin aynı cezayı alan tutuksuz sanık emekli Orgeneral Şener Eruygur (72) hakkında yakalama kararı alındı. Cezaevinde düşüp beyin kanaması geçiren Eruygur, 2008 yılında sağlık gerekçesiyle tahliye edilmişti. Eski MGK Genel Sekteri Tuncer Kılınç (73) ise yalnızca 13 yıl 2 ay hapis cezası almasına karşın hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Duruşmada kararla birlikte tutuklanan eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu (74) ise 15 yıl 8 ay hapis cezası aldı. Öte yandan tahliye edilenlerin ya da yeniden tutuklanmayanların benzer özelliği dava sürecinde susmaları oldu. Kara Leke... İnsani duygularınız yani vicdanınız varsa böyle günlerde yazı yazmanız zordur... Adalet ve hukuk gün gelir herkese ama herkese gerekir! Bir bakarsınız birileri 12 Eylül’den yargılanır, mahkemeye gelmez. Yatağından açık açık şöyle der: “Bugün bile 12 Eylül öncesi koşullar yaşansa yine darbe yapardım aziz milletim için!” Birileri postmodern darbenin mağdurları olarak ortalıkta dolaşır... Bir zamanlar “demokrasi, özgürlük, adalet, hukuk gün gelir herkese gerekir” diyenler, bugün siyasal iktidarın tüm nimetlerinden yararlanırken uzun tutukluluk sürelerini, Ergenekon torbasına atılan çeteleri, katillerin arasında eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’la kanlı Danıştay saldırısı kıyımcısı Alparslan Arslan’ın “ömür boyu” hapis cezası aldığını unuturlar. Oysa ülkeyi yöneten Başbakan Erdoğan’ın, Başbuğ’la ilgili sözleri tarihe not olarak düşülmüştür: “Başbuğ’a terör örgütü mensubu diyeni tarih affetmez!” HHH Cumhuriyet’in manşeti dün tüm çıplaklığıyla Ergenekon davasının kararını özetliyordu: “Adalet eliyle siyasi intikam!” Aynen öyle olmuştu! Danıştay saldırısının düzenleyicisi, tetikçiyi eyleme ikna eden kişi Silivri’den çıkarken, Mustafa Balbay 34 yıl 8 ay ağırlaştırılmış hapis cezasına mahkum oluyordu. Tuncay Özkan, Doğu Perinçek de yaşam boyu hapis... Ergenekon, Balyoz sürecinde hep sormuştum: “Emuhtıra veren Büyükanıt Paşa niçin yargılanmıyordu?” 27 Nisan ebildirisinin ardından Dolmabahçe’de Erdoğan’la yaptığı görüşme... Erdoğan’ın şu açıklaması: “Ben bu sırrı mezara kadar götürürüm eğer Büyükanıt bir açıklama yapmazsa!” Erdoğan’ın bu açıklaması da tarihe not düşülmüştür... HHH AKP medyası bir bayram sevinci içinde... Yaşam boyu hapis cezası Ergenekon davasının eski hâkimi Şengün’den davanın kararına ilişkin anlamlı sorular Hani derin devlet? İstanbul Haber Servi si Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanlığını yaptığı sırada görevden alınan yargıç Köksal Şengün, Ergenekon davası kararını değerlendirerek “Dosyadaki hiçbir sanık hakkında eylemlerle bağlantı kurulmadı, deliller eşliğinde suçlama getirilmedi” dedi. Şengün, Odatv’den Barış Pehlivan’a davayla ilgili açıklamalarda bulundu. Ergenekon davasıyla ilgili televizyonda yapılan yorumları eleştiren Şengün, “Bu aşamada benim yorum yapmam doğru değil ama televizyona çıkan ve yorum yapanları gördükçe, on u Ergenekon davası kararına ilişkin medyada yapılan yorumlara tepki gösteren Köksal Şengün, ‘’Bu davada ‘derin devlet’ çözülmedi. Hangi derin devletten bahsediyorsunuz? Türkiye’nin tarihindeki cinayetleri kimlerin yaptığı, kimlerin emir verdiği ortaya çıktı mı? Hangi eylemin perde arkası ortaya çıktı?’’ dedi. lar adına üzülüyorum. Ve diyorum ki, 37 yıl boyunca biz iyi bir hukukçuluk yapmışız. Bu davada ‘derin devlet’ çözülmedi. Hangi derin devletten bahsediyorsunuz? Türkiye’nin tarihindeki cinayetleri kimlerin yaptığı, kimlerin emir verdiği ortaya çıktı mı? Hangi eylemin perde arkası ortaya çıktı? Daha iddianamede bile, bir tek faili meçhul cinayetin deliller eşliğinde kimseye ithaf edildiğini görebildiniz mi? Dosyadaki hiçbir sanık hakkında eylemlerle bağlantı kurulmadı, deliller eşliğinde suçlama getirilmedi” dedi. Tahliye edilen Danıştay cinayeti sanığı Osman Yıldırım’la ilgili de değerlendirmede bulunan Şengün, “Danıştay cinayeti davasında Osman Yıldırım’la Ankara’da kimler, neden görüştü? Bu dava neden Yargıtay tarafından Ergenekon davasına verildi? Bu soruların yanıtını bilmeden olmaz” diye konuştu. Bolu’ya gönderilmişti Şengün, yazarımız Mustafa Balbay dahil bazı isimlerin tahliyeleri yönünde oy kullanınca dikkatleri üzerine çekmişti. Şengün, 2011 yılında Ergenekon davasından alınarak Bolu’ya atandı. Bir süre sağlık sorunlarıyla mücadele eden Şengün, şu anda İstanbul hâkimliği yaptığını ve 20 Ağustos’ta emekli olacağını belirtti. Susurluk Komisyonu’nun üyesi Sağlar: AKP kendi derin devletini yarattı ‘Cambaza bak davası’ u Fikri Sağlar, ‘’Susurluk, derin devlet, faili meçhul cinayet failleri dosyada var, ama Ergenekon’da o failler kaybedilmiştir” dedi. İLHAN TAŞCI ANKARA Susurluk Komisyonu üyesi Fikri Sağlar, Ergenekon davasını “derin devletin yakalanışı” olarak değerlendirmediğini belirtti. Sağlar, AKP’nin “cambaza bak” anlayışıyla kendi derin devletini oluşturduğuna işaret etti. Polismafyasiya set üçgenindeki kirli ilişkilerin açığa çıktığı Susurluk kazasının ardından Meclis’te oluşturulan Susurluk Komisyonu’nun üyesi Fikri Sağlar, Ergenekon kararlarıyla ilgili “derin devletle hesaplaşıldı” söyleminin gerçeği yansıtıp yansıtmadığını değerlendirdi. Ergenekon için “aslında tarihi bir davaydı” nitelemesini yapan Sağlar, ancak davanın “rövanşist” bir anlayışa dönüş tüğüne işaret ederek, “Başbakan’ın kendisine ve yandaşlarına yapılanlara karşı torba görevi gördü. Dava farklı bir noktaya ulaştı” dedi. Demokrasiyi, özgürlükleri, toplumsal barışı isteyenler açısından açıklanan kararın vicdanları sızlattığını söyleyen Sağlar, “Nedeni darbecilerin ya da darbe teşebbüs sünde bulunanlarla toplumda farklı değerlerin simgesi haline gelmiş, darbeyle uzak yakın ilgisi olmayan, masum olduklarına kamu vicdanında karar verilmiş insanların da aynı noktada tutulması” değerlendirmesini yaptı. “Hükümet, Türkiye için demokratikleşmede kalıcı hale gelebilecek davaları ‘cambaza bak’ anlayışıyla kendi iç politikasının başarısızlığını kapatmak için bir kılıf olarak kullandı” yorumunu yapan Fikri Sağlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aynı zamanda Türkiye’nin kaynaklarını bir avuç em peryal, uluslarara sı kapitalist güçlere peşkeş çekmenin kılıfı oldu. Kendi derin devletini yaratmanın da kılıfı haline getirdi. Ergenekon’un demokratik açılımı sağlayacağını beklerken aksine demokrasiyi askıya alan, korkutma, baskı duvarla rını örerek insanları konuşmayan, düşünmeyen ve en sonunda tartışmayan, sorgulamayan noktaya getirdi. Ergenekon davasını derin devletin yakalanışı olarak değerlendirmiyorum. Türkiye demokratikleşme, derin devlete, darbe zihniyetine karşı mücadele vermeye hazırlanırken Ergenekon davasının süreci ve sonuçları aksine demokrasiyi daha körleten bir noktaya getirdi. Susurluk, derin devlet, faili meçhul cinayet failleri dosyada var, ama Ergenekon’da o failler kaybedilmiştir.” CHP Ankara İl Başkanlığı, Ergenekon davasında verilen hükümleri tanımadıklarını açıkladı. Güvenpark’ta yapılan basın açıklamasında “diren vicdan” pankartı taşıyan CHP’lilere seslenen il başkanvekili Ramiz Topal, Ergenekon davasındaki mahkumiyet kararlarını tanımadıklarını söyledi. CHP Ankara İl Başkanlığı üyeleri, Güvenpark’ta Ergenekon davası hükümlerini protesto etti. CHP’lilerin “diren vicdan” yazılı pankartlar taşıdığı basın açıklamasına CHP Ankara milletvekilleri İzzet Çetin, Levent Gök ve Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık da destek verdi. İl başkan yardımcısı Topal, “Silivri engizisyon mahkemesi adalet tarihimizde kara bir lekedir. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına karşın Ergenekon, Balyoz davalarında karar verilmesine AKP ‘Düşmanlarını CHP: Diren vicdan cezalandırdı’ tarafından göz yumuldu. Onlarca idamın altına imza atan Kenan Evren’i yargılayamayanlar, asırlık müebbetlere onay verdi. AKP kendi yarattığı hukuk canavarının tutsağı oldu. AKP kurgulanmış iddianamelerle bir gün kendilerinin de bertaraf edileceğinin korkusunu yaşıyor. CHP olarak bu kararları tanımıyoruz” açıklaması yaptı. Öte yandan karara Muğla’dan da tepki geldi. CHP Muğla İl Başkanı Mustafa Öztürk, Ergenekon mahkemesinin kararlarını ağzını bantlayarak protesto etti. İl başkanlığında düzenlenen toplantısında Öztürk’ün yerine açıklama yapan il başkanı yardımcısı Suat Özbek, “Bu mahkemeler adalet dağıtmaz. Bu mahkemeler siyasal gücün emrinde olan ve onun buyruklarını yerine getiren mahkemelerdir” dedi. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) Haber Merkezi Ergenekon davasında kararları “sertlik” ifadesiyle niteleyen ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ardından AB’den yapılan açıklamada da “AB Komisyonu birçok fırsatta savunma hakkı, uzun tutukluluk süreleri ve aşırı uzun ve çok genel iddianamelerle ilgili endişelerini dile getirdi. Adil, bağımsız ve hesap verebilir yargı sistemi, olgun ve işleyen bir demokrasinin temel dayanağıdır” denildi. New York merkezli siyasi risk danışma kuruluşu Teneo Intelligence “Bu tip davaların devam etmesinden korkuluyor. Hükümeti muhalefetle bağlantılı diğer aktörlerin peşinde görebiliriz” diye değerlendirdi. Kararlar dış basında geniş yer bulurken kararların “ağırlığına” dikkat çekildi. France 24 Kanalı: Erdoğan’ın laik ve askeri karşıtlarıyla restleşmesinde önemli bir test olarak görülüyor. Financial Times: Türkiye’nin güneydoğusunda bulunan birçok kişi davayı memnuniyetle karşıladı. Times: Pek çok kişi Ergenekon davasını, Türkiye’nin laik temellerini yıkmak için tasarlanmış ve Tayyip Erdoğan’ın “düşmanlarına” karşı yürütülen bir “cadı avı” olarak değerlendiriyor. Başladığı günlerde çoğunluk davaya destek verdi, ancak tutuklamalar ve gözaltı sayısı artınca şüpheler de arttı. Guardian: Cezalar Türkiye’de “öfkeli bir ayrışmayı alevlendirdi”. Çıkan karar, sivil hükümetin ordu üzerinde egemenlik ve etki tesis ettiğini açıkça ortaya koyuyor. Verilen ağır cezalar, hükümetin ordu yapılanmasıyla ödeştiği izlenimi veriyor. DIŞ BASIN CEZALARIN AĞIRLIĞINA DİKKAT ÇEKTİ ULUSLARARASI MESLEK ÖRGÜTLERİ DE KINADI ‘SİLAH ARKADAŞLARIMIZ VE AİLELERİNİN YAŞADIĞI ÜZÜNTÜYÜ PAYLAŞIYORUZ’ Genelkurmay kesin hükmü bekliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, Ergenekon davasında verilen kararlarla ilgili olarak yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Yıllarca birlikte görev yaptığımız silah arkadaşlarımızın ve değerli ailelerinin yaşadıkları üzüntüyü derinden hissetmekte ve paylaşmaktayız” denildi. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinden konu ile ilgili yapılan yazılı açıklamada, “Kamuoyunda ‘Ergenekon Davası’ olarak isimlendirilen davada İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce bazı muvazzaf ve emekli TSK personeli hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası, Hukuk Devleti olmanın erdemliliği ve Yüce Milletimize karşı olan sorumluluğumuz dikkate alınarak, TSK mensupları ile ilgili soruşturma ve kovuşturmalar yakından takip edilmekle birlikte sabır, metanet, soğukkanlılık ve aklıselimle hareket edilerek yanlış anlaşılmalardan daima kaçınılmaktadır. Yıllarca birlikte görev yaptığımız silah arkadaşlarımızın ve değerli ailelerinin yaşadıkları üzüntüyü derinden hissetmekte ve paylaşmaktayız. TSK olarak; bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, hukukun üstünlüğüne saygının gereği olarak, adil yargılanma ilkesi çerçevesinde, söz konusu yargılamanın hakkaniyete uygun, kesin bir hükümle neticeleneceğine inanmaktayız.” Genelkurmay bu açıklamayı internet sitesinde yayımladıktan bir süre sonra düzeltmeye giderek yenisini yayımladı. İlk açıklamada 2012 yılındaki Balyoz duyurusunda yer alan bir bölüm aynen tekrarlandı. Ancak daha sonra açıklamadan, “Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası, Hukuk Devleti olmanın erdemliliği ve Yüce Milletimize karşı olan sorumluluğumuz dikkate alınarak...” bölümü çıkartıldı ve yeni açıklama yeniden internet sitesinden duyuruldu. ‘Basın özgürlüğünün altını oydular’ Haber Merkezi Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) ve Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), Ergenekon davasında yargılanan 22 gazeteciye verilen ağır cezaların Türkiye’deki basın özgürlüğüne doğrudan bir saldırı olduğunu açıkladı. EFJ Başkan Yardımcısı Nadezda Azgikina, “Türk medyası çalışanları hakkında verilen mahkumiyet kararları büyük hayal kırıklığı oldu. Türkiye’deki pek çok meslektaşımıza verilen, eşi benzeri görülmemiş cezalardan kaygı duyuyoruz ve öfkeliyiz. Bu karar ülkedeki basın ve ifade özgürlüğünün altını ölçülemeyecek derecede oymuştur” dedi. Avrupa Güvenlik ve Kalkınma Teşkilatı Basın Özgürlüğü Temsilcisi Dunya Miyatoviç de ağır cezaların ülkenin ‘özgür basını geliştirme ve koruma’ taahhüdünü ihlal ettiğini belirtti. IFJ ve EFJ ayrıca, AB kurumlarına Türk makamlarını eleştirmeye çağıran mektuplar gönderileceği belirtildi. IFJ’nin Başkanı Jim Boumelha da, “Bağımsız gözlemcilerin belgelediği birçok ihlal var, bu da davanın güvenilirliğini sorgulamaya açık hale getiriyor. Keyfi gözaltılar nedeniyle yıllarını hapiste geçirmiş gazetecilere bu kadar hapis cezaları verilmesi kabul edilemez. Bu cezalar hukukun üstünlüğüne saygı duyulmadığını doğrular nitelikte” diye konuştu. Bir cümlelik ‘ayar’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle