19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 AĞUSTOS 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 İktidar, polise savcı izni olmadan gözaltı yetkisi verecek düzenleme için kolları sıvadı Polis devletine CAN HACIOĞLU ELİ SOPALI POLİSLERE TAYİN YOLU ESKİŞEHİR Silindiği ileri sürülen ancak Jandarma Kriminal Laboratuvarı tarafından kurtarılan görüntülerde 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın sivil kişilerle polisler tarafından linç edildiğinin ortaya çıkması üzerine Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nden tayinler başladı. Korkmaz’ın dövülmesiyle ilgili olarak tutuklanan polisin de Terörle Mücadele Şubesi’nde görevli polis memuru olması üzerine, bu şubede görev yapan bazı polis memurlarının başka illere tayinlerinin çıkarıldığı öğrenildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çözüm süreci kapsamında, “demokratikleşme” adımlarının atılacağı pakete ilişkin beklentilere karşın belirsizlik sürerken, hükümetten polisi, Türkiye’de bugüne kadar görülmeyen ölçüde yetkilendirecek bir adım geldi. Polise savcı izni olmaksızın gözaltına alma yetkisi verecek düzenleme üzerinde çalışma başlatıldı. Gezi eylemlerinin sürmemesi için her türlü sert polisiye uygulamada ısrar eden hükümet, özellikle “eylül sendromu” beklentileri nedeniyle benzeri eylemlerin yeniden yükselmemesi için de yeni formüller arıyor. Bu çerçevede son olarak polisin yetkilerini uygulamada hiç olmadığı kadar artıran bazı yasal düzenlemelere ilişkin bir adım daha çalışmalar hükümetin gündemine girdi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla İçişleri Bakanlığı’nca yürütülen çalışmanın en önemli adımı, polise savcı izni olmadan gözaltı yetkisi verilmesi üzerinde yürütülüyor. Türkiye’de zaman zaman polise aşırı yetkiler verildiği dönemler, bu aşırı yetkilerden şikâyetlerin yoğunlaştığı uygulamalar olsa da, bugüne kadar polisin suçüstü dışında savcı izni olmaksızın gözaltı yetkisi hiç olmadı. Ancak hükümet de polise savcı izni olmaksızın gözaltı yetkisi verilmesine ilişkin çalışmasını, “AB ülkelerinde bu yetki var” gerekçesine dayandırmaya hazırlanıyor. Yasa de Gerekçe AB örneği ğişikliği gerektiren düzenlemeye gidilmesine karar verilmesi durumunda polise 24 ya da 48 saat süreyle savcıdan izin almaksızın gözaltı yetkisi verilecek. Düzenlemeye karar verilip yaşama geçirilmesi durumunda, “polis devleti” tartışmalarının yoğunlaşması bekleniyor. Polise gözaltı yetkisinin yanı sıra doğrudan Gezi eylemlerini hedef alan bir düzenleme üzerinde daha çalışma yürütülüyor. Bununla da “polise taş atma, kamu görevlilerine direnme ve kamu malına zarar verme” suçlarında cezalarda artırım düşünülüyor. Meclis’in açılmasından sonra yapılacak yasal düzenlemeyle mevcut düzenlemelerdeki bu suçlara ait cezaların iki katına kadar çıkarılması tartışılıyor. Ali anmasında gerginlik ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) Gezi Direnişi’ne katıldıktan sonra bir sokakta polis ve sivil kişiler tarafından dövülerek komaya sokulan, 38 gün sonra da yaşamını yitiren üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz mumlarla anıldı. Darp edilme anına ilişkin yeni görüntülerin geçen hafta ortaya çıkması cinayeti görünür hale getirirken dostları Korkmaz’ı bir kez daha andı. Yeni Bağlar Mahallesi Üniversite Caddesi’nde toplanan grup, Kurtuluş Mahallesi Yunus Emre Caddesi’ne kadar yürüdü. Burada polisin caddenin trafiğe kapatılmasına izin vermemesi üzerine, eylemciler ile polis arasında kısa süre tartışma yaşandı. Daha sonra Korkmaz’ın darp edildiği yerin yakınındaki caddeyi trafiğe kapatıp oturma eylemi yapan grup, mum yakıp karanfil bıraktıktan sonra, slogan atıp şarkı söyledi. KORKMAZ’IN AĞABEYİ: Bakanı geleneğimiz gereği kabul ettik MERT TAŞÇILAR Kanser tedavisi gören tutuklu Avcı, durumunun ağırlaşmasına rağmen tahliye edilmiyor HİLAL KÖSE Ölüme mahkum edildi Avcı, Edirne F Tipi Cezaevi’nde yaklaşık 9 aydır tutuklu bulunuyor. Avcı’ya cezaevindeyken mide kanseri teşhisi konulmuş ve midesinin dörtte üçü alınmıştı. Edirne’deki Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde kanser tedavisi gören tutuklu Kemal Avcı, hastalığının 3. evresinde olmasına karşın tahliye edilmiyor. Avcı’yı en son 22 Ağustos Perşembe günü gören avukatı Aycan Çiçek, “O gece kanaması olduğu için hastaneye kaldırılmış, cuma günü yeniden kanama geçirmiş. Durumu gerçekten cezaevi koşullarında kalamayacak kadar ağır” dedi. Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu olan ve mayıs ayından bu yana mide kanseriyle savaşan tutuklu Kemal Avcı, geçen hafta 5 gün süren kemoterapi tedavisinin ardından, hastanenin tutuklu koğuşundan alınarak cezaevine götürüldü. Avcı’nın avukatları son olarak 18 Temmuz’da tahliye talebiyle İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurmuştu. Avukat Aycan Çiçek, tahliye taleplerinin, her kararda yer alan “matbu” ifadelerle reddedildiğini belirterek “Kararda, sağlık durumuna ilişkin hiçbir değerlendirme yer almadı. Doktoru, bu hafta başına, tomografi sonucuna göre bir rapor hazırlayacak. Biz de yeniden tahliye talebinde bulunacağız” dedi. Avcı’nın, son gördüğünde oldukça yorgun olduğunu vurgulayan Çiçek, şöyle devam etti: “Hastalığı süresince 27 kilo verdi. Kemoterapi çok ağır bir tedavi yöntemi. Cezaevinden hastaneye ambulansla gidip gelebiliyor.” Mahkemenin Avcı’yı Adli Tıp’a sevk ettiğini, daha sonra bu karardan dönüldüğünü de belirten Çiçek, bu süreçte Avcı’nın acil bir ameliyat daha olduğunu ancak mahkemenin tahliye kararı vermediğine dikkat çekti. Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu Murat Kaymaz da gazetemize gönderdiği mektupta, Avcı’nın haklar ve özgürlükler mücadelesi nedeniyle tutuklandığını belirtti. Kaymaz, şöyle devam etti: “Hapishaneler bir ülkenin aynasıdır denir. Diyoruz ki, iyi bakın o aynaya. Kemal Avcı’yı göreceksiniz. Kemal’in tecrit hücrelerinde gün gün nasıl öldürüldüğünü... Niye? Çünkü, Kemal eli palalılardan değil, gemicikleri yok. Komşusunu ihbar edenlerden değil.” Avcı’yı tahliye etmeyen mahkemenin kararını da eleştiren Kaymaz, sorumlulara ve kamuoyuna şu çağrıyı yaptı: “Kemal’in katili olmayın! Öldürülmesine izin vermeyin! Sesimiz olun, geç olmadan herkese o aynayı gösterin.” DHKP/C üyesi olduğu iddiasıyla 10 Aralık 2012’de tutuklanan Kemal Avcı, 10 Eylül’de yargıç karşısına çıkacak. ANKARA Polis ve sivillerin sokak arasında sıkıştırıp döverek komaya soktuğu daha sonra da yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz’ın ağabeyi Gürkan Korkmaz, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in ziyareti için, “İnsanlık görevimizi yaptık. Siyasi duruşumuz belli” dedi. Ergin önceki gün Ramazan Bayramı’nın 3. günü Hatay’da Korkmaz’ın ailesini ziyaret ettiğini belirtmişti. Gürkan Korkmaz “Kültürümüz gereği kabul ettik. İnsanlık görevimizi yaptık. Kabul ettik çünkü bu bizim geleneğimiz ve terbiyemizin gereğidir. Evimize gelen herkes misafirdir, ağırlamak boynumuzun borcudur” dedi. Direnişçiler, Pınar Selek davasını takip edecek İstanbul Haber Servisi “Hala Tanığız Platformu” önceki gece Beşiktaş’taki Abbasağa Parkı’nda “Gezi Direnişi, Şiddet Karşıtlığı ve Barış Bir Pınar Selek Atölyesi” başlıklı bir etkinlik düzenledi. Lambda aktivisti Yeşim Başaran’ın moderatörlüğünü yaptığı atölyede Mısır Çarşısı davasında ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılan sosyologyazar Pınar Selek’in “Maskeler, Süvariler, Gacılar” ve “Barışamadık” kitaplarından hareketle Gezi direnişi ele alındı. Pınar Selek’in “bilimsel çalışma ve eylemleri sebebiyle on beş yılı aşkın zamandır hukuk eliyle kişilik katli ve hedef gösterme operasyonu”na maruz kaldığına dikkat çeken katılımcılar, Pınar Selek’in davasını da direnişin bir parçası olarak takip etme konusunda karara vardı. Avcı için eyleme müdahale: 2 gözaltı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan, mide kanseri nedeniyle midesinin büyük bölümü alınan Kemal Avcı için önceki gün AKP Ankara İl Başkanlığı önünde eylem yaptı. Göstericiler basın açıklamasının ardından burada çadır kurup oturma eylemi başlattı. Emniyet güçleri çadırın kaldırılması uyarısında bulundu. Daha sonra Çevik Kuvvet polisleri gruba müdahale etti. Eylemcilerden 7’si gözaltına alınarak polis araçlarına bindirildi. Gözaltına alınanlardan 4’ü gece saatlerinde serbest bırakılırken, 18 yaşından küçük olan 3 eylemci geceyi çocuk şubede geçirdi. 3 eylemci dün gündüz saatlerinde serbest bırakıldı. Bu arada dün de Halk Cephesi üyesi 2 kişi aynı yerde oturma eylemi yaptı. “Hasta tutsak Kemal Avcı’ya özgürlük” pankartını açan Halk Cephesi üyesi Semiha Eylik ve Nazım Yazırlı, gözaltına alındı. Halk Cephesi üyelerinin serbest bırakılması için eylem yaptığı Kemal Avcı, yaklaşık 9 aydır tutuklu. DİSK: Prosedürü işlettik İstanbul Haber Servisi Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi Genel Başkanı avukat Taylan Tanay’ın, DHKP/C operasyonuyla tutuklanmasının ardından avukatlığını yaptığı Genelİş Sendikası’ndaki görevine son verildi. Tanay’a, işten çıkarıldığı tutuklu bulunduğu Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevi’ne gönderilen bir yazıyla bildirildi. DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Tanay’ın cezaevinde olması nedeniyle yasal prosedürü yerine getirdiklerini belirterek, “Arkadaşımız 6 ay önce cezaevine girdi. Kendisine 6 ay ücretsiz izin verildi. Toplu sözleşmenin hükümleri de böyle. 6 ay sonra, tahliye olmayınca yasa gereği iş akdini fesh ettik. İzin süresi içinde tahliye olmadıktan sonra yapılacak şey yok” dedi. Tanay’ın üyesi olduğu Halkın Hukuk Bürosu (HHB) ise bu karara tepki gösterdi. Bürodan yapılan açıklamada, HHB’ye ve ÇHD’ye yönelik operasyonda tutuklanan avukatlardan Tanay’ın, işçilerin haklarını savunması ve işçi eylemlerine verdiği desteğin de soruşturma konusu yapıldığına dikkat çekildi. Açıklamada, “Suç delili olarak işçilerin yapmış olduğu basın açıklamalarındaki fotoğrafları gösterildi” denildi. Biz ana değil miyiz? Tutuklu Ozan Çakır’ın annesinden Suriye ve Mısır’daki analara, çocuklara üzüldüğünü söyleyen Başbakan’a sitem: BEKİR ŞAHİN Günay: Hata varsa bizimdir Haber Merkezi Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türkiye’de birkaç aydır haklıhaksız birçok olay yaşandığına dikkati çekerek, “10 yıldan beri ülkeyi biz yönetiyoruz. Çocukların bir hatası varsa, onun da sorumlusuyuz” dedi. DHA’ya konuşan Günay, ‘Maide’ suresinden alıntı yaptığını kaydederek, “İnsanı haksız yere öldüren bütün insanlığı öldürmüş olur. Ali İsmail Korkmaz 19 yaşında bir çocuk. Dövülerek öldürülüyor. İşin vahimi tarafı, kamu görevlileri görüntüler ortaya çıkıncaya kadar olayı saptırmaya çalışıyor” dedi. Günay, “Katilleri hak ettikleri cezayı almadan kimse adaletten söz etmesin. Kendi ülkemizdeki yanlışı düzeltmeden, başka ülkelerin acıları konusunda da birbirimizi incitmeyelim” diye konuştu. Günay, “Bir yanlışı nerden düzeltmeye çalışırsanız çalışın, olumlu bir gelişmedir. Keşke Başbakan, ‘Ben ağaca da kıymam, insana da kıymam, bir bina projesini gözden geçiririm, varsın olmasın’ deseydi. Ama bir inada gelindi. Bu inat Türkiye’ye ciddi maliyetler getirdi” dedi. ‘Katili olmayın’ GAZİANTEP Adana’da Gezi Direnişi’ne destek için düzenlenen eylemlere katılan Ozan Çakır, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) üyesi olmak ve 1 Mayıs’a katılmak gibi gerekçelerle tutuklandı. Dosyayla ilgili gizlilik kararı verildi. Karaciğer hastası olan anne Sul tan Maho, ailenin geçimini oğlu Ozan’ın sağladığını belirterek “Bu nasıl bir adalet? Bu nasıl hukuk? Başbakan Suriye’deki, Mısır’daki çocuklara, analara üzüldüğünü söylüyor. Biz ana değil miyiz? Bizimkiler çocuk değil mi? Başbakan dönüp kendi ülkesine bir baksın. Ozan benim tek çocuğum. Bana oğlumu geri versinler” dedi. Çakır, 23 Temmuz’da sabaha karşı polis tarafından evine yapılan baskınla gözaltına alındı. Eşinden ayrı olan, karaciğer hastası anne Sultan Maho, sağlık sorunları nedeniyle evden bile çıkamadığını, evin geçimini oğlu Ozan’ın sağladığını belirtti. Ozan’ın tutuklanmasıyla hayatta yalnız kaldığını belirten Maho şunları söyledi: “Oğlum karakolda üç gün boyunca aç susuz tutuldu işkence gördü. Çocuklarımız adliyeye götürülürken sivil polisler tarafından acımasızca dövüldü.” Yaşananlara isyan eden anne Maho şöyle konuştu: “Oğlum SYKP’ye üye olmakla, 1 Mayıs’a ve eylemlere katılmakla suçlanıyor. SYKP yasal kurulmuş bir parti, buna üye olmak nasıl bir suç olabilir? 1 Mayıs resmi bir bayram buna katılmak nasıl bir suç oluyor? Gezi eylemlerine katılmak suç mu? Herkes katıldı. Bu nasıl bir adalet? Bu davayı AİHM’ye kadar taşırım.” BDP: Başbakan anadilinde geri adım atacak İstanbul Haber Servisi Barış ve Demokrasi Partisi İstanbul İl Örgütü, anadilde eğitim hakkının tanınması ve ‘Andımız’ın kaldırılması talebiyle dün 1. ve 2. bölge ilçelerinde yaptığı basın açıklamalarının ardından bugün de 3. bölgede eş zamanlı basın açıklamaları gerçekleştirdi. BDP İstanbul İl Eşbaşkanı Emrullah Bingöl, Başbakan Erdoğan’ın “anadilde eğitim gündemimizde değil” açıklamasını anımsatarak, “En kısa zamanda anadilde eğitim okullarda olacak. Erdoğan bugün söylediklerini er ya da geç yemek zorunda kalacak” dedi. Şirinevler Meydanı’nda toplanan grup adına basın açıklaması yapan Evin Tiryaki, anadilin bir hak olduğunu ve devletlerin bu hakkın kullanımını hayata geçirme sorumluluğu olduğunu söyledi. Tiryaki, herkesin anadilde eğitim hakkından eşit olarak yararlanması gerektiğini belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle