26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 AĞUSTOS 2013 PAZAR 8 HABERLER Ünlü filozof Levy: Erdoğan’ın İslamcı efsanesi serap gibi dağıldı Bıkmak Bıkmamak... Bıktım diyorsun, ama bıkmıyorsun. Ne zaman böyle desem yanıtı hazır... Hiçbir anlamı yok kendi kendine bıktım bıktım diye bir avunma aramanın. Yaşlanmanın sonucu değil bu bıkkınlık. İlkgençlik günlerinde de sık sık duyduğum bir gelip geçici rüzgâr gibiydi. O lise günleri. Masamdaki deftere bakakalırdım. Saniyeler, dakikalar, bir ömür... Sonra birden uyanırdım içine yuvarlandığım sisler ormanından. Sabah da akşam da gece de olsa değişmezdi. En mutluluk anlarım da yakınımda beklerdi. Bir andır sevinç, ardından neler geleceğini bildiğim için. Oysa görevim yazmak benim. Öyle buyurmuş yazgı. Sen akşam sabah daktilonun önünde olacaksın, duyduğun duymadığın duygularla bir şeyler arayacaksın. Çekilmişsin ufak odana, ağustosun tüm sıcaklığıyla kucak kucağasın. Birden bıktım diye başlıyorsun söze. Bir sözcük yetmiyor bu sarsıntılı anları anlatmaya... Bir nesneyi çok kullanmaktan mı gelir bıkkınlık. Daktilonun her tuşu bunu anımsatır durmadan. Eskimezlik vardır sözlüklerde. Hem senin değildirler ki onlar. Binlerce yıldır kullanılmışlardır. Keyiflerine göre şairler, filozoflar, yazarlar... Bıktık deseler de kalemi defteri kitabı kapatıp kurtulsalar diyecek biri çıkar hemen. Nedir istediğin, işte yaşadın, yaşın kaç olursa olsun soluk alıp veriyorsun, elindeki kalemle kâğıtlara bir şeyler çiziktiriyorsun... Bak şu güzelliğe, şu ağaçlara, dallarına, uçlarındaki minik çiçek yavrularına. Hepsi seni çağırıyor kendi ülkelerine. Bilmediğin bir yer işte. Belki düşlerinde sık sık gelip gittiğin yerler, insanlar, sevgililer. Onlarsız olmaz, ille de seni bir seven, senin de bir başkasını sevmeni tohumlayacak bir bakış, bir gülümseme... Yetsin sana bunlar. Bir gün onlarsız kalacaksın. O kadar özlediğin yalnızlık neymiş o zaman öğreneceksin. Kaçacak yer arayacaksın. Bıkma bıkma bıkma. Anla sonunda hiçbir zaman bıkkınlık diye bir şey olamayacağını. Hepimizin zamanın kölesi olduğumuzu... ‘Direniş sürecek’ DUYGU GÜVENÇ n Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM MUSTAFA BALBAY ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hedef aldığı ünlü Fransız Filozof BernardHenri Levy, “Çıplak Kral Erdoğan’dır” derken Gezi ruhunun da Türk baharını gerçekleştireceğini söyledi. İşte Levy’nin Cumhuriyet’e verdiği röportajın ikinci bölümü: Gezi Parkı olaylarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Desteklediniz mi? Hem de nasıl! Sivil toplumun bu barışçıl başkaldırısını büyük bir heyecanla selamladım. Türkiye 12 yıldır metodik bir şekilde devam eden Kemalist mirasın ve medeniyetin getirilerinin yıkılmasından bıkmış durumda. Ve bir imar projesi, basit ve sıradan bir imar projesi, herkesin içinde olan fakat dillendiremediği bir isyanın kıvılcımı oldu. Bu sıradışı fakat güzel bir hikâye. Sizce direniş devam edecek mi? Evet. Çünkü böylesi bir direniş, bir perdenin yırtılması ya da bir maskenin düşüşü gibidir. Bu, 12 yıldır iktidar olan bir yapının gitgide daha baskıcı olmasına gösterilen tepkiyle ikitidarın gerçek yüzünü gözler önüne sermesidir. Çıplak kral Erdoğan’dır ve onun İslamcı efsanesi bir serap gibi dağılmıştır. Böyle bir fenomen yolda kalmaz. Sadece Arap baharları yoktur, 6 yıl önce gazeteci Hrant Dink cinayetine “Hepimiz Ermeniyiz” şeklinde tepki gösteren bu öğrenciler, entelektüeller, meslek örgütleri, Avrupa yanlıları, demokrasi âşıkları tarafından yönlendirilen bir Türk baharı da vardır ve olacaktır. Türk solu hakkında düşünceleriniz nedir? Taksim Meydanı’nda ve diğer şehirlerde protesto gösterileri yapanlar kimlerdi? Onlar ağaçları korumak isteyen doğaseverlerdi... Onlar şehirlerinin halihazırda dünyanın en güzel camilerine ev sahipliği yaptığının bilincinde, bu yüksek noktaya yeni bir caminin yapılmasında birer İstanbullu olarak fayda görmeyen laiklerdi… Onlar yapılması planlanan bu caminin daha da büyütülerek bir de AVM eklenmesiyle, çok gururlandıkları ve Gezi Parkı’nın hemen yanı başında bulunan Atatürk Kültür Merkezi’nin yıkımından korkan kültürlü erkek ve kadınlardı… Onlar 3. Boğaz Köprüsü’ne Alevilere 500 yıl önce yaptığı katliamla Türkiye bizim için bir şans Türkiye sizce Avrupalıysa AB’ye de girmeli mi? Türkiye’nin AB üyeliğini destekliyor musunuz? Evet. Fransa ve Almanya’nın faşist tarihleriyle hesaplaştıkları gibi kendi tarihiyle ilgili özellikle Ermeni Soykırımı ile alakalı gerekli hafıza çalışmalarını yapması şartıyla tabii ki. Bu ülkeniz için büyük bir şans olacaktır. Türkiye’nin AB’ye girmesi benim ülkem için de bir avantaj olacaktır. Zira Avrupa büyük bir krize doğru ilerliyor ve kalkınma ve dinamizme ve Türklerin geniş kültürüne ihtiyacı var. Fakat Erdoğan bu zamanın adamı olamaz. Çıplak kral Erdoğan’dır Levy, Türkiye’de 12 yıldır metodik bir şekilde devam eden Kemalist mirasın ve medeniyetin getirilerinin yıkılmasından duyulan kaygı yaşandığını söylüyor. anılan Yavuz Sultan Selim’in adının verilmesini provokasyon olarak değerlendiren Alevilerdi… Onlar planlanan bu din ve ticaret merkezinde “Putinleşmiş bir sultanın” rejiminin kalbinde olan çıkarcılığın kanıtını gören demokratlardı… Tüm bunlar sağ ve sol kesimin ötesinde olgular. Dışarıdan bakınca bana klasik siyasal sınırları aşan ve ülkenizde iyi olan ne varsa birleştiren muazzam bir hareket olarak yorumluyorum Gezi Parkı’nı. Bu benim sevdiğim bir Türkiye. Bu benim sevdiğim bir İstanbul. Bu, medeniyetler açısından çok önemli olaylar yaşanması dolayısıyla tüm dünyanın gözlerinin üstünde olduğu bir İstanbul. Neden ‘Türkiye’nin dönüşü’ dediniz? Gezi muazzam hareket PKK’nin eski yöneticilerine saldırı ERBİL(AA) PKK’li 3 militan, aralarında Nizamettin Taş ve Osman Öcalan’ın da yer aldığı eski örgüt yöneticilerine suikast hazırlığı yaparken fark edildi. PKK’lilerle eski örgüt yöneticileri arasında çıkan çatışmada, biri yaralı 2 PKK’li yakalandı. Erbil’e bağlı Köysancak ilçesinde PKK militanı 3 kişinin, örgütün eski yöneticileri Taş ve Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan’ın evlerinin karşısına gizli kamera yerleştirdikleri fark edildi. Militanlar, 24 saat sonra kameraları almaya geldiklerinde suç üstü yakalandı. Kandil’den gelen PKK’lilerle örgütün eski üyeleri arasında çıkan çatışmada bir PKK’li yaralandı, diğer iki PKK’liden biri yakalandı, üçüncü kişi ise kaçmayı başardı. Köysancak Emniyeti, olayla ilgili soruşturma başlattı. Taş, olayı doğrularken “Başarsalardı toplu katliam gibi bir şey düşünmüşler” dedi. Olayın mahkemeye taşınacağını aktaran Taş, şikâyetçi olmayacaklarını, bunun kendileri açısından doğru olmayacağını ifade etti. Osman Öcalan ise “Abdullah Öcalan, 2006’da iç infazları durdurmuştu. Şimdi bazıları, bu yasağı delmek istiyor. Bizim de can korkumuz var” dedi. Eski PKK’lilerin bir kısmı 2004’te Köysancak’a yerleştiler. Nizamettin Taş, Osman Öcalan, Ebubekir Ataç, Hıdır Sarıkaya, Hıdır Yalçın gibi çok sayıda eski örgüt mensubu, kurdukları Vatansever Demokrat Partisi (PWD) aracılığıyla siyaset yapıyor. Erbil’de yapılması planlanan Kürt Ulusal Konferansı’na da katılmayı isteyen eski örgüt mensupları, “silahın çözüm olmadığı” görüşünü savunuyor. Çünkü Avrupa sizin bölgenizde doğdu. En azından Avrupa dillerinin kaynağı eski Yunancada Fenike’de doğan “Avropa” isimli tanrıçanın varlığı bunu kanıtlıyor. Avrupa Zeus tarafından baştan çıkartılıyor ve tanrılar onun için savaşırken boğazı bir boğa üzerinde uçarak geçiyor. Ama bu bir efsane… Evet. Ancak bakın birkaç bin yıl sonra çok da efsanevi olmayan Bosna Savaşı çıkıyor. Saraybosna’da ölecek olan Avrupa’ydı. Burada bizimle olan, Avrupa’nın değerlerini en ön saflarda savunan da Türklerdi. Paylaşılan bu büyüklük bende kendimi Türk halkına karşı borçlu hissetmeme sebep oldu. Ve ben kendime bu borcu ölene kadar hatırlatacağım. Saldırının ardından Konya mitingine katılan MHP Lideri Bahçeli: ‘Zalimlerin eşbaşkanı Erdoğan’ Bahçeli, Erdoğan’ı PKK ile yürütülen süreç nedeniyle sert bir dille eleştirirken, bu süreçte şehit naaşlarının gelmemesinin ise gayet olumlu olduğunu belirtti. MAHMUT LICALI bulan nüfusuyla Avrupa’da da geçen şehir yoktu. Şehri gezerken çok zengin bir tarihin, derin bir uygarlığın üzerinde bulunduğumuzu, ama her şeyin tozlarla kaplı olduğunu hissediyorsunuz. Tahrir Meydanı’nın hemen yanındaki Mısır Müzesi’nden örnek vermek gerekirse, bu müzenin deposu bir yana, 57 salonunda sergilenmekte olan eserlerden her birinin önünde bir dakika kalsanız tam üç ayınızı ayırmanız gerekir. HHH Mısır’da firavunlar dönemi İÖ 4500 yılında başlıyor, İS 645’te sona eriyor. Eski Mısır bilimi, yani Ejiptoloji bugün de uluslararası alanda önemli yere sahip. Bunun içindeki bir yelpaze de eski Mısır şiiri. Özgürlükte zaman zaman mevcut durumun çok kötü olduğunu söyleyenlere Prof. Dr. Talat Halman’ın Türkçemize kazandırdığı o şiirlerden birini okur, sorardım: “Sizce bu şiir ne zaman yazılmış olabilir?” Genellikle bugünden başlayıp en çok bir ya da iki yüzyıl öncesine dair yanıtlar olurdu. Mısırlı şair Ankhu’nun 4 bin yıl önce yazdığı “Bozuk düzen” başlıklı şiiri paylaşalım: Olup bitenler çileden çıkarıyor insanı. Memleket baştan başa azapla kıvranıyor, Yıldan yıla büsbütün allak bullak. Bir öncekini aratıyor her geçen yıl. Kargaşalık var ülkede, yıkımın eşiğindeyiz. Kapı dışarı ettiler adaleti, Haksızlık kol geziyor hükümet çevrelerinde. Tanrıların tasarıları karman çorman, Tanrı buyruklarına aldırış eden yok. Memleketin durumu berbat, Ne tarafa baksak çile, Halk yas tutuyor kentlerde de taşrada da... Millet yoksulluktan perişan, İnsanlarda ne saygı kaldı ne sevgi. Huzur sultanları bile ter ter tepiniyor. Gün doğunca baş çeviriyoruz. Gece olanları görmemek için. Olup bitenler çileden çıkarıyor insanı: Dertler tümen tümen geliyor bugün. Yarın ıstırapların seli kopup gelecek. Memleket baştan başa tedirgin, Ama ağzını açıp tek kelime söyleyen yok. Masum insan kalmadı artık, Herkesin işi gücü fesat. Yürekler yas içinde, tasa içinde. Komut verenle komut alan bir örnek, İkisinin de dünya umurunda değil. Her sabah kalkar kalkmaz görüyoruz durumu, Ama düzeltmek için çabaya girişmiyoruz. Dün neyse bugün de o... Miskinlik sinmiş insanların yüzüne, Kimse laf anlamıyor, Anlayıp kızanlar bile dilini tutuyor. Yaman bir acıyla kıvranıyorum durmadan: Yoksullar zengin karşısında güçsüz... Ne acıklı bunu görüp de haykırmamak. Ama anlamayanlara dil dökmek daha acı. İnsan, sesini yükseltmeyegörsün, Başlıyor gerçekleri bilmeyenlerin öfkesi. Bugünlerde herkes sırf kendini dinliyor; Kendinden başkasına inanan yok. Hiç ilişki kalmadı gerçekle söz arasında... HHH Yukarıdaki dizeleri yıllar sonra yeniden okuduğumda, yazı aramızda Türkiye’den de izler buldum, Mısır’dan da... İnsanoğlu yüzyıllardır daha insanca bir yaşam kurmanın mücadelesini veriyor. Tarihin tekerleği zaman zaman duraklasa da, hatta geriye gidiyormuş gibi görünse de “insanca” olan şu: Zulme, adaletsizliğe, haksızlığa karşı susmamak, herkes gözünü kapatıp dilini tutsa bile gerçekleri haykırmak. İşte şair Ankhu da bunu yapmış. O gün bu dizeleri yazarken belki kendisini yapayalnız hissediyordu, ama yaptığı insanlık, özgürlük mücadelesini yüzyıllar ötesine taşımak olmuştu. “Bozuk düzen”ler insanoğlunun doğası gereği tarihin her aşamasında olacak... Ancak “bozuk düzen”e karşı mücadele edenler de olacak. BDP anadilinde eğitimde ısrarlı İstanbul Haber servisi Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) İstanbul İl Örgütü, anadilinde eğitim ve ‘Andımız’ın kaldırılması talebiyle Fatih, Ümraniye, Pendik, Kadıköy, Sancaktepe, Ataşehir, Kartal Maltepe ve Sultanbeyli’de eşzamanlı olarak basın açıklaması yaptı. BDP Ataşehir İlçe Örgütü, anadilinde eğitim talebinin kabul edilmesini ve ‘andımız’ın kaldırılmasını istedi. Kuzey Iraklı yetkili kaçırıldı ERBİL (AA) Kuzey Irak’ın Erbil iline bağlı Salahaddin’deki Devlet Yatırım Kurumu Başkanı Cevher elFahl ve çocuğunun kaçırıldığı bildirildi. Fahl’in oğlu Erkan Cevher Fahl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Babam ve kardeşim Türkiye’ye gitmek üzere dün yola çıkmıştı. Uçağa binmeden önce konuşmuştuk ancak daha sonra kendilerinden haber alamadık. Erbil Havaalanı’nda mı yoksa Türkiye’de mi kaçırıldılar bilmiyoruz. Bugün birileri arayarak babam ve kardeşimin serbest bırakılması karşılığında 10 milyon dolar fidye talebinde bulundu” dedi. KONYA MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı PKK ile yürütülen süreç nedeniyle sert bir dille eleştirirken, anaların gözyaşlarının akmaması, şehit naaşlarının gelmemesinin gayet olumlu olduğunu belirtti. Erdoğan’ın hobisinin Rabia işareti yapmak olduğunu kaydeden Bahçeli, Erdoğan’ın zalimlerin eşbaşkanı olduğunu kaydetti. MHP’nin “Milli Değerleri Koru ve Yaşat” adlı açık hava toplantıları kapsamında dün Konya’da “Türkçe” ana temasıyla beşinci mitingi gerçekleştirildi. Konya Hükümet Meydanı’nda on binlerce yurttaşa seslenen Bahçeli’nin konuşmaları sık sık “Devletin başına Devlet gelecek” ve “Vur de vuralım öl de ölelim” sloganlarıyla kesildi. Bahçeli’nin konuşmasının satır başları şöyle: Türkçe kutsalımızdır: Birliğimizin şemsiyesi, kardeşliğimizin çatısı, bin yıllık kaynaşmanın kanıtı Türkçedir. Türkçe kaderimizdir, kavlimizdir böyle kalacaktır. Türkçe kutsalımızdır, kutbumuzdur, kişiliğimizdir böyle olmayı sürdürecektir. Türkçe susarsa Türklük duracaktır. Milli değerlere küfür moda: Bugünlerde milli ve manevi değerlere küfür modadır. Bugünlerde milliyetçiliğe hakaret, Türk kimliğine nefret popülerdir. AKP hükümeti Türkiye’yi mahvetmiştir. Abartısız söylemek isterim ki, hükümet çıldırmış, aklını oynatmıştır. Adalet paramparça olmanın sınırında: Başbakan’ın tahrik ve ucube teşvikleriyle aynı apartmanda oturan komşu Genel merkeze saldırı MHP’nin Konya mitingi öncesinde Ankara’daki Genel Merkez’e saldırı yapıldı. Murat Başkonak adlı kişi Uno marka araçla parti binasının ana kapısından içeri girmek istedi. Saldırı Bahçeli’nin saat 11.35’te MHP Genel Merkezi’ne gelmesinin hemen ardından yaklaşık 2 dakika içerisinde gerçekleşti. 38 yaşındaki Murat Başkonak adlı şahıs; 06 KA 0420 plakalı mavi renkli Uno marka aracı MHP Genel Merkezi’nin ana girişine kadar hızla sürdü. Araç heykellere çarparak durdu. Sürücü, gözaltına alındı. Başkonak araçtan indikten sonra “Ben MHP’liyim. Beni öldürmek istiyorlar” diye bağırarak kendini yere attı. Bahçeli gözaltına alınan saldırgan için “O bir meczup. Saldırı için gönderilmiş bir zavallı” dedi. lar birbirini gammazlamaktadır. Genelkurmay başkanları terörist olarak suçlanmakta, asıl teröristler barış gönüllüsü olarak gösterilmektedir. Mahkemeler siyasi baskı, telkin ve yönlendirme kapanındadır. Adalet terazisi dağılmanın, paramparça olmanın sınırındadır. Rabia işareti Başbakan’ın yeni hobisi: Mısır’da olanlar da hepimizi üzmektedir. Rabia işareti Başbakan’ın yeni hobisi olmuştur. “Dört” yaparak kendini aklamanın hevesindedir. Sanki İhvan’ın Türkiye temsilciliği gibi çalışmakta, arkası arkasına beyanatlar vermekte, yas genelgeleri yayımlamaktadır. Sayın Başbakan, sana sesleniyorum, Kerkük’te de kan dökülüyor, haberin var mıdır? Sorarım sana, darbeci Sisi’yi Türkiye’de ağırlarken aklın neredeydi? Erdoğan zalimlerin eşbaşkanı: Müslümanı Müslümana kırdıran BOP’un komplosudur. İslam ülkelerine cehennemi yaşatan, Arap Baharı diye etrafımızı silahla çeviren de BOP’un ta kendisidir. İşte Tayyip Erdoğan bu projenin Yemen ve İtalya’yla eşbaşkanlığını üstlenmiştir. Erdoğan zalimlerin eşbaşkanıdır. Ey Başbakan, Esma’yı sırtından vuranlarla cinayet sofrasına oturan sensin. Dün Tahrir’i överken, şimdi Adeviyye’yi göklere çıkaran çelişki abidesi sensin.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle