Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                SAYFA	  CUMHURİYET	  13	AĞUSTOS	2013	SALI  6  HABERLER Erdoğan’ın telkinleri işe yaradı İstanbul	Haber	Servisi		 Gezi	Direnişi’ne	destek	verdiği	 için	Başbakan	ve	bazı	medya	 organlarınca	hedef	gösterilen	 oyuncu	Memet	Ali	Alabora’ya	 yönelik	linç	kampanyası	 sona	ermiyor.	Twitter’da	 #mehmetalialaborasilivriye	 başlığıyla	yapılan	tehdit	ve	 hakaret	içeren	yorumlar,	dün	 gündem	listesinin	ilk	sırasına	 yükseldi. Gezi	Parkı’nın	yıkılmaması	 için	yapılan	eylemlere	 destek	verdiği	için	 yönetmenliğini	yaptığı	 “Mi	Minör”	oyunuyla	 hedef	gösterilen	Memet	 Ali	Alabora,	 Yeni	Şafak	 gazetesi	 aleyhine	 1	TL’lik	 tazminat	 davası	 açmış	ve	suç	duyurusunda	bulunmuştu.	 Avukatların	mahkemeye	sunduğu	 dilekçede,	gazetede	geçen	haziran	 ayında	yayımlanan	“Bu	ne	tesadüf”	 ve	“Mi	Minör’den	önce	Londra	ve	 Mısır	turu”	başlığı	ile	çıkan	haberlerde	 Alabora’nın	kişilik	haklarına	saldırıda	 bulunulduğu	vurgulanmıştı.	Haberlerde,	 Mi	Minör	oyununun	Gezi	protestolarının	 provası	olduğunun	iddia	edildiğine	 dikkat	çekilmişti.	 Başbakan	Recep	Tayyip	Erdoğan	 da	haziran	ayında,	partisinin	grup	 toplantısında	yaptığı	konuşmada,	 isim	vermeden	Memet	Ali	Alabora’yı	 kastederek	“Banka	reklamlarında	 oynayıp	kapitalizmi	eleştirenler	ne	 kadar	solcuysa,	işte	bunlar	da	o	kadar	 solcudur”	demişti.	Kamuoyunda	“İslamcı	 yazar”	olarak	tanınan	İsmail	Nacar	 da	Alabora	için	“bazı	odaklarca	ölüm	 fermanı	çıkarıldığı”	iddiasında	bulunarak	 şu	ifadeleri	kullanmıştı:	“Kendisine	 karşı	bir	girişim	var.	Nerede	ne	zaman	 uygulamaya	kalkarlar	bilmiyorum.”  Yeni linç  kampanyası l Mesajlardan	bazıları	şöyle:	“Ülkesini	çıkıp	dış	basına	şikâyet	eden,	Türkiye’nin	imajını	bozan	bu	şahsın	müebbetle	yargılanmasını	istiyoruz...”,		“mehmetalialaborasilivriye	değil	cehennemin	dibine	silivri	ne	ki,	ülkeyi	bölen	 inançlara	hakaret	eden	kansız	soysuzlar	cehenneme	yanmaya”,	“Uyuşturucu	alanların,	darbeyi	savunanların,	hainlerin	sonu	geldi”,	“Çapulcu	#MehmetAliAlaboraSilivriye	ama	bu	 mega	çapulcu	Silivri’yi	de	birbirine	katar.	Yanına	ayyaş	Kırca’yı	da	aldı	mı	tamamdır”,	“Mehmet	Ali,	yalnızca	sana	iş	arkadaşların	Memoli	derdi	di	mi	yavrum?	Şimdi	sana	hapishane	arkadaşların	ne	diHedef gösterilen cekler?”,	“Sana	Silivri’de	olmak	yakışır	hain.” Alabora’ya koruma  Böğürdeki	Hançer Et ve Tırnak Masalı2: Nerede kalmıştık? Evet, 14. maddede! Konumuzu soracaksanız, Gülen (Cemaati) ile RTE arasındaki, ettırnak masalını reddeden gelişmeler yaşanıyor... 14) Köşe yazılarında ve Twitter’da kıyasıya bir savaş var. Tabii Fethullahçılar ile Erdoğancılar arasında. RTE’ciler Twitter’da “Zaman gazetesi kendine gel” diye kampanya sürdürüyor. Mehmet Barlas bile AKP adına Cemaat’e saldırıyor, Ekrem Dumanlı ile birbirlerini 12’den vurmaya çalışıyorlar... Şüphesiz başkaları da var... RTE’nin onayı olmadan, AKP silahşörleri, Cemaat’e böylesine saldırmaz. Birbirlerinin “savunmalarını” düşürme savaşı! 15) Yöntem üzerine: Birileri “yiyin birbirinizi” diyebilir. Bu yaklaşım bizim köşeye yakışmaz. Bilimsel tutum, her zaman, anlamaya çalışmaktır. Fizik, biyoloji vb. olayları ile toplumsalsiyasal olaylar arasındaki ilişkiler birbirine benzer, “ne oluyor / nasıl çalışıyor” analizleriyle öğrenilir. Burası, sürekli bir öğrenci  öğrenme köşesi. 16) Çarpıcı bir anlatımla başlayalım, maksat ilgiyi çekmek olsun: Cemaat, Erdoğan’ın böğrüne hançerini saplamıştır ve bunu çıkarmaya niyeti yoktur... RTE bu hançerle yaşıyor... Erdoğan da devletin kritik yerlerinde Cemaat’in elini kolunu, bacağını kesmeye çalışıyor. Ona, kör, topal ve tamamen kendine muhtaç bir cemaat gerek... Yani ikisinin de elinde ne tür silahlar olduğunu anlayın. Fırsatını bulsalar birbirinin boğazını kesecekler! 17) RTE güçsüzleşmektedir. Başaşağı iniş. AKP’yi de peşinde sürüklüyor şüphesiz ki. RTE’nin “balonu” dünya çapında patlamıştır.. karizması sıfırdır ve kendisine artık sadece “sıradan bir İslamcı diktatör, ama tehlikeli bir adam, yıkılıp gitse iyi olur” gözüyle bakılıyor... Cemaati ve saldırılarını güçlü kılan ve RTE’yi zayıflatan da bu durumdur! Yani Cemaat RTE’nin başını kesmek için sonuna kadar dayatacaktır. Önümüzdeki iki yıl Gülen’e bu “altın fırsatı” sunuyor. 18) İki yılın şifresi, üç seçim. Martta yerel seçimler var. Burada bir oy kaybı, önce gelecek ağustosta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, RTE’nin bütün planlarını bozabilir. Tabii RTE o zamana kadar iktidarda kalırsa varsayımıyla söylüyorum! Referandumda yüzde 50’yi aşmasına ben hayal diyorum. Tek umudu, BDP ve hâlâ Apo’dur... Sevişmelerini bu nedenle sürdürüyorlar. Birliktelikleri bile RTE’ye kazandığından fazla oy kaybettirir. Sonraki yıl da genel seçimler kapıya dayanacak. 19) Cemaat’in yüzde 6 gibi bir oyu güdülediği masalı var ortalıkta. Ben olasılık tanımıyorum. Yüzde 3’ü aşmaz. Bunu bile doğrulamak için bir seçim yaşamaları gerekir. Ama asla seçimlere girmezler ve katılmazlar, siyasi parti olarak örgütlenmezler. Devlet içinde makam, mevki ele geçirme anlamında, darbecilerin hasıdırlar. Ama ne kadar büyük bir siyasal (seçmeni olan anlamında) bir güç olduklarının gizli açık fitne fücür yayılması, söylenmesi, işlerine gelir. Bunu kendileri yapmaz, ama yaptırırlar. 20) RTE’ye karşı kullandıkları silah bu “sözde oy potansiyelleri”dir. Gerileyen ve oyu düşen bir RTE’nin, önümüzdeki seçimlerde, yılan görse oy diye sarılacağı bir döneme girdiğimize göre, Cemaat’in RTE’ye bu şantajı tutar mı tutar... 17. maddedeki “altın fırsat”ın anlamı bu sanal oydur... 21) RTE’yi yabana atmayın... En büyük kozları: Devletten Cemaat’i temizlemektir. Bu, Gülen’in yıllardır uyguladığı devlette dikey örgütlenme ve kilit noktalara büyük yığınak yapma çalışmalarını şüphesiz ki sekteye uğratır ve geriletir. Ama kolay iş de değil!.. Zaten RTE’nin buna iktidar ömrü yetmez! 22) Başka bir kozu da Cemaat’in destekçisi şirketleri mali denetim altına almak... Kim bilir ne açıkları var! Cemaat’e aktarılan şirket paralarının hesabını verebilirler mi, bilmiyorum. Ama çoğunu yolunmuş tavuğa döndürebilir ve Aydın Doğan’a yaptığı ve şimdi de Koç’a verdiği gözdağı ortadadır. Cemaat’i destekleyen şirketlerin en büyük korkusu budur. RTE, mali denetim bıçağının ucunu onlara hafiften değdiriyor! 23) Tabii, olasılıklar söz konusu olunca; devlet elinde, RTE isterse Cemaat’i ve Gülen’i çarmıha gerebilir! Ama bu iktidar savaşının o noktaya gelmesi çok çok zor. İş bir gizli örgüt davasına bakar! Bir de “vatana ihanet” diye tuttururlarsa! MİT acaba Cemaat hakkında bugüne kadar hangi bilgi ve belgeleri topladı? 24) RTE’ye, ilk düştüğünde veya son anda düşmesi için ekstra hançerleri saplayacakların başında Bülent Arınç ve Hüseyin Çelik gelecektir. Çelik, kökünden Nurcudur. Daha başkaları da var! RTE’nin çevresindeki Brütüs’ler bir bir ortaya çıkacak... Hakkında neler söyleyeceklerini herkes şimdiden kestirebilir. 25) Şüphesiz uzlaşı olanakları neler, bakmalı. Gül var, bekleyen. Henüz RTE ile anlaşması sürse de... Ama belirteyim: Cemaat güçlü konumdadır. Sapladığı hançeri şöyle bir döndürecektir, ki ne kadar acı verir... Hay Allah, bu anlatımdan da sanki RTE’nin başını Cemaat yiyecek gibi bir sonuç çıktı! Hâşâ, öyle bir amacım ve saptamam yok! Cemaat’le hiç ilişkisi olmayan, yoksa ABD mi yiyecek, ki oyunun arkasında, içinde olmadığını düşünemem! Yok hayır, millet yiyecek, sesleri yükseliyor! Tabii CHP de aradan rol (pardon oy) kapmaya çalışmıyor mu! Hay çok yaşayın!  verilmişti.  B.’nin annesinden o polise: Çocuğuna kanlı ekmek götürüyorsun  Ölüden de diriden de Direnişçi şiddete özendirmiş MAHMUT LICALI  Destan yazan polis değil  korkuyorlar Sami ve Gülsüm E. SİBEL BAHÇETEPE l Benim	oğlum	terörist	değil.	Oğlumu	 suçlu	göstermeye	çalışıyorlar,	iftira	 atıyorlar.	Oğlum	hırsızlık	mı	yapmış,	birini	mi	öldürmüş,	ne	yapmış	ki	bu	hale	getirdiler?	14	yaşında	masum	bir	çocuk	o.	 Allah’ın	verdiği	canı	 Allah’tan	başkası	alır	 mı?	Bunu	yapanlar	 evde	kendi	çocuklarının	 yüzüne	nasıl	bakıyor.	 Oğlumun	ve	nicelerinin	 kanıyla	çocuklarına	ekmek	götürüyorlar,	hiç	 mi	vicdanları	sızlamıyor!	 Kanlı	ekmeği	çocuklarına	 nasıl	yediriyorlar?	Ben	 inanıyorum	ki	oğlum	 iyileşecek	ve	bu	hastaneden	birlikte	gideceğiz.	 Başbakan	sürekli	‘3	çocuk	 yapın’	diyor.	Birini	onlara	 kurban	yapalım	diye	mi?	  ANKARA		Başbakan Yardımcısı Bülent	Arınç, Gezi Direnişi sırasında ana akım medyanın aksine canlı yayınlarla polisin günlerce süren “orantısız	 şiddet	kullanmasını” ekranlara taşıyan muhalif kanallara “şiddeti	 özendiren	yayın	yaptıkları”	 gerekçesiyle ceza kesildiğini bildirdi. Arınç, söz konusu kanalların kişilere yönelik galiz ifadeler kullandığı ve yanlış bilgi aktardıkları gerekçesiyle de ceza verildiğini kaydetti. CHP İzmir Milletvekili Rahmi	 Aşkın	Türeli, Gezi Parkı eylemlerinin ardından RTÜK tarafından Halk TV, Ulusal TV, Cem TV ve EM TV’ye kesilen cezaların gerekçelerini verdiği soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı. Arınç, verdiği yanıtta, söz konusu yayın kuruluşları ile diğer yayın kuruluşlarına Gezi Parkı eylemini yayımladıkları gerekçesiyle herhangi bir müeyyide uygulanmadığını savundu.  Şiddete	  	 özendiren	yayın  RTÜK’ün TV programlarını yayımlandıktan sonra yasaya göre uygunluk açısından denetlediğini kaydeden Arınç, Gezi Direnişi sırasında polisin orantısız güç kullanımını ekranlara taşıyan kanallara,	“şiddete	özendiren	 yayın	yaptığı”	gerekçesiyle ceza kesildiğini ifade etti. Arınç, şunları dile getirdi: “Üst	kurul	tarafından	bu	 kapsamda	yapılan	incelemede;	 Gezi	Parkı	eylemini	yayımlayan	 diğer	kanallardan	farklı	olarak,	 söz	konusu	kanalların	kişilere	 yönelik	galiz	ifadelere	yer	 verdikleri,	doğruluğu	teyit	 edilmemiş	gerçekdışı	bilgileri	 aktardıkları	ve	şiddeti	özendirici	 şekilde	yayın	yaptıkları	 görüldüğünden,	‘Haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz’ ve	‘Yayın hizmetleri, şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olamaz’ hükümlerini	ihlal	ettikleri	 gerekçesiyle	RTÜK	tarafından	 müeyyide	uygulanmasına	karar	 verilmiştir.”  l Oğlunun cebinden patlayıcı çıktığı yönündeki iddiaları da sert dille eleştiren anne Gülsüm E, şöyle devam ediyor: “Yoğun bakıma girdiğim zaman oğlumla konuşuyorum. Şu an beklemekten başka yapacak hiçbir şeyimiz yok. Uyutulması için verilen ilaçlar kesildi, ancak kendisi uyanamıyor. Yalnızca enfeksiyona karşı antibiyotikler veriliyor. Onun kalemini, defterini elinden aldılar. Sağlığına kavuşunca çalışıp didinip oğlumu okutacağım ve çok iyi yerlere getireceğim. Herkesin karşısına çıkacak, herkes de bunu görecek. Biber gazının sıkılması emrini veren polisin yüzü açıkmış, diğer polisin kaskı varmış. Şahitlerimiz var, ‘Görsek polisi tanırız’ diyorlar. Konu ile ilgili suç duyurusunda da bulunduk.”  Polisi görsek tanırız  ‘Uydudan	yayın	 varsa	ulusaldır’ Arınç, uydudan yayın yapan bazı kanalların “ulusal	yayın	 yaptığı”	gerekçesiyle en üst sınırda ceza verilmesini de doğru buldu. Arınç, ulusal, bölgesel ve yerel yayın ayrımının karasal ortamda yayın yapan kuruluşlar için geçerli olduğunu, uydu üzerinden yayın yapan kuruluşlar için böyle bir ayrım yapılmasının söz konusu olmadığını belirtti. Arınç, uydu üzerinden yayın yapan bütün yayıncı kuruluşların yayınlarının tüm Türkiye’ye ulaştığı değerlendirilerek cezaların bu doğrultuda uygulandığını ifade etti.  ‘Baskılar kaygı verici’ Hollanda Dışişleri Bakanı Timmermans Haber	Merkezi		Hollanda	Dışişleri	 Bakanı	Frans	Timmermans,	Gezi	 protestolarıyla	başlayan	süreçte	 Türkiye’de	düşünce	ve	basın	 özgürlüğüne	yönelik	baskıların	 “kaygı	verici	boyutlara”	ulaştığını	 söyledi.		BBC	Türkçe’nin	haberine	 göre,	Hıristiyan	Demokrat	Parti	(CDA)	 Milletvekili	Pieter	Herman	Omtzigt’in	 Türkiye’deki	Gezi	protestolarına	 ilişkin	soru	önergesini	yanıtlayan	 Timmermans,	Gezi	protestolarına	ilişkin	 son	bilgileri	aktardı.	Timmermans,	 Gezi	protestolarıyla	başlayan	süreçte	 Türkiye’de	düşünce	ve	basın	özgürlüğüne	 yönelik	baskıların	kaygı	verici	boyutlara	 ulaştığını,	Türk	polisinin	protestoculara	 yönelik	orantısız	güç	kullanımının	 soruşturulması	konusunda	hükümetin	 herhangi	bir	adım	atmadığını	söyledi.	 Gezi	protestoları	sonrası	özellikle	 basın	özgürlüğü	konusunda	yaşanan	 sıkıntıları	yakından	izlediğini	belirten	 Timmermans,	Gazetecileri	Koruma	 Komitesi	verilerine	göre,	dünyada	en	 fazla	tutuklu	gazetecinin	Türkiye’de	 bulunduğunu	kaydetti.	Timmermans,	Gezi	 protestoları	sonrasında	3	bin	600	kişinin	 gözaltına	alındığını,	büyük	bölümünün	48	 saat	içinde	bırakıldığını	ve	160	civarında	 göstericinin	de	savcılık	kararıyla	 tutuklandığını	bildirdi.	Timmermans,	 CDA’lı	parlamenter	Omtzight’in,	“Bakan	 Egemen	Bağış’ın	protestocuları	‘terörist’	 olarak	gördüğü	gerçeğini	dikkate	aldınız	 mı”	sorusuna	da,	“Evet”	yanıtını	verdi.  ’ Elinde oğlumun kanı...  Taksim Gezi Parkı Direnişi’nin 3. haftasında, Okmeydanı’ndaki evinden ekmek almak için dışarı çıktığı sırada polisin attığı biber gazı kapsülünün başına gelmesi sonucu ağır yaralanan ve beyin kanaması geçiren 14 yaşındaki B.E, 59 gündür yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor. Anne Gülsüm E. oğlunun hastaneye getirildiği günden bu yana hastane bahçesinden bir an olsun ayrılmıyor. “Benim ciğerim burada, nasıl bırakıp gidebilirim” diyen gözü yaşlı anne, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ve polislere sesleniyor: “Bu yaştaki bir çocuğa kıymak hangi kitapta yazıyor? Evde çocuklarınızın yüzüne nasıl bakıyorsunuz? Kanlı ekmeği çocuklarınıza nasıl yediriyorsunuz? 3 çocuk yapın diyorlar, birini onlara kurban vermek için mi yapalım?”  elinden	aldılar’  ‘Oğlumun	defterini,	kalemini	  Şeker Bayramı’nı ilk kez oğlundan uzak, yoğun bakım servisinin arkasında geçiren anne Gülsüm E. gözyaşları içinde, “Bayram değildi benim için. Oğlumu vurdukları gün Babalar Günü’ydü. Bu bayramda da hastaneydik. Bize bayram bırakmadılar” diyor. Oğlunun, 17 ve 15 yaşında olan iki ablasına çok düşkün olduğunu, hatta her iki koluna ablalarının adını dövme yaptırdığını anımsatan anne “Küçük kızım olayın ardından yoğun bakıma girememişti. İlk kez bu bayramda, bizim desteğimizle yoğun bakıma girdi ve kardeşini gördü” diyerek acısını paylaşıyor. 31 Temmuz günü Taksim’de basın açıklaması yapmak istedikleri sırada polisin biber gazı, plastik mermi ve tazyikli suyuna maruz kaldıklarını da belirten anne Gülsüm E. “Bu ülkenin ölülerinden de, dirilerinde de korkuyorlar. Bu onların son çırpınışları. Basın açıklaması yapacağımız gün kadınerkek, gençyaşlı dinlemeden herkese saldırdılar. Saldırsalar da, mermi yağdırsalar da çocuğumun hakkını aramaya devam edeceğim” diyor. “Çocuğumun arkadaşları mahallede oyun oynarken, oğlum burada yatıyor. Mahalleye girmeye dayanamıyorum” diyen anne, oğlunun gözünü açacağı günü umutla beklediğini söylüyor ve ekliyor: “O gün gelecek, oğlum gözünü açacak. Bu güzel haberi de sizlerle paylaşacağım.”  n ANKARA	(Cumhuriyet	Bürosu)	 CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, Galatasaray ile Fenerbahçe arasında oynanan Süper Kupa maçı öncesinde, “Sevgili Kayseri halkı sopanı al maç bitiminde stadın önünde bekle, gık diyen çapulcuyu indir” diye tweet atan “@mtac201977” isimli kullanıcı hakkında suç duyurusunda bulundu.  ‘Çapulcuyu indir’ tweet’ine suç duyurusu   
            
    
