19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 AĞUSTOS 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yargıçlar Sendikası: Ergenekon’da yedek üyelerle karar müzakeresi hukuksuzluktur 5 bekle, gık diyen çapulcuyu indir!” Halkından korkan bir iktidar tüm Gezi direnişçilerini terörist olarak görüyordu. O zaman elinde palayla sağa sola saldıran iriyarı adama ne diyeceğiz? Teröristlerle mücadele eden kişi! Adam zaten pılıyı pırtıyı toplayıp Fas’a kaçtı bile... Kayseri’de maç öncesi iki takımın taraftarları polislerle birlikte gazetecilere fotoğraf çektirdi. Polis seyircileri alkol denetiminden geçirdi... Kimse “Her yer Takim, Kayseri, her yer direniş” demedi... Kazasız belasız maç bitti... Madalyalar karıştı.... Olacak o kadar! HHH Sahi maç neden İstanbul, Ankara ve İzmir gibi bir kentte değil de Kayseri’de oynandı? Orasını bilemem!.. Korkudan desem elimde bilgi yok! Cumhurbaşkanı Abdulah Gül’ün memleketi ama hem Cumhurbaşkanı yok hem de Başbakan... Bir yıl içinde Rize’ye 50 bin kişilik stat yapılır mı bilemem! Erzurum’da da oynanmıştı, kafaları karıştırmayayım... Bildiğim gerçek, iktidarın Gezi Direnişi’nden ders çıkaramadığıdır. Elbet Gezi Direnişi tek başına çevrecileri kapsamıyor... Siyasi boyutu olduğu gibi sosyal boyutu da var. AKP bunu görmezden gelip, işi terör örgütüne ve darbeciliğe dek götürüyor. Ben “Ergenekon’un işi” diyenleri bile gördüm! HHH Beni sürekleyip getiren hayatın içinde yakarışlar vardı, ölümler, zindanlar... Biliyordum faşizmin eli, kolu, ayağı, dili yoktu... Çok genç yaşlarda öğrenmiştim bunu! Stadyumlardan korkan bir düşünce ülkeye demokrasi ve özgürlükler getirir miydi? İspanyol faşizmi, stadyumlar sayesinde yaşayabilmişti... Halkı köle olarak görenler, bir başka deyişle sadaka toplumu yarattıklarını sananlar, üniversiteli gençlere gözdağı verirken, “Stadyumlar siyasi gösteri alanı değildir, hukuki bedelini öderler” diyerek korku imparatorluğunu sürdürerek ayakta kalmak istiyorlardı... Başarabilecekler miydi? Sandıkta göreceğiz! El mi yaman bey mi yaman?.. Bu kararlar yok hükmünde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıçlar Sendikası, Ergenekon Davası’nı yürüten mahkemenin iki yedek üyesi Fatih Uslu ve Ercan Fırat’ın nihai hükmün oluşturulduğu “müzakere sürecine” katılmasıyla yargı etiğine ilişkin tüm kurallara aykırı hareket edildiğine dikkat çekerek, Ergenekon kararlarının “yok hükmünde” olduğunu bildirdi. Yargıçlar Sendikası’ndan yapılan yazılı açıklamada, karar duruşmasının yapıldığı 5 Ağustos’ta ceza yağan Ergenekon mahkemesine ilişkin tespitler yapıldı. Sendika, Ergenekon Davası kararlarının gerek nitelik ve içerik, gerekse yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti gibi yönlerden ulusal ve uluslararası alanda birçok tartışmalara neden olduğunu ifade etti. Ergenekon davasına bakan mahkemenin iki yedek üyesi Fatih Uslu ve Ercan Fırat’ın müzakere sürecine katıldıklarını açıklamalarına değinen sendika, söz konusu açıklamaların davanın karar sürecine yönelik olduğunu kaydetti. Sendika, “Yapılan açıklamalardan, nihai mahkeme hükmünün tartışılıp oylanarak belirlendiği müzakerelere; hükmü veren heyeti oluşturan ve hükmü imzalayan başkan ve iki üye yargıcın dışında, iki yedek üye yargıcın da katıldığı, bu sürece etki ve katkıda bulundukları tartışmasız ortaya çıkmıştır” değerlendirmesini yaptı. Hükmün tartışılıp, hazırlanıp açıklanacağı müzakerelere katılma yetki karar ortamının oluşturulmadığı, böylece kararın açıklanma sürecinde yaşanan açıklık kurallarına aykırılığın da ötesinde başkaca çok daha büyük aykırılıkların da yaşanmış olduğu, tartışmasız bir biçimde ortaya çıkmıştır. Bu durum müzakereyi de kapsamına alan adil yargılama sürecine mü El mi Yaman Bey mi Yaman?.. Beni sürekleyip getiren bir hayattı, bir rüzgârdı gün ağardığında... Küçük kıyı kasabasında denize açılan teknelerdi. Hüzündü! Özlemdi! Sevdaydı! Ne gecenin izini yakalayabiliyordum ne de sabahın... Denizden esen yelin, çiçeklenmiş bahçelerin serinliğini, kokusunu içime çekemiyordum! Soluk alıp verişlerim, yaşama korkunç ara sokaklardan varılmayacağını çoktan öğretmişti bana. İnsanların gözlerindeki acılı bakışlara alışmış; zindan nöbetlerine dönüşen kini, nefreti, intikamı öğretmişlerdi benim kuşağıma. Yıllar ve yıllar önce faşizmin ne olduğunu öğrettikleri gibi... Şimdilerde TOMA’lar vardı, gaz bombaları, biber gazı... Ölümler vardı, acılar... HHH Analar vardı yürekleri yanan, çığlık çığlığa koşan babalar. Sivil faşizm adım adım yaklaşırken, demokrasi ve özgürlük masalları dinleyenler, iş işten geçtikten sonra uyanır gibi olmuşlardı. Hâlâ kuşkuluydum uyandıklarından ama neyse! Ve dün sabah kahvemi yudumlarken gazetelere göz atıyordum. Televizyonda haberleri izlerken şu soruyu sordum: İktidar, bu kez statlardan korkmaya başlamış, Kayseri’de önceki gün akşam oynanan FenerbahçeGalatasaray maçı öncesi Bakan Bey açık açık kulüplere ve taraftarlara gözdağı vermişti: “Futbol taraftarı arasına nifak sokanlar bedelini öder! 30 yıldır terörle mücadele eden bir devletiz. Bir iki yaşanır. Üçüncüde kontrol altına alınır!” HHH Nasıl kontrol altına alınacaktı? Binlerce insan vardı... İşte korku imparatorluğu görevine başlamış, iktidarın bu açıklamasından sonra tweet atılmaya başlanmıştı... Tweet’lerden biri şöyleydi: “Sevgili Kayseri halkı sopanı al maç bitiminde stadın önünde u Yargıçlar Sendikası, Ergenekon Davası’na bakan mahkemenin iki yedek üyesi Fatih Uslu ve Ercan Fırat’ın müzakere sürecine katılmalarının iç hukuk ve tüm evrensel hukuk kurallarına aykırı olduğunu belirtti. Sendika tarafından yapılan açıklamada, pek çok uygulaması tartışmalı olan bu mahkemenin bu son uygulaması nedeniyle oluşturulan kararın yok hükmünde olduğu kaydedildi. ve görevleri olmayan iki yedek üyenin her ne şekilde olursa olsun nihai hüküm müzakere sürecine katılmasıyla, iç hukuk ve tüm evrensel hukuk kuralları gözetildiğinde, yargı etiğine ilişkin tüm kurallara aykırı hareket edildiğinin anlaşıldığını bildiren Yargıçlar Sendikası, şunları dile getirdi: “Adil yargılama kurallarının ihlal edildiği, hukuka uygun bir dahale ortamını yaratan heyetin, yine müzakereye katılma yetki ve görevleri olmadığı halde müzakereye katılan yedek üyelerin adli, mesleki, disiplin ve etik sorumluluğunu ortaya çıkardığı gibi, Özel Görevli Mahkemelerin birçok kaldırılma gerekçesinden biri olarak belirtilen bu mahkemelerde kural olarak adil yargılamanın yapılmadığı, adil yargılama ortamının bu lunmadığı, ehliyet ve liyakattan bile yoksun kişilerin görevlendirildiğini de ayrıca ve bir kez daha doğrulamıştır. Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları itibarıyla bu süreç usulden mutlak bir bozma nedeni olarak ortaya çıkmakta olup o boyut temyiz süreci ile ilgili bir konudur. Mevzuat; hükmün oluşturulduğu müzakerelerde, sadece karar ve hükme katılacak yargıçların bulunmasına ve hükmün sadece onlar tarafından oluşturulmasına izin vermekte iken, anılan beyanatlar, yedek üye yargıçların da bu sürece katıldıklarını ortaya koymuştur. Sürece başkaca katılan olup olmadığı henüz bilinmemektedir. Bu şekildeki bir hükmün, yasal görev ve yetkisi bulunmayan yargıçların katılım ve katkısıyla oluşturulup yasaya uygun müzakere edilmiş gibi tutanağa bağlanarak açıklandığı verilen beyanatlarla ortaya çıktığından, hukuksal temelde müzakere yapılmadan duyurulan karar nedeniyle, hükmün hukuken doğmadığı, yani ‘yok hükmünde olduğu’ tartışmaları da hiçbir zaman gündemden düşmeyecektir.” CHP’Lİ 6 VEKİLDEN BİLDİRİ TESLİM OLAN TUNCER KILINÇ TUTUKLANDI Ergenekon davasında 13 yıl 2 ay 10 gün hapis cezasına mahkum edilen eski MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç, hakkındaki yakalama kararı üzerine, dün sabah saatlerinde Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne gelerek teslim oldu. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargıç karşısına çıkan Kılınç, tutuklama kararı yüzüne okunduktan sonra tutuklanarak Metris Cezaevi’ne gönderildi. Öte yandan, önceki gün Almanya’dan İstanbul’a dönen, hakkında 9 yıl 3 ay 15 gün ceza verilen Aydınlık Gazetesi Sorumlu Yazıişleri Müdürü Mehmet Bozkurt’un pasaportuna da Atatürk Havalimanı’nda el konuldu. (Fotoğraf: AA MURAT KAYA) ‘Silivri’nin kararını tanımıyoruz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’de 6 milletvekili Silivri mahkemelerinin kararlarını “bildiriyle” protesto etti. CHP milletvekilleri Süheyl Batum, Dilek Akagün Yılmaz, Birgül Ayman Güler, Şevki Kulkuloğlu, Gürkut Acar ve Nur Serter’in “Uyanışa çağrı” başlığıyla kaleme aldıkları bildiride, “Silivri mahkemesinin kararlarını tanımıyoruz çünkü her şeyden önce mahkumiyet kararları veren mahkemenin kendisi hukuken yok hükmündedir” görüşüne yer verildi. CHP milletvekil lerinin bildirisinde, Silivri’de görülen ve karara bağlanan Ergenekon davasında tüm hukuk ilkelerinin çiğnendiği, sahte dijital delillerin davanın esası olduğu, savunma hakkının yok edildiğine dikkat çekildi. Teröristlerin tanık olduğu, “caniler”in beraat ettirilip, yurtsever aydın ve komutanların mahkum edildiği Silivri mahkemelerinin kararlarının “yok hükmünde” olduğu belirtilen bildiride, duruşma günü ise AKP hükümetinin izleyici yasağı getirerek insanların anayasal hak olan seyahat hakkının gasp edildiği, ülke genelinde de “fiili sıkıyönetim” ilan edildiği vurgulandı. Gezi Parkı eylemleri kastedilerek, AKP hükümetinin, u CHP’li 6 milletvekili ‘Uyanışa Çağrı’ başlığı altında kaleme aldıkları bildiride, Silivri mahkemelerinin kararının ‘yok hükmünde’ olduğunu belirtti. antidemokratik uygulamalarına karşı direnen, boyun eğmeyen her kesimi “intikam yargılamalarına” dahil etmeye çalıştığı ve hedef tahtasına da CHP’yi yerleştirdiği belirtilen bildiride, “Bütün bu tehditler, hakhukuk, demokrasisandık çığlıkları içinden yükselen faşist diktatörlüğün ayak seslerinden başka bir şey değildir. Özü ve yönü açığa çıkmış olan bu iktidarın hiçbir tehdidine boyun eğmeyeceğimizi, faşizme geçit vermeyeceğimizi ilan ediyoruz” denildi. 21 AĞUSTOS’TA MALİKİ İLE GÖRÜŞECEK Kılıçdaroğlu’nun Irak programı netleşiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun uzun süredir planladığı Irak gezisinin programı netleşti. Buna göre Kılıçdaroğlu, Irak Başbakanı Nuri El Maliki ile 21 Ağustos’da görüşecek. CHP Basın Birimi’nden yapılan açıklamaya göre, Kılıçdaroğlu 20 Ağustos Salı Günü Irak’a gidecek, Bağdat Havaalanı’nda resmi tören ile karşılanacak. Kılıçdaroğlu, Irak Başbakanı Maliki’yle 21 Ağustos Çarşamba Günü bir araya gelecek. CHP Lideri, 4 günlük ziyareti süresince Irak’ın önde gelen siyasi yöneticileri, Sünni ve Şii kanaat önderleriyle görüşecek. Irak Meclisi ile Kerkük ve Necef’i de ziyaret edecek olan Kılıçdaroğlu, 24 Ağustos Cumartesi günü Türkiye’ye dönecek.CHP Genel Başkan Yardımcıları Faruk Loğoğlu ile Erdoğan Toprak’ın üstlendiği program kapsamında işadamları da davet edildi. Irak seyahati ile ilgili bilgi veren Toprak, CHP’nin bugün Ortadoğu coğrafyasında çok etkin bir konuma geldiğini belirterek, bu bölgede Türkiye’ye değil AKP’ye karşı ciddi bir tepkinin olduğunu ifade etti. Toprak, “Türkiye’nin izlediği yanlış dış politikadan dolayı Ortadoğu’nun kapıları kapandı. Türk iş adamları da o bölgelerden çekiliyor. Bu ziyaretlerde biz bir şey gördük, olay Türk vatandaşlarından değil hükümetin izlediği yanlış politikadan kaynaklanıyor” dedi. Çubuklu karargâhta görevine başladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ergenekon davasında hüküm giyen Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, Genelkurmay Başkanlığı’nda hukuk işleri müdürlüğü görevine başladı. Ergenekon davasında 7 yıl 6 ay hapis cezası alan ve tutuklu geçirdiği süre göz önüne alınarak tahliye edilen Çubuklu, avukatı aracılığıyla hakkında konulan yurtdışı çıkış yasağının kaldırılmasını istedi. Çubuklu mahkemeye sunduğu dilekçesinde “Genelkurmay Başkanlığı’ndaki görevine başladığını” belirtti. Türkkan geri dönmeyecek Haber Merkezi Ergenekon davasında 10.5 yıl hapse mahkum olan Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Adnan Türkkan, konferans için gittiği Almanya’dan Türkiye’ye dönmeme kararı aldığını Alman Der Spiegel dergisine açıkladı. Türkkan’a, oturma izni almak için bir Frankfurtlu avukatın devreye girdiği belirtildi. CHP’Lİ GÜLER Baraja karşı 13 bin imza İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in, yüzde 10’luk seçim barajının kaldırılması için verdiği kanun teklifiyle birlikte internet ortamında başlayan imza kampanyasının 13 bin kişiye ulaştığı bildirildi. Güler yaptığı yazılı açıklamada, 18 Temmuz’da TBMM Başkanlığı’na, yüzde 10’luk seçim barajının düşürülmesi için yasa teklifi verdiğini, aynı zamanda sosyal medya üzerinden de imza kampanyası başlattığını anımsattı. Facebook ve Twitter gibi sosyal medya ortamlarında yapılan paylaşımlarda, 13 bin kişinin bu girişime destek verdiğini bildiren Güler, “Ülkemizdeki büyük siyasal kurumsal çürümenin başlıca kaynaklarından biri, bu barajlamanın kendisidir” dedi. Emekli Hâkim Kaçmaz, hükümlü subaylar tartışmasına açıklık getirdi: Rütbeleri sökülür SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Ergenekon Davası’nda ceza alan eski subayların rütbelerinin sökülüp sökülmemesi ile ilgili tartışma büyüyor. Emekli Hâkim Yarbay Aykanat Kaçmaz, “Başbuğ’un ve 1 yıldan fazla hüküm giyen tüm subay ve astsubayların TSK ile olan ilişiklerinin kesileceğini” açıkladı. “Rütbeleri sökülür mü, sökülmez mi” sorusu için Cumhuriyet’e açıklama yapan emekli Kaçmaz rütbelerin sökülmesine ilişkin hükmün Askeri Ceza Yasası’nın 30 ve 31. maddelerinde olduğunu söyledi. Maddeye göre, “Ölüm, ağır hapis, bir seneden fazla hapis cezası ile hükümlülük halinde subay, astsubay ve uzman jandarmalar hakkında askeri mahkemer veya adliye mahkemelerince Türk Silahlı Kuvvetleri’nden çıkarma cezası” verilebiliyor. Hükmün, “Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, hırsızlık, dolandırıcılık gibi suçlarından verilmesi” gerekiyor. Yasanın 31. maddesine göre ise Silahlı Kuvvetlerle ilişiğin kesilmesi “askeri rütbe ve memuriyetlerin kaybedilmesi” anlamına geliyor. Kaçmaz, Başbuğ için Askeri Ceza Yasası hükmünün “Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından uygulancağını ve komutanlığın takdir hakkının olmadığını” söyledi. Kaçmaz’ın, “Kararı askeri mahkemenin veya sivil mahkemenin verip vermediği fark etmez. Rüt belerin sökülmesine ilişkin işlem geriye dönük olarak uygulanabilir” sözleri ise emekli de olsa hüküm giyen subayların ve astsubayların rütbelerinin alınacağını gösterdi. Başbuğ’un “Lafı bile olmaz” sözleri ile nitelendirdiği hak kayıplarını ise Kaçmaz, “Er rütbesine indirilecek. Kimlik kartı olmayacak. Ordu evlerine giremeyecek. Sosyal tesislere de giremeyecek. Harp okulları diploması alınacak. Ama hiçbir mahkeme kararı Başbuğ’un yapmış olduğu Genelkurmay Başkanlığı hizmetini ortadan kaldıramaz. Bu nedenle özlük haklarında bir azalma olmayacak. Maaşını alacak. Koruma talep ederse, devlet ona koruma sağlamak zorunda” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle