23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 2013 CUMARTESİ 8 HABERLER GEZİ ŞEHİTLERİNİN AİLELERİ İSYAN ETTİ Gezi bilançosu: 5 ölü, 10 bin yaralı Taksim Gezi Parkı’nda başlayan ve ülke geneline yayılan direnişlerde İstanbul’da Mehmet Ayvalıtaş (21), Ankara’da Mehmet Ethem Sarısülük (26), Eskişehir’de Ali İsmail Korkmaz (19) ve Hatay’da Abdullah Cömert (22) olmak üzere 4 yurttaş ile Adana’da Komiser Mustafa Sarı yaşamını yitirdi. Yaşanan olaylarda polisin kullandığı biber gazı kapsülü nedeniyle 11 kişi gözünü kaybetti, 106 kişi kafa travması geçirdi, 63 kişi ağır yaralandı, sağlık kurumlarına ve revirlere 8 bin 163 kişi yaralı olarak başvurdu. Herhangi bir sağlık kurumuna başvurmayanlarla birlikte yaralı sayısının 15 bini bulduğu tahmin ediliyor. Ankara’da İrfan Tuna (47) adlı yurttaş çalıştığı sırada polisin eylemcilere yönelik yoğun gaz bombalı saldırısının ardından rahatsızlandı. Tuna, kaldırıldığı hastanede geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Ölümün gaz bombalarının neden olup olmadığı Adli Tıp Kurumu raporu sonrası anlaşılacak. l Olaylarda İstanbul’da polisin attığı biber gazı kapsülünün başına isabet etmesi sonucu ağır yaralanan 14 yaşındaki B.E’nin durumu ciddiyetini korurken 16 yaşındaki M.A.T’nin önlem amaçlı yoğun bakım servisinde tutulduğu belirtiliyor. 27 Mayıs’ta Gezi Parkı’nda başlayan başkaldırı 2 aydır tüm yurtta sürüyor Hayatımız #direngezi GEZİ ÇEVRE BİLİNCİNİ ARTIRDI Beş cinayet var, bir tutuklu yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gezi Direnişi sırasında hayatını kaybeden 5 gencin aileleri TBMM’de gözyaşları içerisinde adalet istedi. Aileler Başbakan Tayyip Erdoğan’a tepki gösterirken, işlenen cinayetlere karşın katillerin dışarıda olmasına isyan etti. CHP Milletvekili Hüseyin Aygün, Gezi Direnişi sırasında yaşamını yitiren Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert ve Medeni Yıldırım’ın aileleri ve avukatları, biber gazı kapsülü nedeniyle gözünü kaybeden Erdal Sarıkaya ile birlikte TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Aygün, Erdoğan’ın katledilen gençler için “Polise şiddetle saldırdılar ve yaşamlarını kaybettiler” diyerek acıları dağladığını ifade etti. Aygün, “Yargı görevini yapmazsa aileler kendi adaletini arayacak” dedi. Gezi eylemleri sırasında bir taksinin çarpması sonucu yaşamını yitiren 19 yaşındaki Mehmet Ayvalıtaş’ın annesi gözyaşları içerisinde, “Başbakan her gün yaramızı daha da kanatıyor. Kendi evladı olsa böyle der miydi? Bir, iki, üç, dört çocuk öldü diyebilir miydi? Mehmet’imi askere gönderecektim, toprağa verdim” diye konuştu. Baba Ayvalıtaş da tüm dünyanın ölen gençlere sahip çıkarken, Erdoğan’ın “35 çapulcu ölmüş” dediğini belirterek “Benim içim yanıyor. Bir babayım ben. Kendisi 10 bin korumayla geziyor. Asker olacaktı Mehmet, işte size şehit asker. Bir de oruç tutup, namaz kılıyorlar; ayıp” diye tepki gösterdi. ‘Annem 53 gündür kardeşimi bekliyor’ Hatay’da başına isabet eden biber gazı kapsülü nedeniyle hayatını kaybeden 22 yaşındaki Abdullah Cömert’in ağabeyi Zafer Cömert, “Bugün günlerden benim için cuma değil 53... Annem 53 gündür her gün kardeşimin kapıyı tıklatmasını bekliyor. Failler hakkında hiçbir şey yok” dedi. Erdoğan’a tepki gösteren Cömert, “Bizi düşman olarak görüyor. Benim İstiklal Marşım ‘Korkma’ diye başlıyor. Bizden kork; 53 gün önce gariban bir aileydik, bugün kaç kişiyiz? Bu ramazan gününde oturup aynaya bak” dedi. Demokrasi adına önemli kazanım İstanbul Haber Servisi 27 Mayıs’ta Taksim Gezi Parkı’ndaki birkaç ağacın kesilmesi ile başlayan ve kısa sürede Türkiye çapına yayılan Gezi Parkı Direnişi’nin birçok kazanımı oldu. Çevre sorunları, Türkiye’de hiç olmadığı kadar gündem olmaya başladı. Parklarda düzenlenen forumlar, yerel demokrasi adına çok önemli bir adım oldu. Yıllardır Başbakan’ın tekeli altında bulunan gündem de özgürleşti. Son 2 aydır gündemi Başbakan’ın açıklamaları değil, Gezi Parkı olayları belirliyor. Gezi ruhu Türkiye’nin dört bir yanındaki parklarda forumlarla sürdürülmeye başlandı. Kentin dört bir yanında süren forumlarda her gün değişik bir konu etrafında tartışmalar yapılıyor. Kendi gündemlerini belirleyen forumlar, yaşanan gelişmelerle ilgili hemen eylem kararları alıyor ve uygulamaya koyuyor. Ramazanın başlaması ile birlikte Antikapitalist Müslümanlar’ın 5 yıldızlı otellerdeki lüks iftarlara karşı sokaklarda düzenlediği Yeryüzü Sofraları da eylem gündemine göre şekilleniyor. Nerede bir sorun, tartışma varsa Yeryüzüzü Sofrası o noktada kuruluyor. Bu süreç sayesinde Fatih’teki 1500 yıllık Yedikule Bostanları’nın kaldırılarak tarım arazilerinin park olarak düzenlenmesi büyük tepkiye neden oldu. İstanbul’un birçok ilçesinde toplanan forumlar bostanlara gidip eylem yaptı, konuyu sürekli gündemde tuttu. Yassıada ve Sivriada’nın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan imar planı ile turizm adasına çevrilmesi de forumların tepkisiyle karşılaştı. Sivriada ve Yassıada’da forumlar, protesto gösterileri gerçekleştirildi. 3. köprüye karşı artık her pazar günü bisikletli eylem yapılıyor. Yine forumlarda alınan kararlar doğrultusunda Beşiktaş’ta buluşan bisikletli gruplar 3. köprünün Avrupa yakasındaki ayağı Garipçe’ye pedal çeviriyor. Doğayı korumaktan çok kullanmayı amaçlayan, doğal sit’leri kaldıran, korunan alanların ilanında ve yönetiminde bakanlık dışında hiçbir kişi ve kuruma söz hakkı tanımayan Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı bu süreçte TBMM gündemine gelmesi beklenirken askıya alındı. Tunceli’de Munzur ve Pülümür çaylarının birleştiği noktada yer alan ve Aleviler için kutsal kabul edilen, 16 bin 500 metrekarelik Gola Çetu Parkı için baraj gölü sahasında kaldığı gerekçesiyle mahkeme yıkım kararı vermişti. Oluşan tepkiler ve çevreci duyarlılık üzerine Orman ve Su İşleri Bakanlığı açtığı davayı geri çekerek park ve ziyaret yerinin korunacağını açıkladı. İstanbul Haber Servisi Taksim Gezi Parkı eylemlerinin kıvılcımı, 27 Mayıs’ta çakıldı. Kısa sürede özgürlük ve demokrasi taleplerinin yükseldiği bir halk direnişine dönüşerek dalga dalga yayıldı. Gezi Parkı’na Topçu Kışlası adı altında AVM inşaatı projesi 2011 yılında başbakan tarafından gündeme getirildi. Kışlayı da kapsayan Taksim Yayalaştırma Projesi’nin inşaatı ise 31 Ekim 2012’de başladı. Çalışmalar kapsamında kışla projesi için koruma kurulunun onay vermemesine karşın, 27 Mayıs gecesi saat 22.00’de parkın Asker Ocağı Caddesi’ne bakan duvarı yıkıldı ve 5 ağaç yerinden söküldü. Projeye karşı 2 yıldır hukuki mücadele veren Taksim Dayanışması üyesi küçük bir grup yıkımı engelledi ve daha fazla ağaç kesilmemesi için birkaç çadır kurarak parkta nöbet tutmaya başladı. 28 Mayıs günü olay duyuldu ve yıkım protesto edildi. BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder tekrar çalışmaya başlayan iş makinelerini önüne geçerek durdurdu. 29 Mayıs günü sabaha karşı 05.00’te parkta ağaç nöbeti tutan çadırlar güvenlik güçleri tarafından yakıldı. Yıkım çalışmaları yeniden başladı. Aynı gün 3. köprünün temelini atan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “Ne olursa olsun, karar verdik, yapacağız” dedi. Akşam saatlerinde protestocular ve milletvekili Önder yıkımı tekrar durdurdu. Parkta gecelemek için tekrar çadırlar kuruldu. 30 Mayıs günü parktaki yıkımı protesto etmek için yapılan eyleme polis sert bir şekilde müdahale etti. Gezi protestoları iki aydır tüm yurtta sürüyor. Annenin gözyaşları ‘Tek gözle aydınlığa bakarım’ Biber gazı kapsülü nedeniyle bir gözünü kaybeden Erdal Sarıkaya, Türkiye’de anneler ağlamasın diye açılımlar yapıldığını belirterek “Benim eşim ve annemin, gözüme damla damlatırken döktüğü gözyaşının hesabını kim verecek” dedi. Gözündeki bandı çıkaran Sarıkaya, “Karanlığa iki gözle bakmaktansa, aydınlığa tek gözle bakarım” diye konuştu. Avukat Kazım Bayraktar, ortada beş cinayet varken bir kişinin bile tutuklu olmadığına dikkat çekerek, “Türkiye’de iç hukuk çökmüştür. Bu beş cinayeti Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götüreceğiz” dedi. 715 gözaltı 31 tutuklu İstanbul’da cadı avı İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı’nın yıkılmaması için yapılan eylemler kapsamında İstanbul’da toplam 715 kişi gözaltına alındı, 31 kişi tutuklandı. Gözaltına alınanlar hakkında gruplar halinde davalar açılmaya başlanırken mağdur şikâyetleri üzerine başlatılan soruşturma ise oldukça yavaş ilerliyor. Orantısız güç kullanan polisler hakkındaki şikâyetlerin birleştirilerek tek bir dosya üzerinden yürütüldüğü belirtiliyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açıkladığı bilgiye göre, İstanbul’da Gezi Parkı’nın yıkılmaması için #Direnbostan ve Yassıada gerçekleştirilen eylemlerin ardından 715 kişi gözaltına alındı, soruşturma savcıları 179 kişiyi tutuklaması istemiyle sevk etti, 41 kişi tutuklandı. Tutuklananlardan 10’u, itiraz üzerine tahliye edildi. 57 kişi hakkında denetimli serbestlik kararı verildi. Basın yayın organlarında ve sosyal medyada, hakaret ve benzeri suç oluşturabilecek yayınlar nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca 110 adet soruşturma başlatıldı. Bunların büyük çoğunluğu üst düzey devlet görevlilerine hakaret suçundan dolayı yapılan soruşturmaları içeriyor. 9 yaşındaydı, 20 bile değil...’ Eskişehir’de sivil polislerin de aralarında bulunduğu sopalı kişilerce dövülerek öldürülen 19 yaşındaki Korkmaz’ın annesi, sesi titreyerek, “İsmail daha 19 yaşındaydı, 20 bile değil” diye konuşmaya başladı. Anne Korkmaz, “Ben oğlumu Eskişehir’e eli sopalıların darbesini yemesi için göndermedim. Oğlumun elinde taş, sopa mı vardı? Hangi vicdana, hangi dine sığar bu yaptıkları?” dedikten sonra konuşmaya devam edemedi. ‘1 ‘Yaşasaydı tercih heyecanı yaşardık’ Lice’de karakol inşaatını protesto ederken askerler tarafından vurularak öldürülen 18 yaşındaki Medeni Yıldırım’ın annesi de Erdoğan’a tepki gösterdi. Anne Yıldırım, “Başbakan insan olsa vicdanı tartardı. Vicdanı yok, gencecik çocuklara kıyıyor. Medeni’nin katilini versinler” dedi. Medeni’nin ağabeyi Mehmet Yıldırım, “Medeni sınava girdi; 3 günlüğüne tatile geldi. Sınav sonucunu göremeden gitti. Belki bugün yaşasaydı bir tercih heyecanı yaşardık” diye konuştu. Gözaltılar nezarette ve çöplükte olmak üzere ikiye ayrıldı Başkentte resmi bilanço İLHAN TAŞCI Pedala kuvvet başka, gerçek başka ANKARA Gezi Parkı’nda başlayan ve yurt geneline yayılan direniş eylemlerinde polis kurşunuyla Ethem Sarısülük’ün yaşamını yitirdiği başkentte, eylemlerdeki gözaltı sayıları bile tutulamadı. Çünkü iki tip gözaltı yapıldı; bir resmi kayıtlara girenler, bir de sokaklardan toplanıp nezarethaneye konulmadan Mamak çöplüğüne dövülerek bırakılanlar. Resmi olan gözaltı sayısı bile binlerle ifade edilirken polisin müdahalesinde 22’si durumu ağır olmak üzere 1549 kişi yaralandı, 4 kişi gözünü kaybetti, 8 kişi ağır kırıklı kafa travması yaşadı. Tutuklanan 36 kişiden 21’i itiraz üzerine bırakılırken halen 15 kişi tutuklu. Ankara’da, polisin asıl hedefindeki yerlerin başında Kızılay ile Kennedy Caddesi, Kuğulupark ve Tunalı Hilmi Caddesi geldi. Zaten Türkiye’deki beş kayıptan birisi olan Ethem Sarısülük de 1 Haziran’da Kızılay’da bulunan Güvenpark’ta katledildi. Hemen hemen her gün polis olaylara müdahale ederken ara sokaklara dağılanları her gece gözaltına aldı. Ancak başkentte bir ay boyunca toplam kaç kişinin gözaltına alındığıyla ilgili resmi rakam bulunmuyor. Bu nedeni ise bir “resmi” olarak gözaltına alınanlar, bir de “gözaltına alınmış gibi” yapılanların olmasından da kaynaklanıyor. Yalnızca 31 Mayıs ile 4 Haziran arasında Ankara’da resmi kayıtlara göre 765 kişi gözaltına alındığı dikkate alınırsa, toplam gözaltı sayısının binlerle ifade edilmesinin abartılı sayılmayacağına dikkat çekiliyor. Öyle ki 12 Eylül darbesinde olduğu gibi gözaltına alınanların sayısının çokluğu nedeniyle nezarethanelerde yer kalma Tabiat Yasası askıya alındı Binlerce gözaltı yınca spor salonları “gözaltı merkezine” dönüştürüldü. Gözaltına alınan kimileri ise Emniyet yerine mahalle karakollarına bırakıldı. Adliyeye götürülen bu kişiler nedeniyle kimi savcıların “Bunları nerede gözaltına aldınız?” sorusunu yönelttiği polisler, “Bizim karakola bıraktılar” yanıtı verdi. Gözaltına alınan ve tutuklananlara örgüt üyeliği suçlamasında bulunulurken Ankara’daki ikinci bir soruşturmanın konusu ise darbe oldu. Gözaltına alınanlardan kimileri ise “... cebir ve şiddet kullanarak, baskı, korkutma, yıldırma, sindirme ve tehdit yöntemleriyle devlet otoritesini zaafa uğratmak, devletin iç güvenliğini, kamu düzenini bozmak, Başbakanlık, bakanlıklar ve TBMM binalarının işgal edilmeye çalışıldığı” suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı. ‘Kanları Erdoğan’ın elinde’ Ankara’da polisin silahla vurarak öldürdüğü 26 yaşındaki Ethem Sarısülük’ün ağabeyi de “Beş evladımızın kanı Erdoğan’ın elindedir. Bunun hesabını soracağız. Buradan halkla ve bizimle ne kadar dalga geçsen de, biz sana şunu söylüyoruz: Bayramın kutlu olsun” dedi. Darbe de çıktı Gola Çetu’da geri adım ‘#diren’ tişörtlü meslektaşım Haber Merkezi Uludağ Üniversitesi’nin 26 Haziran’daki mezuniyet töreninde ‘#diren’ yazılı tişört giyerek yaptığı konuşma nedeniyle hakkında üniversite yönetimi hakkında soruşturma açılan Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Timuçin Köprülü’ye meslektaşlarından destek geldi. Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Mehmet Genç, Prof. Dr. Kemal Gözler, Yrd. Doç Dr. Serkan Gölbaşı, Yrd. Doç. Dr. Öznur Sevdiren, Yrd. Doç. Dr. F. Didem Sevgili Gençay, Yrd. Doç. Dr. K. Ahmet Sevimli ve Yrd. Doç. Dr. Emre Zeybekoğlu imzasıyla yayımlanan açıklamada, “Hukuki bir temeli bulunmayan bu soruşturma sürecinde meslektaşımızın yanında olduğumuzu kamuoyuna saygılarımızla duyururuz” denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle