16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 HAZİRAN 2013 ÇARŞAMBA 18 HABERLER GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Perinçek, mahkeme heyetine yönelik saldırı bilgilerinin gerçeği yansıtmadığını söyledi n Baştarafı 1. Sayfada Hareketi” diye tanımlayamadı.. Meğer eylemleri gerçekleştiren kimmiş, kimlermiş? Başbakan’a göre aşırı uçlar. Köşk’e göre illegal örgütler! Başkalarını bilemem ama ben, yüce büyüklerimizin açıklamalarına şaşakaldım. Demek ki aşırı uçlarla illegal örgütler; muhalefet partilerinin bir türlü beceremediği etkin eylemleri bir gün bir gecede organize edebiliyorlar. Twitter’dan küçük bir çağrıyla haydaaa milyonları meydanlara, sokaklara çıkarıyorlar... Kadınlara balkonlardan tencerelere vurarak eylemleri desteklemelerini emrediyor. Gece yarılarına kadar caddelerin korna sesleriyle dolup taşmasını sağlayabiliyorlar. Demek ki bu örgütler; istedikleri bir zamanda bu iktidarı yapışıp kaldığı koltuktan kaldırabilecek güçteler! HHH Bu örgütlerin marifetleri saymakla bitmiyor. Duyduk duymadık demeyin; illegal, aşırı uçtaki örgütler, o denli güçlü organizasyonlar ki New York’tan, Almanya’nın çeşitli kentlerine, uluslararası medyanın güçlü gazetelerine, TV’lerine uzanabiliyorlar. Beyaz Saray’ı, Avrupa Birliği’ni RTE’yi uyarıcı içerikte açıklamalar yapmaya zorlayabiliyorlar. Türkiye’de tek egemen, ağzından çıkan her söz yasa olan RTE’ye on yıldır görmediği ölçüde, anlamlı eylemler yaşanmakta olduğunu yazdırabiliyor, söyletebiliyorlar... Dış ülkelerin TV’lerinden polisin kaba şiddetine genç kadın, erkek yüz binlerin direniş sahnelerinin canlı yayınlarda dünyaya yayılmasını sağlayabiliyorlar. Bravo doğrusu! HHH Burnundan kıl aldırmayan RTE’nin eylemleri hafife alan,“tencere tava, hep aynı hava” diye küçümseyen sözlerine, sinirlerine hâkim olamayıp yüz binlerce insanı çapulcu diye hakaret ederek kendini tatmin eden söylemlerine, dik duracağını içeren konuşmalarına kulak asmayın! Oysa yürekleri pır pır... Biliyorlar ki şu ya da bu nedene bağlayarak geçiştirmek istedikleri gezi eylemleri, halk hareketidir. Eylemlere katılanlar, akıllarına takılı Osmanlı’daki sanki yeniçeri ocağıdır da kazan kaldırmış kelle istiyormuşlarmış gibi; üstelik adının önünde profesör sıfatıyla RTE’nin başdanışmanı Akdoğan’ın,“Başbakanımızı bunlara yedirmeyiz” demesine de fazla önem vermeyin. Yandaşlığın bedeli bu; olacak o kadar deyip geçin!.. HHH Gezi eylemlerini bir türlü halk hareketi diye yorumlayamıyor, algılayamıyor... Şayet RTE’yi yakasından tutup dayatmalardan, insanların yaşam özgürlüğüne müdahale etmekten artık vazgeç anlamında değil de, söylediği gibi, bir ideoloji ise gezi eylemleri... ...böylesi demokratik toplumsal ideolojiye can kurban! Ama halk hareketinin anlamak nerede, RTE nerede? Hâlâ uçları CHP’den kaynaklanan ideolojidir, eylemlerdir deyip duruyor. Gazetelerimizin, TV muhabirlerinin, haber sunucularıyla kimi yazarların tersine gelen soru sormalarına alışık olmayan RTE, örneğin Başbakan’ın iddiasının aksine eylemlere katılanların CHP’li olmadığını söyleyen, bizimkilerin cesaret edip soramadıklarını soran, eylemlerin gerçek anlamını çekinmeden yüzüne vuran Reuter muhabiri Birsen Altaylı’ya fena halde bozuk çalmasını da yadırgamamak gerek. Başdanışmanı Prof. Akdoğan’ın RTE’yi, “Yüzyılda bir çıkan lider” diye tanımlamasından sonra; Reuter muhabirine davranışlarını doğal karşılamalı!.. HHH Yukarı çıktıktan sonra olgunluğa erişen A. Gül’ün; sağır sultanın bile duyup anladığı eylemlerin gerçek anlam ve içeriğini “Mesaj alınmıştır, gereği yapılacaktır” diyen açıklaması, demokrasiyi yalnız sandık diye algılayan RTE’yi terslenmeye yönelti. “Neymiş mesajlar, anlamadım” diyor. Oysa o kadar basit ki eylemlerin amacı ve anlamı: Sultanlık hevesinden diktatörlük çıraklığına dönen RTE’ye demokrasiyi kokakrisiye çeviren yöntemlerinden, dayatmalarından artık vazgeç diyor. HHH Demesine de diyor da yüzde 50 oy, tasmalı köpek sanki. Nereye çekerse oraya giden bir sürü; “Bak üzerinize salarım ha” diye eylemleri tehdit eden bu kafa: Demokrasilerde yüzyıldır eşine rastlanmayan, nato mermer nato kafa! İstihbaratlar yanlış HATİCE TUNCER Ergenekon davasında tutuklu bulunan İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, mahkeme heyetine “Size verilen istihbaratlara inanmayın. ‘Sizi darp edecekler, saldıracaklar’ diye istihbarat verdiler. Buraları o yüzden boşalttınız. Bunlara inanmayın” dedi. Mahkeme başkan Hasan Hüseyin Özese’nin savunmasını yapmasını istemesi üzerine Perinçek, avukatlarının da geleceği 6 Haziran Perşembe günü savunmasını yapacağını söyledi. Emekli Orgeneraller İlker Başbuğ ve Hurşit Tolon’a 5 günlük yatak istirahati raporu verildi. Özese’nin son savunmasını yapmak üzere kürsüye çağırdığı Perinçek ayağa kalkarak, “Ben 14 Mayıs’tan beri son savunmamı yapmaya hazırım. Ancak 3 avukatımın da Ankara’da işleri var” dedi. Özese ise “Başka avukatlarınız var, mazeretlerini kabul etmedik. Tutuklu sanıkların savunmalarının hazır olmasını istemiştik” dedi. Perinçek ise “Ayaküstü savunma yapılmaz ki. Avukatlarım aylardan beri çalışıyorlar, emek verdiler savunma hazırladılar. Perşembe günü hazır olacağız size arz etmiştim. Nedir bu aceleniz” diye konuştu. Sanık ve avukatların gönderdiği mazeret ve raporları okuyan Başkan Özese, emekli Orgeneral Başbuğ ve eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Tolon’un 5’er gün, emekli Orgeneral Hasan Iğsız’ın 2 günlük yatak istirahati aldığını söyledi. Mahkeme birçok avukatın mazeret di 5 günlük rapor lekçesini, sanıkların başka avukatı olduğu gerekçesiyle reddetti. Özese, Ergenekon’dan tutuksuz bulunan ancak Odatv davasından tutuklu yargılanan Prof. . Yalçın Küçük’ün avukatı Hasan Fehmi Demir’in ameliyat olduğu gerekçesiyle 30 günlük mazeret dilekçesi verdiğini belirtti. Özese’nin, Küçük’ün eşi Temren Küçük’ün de adını sayarak “Sizin başka avukatlarınız da var. O avukatlarla ilişkiniz devam ediyor mu” sorusu üzerine Küçük “Biri zaten eşim. Savunmam 15 dakikayı geçmeyecek. Mahkemeye veda konuşması şeklinde olacak. Esas savunmayı avukatlarım yapacak” dedi. Daha sonra tutuksuz sanık İşçi Partisi Genel Bakan Yardımcısı Ferit İlsever, son savunmasını yaptı. İlsever, Gezi Parkı direnişine dikkat çekerek “Savun mamı geçen hafta hazırlamıştım. Bir hafta içinde büyük bir halk hareketi gelişti. Bu her şeyi değiştirdi. Bu halk hareketi Egenekon, Balyoz gibi davaların bittiğinin çok canlı kanıtıdır” diye konuştu. Daha sonra eski Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk, son savunmasını yaptı. Başkan Özese tarafından akşam saatlerinde açıklanan ara kararında mahkeme 6 Haziran Perşembe günü Perinçek’in, 7 haziran’da ise Başbuğ, Tolon, emekli tuğgeneral Levent Ersöz ve Prof. Küçük’ün son savunmalarının alınmasını kararlaştırdı. Mahkeme, İlsever ve Ulusal Kanal Trabzon Temsilcisi İlyas Gümrükçü hakkında savunmasındaki sözleri nedeniyle suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Silivri’ye olağanüstü güvenlik İstanbul Haber Servisi – Silivri Cezaevi’nin girişi ve çevresindeki güvenlik önlemleri son 10 günde artırıldı. Ziyaretçi araçlarının didik didik aranması nedeniyle sabah saatlerinde cezaevine giden yol üzerinde uzun araç kuyrukları oluşuyor. Savcılığın “bombalama olaylarına ilişkin duyarlı olunması yönünde talimat gönderdiği” iddia edildi. Bomba ve patlayıcı eğitimli iki köpeklerle cezaevine giren araçlar, sıkı kontrollerden geçiriliyor. Ziyaret saatini kaçırmaktan endişe eden yurttaşlar minibüs ve araçlarından inerek yürümeyi tercih ediyor. İlsever’e suç duyurusu BAŞDENETÇİ ÖMEROĞLU: SELAHATTİN DEMİRTAŞ Dilekçelere Türkçe yanıt verilecek MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Hazırlattığı Kürtçe afişler nedeniyle tartışma konusu olan Kamu Denetçiliği Kurumu’nun Başdenetçisi (ombudsman) Mehmet Nihat Ömeroğlu, şimdiye kadar hiç Arapça ve Kürtçe dilekçe almadıklarını, alsalar bile yanıtlarını Türkçe olarak vereceklerini söyledi. Ömeroğlu ve Kamu Denetçisi Muhittin Mıhçak, Türkiye KamuSen’i ziyaret etti. Ömeroğlu ziyarette kurumun yapısını anlattı. Türkiye KamuSen’den alınan bilgiye göre Ömeroğlu, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı insan haklarına dayalı, hukuka uygun şekilde idareye öneri ve tavsiyelerde bulunan bir kurum olduklarını söyledi. Kurumlarının Osmanlı İmparatorluğu’nda uygulanan modellerden ve uygulamalardan esinlenerek kurulduğunu belirten Ömeroğlu, temel işlevlerinin “arabuluculuk” olarak adlandırılabileceğini belirtti. Ziyaret sırasında Türkiye KamuSen Genel Başkanı İsmail Koncuk kurumun hazırlattığı Kürtçe afişlere tepki göstererek “Tarafınızdan hazırlatılan bu afişlerden ciddi rahatsızlık duyulmuştur. Özellikle batı illerinde bulunan kurum ve kuruluşların camlarına asılan bu afişler infiale neden olmuş ve vatandaşlar tepkilerini ortaya koymuştur. Kamu kurumlarında ikinci bir dille hizmet talebi var. Şimdi resmi metinlere girmesi Türkiye’de ikinci bir resmi dilin kabulüne bir cevap niteliği taşır. Her yapılan işin Türkiye’deki karşılığını da hesap etmek gerekir” dedi. Bunun üzerine Ömeroğlu, bu afişi, Türkçe bilmeyen insanlara yönelik bir hamle olarak değerlendirmek gerektiğini söyledi. Ömeroğlu, “Şu ana kadar ne Arapça ne de Kürtçe bir dilekçe almadık. Şayet olsa dahi inanın cevaplarımız Türkçe olacaktır. Resmi dilimiz Türkçedir ve bundan kimsenin şüphesi olamaz” yanıtını verdi. Çocukları vekillerle görüştürmediler MAHMUT LICALI ANKARA TBMM İnsan Haklarını İnleme Komisyonu bünyesinde kurulan Cezaevi Alt Komisyonu İzmir Aliağa Şakran Cezaevi’nde çocuk tutuklu ve hükümlülere yönelik cinsel istismar ve kötü muamele iddialarını incelerken çocukların tecavüze uğradığı yönünde bilgi veren bir çocuk hükümlünün ziyaretçisi olduğu gerekçesiyle heyetle görüşmesi yarıda kesildi. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, cezaevi yönetiminin çocuk hükümlüyü heyetten kaçırdığını ifade etti. Edinilen bilgiye göre, çocuklara yönelik taciz, tecavüz ve kötü muamele ile gündeme gelen cezaevinde komisyon üyesi milletvekilleri yaptıkları incelemelerde çocuk tutuklu ve hükümlülerin tutulduğu 12 koğuşu dolaştı. Geçen pazar günü de Adalet Bakanlığı yetkilileri tarafından da denetlenen cezaevinde çocuk hükümlü ve tutukluların ortak şikâyeti yemeklerin yetersizliği oluşu oldu. Tutuklu ve hükümlü çocuklar cezaevinde kendilerine verilen yemeklerin yetersiz olduğunu, yalnızca denetleme ve kontrollerin yapıldığı günlerde yemeklerin düzgün çıktığını ifade etti. Çocuklar milletvekilleri ile yaptıkları görüşmede cezaevinde içme suyu olarak kullanılan suyun kalitesiz olduğu şikâyetinde de bulundu. Böbrek hastası olan bazı çocuk hükümlüler cezaevindeki suyu içemediklerini, kendilerine “Kendi paranızla su alın” dendiğini ifade etti. Çocuk tutuklular devam eden davaları kapsamında duruşmalara gidip gelirken kendilerine kötü davranıldığını bildirdi. Haber Merkezi BDP Genel Başkanı Selahatin Demirtaş, Genelkurmay Başkanlığı’nın “PKK taciz ateşi açtı, ateşe derhal karşılık verildi” açıklamasını değerlendirirken, olayın bir çatışma şeklinde cereyan etmediğini ancak geçiş yapan gruplarla üs bölgesi arasında kısa bir gerilim yaşandığını söyledi. Genelkurmay Başkanlığı’nın yaptığı açıklamada da geri çekilme sürecini etkileyebilecek bir durum olmadığının ifade edildiğini aktaran Demirtaş, “PKK’lilerin de amacının bu olmadığı anlaşılıyor. Küçük olmakla birlikte herkesi tedirgin edici bir vakaydı. Umarım bir daha olmaz” dedi. Bu arada PKK’nin silahlı kanadı olan HPG, örgüte yakınlığı ile bilinen bir internet sitesine yaptığı açıklamada Türk ordusunu suçladı. Çekilme faliyetlerinin hızla sürdüğü bir dönemde Türk ordusunun geçiş yollarını tutmaya çalışarak provokatif bir tutum içine girdiği öne sürülen açıklamada, 3 Haziran günü bölgeden geçen örgüt üyelerine yönelik operasyon gerçekleştirildiği kaydedildi. Açıklamada, “Bundan sonra da saldırı amaçlı operasyonlara karşı gerilla güçlerimiz kendini savunmaya devam edecektir” denildi. Umarım bir daha olmaz GENELKURMAY’DAN AÇIKLAMA Suriye’den 60 el ateş açıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, 3 Haziran’da Hatay’ın Narlıca bölgesindeki Oğulpınar Hudut Karakolu sorumluluk sahasında saat 22.45’te Suriye tarafındaki bir grubun hudut karakolu ve karakol civarındaki zırhlı personel taşıyıcı ve taktik tekerlekli araçlara hedef gözetmeksizin 60 el ateş ettiği belirtilerek, açılan ateşe derhal karşılığın verildiği, olayda herhangi bir hasar veya personel zayiatının yaşanmadığı bildirildi. Açıklamada ayrıca, aynı gün Narlıca bölgesindeki diğer bir olayda ise Kıyıgören Hudut Karakolu sorumluluk sahasındaki Asi Nehri kenarında çalışan Hatay İl Özel İdaresine ait iş makinesine Suriye tarafındaki 5 kişinin hafif silahlarla 1015 el ateş açıldığı kaydedildi. Çalışma yapan iş makinesine yakın bir bölgede bulunan ve devriye faaliyeti icra eden Taktik Tekerlekli Zırhlı Araç (TTZA) Timi tarafından, Suriye’de ateşin geldiği bölgeye doğru ateşle karşılık verildiği belirtilerek, karşı ateş üzerine şahısların Suriye içlerine kaçarak gözden kaybolduğu ifade edildi. mlkp davasında savcı mütalaasını açıkladı 13 sanığa müebbet istendi İstanbul Haber Servisi Özgür Radyo Genel Koordinatörü Füsun Erdoğan ve Atılım gazetesi yazarı Bayram Namaz’ın tutuklu yargılandığı, 26 sanıklı MLKP davasının dünkü oturumunda, savcı Hüseyin Kaplan, esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Kaplan, gazeteci Füsun Erdoğan’ın da arasında olduğu 13 sanığın, “Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmalarını istedi. Diğer sanıkların da çeşitli suçlardan 7 yıl 6 ay ile 45 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması istendi. Dava 24 Eylül’e ertelendi. Davayı CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Almanya Federal Parlemento Milletvekili Sevim Dağdelen de izledi. Çağlayan’daki adliye önünde, Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) adına açıklama yapan Türkiye Gazeteciler Sendikası Ercan İpekçi, “Amacımız özgür bir basın. Özgür basın olmazsa özgür toplum da olmaz” diye konuştu. n ANKARA Diğer konfederasyonlar tarafından hükümete yakın olmakla eleştirilen MemurSen, kamu çalışanlarını temel alan yasa değişiklikleriyle ilgili olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşerek isteklerini iletti. Kamuda türbana da olanak sağlayan kılık kıyafet serbestisi istedi. MemurSen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, yararlı bir görüşme olduğunu belirterek, “Sanırım bunun üzerinde bir kez daha çalışma yapılacak” dedi. n İstanbul Haber Servisi BDP il ve ilçe yöneticilerinin yargılandığı İstanbul 1. KCK davasına devam edildi. Savunmasını Kürtçe yapan tutuklu sanık Osman Akdağ, 28 yıl sürgünde yaşadığını, 10 yıl hapiste kaldığını, bir oğlunun dağda öldüğünü belirterek “Benim hayatım üzerine bir roman yazılır” dedi. Osman Akdağ, mahkemenin kendisine haksızlık yapıldığını kabul ederek özür dilemesini istedi. MemurSen’e tamam dedi Savcılık 41 kişinin öldüğü kazayla ilgili kararını açıkladı Erdoğan’a takipsizlik kararı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 22 Temmuz 2004’te Sakarya’nın Pamukova ilçesinde 41 kişinin öldüğü hızlandırılmış tren kazasıyla ilgili, Halkın Kurtuluş Partisi’nin (HKP), Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım hakkında yaptığı suç duyurusuna takipsizlik kararı verdi. Parlamenter Bürosu’nca verilen takipsizlik kararında, HKP’nin suç duyurusu özetlendi. Suç duyurusunda, yazar Cüneyt Ülsever’in, Mart 2013’te yayımlanan bir dergide, hızlı trenin emrini veren kişinin Başbakan Erdoğan olduğuna ilişkin iddiası yer aldı. Başvuru dilekçesinde, Başbakan Erdoğan ve Bakan Yıldırım hakkında kamu davası açılmasının istendiği bildirilen takipsizlik kararında, anayasanın 100. ve TBMM İçtüzüğünün 107. maddesine göre, “Başbakan ve bakanlar hakkındaki soruşturma yetkisinin TBMM’ye ait olduğu” hatırlatıldı. Kararda, bu nedenle, Erdoğan ve Yıldırım hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasına yer olmadığını kaydedildi. HKP’nin avukatları, takipsizlik kararıyla ilgili, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundu. Kazayla ilgili davanın görüldüğü Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 1 Şubat 2008’de sanık makinist Fikret Karabulut’a 2 yıl 6 ay hapis ile 1100 lira para, Recep Sönmez’e ise 1 yıl 3 ay hapis ile 1333 lira para cezası vermiş, tren şefi Köksal Coşkun da beraat etmişti. Kararı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesi, 23 Temmuz 2009’da mahkemenin kararını tebligat eksikleri nedeniyle bozmuş, daha sonra yerel mahkeme eksikleri gidererek sanıklar hakkında aynı kararı vermişti. Yargıtay, yerel mahkemenin kararını, 2010 yılının Eylül ayında 12 farklı gerekçeyle ikinci kez bozmuştu. Yargıtay’ın bozma ilamının ardından davayı üçüncü kez ele alan yerel mahkeme, eksiklerin giderilmesi için duruşmaları ertelemiş ve zamanaşımı süresi 22 Ocak 2012’de dolmuştu. NAMLULARIN YÖNÜ DİKKAT ÇEKTİ KCK davasına devam edildi Suruç’ta askeri tatbikat ŞANLIURFA (Cumhuriyet) Suruç’ta bulunan 2. Hudut Tabur Komutanlığı’na bağlı Mürşitpınar Askeri Birliği, Halep kentine bağlı Ayn el Arab sınırına yaklaşık bir kilometre uzaklıkta askeri tatbikat gerçekleştirdi. Üst düzey komutanların da izlediği tatbikatta sınır hattına konuşlandırılan tank ve üzerinde uçaksavar bulunan zırhlı araçların namlularının Suriye tarafına çevrili olması dikkat çekti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle