17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 HAZİRAN 2013 CUMARTESİ 4 HABERLER “Camiye ayakkabıları ile girdi bunlar” dedi ama resimlerdeki ayaklarda ayakkabı yok... Normalde terör örgütünde silah aranmaz mı?.. Bunlar başladılar ayakkabı aramaya... Bir çift makosen buldular... Bu kez içinde ayak yok... (.........) Yaralıların sığındığı “Camide içki içtiler” dediler... Şişenin resmi de vardı bu kez... Büyütüp baktılar: Tentürdiyot... (..........) “Türbanlı kardeşlerimize saldırdılar” dedi... Saldıranları yakaladılar... Ama saldırılan türbanlı kardeşimizi ne yaptılarsa bulamadılar... Polis tarihinde ilk kez mağdur kaçmıştı... (..........) “Göstericiler bir polisimi silahla şehit ettiler” dediklerinde, her şey tamamdı, sadece bir şey eksikti: Vurulmuş bir polis... (..........) Ethem Sarısülük’ün öldürülmesi... inşaatında... H Tüm bu yalanlar asla rasgele ve sıradan değil... Siyasetlerinin vazgeçilmez parçasıdır yalanları... Yalan hukuk oldu; Ergenekon, Balyoz, Odatv, Poyrazköy, Danıştay davalarında olduğu gibi... Ekonomi olur; 300 kat borçlanıp “IMF’ye borcumuzu da kapattık” demek gibi... Dış politika olur; “van minit” deyip İsrail ile ortak Suriye’yi vurmak gibi... Çevrecilik olur; şuracığa “2 milyar 800 milyon ağaç dikmek” gibi... Hesapladı çocuklar, papatya sığmaz... H Yalan; iktidar yöntemidir bir bakıma... Çünkü: Göz göre göre durmadan yalan söyleyen, kendisine inanan dünyadan bihaber “yüzde 50”nin orada olduğunu bilir... Yalanlar, cehalet duvarlarında oy’a ve siyasi güce dönüşür... H Artık daha çok yalan lazımdır... Tek millet, tek devlet, tek vatan, çok yalan... 35. Madde Yalanı Olay, İstanbul’un Asya yakasındaki bir vakıf üniversitesinde geçiyor. Üniversitenin öğretim kadrosu, öğrencileri, öğrenci yakınları, mezuniyet töreni için amfitiyatroda toplanmışlar. Kurumun 3. sınıf öğrencilerinden biri törenin sunuculuğunu yaparken şöyle başlıyor: Önce gönderilen kutlama mesajlarını okuyorum. Ve, o üniversitenin bir ara fahri doktora verdiği Başbakan Tayyip Erdoğan’ın mesajı ile başlıyor. Bir anda, bütün öğrenciler, öğrenci yakınları bir ağızdan haykırıyorlar: Yuuuuhhh! Profesörlerden biri de kaptırmış kendini, genç öğrenim üyelerinden biri uyarıyor: Hocam kameralarla tespit ediliyoruz. Ortalık yatıştıktan sonra sunucu öğrenci, bir anons daha yapyor: Diğer mesajlara geçeceğim ama lütfen sakin olun! Ben 3. sınıftayım, mezuniyetime daha var. Allah aşkına başımı yakmayın! Olay, kısa zamanda duyuluyor ve hemen önlem alınıyor: Üniversitelerin mezuniyet törenleri, erteleme yaftası altında iptal ediliyor: Bahçeşehir Üniversitesi’den bir genç, perşembe günü bana telefon ediyor: Hocam bizim tören erteleniyor, diye iptal edildi. Söylenen gerekçeye inanmıyoruz. Ardından da ekliyor: Aman hocam ne olur adımı yazmayın! HHH Yukarıdaki satırlar, 2013 Türkiyesi’nden üniversite manzaraları. Gezi Parkı ve İstanbul ile Ankara sokak manzaraları ise herkesin gözü önünde oldu. Bu arada, gözlerden uzakta, Terör ile Mücadele Şubesi’nde Bezmi Âlem Valide Sultan Camii’nin müezzini Fuat Yıldırım, altı saat süreyle sorguya çekiliyor. Bütün amaç camide içki içildiğini gördüğünü söylemesi, yürekli ve dürüst din görevlisi, sürülmeyi göze alarak direniyor: Müslümanım yalan söyleyemem, içki içildiğini görmedim. Başbakan ve Egemen Bağış aynı teraneyi yineliyorlar: Camide içki içtiler. Belli ki, Gezi’de başlayan, dört bir yana sıçrayan demokrasi ve özgürlük çağrılarını duymamakta kararlı iktidar. Bütün bunlar olur, bir yandan “çözüm süreci” çıkmaza doğru yönelirken birden bir haber “Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin değiştirilmesi için hükümet TBMM’ye tasarı sunuyor.” Ne oluyor diye sorsanız yanıt hazır: Askeri vesayeti tasfiye ediyoruz. Oysa herkes görüyor, herkes duyuyor, herkes biliyor ki, parkları meydanları, sokakları dolduranlar, askeri vesayetten değil, sivil vesayetten yakınıyorlar. Neden? Yanıtı basit: Çünkü şu anda askeri değil, ondan da beter bir sivil vesayet var da ondan. HHH Şu anda insanları inletmekte askeri mahkemelere rahmet okutan Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri askeri değil sivil vesayetin kurumları. 12 Eylül 2010 referandumuyla getirilen yeni HSYK askeri değil, sivil bir kurum ki, yargı bağımsızlığını 12 Eylül’ün askeri döneminden daha fazla çiğnemekte. Türkiye’yi hapishanelerinde dünyada en fazla gazeteci bulunduran ülkesi haline getiren askeri rejim değil, “sivil!” Tayyip Erdoğan iktidarı. Bir önlem olan tutukluluk kurumunu yıllar süren infaz aracına çeviren askeri değil, sivil darbe rejimi. Bedava eğitim isteyenleri içeri atan, Grup Yorum konserlerine toplu bilet alanları terör örgütü üyesi olarak sunan, TSK İç Hizmet Yasası 35. maddesi gereğince yönetime el koymuş askeri rejim değil, sivil Tayyip Erdoğan iktidarı. Ve nihayet, “Ben Müslüman adamım yalan söyleyemem” diyen mümin kişiye “Söyle inat etme söyle! ‘İçki içiyorlardı’ de!” diye baskı yapan, askeri cunta rejimi değil, sivil diktadır. İşte bu yüzden, üniversitelerdeki toplantılarda adı duyulur duyulmaz bir ağızdan yuhalanan kişi Kenan Evren değil, Tayyip Erdoğan’dır. Ama halka müjde veriliyor: Askeri vesayeti tasfiyede yeni adım, TSK İç Hizmet Yasası’nın 35. maddesi kalkıyor, O yalan, bu yalan, biraz da bununla oyalan! Tek Millet, Tek Devlet, Tek Vatan, Çok Yalan... “Kafasına taş değdi” dediler... Kurşun çıkınca “Taş polisin eline değdi, tabancanın ucu eğildi” oldu... Tutmadı, “terörist” olduğunu gösteren bir fotoğraf buldular sonunda... Siperin içinde, kum torbaları arasında... “Örgüt kampı” yaptılar... Karakol çıktı... Ethem amele olarak çalışmış karakol Sivas katliamına ilişkin son davada olayla ilgili elde edilen son görüntüler 5 aydır bilirkişiye gönderilmemiş Adım adım zamanaşımına ‘2 Temmuz’da yanımızda olun’ MEHMET MENEKŞE SİVAS Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nde 33 aydın ve sanatçı ile 2 otel görevlisinin katledilmesinin üzerinden 20 yıl geçti. Alevi dernekleri 2 Temmuz’da yapılacak anma için hazırlıklarını tamamladı. Anma komitesi başkanı Hidayet Yıldırım, “Barış ve demokrasiden yana olan herkesi 2 Temmuz’da yanımızda görmek istiyoruz” dedi. Alevi dernekleri, 2 Temmuz günü saat 10.00’da Seyrantepe Cemevi önünde, KESK ve bileşenleri de Afyon Sokak’ta toplanacak. Her iki yürüyüş kolu Ethem Bey Parkı önünde birleşerek saat 11.00’de Madımak Oteli’ne doğru yürüyüşe geçecek. u Sivas katliamına ilişkin son davada aradan 20 yıl geçmesine karşın üç firari sanık yakalanamadı. Sivas katliamına ilişkin yeni görüntüleri içeren CD de 5 aydır bilirkişi incelemesine gönderilmedi. 29 KASIM’A ERTELENDİ Duruşmanın sonunda mahkeme, sanıklar hakkında “kırmızı bülten” bulunup bulunmadığının ve Türkiye genelinde aranıp aranmadıklarının sorulmasına karar verirken TBMM’den gelen Sivas olayları görüntülerinin bilirkişi incelemesi için Ankara Emniyeti’ne gönderilmesine hükmetti. Dava, 29 Kasım’a ertelendi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nde 33’ü aydın olmak üzere 35 kişinin katledilmesinin 20. yılına sayılı günler kalırken buna ilişkin süren son davada da zamanaşımı tehlikesi ortaya çıktı. Davanın görüldüğü Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, firari sanıklardan Murat Karataş’ın iadesiyle ilgili Adalet Bakanlığı’na gönderdiği yazıda, zamanaşımının 26 Aralık 2014’te dolacağını bildirdi. Öte yandan TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu, şubatta olaya ilişkin yeni görüntüleri içeren CD’yi mahkemeye göndermişti. Mahkeme, aradan 5 ay geçmesine karşın görüntüleri bilirkişi incelemesi için Emniyet’e göndermedi. Katliama ilişkin süren son davanın görülmesine Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Dava öncesinde mahkemenin bazı yazışmalar yaptığı açı ğa çıktı. Buna göre, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, firari sanıklardan Murat Karataş’ın iadesine ilişkin Ankara Başsavcılığı’na bir yazı gönderdi. Yazıda, Belçika yasalarına göre Murat Karataş’a yönelik suçlamanın zamanaşımı süresinin 1 Temmuz 2008’de dolduğu anımsatılarak 2 Temmuz 1993 ile 1 Temmuz 2008 arasında adli makamlarca zamanaşımını kesen yeni bir karar, ev araması gibi unsurların olup olmadığı mahkemeden soruldu. Mahkeme zamanaşımını kesen yeni bir işlem yapılmadığı nı ifade ederken zamanaşımının 26 Aralık 2014’te dolacağını bildirdi. Mahkeme Başkanı Dündar Örsdemir dünkü duruşmada davanın firari sanıkları Murat Songur, Eren Ceylan ve Murat Karataş’ın henüz yakalanamadığını bildirdi. Söz alan avukat Şenal Sarıhan, Interpol’e iade ile ilgili gönderilecek dosyaya iddianamelerin ve mahkeme kararlarının eklenmesinin daha sağlıklı sonuç vereceğini söyledi. Sanıkların sadece ailelerinin oturduğu evlerde arandığını söyleyen Sarıhan, “Aramalar tüm Türkiye’de yapılmalı” dedi. TBMM BAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ Erdoğan’ın tercihi yine Çiçek oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, iki yıllık görev süresini tamamlayan TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in yeniden aday olmasına karar verdi. Çiçek, salı günkü oylamada CHP’nin adayı İstanbul Milletvekili Osman Korutürk ve MHP’nin adayı Konya Milletvekili Faruk Bal’la yarışacak. Erdoğan, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu’nun adaylığına ise vize vermedi. Erdoğan’ın AKP grubunun adayı olarak Çiçek’i tercih etmesi üzerine konuyla ilgili sorular noktalanmış oldu. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş Çiçek’in adaylığıyla ilgili olarak “Genel Kurulu’n takdiri sonucunda inşallah 2 Temmuz Salı Meclis başkanı seçilmiş olacak. Diğer siyasi partiler de Sayın Çiçek’e oylarını ilk turda verirlerse, birinci turda seçilebilir. En kötü ihtimalle üçüncü turda seçilebilir” diye konuştu. BAHÇEKAPILI TBMM BAŞKANVEKİLİ ADAYLIK BAŞVURUSU YOK Satır AKP Grup Başkanvekili oldu ERDEM GÜL Danıştay yine başkan seçemedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukcu’nun emekliye ayrılmasıyla boşalan başkanlığa “aday çıkmaması” nedeniyle seçim yine yapılamadı. Geçen salı günü seçim yapmak üzere Danıştay Genel Kurulu’na çağrı yapılmıştı. Ancak “adaylık için başvuruda bulunulmaması” nedeniyle seçim yapılamamıştı. Danıştay Genel Kurulu dün yeniden seçim gündemiyle toplandı. Ancak seçim yine yapılamadı ve Danıştay üyeleri seçime geçemeden dağıldı. Kulislerde, aday çıkmaması hükümet ile cemaat arasındaki çekişme ve pazarlıkların sürmesine bağlanıyor. ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan, 2 TBMM başkanvekili, 5 grup başkanvekili, 2 idare amiri, 2 kâtip üye, grup yönetim ve disiplin kurulu üyelikleri için AKP grubunda seçim yaptırdı. Erdoğan, Meclis idare amirliği ve grup başkanvekili listesini göndererek bu isimlerin seçilmesini istedi. Bu nedenle bu görevlere aday çıkmadı. Erdoğan’ın listesi 264 milletvekilinin katıldığı oylama sonucu sandıktan seçilerek çıktı. Buna göre AKP’nin 5 grup başkanvekilinden Nurettin Canikli, Mustafa Elitaş, Mahur Ünal, Ahmet Aydın yerlerini korudu. Grup Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı ise yeniden aday olmayan Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Sağlam’ın yerine TBMM başkanvekili seçildi. Bahçekapılı’nın yerine grup başkanvekilliğine ise Mihrimah Belma Satır geldi. AKP’nin grup toplantısına Taksim Gezi Parkı eylemleri sürecinde partinin tavrına muhalif çıkış yapan eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay katılmadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle