16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 HAZİRAN 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 13 Fortune 500’e göre 1 milyar TL’nin üzerinde satış gelirine sahip şirket sayısı 107’den 111’e yükseldi Kârlar tavan yaptı 2012’de Fortune 500 şirketlerinin net kârı yüzde 26.5 artarak 31 milyar 532 milyon TL’ye yükseldi. Esas faaliyet kârı gerilerken net kâr artışında faizlerin düşmesi ile gerileyen finansman giderleri ve faaliyet dışı gelirler etkili oldu. Ekonomi Servisi Türkiye’nin en büyük 500 şirketinin belirlendiği ‘Fortune 500 Türkiye’ 2012 listesinde TÜPRAŞ, 47 milyar 100 milyon TL net satış geliriyle ilk sırada yer aldı. Fortune 500 şirketlerinin net kârı yüzde 26.5 artarak 31 milyar 532 milyon TL’ye yükseldi. Esas faaliyet kârı gerilerken net kâr artışında faizlerin düşmesi ile gerileyen finansman giderleri ve faaliyet dışı gelirler etkili oldu. Fortune 500 Türkiye 2012’de şu tespitlere yer verildi: l İhracat artışı hız kesmesine rağmen, 2012’de Fortune 500 şirketlerinin net kârında ciddi bir sıçrama yaşandı. 437 şirketin kâr açıkladığı 2012’de, zarar açıklayan şirket sayısı ise 63’e geriledi. 2011’de ise 106 şirket zarar açıklamıştı. l 2011’de 40.6 milyar TL olan Fortune 500 şirketlerinin esas faaliyet kârı, 2012’de yüzde 12.6 gerileyerek 35.4 milyar TL’ye düştü. l Faizlerin gerilediği 2012’de Fortune 500 şirketlerinin finansman giderleri yüzde 34.4 düştü. 2012 yılında şirketlerin faaliyet dışı giderlerinin yüzde 40.6, faaliyet dışı gelirlerinin ise yüzde 18.9 azaldığı görüldü. l Şirketlerin 2012’de net satışlarının 479 milyar 924 milyon TL’si iç, 135 milyar 52 milyon TL’si dış satışlardan elde edildi. İç satışlar yüzde 14.3 artarken ihracatın ise yüzde 1.2 artışla sınırlı kaldı. l Fortune 500 şirketleri, 2012’de çalışan sayısını artırdı. 2011’de 918 bin 720 olan Fortune 500 şirketlerinde çalışan sayısı, geçen yıl 55 bin 934 artarak 974 bin 654’e çıktı. Kürt Açılımında Kilitli Süreç Ne zamandır profesyonel gazeteciliğin dürtüleri ile takıldığım ayrıntıları sizlerle paylaşmıyor, bu konudaki çok güçlü, militanlaşmış mahalle baskısının da etkisinde, önyargılı, olumsuz algılanmaktan çekiniyordum... Herkes gibi elbette, kimden gelirse gelsin ülkemizin bu en yaşamsal sorununda barış için atılacak olumlu adımları sevinçle karşılamak gerektiğini düşünüyorum... Çok çıplak ve yalın olarak ABD’nin çıkarları adına Irak işgaline ne kadar net karşı çıkılması gerektiğini savunduysak, ABD’nin dünya çapındaki sorunları, büyük ekonomik krize eklemlenmiş, denetimi ele geçirilmiş kanlanmış Irak petrolünden beklenen getirinin alınamaması ile bağlantılı da bölgeden askeri güçlerini çekme kararını bölge ve insanlık için, zorunluluktan da olsa olumlu adım olarak görmek gerek... ABD’nin bölgeyi kendi silahlı güçleri ile etkin denetleme stratejilerinden dönüşü, elbet bölge çıkarlarından vazgeçme, kendiliğinden bölgede barışın gelmesi anlamına hiç ama hiç gelmiyor... Türkiye’nin kendi çıkarları adına çok daha akılcı, dengeli, barıştan yana alternatifler geliştirmesi daha yaşamsal önem kazanıyor... Yeni dengelerin zorunlu olduğu tabloda, ABD’nin Kürt politikalarında da en azından yakın geleceğe yönelik önemli startejik değişikliklere duyulan gereksinmeler paralelinde, gündemimize giren ABD destekli Kürt açılımı sürecini elimizin tersi ile silecek lüksümüz olmamalı. Tam tersine, ülkemizdeki tüm tarafların, halkımızın katkıları ile atabildiğimiz her olumlu adım, bizim kazanımımız olacak. TürkKürt halkımızın çoğunluk iradesinin birlikte barış içinde yaşamaktan yana olduğundan zaten hiç kuşku duymamalıydık. Yüzyılların birlikteliği, ortak kültürel taban, yaşanmışlıklar, irade ile çatışmanın içdış çıkar odaklarından gelen her olumlu en küçük adımın katlanarak değerlendirileceği bir güçlü, ortak toplumsal irade söz konusu... En kışkırtıcı, çatışmacı günler, ataklarda bile istenen olumsuz sonuçlara varılmamış olması işte bu güçlü, olumlu ortak irade, duyguların, kararlılığın direnç gücü... HHH Anadolu Aydınlanması, uygarlığı, Osmanlı’nın katkıları yadsınamaz çokkültürlülük tabanına, Cumhuriyetin çimentosuyla katılmış direngenlik hafife alınmamalı. Siz siz olun, İktidarları cephesinin ucuz siyaset ayak oyunları ile Cumhuriyet, Atatürk devrimlerini bir diktatörlük olarak pazarlayıp, koskoca bir Cumhuriyet, devrimler tarihini Dersim’e indirgeyerek bu ülkenin vatandaşları, halkı Türkler ve Kürtler arasında siyasal İslam üzerinden ancak birliktelik arama projelerine çözüm reçetesi olarak algılamayın... Bu ülkenin vatandaşları arasındaki insan hakları sorunları öyle esnek, ucu açık, konfederal yapılanmalarla, Kerkük petrollerine ulaşma düşleri kurdurularak, Ortadoğu’nun bütün ülkelerinde, bütün İslam dünyasında geçerli diktatörlük, mezhep, ırk çatışmaları bataklığına çekilmek üzere, Cumhuriyetin kurucu devlet iradesi yok edilerek çözümlenemez... Tam tersi ülkemizdeki Kürt açılımına gidişte tek yol, Türkiye Cumhuriyeti’nin geçerli laik, hukuk devleti düzeninde, gerçek insan hakları, evrensel ilkelerle, çağdaş uygarlığa giden yolda ortak siyasal irade ile atılacak olumlu adımlar olacaktır... Kürt açılımında çağdaş uygarlığın gereği elbet tüm çözüm önerileri tartışılacak, ortak akıl, birlikte, barıştan yana insan hakları, demokrasiyi en hızla geliştirecek adımları seçecektir... Kürt açılımında öncü, güçlü iradenin, Meclis çoğunluğu, devlet çarklarının ele geçirilmiş olması bağlantılı AKP İktidarlarında, Erdoğan hükümetlerinde olması beklenir... Ancak Başbakan Erdoğan’ın, bölünmeden barış çözümü uğruna, Diyarbakır’daki ilkeler boyutunda abartılı hoşgörüsünün tam tersi Taksim’e dönük sergileniyorsa, barış ve çözüme yönelik çok sarsıcı bir özgüven sorunu yaratabilir... Bir çarpıcı örnek; sol söylemle Kürt açılımı uğruna Cumhuriyet değerlerini, olumlu adımlarını bir kalemde çizebilen bir Kürtçü sitede, başlangıçta Gezi eylemleri, direnişi, Kürt açılımına karşı bir provokasyon olarak değerlendirilmişken... Erdoğan’ın Taksim direnişçileri çıkışları ya da söylentilere göre Apo’nun “Taksim’e gidin” çağrısı bağlantılı, “Erdoğan’la Kürt açılımı olmaz..” çizgisine dönüşmüştür... BDP, PKK, KCK.. çıkışlarındaki çerçevelerden de “Birlikte barış içinde yaşam” çözümlerini çıkarmak giderek zorlaşmakta, kendi iç dinamikleri içinde gerçekten ucu açık farklı algılamalar, stratejilerin olduğunun örnekleri verilmektedir... PKK çekilme sürecine ilan edilmiş inandırıcı bir boyut kazandırılmadan, bu süreç tamamlanmış gibi, İktidara yönelik “Çekilme tamam, verdiğin sözleri tut” çıkışı gerilim yaratmıştır. PKK gençleri adına Cizre’deki polis denetim gücü girişimini, komutanların uçağına ateş açılmasını, sınır hattındaki şantiyelerden mühendis kaçırılmasını ne kadar hoş görmeye çalışsak da provokatif sonuçları kaçınılmazdır... ABD elçisinin bölgede karış karış dolaşması elbette rastlantı, boşuna bir güç gösterisi değil... Barış sürecinde kritik bir kilit noktadayız... Kimselerin yanlış adım atma lüksü olmamalı... Düşük büyüme bilançolara yansıdı Fortune Finans Editörü Kenan Şanlı’nın analizine göre Türkiye ekonomisi geçen yıl yumuşak inişi başaramadı ve aksine sert fren yapılan 2012’de, Türkiye’nin GSYH büyümesi yüzde 2.2’de kaldı. Böylelikle geçen yıl elde edilen bu sonuçların, şirketlerin bilançolarına da olumsuz yansıdığı ancak olumsuzluğun aynı sertlikte olmadığı araştırmada ortaya çıktı. Türkiye ekonomisinde GSYH büyümesindeki sert frene rağmen Fortune 500 şirketlerinin net satışları, 2012’de yüzde 11.2 artarak 614 milyar 977 milyon TL’ye yükseldi. Ekonomide GSYH büyümesinin yüzde 8.8 olduğu 2011’de, Fortune 500 şirketlerinin net satışlarındaki büyümenin yüzde 22.2 olduğu göz önüne alındığında, 2012’de Fortune 500 şirketlerinin büyümesinin, Türkiye ekonomisinde ortaya çıkan oranda hız kesmediği daha net olarak ortaya çıktı. İlk 10 şirketin 7’si enerji sektöründe Önceki yıllarda olduğu gibi 2012’de de Fortune 500 listesinde ilk 10’a petrol ve enerji şirketleri damgasını vurdu. 179.7 milyar TL net satış geliri ile Fortune 500’ün ilk 10’undan yedisinin petrol ve enerji sektöründe. 2010 listesinde yedi şirket 10 milyar TL’nin üzerinde satış gelirine sahipti. Bu sayı 2011’de 9’a, 2012’de 13’e çıktı. Türk şirketleri hızlı bir büyüme sürecinde ama küresel ölçekte hâlâ küçükler. TANAP’ın gazını TAP ulaştıracak Ekonomi Servisi kararlarını bu iki pazaAzerbaycan’dan Avrupa’ya rı değerlendirerek verditaşınacak doğalgaz için ya ler. Şah Deniz sahasından rışan iki rakip projeden Avrupa’ya uzanacak yeNabucco’nun devreden çı ni gaz güzergâhının plankarıldığı yolundaki haber landığı şekilde gerçekleşler dün yapılan açıklama tirilemeyecek olması Nalarla doğrulandı. Şah De bucco için üzüntü kayniz II Konsorsiyumu, İtal nağıdır” denerek Orta ve ya pazarına ulaştırılacak Güneydoğu Avrupa başta gazın taşınmaolmak üzere, Şah Deniz II sı için Trans Avrupa pazaKonsorsiyumu, Atlantik boru rı için “kayhattı (TAP) Nabucco’yu devre dışı nak çeşitli güzergâhını ihtiyacı bıraktı. Türkiye’den lik tercih ettiği nın sorun olni açıkladı. Trans Anadolu Doğalgaz maya devam BP’nin Azerboru hattı ile geçecek edeceği” özenbaycan, Gür olan Azerbaycan gazı, le vurgulandı. cistan ve TürBildiride, en k i y e B ö l Edirne’den sonra TAP ile uygun çözü İtalya’ya taşınacak. ge Başkamün hâlâ Nanı Gordon bucco olduğuBirell de Şah Deniz na inanan ortakların proje Konsorsiyumu’nun doğal için bundan sonraki aşagazı taşımak için TAP’ı seç maları değerlendirecekletiğini duyuranlar arasında ri belirtildi. yer aldı. Nabucco adına yaÖte yandan Azerbaycan’ın pılan bir açıklamada da ha kamu enerji şirketi Socar’ın ber, “Şah Deniz II kararı, Başkan Yardımcısı Elshad Avrupa doğalgaz yoluna Nassirov da, BP ve Total ile set çekti” başlığı ile duyu birlikte “kendilerine daha ruldu. Nabucco açıklama önce teklif edilen yüzde 50 sında, “Bu kararın kay hisse çerçevesinde” bu yınağı iki pazar arasında lın sonuna kadar TAP’a kaki rekabettir ve üreticiler tılacaklarını açıkladı. Et zammına ‘dur’ densin başladığı ve konunun sonuna Ekonomi Servisi Son Ramazan ayı öncesi dana eti fiyatlarına hiçbir kadar takipçisi olunacağı vurgünlerde karkas et fiyatlarındaki artışa İstanbul Yemek Saneden olmadan zam yapıldığını belirten yemek gulandı. Et fiyatlarının en kısa sürede normalleşmesi amanayicileri Derneği ve Türkiye sanayicileri, bakanlığın gerekli önlemleri cıyla Gıda Tarım ve HayvancıYemek Sanayicileri Derneklealmasını ve spekülatörlerin önünü lık Bakanı Mehdi Eker ve ilgiri Federasyonu sert tepki gösterkesmesini istedi. li birimlerle gerekli tüm görüşmeledi. İYSAD Yönetim Kurulu Başkarin yapıldığına dikkat çekilen açıklanı Sedat Zincirkıran ve YESİDEF mada, 2010 yılında yaşanan sıkıntıGenel Başkanı Hüseyin Bozdağ’ın Bu durumun, ülkemizde sayısı 3 bin lar karşısında bakanlığın aldığı tedortak imzalarıyla yapılan açıklamada, birkaç gün öncesine kadar kilog 800’ü bulan yemek sanayicisini, ön birlerin ve ithalatın geçici süreyle serramı yemek sanayicilerinin 14.515 ceki yıllarda olduğu gibi iflasa götür best bırakılmasının etkili olduğu ileTL’ye temin ettikleri dana etinin hiç me noktasına getirebileceği ileri sü ri sürülerek “O günlerde olduğu gibir mantıklı sebebi olmamasına rağ rülürken İYSAD ve YESİDEF olarak bi, 12 günlüğüne de olsa et ithalamen, spekülatörler tarafından yapılan et fiyatlarında yaşanan bu ani artışla tının serbest bırakılması söylemleri müdahalelerle piyasada 17.5 TL’ye ilgili olarak Gıda Tarım ve Hayvan dahi bu spekülatörlerin önünü kescılık Bakanlığı nezdinde girişimlerin meye yetecektir” denildi. yükseldiğine dikkat çekildi. Elektriğe ekime kadar zam yok Ekonomi Servisi Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) 1 Temmuz’dan geçerli olmak üzere nihai elektrik tarifelerinde herhangi bir değişiklik yapılmamasına karar verdi. EPDK, girdi maliyetlerine göre üçer aylık dönemlerde elektrik fiyatlarını belirliyor. Buna göre temmuzeylül döneminde elektriğe zam yapılmayacak. Enerji Bakanı Taner Yıldız, doğalgaz fiyatlarına da temmuzda zam olmayacağını açıkladı. Yıldız, “Gerek doğalgaz gerek elektrik fiyatlarında herhangi bir değişiklik öngörmüyoruz. Ekime kadar elektrik fiyatlarında bir değişiklik olmayacak” dedi. Türkiye’nin dış borcu 349.9 milyar dolar u Türkiye’nin brüt dış borç stoku, yılın ilk çeyreği itibarıyla 349.9 milyar dolar, net dış borç stoku ise 199.1 milyar dolar oldu. KISA... KISA... l AB bütçesindeki anlaşmazlık Avrupa Parlamentosu’yla varılan uzlaşmayla çözümlendi. Birliği liderleri, üye ülkelerde sayısı giderek artan genç işsizlere yönelik eğitim programlarında kullanılmak üzere 6 milyar Avro’luk bir fon ayrılması konusunda anlaştı. Diğer yandan AB, 960 milyar Avro’luk bütçede ilk kez harcamalarda kesintiye gidecek. l Tüketici Güven Endeksi, haziranda 89.8 puan ile yılın en düşük seviyesinde gerçekleşti. GFK Türkiye tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre, Gezi Parkı odaklı gelişmeler haziranda öne çıkan konu başlığı oldu. l Ford, çocuk kilitlerinde belirlenen sorun nedeniyle 13 bini aşkın aracını geri çağırıyor. Geri çağırma kararı, geçen yıl 29 Kasım ile 12 Aralık arasında üretilen araba ve SUV tipi araçları kapsıyor. l Merkez Bankası gün içi döviz satım ihalesinde 250 milyon dolar sattı. İhaleye 546 milyon dolar teklif gelirken ortalama fiyat 1.9261 TL oldu. Dış ticaret açığı 5 ayda yüzde 16.9 arttı Türkiye’nin dış ticaret açığı ocakmayıs döneminde yüzde 16.9 artışla 41.96 milyar dolara ulaştı. Mayısta yüzde 14.8 artan dış ticaret açığı, 9.9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Beklenti açığın 10.4 milyar olması yönündeydi. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; Mayıs 2013’te önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 1.2, ithalat yüzde 6.9 arttı. Nisana göre ise mayısta ihracat yüzde 4.2 artarken ithalat yüzde 4.5 azaldı. AB’ye yapılan ihracat, 2012’nin aynı ayına göre yüzde 8.9 artarak 5.19 milyon dolar oldu. Almanya, 1.1 milyar dolarla mayısta en fazla ihracat yapılan ülke oldu. Çin 2.2 milyar dolarla ithalatta ilk sırada yer aldı. Mayısta enerji ithalatı yüzde 3.3 artarak 4.95 milyar dolar olurken ocakmayıs döneminde yüzde 6.8 azalarak 22.9 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Ekonomi Servisi Türkiye’nin brüt dış borç stoku yılın ilk çeyreği itibarıyla 349.9 milyar dolar oldu. Hazine tarafından açıklanan verilere göre, Türkiye’nin net dış borç stoku ise ilk çeyrek sonu itibarıyla 199.1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Dış borç stokunun yüzde 68.6’sını özel sektör; yüzde 29.5’ini ise kamu borçları oluşturdu. Özel sektör borçları 239.9 milyar dolar, kamu kesimi borçları 103.3 milyar dolar oldu. Özel sektörün borçlarının 101.4 milyar doları kısa vadeli, 138.6 milyar doları ise orta ve uzun vadeli borçlardan oluşuyor. Özel sektörün kısa vadeli borçlarının 66.6 milyar doları bankacılık sektörüne ait. Merkez Bankası borçlarının toplam borç stoku içerisindeki payı ise 6.6 milyar dolar ile yüzde 1.9 oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle