15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 HAZİRAN 2013 ÇARŞAMBA 12 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ifadeleri doğruymuş gibi söyleyebiliyor. Adeta “Şaşkın ördek kıçıyla suya girer” özdeyişine benzer örnekler veriyor... Son konuşmalarında dünyanın Gezi Parkı eylemleriyle ilgili değerlendirmelerini şu cümlesiyle özetledi: “Dostumuzu düşmanımızı öğrendik!” “Dostlarını” saydı. Pakistan, Malezya, Somali, Filistin!.. “Düşmanları” da; Edirne sınırından başlıyor, Avrupa kıtasındaki devletleri içeriyor... Atlantik’i de aşıyor. Altı kez Gezi Parkı’na uyguladığı orantısız şiddeti, ifade özgürlüğünü askıya aldığını vurgulayarak kınayan.. gidişattan kaygılandığını açıklayan kadim dostu Beyaz Saray’a ulaşıyor. Tek bir devlet, tek bir devlet adamı arasında RTE’yi: Orantısız şiddetinize maşallah, çok iyi uyguluyorsunuz. Biber gazı kapsüllerinden dört vatandaşınız ölmüş, ikisi de komadaymış. Doğrusu can kaybını bu kadarda bırakmanız bile şayanı tebrik. Hele bir gecede Gezi Parkı’ndaki gençlerin çadırlarını ilaçlı tazyikli suyla, biber gazlarıyla basarak özgürlük isteyen, yaşam haklarına uyguladığınız dayatmalarımıza karşı çıkan gençleri, pabuçlarını bile giymeye vakit bırakmadan çıplak ayak kaçmak zorunda bırakmanız yok mu, fevkalade... Civardaki büyük otellerin lobilerine şiddetinizden kaçarak kapağı atanları, içeri giren polislerinizin biber gazı ve tazyikli suyla hizaya getirme çabaları yok mu… …şahane diyen, marifetlerini öven yok! HHH RTE’nin mantığı, aklı o denli karışmış ki; sosyologlar, toplumbilimcileri yurda yayılan Gezi Parkı eylemlerinin demokratik bir ivme olduğunda ittifak ediyor; amma velakin dört beş kıytırık dostuyla birlikte RTE; son konuşmasında eylemlerin “antidemokratik” olduğunda ısrar ediyor ve... “AİHM’ye göre hastaneler de dahil kapalı alanda gaz kullanmayı orantısız güç” diye tanımlayan, kurucu üyesi olduğumuz Avrupa Konseyi’ni... “Barışçıl gösterilerde orantısız güç kullanılmasından endişeliyiz” diyen AB’yi... Eleştilerini esirgemeyen AB’nin yadsınılamaz uzantısı Avrupa Parlamentosu’nu, topyekun Batı dünyasını… …“Antidemokratik (dediği) eylemlerin asıl amacını anlamamakla” suçluyor. Korku imparatorluğunu kurmayı başardığı Türkiye’ye zorla kabul ettirdiği, “Ben ne dersem, yaparsam doğrudur” kafasını; yüzyılların süzgecinden geçen Batı’ya kabul ettirmeye çalışan, yarabbi bu nasıl akıldır? HHH Bu arada konuşmaları arasına sıkıştırdığı bir cümle var: “Sizin bir defa özgürlük anlamınız, tanımınız (benden) farklı” diyor Batı’ya ve “ben değişmem” dediği, gerçek kimliğini açıklayan söyleme, ikinci bir doğruyu ekliyor... Polis marifetiyle uyguladığı şiddetin “başını dik tutmaya” bir gün yetmeyeceğini kadro olarak gördüklerinden olacak ki; dünlere kadar Batı’nın mutedil dili kullanıyor diye övdüğü yardımcısı Bay Bülent Arınç’tan “gerekirse Türk Silahlı Kuvvetleri’ni de devreye sokacaklarını” içeren bir açıklama geldi. Kuşku yok, Başbakanından aldığı ilhamla bu kaygı verici sözü söyleyen Bay Arınç; böylece, halka karşı şiddet kullanan polis yetmiyor ki özelleştirerek, ne ki dili var konuşamayan konuma devşirdikleri TSK’yi de halka karşı kullanmayı planladıklarını açıklamış oldu. Yalnız RTE’nin değil, iktidar hepsinin gözlerini karartmış bu kadronun! HHH CNN Türk’teki bir programda Prof. Ahmet İnsel’in içtenlikle yaptığı değerlendirmelerine göre sonuçta hiçbir siyasal görüşün etkisinde kalmadan RTE’nin diktacı kafasına direnen gençler kazandı.. kaybeden taraf RTE oldu. Gençlik; her dilden, her cinsten, her dinden, her inançtan insanların bir arada, özgürce birlikte yaşayabileceğini, Gezi Parkı’nda sergiledikleri yaşam biçimiyle kanıtlayarak demokrasimizde yepyeni bir çığır açtı. Gezi Parkı okkalı bir Osmanlı tokadıyla yalnız RTE’yi sarsmadı. Muhalefet partilerine de yararlanabilecekleri dersler verdi. Örneğin, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu şu itirafa zorladı: “Yeni nesil çok kıvrak, çok zeki... Onlara yakın olamadık, onları anlayamadık!” HHH Gezi Parkı eylemlerinin gerçek anlamını hâlâ kavrayamayan biri var: RTE! Miting miting dolaşıyor. Toplama kalabalıklara seslenirken; eleştiren Batılılara, “Bunlar şaşırmış” diyor. Asıl şaşıranın kim olduğunu görmek için aynaya bakmıyor. Demokrasimizi, antidemokratik eylemlerin gerçek içeriğini anlayamadılar diye bağırıyor.. bağırıyor… Bakalım ne zaman sesi kısılacak!.. Asılsız iddialar beni çökertti HATİCE TUNCER Ergenekon davasında son savunmasını yapan yazarımız Prof. Dr. Erol Manisalı: Düşman hukuku Alman hukukunda “düşman hukuku” kavramı olduğunu anlatan Küçük “Düşman hukuku ile ansiyan (eski) rejime uygulanan hukuk aynıdır. Düşman hukukunda sanık durumunda olanın suçuna, filine bakılmaz. Yapılabileceklerine bakılır. Huzurunuzda bir genelkurmay başkanı varsa ne yaptığına bakılmaz. Alman düşman hukukuna göre ‘Sizde darbe yapma kabiliyeti var’ denir. Cezası idamdır. Konunun esası budur.” Abdullah Öcalan ve PKK üzerinde etkili olduğu iddialarına yanıt verirken İstanbul’daki avukatlar, basın ve ana KCK dava dosyalarını mahkemeye sunan Küçük “KCK iddianameleri, PKK’nin röntgenidir. Biz burada yokuz, Türk ordusu yok. Abdullah Öcalan 20052011 yıllarında Genelkurmay’ın kontrolündeydi. 2011’den sonra MİT ve AKP’nin kontrolüne alınmıştır” diye konuştu. Ergenekon davasında tutuksuz sanık gazetemiz yazarı Prof. Dr. Erol Manisalı ve Prof. Dr. Yalçın Küçük son savunmalarını yaptı. Bir bilim adamı olarak çok sayıda insanla iletişim içerisinde olduğunu ifade eden Prof. Dr. Manisalı “Bu konuda savunma yapmam bile azap verici bir şey. Kendi kendime yediremiyorum. Bu asılsız iddialar yüzünden manevi ve bedeni olarak çökmüş ve çökeltilmiş hissediyorum” diye konuştu. Odatv davasından tutuklu, Ergenekon’dan tutuksuz yargılanan Prof.Dr. Yalçın Küçük “Bu davalarda Alman düşman hukuku uygulanıyor” diye konuştu. Manisalı savunmasına “Burada niçin sanık olarak bulunmak zorunda olduğumu bilmiyorum. Neyi savunacağımı da bilemiyorum. İddianamede ve mütalaada yer alan iddialarla en ufak ilgim yok” sözleriyle başladı. Mütalaada hakkında “hükümete darbeye teşebbüs iddiasıyla” ağırlaştırılmış müebbet hapis ve yakalama kararı çıkarılması istenen Manisalı “Hayatımda hiçbir örgütün içinde ya da kenarında olmadım. Bu asılsız iddialar yüzünden son 4.5 yılda manevi ve bedeni olarak kendimi çökmüş ve çökeltilmiş hissediyorum” diye konuştu. Telefon görüşmelerinin örgütsel irtibat olarak değerlendirildiğine dikkat çeken Prof. Manisalı “Benim bir akademisyen olarak temaslarım, telefon görüşmelerim, aklınızın almayacağı kadar geniş boyutlardadır. Dünyanın her yerinden bana malzeme gelir. Belki bunların içinde incelense yüzlerce suç unsuru vardır. Bana gelen kitapları, dergileri, konferanslarımı izleyenlere, öğrencilere dağıtırım” dedi. Bir bilim adamı olarak kitap, makale yazarak, ders vererek bilgilerini aktarmaya ça PKK iddiaları Silivri’da son savunmasını yapan yazarımız Erol Manisalı savunmasının ardından kendisini iyi hissetmeyince sağlık ekipleri tarafından muayene edildi. lıştığını anlatan Prof. Manisalı “İddianamede ‘Özel hayatla ilgili yayınlar bulundu’ diyor. Ben yayınevlerinin protokol listesindeyim. Gandi’nin hayatından Türkan Şoray’ın hayatına kadar kitap gelir bana. Kimsenin özel hayatına ilişkin özel bir çabam yoktur” diye konuştu. İddianamede kendisiyle örgütsel irtibatlı olduğu iddia edilen kişileri tanımadığını söyleyen Manisalı “İddianamede ‘Telefon etti, etmedi’ gibi konular inanılır gibi değil. Bu konuda savunma yapmam bile azap verici bir şey. Kendi kendime yediremiyorum. Benim ne bir örgütle ilişkim var. Herkesle iyi niyetle bilim insanı olarak çalışır elimi uzatırım.” Prof. Dr. Manisalı 1960’tan beri bütün hükümetleri ağır şekilde eleştirdiğini söyleyerek “Sağlık durumum bu haldeyken bunları anlatmak durumunda kalmak bana ıstırap veriyor” diye konuştu. Yalçın Küçük’ün savunması Prof. Dr. Yalçın Küçük de son savunması için iki büyük çanta ile birlikte sanık kürsüsüne geldi. Çok sayıda dergi, kitap ve dosyayı çıkararak kürsüye ve ön taraftaki sanık sıralarına yayan Küçük “Bir savunma yapmam söz konusu değildir. Esas hakkındaki mütalaayı okumadım. Huzurunuzda sunuşlar yapacağım” diye konuştu. Darbe yok Küçük, Genelkurmay Başkanlığı’nın 2008 ve 2009 yıllarında Cumhuriyetin tehlikede olduğunu net bir şekilde tespit ettiğini belirterek “Genelkurmay şüpheye yer vermeyecek şekilde askeri müdahaleyi kesinlikle reddediyor. Kimse subayları şu veya bu nedenle darbeyle suçlayamaz. Amerika desteği olduğu saptaması var. Ayrıca ekonomi iyi gittiği zaman halk tarafından desteklenen idareye de asker müdahale etmez” diye konuştu. Küçük, günümüzde ise şartların değiştiğinin altını çizerek “Amerika bu iktidarı desteklemiyor. Paralar dışarıya gidiyor. Halk bu hükümete karşı. O dönem hangi şartlar varsa bugün yok. Çok tehlikeli bir duruma gidiyoruz” uyarısını yaptı. Telefon görüşmeleri Gezi Parkı Yalçın Küçük, Gezi Parkı olaylarına gönderme yaparak “Bugün Türkiye’nin her tarafından yükselen sesler, yeni bir Türkiye talebidir. Ben Türkiye Cumhuriyeti’ni savunuyorum. Bu imkânı bize siz verdiniz, bizlerin savunması kitlelere mal oldu” diye konuştu. Çalışanına toplusözleşme masasında cimri davranan Çaykur’un Hakan Şükür’ün katıldığı programa sponsor olması işçiyi kızdırdı CHP’den ‘Böcek’ raporuna şerh ‘İbretlik bir olay’ kaçırıldı’ MUSTAFA ÇAKIR MAHMUT LICALI ‘Halktan ANKARA CHP’nin TBMM Böcek Araştırma Komisyonu’nun raporuna koyduğu muhalefet şerhinde muhalefetin bilgi vermesini istediği kişi ve kuruluşların çağrılmadığı, bunun komisyon çalışmalarının engellenmesi ve halktan kaçırılması anlamına geldiği belirtildi. Yasadışı dinlemelerin engellenmesi için dinleme ve izleme yetkisi olan kuruluşlar ile GSM operatörlerinin bağımsız bir kuruluş tarafından denetlenmesi önerildi. Tüm partilerin ortak görüşüyle kurulan Böcek Araştırma Komisyonu raporunda son yıllarda siyasete damgasını vuran Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çalışma ofisine konulan böcek ve eski CHP lideri Deniz Baykal ile MHP yöneticileri hakkındaki kaset olaylarıyla ilgili açıklama yer almazken; yasadışı dinlemelerde suçun teknolojik gelişmelerin üzerine atılmasına CHP tepki gösterdi. CHP’nin rapora koyduğu şerhte komisyonda talep edilmesine karşın muhalefetin temsilcilerinin komisyona bilgi vermesini istediği kişi ve kuruluşların dikkate alınmadığı belirtildi. Komisyon Başkanı Zeyid Aslan’ın CHP’li Kamer Genç’e yönelik ağır küfürlerinin tartışıldığı ortamda CHP’li üyelerin çıkmasının ardından komisyon çalışmalarının sonlandırılmasına karar verildiği anımsatılarak “Yapılan bu işlem komisyonun çalışmalarının engellenmesi ve halktan kaçırılmasıdır” denildi. Komisyona bilgi veren eski istihbaratçılar ve kurumların iddialarının araştırılmasının sağlanmadığına dikkat çekilirken, özellikle eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan’ın yasadışı dinlemeler konusunda devlet organlarını işaret etmesinin ayrıca araştırılması gerektiği belirtildi. ANKARA Toplusözleşme masasında “cimri” davranan Çaykur’un AKP milletvekili Hakan Şükür’ün de katıldığı TRT’deki “Stadyum” programına sponsor olması işçiyi kızdırdı. Çaykur’da yetkili sendika olan Tek Gıdaİş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel, “Ücretlerde 4.5 milyon liralık yükü karşılayamayız” diyerek taleplerini reddeden Çaykur’un, grevlerini kırmak için 22 milyon liralık ilave yükü göğüsleyerek tarihinde ilk kez geçici işçileri çay alım mevsimi başlamamış olmasına karşın bir ay önceden işe başlattığını söyledi. Geçmişte 19 Mayıs tatil ücretini ödememek için işçilere 20 Mayıs’ta işbaşı yaptıran Çaykur’un bu yıl ise işçileri cumartesipazar günü işe başlattığına dikkat çeken Türkel, “Çalışma Bakanı, toplusözleşmede ‘4.5 milyon lirayı 5 milyon lira yapamayız’ diyerek sözleşme masasında Çaykur’da yapılan tasarruflardan bahsetti” dedi. Ameliyathaneye giren jandarma istifa ettirdi SAMSUN (Cumhuriyet) Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde jandarmanın ameliyat edilen bir mahkum için ameliyathaneye girmesi üzerine ameliyathane sorumlusu Prof. Kenan Erzurumlu istifa etti. Ameliyathaneye burun kemiği ameliyatı olması için getirilen mahkumun güvenliğinden sorumlu jandarma ameliyathanede beklemek isteyince, ameliyathane sorumlusu Prof. Erzurumlu, steril olan bir ortamda sağlık görevlileri dışında kimsenin bulunamayacağını belirterek, jandarmadan ameliyathane dışında beklemelerini istedi. Askerlerin yönetimi arayarak olumlu yanıt almaları üzerine, duruma tepki gösteren Erzurumlu, ameliyathane sorumluluğu görevinden istifa etti. Erzurumlu, “Bu tür uygulama sıkıyönetim dönemlerinde bile yapılmadı. Yapılan uygulama sağlık kurallarına aykırı ve üçüncü dünya ülkelerinde olabilecek bir uygulama” diye konuştu. ‘70 milyon zarardan bahsediliyor’ Çaykur’un kendi belirlediği reklam ve sponsorluk ücretleri ile onlarca kişi ve kuruma destek sağladığına işaret eden Türkel, “Ancak konu işçisine verilecek ücrete geldiğinde hemen Çaykur’un zararları günHakan Şükür deme taşınıyor. 70 milyon lira zarar ettiğinden bahsediliyor. Oysa Çaykur doğru yönetilebilse, doğru ekonomi politikaları ile çalıştırılabilse bunların hiçbirisi yaşanmazdı” diye konuştu. Türkel, özellikle “yandaşlara” sponsor desteklerinin hâlâ sürdürüldüğünü belirterek “Hakan Şükür bunun bir sembolü. Bunun dışında onlarca bu tür sponsorluk hizmetlerinin iktidar yanlısı kişi ve kurumlara yapıldığını tespit etmek mümkün. Bu çalışanların haklarını vermekten imtina eden Çaykur’un dışarıya karşı kaynaklarını ne kadar hovardaca kullandığını göstermesi bakımından da ibretlik bir olay” dedi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin soru önergesine verdiği yanıtta, Hakan Şükür’ün katıldığı programın sponsorları arasında Halk Bankası, Çaykur ve Telekom’un bulunduğunu belirtmişti. Arınç, Şükür’e yapılan ödemelerin sponsorluk gelirlerinden karşılandığını bildirmişti. Söz konusu programdan 1 milyon 400 bin TL tutarında sponsorluk geliri elde edildiği açıklanırken, Şükür’e toplam 1 milyon 456 bin TL tutarında ödeme yapıldığı ifade edilmişti. Baskılara tepki İstanbul Haber Servisi PKK’nin üst yapılanması olduğu iddia edilen KCK’nin Basın Komitesi’ni oluşturdukları iddiasıyla 24’ü tutuklu 46 gazete çalışanının yargılanmasına devam edildi. KCK’ye yönelik İstanbul’da açılan 3. dava olan ve İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri’de yeni inşa edilen adliye binasında görülen davanın dünkü duruşmasında tutuklu sanık Fırat Dağıtım Şirketi eski çalışanı Haydar Tekin savunmasını yaptı. Kürtçe tercüman aracılığıyla konuşan Tekin, dün sabah ETHA internet sitesi ve Atılım gazetesine yapılan polis baskınına tepki göstererek “Bu antidemokratik yaklaşımı tutsak gazeteciler olarak kınıyoruz” diye konuştu. Gezi Parkı direnişine de dikkat çeken Tekin “Bu direniş Türkiye’nin demokratikleşmesi için yeni bir merhaledir. İçinde bulunduğumuz süreç tüm toplum için yeni bir süreçtir” diye konuştu. Duruşmaya Avrupa Parlamentosu eski milletvekili Feleknas Uca, Avrupa Gazeteciler Federasyonu Fransa Temsilciliği’nden Patrick Kamenka da izleyici olarak katıldı. DHKPC’li Kimyongür İspanya’da yakalandı BRÜKSEL (AA) Interpol tarafından kırmızı bültenle aranan terör örgütü DHKPC üyesi Bahar Kimyongür, İspanya’nın Cordoba bölgesinde yakalandı. İspanya polisinin 17 Haziran’da gözaltına alarak sorguladığı Kimyongür’ün, bugün tutuklama talebiyle mahkemeye çıkarılacağı öğrenildi. İspanya 15 Haziran’da giriş yapan Kimyongür’ün yanında bulunan eşi ve iki çocuğunun, ifadelerinin alınmasının ardından serbet bırakıldığı bildirildi. Uzun süre Belçika’da DHKPC’nin sözcülüğünü üstlenen Kimyongür, Fehriye Erdal dahil örgütün 10 üyesiyle Belçika’da işledikleri suçlar nedeniyle Bruges ceza mahkemesinde yargılanmış ve 4 yıl hapis cezası almıştı. Brüksel Temyiz Mahkemesi tarafından 2009 yılında beraat ettirilen Bahar Kimyongür, bir dönem de Hollanda’da tutuklanmış ve 2 ay cezaevinde kalmıştı. Dink davasında Yolcu, cezaevinde TRABZON (AA) Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davada 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Ersin Yolcu, Trabzon’da yakalanarak cezaevine konuldu. Trabzon Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı İnfaz Büro Amirliği ekipleri, gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan sanık Ersin Yolcu hakkındaki hükmün Yargıtay tarafından onanmasının ardından, bu kişiyi yakalamak için çalışma başlattı. Çalışmalar çerçevesinde Söğütlü beldesinde düzenlenen operasyonda yakalanan Yolcu, gözaltına alındı. Yolcu, adliyedeki işlemlerinin ardından Bahçecik Cezaevi’ne gönderildi. 25 ASKERİN ÖLDÜĞÜ AFYON FACİASI DAVASI BAŞLADI CAN HACIOĞLU Bozdağ: Dövizli askerlik bedelini düşüreceğiz ANKARA (AA) Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu Toplantısı’na katıldı. Bozdağ burada yaptığı açıklamada, “Başbakan’dan dövizli askerlik bedelinin 10 bin Avro’dan aşağı bir rakama çekilmesi konusunda talimatı aldık. O talimat çerçevesinde en kısa sürede, Bakanlar Kurulu kararı çıkacaktır. Bakanlar Kurulu, yüzde 50 artırmaya veya azaltmaya yetkilidir” dedi. ESKİŞEHİR Afyonkarahisar’da 25 askerin şehit olduğu mühimmat deposundaki patlamayla ilgili Kıdemli Albay Veysel Özbay, Binbaşı Ali Duran ve Üsteğmen Tuncay Aydın’ın yargılanmasına Eskişehir 1. Hava Kuvveti Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde başlandı. Davayı gözlemci olarak izleyen TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, “Bu trajediyi geçiştirmek mümkün değildir. Burada büyük bir ihmal var” dedi. AKP 200 bin TL ödemiş İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Twitter hesabından pazar günü AKP’nin Kazlıçeşme mitingine gidenleri taşıyan otobüs ve vapurlarla ilgili yanıt verdi. Daha önce yaptığı açıklamada otobüsler ve şehir hatlarına ait 3 vapurun AKP’ye bedeli karşılığında kiralandığını açıklayan İBB, dün de, mitinge kiralanan İBB’ye ait otobüslerin 194 bin 700 lira bedelle, 3 vapurun ise sadece 5 bin liraya kiralandığını duyurdu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle