18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 MAYIS 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] 9 İsrail bir kez daha Suriye’yi vururken Şam’dan ‘Bu savaş ilanıdır’ açıklaması geldi Üç günde ikinci saldırı BÖLGESEL İTTİFAK ARAYIŞI Tahran’a karşı ‘4+1’ Dış Haberler Servisi ABD’nin, İsrail, Türkiye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün’ün katılımıyla bir bölgesel ittifak oluşturmaya çalıştığı bildirildi. İngiltere’de pazar günleri yayımlanan Sunday Times gazetesi, “4+1” girişimiyle İran’a karşı koymanın amaçlandığını yazdı. Haberde bölgesel işbirliğiyle İran, Irak, Suriye ve Hizbullah’tan oluşan “köktendinci hilal”in yerine “ılımlı bir hilal” oluşturulmak istendiği de belirtildi. Habere göre, “İsrailli teknisyenlerin, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde radar teknolojilerinden elde edilen verilere erişmelerinin karşılığında, diğer ülkeler Kudüs’ün füze savar ve ileri radar savunma sistemlerinden yararlanabilecek.” Sunday Times’a konuşan İsrailli bir yetkili de “Amerikalılar, Tahran’ı caydırmak ve yayılmasını önlemek amacıyla bölgesel bir ittifak üzerinde çalışıyorlar” dedi. Ankara’da Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise Sunday Times’ın haberi yalanlandı. Dış Haberler Servisi İsrail, Suriye’ye 3 gün içinde ikinci kez hava saldırısı düzenledi. Dün başkent Şam’ın kuzeybatısındaki Kasyun Dağı bölgesinde yer alan Cemraya Askeri Araştırma Merkezi’nin vurulduğu bildirildi. İsrailli yetkililer saldırının, Lübnan’daki Hizbullah örgütüne gönderileceğine inanılan İran üretimi füze sevkıyatını hedef aldığını açıkladı. İsrail ordusundan yapılan bir başka açıklamada da ülkenin Suriye’ye sınır olan kuzeyine “Demir Kubbe” füze savunma sistemleri sevk edildiği belirtildi. Beyrut’tan bir diplomatik kaynak ise İsrail’in silah depolarını ve uçaksavar biriminin olduğu Sabura da dahil askeri tesislerin bulunduğu üç bölgeyi hedef aldığını duyurdu. Hizbullah’a yakınlığıyla bilinen El Manar televizyonu, Şam kaynaklarına dayandırdığı haberinde, saldırı sırasında bir İsrail jetinin Suriye uçaklarınca vurulduğunu öne sürdü. Söz konusu haber doğrulanmadı. İsrail’e misillemede bulunacaklarını söyleyen Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal el Mikdad, saldırının ülkesine karşı yapılmış bir savaş ilanı olduğunu belirtti. Enformasyon Bakanı Umran el Zohbi de “İsrail saldırısı bütün olasılıklara kapıyı açtı” diye konuştu. Saldırının ardından açıklama yapan İran Kara Kuvvetleri Komuta İran’dan destek nı General Ahmet Rıza Purdastan, Şam’dan talep gelmesi durumunda Suriye ordusunu eğitmeye hazır olduklarını söyledi. İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ise İsrail saldırısının tüm bölgede barışa ihtiyaç duyulduğunun göstergesi olduğunu belirterek, Suriye muhalefetine silah ambargosunun kaldırılmasını istedi. Suriyeli muhalif Özgür Suriye Ordusu, ülkesinin her gün Suriye uçaklarının saldırısı altında olduğunu, mücadelelerinin Beşşar Esad devrilinceye kadar süreceğini vurguladı. Iraklı Şii liderlerden Mukteda es Sadr da Suriye’nin İsrail’e karşılık vermesi gerektiğini belirtti. Cemraya Askeri Araştırma Merkezi ocak ayında da İsrail tarafından vurulmuştu. Bakan Çağlayan AB’den Niye Yakınır? Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan AB yetkililerine çok kızmış; “Maalesef bunlar riyakâr ve ikiyüzlü. ABD ve diğer üçüncü ülkelerle serbest ticaret anlaşması yaparken Türkiye’yi masaya mı oturtuyorsun” diyor; ayrıca “6 Mart 1995’te imzalanan Gümrük Birliği’ni masaya oturtmamız gerekir” diye ekliyor. GB yerine AB ile Türkiye arasında serbest ticaret anlaşması yapılmasını da öneriyor.(*) Ne desem bilmem ki; işin bu noktaya geleceğini bir bilim insanı olarak 19921995 yılları arasında avazım çıktığı kadar haykırarak yüzlerce makale ve 10 kadar kitap yayımlarken her kesimden bana destek verenler vardı. Güngör Uras, Öztin Akgüç, Nevzat Yalçıntaş, Nazlı Ilıcak, Ayhan Songar, Hikmet Çetinkaya, Melih Aşık, Hasan Pulur gibi medyanın pek çok ünlüsü yazılarıyla destek veriyorlardı.(**) Üniversite öğretim üyelerinden konunun uzmanı 60 kadar akademisyen ortak bir bildiri yayımladık; “AB’ye üye olmadan GB’ye girilemez” dedik ve nedenlerini bir bir sıraladık. İşin, “bugün Zafer Çağlayan’ın yakındığı noktaya geleceğini açık bir dille ortaya koyduk”, yıl 1995 idi. Siyasi çevrelerden en büyük desteği bana Sayın Abullah Gül verdi; “8 Mart 1995’te TBMM kürsüsünden yaptığı konuşma çok önemliydi”.(***) Şimdi gelelim Zafer Çağlayan’ın GB’den yakınmalarına; evet doğrudur; Brüksel ABD, Çin gibi diğer ülkelerle serbest ticaret anlaşmaları imzalarken Türkiye “AB dışı dünya ile ticari ilişkilerinde, kurumsal bir haksız rekabet durumunda kalmaktadır”. Bu ülkelerin malları Türkiye’ye çok düşük gümrük vergileri ile girmekte, buna karşılık bizim ürünlerimiz o ülkelere ihraç edilirken en yüksek gümrük duvarları ile karşılaşılmaktadır. İthal ederken sanki AB üyesiyiz ama ihraç ederken AB dışı üçüncü bir ülkeyiz. 6 Mart 1995’ten başlayarak, Türkiye’de “ilgili çevrelerde herkesin bildiği ama görmezlikten geldiği şey budur”. Şimdi Sayın Bakan AB’yi itham ediyor; “bunlar riyakâr ve ikiyüzlü” diyor. AB mi? Yoksa baştan beri biz miyiz yanlış olan? AB’yi oluşturan hukuk düzeni ortada AB hukukuna göre, AB’ye üye olmadan GB’ye “girilemeyeceği” de ortada (San Marino, Lihtenştayn gibi kasaba devletler hariç) 6 Mart 1995 belgesinin maddeleri, “Türkiye’nin olumsuz ayrıcalıklı” konumunu bir bir belirliyor. 1999 Helsinki belgesi, Türkiye’nin diğer adaylardan farklı bir statüde bulunduğunu ortaya koyuyor. 2005 müzakere süreci koşulları, “Türkiye’nin, tam üye yapılmadan nasıl AB’ye uydurulacağını tek tek sıralıyor”. Zafer Çağlayan bugün “Bu AB de neymiş; bunlar riyakâr ve ikiyüzlü” derse adamlar ne düşünür acaba? Evet doğru; GB Çağlayan’ın da söylediği gibi Türkiye ekonomisinin aleyhine işleyen bir yapı içinde yürüyor. Türkiye AB dışı ülkeler karşısında haksız rekabet ortamına itiliyor. Ancak bugüne gelişin sorumluluğunu Brüksel’e yıkmak yerine, taa en başından beri suçu kendimizde aramamız gerekmiyor mu? Ben ilk asistanlık yıllarımdan itibaren TürkiyeAvrupa ve TürkiyeAB ilişkilerini her boyutu ile çalışmış emekli bir akademisyenim. Ömrüm bununla geçti. Kendileri talepte bulundukları için Demirel’e, Ecevit’e, Erbakan’a, Özal’a, Mesut Yılmaz’a, Tansu Çiller’e, Aydın Menderes’e TürkiyeAB ilişkileri konusunda bilgi ve değerlendirmelerimi bir akademisyen olarak sundum. Zafer Çağlayan’ın GB’den yakınmalarını okurken emeklerimin nasıl boşa gittiğini görerek üzülüyorum. (*) Tekstil İşveren Dergisi, sayfa 14, Nisan 2013 (**) 60 İnsan Benim İçin Ne Yazdı? Tarihçi Yay, Nisan 2013 (***) Türkiye’nin Askersiz İşgali; Gümrük Birliği, Hayatım Avrupa dizisi, III. kitap, Cumhuriyet Yay, 2009 neonaziler yargı önünde İsrail’in, Mavi Marmara saldırısıyla ilgili Türkiye’den özür dilemesinin ardından yürütülen tazminat görüşmelerinin ikincisi bugün Tel Aviv’de yapılacak. İkinci tur bugün NSU davası başlıyor Suriye’de kaçırılanların birkaç gün içinde bırakılmaları bekleniyor. Görüntülerine ulaşılan Lübnanlılar iyi olduklarını söylediler. (AA) Mısırlı akademisyen Nadye Mustafa ‘Bölgede büyük devlet kalmayacak’ Haber Merkezi Kahire Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nadye Mustafa, Ortadoğu’da etnik ve bölgesel farklılıklar kullanılarak ülkelerin parçalandığına dikkat çekti. Mustafa, bölgede büyük devletlerin bırakılmayacağını iddia etti. Cihan Haber Ajansı’na konuşan Prof. Mustafa, Suriye’deki çatışmaların mezhepsel bir çatışmaya dönüşmek üzere olduğunu ve mezhepsel çatışmanın Lübnan ve Irak gibi komşu ülkelerdeki gerilimi artırdığını, bu nedenle Suriye devrimini savunanların mezhepsel çatışmadan kaçınması gerektiğini söyledi. Mustafa, “Tüm bölgenin Balkanlaştırılması projesi var. Bölgede hiçbir büyük devlet bırakılmayacak. Küçük emirliklere ve devletçiklere dönüştürülecek. Her bir petrol kuyusunun başında bir devletçik kurulacak. Bu projeyi kendi çıkarları için uygulamalarını engellemek için biz ne yaparız ona bakmamız lazım. Toplumsal olarak uyanık olmamız gerekir” uyarısında bulundu. Mısırlı akademisyen PKK’nin silah bırakmasının İsrail’in Türkiye’den özür dilediği zamana denk gelmesinin de dikkat çekici olduğu savundu. Kaçırılan Lübnanlılar için MİT devrede ANKARA (AA) İran’a yaptıkları dini ziyaretten dönerken Suriye’de geçen yıl kaçırılan 11 Lübnanlıdan 9’unun, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı’nın girişimleriyle birkaç gün içerisinde serbest bırakılması bekleniyor. Suriye’nin Azez kenti yakınlarında 22 Mayıs 2012’de kaçırılan Lübnanlıların görüntülerine de ulaşılırken görüntülerdeki kişiler sağlık durumlarının ve morallerinin iyi olduğunu söylediler. Alıkonulan Lübnanlılardan Muhtar Ali Hüseyin Zegib, kendilerini kaçıran grubun serbest bırakılmaları için daha önce gündeme getirdiği talebe atıfta bulunarak, “Sesimizi güçlü bir şekilde Suriyeli devrimci kardeşlerimizin sesine katıyor ve Suriye rejiminin zindanlarında tutuklu bulunan bütün kadınların serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi. Lübnan vatandaşlarını elinde tutan “Kuzey Fırtınası Tugayı”, Suriyeli tutuklu kadınların serbest bırakılmasını şart koşmuştu. Suriye’de kaçırılan 2 Lübnanlı Türkiye’nin yardımlarıyla geçen yıl ağustos ayında serbest bırakılmıştı. Dış Haberler Servisi Almanya’da 8’i Türk 10 kişiyi öldürmekle suçlanan ırkçı “Nasyonalsosyalist Yeraltı” (NSU) örgütü davası bugün başlıyor. 20002007 yılları arasındaki cinayetlerle ilgili davada iç istihbarat örgütünün kuşku uyandıran tutumu nedeniyle derin devlet iddiaları da sorgulanacak. Alman iç istihbarat servisi anayasayı koruma teşkilatının elinde bulunan, NSU soruşturmasıyla ilgili arşiv bilgilerinin şüpheli bir şekilde imha edildiği ortaya çıkmış, ardından bilgilerin yanlışlıkla imha edildiği haberleriyle bir skandal daha patlamıştı. Teşkilatın eleştirilerin hedefindeki eski başkanı Heinz Fromm, geçen yıl temmuz başında istifa etmiş, bu nu 4 eyaletin iç istihbarat başkanlarının istifaları takip etmişti. Örgütün derin ilişkiler içinde olduğu kuşkusu, NSU üyeleri Uwe Mundlos ve Uwe Bönhardt intihar mı etti yoksa öldürüldü mü sorusunu gündeme getirmişti. Mundlos ve Bönhardt, 4 Kasım 2011’de Eisenach kentinde bir karavan içinde ölü bulunmuş, ikilinin intihar ettikleri açıklanmıştı. Bu olaydan 3 saat sonra da karavana 200 km uzaklıktaki Zwickau kentinde sanıklardan Beate Zchaepe kaldığı evi ateşe verip kaçmıştı. Davanın sanıkları Beate Zschaepe, Ralf Wohlleben, Carsten S., Andre E. ve Holger G., cinayetten, bombalama, yardım ve yataklığa uzanan suçlamalarla karşı karşıya. Gelelim bugüne… T.C. İSTANBUL ANADOLU 10. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZININ AÇIK ARTIRMA İLANI 2013/475 TLMT. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN Özellikleri: Taşınmaz, İstanbul, Tuzla ilçesi, Aydınlı mah. Sedef çıkmazı sokak 23, 25, 27, 33 nolu binaların tamamı ile 30, 32, 34, 36, 38 nolu binaların bir kısmının bulunduğu hisseli tarla vasıflı taşınmazdır. Dosyasında bulunan Tuzla Tapu Sicil Müdürlüğünün 01.06.2012 tarihli tapu kaydından; Tuzla ilçesi, Hacetdere mevkii, 538 parsel sayılı 2.750,00 m2 alanlı taşınmazın 237/2750 (237,00 m2) hissesinin borçlu adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Satışa konu taşınmaz; Tuzla ilçesi Aydınlı Mahallesinde E5 karayolu Tuzla İçmeler Kavşağında Orhanlı merkeze giderken Tuzla TOKİ konutlarını geçince solda Aydınlı caddesine 120 m. mesafede FİYAKA TUZLA 1 sitesinin kuzeyindedir. Taşınmazın yakın çevresinde Tuzla Deri Sanayi, BİRMES Sanayi Sitesi ve Tuzla TOKİ konutları bulunmaktadır. Taşınmazın bulunduğu bölgenin yakın çevresi toplu konut alanı olarak planlanmış olup, bu doğrultuda bölgenin yakın çevresi toplu konut alanı olarak planlanmış olup, bu doğrultuda önemli ve özellikli proje ve inşaat çalışmaları devam etmektedir. Satışa konu taşınmaz 2.750,00 m2 alanlı hisseli tarla vasıflı bir parseldir. Parel üzerinde 6 tanesi bitişiğindeki 539 parele tecavüzlü olan 10 adet toplamda yaklaşık 1150 m2 inşaat alanlı 1 ile 3 kat arasında değişen konut amaçlı kullanılan yığma ve betonarme karkas yapı bulunmakta olup, bu binaların belirli bir imar planı ve imar durumu çerçevesinde inşa edilmemiş olduğu, kat mülkiyeti ve kat irtifakının kurulmadığı ve çoğunun kaçak inşa edildiği borçlu adına bağımsız bölüm olup olmadığının tespit edilemeyeceği ancak parsel üzerinde 237/2750 hisseye sahip olduğu saptanmıştır. İstanbul ili Tuzla ilçesi Aydınlı mahallesi 5 pafta, 538 nolu parsel üzerinde mevcut bulunan borçlu adına kayıtlı olan hisse değeri yukarda belirtilen esaslar çerçevesinde üzerinde bulunan binalardan dikkate alınarak değerlendirilmiştir. Buna göre; taşınmazın halihazır durumu, alanı, konumu, topoğrafik durumu, semt içindeki yeri, civarın özellikleri, çevre düzenlemesi, mevcut imar durumu, ayrıca civar emlak alım satım ve piyasa rayiçleri, günün ekonomik koşulları olumlu ve olumsuz etkenlerin tümü dikkate alınarak tespit tarihi itibariyle; Tuzla ilçesi Aydınlı mahallesi, 538 numaralı 2.750,00m2 alanlı parselin üzerindeki yapılaşma ile birlikte değeri arsa payı dahil 1.399.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Buna göre borçlunun 237/2750 (237,00 m2) hisse payı değeri 120.568,00 TL (yüzyirmibinbeş yüzaltmışekiz TL) olacağı belirtilmiştir. Adresi: İstanbul, Tuzla ilçesi, Aydınlı mahallesi 5 pafta, 538 parselde 237/2750 hisseli taşınmaz tarla vasıflı. Yüzölçümü: 237,00m2 tarla vasıflı taşınmaz. İmar Durumu: Tuzla Belediyesi İmar Ve Şehircilik Müdürlüğünün 15.06.2012 tarih 12772 sayılı yazısında satışa konu 5 pafta, 538 parsel sayılı yerin 30.09.2011 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Aydınlı mahallesi Uygulama İmar Planı Revizyonunda kısmen yolda, kısmen de E.maks: 1,50 H.Maks: 12,50 yapılanma şaftında konut alanında kaldığı belirtilmektedir. Kıymeti: 120.568,00 TL KDV Oranı: %18 Kaydındaki Şerhler: 1. Satış Günü: 12/06/2013 günü 12:00. 12:10 arası 2. Satış Günü: 09/07/2013 günü 12:00 12:10 arası Satış Yeri: İSTANBUL ANADOLU ADALET SARAYI A BLOK KAT:2 MEZAT SALONU Satış şartları: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2013/475 Tlmt. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 24/04/2013 (İİK m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. * : Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 27000) T.C. SİLİFKE (SULH HUKUK MAH.) SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN Silifke Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğu’nun 2013/4 sayılı satış dosyasına konu Silifke Mukaddem Mahallesi 111 ada, 57 parsel sayılı taşınmazın 15.03.2013 tarihinde yapılan kıymet takdiri nedeniyle bilirkişilerce verilen raporda taşınmaza içindeki ağaçlar, bina ve arazi değeri toplamı olarak 87.905,00 TL değer biçilmiş olup yargılama aşamasında adresleri tespit edilemeyen ve kendilerine gazete ilanı yoluyla tebligat yapılan davalılar Piyale Sökmen, Sinan Sökmen ve Yaşar Kemal Sökmen’e iş bu kıymet takdiri bilirkişi raporu özeti tebliğ yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 11.04.2013 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de”(Basın: 26775) Somali’de Katar heyetine saldırı Dış Haberler Servisi Somali’nin başkenti Mogadişu’da dün Katar heyetini taşıyan konvoya düzenlenen intihar saldırısında 11 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı. Bomba yüklü araçla gerçekleştirilen saldırıda, Somali İçişleri Bakanlığı’na ait zırhlı araçlarda bulunan Katar heyetinden ölen ya da yaralanan olmadığı açıklandı. Saldırının sorumluluğunu henüz üstlenen olmazken radikal İslamcı El Şebab örgütünden şüphe ediliyor. Olayın Somali hükümeti ile Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün sık sık kullandığı bir yolda meydana gelmesi de dikkat çekti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle