18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 MAYIS 2013 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Faili belli olan cinayetlerin üzerine gidilmeyip katiller birileri tarafından korunup kollandı. Olağanüstü cinayetlerin üzerine oturan olağanüstü yetkililer, milletvekili seçilip bakan yapıldı... Derin yapılanmanın sürekliliği elbet yeni değil... Çok eskilere dayanır... Sabahattin Ali’den başlar (daha öncesi var), Abdi İpekçi’ye, Muammer Aksoy’a, Çetin Emeç, Musa Anter, Uğur Mumcu ve Hrant Dink’e dek uzanır... Burada faili belli olan adların listesini yazmaya kalksam bir yıl sürer yazım. AnkaraİstanbulDiyarbakır hattı... İtirafçılar, faşolar, maşalar, devlet... Ben cinayeti, cinayetleri gördüm... Kimse saklamasın! Uzun bir öyküdür bu! Anlat anlat bitmez! Bugün Suriye’de yaşananlar, Irak, Libya, Mısır, Tunus, Pakistan ve Afganistan... Acaba ülkeyi yönetenlere neleri anımsatıyor? Sanırım hiçbir şeyi! O yüzden evrensel demokrasiyle ilgilendikleri falan yok... Demokrasinin laiklik temelinde yükseleceğini bilmiyorlar! Demokrasi olmadan laiklik olur ama laiklik olmadan demokrasi olmaz... Süreç ne olursa olsun, yakın tarihin kanlı sayfalarında bulunan ayrıntılar görülmeli. Demokrasi, hukuk, adalette eşitlik ancak böyle evrensel bir yapıya kavuşur. HHH Hayat denilen kaygan zeminde yaşananlar ve gelecek kuşakların yaşayacakları... Umutların nasıl yeşerip bir anda nasıl solduğunu görenlerin içleri sızlıyor. Bu nedenle aydınlık bir Türkiye, dinsel ve etniksel ayrımcılıktan uzakta evrensel demokrasi istiyor... Ben tüm savaşlara “hayır” diyorum, Türkiye’de ve tüm dünyada savaşın değil, barışın yanında tavır sergiliyorum. Demokratik ve özgürlükçü toplum uygarlığın penceresini açar. Ben böyle düşünürken Başbakan Erdoğan’ın konuşması geldi ekrana... Başbakan Erdoğan’ın konuşmasını dinleyince umutlarım iyice yitti... Başbakan “Alkol Yasası”yla ilgili şöyle diyordu: “İki tane ayyaşın yaptığı yasa muteber oluyor da dinin emrettiği bir yasa sizin için neden reddedilmesi gerekiyor?” Kılıçdaroğlu, Reyhanlı’daki saldırıda hükümetin önceden bilgi sahibi olduğu iddiasını yineledi MİT telefonla uyardı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Suriye’nin kan gölüne dönmesinin sorumlusunun” Başbakan Tayyip Erdoğan olduğunu söylerken Reyhanlı saldırısıyla ilgili olarak da “MİT’in yetkilileri en son 9 Mayıs 2013 tarihinde uyardığını, hatta iz kalsın diye son uyarının cep telefonuyla yapıldığını” söyledi. Kılıçdaroğlu grup toplantısının başında eski kültür bakanlarından İstemihan Talay’a parti rozeti taktı. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın Reyhanlı ziyaretini değerlendirirken salondan “yuh”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “AKP halka hesap verecek” sloganları yükseldi. Kılıçdaroğlu’nun grup konuşmasında değindiği konular özetle şöyle: Beyzbol sopası: Sayın Başba kan, nihayet vizeyi aldıktan sonra Türkiye’ye döndü ve Reyhanlı’ya gitti. Haberleri izlerken ürperdim. 5 askeri helikopter, binlerce polis, özel bereliler... Başbakan düşman ülkesine mi sefer yapıyor acaba? Amerika’da beyzbol sopasını yedik SAVCILIK: ÜÇ GÜN ÖNCE İHBAR GELDİ ADANA (AA) Adana Cumhuriyet Başsavcılığı 11 Mayıs’ta gerçekleşen ve 52 kişinin ölümüyle sonuçlanan Reyhanlı’daki bombalı saldırılara ilişkin gerekli çalışmaların yapılmadığına yönelik iddialara yönelik açıklama yaptı. Açıklamada, “Patlamadan üç gün önce Hatay İl Emniyet Müdürlüğü’ne gelen ihbar Adana TMK 10. maddesiyle görevli cumhuriyet başsavcı vekilliğine iletilmiş olup 09.05.2013 tarihinde olayı soruşturan TMK 10. madde ile görevli cumhuriyet savcısı tarafından güvenlik birimlerimizce ihtiyaç duyulan tüm mahkeme kararları ve talimatlar / izinler verilmiştir” denildi. Öte yandan, saldırıyla ilgili olarak gözaltına alınan bir kişi serbest bırakıldı. ten sonra dünyası değişti. Ne yapacağını bilmiyor, kime saldıracağını bilmiyor. Uyguladığın politika nedeniyle Ortadoğu’nun şamar oğlanına döndün. Ortadoğu’nun bataklığına Türkiye’yi sürüklediler. MİT telefonla uyarmış: MİT bir bakana değil, doğrudan Başbakan’a bağlı. Recep Tayyip Erdoğan’a soruyorum: 1. MİT nisan ayından beri bomba yüklü 3 aracı takip ediyor mu, etmiyor mu? Soru 2: MİT en son yetkilileri ne zaman uyardı? Ben tarih vereyim. 9.5.2013. Sana “O 52 kişinin katili sensin” dediğim zaman, bil ki bildiğim bir şeyler var. Şimdi çıkmış istihbarat örgütleri arasında koordinasyonsuzluk var, diyor. İyi de yeni mi başbakan oldun, 10 yıldır bu ülkeyi yönetmiyor musun? 52 kişinin sorumlusu sensin, adam gibi adamsan istifa edersin. O araçlar Suriye’den Türkiye’ye nasıl geldi? Devlet, bürokrasi görevini yapıyor, yapmayan, önlem almayan iktidar. İstihbaratı veriyor, hatta iz kalsın ilerde sorumlu olmayalım diye son uyarıyı cep telefonuyla yapıyor. Bunu da biliyoruz. 4 öneri: Bütün iyi niyetimizle hükümete çağrı yapıyoruz. 1. Türkiye Cumhuriyeti bundan böyle Suriye’deki iç savaşın taraflarından biri olmadığını açıklamalıdır. 2. Ben artık kendi topraklarıma yabancı terör unsanlarını getirip cebine para koymayacağım, eline silah vermeyeceğim, bundan vazgeçiyorum, demeli. 3. Ben sınırların güvenliğini sağlayacağım, böylece Suriye ile Türkiye arasında geçmişte yaşanan bütün olumsuzluklara kapıları kapayacağım, demeli. 4. Cenevre sürecini bütün samimiyetimle destekleyeceğim, Suriye’de barış için her türlü katkıyı vereceğim, demeli. Hükümet bunları yapsın, CHP size her türlü desteği verecektir. Grup toplantısının ardından gazetecilerin alkol satışına yasak getiren düzenleme hakkındaki sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “AKP’den şunu beklerdim aslında; alkol üretimini Türkiye’de tümüyle yasaklasalardı, niye yasaklamadılar?” dedi. Türkiye Din Devleti mi?.. Din ve ırkçı sarmalında bir anlayışın egemen olduğu toplumlarda neler oluyor? Fotoğraf karşımızda! Halklar birbirlerini boğazlıyor... Bu çağda din, ırk, mezhep kimliği üzerinden yurttaşlık kazanılamayacağını, böyle bir düzenin köleleştirmek olduğunu dün anlatmıştım. Bugün Türkiye’de din, ırk, mezhep üzerinden bir kimlik arayışı var... Kan gölüne dönen Ortadoğu coğrafyasında insanlar çolukçocuk, kadınerkek demeden birbirlerini öldürürken dengeler bozuluyor... Bir yandan Lübnan Hizbullah’ı, El Kaide ve ona bağlı kolları, ŞiiSünni çatışması Türkiye’yi çok yakından ilgilendiriyor. Siyasal iktidar bunların farkında mı? Elbet farkında... Türkiye, komşusu Suriye, Bağdat merkezli Irak hükümetiyle “düşman kardeş” olmuş... İran’la arası pek iyi sayılmaz. Türkiye giderek dinsel milliyetçiliğe kayarken Batı, Esad rejimine karşı daha yumuşak bir tavır sergiliyor. Daha açıkçası ne ABD ne NATO Suriye’ye karşı bir askeri yaptırım uygulamayı düşünüyor. İktidar küçük hesaplar peşinde... Küçük siyasal hesaplar ve din eksenli milliyetçilik... İçki yasağı! Grev kırıcılığı! Gizli, açık baskı! Toplumu sindirme! Kimsenin evrensel temel hak ve özgürlüklerden söz ettiği falan yok! HHH Son 30 yıla dönüp baktığımızda ülkemizde yaşananlar insanın içini ürpertiyor. Türkiye’de demokrasiye, hukuka, özgürlüklere, insan haklarına sahip çıkılmadı. Kenan Evren kafası toplumun bir bölümüne aşılanıp salt laik cumhuriyetin korunması için çaba harcandı. İşlenen faili meçhul cinayetler “devlet sırrı” olarak karşımızda duruyor. Vicdanı olan sivil, asker, bürokrat herkese açık açık soruyorum: “Niçin Susurluk’un üzerine gidilmedi, devlet içinde örgütlenen çeteler birer birer ortaya çıkarılmadı?” ‘Tümüyle yasaklasalardı’ CHP’Lİ VEKİLLERDEN ERDOĞAN’A TEPKİ: ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, geçtiğimiz hafta TBMM’de kabul edilen alkol yasakları düzenlemesini, “Din bunu emrediyor’ sözleriyle savunması ve daha önceki yasal düzenlemeyi ‘iki ayyaşın’ yaptığını söylemesi siyasiler tarafından tepkiyle karşılandı. Erdoğan’a bazı tepkiler şöyle: CHP Sinop Milletvekili Engin Altay: Başbakan’a “iki tane ayyaşın” Laikliğe karşı atılan adımların bir halkası CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter: Başbakan freni patlamış bir milletvekilleri tarafından yapılır. Milletvekillerinin Meclis’e sarhoş gelmeleri yasaktır. Erdoğan’ın bu sözleri milletvekilerine bir hakarettir. Erdoğan toplumu kendine benzetmeye çalışıyor. kim olduğunu sormak lazım. Türkiye laik bir ülke, insanların dini kurallara uyup uymaması konusunda Başbakan’ın bir görevi yok. Dolayısıyla haddini aşmamalıdır. Bu kademeli olarak laikliğe karşı atılan adımların bir halkası. Başbakan’ın “Evinizde için, ortalıkta içmeyin” mantığı da İran mantığıdır. CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar: Erdoğan artık itidalini kamyon gibi gidiyor. Dini kurallarla Türkiye yönetmek anayasal suçtur. İki ayyaş ifadesiyle acaba Cumhuriyetimizin kurucusuna mı bu göndermeyi yapıyor diye düşünmeden edemiyoruz. Başbakan sözde tabanına mesaj vermeye çalışıyor. Gerçek duygularını da, malum gömleğini çıkarmış olmalı ki, söylemekten kaçınmıyor. lizmi aynı şey olarak görüyor. Bu bir beyin yıkama. İnsanların bilinç altına propaganda yoluyla saldırıdır. Bu yasaya Başbakan’ın dinle referans yaratması başlı başına bir sorundur. Burada yaşam tarzına bir dayatma söz konusu. CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner: Başbakan içki içmekle alko yitirmiştir. Erdoğan ve AKP’nin çekirdek kadrosu sapına kadar laiklik düşmanıdır. Başbakan “iki ayyaşın yaptığı yasa” ifadesiyle hem Atatürk’ü hem de İsmet İnönü’yü kastediyor. Bu ifade kesinlikle kabul edilemez. Erdoğan’ın bu açıklamaları AKP’nin içyüzünü ortaya koydu. Bu, demokrasiyle gelip diktaya dönüşen bir anlayışının göstergesidir. geleni uluorta söyleyecek kadar basitleşemez. Yasalar Meclis’te, CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin: Bir ülkenin başbakanı ağzına Oran TBMM gündemine taşıdı Öte yandan CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesiyle konuyu Meclis gündemine taşıdı. Oran, “yasa yapan iki ayyaşın” kim olduğunu sordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle