18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 MAYIS 2013 PERŞEMBE 4 HABERLER İdare mahkemesi Diyanet bütçesinden cemevlerine kaynak ayrılması talebini reddetti Bir Eurovision Öyküsü Tam da Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov’un Moskova’da resmi ziyarette bulunduğu sırada patlak verip AzerbaycanRusya ilişkilerini allak bullak eden krizin nerelere kadar uzanacağını şimdiden kestirmek güç. Rusya’nın ünlü Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, Azeri meslektaşıyla ortak basın toplantısında, diplomatik nezaket kurallarını falan hiçe sayarak haykırıyor: Bunu sineye çekmemiz mümkün değil, karşılıksız bırakmayacağız! Memmedyarov ise durumu idare etmeye çalışıyor: Bir yanlışlık olmuş. Olay ilk bakışta görüldüğü gibi değil, araştırıyoruz. Memmedyarov’un işin iç yüzünü araştırıyoruz lafları boş değil, İlham Alivey Baku’da resmi araştırmaların başlaması emrini çoktan vermiş bile. Olaydan sonra bütün dikkatlerin üzerinde toplandığı, Azerbaycan TRT’si genel müdürü Kamil Guliyev ise telaş içinde şu açıklamayı yapmış: Büyük olasılıkla belli çıkar çevrelerinin sebep olduğu bu olayın Rus ve Azeri halklarının kardeşçe ilişkilerini gölgelememesini samimiyetle umuyoruz. Sevgili okurlar; ortalığı böylesine allak bullak eden, olayların iki ülke arasında müzakere konusu olan enerji alanındaki görüşmelerin çıkmaza girmesinden veya Dağlık Karabağ sorununun bir kez daha bölgede barışı tehdit eden silahlı bir çatışmanın eşiğine gelmesi yüzünden patlak verdiğini sanmayın sakın! Bütün mesele “58. Eurovision Şarkı Yarışması”nda, Rusya’nın Azerbaycan’a 12 tam puan vermesine karşılık, Baku’dan Rusya’ya çıkan oyların sıfırda kalması. HHH Olay iki ülke arasında trajediye mi, komediye mi yol açtı demek gerek bilmiyorum. Ama Rusların bunu sorun yaptıkları, eski resmi, yeni fiili hegemonyaya iyi geçinmeye özen gösteren Azerbaycan’ın da son derece tedirgin olduğu kesin. Bulunan uzlaşma formülü de şu: Aslında Baku’dan çıkan oy sayısı da 0 değil 10 imiş ama, GSM şirketleri üzerinden gönderilen oyların sayımında yanlışlık olmuş. Şimdi bu yanlışlığın nasıl olduğunu araştırıyor, Azeri yetkililer. Ortada gerçekten yanlışlık var ama GSM şirkitlerinde mi başka yerde mi bilmem. İlk kez, Avrupa ülkelerinin 1956 kendi aralarında başlattıkları Eurovision öyle pek ahım şahım bir müzik şenliği değil. Yarışmanın sonucu ise katılımcı ülkelerin uzmanlar ve halktan oluşan iki jürisinin birbirleri için verdiği oylarıyla belirleniyor. Görüyorsunuz, oylamada da hatır gönül, karşılıklı sempati, önyargı, art niyet gibi ögeler rahatlıkla rol oynayabiliyor. HHH İlk kez 1975’te katılmamızın ulusal bir olay kabul edildiği Eurovision ülkemizde başta büyük ilgi topladı. Ülke yarışmacısını belirlemek için yapılan eleme çok heyecanlı ve tartışmalı geçer, yarışma geceleri herkes ekran başına kilitlenirdi. İlk yıllarda, kendi çapımızda yıldızlarımızla katılmamıza rağmen, bir türlü başarı elde edememiş olmamız, neredeyse AET (o zamanlar AB AET idi) tam üyeliğimizin gerçekleşememesi gibi ulusal bir felaket olarak yorumlanırdı. Ne herkesin Anglosakson usulü pop müziği yaptığı, tercihen İngilizce “ırladığı” yarışmayı severdim ne de ona toplumun verdiği önemin nedenini anlardım. Küreselleşmeye başlayan kapitalizmin egemenliğinde herkesin aynı tür düşünceyi paylaştığı, aynı markaları tükettiği, aynı tınıları dinlediği yeknesak ve totaliter dünyanın simgelerinden biri olarak gördüğüm Eurovision’u hep ibretle izledim. Doğrusu ya, dün gazetelerde, Rusya ile Azerbaycan arasındaki olayı okuyana kadar da bu yarışmaya atfedilen olağanüstü önemin bize özgü olduğunu sanır üzülürdüm. Dün çok sevindim. Sevinmemin nedeni, hamakatın hiçbir toplumun tekelinde olmadığının kanıtlanması. Tabii arada kanıtlanan başka bir şey daha var: Demokrasi olmayınca, bir yarışmadaki jüri oyları bile uluslararası soruna dönüşebiliyor, taraflardan hiçbiri “basit bir yarışma ve saçma bir oylama” deyip geçemiyor. Neyse ki bu durumlar evrensel. Ahmaklığın evrenselliği bile teselli olduğuna göre, varın hükmedin halimiz nicedir! ÖNEMLİ NOT: Canan Aran’ın bugünkü davası çok önemli. Hepimiz onunla dayanışma içinde olmalıyız. Bu konuyu yarın burada işleyeceğim. Yargı da yok saydı ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Ankara 17. İdare Mahkemesi, bir Alevi yurttaşın Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinden cemevlerine bütçe aktarılmasına u Ankara 17. İdare Mahkemesi’nin aldığı karar cemevlerinin görmezden gelindiğini bir kez daha gösterdi. Karara itiraz edeceklerini belirten Turan Eser, “Sanki mahkemenin kararını Diyanet’in savunması yazıyor. Mahkemenin, Diyanet’in Türkiye’ye biçtiği mezhepçi görüşü referans aldığı anlaşılıyor” dedi. yıl Diyanet İşleri Başkanlığı’na başvurarak kurumun bütçesinden cemevlerine kaynak aktarılmasını ve Diyanet TV yayınları ile dinsel fetva verme uygulamalarına son verilmesini talep etti. Diyanet, talebe olumsuz yanıt verdi. Eser, bunun üzerine Diyanet’in ret yanıtının iptali için mahkemeye başvurdu. Ankara 17. İdare Mahkemesi, Eser’in başvurusunu oybirliğiyle reddetti. Mahkeme, kararın gerekçesinde, Diyanet’in bütün siyasi görüş ve düşüncelerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek faaliyetlerini sürdüren anayasal bir kuruluş olduğunu savundu. Karara Danıştay’da itiraz edeceğini belirten Eser, “Diyanet fetvasına göre Aleviliği, Alevileri ve cemevini inkâr eden kararın ilişkin başvurusuna olumsuz yanıt verdi. Talebi reddeden mahkeme, Diyanet’in bütçesinin tüm halk için kullanıldığını belirterek “Diyanet’in herhangi bir mezhebe, siyasi düşünceye, kültür ve inanca göre yeniden yapılandırılması anayasanın 10. maddesine aykırıdır” değerlendirmesini yaptı. Eski Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Turan Eser, geçen ‘İtiraz edeceğiz’ yargı tarafından iptal edileceğini umuyoruz” dedi. Mahkemenin ret gerekçesinde Diyanet’in savunma argümanlarını kullandığını vurgulayan Eser, şöyle konuştu: “Sanki mahkemenin kararını Diyanet’in savunması yazıyor. Bu durum, yargıdaki bağımsız yaklaşıma, din, vicdan ve inanç özgürlüğüne, hukukun evrensel ilkelerine aykırıdır. Mahkemenin, Diyanet’in Türkiye’ye biçtiği mezhepçi görüşü referans aldığı anlaşılıyor. Laikliği savunması gereken mahkeme, antilaik Diyanet’in görüşünü savunarak laikliğin altını boşaltıyor.” SEKTÖR TEMSİLCİLERİ TEPKİLİ: İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN Alkolizme mi saplandık? A N K A R A (Cumhuriyet Bürosu) Alkollü içki sektörü temsilcileri TBMM Plan Büt çe Komisyonu’na sundukları raporda, tanıtım yasağının köklü markaların ürünleri ile sahte içkiler arasındaki farkı ortadan kaldıracağı eleştirisini getirdi. Beyoğlu, Çukurova, Asmalımescit eğlence yerleri dernekleri, Avcılar Kafe Bar İşletmeleri Derneği ve Kadıköy Yemeİçme Yerleri Platformu: Türkiye alkolizm batağına saplanmıştır da haberimiz mi yoktur? Avrupa’ya göre en düşük sıralarda, Arap ülkelerine göre bile neredeyse orta sıralardayız A l k o l l ü İ ç k i Üreticileri ve İthalatçıları Derneği temsilcisi: Tanıtım yapılmaz hükmüyle 100 yıllık markalarla sahteler arasında bir fark kalmaz. MEY İçki temsilcisi: Yabancı süreli yayınlar yabancı markaların rek lamlarını yapacak. Bunların dağıtımının tamamen yasaklanması düşünülmüyor ise yerli üretici ile yabancı üretici arasında haksız rekabet yaratacaktır. Bira ve Malt Üreticileri Derneği temsilcisi: Marka yasağı, i şletme menüsüne bile isim yazılamamasını doğurabilir. CHP’li Aydın Ayaydın da muhalefet şerhinde, “Hiç kimse kendi seçtiği elbiseyi topluma zorla giydiremeyecektir. Yasayla, yasaklamayla, dayatmalarla insanların yaşam tarzlarını değiştiremezsiniz. Toplumun dinamikleri yine kendi olağan seyrinde işleyecektir” dedi. Geniş ve katı tanıtım yasağının risk doğuracağını belirten Ayaydın, “Telefon aracılığıyla satış anlamsız ve uygulanamaz bir özellik arz etmektedir. Bu yasağı gözetebilmek için insanların telefon görüşmeleri mi dinlenecektir? Kim bilir belki AKP, yaygın telefon dinlemelerine bir nebze olsun bir gerekçe yaratmak istemektedir” ifadelerini kullandı. Emniyet’te mayıs depremi On bir istihbaratçı görevden alındı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 52 kişinin öldüğü Reyhanlı’daki patlamalarla ilgili MİT ve Emniyet arasında yaşanan istihbarat kavgası sürerken İçişleri Bakanı Muammer Güler, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’nda üç başkan yardımcısı ile 8 şube müdürünü görevlerinden aldı. Bu isimler arasında KCK soruşturması kapsamında MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a yönelik operasyonda görev alan eski İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan da yer aldı. Emniyet’te ilk operasyon İstihbarat Daire Başkanı Ömer Altıparmak mayıs başından görevden alınıp yerine Engin Dinç getirildi. Reyhanlı’da gerçekleştirilen iki ayrı patlamanın ardından Emniyet İstihbarat’ta yeni görevden almalar yaşandı. Milliyet gazetesinin haberine göre, Altıparmak’ın yardımcılıklarını yapan üç ismin yanı sıra 8 şube müdürünün tayini Polis Akademisi Başkanlığı’na yapıldı. Bunlar arasında, Teknik Şube Müdürü de yer aldı. Bu atamayla, dairesinin kalbi olarak tanımlanan birimin başındaki isim değiştirilmiş oldu. Diyarbakır’da kaldırılan çöp konteynırları çözüm süreciyle birlikte yerlerine yerleştiriliyor. [email protected] Köylere dönüş başlıyor MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Terör örgütü PKK’nin çekilmeye başlamasının ardından Doğu ve Güneydoğu bölgesinde hayat normale dönüyor. Boşaltılan köylere dönüşler başlarken yurttaşlar eskiden çatışmaların yaşandığı bölgelerde artık piknik yapıyor. Her ne kadar süren karakol inşaatları ve kontrol noktası uygulamaları tepkiyle karşılansa da, Diyarbakır’da 1990’lı yıllarda güvenlik gerekçesiyle kaldırılan çöp kovaları bile çözüm süreciyle yeniden yerlerine konuldu. Köye dönüşlerle birlikte bölgedeki tarım ve hayvancılık da hareketlenme yaşanıyor. Hakkâri, Şırnak, Diyarbakır gibi illerde çatışmalar nedeniyle ekilemeyen araziler de yeniden işlenmeye başlandı. ‘AKP döneminde iki kat fazla içtik’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen alkol satışına ilişkin yasa önerisine muhalefet şerhi koyan MHP’li Erkan Akçay, yasakların tam tersi sonuçlar getirdiğini belirterek, AKP döneminde alkol kullanma oranının 505 milyon litreden 1.1 milyar litreye çıktığını söyledi. Alkolün tüketimi, sunumu, tanıtımı ve reklamına ilişkin geniş yasaklar getiren alkol yasa önerisi, TBMM’dei tartışmaların ardından önceki gece geç saatlerde kabul edildi. MHP’li Akçay “AKP döneminde 15 yaş ve üzeri kişilerde, kişi başına saf alkol tüketiminin 1.29 litreye ulaştığını” söyledi. Akçay’ın verdiği rakamlara göre “2003 yılında 505 milyon 474 bin 70 litre olan alkol tüketimi, 2010 yılında 1 milyar 60 milyon 77 bin 456 litreye, 2012 yılında ise 1 milyar 127 milyon 283 bin 617 litreye” ulaştı. İlköğretimde en az bir kez alkol kullananların oranının yüzde 15.4 olduğu bilgisini veren Akçay, ortaöğretimde en az bir kez alkol kullananların oranının bu oranın yüzde 50’ye ulaştığını, bu rakamın üniversite öğrencileri için belirlenen rakama yaklaştığını kaydetti. Akçay, “Alkole başlama yaşı 11’e kadar düşmüştür. Bu rakamların ifade ettiği gerçek, AKP yönetiminde Türkiye’de gençlerimizin alkol kullanma oranının yükselmiş olmasıdır” ifadelerini kullandı. MHP’li Akçay: Yasak tersi sonuç doğurur MECLİS’TE YUMRUKLAŞMA ‘Araç kıyağı’ şikâyeti kızdırmış AYŞE SAYIN Ortaöğretimde yüzde 50 BDP Eş Genel Başkanı Demirtaş: Kendisinden randevu almadık ‘Gülen’de tutucu değiliz’ AYŞE SAYIN ‘5 bin TL’ye kiraladık’ n AFYONKARAHİSAR (AA) Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu, kiralanan araçla ilgili açıklamalarda bulundu. İki yıl önce de İçişleri Bakanlığı’ndan yeni araç istediklerini belirten Balkanlıoğlu, “Basında abartıldığı gibi 10 bin liraya değil, 5 bin liraya kiraladık” diye konuştu. 3 kişiye 200’er bin TL n ANKARA (AA) Şans Topu’nda numaralar “5, 10, 11, 15, 23 ve +11” olarak belirlendi. 5 +1 bilen 3 kişi 200 bin 468’er TL kazandı. 5 bilenler 2 bin 864’er TL, 4+1 bilenler 181 TL 85’er kuruş, 4 bilenler 21 TL 65’er kuruş, 3 +1 bilenler 11’er TL, 3 bilenler 2 TL 65’er kuruş, 2 +1 bilenler 3 TL 80’er kuruş, 1 +1 bilenler 2’şer TL kazandı. ANKARA BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “çekilmenin sorunsuz” ilerlediğini ancak hükümetin tavrında sıkıntı olduğuna dikkat çekti. Demirtaş, Mardin Milletvekili Ahmet Türk ve BDP Van Miletvekili Nazmi Gür’ün Fethullah Gülen’le görüşeceği yorumlarına, “Bu konuda kapalı, tutucu değiliz. Ama bir randevumuz yok” yanıtını verdi. Demirtaş’ın sorulara verdiği yanıtlar, ana başlıklarıyla şöyle: Başkanlık ve anayasa: Bir tıkanma yaşıyoruz. AKP de ısrarcı olmayacağını söylüyor başkanlık konusunda. Israrlı olmayacaklarsa, çeksinler tekliflerini. Şimdi komisyon da bu mesele yüzünden tıkandı. Altıncı heyet gidiyor Haber Merkezi BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Grup Başkanvekili Pervin Buldan ile İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in yer aldığı heyet, bu hafta içinde 6. kez terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek için İmralı’ya gidecek. Buldan, “Barış ve çözüm sürecini, atılan adımları ve bundan sonraki takvim ile ilgili görüşmeyi umuyoruz” dedi. ANKARA CHP’li Mahmut Tanal ile AKP’li Plan ve Bütçe Komisyonu Başkan Yardımcısı Sadi Süreyya Bilgiç arasında, alkol tüketimine sınırlamalar getiren yasa önerisinin komisyondaki görüşmeleri sırasında başlayıp önceki gün Genel Kurul’da “yumruklaşmaya” dönüşen kavganın perde arkasından ilginç bir ayrıntı ortaya çıktı. Bilgiç’in “bir daha komisyona gelme” diye tehdit ettiği Tanal, Bilgiç’in Meclis’te “araç tahsis edilen tek komisyon başkanvekili” olduğunu, usulsüz tahsis nedeniyle TBMM Başkanlığı’na “geri alın” diye dilekçe vermesi nedeniyle kendisine tepki gösterdiğini söyledi. TBMM Başkanlığı’ndan “Bilgi Edinme Yasası” uyarınca, Bilgiç’e “araç tahsis edildiği” bilgisini aldığını belirten Tanal, bu tahsisin tamamen “usulsüz” olduğunu ifade etti. Tanal, TBMM Başkanlığı’na bir dilekçeyle başvurarak, Bilgiç’ten aracın alınması talebinde bulunduğuna, Bilgiç’in kendisine yönelik tavrının altında da bu başvurusunun yattığına dikkat çekti. Taşıt Yasası’nda kimlere araç tahsis edilebileceğinin listesinin yer aldığını ve bunların içinde “komisyon başkanvekilinin” bulunmadığını belirten Tanal, “Her şey kanun dışı” dedi. Tanal’a TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam imzasıyla verilen yanıtın “ekli listesi”de, komisyon başkanlarının kulladıkları araçların masraf çizelgesinde, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan’ın yanı sıra, ayrıca “başkanvekili” sıfatıyla Bilgiç’e tahsis edilen aracın masrafına da yer veriliyor. Buna göre Temmuz 2012 yılı itibarıyla Bilgiç’in Meclis tarafından tahsis edilen araçla 15 bin 467 liralık yakıt masrafı görünüyor. PKK yavaş mı hareket ediyor: Bunun KCK dışında hiçbir mekanizması yok, yani hızlı mıdır, yavaş mıdır çekilme, bunu bilemiyoruz. Zaten öngörülen süre aşağı yukarı 23 aydır. Görev sırası hükümette. Parlamento yazın çalışacaksa özel yetkili mahkemeler, TMK, seçim barajı, hazine yardımı masaya yatırılmalı. 1015 maddelik demokratikleşme reform paketi acil ihtiyacı karşılar. Hükümet kaybeder: Hükümet adım atmazsa kaybeder. Türkiye 100 yıl dır ilk kez demokratikleşme fırsatını yakaladı. Bu fırsat kaçarsa 2023’ü göremez. Süreç 35 yıl sürer: Yol temizliği yapılırsa Türkiye nefes alır. 2015 seçimlerinde yeni parlamento profili ortaya çıkar. İsterse 5 yıl olsun, ölümler olmasın. Suriye’deki Kürtlerin durumu: Orası şu veya bu şekilde özerk bir bölge olacak. Kürdistan’ın defakto durumu resmi nitelik kazanır. Davutoğlu Kürt Konseyi’ni Ankara’ya davet ederse yapabileceği en büyük hamle budur. 15 bin TL’lik benzin masrafı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle